DBP'li belediyelere kayyum atanması yönünde hükümet yetkililerinin kanun maddesinin hazır olduğu yönündeki açıklamalara ilişkin DBP Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Fırat Anlı, “Bir kişinin kararıyla bu süreç işlemez. Ancak çok istiyorlarsa kendilerinin de eleştirdiği tek partili döneme geri dönsünler" dedi. Anlı, “Kendilerinin meşruiyet kaynağı neyse belediyelerin de aynıdır" diye konuştu.
Evrensel'e konuşan Anlı, halkın iradesiyle göreve gelen belediyelere kayyım atamanın, hesaplandığı gibi kolay olmayacağını söyledi. AKP iktidarının uzun süreden beri tüm muhalif kesimleri sindirme operasyonu yürüttüğünü söyleyen Anlı, “Bunun bir adımı olarak da yerel yönetimlere müdahale gündeme gelmiştir. Sendikalara, öğrencilere, kadınlara, emekçilere, köylülere, siyasi hareketlere hayat dar edilmeye çalışılıyor, nefes alınamaz hale getirmek istiyorlar” dedi.
“Hesaplandığı gibi kolay olmaz”
Anlı, “Kendilerinin meşruiyet kaynağı neyse belediyelerin de aynıdır. Sandıktan halk desteği ile çıktıklarını söylüyorlar. Yüzde 50 oy aldık, deniliyor. Bu oy oranını aşarak göreve gelen belediyelere müdahale etmek her şeyden önce meşru değildir. Hukuka aykırıdır, antidemokratiktir ve onun ötesinde zulümdür” diye konuştu.
Anlı, “Sırf bu yarım yamalak iktidarlarını sürdürmek için göze alamayacakları hiçbir şey yok. Bugün şirketlere, basına rahat bir şekilde el koyuyorlar. Ama belediyeler öyle değildir. Burada yanılıyorlar. Bir kişinin kararıyla bu süreç işlemez. Ancak çok istiyorlarsa kendilerinin de eleştirdiği tek partili döneme geri dönsünler. Ben buradan öneriyorum; kentlerde tek bir kişiyi belirlesinler, vali de, belediye başkanı da, il başkanı da o kişi olsun. Bu kadar görevli kişiye de gerek yok” dedi.
Anlı, belediyelere kayyım atanmasının gerçeklikle bağdaşmadığını ifade ederek, “Bu süreç ancak anayasal düzeni ret ederek işletilebilir. ‘Fiili olarak başkanlığa geçtik’ diyenler bunu da yapabilir. Bu süreçle ilgili de Ankara’da bir ekibin hazırlık yaptığı görülüyor. Dönem dönem ilgili bakanlıklardan açıklamalar yapılıyor. Atacakları adımları sıralıyorlar. O zaman tabi ki hukukun, hak ve adaletin olmadığı yerde bu olur. Ancak siz millet iradesini tanımazsanız yarın birileri de sizin o millet iradenizi tanımama hakkını bu zemin üzerinde bulacaktır” dedi.
“Biz sonuna kadar halkımıza hizmet etmeye devam edeceğiz” diyen Anlı, “Sonuna kadar Türkiye’deki en açık şeffaf katılımcı belediyecilik örneğini vermeye devam edeceğiz. Bizim gizlimiz saklımız yok. Türkiye’de belediyemize gelmemiş bir müfettiş kalmamıştır. Yetmiyorsa Orta Asya’dan Avrupa’dan müfettiş isteyebilirler. Bizim her şeyimiz açık ve şeffaftır” dedi.
“Her hükümet cazibeden bahsetti”
Başbakan Binali Yıldırım’ın ‘Bölgeyi cazibe merkezi yapacağız, terörü bitireceğiz’ açıklamasını da değerlendiren Anlı şunları kaydetti: “Benim çocukluğumdan başlayarak bu güne kadar sık sık duyduğum bir şeydir bu. ‘Bölgeye ekonomik teşvik paketleri açacağız, bölgeyi ihya edeceğiz, bölgeye yatırım yapacağız’ denildi hep. Ben duyduğuma değil, gördüğüme inanırım. Şimdi bu şehirde başbakanın açıklamalarının olabileceğine inanan üç kişi bulamazsınız. Eğer derdiniz bu bölgede barışçı bir şekilde kalkınmaksa sınırınızı 350 km beton bloklarla niye örtersiniz? Evet bölgeye pozitif ayrımcılık yapılmalı. Ancak her hükümet döneminde gördük, hayale gelmeyen vaatlerde bulundular. Ama biz iyi biliyoruz ki, bunlar masa başında bile çalışılmamış konulardır. Sadece şu anda bölgedeki insanlara bu yıkım üzerinden umut satmak istiyorlar. Kendilerine rant alanı açmak istiyorlar. Bir kez daha söylemiş olalım; seksen yıllık cumhuriyet bölgeye bilerek, isteyerek negatif ayrımcılık yapmıştır, geri bırakmıştır. Biz önce seksen yıllık bu faturanın ödenmesini istiyoruz.”