Abdullah Öcalan, haftalardır beklenen Newroz mesajında "PKK'nın mücadelesinin boşa gitmemekle beraber aynen sürdürülemez bir aşamaya vardığını" belirtti, ancak "silahlı mücadeleyi sonlandıracak kongrenin toplanmasını" hükümetle "ilkelerde mutabakat" sağlanması koşuluna bağladı.
Öcalan, Diyarbakır'da Pervin Buldan tarafından Kürtçe, Sırrı Süreyya Önder tarafından Türkçe okunan mektubunda, 28 Şubat'ta Dolmabahçe'de hükümet ile HDP'nin yaptığı ortak açıklamadaki 10 maddelik deklarasyon temelinde mesajlar verdi, silahlı mücadeleyi sonlandıracak PKK kongresi için tarih telaffuz etmedi. Öcalan, "Tarih ve halklarımız bizden dönemin ruhuna uygun bir demokratik çözümü ve barışı talep etmektedir. Bu temelde tarihi Dolmabahçe Sarayında, hepimizce resmen ilan edilen on maddelik deklarasyon temelinde yeni bir süreci başlatma görevi ile karşı karşıyayız" dedi.
Öcalan, "Deklarasyon gereği ilkelerde mutabakat oluşmasıyla birlikte PKK'nin Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı yaklaşık kırk yıldır yürüttüğü silahlı olan mücadeleyi sonlandırmak ve yeni dönemin ruhuna uygun siyasal ve toplumsal strateji ve taktiklerini belirlemek için bir kongre yapmalarını gerekli ve tarihi görmekteyim. Umarım ilkesel mutabakata en kısa sürede varıp parlamento üyeleri ve İzleme Heyeti'nden teşkil edilen bir Hakikat ve Yüzleşme komisyonundan geçerek bu kongreyi başarıyla realize etme durumunu yaşarız. Bu kongremizle birlikte artık yeni dönem başlamaktadır" ifadesini kullandı.
Acımasız kimlik savaşına acil müdahalenin "siyasi ve ahlaki sorumluluğun" yanı sıra "dini inancın" da gereği olduğunu vurgulayan Öcalan, Süleyman Şah Türbesi'nin IŞİD tehdidine karşı YPG kontrolündeki Eşme köyüne taşınmasına vurgu yaptı.
Öcalan''ın İmralı Cezaevi'nden gönderdiği Newroz mesajının tam metni şöyle:
Tüm halklarımıza;
Barışın, eşitliğin, özgürlük ve demokrasinin yanında yer alan tüm halklarımızın ve dostlarımızın Newroz'unu selamlıyorum.
Emperyalist kapitalizmin ve despotik yerel işbirlikçilerinin tüm dünyaya dayattığı Neo liberal politikaların yol açtığı kriz, bölgemiz ve ülkemizde çok yıkıcı bir şekilde yaşanmaktadır. Halklarımızın ve kültürlerinin etnik ve dini farklılıkları, bu kriz ortamında, anlamsız ve acımasız kimlik savaşlarıyla tüketilmektedir. Ne tarihi ne çağdaş, ne de vicdani ve siyasi değerlerimiz bu tabloya asla sessiz ve bigâne kalamaz. Bilakis acil bir müdahale, dini inançlarımız, siyasi ve ahlaki sorumluluğumuzun gereğidir.
Ülkemiz halklarının, demokrasi, özgürlük, kardeşlik ve onurlu barışı için yürüttüğümüz mücadele bu gün tarihi bir eşiktedir. Kırk yıllık hareketimizin acılarla dolu geçen bu mücadelesi boşa gitmediği gibi aynen sürdürülemez bir aşamaya da varmış bulunmaktadır. Tarih ve halklarımız bizden dönemin ruhuna uygun bir demokratik çözümü ve barışı talep etmektedir. Bu temelde tarihi Dolmabahçe Sarayında, hepimizce resmen ilan edilen on maddelik deklerasyon temelinde yeni bir süreci başlatma görevi ile karşı karşıyayız.
