Gündem

DHA YURT BÜLTENİ 7

1)KADIN CİNAYETİ SANIĞINA MÜEBBET CEZADA YEREL MAHKEME DİRENDİ   ERZURUM'da, evli sevgilisi 5 çocuk annesi Hanım Ç

11 Haziran 2018 16:57

1)KADIN CİNAYETİ SANIĞINA MÜEBBET CEZADA YEREL MAHKEME DİRENDİ
 
ERZURUM\'da, evli sevgilisi 5 çocuk annesi Hanım Ç.\'yi (32) 12 yerinden bıçaklayan Lokman Serçeoğlu\'na (31) 1\'inci Ağır Ceza Mahkemesi\'nin verdiği ömür boyu hapis cezası, Yargıtay tarafından fazla bularak, bozuldu. Yargıtay, Hanım Ç.\'nin sevgilisini iteklemesinin, tokat atmasının ve hakaret etmesinin \'haksız tahrik\' sayılmasını istedi. Yerel mahkeme ise Yargıtay\'ın bozma kararına direnerek, Serçeoğlu\'nu yine ömür boyu hapis cezasına çarptırdı.
Olay, 17 Mart 2015 tarihinde, merkez Palandöken ilçesi Solakzade Mahallesi Şifa Sokak\'ta meydana geldi. Lokman Serçeoğlu, konuşmak için dışarı çağırdığı Hanım Ç.\'yi sokak ortasında 12 yerinden bıçaklayarak, yaklaşık 30 metre sürükleyip, iş makinesinin altına attı. Hanım Ç., olay yerinde yaşamını yitirirken, kaçan Serçeoğlu ise evinde yakalandı. Tutuklanan Lokman Serçeoğlu hakkında, Erzurum 1\'inci Ağır Ceza Mahkemesi\'nde dava açıldı. İfadesinde, Hanım Ç. ile 2010 yılında çalıştıkları huzurevinde tanıştıktan sonra ilişkilerinin başladığını kaydeden Serçeoğlu, namusunu temizlediğini söyledi. Hanım Ç.\'nin boşandığı eşiyle tekrar evlenmesini kabullenemediğini belirten Serçeoğlu, \"Kimse benim ismimle oynayamaz. Benim namusum yerlere düştü, ben de namusumu temizledim\" dedi.
ÖMÜR BOYU HAPİS VERİLDİ        
Erzurum 1\'inci Ağır Ceza Mahkemesi\'nde, 12 Kasım 2015\'te yapılan karar duruşmasında Lokman Serçeoğlu, ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Hazırlanan gerekçeli kararda, sanık ile maktul arasında cep telefonuyla olaydan önce ve olayın olduğu güne kadar sık sık mesajlaşıldığı ve görüşme yapıldığı kaydedildi. Savunmalarında Hanım Ç.\'nin, kendisine olay günü küfredip, tokat attığını ileri süren Lokman Serçeoğlu için \'haksız tahrik\' uygulanmadığı belirtildi. 
YARGITAY: FAZLA CEZA VERİLMİŞ
Kararın sanık avukatı tarafından temyiz edilmesinin ardından dosya, Yargıtay 1\'inci Ceza Dairesi\'nde incelendi. Yargıtay, sanığın, kollukta verdiği ilk ifadesinde maktulü kendisine hakaret etmesi, montunun yakasından tutarak, iteklemesi ve tokat atması nedeniyle sinirlenerek, öldürdüğünü söylediğini belirtti. Yerel mahkemece, aksi ispat edilmeyen sanık beyanına itibar edilmeyerek, TCK\'nın 29\'uncu maddesi uyarınca asgari oranda \'haksız tahrik\' indirimi yapılması gerektiği gözetilmeden, usule uygun düşmeyen gerekçeler ve yanılgılı değerlendirme yapıldığı bildirildi. \'Haksız tahrik\' hükümlerini uygulamayan mahkeme tarafından fazla ceza verildiğini kaydeden Yargıtay, kararı bozdu. Kararı bozduktan sonra yerel mahkemeye gönderen 1\'inci Ceza Dairesi\'nce cezanın düşürülmesi istendi.
\'BABAM ÜZÜNTÜSÜNDEN ÖLDÜ\'
Bozma kararı sonrası dosya, 1\'inci Ağır Ceza Mahkemesi\'nde yeniden görüldü. Duruşmada tutuklu Lokman Serçeoğlu ile Hanım Ç.\'nin erkek kardeşi ve avukatlar hazır bulundu. Ablasının ölümünün ardından babasının üzüntüden kanser olup, hayatını kaybettiğini anlatan kardeşi, \"Kararın bozulduğunu anneme söyleyemedim. Tansiyon ve şeker hastası. Babamı kaybettim, annemi kaybetmeyi göze alamam. Yargıtay\'ın bozma kararı kabul edilemez. Adalete olan inancımız tam\" dedi.
Ailenin avukatı Ferhat Yıldırım ise Hanım Ç.\'yi 12 bıçak darbesiyle öldürüldüğünü hatırlatarak, Yargıtay\'ın bozma kararının adalet ve vicdan duygusunu zedelediğini vurguladı.
\'KEŞKE BEN ÖLSEYDİM\'
Olay nedeniyle çok pişman olduğunu dile getiren Lokman Serçeoğlu ise Yargıtay\'ın bozma kararının uygulanmasını istedi. Hanım Ç.\'nin, kendisini sözleri ve hareketleriyle tahrik ettiğini ileri süren Serçeoğlu, \"Çok pişmanım. Ondan da ailesinden de özür diliyorum. Keşke elim kırılsaydı da yapmasaydım. Keşke o beni vursaydı, ben ölseydim\" diye konuştu.

