Gündem

Diyanet, ‘Sucu’nun görevden alınmasının rejimle alakası yok’

Diyanet, Sucu’nun görevden alınmasının bir rejim meselesi haline getirildiğini, bu durumun kendisini üzdüğünü söyledi

03 Ocak 2011 02:00

T24 - Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Diyanet Vakfı Kadın Merkezi Başkanı Ayşe Sucu’nun görevden alınmasının adeta bir rejim meselesi haline getirildiğini ve bu durumun kendisini üzdüğünü söyledi. 

Görmez, dün akşam CNN Türk’te Taha Akyol’un hazırlayıp sunduğu “Eğrisi Doğrusu” isimli programda açıklamalarda bulundu. Vatan gazetesinde yayımlanan haber şöyle: 


SARIK CÜPPE GİYEN DE SORGULANIR: Bir insan sarık, cüppe giyiyorsa sorgulanamaz değildir. Biz her türlü eleştiriye açığız. Ancak eleştirilerde dikkatli olmalıyız. Türkiye Diyanet Vakfı’nın yüzlerce çalışanı arasında bir hanımefendi kardeşimizi 15 sene sonra, vakıf mütevelli heyetinin kararıyla 3-4 ay bir tartışma değerlendirme yaparak, yeniden yapılandırma sürecinde hizmetlere daha farklı bir ivme kazandırma amacıyla bir kardeşimizin hizmetinin sona erdirilmesinin rejim meselesi haline getirildiğini, bir depreme dönüştürüldüğünü, İngiliz medyasında Türkiye’de İslami Engizisyon manşetine nasıl dönüştüğünü anlamakta güçlük çekiyorum.  

SUCU KURAN KURSU ÖĞRETMENİYDİ: 15 sene önce Ayşe Hanım o zaman kuran kursu öğretmeniydi. O dönem hanımefendiler hem Kuran öğrenmek hem dini bilgiler öğrenmek üzere kendilerine bir mekan tahsisi istemişlerdir. Diyanet Vakfı da bu imkanı sunmuştur. Bu hizmet 15 yıl devam etmiştir. Orada pek çok akademisyen, yazar ders vermişlerdir. Ben de kendim şahsen 6 yıl hadis dersi verdim. 

REJİMLE HİÇBİR İLGİSİ YOK: 15 yıl sonra bu çalışmalar daha kuşatıcı olsun diye hatta bu çalışmayı 16 büyük ile yaymak üzere bir görev değişikliğine karar kılınmış. Faydalı olacağına inanmış hayata geçirmiş. Bunun rejimle hiçbir ilgisi yok. Bunun herhangi bir kişinin yaşam tarzı, düşünüş, kıyafetiyle hiçbir ilgisi yoktur. 

NEZAKET KURALLARI ÇERÇEVESİNDE GÖREVDEN ALINDI: Bütün nezaket kuralları çerçevesinde kendisine teşekkür plaketi verilmesi de önerilmiştir. Kabul edilmeyince yazılı olarak vakıf kendisine başka imkanlar tanımanın yolunu açmıştır. 

CUMHURİYET’İN DİNLE İLİŞKİSİ HAYATİDİR: Diyanet İşleri Başkanlığı’nın vizyonu ve işlevi aslında oturmuştur. Cumhuriyet’in dinle ilişkisi varoluşsal bir ilişki olmuştur, hayati bir ilişkidir. Bu ilişki bir kurgu değildir. Bu ilişki sadece bir hesabilik olarak değerlendirilmez. Milli Mücadeledeki his ve azim dinden kaynaklanmıştır.   

CUMHURİYET’İ KURANLAR DİNDARDI: Cumhuriyet’i kuran kadrolar eğitim ve duygu düşünce olarak dindar bir kadroydu. Devraldıkları tarihi miras İslam medeniyetini bayraktarlık yapan bir mirastır. Diyanet, marjinalliğe yer vermez. Kadrolar gelir geçer. 

DİYANET YENİLİĞE AÇIKTIR: Rasyonalist değiliz ama aklın bütün verilerini sonuna kadar kullanmayı Allah’ın emri telakki ederiz. Bilimci pozitivist değiliz ama bilimin bütün ortaya koyduklarını takip ederiz.

MADIMAK’IN KAMULAŞTIRILMASI HAYIRLI: Alevi açılımı doğrudan devlet bakanımızın öncülüğünde yürütülen bir çalışma. Çok hayırlı sonuçlardan birisi Madımak’ın kamulaştırılmasıdır. Oranın kin ve öfke mekanı olarak kalması doğru değildir. Din kültürü ve ahlak bilgisi dersine Alevilik öğretisiyle ilgili doğru bilgilerin konulmuş olması. Bunun gerçekleşmiş olmasını takdirle karşılıyorum. 

ALEVİLİKLE İLGİLİ GEÇMİŞTE 3 ŞEY YAPMADIK: Alevilik konusunda ‘Üç şey yapabilirdi ama yapılmadı’ dedik. Biz yüz bini aşan görevlimizi eğitimden geçirdik. İkincisi camilerimize kardeşlerimiz geliyor. Alevilik ve suniliki iki zıt kutup olarak yansıtılıyor. Biz bu yalan yanlış bilgileri camide düzeltebiliriz dedik. Üçüncüsü referans kaybından kurtarabilirdik dedik ve Alevi öğretileri, kaynakları bulduk, yayınladık.

ALEVİLİK İSLAMDIR: Aleviliği İslam’ın dışında kabul etmek kimsenin haddi değildir. Alevilik İslam’dır.

KÜRTÇE KURAN SORUN DEĞİL: Kuran’ın Kürtçe, Zazaca, Arnavutça, Boşnakçaya tercümesi bizce sorun değil.