Gündem

DHA YURT BÜLTENİ 6

ÖZEL - Troya Müzesi hayali gerçek oldu ÇANAKKALE'de 5 bin yıllık geçmişe ışık tutan Troya Ören Yeri'nde, 2013 yılında yapımına başlanan Troya Müzesi, yaklaşık 70 milyon TL'lik harcamayla tamamlandı

20 Eylül 2018 14:40

ÖZEL - Troya Müzesi hayali gerçek oldu

ÇANAKKALE\'de 5 bin yıllık geçmişe ışık tutan Troya Ören Yeri\'nde, 2013 yılında yapımına başlanan Troya Müzesi, yaklaşık 70 milyon TL\'lik harcamayla tamamlandı. Ören yerindeki teşhir ve tanzim uygulamasında son aşamaya gelinirken, kazılarda ortaya çıkarılan 2 bin eser müzeye kondu. Projeyle yurt dışında bulunan Troya hazinelerinin bir bölümü de ait olduğu topraklara döndü. Halen yurt dışındaki 7 müzede sergilenen Troya eserlerinin de Türkiye\'ye getirilmesi için umut olan müzenin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılmasının planlandığı belirtildi. 

Merkeze bağlı Tevfikiye Köyü sınırları içerisinde bulunan Troya Ören Yeri, yıllarca eksikliğini çektiği müzesine ‘2018 Troya Yılı’nda kavuştu. Ören Yeri’ndeki kazılara 17 yıl başkanlık yaptıktan sonra yakalandığı amansız hastalık nedeniyle 2005 yılında hayatını kaybeden Alman arkeolog Prof. Dr. Manfred Osman Korfmann’ın hayalini kurduğu müze, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla gerçek oldu. Ören Yeri’ndeki Troya Müzesi projesi ulusal bir yarışmayla belirlendi. Yüksek Mimar Ömer Selçuk Baz’ın projesi seçilerek uygulamaya kondu. 90 bin metrekarelik alan üzerinde yapımına 2013 yılında başlanan müze, 12 bin 750 metrekare kapalı alana sahip. Müzenin 3 bin 300 metrekaresini sergi alanı, kalanını ise sosyal donatılar, ofisler ve depolar oluşturuyor. Müze için yaklaşık 70 milyon TL harcandı. Müzenin teşhir ve tanzim uygulamasında ise son aşamaya gelindi. Troya başta olmak üzere, Troas bölgesindeki ören yerlerinden çıkan eserlerden oluşan 2 bin arkeolojik kalıntı, müzedeki yerini aldı.

Troya’dan çıkarılarak değişik dönemlerde yurt dışına kaçırılan hazinelerin bir bölümünün de Türkiye’ye dönüşüne imkan sunan Troya Müzesi, halen yurt dışında bulunan Troya eserlerinin tamamının ait oldukları topraklara dönüşü için de umut oldu. Şimdilik müze içinde oluşturulan Yitik Miras Bölümü’nde, ziyaretçiler yurt dışında olan eserlerin görsellerini görebilecek. Ancak, asıl hedef, o eserlerin gerçeklerinin müzede en kısa sürede sergilenmesi.

MÜZEDE 2000 ESER SERGİLENECEK

Müzenin zemin artı, 3 kattan oluştuğunu belirten Troya Müzesi Müdürü Ali Atmaca, ziyaretçilerin rampadan aşağıya inerken, Troya\'da açığa çıkarılan kültür ve yaşamlarını anlatan değişik eserleri izleyerek müzeye giriş yapacaklarını söyledi.

Müzenin giriş katında Troas kentlerini, birinci katta Troya katmanlarını, ikinci katta antik dünyayı, üçüncü katta ise Doğu Roma, Osmanlı ve Çanakkale\'nin 20\'nci yüzyılına ait eserlerini görmenin mümkün olacağını belirten Atmaca, \"Müzemizde toplamda yaklaşık 2000 eser sergilenecek. 2012 yılında Amerika Birleşik Devletleri’ndeki Penn Müzesi’nden getirilerek, Ankara Anadolu Medeniyetler Müzesi’nde emanete kalan 24 parça altın eserimiz müzemize intikal etti. Bunun dışında yine Troya kazılarına başkanlık yapan Blegen koleksiyonuna ait altın eserler İstanbul Arkeoloji Müzesi’nden getirildi. Özel bir alanda ziyaretçilerini bekliyor\" dedi.

