Diyanet İşleri Başkanlığı, son zamanlara yaygınlaşan deizme karşı, çalışmalara başladı. Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Ekrem Keleş, “Gençlerden gelen bazı sorular bizi çok şaşırtıyor. Yanlış yaklaşımların en önemli nedeni internet ortamındaki bilgi kirliliği. Bu sitelerle ilgili gerekli çalışma yapılmalı” dedi.
Keleş, “Diyanet her zaman yanlış dini bilgilerle savaşır. Son dönemde bu tarz bilgilerin gençlerimizi çok yanlış yönlendirdiği, hatta yanlış kişilere (Adnan Oktar gibi) yönelmelerine bile neden olduğunu fark ettik. Önce kendimize ‘Gençler neden bu gibi insanlara inanıyor’ sorusunu yönelttik. İnsanımızın dini terminolojiyi kullananlara inandığını, sadece bu terminolojiyi kullandıkları için söylediklerine ilgi duyduklarını gördük. Şunu belirtmek gerekir ki ‘her dini terminolojiyi kullanana inanmamak gerekir.’ Ayrıca ‘Ben mehdiyim’ diye çıkan insanlara gençlerin yönelebildiğini gördük. Çünkü bu kişiler işlerini çok ustaca yapıyorlar. Oysa hiçbir Müslüman’ın mehdi aramak gibi dini bir yükümlülüğü yok. Müslüman’ın sorumlulukları bellidir" ifadelerini kullandı.
Keleş şöyle devam etti:
Bazı siteler yönelendiriyor
"Deizm ve ateizm konusunu da ‘Güncel Dini Meseleler’ toplantımızda ele almıştık. Özellikle deizm konusunda başkanlığımıza birtakım sorular yöneltiliyor. Ama beni en çok şaşırtan sorular, aynı anda hem Müslüman hem deist olunabileceği imajı taşıyan sorular. Buradan gençlerin dini doğru öğrenmedikleri ortaya çıkıyor. Bu yanlış soruların en önemli nedeninin ise internetteki yanlış siteler olduğunu belirledik. Hatta bu sitelerin gençleri yanlış yönlendirmek için çalıştığını düşünüyoruz. Çünkü İslami terimleri kullanarak yönlendirme yapılıyor. Bu sitelerle ilgili gerekli çalışmalar mutlaka yapılmalı. Soruna çözüm, en başta başkanlığımız olmak üzere din eğitimi veren kurumlarımıza düşüyor. Gençlerin aklına soru geldiğinde internete değil, din görevlilerimize başvurmalı, imamlarımıza sormalı. Bunun için de imamlarımızın donanımlı olması ve hizmet alanını genişletmesi büyük önem taşıyor. İmamlarımız, mahallede herkesi tanımalı, hatta herkesin sorununa yönelmelidir.”