Dağlıca\'da yollar asfaltlandı
Yaşar KAPLAN/YÜKSEKOVA (Hakkari), (DHA)- HAKKARİ Yüksekova\'nın Dağlıca bölgesindeki köy yolları asfaltla kaplandı. Bugüne kadar adı hep terör olaylarıyla anılan Dağlıca bölgesindeki yolların asfaltlanması, bölgede yaşayan vatandaşlara büyük mutluluk yaşattı.
Şemdinli ile Çukurca arasında kalan ve Yüksekova\'ya 54 kilometre uzaklıkta bulunan Irak sınırına yakın Dağlıca köyündeki 6. Hudut Tabur Komutanlığı ve çeveresindeki 7 üs bölgesinde görev yapan Mehmetçikler, eller tetikte gece gündüz hudut güvenliğini sağlayıp, teröristlere göz açtırmazken, terör olaylarıyla anılan bölgeye hizmetin götürülmesi için de yoğun bir çalışma yürütülüyor. Bu amaçla Dağlıca bölgesindeki yolların asfaltlanmasına karar verildi ve 2012\'de yolların düzeltilip, asfaltlanması için ihale yapıldı ancak çalışmalara ise 2014 yılında başlandı. Huzurun hakim olmasıyla birlikte sarp kayalıklar, derin vadiler ve yüksek dağlarla çevrili olan 54 kilometrelik Yüksekova-Dağlıca yolunda yoğun ve uzun süren bir çalışma dönemine girildi. Yapılan yoğun çalışmalar sonucu Yüksekova\'nın Yeni Mahallesinde başlayan ve sırasıyla Vezirli, Gürdere, Kamışlı, Doski mıntıkasını takip edip, Yeşiltaş geçilerek Dağlıca köyüne ulaşan yol, bitirilip, asflatla kaplandı.
Yol yapım çalışmalarını gerçekleştiren firmanın yetkilisi Nedim Karagöz, yoğun bir dönem geçirdiklerini, 4 yıl süren çalışmanın ardından yolu bitirip Karayolları\'na teslim ettiklerini söyledi. İşi sıkıntısız olarak bitirdiklerini belirten Karagöz, \"Bölgenin coğrafi yapısı nedeniyle çalışmalar uzun süreli ve zorlu geçti. Ancak bitirip, teslim ettiğimiz için mutluyuz. Bölge halkı rahata kavuştu. Daha önce 2 saat süren yol da yarım saate inmiş oldu\" dedi.
Bölgedeki vatandaşlar da yol yapımından yaşadıkları mutluluğu dile getirdi. Bölgenin kaderinin değişeceğini anlatan Dağlıca Köyü Muhtarı Yakup Pertev,\"Bölgede birçok köy ve mezra var. Asfalt yol, bizi ulaşım sıkıntısından giderdiği gibi, hizmetlerin gelmesine de vesile olacak\" dedi. Bazı köylüler ise bölgenin çoğrafi yapısının keşfedilmeyi beklediğini, daha önce ulaşım ve terör olayları nedeniyle bölgeye gelemeyen insanların artık istedikleri gibi gelip, bölgeyi gezebileceğini, tanıtımın yapılmasıyla da Dağlıca\'nın turizme kazanacağını söyledi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------
-Devam eden yol çalışmaları
-Tamamlanan yollar
-Yoldan detalar
-Vatandaşların konuşması
-Yüklenici Firma yetkilisinin konuşması
-Genel detaylar
======================================
Sivas\'ta üretilen madımaklı peynir, otlu peynire rakip oldu
SİVAS\'ta yaşayan Birgül Canikligil (48), doğada kendi kendine yetişen ve yöreye özgü olan madımak bitkisi içeren peynir yaptı. Antidoksidan özelliğinin fazla olmasından dolayı daha kaliteli olduğunu iddia ettiği madımaklı peynirin patentini de alan Canikligil, Erzurum\'un otlu peynirine rakip oldu.