\'ESERLERİN GERİ GELMESİNE OLANAK SAĞLAYACAK\'

Troya Müzesi’nin, yurt dışına kaçırılan eserlerin geri getirilerek müzede sergilenmesine de olanak tanıyacağını belirten Atmaca, şunları söyledi:

\"Çünkü çağdaş, sürdürülebilir bir müze. Şunu da kabul etmek lazım ki; bütün eserlerin ait oldukları topraklarda sergilenmesi evrensel bir ilkedir. Bunu böyle görmeli. Müzemizde sergilenecek eserler arasında heykeller, pitoslar, mimari kaideler, pişmiş toprak eserler yer alacak. Sergilenen eserlerimiz arasında en gözde eserlerimiz, altın eserler olacak. Bunlar da müzenin en özel yerinde ziyaretçisini bekliyor olacak.\"

\'20 YILDIR HAYALİ KURULAN MÜZE\'

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rüstem Aslan, Troya\'nın Dünya Kültür Mirası Listesi’ne girişinin 20\'nci yılı olduğunu belirterek, \"Kültür ve Turizm Bakanlığı bu nedenle 2018\'i Troya Yılı ilan etti. Bu kapsamda Çanakkale Valiliği ile Kültür ve Turizm Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Yunus Emre Enstitüsü’nün işbirliği ile pek çok etkinlik düzenlenmekte. Bunun için de Troya Milli Parkı’nda düzenlemeler var. Fakat, Troya Yılı\'nın en önemli projelerinden bir tanesi bana göre Troya Müzesi’dir. Troya Müzesi son 20 yıldır hayali kurulan müze ve bitme aşamasına geldi. Bu açından Dünya Kültür Mirası listesine girişinin 20\'nci yılı nedeniyle Troya Müzesi’nin açılacak olması büyük bir olay\" dedi.

\'ZİYARETÇİ, TROYA OLARAK GİRECEK, ANADOLU OLARAK ÇIKACAK\'

Ziyaretçileri Troya Müzesi’nde pek çok ilklerin beklediğini kaydeden Prof. Dr. Aslan, \"Troya Müzesi’ne girişten sonra bölgedeki diğer kazı buluntularının yer aldığı bir salon var. Sadece Troya\'yı değil, Çanakkale bölgesindeki diğer kazılardan buluntular müzede sergilenecek. İlk kez bir arada farklı yeni buluntular görülecek. Özellikle son 30 yıllık kazılarda çıkan ilk yazılı belge Luvi mührü, küçük tunç askercik, bununla beraber hitit yazılı belgeler ve diğer buluntular bir arada ilk kez Troya Müzesi’nde sergilenecek. Yani şunu söyleyebiliriz. Müzeye ziyaretçi Troya olarak girecek ve Anadolu olarak çıkacakö diye konuştu.

Müzenin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılmasının planlandığı belirtildi. 

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Troya Müzesinin havadan drone ile çekilen görüntüleri
-Troya Müzesi ve girişinden genel ve detay görüntü.
-Müze içinden genel ve detay görüntü.
-Müzede sergilenecek olan eserlerden genel ve detay görüntü.
-Müze Müdürü Ali Atmaca ile röp.
-Kazı Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aslan ile röp.

Haber-Kamera: Mustafa SUİÇMEZ/ÇANAKKALE,(DHA)
7 dakika 17 saniye. 806 MB.