MAHKEME, KARARA DİRENDİ

Duruşma savcısı Ekrem Şakar, mahkemeye sunduğu mütalaada, Yargıtay 1\'inci Ceza Dairesi\'nin kararında; sanığın, aksi ispat edilemeyen beyanının dikkate alınarak indirim yapılmasının talep edildiğini hatırlattı. Savcı Şakar, mahkemenin bu karara direnmesini ve Lokman Serçeoğlu\'nun TCK 81/1 maddesi uyarınca ömür boyu hapis ile cezalandırılmasını talep etti.  Mahkeme heyeti, Yargıtay\'ın bozma kararına direnerek, bir önceki heyetin verdiği kararı yerinde gördü ve Lokman Serçeoğlu\'nu \'kasten öldürme\' suçundan ömür boyu hapis cezasına mahkum etti. Heyet, Serçeoğlu\'na \'tahrik\' ve \'iyi hal\' indirimi de uygulamadı.

\'YARGITAY SANIĞI ADETA ÖDÜLLENDİRDİ\'

Kararı değerlendiren avukat Ferhat Yıldırım, ülkenin gündeminde kadın cinayetlerinin geniş yer bulduğunu söyledi. Yargıtay\'ın, sanığın, 12 bıçak darbesiyle genç kadını öldürmesini adeta ödüllendirdiğini savunan Yıldırım, \"Sanık duruşmalarda başkasına ait bir namusu öldüren sanık, namusunu temizlediğinden bahisle bir nevi kendisini savunmuş olmasına rağmen Yargıtay, bu savunmalara itibar ederek, sanığı ödüllendirmiştir. Yerinde olmayan Yargıtay kararına mahkemenin üzerine düşen direnme kararını vermesi takdire şayan bir durum. Hakkaniyete uygun bir karar vermiştir\" diye konuştu. 

Görüntü Dökümü
-------------------------
-Olay yeri
-İş makinesi altına atılan Hanım Ç.
-Cenazenin ambulansa konulması
-Lokman Serçeoğlu\'nun adliyeye çıkarılması
-Avukat Ferhat Yıldırım\'ın açıklaması
Haber: Hümeyra PARDELİ/ ERZURUM, (DHA)

=============================================================

(ÖZEL)

