T24 - Dink cinayetinin planlandığı dönemde Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı olan Sabri Uzun ‘Yasin Hayal ne pahasına olursa olsun Dink’i öldürecek yolundaki rapor hıfzedildi (saklandı)’ dedi.
Milliyet gazetesinden Nedim Şener'in haberine göre, Hrant Dink cinayetinin planlandığı dönemde Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı olan Sabri Uzun, cinayetten üç yıl sonra ilk kez Mülkiye başmüfettişlerine ifade verdi. Uzun, kendisinin de görevde olduğu 17 Şubat 2006’da Trabzon Emniyet Müdürülüğü’nden gönderilen “Yasin Hayal ne pahasına olursa olsun Dink’i öldürecek” şeklindeki gizli rapordan haberi olmadığını, raporun C Şubesi’nde hıfzedildiğini (saklandığını) söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “olur” vermesinin ardından inceleme başlatan Mülkiye başmüfettişleri Mehmet Canoğlu ile Mustafa Üçkuyu, Trabzon Emniyet Müdürlüğü’nden 17 Şubat 2006’da Emniyet İstihbarat Dairesi C Şube Müdürlüğü’ne gönderilen ve “Mc Donald’s’ı bombalayan Yasin Hayal, Ermenilere büyük bir kin besliyor, ne pahasına olursa olursun Hrant Dink’i öldürecek” şeklinde ifadelerin bulunduğu raporu araştırdı.
Müfettişler, dönemin İstihbarat Dairesi Başkanı Sabri Uzun’un da ifadesine başvurdu. Uzun, görev yaptığı 22 Mart 2006’ya kadar olan dönemle ilgili “bilgisine başvurulan” sıfatıyla 4 Kasım ve 4 Aralık 2009 tarihlerinde iki kez yazılı ifade verdi. “Dink öldürülecek..” şeklindeki raporu görevdeyken görmediğini ve içeriğinden tesadüfen haberdar olduğunu belirten Uzun, şunları kaydetti:
“...Raporun birinci paragrafında ‘Ermenilere karşı’ diye başlayan cümle ikinci paragrafta ‘Hrant Dink isimli şahıs..’ şeklinde devam ederken, eylemin şahsileştirildiğini görüyoruz. Ve ‘eylem gerçekleştireceklerini söylediler..’ şeklindeki açıklama yapıldığı, kararlaştırma aşamasının bitirildiğinin işaretidir.
Haber raporunun son paragrafında ise ‘kendisi ne pahasına olursa olsun bu şahsı öldüreceğini bana söyledi’ cümlesinden sonra telefon takibinden kurtulma, eylem için para temin aşamasına geldikleri anlatılmaktadır. Tarafıma yazılan yazınızda bu bilgilere yer verilmemişti, bu bilgiye tesadüfen eriştim.”
'Yeni bilgi sahibi oldum'
“Haber raporunun ek değerlendirme raporunun son paragrafında ‘..radikal söylemleri devam ettirmesi göz önüne alındığında, şahsın düşündüğü eylemi yapabilecek kapasiteye sahip olduğu değerlendirilmekte olup..’ şeklindeki değerlendirmeden de yeni bilgi sahibi oldum.
Bu raporun Daire Başkanlığı’na intikalinden sonra, derhal bir konsültasyon yapılıp, değerlendirme yapan Trabzon’da görevli buluşma yapan amir ve memurun kanaat ve değerlendirmeleri defalarca alınıp, buna göre Hedef Şahıslar Programı uygulamaya konulmalıydı.
Bu toplatı ile Daire yöneticilerinin mesleki birikimleri ve son ortak kararların alınması gerekirdi. Daire Başkanı Yardımcısının, Daire Başkanı’nın gelişmelerden ve durumdan haberdar edilmeden adeta rapor C-2 şubesinde dondurulmuştur.”
İstanbul ön tedbir alabilirdi
"Ön tedbir olarak İstanbul’da, koruma kararı olmadan dahi aşağıdaki tedbirler alınabilirdi: Hrant Dink, yazılı tebligatla bilgilendirilebilirdi, Dink ailesinin ev ve işyeri çevresine mıntıka karakolu tarafından yaya devriyeler verilebilirdi. Aynı çevrede görev yapacak motorlu ekipler duyarlı kılınabilirdi. Çevre MOBESE kamerayla donatılabilirdi. Müfettişliğinizden, aldığım bilgide, 17 Şubat 2006 Haber Raporu’nun üstünde ‘C-2 Bürosu arşiv sevk’ kaydının olduğunu öğrenmiştim."
Dink, Kasım 2006’da korumaya alınmalıydı
İstihbaratçı Sabri Uzun, Trabzon Emniyet Müdürlüğü ve İstihbarat Dairesi Başkanlığı’nın "Erhan Tuncel ile Kasım 2006’da ilişiğimiz kesilmiştir. YİE’den (Yardımcı İstihbarat Elemanlığı) düşülmüştür” şeklindeki savunmasına karşılık şunları söyledi:
"4 Kasım 2009 tarihli ifadesinde, Kasım 2006 ayında Erhan Tuncel’in ilişiği kesildiği andan itibaren, polis deyimiyle ‘alarm durumu’ olmuş demektir. Alarm durumu, tehdit unsuru kişi veya kişilerin, kontrol dışına çıkıp şahsın güvenliğini en üst seviyede riske etmek demektir. Bu aşamadan sonra Hedef Şahıslar Programı’nın uygulama zamanı geldi demektir. Yasin Hayal grubunun YİE’nin (Erhan Tuncel) görevine son verilmesiyle denetim dışı kalması sonucu hemen İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne acele-önemli kayıtlı yazı yazılarak, İl Valiliği’nin 5442 sayılı Yasa’dan doğan yetkisi dahilinde, Hrant Dink’in korunmasını başlatıp, daha sonra Hedef Şahıslar Programı çerçevesinde yapılması gerekenleri işleme koymak gerekirdi. Bu işlemi başlatma görevi de C Şube Müdürü’nün görevlerindendir."