Dilmen'in Milliyet gazetesinde bugün (11.11.2009) yayımlanan yazısı:
Rijkaard’ın, Fenerbahçe derbisinden sonra 4-3-3’e dönerek orta sahayı koşan oyunculardan oluşturması üç galibiyet getirdi. Ancak Sivas, Dinamo Bükreş ve Diyarbakır’ı 4-2-3-1 oynayarak da yenerlerdi. Elano’ya, takım bu sistemle oynadığı veya Arda gitmediği sürece forma gözükmüyor.
Teknik direktörlerin görevi, eldeki kadro yapısına en uygun sistemi bulmak ve bunu takıma oynatmaktır. Frank Rijkaard, Barcelona’yı uzun yıllar 4-3-3 sistemiyle oynattı. Bu şablonunu Galatasaray’da da değiştirmedi ve genelde aynı sistemi uyguladılar. Zaman zaman da 4-2-3-1 oynadılar. Galatasaray’ın kadrosu, kaleci Franco, Gökhan Zan, Mustafa Sarp ve Keita dışında aslında çok fazla değişmedi. Rijkaard da, takımdaki oyuncu karakterine de uygun olan 4-3-3’ü uygulama şansı buldu.
Galatasaray takımı doğru oynadığı, iyi konsantre olduğu zaman 4-3-3’ü yapabilir. Taktik seçimi rakibe göre de değişebilir. Ligdeki Sivasspor ve Diyarbakırpor ile Avrupa Ligi’ndeki Dinamo Bükreş maçlarında orta sahada bir değişim yaptı. Üç tane dirençli orta saha oyuncusuyla oynadı. Sivas ve Dinamo maçlarında üçlü orta sahada Mustafa Sarp, Mehmet Topal ve Barış’ı, Diyarbakır’da Sarp’ın yerine Ayhan’ı kullandı. Baktığımız zaman üç tane dirençli, koşan, mücadele eden orta saha oyuncusu tercih ettiğini görüyoruz. Bu futbolcular ortada baklava gibi dizildiler ve önceki maçlara göre az pozisyon verdiler.
Rijkaard 4-2-3-1 oynatırken, orta sahada daha çok Kewell, Arda ve Keita’yı kullandı. Bazı maçlarda da Elano’ya şans tanıdı. En uçta Milan Baros oynadı, alternatifi olarak da Nonda’ya görev verildi.
Orta saha olmalılar
Bir gerçek var ki, 4-2-3-1’i doğru oynayabilse, yani kanat oyuncuları Kewell ile Keita, top rakipteyken orta sahaya daha fazla yardım edebilseler, Galatasaray süper bir takım olur. Fakat Kewell ve Keita, hatta Arda gibi oyuncular, top rakibe geçtiği zaman orta saha olamadıkları için ciddi sıkıntı ortaya çıkıyor.
Bu nedenle Galatasaray iki ön orta sahayla oynamasına rağmen çok pozisyon veriyordu.
Rijkaard, Fenerbahçe derbisi ve önceki maçlarda göbekte yaşanan bu sıkıntı nedeniyle üç tane koşan, rakibe pres yapan orta sahayla oynayıp 4-3-3’e döndü ve son 3 maçta Sivas, Dinamo Bükreş ve Diyarbakır’ı yendiler. Rijkaard baktığımız zaman doğru yaptı, fakat bu rakiplere karşı 4-2-3-1 oynasa da zaten kazanırdı. Sisteme çok fazla takılmamak lazım. Fenerbahçe, Beşiktaş veya Avrupa’da üst düzey bir takımla karşılaşırken de tabii ki koşan orta sahalarla oynamak avantaj. Ama Galatasaray son 3 maçtaki şablonla rakiplerine az pozisyon verirken, kendisi de önceki maçlara göre daha az şans buldu. Yani direnci yüksek bir deplasmanda zor kazanırlar.
Şu an oynayan üçlü orta saha, doğrudur canlı oyuncular, ancak üretken değiller. Hatta alternatif isimler Barış ve Linderoth da öyle. Rijkaard, “Ben bir şekilde gol atarım. Önce takım savunmasını geliştirmek lazım” diye düşündüğü için orta sahada bu değişimi yaptı. Deplasmandaki Ankaragücü ve Fenerbahçe yenilgilerinden sonra alınan üç galibiyet, hem takımın hem de Frank Rijkaard’ın güvenini geri getirdi. Lige verilen ara da takıma iyi gelecektir.
4-3-3’te yer bulamaz
Lig uzun bir maraton ve Fenerbahçe, ikinci yarıda Ali Sami Yen’e gidecek. Dolayısıyla Fenerbahçe’nin ne kadar şampiyonluk şansı vardı, Galatasaray’ın da o kadar var. Avrupa Ligi’nde de emin adımlarla ilerliyorlar. Türkiye’ye yeni gelen Rijkaard’ın mutlaka bir adaptasyon süreci olacaktır. Sistemde ve kadroda yaptığı değişimlere de biraz bu gözle bakmak lazım. Benim şahsi fikrim 4-2-3-1 Galatasaray için ideal sistemdir, ama kanatlardaki oyuncuların orta alana yardım etmesi şartıyla.
Elano krizi ise Galatasaray 4-3-3 oynadığı sürece devam edecektir. Elano’yu 4-2-3-1’de kullanabilirsiniz, ama mevcut sistemde çok zor. Burada aklıma şu soru da geliyor. Galatasaray ligin devre arasında Arda’yı göndermeyi mi düşünüyor, tabii bilemiyoruz, ama eğer öyle değilse Elano’ya forma gözükmüyor.
Kewell kesinlikle kalmalı
Rijkaard’ın, Arda’nın sezon başındaki oyun kurucu pozisyonunu zaman zaman değiştirmesi normaldir. Arda sol kanatta da, sağ kanatta da etkili oynuyor. Ayrıca forvet arkasında da başarılı. Nonda ve Linderoth’la ilgili karar vermek için bence sezon sonunu beklemek lazım. Linderoth geldiği günden bu yana faydalı olamadı, fakat iyi bir futbolcu. Bu sezon şimdiye kadar lig ve Avrupa’da toplam 13 gol atan Nonda’nın da sakatlık problemi yoksa, en kötü şartta bile kulübede olması gerekir.
Sezon sonu sözleşmesi bitecek olan Kewell’ın da sağlık sorunu yoksa kesinlikle takımda tutulması lazım. Çünkü tartışmasız Türkiye’nin en iyi sol kanat oyuncusu.