2)LAVANTA TURİZMİ

BURDUR ve Isparta\'daki lavanta bahçelerinde çiçekler açmaya başladı. Tek parça olarak Avrupa ile Türkiye\'nin en büyük lavanta bahçesine sahip Lisinia Doğa Yaşam Merkezi\'nin Burdur Gölü kenarındaki lavantaları açtı. Mor şölen için hem Burdur\'a hem de Isparta\'ya binlerce ziyaretçi bekleniyor.Türkiye\'nin Akdeniz ve Ege kıyılarındaki deniz-kum-güneş turizminin yanı sıra Anadolu\'nun pek çok köşesinde hızla gelişen alternatif turizm çeşitlerinden lavanta turizmi, Burdur ve Isparta\'da hızla gelişiyor. Burdur\'da, ağırlıklı Yeşilova ilçesinde olmak üzere lavantanın öncüsü olan Lisinia Doğa Yaşam Merkezi\'ne ait Akçaköy\'de 900 dekar, Burdur Gölü kenarındaki doğal yaşam alanı etrafında ise 150 dekar lavanta bahçesi bulunuyor. Bu bahçeler içinde Akçaköy\'deki Lavanta Deresi, 400 dekarlık büyüklüğü ve uçsuz bucaksız görünümüyle Avrupa ile Türkiye\'nin bütünlük olarak en büyük bahçesini oluşturuyor. Burdur toplamında ise 2 bin 500 dekar lavanta bahçesi bulunuyor.

LAVANTA ÜRÜNTÜLERİ DE SATIN ALINIYOR

Isparta\'nın Keçiborlu ilçesinde ise yaklaşık 2 bin 500 dekar lavanta bahçesi bulunuyor. En büyüğü 10- 12 dekar olan lavanta bahçeleri, Lisinia gibi Burdur Gölü\'nün kuzey kısımlarında yer alıyor ve iki bölge arasındaki uzaklıkta yaklaşık 40 kilometre alanı kaplıyor. Her iki ilde de geçen yıllarda temmuz ayı başında çiçeklenmeye başlayan lavanta bahçeleri, yerli turist başta olmak üzere her yıl binlerce ziyaretçi ağırlıyor. Lavanta bahçelerinin sunduğu mor görselliği görmek için gelen gezginler, buralarda üretilen lavantanın kolonyasından sabununa pek çok işlenmiş doğal ürünleri de alabiliyor.

\'3 HAFTA ÖNCE AÇTI\'

Küresel ısınmanın etkilerinin de hızla hissedilmeye başlandığı Göller Bölgesi\'nin iki ilinde bu yıl gül döneminde olduğu gibi lavanta dönemi de erken başlıyor. Keçirborlu ve Lisinia Doğa Yaşam Merkezi kenarındaki lavanta bahçeleri çiçeklenmeye başladı. Bu yıl küresel ısınmanın etkilerini çok fazla hissettiklerini belirten Lisinia Doğa Yaşam Merkezi kurucusu Öztürk Sarıca, meşhur \'Isparta gülü\' olarak bilinen güllerin zamanından yaklaşık 1 ay önce açtığını belirterek, \"Lavantalar da mevsiminden 3 hafta önce açtı. 2 hafta sonra Lavanta Deresi\'ndeki lavantalar tamamen açmış olacak. Dolayısıyla 2 hafta sonra lavanta bahçelerini ve görselliği çok iyi görebileceğiz\" dedi.

\'BU YILKİ HEDEFİMİZ 200 BİNE YAKIN ZİYARETÇİ\'

Lavantanın, su tüketmediği için özel bir ürün olduğunu aktaran Öztürk Sarıca, şunları söyledi: \"Son yıllarda sulak alanların büyük kısmı kuruduğu için özellikle susuz tarımla yapılan üretimler, yöresel anlamda ciddi su kazanımı sağlayacak. Diğer taraftan lavantanın görselliği insanların görmesi açısından çok önemli. Çünkü hem psikolojik hem de kokusuyla insanları tedavi edici özellikleri var. Diğer taraftan lavantanın çok ciddi katma değer ürünleri var. Yağını çıkarttığınız zaman birçok ürüne dönüştürebiliyorsunuz. Lavantanın balını üretebiliyorsunuz ve en önemlisi de ekoturizme katkısı. Özellikle Lavanta Deresi\'nde biz 400 dekarlık alanda Türkiye ve Avrupa\'nın en büyük lavanta bahçesini oluşturduk. Orada uçsuz bucaksız lavanta bahçelerimiz var. Bu yıl geçen yıla göre 3 hafta önceden lavantalarımız açmaya başladı. Önümüzdeki haftadan itibaren lavantanın ekoturizmine başlıyoruz. İnsanların görmesi ve rehabilite olması için ciddi bir güzellik. Geçen yıl toplamda Lisinia Proje Alanı\'na 100 bine yakın ziyaretçi aldık. Bunun 50-60 bini lavanta dönemine rastlayan sürede geldi. Bu yılki hedefimiz 200 bine yakın ziyaretçi. Bunun 100- 120 bini lavanta için gelecek olanlar.\"

