Hatice Kamer
Diyarbakır'da 8 Mart kutlamaları olaysız bir şekilde gerçekleşti. Caddeler ve sokaklar trafiğe kapatılmış, sokak girişlerinde ise zırhlı araçlar bekliyordu.
Miting alanına gelen herkes üç dört güvenlik noktasından ve aramadan geçti.
Programı tertipleyen kuruluşlar arasında yer alan TJA'nın (Özgür Kadın Hareketi) flamaları dahil olmak üzere, HDP (Halkların Demokratik Partisi) ve DBP'nin (Demokratik Bölgeler Partisi) flamaları dışında miting alanında başka flama ve bayrakların asılmasına izin verilmedi.
Birçok arama noktasında, tülbentlerinde sarı, kırmızı, yeşil yıldız motifleri olan kadınların miting alanına girmelerine izin verilmediği belirtildi. Sahneye yakın bir yerde bir kadına polisin müdahalesini yine kadınlar engelledi. Tülbentlerdeki yıldızlar, sarı, kırmızı ve yeşille buluşunca bölücü sembol kabul edildikleri için yasaklıydı.
Müzik sesleri ve halay
Alandaki ilan panolarında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'ne kayyum olarak atanan Cumali Atilla'nın 8 Mart kutlama mesajı dikkati çekiyor. Diyarbakır İş Kadınları Derneği'nin ve 'Kadın Erkek Eşittir' yazılarının olduğu pankartları da bu meydanın yeni yüzlerinden.
Kadınların çoğu renkli, yerel kıyafetler giyerek gelmiş.
Sahneden, HDP'nin referandum kampanyası için hazırladığı "Na, Hayır" müzikleri yükseliyor. Tüm program boyunca kadınlar bu müzikler eşliğinde halay çekip, "Hayır" sloganları atıyorlar.
Her yıl yapılan kutlamalara kıyasla daha sönük geçse de, OHAL'e (Olağanüstü hâl) rağmen alanın kalabalık olduğunu söylemek mümkün.
Konuşmalarda referandum öne çıktı
Mitingde yapılan konuşmalara referandum ve Irak'ın Şengal bölgesinde KDP (Kürdistan Demokrat Partisi) güçleri ve YBŞ (Şengal Direniş Birlikleri) arasında yaşanan çatışmalar damgasını vuruyor.
Tutuklu bulunan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ile diğer milletvekillerinin 8 Mart mesajları okunuyor.
Mitingin ilk konuşmacılarından DTK (Demokratik Toplum Kongresi) Eş Genel Başkanı Leyla Güven, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın "Kadın özgür olmadan, toplum özgür olamaz" sözüyle konuşmasına başlıyor.
"Bugün aramızda olması gereken ancak AKP tarafından rehin alınan arkadaşlarımız bulunuyor" diyerek tutuklu vekil ve belediye başkanlarının isimlerini okuyor.
Konuşma yapan bir diğer isim de Ezidi milletvekili Feleknas Uca.
Geçen hafta Berlin'de Clara Zetkin ödülünü alan Diyarbakır HDP Milletvekili Feleknas Uca da Şengal bölgesinde yaşananlara dikkat çekiyor:
"Tarihi dönemlerden geçiyoruz. Siyasi çıkarları için Kürt halkının kazanımlarına saldıranlar bilsin ki, Kürt halkı Lozan'daki Kürtler değil. Kürtler Zilan ve Koçgiri'yi unutmayacak Kürtlerdir."
Özgürlük ve demokrasinin anahtarının Kürt halkında olduğunu savunuyor ve Kürt sorununun çözümsüzlüğünde ısrar edenlerin alanlara bakması gerektiğini söylüyor.
HDP Milletvekili Sibel Yiğitalp, OHAL koşullarında bu mitingi yaptıklarına dikkati çekiyor:
"Demokrasi adı altında faşizmi nasıl da ilmek ilmek örüyorlar, görüyoruz. Yine cezaevlerinde sistematik işkenceler artarak devam ediyor. Cezaevlerindeki kadın tutsaklara yönelim söz konusu. Kadın yoldaşlarımız bu tutumlara karşı açlık grevine başladılar. Cezaevlerinde yaşanacak en küçük bir sorundan iktidar sorumludur."
"Na / Hayır" diyen kadınlar
Ayakta beklemekten yorulanlar, kaldırımlara, çimlere oturmuş sahneyi izliyor.
Gençlerin enerjisi her zamanki gibi yüksek, müzik olmasa bile şarkı söyleyip halay çekmeye devam ediyorlar.
Uzaktan sahneyi izleyen ve çimlere oturan Zeliha, katılımın bu yıl düşük olmasından şikayetçi.
Seninle röportaj yapabilir miyim diye soruyorum, gülerek "Hayır, na, na.." cevabını veriyor:
"Yani oyum hayır, biz bugün buraya referandumda oyumuzun rengini göstermek için geldik, na, na, na, na.." diyerek zafer işareti yapıyor.
"Kadınlar bugün alanı doldurmalıydı, zorluklar her zaman var, polis hep vardı, yeni değil ki?" diyerek kadınların kokmaması gerektiğini söylüyor. Fotoğraf istemiyor.
