Ekonomi

DİNÇER: KIDEM TAZMİNATI ÇÖZÜLMELİ  İSTANBUL (A.A)

22 Ocak 2011 18:57
-DİNÇER: KIDEM TAZMİNATI ÇÖZÜLMELİ  İSTANBUL (A.A) - 22.01.2011 - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, kıdem tazminatını, çözülmesi gereken bir sorun olarak gördüğünü belirterek, ''Bununla ilgili hazırlıklarımızı yaptık. Sadece işçi ve işveren sendikalarını ikna etmek için çaba sarf ediyoruz'' dedi.  Dinçer, 11-15 Eylül tarihlerinde İstanbul'da gerçekleştirilecek ''19. Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi ve Fuarı'' hakkında bilgi vermek üzere bazı gazetelerin köşe yazarlarıyla yaptığı toplantıda soruları da yanıtladı. Türkiye'de iş sağlığı ve güvenliğine yönelik bir sektör olmadığını, talebin varlığının bir anlam ifade etmediğini belirten Dinçer, Türkiye'nin şu anda ihtiyaç duyulan iş güvenliği uzmanına, iş yeri hekimine sahip olmadığını kaydetti.  İşletmeleri iş sağlığı ve güvenliği uzmanı istihdam etmeye zorlamanın doğru olmadığını, bu mantığın yerleşmesi için çalıştıklarını anlatan Dinçer, iş sağlığı ve güvenliği alanında yaptıkları hukuki düzenlemelerin iptal edildiğini anımsattı.  Dinçer, ''2 yıldır yargı ve meslek odalarının itirazlarıyla uğraşıyoruz. 6-7 ay gibi bir süre kaybettik. Yeni bir düzenleme yaptık. Mahkeme yeniden düzenlemelerimizin önünü kesmesin diye dua ediyoruz'' dedi.  ''Hukukçularınız, hazırlanan yasa ve yönetmeliklerin hukuki olup olmadığını araştırmıyor mu?'' sorusuna Dinçer, ''Aslında sorumluluğu da mahkemeye yıkmak niyetiyle anlatmak da istemiyorum. Özellikle tabip odası, meslek odaları olarak vaktiyle bu işleri yaptığı için kazanç kapısını, elindeki gücünü kaybetmek istemiyor. Eğitimleri vaktiyle o yapıyordu. Bizim bunu üniversitelere, özel sektöre açmamızdan memnun değil. Mahkemeye hep giden tabipler odası, mimar mühendis odası oluyor. Mahkeme de bizi dinlemeden yürütmeyi durdurma veriyor. Mesele çok rasyonel bir zeminde gitmiyor'' yanıtını verdi. ''CHP lideri bazı ekonomik vaatlerde bulundu. Parti yetkilileri de kayıt dışılığın yarısının kayıt altına alınmasıyla 80 milyar lira geleceği yönünde açıklamalarda bulundu. Bu pratikte mümkün mü?'' diye sorulan Dinçer, şunları kaydetti: ''Kayıt dışılığın kayıt altına alınmasıyla ne kadar kaynak geleceğini tahmin edemem. Kayıt dışılık yılda 80 milyar lira sağlar mı? Kayıt dışılık yüzde 44, tarım dışı sektörde yüzde 30 civarında. Alınan tedbirlerle 2023 yılında kayıt dışılığı yüzde 15'in altına düşürmek istiyoruz. Kayıt dışılığı sıfırlamak mümkün olmadığına göre, bir puan kayıt dışılığı düşürürsek, yaklaşık 820 milyon lira gelir elde edeceğimizi tahmin ediyoruz. Bugün tarım dışı sektörde kayıt dışılığın yüzde 30'lar olduğunu düşünürsek, yüzde 15 iyileştirme sağlanacağını öngörürsek elde edilecek para 12-13 milyar lira olabilir. Tarım dışı sektörü de dahil edince bunun ikiye katlanacağını düşünün. O miktarda kaynak temin etmek mümkün değil. 2002 yılında Türkiye'de kayıt dışılık yüzde 52 civarında. Bunu yüzde 43-44'e kadar düşürdük. Son 2 yıldır çok önemli bir gelişme. 2009 yılında sosyal güvenlik açığı 32 milyar lira tahmin edilirken, 27 milyar liranın altında kaldı. 5 milyar lira açıkta azalma oldu. Bunun yaklaşık 1 milyar lirası kayıt dışılığın azalmasıyla ilgili. 2010 yılında 16 milyon 200 bin kişi kayıtlı olarak çalıştırmayı ve prim almayı başardık.'' Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dinçer, kıdem tazminatının çalışma hayatının temel sorunlarından biri olduğunu, rekabet gücünü azalttığını, işe giriş-çıkış ve istihdam esnekliğini zorlaştırdığını, ulusal tasarruf yapma imkanının önünü kestiğini belirterek, ''Kıdem tazminatını çözülmesi gereken bir sorun olarak görüyorum. Bununla ilgili hazırlıklarımızı yaptık. Modelimiz de tamam, bütün projeksiyonlarımızı da yaptık. Sadece işçi ve işveren sendikalarını ikna etmek için çaba sarf ediyoruz. Bunu seçime kadar başarırsak ne ala, başarmazsak da ne ala olacak'' diye konuştu.  Silikozis hastalarının malulen emekli olmak istediğini ama bunun yasal şartları olduğunu belirten Dinçer, şöyle devam etti:  ''Arkadaşlarımız karşılarına bir silikozis hastası gelince, onun da ölüyor olduğunu görünce müthiş etkileniyorlar. Ben de etkileniyorum. Onlar bana gelince ben odama geçip ağlıyorum ama biz sistem kuruyoruz ve topluma dair bir karar veriyoruz. Silikozis hastaları sadece kot kumlama işlerinin duçar olduğu bir hastalık değil. Kömür ocaklarında, taş ocaklarında, cam sanayinde çalışanlar da aynı hastalığa duçar oluyor. Kayıt altında çalışan ve bu hastalığa yakalanan sorunsuz şekilde malulen emekli oluyor. Şu anda kamuoyunda dolaşan ve 1038 kişi olarak tespit edilen insanlarsa kayıtsız çalışmış ve çalıştığını ispat edemeyenlerdir. Çalıştığını ispat edenleri de malulen emekli ediyoruz. Bu insanların içinde bulundukları hastalıkları göz önüne alarak emekli maaşı vermeye razı olduk. Mağduriyet yok, devlet onlara sahip çıkıyor. Kişilerin vefat etmesi halinde de eş ve çocukları maaşları almaya devam edecek.'' Dinçer, Türkiye'de meslek hastalığının sadece silikozisden ibaret olmadığını belirterek ''İş yerinde kayıtsız çalışan ve diyalize bağlı olan 20 bine yakın böbrek hastası, bali bağımlısı, kurşundan zehirlenen, kanser olanlar var. Bunları ne yapacağız? 'Çalışırken üşüttüm kanser oldum' derse ne yapacağız? Bizim karar verirken sistemin bütününe bakarak karar vermemiz lazım. Kendilerine yapılan bu katkının farkında olmalarını bekliyorum'' diye konuştu.