Görüntü Dökümü
-------------------------
lavanta bahçesi drone görüntüsü
Lavantalardan yakın görüntü
Çiçeklere konan arı ve kelebeklerden görüntü
RÖP: Öztürk Sarıca
Lavanta tarlalarından görüntü
Lavantaları inceleyen kadınlardan görüntü
Detaylar
536 MB 04.52 /// HD

Haber: Mehmet ÇINAR-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,(DHA)

=========================================================

3)ÇOCUK İŞÇİLİĞİ İLE MÜCADELE YILININ İLK 5 AYINDA 27 ÇOCUK ÇALIŞIRKEN CAN VERDİ

BİRLEŞMİŞ Milletler (BM) tarafından, dünyada gittikçe artan çocuk işçiliğine karşı farkındalık yaratmak ve çocuk işçiliğine engel olmak amacıyla 2002 yılında ilan edilen 12 Haziran \'Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü\' öncesinde, İzmir\'de birçok çocuğun sokaklarda katı atık toplayarak para kazanmaya çalıştığı gözlendi. Türkiye\'de, \'Çocuk İşçiliği ile Mücadele Yılı\' ilan edilen 2018\'in ilk 5 ayında 27 çocuk, çalışırken hayatını kaybetti.İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi ( İSİG) verilerine göre, Türkiye\'de, \'Çocuk İşçiliği ile Mücadele Yılı\' ilan edilen 2018’in ilk 5 ayında 27 çocuk, çalışırken yaşamını yitirdi. Raporda, 2013’den itibaren tutulan veriler de yer aldı. Buna göre; 2013\'te 59 çocuk, 2014\'te 54 çocuk, 2015\'te 63 çocuk, 2016\'da 56 çocuk, 2017\'de 60 çocuk çalışırken hayatını kaybetti. Raporda, hayatını kaybeden 100 çocuğun, çalışması tamamen yasak olan 14 yaş ve altında olduğu bildirildi. Yine raporda yer alan verilere göre, hayatını kaybeden çocuklardan 23’ü mülteci. Rapora göre ölümlerin yarıdan fazlasının tarım sektöründe yaşanırken, inşaat ve metal işkollarının yanı sıra, servis kazası, ezilme, boğulma ve yüksekten düşme de ölüm nedenleri arasında yer aldı.

KAĞIT TOPLAYAN ÇOCUKLAR

Türkiye çocuk işçiliği ile mücadele etmeye çalışırken, İzmir’de, birçok çocuğun, sokaklarda kağıt başta olmak üzere katı atık toplayarak para kazanmaya çalıştığı gözlendi. Özellikle mülteci çocukların yoğunlukta olduğu İzmir’de, okumayan ve evi geçindirmek zorunda olduğu için çalıştığını söyleyen 12 yaşındaki Hüseyin Hüseyin, bir yıl önce Suriye’den İzmir’e geldiğini ve sürekli çalıştığını anlattı. Sabah kağıt toplamak için saat 09.00’da evden çıktığını belirten Hüseyin, akşama kadar sokaklarda kağıt topladıklarını ve akşam saat 17.30’da da işi bırakarak evine döndüğünü belirtti. Günde 20 lira kazandığını söyleyen Hüseyin, \"Okula gidemedim ama okumak isterdim. Babam çalışmıyor, ailede kimse çalışmıyor. 7 kardeşim var. İkisi okula gidiyor, diğerleri okumuyor. Evin geçimini sağlıyorum. 1 yıldır çalışıyorum. Okuyup doktor olmak isterdim\" dedi.

\"YAŞAMAK ZORUNDAYIZ\"

16 yaşındaki Kasım Mustafa isimli çocuk da, Suriye’deki savaştan kaçtıklarını ve Türkiye’ye yerleştiklerini söyledi. Suriye’de yaşarken okula gittiğini, ancak Türkiye’ye geldikten sonra eğitim göremdiğini belirten Mustafa, \"Savaştan kaçıp geldik. Sabah kalkıyoruz, arabalarımızı alıyoruz, kağıt topluyoruz ve satıyoruz. 5 yıldır Türkiye’deyim ve geldiğimden beri çalışıyorum\" diye konuştu. Yaşıtları gibi tatil yapamadığını, normal bir hayat yaşayamadığını belirten Mustafa, \"Bayram’dan bayrama tatile gidiyoruz. Benim yaşıtlarım evlerini geçindirmek zorunda değiller. Biz evimizi geçindirmek zorundayız, elektrik, su faturalarını ödemek zorundayız. Suriye’de değiliz, evimiz yok. Biz de bu hayatı yaşamak zorundayız. Yapabileceğimiz bir şey yok, yaşamak zorundayız\" dedi.