Kentteki bir kamu kuruluşunda çalışan, evli Birgül Canikligil çocukluğunun köyde geçmesinden dolayı tarımla ilgisini kesmedi. Cumhuriyet Üniversitesi Sivas Meslek Yüksekokulu Organik Tarım Bölümü\'nden mezun olan Canikligil, doğada kendi kendine yetişen ve yöreye özgü olan madımak bitkisine merak sardı. Madımak bitkisini 180 çeşit yemekte kullanan Canikligil, ayrıca madımaklı peynir üreterek patentini aldı. Erzurum\'un otlu peynirine rakip olacağını iddia ettiği madımaklı peynirin seri üretimi imkanı bulunmayan Canikligil, isteyen işadamlarına patentini verebileceğini söyledi.
\'TÜRKİYE\'NİN BESİNİNİ ANADOLU\'DAN TEMİN EDEBİLİRİZ\'
Türkiye\'de ilk defa Çiftçi Kadınlar Derneği\'ni Sivas\'ta kuran Canikligil, klasik tarımdan modern tarıma geçmenin hayalini kurarak çiftçileri bilinçlendirdi. Sivas\'ta daha önce bulunmayan ürünleri üretmeye başladıklarını ifade eden Canikligil \"Çocukluğum çiftçi bir ailenin yanında geçti. Kırsal alanda zor şartlarda kendi emekleriyle yaşayan bir ailenin torunuyum. Onları gözlemleyerek yaşadığım için, onlardan çok şey öğrenerek bugüne kadar geldim. Sivas Çiftçi Kadınlar Derneği\'ni kurdum. Bu derneği ilk kez biz kurduk. Türkiye\'de başka bir yerde yok. Profesyonel bir ekiple kurduk. Kimyagerimiz, doktorumuz, hocalarımız, ziraat mühendislerimiz hepsi profesyonel bir ekip. Ben tarım sevdalısıyım. Sivas\'ta toprak adına, tarım adına neler yapılabilir diye değerlendirerek hocalarımla yapmaya karar verdim. Arpa, buğday, yulaf gibi klasik ürünlerin dışında Sivas\'ta üretilecek ne var, yüzölçümü bakımıdan Türkiye\'nin ikinci büyük ili bu yüzölçümünde, bu topraklarda yapılabilecek ürünler olmalı ve biz Türkiye\'nin besinini Anadolu\'dan temin edebiliriz diye hayal ettim. Hayal ettiğim kadar da varmış. Sivas\'ta biz üretilebilecek ürünler içerisinde neler olur derken karpuz, kavun, armut, farklı domates çeşitlerine girdik, biber çeşitlerine girdik, sonra çörek otu ürettik\" dedi.
\'MADIMAKLI PEYNİR, OTLU PEYNİRE RAKİP\'
Madımağın Sivas\'ta kutsal bir bitki olduğunu ifade eden Canikligil, peynir üretiminde kullanmaya karar verdiğini söyledi. Canikligil, \"Sivaslılar yaz geldiği zaman herkesin sofrasında mutlaka bir defa da olsa pişmesi gerektiği kanaatinde olurlar. Ben de bu yörenin çocuğu olduğumdan dolayı kış bitip de bahara girerken neredeyse eve giren ilk yeşillik ot olur madımak. Bu madımağın nasıl toplandığını, neler yapıldığını bildiğim için bende severim. Madımak üzerine kendimi geliştirmek istedim. Madımak üzerinde yıllardır çalışıyorum. Farklı yemeklerde kullanıldığını biliyordum. Ben de madımak içeren yaklaşık 180 çeşit yemek ürettim. Bunlardan 110 çeşidini yazacağım kitabıma koyuyorum. İnşallah çok kısa zamanda kitabım da çıkacak. Başka ne eksik kaldı derken otlu peynire rakip olsun diye madımaklı peynir ürettik. Zaten otlu peynirden aşinalığımız olduğu için madımağı peynirin içerisine koyduk\" dedi.
