T24 - Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Van depreminde hayatını kaybeden 74 öğretmenin isimlerinin yaşatılacağını, okullara veya dersliklere verilmesi için çalışma yaptıklarını söyledi.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Vatan’ın sorularını yanıtladı. Dinçer’in açıklamaları şöyle:
Van’da depremin ardından durum nedir?
446 okuldan 429’u kullanılabilir durumda. Van için tüm okullar incelendi. 17 okuldaki öğrenciler taşımalı eğitim ve başka yere nakil edilerek eğitimlerine devam edecekler. Geçici prefabrik okullar yapıyoruz. 800 öğretmen alıyoruz. Türkiye genelinde bir çalışmamız şu anda yok, yapılacak. Her il de müdürlerin bilgisi var. Bunu genel çalışmaya çeviriyoruz.
Hayatını kaybeden öğretmenlerin isimleri yaşatılacak mı?
Hatıraları yaşatılmalı. Şu anda formülü bilmiyorum ama teklifler var. Okullara adının verilmesi veya dersliklere adının konulması gibi öneriler var. Erciş’e bir anıt yapın, diyenler de var. Değerlendiriyoruz, bir karar vereceğiz.
Bağışlar sadece okul yapımı için mi değerlendirilecek?
O bağışların tamamını Van’ın tüm dersliklerini karşılamak için kullanacağız. Van’ı derslik ihtiyacı olmayan bir il haline getireceğiz. Fazlasını da başka illere kaydıracağız. Ben onu Başbakan ile de konuştum. Tamamıyla sağlam, depreme dayanıklı okullar yapılacak. ‘Hüseyin Çelik’in Van’a yapamadığını sen mi yapacaksın’ diyenler, espri yapanlar oluyor. Ben de ‘kısmet’ dedim.
İstanbul tartışılıyor, İstanbul için son durum nedir?
İstanbul özel olarak yapıldı. Bunun hikayesi de önemlidir. 99 depreminin ardından Dünya Bankası Türkiye’ye ‘kredi vereceğim ama Başbakanlık’ta bu kredilerin iyi kullanıldığını takip edilecek bir birim oluşturulacak’ demiş. Sorunlar belli ama merkezden karar alınmış.
Ben müsteşarken Dünya Bankası’nın 900 milyon dolarlık bir parası vardı. İstanbul’da ofis oluşturalım oradan planlansın dedim. Kapattık merkezi İstanbul’a açtık, kaynakları oraya aktardık. Tüm kamu binaları tek tek elden geçti. 550 milyon harcandı. Öncelik okul ve hastaneler.
Türkiye’nin gerçeği var 99 depreminden önce çıkan deprem yönetmeliği öncesi sivil veya kamu sorunludur. Bu bir kaynak meselesidir. Bunun miktarını kimse tahmin edemez. Bu parayı nereden bulacaksınız? İstanbul’da da 1091 okulun fizibilite çalışması yapıldı, bunlar içinde 175 okul yeniden yapıldı, 491 okul güçlendirildi. Bu zamana kadar güçlendirmeye 491 milyon euro, yeniden yapılandırmaya da 519 milyon euro harcandı.
Deprem yönetmeliğinden önceki okulların durumu ne?
Hepsi elden geçiyor. İllerde yeni yapılan okulları zaten yeni yönetmeliğe göre yapıyoruz. Eski okullarda da yıkıp yeniden yapıyoruz. Güçlendirme çok maliyetli ise yeniden yapıyoruz yoksa güçlendiriyoruz.
Şehir merkezinde kalmış okullar var. Satılması gündemde olan okul var mı?
KHK, bize tüm dünyada ülkelerin kendilerine okul ihtiyacını karşılamak üzere metod neyse tamamını uygulayabileceğimiz bir güç verdi. Çok tarihi bir okul var diyelim anısı fazlaysa bunu satamazsınız. Mesela Ankara Atatürk Lisesi’ni satışa konu edemezsiniz. Merkezi yerde kalmış ama hâlâ ihtiyaç varsa bu uygulamayı yapabilmek için o zaman aynı yerde çocukların devam edeceği yer olması lazım. İstanbul’da buna imkan yok. İstanbul’da arsa sınırlı.