Deklarasyon gereği ilkelerde mutabakat oluşmasıyla birlikte PKK'nin Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı yaklaşık kırk yıldır yürüttüğü silahlı olan mücadeleyi sonlandırmak ve yeni dönemin ruhuna uygun siyasal ve toplumsal strateji ve taktiklerini belirlemek için bir kongre yapmalarını gerekli ve tarihi görmekteyim. Umarım ilkesel mutabakata en kısa sürede varıp Parlamento üyeleri ve İzleme Heyetinden teşkil edilen bir Hakikat ve Yüzleşme komisyonundan geçerek bu kongreyi başarıyla realize etme durumunu yaşarız. Bu kongremizle birlikte artık yeni dönem başlamaktadır. Bu yeni dönemde, Türkiye Cumhuriyeti dahilinde özgür ve eşit Anayasal yurttaşlık temelinde demokratik kimlik sahibi demokratik toplum olarak, barış içinde ve kardeşçe yaşama sürecine giriyoruz. Böylelikle 90 yıllık Cumhuriyet tarihinin çatışmalarla dolu geçmişini aşıp gerçek barış ve evrensel demokrasi kriterleri ile örülmüş bir geleceğe yürüyoruz. Newroz'un gerçek tarihine yaraşan da huzurunuzda böyle bir aşamayı selamlamaktır. Ve lakin ülkemiz ve halklarımız için doğru olan olgular, aynı zamanda kutsallarla dolu bölgemiz için de geçerli olmak durumundadır. Kapitalist emperyalizmin genelde son iki yüz yıllık, özelde son yüz yıllık gerçeği şudur: Ulus devlet milliyetçiliği temelinde etnik ve dini kimlikleri özüne ters biçimde içe doğru kapatıp birbirlerine düşman etmek, yani böl-yönet politikasına uygun olarak varlığını acımasızca günümüze kadar sürdürmek!
Bilmeliyiz ki Ortadoğu üzerindeki emellerinden vazgeçmeyen Emperyalist güçlerin yol açtığı son zorbalık IŞİD görüntüsünde ortaya çıkmıştır. Barbarlığın bile anlamını zorlayan bu örgüt, kadın çocuk demeden, Kürtler, Türkmenler, Araplar, Ezidiler, ve Asuri-Süryaniler başta olmak üzere bütün bölge halklarına ve inançlarına dönük vahşice katliamlar sergiledi.
Artık gün bu acımasız ve yıkıcı tarihi sonlandırıp gerçek geçmişimize uygun barış, kardeşlik ve demokrasiye geçiş yapma günüdür. Doğru bildiğim ve inancım gereği; çatışmacı, tüketici, yıkıcı milliyetçiliğin doğurduğu ulus devletleri demokratik siyasetle aşarak açık demokratik kimliklerle bir ortaklaşmaya geçmenin mecburiyetidir. Bunun için ulus devletleri kendi içinde demokratik siyasetle demokratik ortaklaşmanın yeni bir türünü gerçekleştirmeye ve yine ulus devletleri kendi aralarında Ortadoğu'nun demokratik ortak evini inşa etmeye çağırıyorum.
Ayrıca bugün vesilesiyle mahşeri topluluğunuzun ezici çoğunluğunu teşkil eden özgürlüğe kanat çırpan kadınları ve gençleri önümüzdeki dönemin ekonomik, sosyal, siyasal ve güvenlik alanlarında özgürlük ve eşitlik mücadelesinde en aktif bir biçimde yer almaya ve başarmaya çağırıyorum. Ayrıyeten hem bölgemiz için hem de uluslararası dünya için büyük anlamı olan Kobani direnişini ve zaferini selamlıyorum. Bu temelde gelişen 'Eşme ruhunu' halklarımız arasında yeni tarihin sembolü olarak selamlıyorum. Yukarıda belirlemeye çalıştığım tüm bu saptamalar tek cümleyle tarihimizin ve güncelliğimizin toplum olarak yeniden revizyonu, restorasyonu ve yeniden inşası için değerli bir çağrıdır.
Tekrar bu tarihi Newroz'un şahsınızda tüm insanlık için büyük hayırlara vesile olması dileğiyle selamlıyorum.
