Türkiye’de siyasi iklimden seçmenlere giderek yaygın olarak yansıyan kutuplaşma, Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra “bağış yapılacak sivil toplum kuruluşları” konusunda da güvensizlik tartışmalarına sebep oldu. İktidara yakınlığıyla tanınan bazı gazeteciler Haluk Levent’in kurucusu olduğu sivil toplum kuruluşu Ahbap’ı hedef alırken, Türkiye’nin diplomatik misyonlarının Türkiye Diyanet Vakfı üzerinden bağış çağrısı yapması tartışmalara sebep oldu.
T24’e konuşan bir diplomatik kaynak, Dışişleri Bakanlığı’ndan yurtdışındaki diplomatik misyonlara depremden sonra bağış toplama faaliyetleri konusunda gönderilen genelgede bağış için paylaşılacak adresler olarak AFAD, Türk Kızılayı ve Türkiye Diyanet Vakfı’nın gösterildiğini ifade etti.
Kaynak, Dışişleri Bakanlığı’nın standart uygulaması olarak bu tür afet ve ülkeyi derinden etkileyen olaylardan sonra yurtdışı misyonlarına bir genelge gönderildiğini; bu genelgede ne süreyle yas sebebiyle bayrakların yarıda tutulacağına ve yürütülecek kampanyaların nasıl işleyeceğine dair bilgiler olduğunu belirtti.
Özellikle Milano Başkonsolosluğu’nun paylaşımında direkt olarak Türkiye Diyanet Vakfı’nı öne çıkarmasının ve AFAD’a yer vermemesinin tartışmaların alevlenmesinde rol oynadığına dikkat çeken kaynak, “Yurt dışındaki cami dernekleri genelde bu tür felaketlerde çok yardım toplar, bu göz önünde bulundurularak genelgeye dahil edilmiş olabilir” değerlendirmesinde bulundu. Türkiye’nin İtalya’daki en yetkili diplomatik temsilciliği Roma Büyükelçiliği, konuyla ilgili paylaşımında Türkiye Diyanet Vakfı’nın yanı sıra AFAD ve Türk Kızılayı’nın da bağış sitelerine link vermişti. Londra Büyükelçiliği gibi birçok diplomatik temsilcilik de Türkiye Diyanet Vakfı’na paylaşımlarında yer verdi.
Türkiye'nin Milano Başkonsolosluğu'nun İtalyalılara çağrı yaptığı Twitter paylaşımında
bağışlar için Türkiye Diyanet Vakfı ve Türk Kızılayı adres gösterilmişti
"Talimatlar tek merkezden geliyor"
Haberle ilgili değerlendirmelerde bulunan, isminin paylaşılmasını istemeyen bir eski bir büyükelçi, Dışişleri’nin birçok konuda fonksiyonunu kaybettiğini vurgulayarak tüm kararların tek merkez olarak Beştepe’den çıktığını ifade etti. Büyükelçi, “talimatların” artık sadece Dışişleri Bakanı, veya “AKP’nin hariciye komiseri” olarak nitelendirilen bir bakan yardımcısı tarafından taşındığını, “bakanlığın artık yok denecek” noktaya geldiğini belirtti.
Çakırözer: Bağış istenen kurumlardaki yolsuzluk ve suistimal ayyuka çıkmış durumda
1999 Gölcük Depremi sırasında gazetecilik yapan ve kariyerinin büyük bölümünü diplomasi muhabiri olarak geçiren TBMM Dışişleri Komisyonu Üyesi CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, “Eskiden Büyükelçilikler ve Başkonsolosluklar kendi bulundukları bölgelerde bir banka hesabı açarlar, para toplandığında da bunu topluca Bakanlığa ya da Kızılay’ın ilgili hesabına aktarırlardı. Kimse de sorgulamaz, aklına bir şey gelmezdi çünkü devlet kurumlarına güven duyulurdu” değerlendirmesinde bulundu.
Çakırözer, “Şimdi devleti parti kontrol ettiği için temsilcilikler de onların talimatıyla Türkiye Diyanet Vakfı, AFAD gibi parti kontrolündeki kuruluşların hesaplarını bildirmeye yönlendiriliyor” dedi. “Bu kurumlardaki yolsuzluk ve suistimalin ayyuka çıkmış durumda” olduğunu ifade eden Çakırözer, “O yüzden de bunu gören, bilen, güven duymayan insanlar Ahbap gibi sivil toplum kuruluşlarına yöneliyor. Konu mevcut siyasete güven duyulmamasıyla ilgili. Daha önce insanlar güven duydukları devlet kurumlarına yönelirken şimdi bunlardan imtina ediyorlar. Hükümet ise insanları buralara çekmek için şimdi dış temsilcilikleri kullanıyor” diye konuştu.
Türkiye Diyanet Vakfı’nın sitesinde yer alan açıklamaya göre toplanan bağışlar; çadır, battaniye, ısıtıcı, sıcak yemek, su, hijyen paketleri gibi insani yardım malzemelerinin deprem bölgelerine ulaştırılması için kullanılıyor.