Görüntü Dökümü
-------------------------
-Sokakta kağıt toplayan çocuklardan görüntü
-Çocuklar, kağıtları torbalara koyarken görüntü
-Suriyeli çalışan çocuklar ile röp.

Haber: Umut KARAKOYUN-Kamera: Tekin GÜRBULAK/ İZMİR, (DHA)

====================================================

4)ŞAMPİYON ÇOCUKLAR İÇİN MADALYA TÖRENİ

ESKİŞEHİR\'de Odunpazarı Kent Konseyi, futbolun dışındaki 20\'ye yakın branşta ulusal ve uluslarası yarışmalarda dereceye giren, aralarında engellilerin de bulunduğu 200 sporcuya madalya ve çeşitli hediyeler verdi. Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği (TÜFAD) Genel Başkan Yardımcısı Hüdai Doğu, down sendromlu çocukların ellerini öpüp madalyalarını boynuna taktı.
Odunpazarı Kent Konseyi Spor Meclisi\'nin bu yıl 3\'üncüsünü gerçekleştirdiği \'Şehrin Şampiyon Çocukları Teşvik Ödülleri Gecesi\', Yunus Emre Kültür ve Sanat Merkezi\'nde yapıldı. Geceye CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, davetliler, ödül alan sporcular ile aileleri katıldı.
AMAÇ TEŞVİK ETMEK
Odunpazarı Kent Konseyi Başkanı İsmail Kumru yapılan etkinlikle ilgili olarak şu bilgileri verdi:
\"Burada futbolun dışında bireysel sporlarda Türkiye\'de ulusal anlamda, uluslar arası anlamda dereceye girmiş çocuklarımızı ve tabii engelli çocuklarımızı da teşvik amaçlı bir gece düzenliyoruz. Şu anda 200 çocuğumuz var, 20\'nin üstünde farklı branşlarda çocuklarımıza ödüller sunuyoruz. Ödülün amacı biraz teşvik etmek. Ödül alıyorlar zaten, şampiyonluk kürsüsüne çıkıyorlar ama burada onları aileleriyle, kentle bütünleştirmek istedik. Gerçekten çok anlamlı; otistik çocuklarla engelli çocuklara ödüler veriyoruz. Başarılı çocuklarımıza gençlerimize, sporcularımıza ödüller veriyoruz. Kentin, bu çocukları sahiplenmelerini istiyoruz.\"
ELLERİNİ ÖPTÜ
Törende daha önce yapılan jimnastik, atletizm ve yüzme şampiyonalarında dereceye giren down sendromlu çocuklara ödüllerini TÜFAD Genel Başkan Yardımcısı Hüdai Doğu verdi. Doğu, down sendromlu çocukların ellerini öpüp madalyalarını boynuna taktı.
DİLA DA MADALYASINI ALDI
Aralarında, \'Okullar Arası Özel Sporcular Türkiye Yüzme Şampiyonası\'nda 3 altın madalya kazanan Deniz Dila Dinç\'in de bulunduğu otizmli sporculara da madalyasını ve hediyesini Odunpazarı Kent Konseyi Başkanı İsmail Kumru verdi. Kumru, Dila\'nın yüzme antrenörü antrenörü Hatice Yumuk\'u da tebrik etti.

Görüntü dökümü:
------------------------
-Etkinliğe katılanların,
-Otizmlilere ödüllerinin verilmesi,
-Otizimli Deniz Dila Dinç\'in ödülünü alması,
-TÜFAD Genel Başkan Yardımcısı Hüdai Doğu\'nun down sendromlu çocukların elini öpüp madalyalarını vermesi,
-Odunpazarı Kent Konseyi Başkanı İsmal Kumru\'nun etkinlikle ilgili açıklaması,
-Ödüllerin verilmesinden çekilen görüntüler bulunuyor.)

Haber-Kamera: Eyüp KELEBEK-ESKİSEHİR / DHA