Diyarbakır Esnaf ve Sanaatkârlar Odaları Birliği Başkanı Alican Ebedinoğlu, dövizdeki yükselişin sosyal ve ekonomik sonuçlarının hemen değil, 6 ay içinde görülmeye başlanacağını söyledi. Türkiye ekonomisindeki dalgalanmanın son bir yıldır gündemde olduğunu ifade eden Ebedinoğlu, iç ve dış siyasi konjonktürün doğurduğu sorunların buna neden olduğunu belirtti.
Ebedinoğlu, seçimden sonra ekonomik kriz beklendiğini ama dövizde bu kadar sert bir çıkışın beklenmediğini ifade ediyor.
"Bu dalgalanma son 3 haftadır hem bölgemizde, hem ülkemizde hissedilmeye başlandı. Doların yükselişi, TL'nin son 2 aydaki yüzde 30'luk kaybı ekonominin her alanına yansıyacaktır. Bu sadece tüccarı, esnafı değil, ülkede yaşayan herkesi etkileyeceği bellidir."
Diyarbakır Esnaf ve Sanaatkârlar Odaları Birliği'ne bağlı 42 meslek odası bulunuyor. Birliğe 64 bin esnaf ve sanatkar mevcut, bunların yüzde 40'ı kayıt altında. Yüzde 20'nin üzerinde ise kayıt dışı olduğu belirtiliyor. Alican Ebedinoğlu, bu mevcudun, 80 ile 100 bin arasında insanı istihdam ettiğini söylüyor.
''Ciddi oranda iş yerinin kapanmasını bekliyoruz''
Son üç yılda yaşanan çatışmalı sürecin bölge esnafına ekonomik etkilerinin ağır olduğunu ifade eden Ebedinoğlu, bu süreçte Diyarbakır ve ilçelerinde 2 bin 500 esnafın dükkan kapattığını belirtti. Çatışmalı süreçte on binlerce insanın işsiz kaldığını söyledi. Eğer tedbir alınmazsa bu krizin daha ağır bir tahribat yaratacağını kaydetti. Ebedinoğlu sözlerine şöyle devam etti:
"Bölge esnafı son 3 yılda yaşanan olaylardan dolayı ciddi yaralar aldı, kayıplar yaşadı. Bu yaraların sarılması ile ilgili son iki yıldır gerek bizim gerek ilgili kuruluşların çalışmaları, raporları Ankara'ya sunuldu. Bu raporlarla ilgili çalışmalar son bir yıldır esnafa, tüccara yansıtılma sürecinde bu krizin üzerine gelmesi, bizleri ve esnafımızı ciddi anlamda kaygılandırmaktadır.''
"Bölgede hem istihdam anlamında ciddi sorunlar var, çünkü bölgedeki istahdamın yüzde 80'i küçük işletmelerden oluşuyor ve hepsi adeta can çekişiyor. Bu dalgalanmayla birlikte ciddi tahribatlar yaşanacak. Ciddi oranda iş yerinin kapanmasını bekliyoruz, işten çıkartılmalar yaşanacak. Bölge, ülkeden daha fazla etkilenecektir."
''Bu tür kriz hallerinde daha ağır tahribatlar, göçler yaşanıyor''
Ebedinoğlu, bölgeler arası eşitsizliğe dikkati çekiyor, ekonomik kriz hallerinde bölgenin daha ağır tahribatlar yaşadığını söylüyor:
"Bu tür kriz hallerinde daha ağır tahribatlar, göçler yaşanıyor. İş yerini kaybedenler, iflas edenler, dövizle borçlananlar... Bu yüzden esnafın üzerinde daha ağır bir tahribat olacağı endişesindeyiz."
Amerika'ya giden heyetin girişimlerinin sonuçsuz kalması ve dönüşte herhangi bir açıklamanın yapılmamış olmasının da kaygıları arttırdığına dikkati çeken Ebedinoğlu, ciddi bir belirsizlik olduğunu ve bunun piyasayı hareketlendirdiğini, hükümetten yapılacak ciddi bir açıklamanın rahatlatma yaratacağını ifade etti:
"Kimisi dövizin yükselişini dış politikaya bağlıyor, kimisi ekonomik krize, kimisi ekonomiyi yöneten kesimin tecrübesizliğine başlıyor durumu. Krizin yaşanmasını birçok nedene bağlayabiliriz, hatta bölgede yaşanan olumsuzluğa, Suriye ve Irak'taki duruma. Bunların tamamı ekonominin üzerinde ciddi bir baskı oluşturuyor. Bu ülkeye ciddi bir ekonomik maliyet getiriyor ve nereye kadar devam edecek bilmiyoruz."
Alican Ebedinoğlu, ekonomideki bu tür tahribatların yansımasının altı ay sonra ortaya çıktığını da belirtti.
"Geçmişteki tecrübelerimize dayanarak söylüyorum, bu tür tahribatların etkisini 6 ay sonra hissedeceğiz. Şu an daha çok yeni, ama birçok kesim, özelikle istihdam yaratan kesimler etkilenecek. Bölgemize ciddi anlamda imalatlar yok biliyorsunuz, sanayi gelişmemiş ve ekonomi daha çok küçük işletmeler, hizmet sektörü üzerinden yürüyor. Turizm gibi hizmet sektörü de dövize endeksli sektörler. Bu tür sektörlerin etkilenmesi demek bütün esnaf, tüccar ve sanatkârın etkilenmesi anlamına geliyor.
"Biliyorsunuz TEFE, TÜFE olarak değerlendirildiğinde yüzde 15'ler gibi bir orandan söz ediliyor.
"Ancak son bir yılda yüzde 50-60 oranında bir döviz dalgalanması yaşanmaktadır. Bunun örneğin asgari ücrete, maaşlara yansıması gerekiyordu, aksi takdirde ciddi sosyal sıkıntılar yaşayabiliriz. Bu yönlü kaygımız da bu devalüasyonla birlikte büyümeye devam ediyor."