Azez\'de bombalı saldırı: 2 ölü, 18 yaralı
KİLİS\'e komşu Suriye\'nin Halep kentinin Azez ilçe merkezinde bomba yüklü motosikletle yapılan saldırıda 2 kişi öldü, 18 kişi yaralandı.
Kilis\'in karşısındaki Azez kent merkezindeki Meytem Camisi önünde bugün öğle saatlerinde bomba yüklü motosiklet infilak etti. Gürültüyle meydana gelen patlamada ilk belirlemelere göre 2 kişi öldü, 18 kişi yaralandı. İhbarla bölgeye sevk edilen sağlık görevlileri, yaralıları ambulanslarla ilçe merkezindeki hastaneye götürdü. Bazı yaralılar ise sınırdan alınarak Kilis Devlet Hastanesi\'ne sevk edildi. Olay yerinde önlem alınırken; yerel kaynaklar, saldırıyı terör örgütü PKK/YPG\'nin düzenlediğini ifade etti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------------
- Azez ilçe merkezi
- Olay yeri
- Yükselen duman ve alevler
- Çevredeki kalabalık
- Yaralılar ve yaralılara yardım
- Yaralıların taşınması
- Genel ve detay görüntüler
Haber: Mücahit YOLCU-Kamera: KİLİS-DHA)
============
Sel suları çekildi, Of balçıkla kaplandı (2)
BALÇIK TEMİZLİĞİ SÜRÜYOR
Trabzon\'un Of ilçesinde dün akşam saatlerinde başlayıp etkisini artıran sağanağın neden olduğu sel ve heyelan hasarları giderilmeye çalışılıyor. Roşi Deresi\'nin taşması sonucu zemin ve bodrum katlarını su basan ev ve işyerlerinde vatandaşları temizlik çalışmalarını sürdürüyor. Evlerindeki eşyaları sokağa çıkaran ve yıkamaya çalışan vatandaşlar, derede önlem alınmasını istedi. İlçede balçıkla kaplanan cadde ve sokaklarda belediye görevlileri tarafından temizleniyor. Su basan ve arızalanan otomobiller ise çekici yardımıyla alınarak servislere taşınıyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Temizlik çalışması detayları
Evlerde temizlik yapanlar
Otomobilleri temizleyenler
Detaylar
Haber-Kamera: Emre KOLTUK TRABZON-DHA
============
Bu kahve 20 kiloluk tokmakla günde 10 bin kez dövülerek hazırlanıyor
BALIKESİR\'in Ayvalık ilçesindeki Cunda Adası\'nda yaşayan Ferit Toprak (40), taştan yapılan havanından adını alan ve dövülerek hazırlandığı için zahmeti ile bilinen dibek kahvesini, her gün 20 kilo ağırlığındaki bir tokmakla, 10 bin kez vurarak hazırlıyor.
Havanda dövülüp, ateşte pişirilen, farklı aromaların buluştuğu bir lezzet olan dibek kahvesi, Cunda Adası\'nda bir kahvede, Ferit Toprak tarafından gün boyu süren zahmet ve emekle hazırlanıp müşterilere sunuluyor. Ferit Toprak, Türk kahvesine göre biraz daha kıvamlı, biraz daha hacimli ve toz taneli değil iri taneli olan dibek kahvesi için her gün, 20 kilo ağırlığındaki tokmağı taş havanda 10 bin kez kaldırıp indiriyor.
210 YILLIK TAŞ HAVANDA 7 YILDIR KAHVE DÖVÜYOR
Cunda Adası\'nda, taş havandan çıkan sesi merak eden tatilciler, dibek kahvesi hazırlayan Ferit Toprak\'ı ilgiyle izliyor. Kimi vatandaş hatıra fotoğrafı çektirirken, kimi vatandaş ise nasıl yapıldığı hakkında bilgi aldığı dibek kahvesini 20 kiloluk tokmakla dövmeyi de deniyor.