=================

Sedanur\'un annesi: 27\'sinde doğum günü var ne olur bırakın
 
KARS, (DHA)- KARS\'ın Kağızman ilçesine bağlı Paslı köyünde 5 gün önce kaybolan Sedanur Güzel\'i (9) arama çalışmaları sürüyor. Sedanur Güzel\'in acılı annesi Handan Güzel, \"Kızımın 27\'sinde doğum günü. Ne olur kızımı bırakın, doğum gününü kutlayalım\" dedi.
Kağızman\'a 30 kilometre uzaklıktaki 80 hane, 350 nüfuslu Paslı köyünde yaşayan Handan-Abdullah Güzel çiftinin 3 çocuğundan en büyüğü Sedanur Güzel, 16 Eylül Pazar günü öğle saatlerinde evlerinin önünde kayboldu. Kızlarından haber alamayan aile fertleri, köylülerle kırsalda arama çalışması yaptı. Uzun süren aramalardan sonuç alınamayınca jandarmaya haber verildi. Paslı Esin Çağdaş İlkokulu\'nun 3\'üncü sınıf öğrencisi Sedanur Güzel\'in bulunması için köylüler seferber oldu. Komandolar, jandarma timleri, AFAD ve UMKE ekipleri, korucular ile köylüler her yerde Sedanur\'u aradı. Erzurum İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğüne bağlı kadavra arama köpeği \'Obert\' ve iz takip köpeği \'Calisto\' saman yığınında arama yaptı. Sedanur Güzel\'i arama çalışmaları bugün sabah saatlerinde yeniden başlandı. AFAD ve UMKE ekipleri Kars-Kağızman karayolu kenarındaki köye 4 kilometre uzaklıktaki sazlık alanda arama çalışması başlattı. İnsan boyunu geçen kamışlar nedeniyle sazlık alanda arama yapan ekipler ilerlemekte güçlük çekti. Bölgenin bataklık olması ve zehirli yılanların bulunması ekiplerin işini zorlaştırıyor. AFAD ve UMKE ekipleri bölgede iş makineleri ile ilerlemenin faydalı olacağını bildirdi. Kızının geçen yıl trafik kazası nedeniyle beyin kanaması geçirdiğini  Erzurum\'da 15 gün yoğun bakımda kaldığını söyleyen anne Handan Güzel, \"İyileşmesi için günlerce dua ettim. Allah onu bize bağışladı. Sedanur ailenin nazlı kızı. Tam iyileşti derken bu olay oldu. Allah rızası için gören söylesin. Götüren kişi ne olur yavrumu bırakın. 27\'sinde doğum günü var. 28\'inde doktor kontrolleri yapılacak. Lütfen çocuğumu getirsinler kimseden şikayetçi olmayacağız. Kızımın sonu Leyla gibi olmasın\" dedi.

========================================================

Yurt dışına ihraç edilen şaraplık üzümlerin hasadı başladı

DÜNYA\'daki, insanoğlunun yerleşik yaşama geçtiği ilk yerlerder biri olan Diyarbakır\'ın Ergani ilçesinde yetişen ve daha çok yurt dışına ihraç edilen şaraplım üzemlerin hasadına başlandı. Bağ bozumu ile bu yılki hasadı toplayan üreticilerden Mehmet Azak, millattan önce burada üretilen şaraplık üzümlerin Rusya başta olmak üzere bir çok ülkeye gönderildiğini belirterek, \"Ege bölgesindeki üzümler bu yıl iyi olmadı. Tüccar ve komisyoncular bölgemize gelip üzüm alıyor. Dünyanın en kaliteli şaraplık üzümleri burada yetişiyor, bunu da herkes biliyor. Bu yıl aşırı sıcaklardan dolayı hem verim hem de kalite beklediğimizin çok çok altında\" dedi. 
İnsanların ilk kez tarım yaptığı ve yerleşik hayata geçtikleri yer olarak bilinen yerlerden biri olan Ergani ilçesindeki Çayönü Höyüğü ve Hilar mağaraları yakınlarında bulunan Ortayazı köyünde bu yılki şaraplık üzümlerin hasadı yapılmaya başlandı. Dünyanın en kaliteli şaraplık üzümlerinin yetiştiği bölgede bağ bozumuyla bu yılki hasadı toplayan üreticiler, verimin beklentileri karşılamadığını söyledi. Geçtiğimiz yıl yağışların iyi olmasına rağmen bu yılın yaz mevsiminde aşırı sıcaklar nedeniyle verimin düştüğünü anlatan üreticiler, satılan üzümden kazandıkları paraların masrafları karşılayamadığını söyledi.
Ergani-Çermik arasında 16 dönümlük bağda şaraplık üzüm üreten Mehmet Azak, millattan önce bile bölgede üretilen şaraplık üzümlerin Rusya başta olmak üzere bir çok ülkeye gönderildiğini belirterek, \"16 dönüm alanda üzüm bağım var. Şu an 8-10 ton üzüm bekliyoruz. İstanbul, Bursa\'dan gelen üzüm tüccarları var. Zaten görüyorsunuz topladık, tüccarların gelip almasını bekliyoruz. Her yıl toplamadan önce üzümleri satıyoruz. Ege Bölgesinde üzüm bu yıl iyi olmadı. Tüccarlar bu bölgeye gelip üzüm alıyor. Buranın tarihi eskilere dayanıyor. Yurt dışına Rusya\'ya gönderiyorduk. Millattan önce de yine burada üzüm yetiştiriliyordu. Hilar mağaraları burada. Medeniyetin dünyaya yayıldığı bir yer. Üzümlerimiz çok kaliteli, zaten herkes de biliyor. Ürün beklentimizin altında ama yine de iyi. Yağmurlu dönem üzümler iyi oluyor, tonaj yükseliyor, verim daha da iyi oluyor. 16 dönümlük arazide normalde 20 ton ürün almamız gerekiyordu. Ama, aşırı sıcaklar verimi düşürdü. Bu durum fiyatları da düşürüyor\" dedi.
Üzüm üreticisi Sıddık Güneş ise, 10 dönümlük şaraplık üzüm bağı için ailece verdikleri emeğin, insan gücünün dışında binlerce lira harcadıklarını ancak bunun karşılığını alamadığını söyledi. Ergani ile Çermik ilçeleri arasında Boğazkere üzümü yetiştirdiğini, yılda ortalama 10 dönüm arazide 5 bin lira para harcadığını söyleyen Güneş, \"Verdiğimiz emeği zaten hesaplamıyorum. Sattığımız üzüm bazen yüzde on kar, bazen de zararına satıyoruz. Asıl kar eden komisyoncular yada şarap üreticileri. Komisyoncular bizden 2.5 liraya alıyor, Avrupa\'ya sattıklarında ise 5-7 dolara satıyorlar. Bir üretici olarak bağcıların bir kooperatif altında taplanarak üzümlerini değerlendirebileceklerine inanıyorum. Çünkü, boğazkere üzümü çok kaliteli, eşi benzeri yok. Fransa\'daki, Elazığ\'daki üzüm kendisine göre kalitesi var ama hiç biri Boğazkere kalitesinde değil. Ben bir litre boğazkere üzümünden 2.5 litre öküzgözü ile kumpaj yaptığımda fevkalede bir aroma, bir kalite ortaya çıkar. Ama, malesef üreticilerimiz bunun farkında değil. Ben kazanamıyorum, kazanabilen üretici varsa, buyrun her şey ortada. Bir traktöre mazot alıp toprağı sürme yılda en az 3 kez, ilaç çok pahalı, gübre çok pahalı, üzüm çok ucuz. Dolayısıyla boğazkere üzüm üreticilerinin bir çatı altında toplanarak üzümlerini değerlendirmelerini ve böylece çok daha iyi para kazanabileceklerini söylüyorum\"diye konuştu.