Yaşasın Newroz,
Yaşasın Halkların Kardeşliği…"
Nevruz'dan detaylar
Kutlamalar soğuk ve yağmura rağmen büyük katılımla sürüyor. Vatandaşlar, yoğunluk nedeniyle yaklaşık bir kilometre mesafede araçlardan inerek, yaya olarak kutlamanın yapılacağı alana geldi. Yaklaşık 500 litre mazot, 15 ton odunun kullanıldığı Nevruz ateşi yakıldı.
Aralarında Demokratik Toplum Kongresi'nin de (DTK) bulunduğu tertip komitesince düzenlenen Newroz kutlamasına katılmak için kentin farklı noktalarından belediyeye ait araçlarla parka ücretsiz taşınan vatandaşlar, yoğunluk nedeniyle yaklaşık bir kilometre mesafede araçlardan inerek, yaya olarak alana geliyor.
Büyük bölümü yöresel kıyafetlerle kutlamalara katılan çocuklar da dahil tüm vatandaşlar polis noktasında üst aramasından geçiriliyor. Alana girişler sırasında zabıtaların yanı sıra tertip komitesinin görevlileri de koordinasyonu sağladı.
Barzani'nin mesajı okundu
HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ, DTK Eş Başkanları Dicle ve Irmak, Belediye Başkanı Kışanak, HDP İstanbul Milletvekili Sabahat Tuncel, Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Başkanı Lami Özgen, kanaat önderleri ve gazeteciler, etkinliğe katılmak üzere DTK il binası önünde bir araya geldi.
Yöresel kıyafet giyen Yüksekdağ, Kışanak ve Irmak'ın bulunduğu heyet, buradan parti otobüsüyle etkinliğin yapıldığı Nevroz Parkı'na geçti.
HDP ve DBP'lilerin yanı sıra çok sayıda köşe yazarı, gazeteci ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi de konvoy eşliğinde alana geldi.
PYD Eş Başkanı Asya Abdullah, Diyarbakır Bağımsız Milletvekili Leyla Zana, Ahmet Kaya'nın eşi Gülten Kaya, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de Nevruz kutlaması için protokoldeki yerini aldı.
Etkinlikte, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Neçirvan Barzani'nin de aralarında bulunduğu bazı davetlilerin mesajları okundu.
Platformda Kürtçe ve Zazaca, "Nevruz kutlu olsun" pankartı yer aldı.
Çok sayıda televizyon kanalının canlı olarak yayınlayacağı kutlamayı izlemek için yurt içi ve dışından Diyarbakır'a gelen 700'ü aşkın gazeteci akreditasyon yaptırdı.
Alanda toplanan gruplar yağmura rağmen Kürtçe şarkılar eşliğinde halay çekerek eğlendi.
Sabahın erken saatlerinden itibaren alana gelmeye başlayan aileler, beraberinde getirdikleri malzemelerle veya seyyar satıcılardan aldıkları yiyeceklerle kahvaltı yaparken, çocuklar da alanda oyun oynadı.
Etkinlik kapsamında PYD Eş Başkanı Asya Abdullah ve DTK Eş Başkanı Selma Irmak'ın birer konuşma yapması, Abdullah Öcalan'ın mesajının okunmasının ardından sanatçı Suavi'nin konser verdi.
Nevruz ateşi yakıldı
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, Kürtçe yaptığı konuşmada vatandaşların nevruzunu kutladı.
Müzik yayını ile devam eden etkinlikte yaklaşık 500 litre mazot, 15 ton odunun kullanıldığı nevruz ateşi görevlilerce yakıldı.
Sahneye yaklaşmak isteyen bir grubun güvenlik bariyerini aşmak istemesi üzerine kısa süreli arbede yaşandı. Rahatsızlanan vatandaşlar için zaman zaman sahneden ambulans anonsu yapıldı. Alanda İl Sağlık Müdürlüğü'ne ait biri motorize 6 ambulans hizmet verdi.
'Kriz masası oluşturuldu'
Bu arada Diyarbakır Valiliğince nevruz kutlamaları nedeniyle kriz masası oluşturuldu. Çeşitli kurum ve kuruluşlardan yetkililerin bulunduğu kriz masasında kutlamalarla ilgili gelişmeler takip edildi.