Diyarbakır’da kadın cinayetleri protesto edildi. Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Neslihan Şendal, kadınların yaşamın her alanında koparılmaya çalışılması siyasi iktidarın kadın kırım politikasını olduğunu belirterek, “Bizler bu sürecin politik olarak işletildiğini biliyoruz. Kadınlar, çocuklar yaşamdan koparılarak, kadın kırım politikası en temel toplumsal sorun olarak derinleştirilmeye çalışılıyor” dedi.
Türkiye’de son günlerde artan kadın cinayetlerine tepkiler sürüyor. Son olarak İstanbul, Diyarbakır ve Mersin'de 4 kadının katledilmesi, DEM Partili kadın belediye eş başkanları, kadın örgütleri temsilcileri Diyarbakır’da düzenlediği basın açıklamasıyla protesto edildi. Sezai Karakoç Kültür ve Kongre Merkezi önünde toplanan kadınlar adına açıklamayı yapan DEM Partili Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Neslihan Şedal, kadın cinayetlerinin politik olduğunu söyledi.
Kadına yönelik şiddete karşı mücadelelerini sürdüreceklerini aktaran Eş Başkan Şedal, “Yıllardır mücadelemiz erkek egemen sistemin sürdürücüsü olan cinsiyetçilik ideolojisine karşı devam ediyor. Örgütlülüğümüz bu ideolojiye bertaraf etmek için gün be gün artırmak için kurumsallaştırmak için mücadelemiz güçlü bir şekilde devam ediyor. Bizler bugün burada yerel yönetimler ayağıyla kadına yönelik şiddete karşı ve bunu üreten cinsiyetçi ideolojiye karşı politikamızı nasıl üretebileceğimizi tartışırken, kadın bu dakikalar da bile yaşamın her alanında koparılmaya devam ediyor, intihara sürükleniyor ve kadın kırım politikası, bilinçli bir şekilde siyasi iktidar tarafından yürütülmeye çalışılıyor. Siyasi iktidarların bu politika üzerinden kendini yaşattığını biliyoruz. Yaşamın özgür olabilmesi için politik mücadele yürüten kadınlar olarak, yaşamdan koparılan her bir kadın için, tecrit edilen kadınlar olarak bu mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz. Bu ideolojinin kadınları intihara sürüklettiğini, kadınları şiddete maruz bıraktığını, yaşamın her alanından kopartıldığını biliyoruz. Siyasi iktidarlarının da bilinçli olarak bu politikalar üzerinden kendini var ettiğini de biliyoruz” diye konuştu.
‘Bu katillerin sicilleri, kadınların şikayetleriyle, kadınların koruma isteme tedbirleriyle dolu’
Kadınlara yönelik şiddet suçlarından cezasızlık politikasının uygulandığını söyleyen Eş Başkan Şedal, şunları kaydetti:
“22 yıllık AKP iktidarına baktığımız zaman özeti kadın kırım politikalarıyla, sürekli mücadele eden kadınların tutsak edilmesiyle, kadının intihara sürüklenmesi, şiddete maruz kalmasıyla doludur. Neden? Çünkü bir yandan bu suçu işleyenler serbest bırakılırken, istismar suçu işleyenler, kadınları bilinçli olarak intihara sürükleyenler, kadın katilleri özgürce dolaşabiliyorken, bunun mücadelesini veren kadınlar sokak ortasından katledilebiliyor. Bizler bakıyoruz Gülistan Doku halen bulunamadı, halen Narin’in acısını yüreğimizde taşıyorken, daha Rojin bulunamadı. Bizler burada kadın politikalarını daha güçlü yürütebileceğimizi tartışıyorken, dün Sur’un ortasında bir kadın katledildi. Bizler bu mücadeleyi örerken maalesef İstanbul’un göbeğinde iki kadın katledildi. Bunları politik olarak değerlendiriyoruz. Bu katillerin sicilleri, kadınların şikayetleriyle, kadınların koruma isteme tedbirleriyle dolu. Kadınlar daha önce resmi kurumlara başvurarak, bu kişilerin uzaklaştırılması, bu kişilerden korunması gerektiğini gerekli mekanizmalara bildirmişti.
Ancak 22 yıllık iktidara baktığımızda kravat indirimlerinden tutalım da, tacizcileri ve tecavüzcüleri koruyan, onlara ceza indirimi sağlayan, ‘bir kerede bir şey olmaz’ diyenlerin tarihiyle dolu. Dolayısıyla bizler bu sürecin politik olarak işletildiğini biliyoruz. Kadınlar, çocuklar yaşamdan koparılarak, kadın kırım politikası en temel toplumsal sorun olarak derinleştirilmeye çalışılıyor. Bu sorunlara bağlı olarak, diğer sorunların hiçbir şekilde çözülmesine müsaade edilmiyor. Özellikle yaşadığımız coğrafya, özel savaş politikalarıyla kadınlar hedef alınarak, toplumumuzun değerleri, ahlakı ve bu ahlak üzerinden bir çöküntü de yaratılmak istenildiğini biliyoruz. Yaşamdan koparılmış bütün kadınlara söz veriyoruz, hepimiz için özgür, eşit bir yaşamı inşa edene kadar yürütücüsü olacağımızın sözünü tekrardan yineliyoruz.” (ANKA)