Görüntü Dökümü:
-------------------------
-Kadınların bağda üzüm toplaması
-Havadan drone ile üzüm tarlası
-Üzüm üreticilerinin konuşması
-Dalda koparılmayı bekleyen üzüm salkımları
-Kadınlar makasla kestiği üzümleri kovaları boşaltmaları
-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Mehmet TÜRK-Burak EMEK/ERGANİ (Diyarbakır), (DHA)-

============

Sokak köpekleri, girdikleri ahırdaki 25 küçükbaş hayvanı telef etti

SİVAS\'ta hayvancılık yapan İsmail Güneş’in ahırına giren sokak köpekleri iddiaya göre 22 koyun ve 3 keçiyi telef etti. 
Kent merkezindeki Emek Mahallesi\'nde yaşayan evli 4 çocuk babası emekli İsmail Güneş\'in (60) evinin yanında bulunan ahırdaki koyunlar iddiaya göre dün  gece saatlerinde sokak köpeklerinin saldırısına uğradı. Sokak köpekleri, ahırın tahtasını parçalayarak  içeriye girip 125 küçükbaş hayvanın bulunduğu ahırdaki 22 koyun ve 3\'de keçiyi boğarak telef etti. 5 koyun ise çeşitli yerlerinden  yaralandı.
Sabah ahıra hayvanlarını beslemek için giren Güneş, gördüğü manzara karşısında şok oldu. 25 hayvanını yerde ölü olarak bulan Güneş zararının yaklaşık 30 bin lira olduğu söyleyerek şöyle konuştu: \"Emekli olduktan sonra adak kurbanlık işi ile uğraşmaya başladım. Her sabah hayvanları beslemek için ahıra giriyordum. 15-20 tane köpek ahırın çivili olan tahtasını ayaklarıyla söküp içeriye girmişler. Sabah girdim ki hayvanları sere serpe içerde yatıyor. Toplam 125 hayvanım vardı bunların 25 tanesi öldü, 4-5 tane de yaralım var. Hayvanlarımı yeni almıştım, sigortaları yoktu. Toplam 30 bin lira zararım var. Sokak köpekleri yaptı. Bugün benim hayvanıma saldıran köpekler yarın bir vatandaşa saldırır. İnsan hayatı ucuz bir şey değil. Farzet ki bir çocuğa saldırdılar. Buna bir önlem alınması gerekiyor. Köpekler dün tepenin üzerinde yatıyorduö dedi.