HER GÜN 10 BİN KERE TOKMAKLA DÖVÜYOR
Cunda Adası\'ndaki yetiştirme yurdunda büyüyen, Yunanistan\'da gemilerde çalışan, yurda döndüğünde de gemilerde çalışıp adada turistleri gezdiren Toprak, dibek kahvesinin nasıl hazırlandığını göstermek için turistleri getirdiği bir gün, kahveyi yapan kişinin işi bıraktığını öğrenince, havanın başına geçtiğini ve o gün bugündür dibek kahvesi dövdüğünü belirtti. Dibek kahvesinin Cunda Adası\'ndaki ustası Ferit Toprak, \"İki çocuk babasıyım. Bu işi 7 senedir yapıyorum. Aynı zamanda kaptanım. Her gün 10 saatte tamı tamına 10 bin kez vurarak yapıyorum. Sayarak yapıyorum. Sporu sevdiğim için severek yapıyorum. Kahve burada Cumhuriyet\'in kuruluş dönemlerinden beri var. Osmanlı zamanından gelen gelenek. Dibek taşımızda Girit Adası\'ndan mübadele ile gelen atalarımız tarafından getirilmiş. Türkiye\'de bizden başka yapan yok. İçmenizi tavsiye ederiz. 20 kilo kromdan yapılma bir tokmak kullanıyorum. Aslında ağır değil ama devamlı yapıldığında bayağı ağırlaşıyor. 10 bin kere vurmak her babayiğide has değil. Çünkü çok kişi geldi yaparım diye ama bir gün geldi sonra gelmedi. Cunda\'yı terk ettiler\" dedi.
\'BU KAHVENİN 50 YIL HATIRI OLMALI\'
Dibek kahvesinin tadına bakan ve dövmeye çalışan tatilci Erkan Daşdemir, adada gezerken şans eseri kahve yapımına şahit olduklarını belirterek, \"Ayvalık\'a gelmişken Cunda\'ya uğramadan olmaz dedik. Sokaklarda gezerken tarihi bir mekânda dikkatimizi çektik. İçeri girdiğimizde tarihi bir vaka ile karşılaştık diyebilirim. Yaklaşık 200- 300 yıllık taş dibeğin içinde kahve döverken izlemek çok enteresandı, farklı bir deneyimdi. Deneyimlemek istedim. Nasıl bir durum, aşağı yukarı nasıl bir ağırlık olduğunu anlamaya çalıştım. Elime aldığımda ciddi bir ağırlık olduğunu gördüm; 20 kilo. Sabah 8\'den akşam 8\'e bu işi yaptığını, 10 bin kez vurduğunu öğrendik. Kahvenin 40 yıl hatırı var durumu tam burada kıyafet buldu kendine. İçtiğimiz sırada kahvenin 40 yılsa hatırı, bunun 45-50 yıl hatırı olduğunu düşünüyorum. Çok keyifli bir deneyimdi. Usta ile konuşurken başka bir örneği olmadığını öğrendik. Saygı duyduk, emeğine. Çok keyifli bir deneyimdi\" diye konuştu.
Erkan Daşdemir\'in eşi Pınar Daşdemir de \"Ailemle buraya tatile geldik. İlgimizi çekti. Çok yoğun emek isteyen bir iş. Hayran kaldık, gururlandık. Bunun geleneksel bir şekilde devam etmesi çok hoşumuza gitti\" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
- Kahve hazırlanışından görüntüler.
- Kahve ustası Ferit Toprak\'ın çalışmalarından görüntüler.
- Ferit Toprak\'ın açıklamaları.
- Kahveyi tadan vatandaşlar Erkan ve Pınar Daşdemir\'in açıklamaları.
- Genel görüntüler.
Haber-Kamera: Kadri KAYA/AYVALIK(Balıkesir), (DHA)
Görüntü: HD, Süresi: 3 Dakika 43 Saniye, Boyutu: 684 MB.
======================================
Caretta yuvalarına kum ve traktör tehdidi
AKDENİZ\'in en büyük caretta caretta yuva alanı olan Belek sahillerinde 20 yıldır deniz kaplumbağalarının gönüllü koruyuculuğunu yapan Ekolojik Araştırmalar Derneği (EKAD) ekibi, bu yıl yuva sayısı 2 bin 100\'e ulaşan sahile traktör ve ağır iş makineleriyle girilmesi, sahilden belediye dahil kum alınması, otellerin hatalı aydınlatmaları, şezlong ve şemsiyelerin caretta yuva alanlarını kapatması konularından şikayetçi.