\'TADINI ÇOK BEĞENİYORLAR\'
Madımaklı peyniri tadanların çok beğendiğini ifade eden Canikligil \"Madımaklı peynirimiz özel bir ürün. Bence çok güzel oldu, tadılmasını tavsiye ederim. Üretimi yok, ben bunun patentini aldım. Arzu ederim ki işadamlarımızdan birisi üretsin, ben patentini seve seve veririm. Madımaklı peynirimiz artık yemek literatüründe yerini alsın isterim. İşimin yoğunluğundan ben kimseye duyuramadım. Tadını çok beğeniyorlar. Madımak nötr bir bitki olduğu için çok fazla aromalı değil, yendiği zaman da insanın ağzında kötü tad bırakan bir bitki olmadığından dolayı keyifle yenilebiliyor\" ifadelerini kullandı.
Canikligil, madımakla ilgili Cumhuriyet Üniversitesi ile birlikte çalışmalar yaptıklarını, krem, kolonya, sabun gibi ürünlerin de patentini almak için başvuru yaptıklarını söyledi.
\'KALP SAĞLIĞI AÇISINDAN TÜKETİLMESİNİ ÖNERİYORUM\'
Medicana Sivas Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı İsmail Erdoğu ise madımak bitkisinin çok faydalı olduğunu ve özellikle kışın da tüketilmesini önerdiğini ifade ederek \"Madımak bitkisi özellikle İç Anadolu\'da bahar aylarında doğal olarak yetişen, mineral yönünden zengin, sodyum oranı düşük, antioksidan özelliği yüksek güzel ve besleyici bir gıda. Bu gıdanın sanayide çok aşırı kullanılması söz konusu değil ama ben bununla ilgili çok ciddi gelişmelerin olacağını düşünüyorum. Bir takım otlu peynirlerde, krem tarzlarında kullanımı söz konusu olacak. Kalp sağlığı açısından da özellikle kışın yediğimiz bir çok gıdanın daha fazla miktarda kimyasala maruz kaldığını düşünüyorum. Onun için yaz döneminde bu kadar doğal, güzel bir gıdanın dolaplarda depolanarak kışın sağlıklı bir şekilde tüketilmesini öneriyorum\" dedi.
Görüntü Dökümü:
-Peynirin görüntüleri
-Üretimi yapan kadının açıklamaları
-Yaptığı diğer çalışmalar
-Kardiyoloji uzmanının açıklamaları
Haber-Kamera: İrfan ÖZŞEKER/SİVAS, (DHA)
(514 mb)
======================================
Kent merkezinden koyun sürüsü geçti
TOKAT\'ta yayladan dönen koyun sürüsü gece saatlerinde şehir merkezinden geçti. Cadde üzerindeki araç sürücüleri ve yayalar şaşkınlıklarını gizleyemedi.
Kentte hayvancılıkla uğraşan Serdar Çiğdem, Nisan ayında koyunlarını yaylada otlatmak için Almus ilçesi Belçik yaylasına götürdü. Havaların soğumasıyla birlikte Çiğdem, sabah saatlerinde 40 kilometre uzaklıkta bulunan hayvanlarıyla birlikte yola çıktı. Gece saatlerinde Tokat\'a ulaşan Çiğdem, koyunlarını kent merkezindeki en işlek yer olan Gaziosmanpaşa Caddesi\'nden geçirip ahırına götürmek için İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Şube Müdürlüğü ekiplerinden yardım istedi. Yüzlerce koyunun caddeden karşıya geçmesi ilginç görüntüler oluştururken, trafik kısa süreli durdu. Caddede koyun sürüsünü gören yaya ve sürücüler o anları cep telefonuyla kaydetti.