Görüntü Dökümü:

-Ahırdan görüntü

-Telef edilen halvanlar

-Ahır sahibinin konuşmaları 

Haber-Kamera: İrfan ÖZŞEKER/SİVAS, (DHA)

=================

Urla\'da binlerce litre kaçak üretim şarap ele geçirildi

İZMİR\'in Urla ilçesinde gerçekleştirilen operasyonda, 6 bin 332 litre kaçak üretim şarap ele geçirildi. Olayla ilgili 3 kişi gözaltına alındı. 
İzmir İl Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından Kuşçular, İçmeler ve Sıra mahallelerinde yaşayan Y.İ., S.H. ve E.K. adlı 3 şüphelinin kaçak yollarla şarap üretip, piyasaya sürdüğünü belirledi. Harekete geçen ekipler, tespit ettiği adreslere dün (çarşamba) yaptığı baskında, 6 bin 332 litre kaçak üretim şarap ele geçirdi. Gözaltına alınan şüpheliler, jandarma karakoluna götürüldü. Şüphelilerin sorgusunun sürdüğü bildirildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
- Jandarma ekiplerinin operasyonu
- Ele geçirilen şaraplardan görüntü

Haber: Kadir ÖZEN- Kamera: İZMİR, DHA)

=================

Sera Gölü’nde temizlik başladı

TRABZON\'un Akçaabat ilçesinde,1950 yılında meydana gelen heyelanın ardından oluşan ve doğal güzelliğiyle öne çıkan tabiat parkı Sera Gölü, selde sürüklenen odun, çöp ve balçıkla kaplanmıştı. İşletmeciler, motorlu kayığın önüne gerdikleri ağla, göl yüzeyinde biriken odun ve atıkları kıyıya sürükleyerek gölü temizlemeye başladı. Yöre halkının ve ziyaretçilerin şikâyetleri üzerine harekete geçen Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü yetkilileri gölde temizleme çalışması için işe koyuldu. İstanbul’dan getirilen suda batmayan özel donanımlı iş makineleri, göl yüzeyinde atık temizleme çalışmalarına başladı. Temizleme çalışmalarının 1 ayda tamamlanacağı belirtildi.

Trabzon\'da, 22 Ağustos\'ta etkili olan sağanak, sele ve heyelana yol açtı. Akçaabat ilçesinde, 1950 yılında meydana gelen heyelanın ardından oluşan ve doğal güzelliğiyle öne çıkan tabiat parkı Sera Gölü, selde sürüklenen odun, çöp ve balçıkla kaplandı. Yoğun ziyaretçi alan tabiat parkına gelenler, göldeki manzarayı görünce şaşkınlık yaşadı. Gölün temizliği ve taşkın koruma için Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü proje hazırlığına başladı. Ancak, projenin gecikeceği gerekçesiyle işletme sahipleri, göldeki kirlilik için harekete geçti. Seferber olan işletmeciler, gölde temizlik çalışması başlattı. Motorlu kayığın önüne gerdikleri ağla, göl yüzeyinde biriken odun ve atıkları kıyıya sürüklemeye çalışan işletmeciler, ilginç yöntemle gölü temizlemeye başladı.

TEMİZLİK BAŞLADI

Temizlik çalışması yürüten işletme sahipleri, göl kıyısına sürüklenen odun ve atıkları kıyıya çıkarma çalışmaları sürerken, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü yetkilileri hazırlanan projeyi hızlandırdı, gölde temizleme çalışması için işe koyuldu. Ekipler, İstanbul’dan getirilen suda batmayan özel donanımlı iş makineleri ile göl yüzeyinde atık temizleme çalışmalarına başladı. Trabzon Büyükşehir Belediyesi\'ne ait iş makinesi ve kamyonlarında eşlik ettiği temizlik çalışmalarının 1 ayda tamamlanacağı belirtildi. 