Yanındaki kadın Silvan'dan gelmiş, o da fotoğrafa izin vermiyor. Her yıl bu meydanda yapılan mitinglere geldiğini söylüyor. Yaşanan baskılara rağmen, katılımın iyi olduğu görüşünde.
"Yine de dayanamadım, mitinge geldim"
Yerel kıyafetler giyinmiş bir başka kadının yanına gidiyorum, o da fotoğrafının çekilmesini istemiyor.
"Çok şey söylemek istiyorum ama haftada iki gün karakola gidip imza verdiğim için basına konuşamıyorum. Fotoğraf ya da demecim çıkarsa infazım yanar, kayyum atamaları protestolarında gözaltına alınmıştım, bir ay gözaltında kaldım. Yine de dayanamadım, mitinge geldim" diyor.
Nefise de mitingi geçen seneyle kıyaslıyor. "Geçen sene de düşüktü katılım, hendekler, sokağa çıkma yasakları vardı. Yaşatılan bunca zulme rağmen insanlar yine de geldi, bence buna rağmen katılım iyi" görüşünde.
"Bombanın acısını daha unutmadık"
Bir diğeri de ben sormadan konuşuyor, iki yıl önce mitingde bombanın patladığı yeri eliyle işaret ediyor.
"Korkuyor insanlar, bu bombanın acısını daha unutmadık, bir sürü kişi tutuklanıyor sebepsiz yere, bu yüzden insanlar gelmeye korkuyor."
Platformun önünde, polis bariyerlerine dayanan ve ağlayan bir kadın dikkatimi çekiyor.
Adı Cemile, Sur'un eski sakinlerinden. Fatihpaşa Mahallesi'nde iki katlı evi varmış.
Operasyonlar döneminde onun da evi yıkılmış. Evden hiçbir eşyasını bile kurtaramamış. 30 yaşındaki oğlu da Sur'daki olaylardan dolayı tutuklanmış:
"Saraykapı'da ev tuttum, gelinim, iki torunum yanımda. Perişan olduk, tüm emeğim, iki katlı evim için sadece iki bin lira para verdiler, almadım. Hayatım söndü. Oğluma 12 yıl ceza verilmiş. Gözümüz barışın yolunda kaldı kızım, mitinge gelmeyecektim ama gelmemeyi yediremedim kendime."
8 Mart kutlaması, darbe teşebbüsünden, OHAL ilanından sonra HDP'nin İstasyon Meydanı'nda yaptığı ilk kitlesel etkinliğiydi. Bu mitingi, kadınların buluşmasından ziyade, HDP'nin referandum için halkla buluşmasının ilk ayağı olarak görmek de mümkün.
Sahneden sık sık yapılan referandumda hangi oyu kullanacaksınız sorusuna verilen "Na/ Hayır" cevabı da bunun işareti. 8 Mart Diyarbakır mitingi, HDP'nin hayır kampanyasının halkla buluşan ilk ayağı oluyor.
Şehirde farklı 8 Mart etkinlikleri
Bugün şehirde sadece HDP değil, farklı kurumlar da etkinlikler düzenledi.
Otobüsler bugün kadınlara ücretsizdi. Bu yüzden bugün tüm otobüslerin yolcuları da kadınlardı.
Diyarbakır'da Gazi Caddesi'nde yapılan Sur etkinliğine gidiyorum bu sefer.
Ticaret odaları ve Sur Emniyet Müdürlüğü, Halk Eğitim Merkezleri ortaklığıyla yapılan Sur Şenliği etkinliği bir kermes. Yaklaşık 30 masada farklı halk eğitim merkezi kursiyerleri hocalarıyla birlikte yine güvenlik önlemleri arasında ürünlerini sergileyip satmaya çalıştılar.
"Kocalarımız zaten sinirli"
Buradaki kadınların çoğu, Halk Eğitim kursiyerleri. Kadın takıları satılan bir masadaki kursiyerler konuşmaya yanaşmıyor:
"Kadın gününde emeğimizi sergiliyoruz. Karşılığını alabiliyor muyuz, maalesef. Kocalarımız zaten sinirli, bu kurslara gitmemize zorla izin verdiler, bizi burada görünce kızabilirler, bu yüzden fotoğrafımızı çekmeyin lütfen" diyerek uyarıyorlar.
Yandaki genç kızın ismi Özgür, "Ama kendi özgür değil" diyerek gülüyor. Onun da ailesi sergiye geldiğinden haberdar değilmiş: "Az önce babam buradan geçti, ne işin var dedi, kızdı galiba."
Songül Saraçlı da evde yaptığı mantıları satmaya gelmiş: "Ben buradayım ama gönlüm mitingde, her sene giderdim, bu sene beni temsilen oğlum ordaa" diyerek fotoğrafını çekmeme izin veriyor.
Burası olabildiğince sakin. Sabah davul, zurna, müzik olmuş ama sonrasında olabildiğince sakin.
Nice yasaklar, çatışmalar gören bu cadde, böylesi tablolara uzak kalmış görünüyor.