Serdar Çiğdem, \"Her sene baharda yaylaya gidiyoruz. Sonbahara doğru geri geliyoruz. Hayvanlarımızı yürüterek getiriyoruz. Mecburen şehir merkezinden geçiriyoruz. Sağ olsun emniyet birimleri yardımcı oluyorlar. Yürüyerek getirmek çok uzun sürüyor. Fakat değiyor. Şehir merkezinden geçerken insanlar fotoğraf çekiyorlar. Bu da bizim hoşumuza gidiyor\" dedi.
Görüntü Dökümü:
-Koyunların görüntüsü
-Cadde üzerinden geçirilmesi
-Meraklıların bu anları cep telefonları ile kaydetmesi
-Sürü sahibinin açıklaması
Haber-Kamera: Fatih YILMAZ/TOKAT,(DHA)
(207 mb)
======================================
87 yaşındaki Bahriye nine, fuarın ilgi odağı oldu
Rize\'de ilk kez düzenlenen ve Karadeniz\'in en büyük kitap fuarı olan \"Rize Kitap Günleri\"ne büyük ilgi var. Rize Valiliği’nin himayesinde düzenlenen ve 16 Ekim\'de kapılarını açan fuara genci yaşlısı, kadını erkeğe binlerce kitapsever adeta akın ederken, bu tablo fuar yetkililerinin de yüzünü güldürdü. Yetkililer, fuara 150 bin civarında öğrencinin yanı sıra Rize ve çevre illerden de 100 binin üzerinde olmak üzere en az 250-300 bin kitapseverin katılımını beklediklerini söylediler. 26 Ekim tarihine kadar, Rize Valiliği önünde kurulan etkinlik çadırında sürecek fuarda, 60\'a yakın yazar ve şair kitapseverler ile buluşacak.
Rize Valisi Erdoğan Bektaş, kitap fuarıyla ilgili \"Rize\'de ilk kez bir kitap fuarı düzenlemenin mutluluğunu yaşıyorum. İşin bir kitap bir de fuar yönü var. Kitap olmadan, okuma olmadan, bilgi olmadan, bilimsel çalışma olmadan hiçbir şeyde başarılı olunamayacağını artık herkes biliyor. Ne kadar bizi oyalayacak, vaktimizi harcayacak bir sürü etkinlikler, özellikle de sosyal medya var olmasına rağmen kitabın yerini hiçbir zaman tutmadı. O kitabın kokusunu, sayfaları çevirirken oluşan duyguyu hiçbir cihaz ve aletle karşılamak mümkün değildir. Okumak her zaman bir çaredir. Bu organizasyonda emeği geçenlere teşekkür ediyorum\" dedi.
Öte yandan, okuma yazmayı yeni öğrendiğini söyleyen 87 yaşındaki Bahriye Çelen, kitap günleri fuarının ilgi odağı oldu. Çelen kitap okumayı çok sevdiğinden fuara geldiğini ve fuardan kendisi için kitap alacağını dile getirerek “Kitap okumayı yeni öğrendim. Allah Cumhurbaşkanımız’dan ve Emine Hanım’dan razı olsun. Bizlere destek vererek okuma yazma öğrenmemize vesile odular. Şimdi kendime kitap alacağımö ifadelerini kullandı.
Rize Kitap Günleri\'nde okuyucuları ile buluşan Eğitimci-Yazar Vehbi Vakkasoğlu ise, \"Rizelilerin kitaplara olan ilgisi beni gerçekten şaşırttı. Özellikle gençler ve hanımefendilerin büyük ilgisi var\" dedi. Evlilik üzerine yazdığı kitaplara değinen Vakkasoğlu, mutlu bir evlilik için çiftlerin neler yapmaları gerektiği konusunda açıklamalarda bulundu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Fuardan görüntüler
Vali Bektaş konuşma
Bahriye Çelen konuşma
Detaylar
HABER KAMERA: Aytekin KALENDER/RİZE-DHA
Boyut: 386 mb