İŞLETMELER MEMNUN KALDI

Daha önce kendi yöntemlerince çözüm bulup, gölü temizlemek için seferber olan işletme sahipleri ve çalışanları da, göl yüzeyinde başlatılan kapsamlı atık temizleme çalışmalarından memnuniyet duyduklarını belirtti, yetkililere teşekkür etti. Sera Gölü\'nde işletme müdürü Erol Kuzur, selin ardından gölde oluşan atıklar için gelen müşterilerine mahcup olduklarını ancak; temizlik çalışmaların başlamasıyla artık bu mahcubiyeti yaşamayacaklarını söyledi. Kuzur, \"Selin ardından göl çok kötü vaziyetteydi. O zaman yetkililer o anda bir şeyler yapmadı. Bizler kendi çabalarımızla temizlik işine başladık. Kendi imkânlarımızla kayığın önüne taktığımız ağla göl yüzeyini atıklardan temizlemeye başladık. Tabi biz bu temizliğin bir kısmını yaptık. Şu an göl için sağ olsun yetkililerimizce iş makineleri sevk edildi ve temizliğe başladılar. Devletimizin, ilgili bakanlığımızın buraya el atması bizleri son derece sevindirdi. Bizler de burada amme hizmeti yapıyoruz. Devletimiz ilgili olunca turizm daha çok gelişir, buraya gelen turist sayılarında da artış yaşanır.\" dedi.

\'ÖNCE KENDİMİZ TEMİZ OLACAĞIZ\'

İşletme sahibi Hüseyin Gül ise, temizlik konusunda her şeyin devletten beklenmemesi ve insanların temiz olarak topluma örnek olmaları gerektiğini ifade etti. Gül, \"Bu temizliğin yeterli olacağını düşünüyorum. Tabi ki bunun devamı gelmesi lazım. Burada bentler yer almakta, bunların belirli periyotlarda temizlenmesi ve gölün temiz tutulması lazım. Gölün giriş kısmına kapsamlı bir file de yapılarak kirliliğin göle ulaşması da önlenebilir. Bizlerin de, vatandaşların da daha duyarlı olmaları lazım. Toplum olarak temiz olmalıyız. Her şey devletten beklenmez, önce kendimiz temiz olacağız\" diye konuştu.
 
HEYELANLA OLUŞAN DOĞAL GÜZELLİK

Göl, aşırı yağış sonucu 21 Şubat 1950 Salı günü Derecik Vadisi yamaçlarından kopan büyük kayaçların vadi tabanını tıkaması sonucu oluştu. Heyelan nedeniyle yaklaşık 67 yıl önce oluşan göl şimdi Trabzon için en önemli turizm merkezlerinden biri haline geldi. Oluşum hikâyesi, barındırdığı canlı türleri, kent merkezine yakınlığı ve suyun başlı başına bir çekim merkezi olması nedeniyle popüler olan göl, Trabzon\'a 10, Akçaabat sahiline ise 3 kilometre mesafede yer alıyor. Ulaşımı kolay olan göle her yıl binceler yerli ve yabancı turisti de ağırlıyor.

GÖL KIYISINDAKİ DUVAR YIKILMIŞTI

Sera Deresi Vadisi’nde, 1950\'de meydana gelen heyelanın ardından oluşan Sera Gölü\'ne paralel uzanan karayolunun genişletilmesi için bölgede perde beton duvar yapımına başlandı. Geçen yılın Temmuz ayında, bölgede göl manzarası olan otelde konaklayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, büyük bölümü tamamlanan beton duvarı fark etti. Bakan Soylu, çirkin görüntü oluşturduğunu belirttiği duvarın yıkılması talimatını verdi. Birçok çevrecinin de \'Çin Seddi\' benzetmesiyle tepki gösterdiği duvar, 3 ayda yıkıldı. Binlerce turistin ziyaret ettiği kente merkezine 10 kilometrelik uzaklıktaki gölün doğal dokusuna uygun projenin hayata geçirilmesi için de çalışma yapıldı. Göl çevresinde tehlike oluşturan alanlara geleneksel duvar istinat sistemi olan betonarme perde ve taş duvarlara alternatif sistem olan \'GeoArme Geosentetik donatılı duvar\' yapıldı. Sona gelinen projede ayrıca 30- 40 santimetre fileli toprakla çalışma da yapılarak, göl çevresi yeşil örtüyle kaplandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Gölün Drone detayları
İşletme sahiplerinin kayıkkla temizlemesi
İş makinelerinin temizlik çalışması
İşletme sahipleri ile röp.
Detaylar

Haber: Selçuk BAŞAR - Kamera: Emre KOLTUK TRABZON-DHA