Satabileceğiniz okullar, yerleşim de olmaması lazım. İstanbul’da örneğin Gedikpaşa İlköğretim Okulu var çevresi hep işyeri olmuş, ikamet yok. Orada okula ihtiyaç yok. Yüksek parayla satacaksınız. Onun karşılığı okul yaptıracaksınız. İnceliyoruz. Toplumun hatırasını da incitmeyeceğiz. Kabataş Lisesi yeri güzel ama yıktırmayız. Yıktıracağımız okulu halkın da kabul etmesi lazım.
Van’a 800 öğretmen atandı
Milli Eğitim Bakanlığı, Van’daki depremin ardından okullardaki öğretmen ihtiyacını karşılamak üzere 800 öğretmenin atamasını yaptı. Atama, KPSS 10 puan üstünlüğüne göre elektronik ortamda kura ile yapıldı. Puan üstünlüğüne göre görev yerleri belirlenen adaylar, görev yerlerini MEB’in internet adresinden öğrenebilecek.
Öğretmen okulu kalmadı
Milli Eğitim Bakanı Dinçer: “Stratejik planlama yapacağız. Şu anda Türkiye’de başka alanlardaki insanlara pedagojik eğitim verip öğretmen yapmanın manası yok. Mesela yabancı ülkelerde öğretmen okulları sorun olmuş, öğretmen okulunu kaldırmışlar. Birçok ülke şunu yapıyor; lisans mezunu ol, 2 yıl yüksek lisans yap formasyon al sonra öğretmen ol. Böylece üniversite mezunu olan kişinin başka alanı da oluyor.”
Öğretmenlerde yeterliliği ölçeceğiz
Öğretmenlerle ilgili yeni bir sistem gündemde mi?
Öğretmenlerde yeterliliği ölçeceğiz. Öğretmenlik için ürkütücüdür. Okulda öğrencilerin bir bütün olarak önceki yıllarda SBS’deki başarılarını, şimdiki başarıları ölçebilirsiniz. Ne kadar sosyal etkinlik yaptı, ailelere yönelik program ölçülebilir. Ama öğretmenin doğrudan doğruya kendi mesleğinin icrasıyla alakalıdır yeterlilik. Parça parça karar vermeyeceğiz.
Bir tarafta yeterlilik, mesleki kariyer, ücret, diğer tarafta hizmet süresi... Çalıştay hazırladık. 17 Kasım’da. Öğretmen mesleğinde söz söyleyecebilecek kim varsa davet ettik. 300’e yakın kişi. Bildiri sunup gitmeyecek, hepsiyle tek tek konuşacağız. Herkes eleştirip gidiyor. Sonra sizin çözümünüzü hepsi topluca eleştiriyor. Biz sorunu biliyoruz, ben de onlar kadar eleştiririm. Bıraksanız onlardan daha çok ağlarım. Ulusal Öğretmen Stratejisi geliştireceğiz.
Atanamayanlar öğretmenler eylemler yapıyor, sıkıntıları var
Atanamayan öğretmenler çok iyi lobi yapıyorlar. Bütün sanatçı, gazeteci, siyasetçileri etki altına aldılar. Bakanı baskı altına alabilecek kim varsa abluka altına aldılar. Beni de abluka altına aldılar. Kaynak elverdiği ölçüde atama yapıyoruz.
Öğretmenlerin ücretlerini düzeltme konusunda çalışma var mı?
Bunlar ülkenin durumu ile alakalı şeyler. OECD ülkeleri ortalaması her bir ülkenin fert başına gayri milli hasılasının yüzde 98’ini öğretmene veriyor. Diyelim x ülkesi 30 bin dolarsa o ülkedeki 30 binin yüzde 98’ini yani 29 bin doları öğretmene veriyor. Bizim ülkemizde fert başına düşen gayri safi milli hasılanın 1.22’si. 40 ülkenin ortalamasından iyi durumdayız. Fert başına daha fazla veriyoruz. Haftalık çalışma süreleri net 36 saat OECD ülkelerinde, Türkiye’de ise 26 saat. Bunu görünce Maliye Bakanı, Başbakan ne yaparsın. Elimizden geleni yapıyoruz ama bu bakış açısı da değişmeli.