Gündem

DİSK Kadın Bandosu'nun davulcusu Nazife Ortakçı: Krizin faturası emekçilere ve kadınlara kesiliyor

Ankara'daki 1 Mayıs mitinginde DİSK Kadın Bandosu, kortejin en önünde yürüdü

02 Mayıs 2019 17:21

Ankara'nın Mamak ilçesinde yaşayan Nazife Ortakçı, Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'na (DİSK) bağlı bir misafirhanede kat görevlisi olarak çalışıyor. Ankara'daki 1 Mayıs kutlamasında DİSK Kadın Bandosu'yla birlikte kortejin en önünde yürüyen Ortakçı, ekonomik krizin faturasının işçilere ve kadınlara kesildiğini düşünüyor.

49 yaşındaki Nazife Ortakçı, tüm meslek hayatı boyunca çalıştığı işlerde sendikal mücadele vermiş bir işçi.

Eşi ile evlendiklerinde ailelerinin, hiç yardım almadan, "yoktan var ederek" bugünlere geldiklerini söylüyor.

Üniversiteyi kazanmış olmasına rağmen maddi güçlükler nedeniyle okuyamadığını söyleyen Ortakçı'nın, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi'nde okuyan biri kız biri erkek iki çocuğu bulunuyor.

"Özellikle kadın işçilerin çok ezildiğini biliyorum"

Nazife Ortakçı, çocuklarının henüz küçük olduğu yıllarda, kreş masrafını karşılayamadıkları için çalışmaya 10 yıllık bir ara verdiğini anlatıyor.

Çalışma hayatına, İŞKUR'un sağladığı "3-4 aylık" kısa süreli işlerle dönmüş ve en sonunda 2008 yılında taşeron olarak bir hastanede görevli olarak çalışmaya başlamış.

Ortakçı bu yıllarda okuduğu dergi ve gazeteler sayesinde, bir işçi olarak haklarını öğrenmeye başladığını ve işçi haklarını anlatan gazete küpürlerini keserek hastanedeki arkadaşlarına da götürdüğünü anlatıyor:

"Özellikle kadın işçilerin çok ezildiğini biliyorum. Kendi haklarından bile haberdar olmayan kadın işçiler var. Hastanede temizlik görevlisi bir arkadaşımın sadece bölümü temizleme görevi vardı ancak 'Çay yap, bizim faturamızı götür' diyerek görevi olmayan işler yaptırıyorlardı. Arkadaşıma, 'Bu senin görevin değil, sen burada temizlik görevlisisin. Çay yapmak, onların bulaşıklarını yıkamak zorunda değilsin' diyordum.

"Başka bir kadın arkadaş, eşinden ayrılmış ve çocuğunu üniversitede okutmak zorundaydı. 3 aylığına işe girmiş. İŞKUR bunu işe almış. 'Eğer çok çalışırsam, ben bu hastanede çok iyi bir temizlik yaparsam, göze girerim ve beni buraya kadrolu alırlar' düşüncesindeydi ve kendini paralıyordu. Ama ben biliyordum, 3 ay sonra kapının önüne konacaktı."

Nazife Ortakçı, aynı hastanede kendisinin öncü olduğu ve asgari ücretin zamlanmasını amaçlayan bir imza kampanyası başlattıklarını söylüyor. Bu kampanya sonucunda hastane yönetimi işçilere yüzde 6'lık bir zam yapmış.

Bunun ardından hastane yönetimi tarafından "dikkat çekmeye" başladığını ve daha uzak bir bölgedeki Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin acil bölümüne "sürüldüğünü" söylüyor.

Ancak kendi deyimiyle, bu da "onu durdurmaya" yetmemiş. Arkadaşlarını sendikalı yapma ve haklarını savunmaya teşvik etme süreci bu yıllara tekabül ediyor.

Tüm bunların ardından maruz kaldığı "mobingin" yıldan yıla arttığını ve DİSK'ten kendisine gelen teklifi kabul ettiğini belirtiyor. Nazife Ortakçı şu anda, DİSK'e bağlı bir misafirhanede kat ve temizlik görevlisi olarak çalışıyor.

"Krizin faturası biz emekçilere ve kadınlara kesiliyor"

Nazife Ortakçı'ya göre, ekonomik krizin faturası emekçiye ve kadınlara kesiliyor. Çünkü kadınlar, para kazanmanın yanı sıra evin giderleriyle de ilgilenmek zorunda kalıyor:

"Kadın işçi olmak daha zor aslında. Gerçekten çok zor. Hele şu dönemde, krizin olduğu bir dönem. Siz hem ev ekonomisi yapmak zorundasınız. Geçimi sağlayan, aslında evin direği kadınsınız. Ay başını ucu ucuna getiremediğinde sen çok kötü bir ekonomistsin."

"Yani bu kadar para aldık ama ayın sonunu bile getiremedik diye düşünülüyor. Aslında krizin faturası biz emekçilere ve kadınlara kesiliyor. Hem ekonomist olmak zorundasın hem evin direği olmak zorundasın..."