EKAD, Antalya\'nın dünyaca ünlü Belek sahillerini de içine alan Kundu, Kadriye, Boğazkent ve Denizkent\'ten oluşan yaklaşık 30 kilometrelik sahil bandında, nesli tehlike altındaki türlerden kırmızı listedeki caretta carettalara yönelik 1999\'dan bu yana çalışma yürütüyor. Bin yumurtadan ancak 2-3\'ünün hayatta kalabildiği carettaların yuva alanları büyük tehditlerle karşı karşıya. Bölgede, 30 kilometrenin yarısındaki otellerin ışıklandırmaları ve şezlong kullanımıyla işgaller, belediye de dahil kumsallardan traktör ve ağır iş makineleriyle girilerek kum alınması, düğünlerde aşırı miktarda izinsiz havai fişek kullanımı, günübirlik sahilleri kullananların sahili kirletmesi ve araçlarıyla kumsala girmesi gibi pek çok sorun var.
KIVANÇ TATLITUĞ VE EŞİ DE KATILDI
Bu yıl carettaların yuvalarından çıkıp denizle buluştuğu anlara, geçen günlerde oyuncu Kıvanç Tatlıtuğ ve eşi Başak Dizer de eşlik etti. Çift, Belek sahilinde EKAD\'ın koruma altına aldığı bir yuvadaki yavruların kum altından çıkması ve denizle buluşmasını sağladı. EKAD, deniz kaplumbağalarıyla ilgili hem bilimsel çalışmalar, hem yuvalama alanlarının belirlenmesi, korunması ve yavruların denizle buluşması, hem de bölge halkının, turizm tesislerinin ve tatilcilerin bilinçlendirilmesine yönelik faaliyetler yürütüyor. EKAD\'ı carettalar konusunda ilgili bakanlıklar ve çeşitli kuruluşlar da destekliyor.
YUVA SAYISI 5 KAT ARTTI, 2 BİNİ GEÇTİ
Akdeniz\'in en büyük caretta caretta yuvalama alanı olan Belek sahillerinde 1999\'daki ilk çalışmalarında 400 yuva tespit ettiklerini açıklayan EKAD Başkanı Hacettepe Üniversitesi\'nden Dr. Ali Fuat Canbolat, 2016 yılında bu sayının 2 bin 600\'e çıktığını, bu yıl ise 2 bin 100\'ün üzerinde yuva oluştuğunu söyledi. Aksu çayından başlayıp Manavgat Sarısu çayına kadar olan 30 kilometrelik alanda oteller, konutlar, günübirlik alanlar gibi Türkiye kıyılarında görülebilecek her çeşit faaliyetin mevcut olduğuna dikkati çeken Canbolat, 1999\'a göre yuva sayısında 5 kat artış olduğunu, ancak bunun \'kaplumbağaları çok güzel koruduk ve bu noktayla getirdik\' anlamı taşımadığını vurguladı.
POPÜLASYON DA PROBLEMLER DE ARTTI
20 yıllık süreçte hem turizm tesislerinin, hem de problemlerin arttığına işaret eden Dr. Canbolat, “Ama kaplumbağa sayısı da arttı. Bizim tabi ki katkımız var, esas amacımız zaten insan faaliyetlerinden kaynaklı kaplumbağalara gelebilecek olası zararları önlemek. Yuva artışı sadece Belek\'te değil, diğer kumsallarda da var. Biz \'bu bölgeyi çok güzel koruduk ve yuvalama sayılarını artırdık\' gibi bir iddia içinde değiliz. Akademik açıdan bakıldığında ve küresel ısınma dikkate alındığında Kuzey Afrika popülasyonlarının bizim kıyılarımıza doğru gelmeye başladığını görüyoruz. O nedenle, \'kaplumbağa sayıları tüm Türkiye\'de arttı\' diye düşünüp problemleri bir tarafa atmamak lazım. Çünkü problemler de artarak devam ediyor ve duyarlılığın korunmasında fayda var\" diye konuştu.
EN BÜYÜK SORUN IŞIK
30 kilometrelik Belek kumsalında kaplumbağaların diğer kıyılarda yaşadığı tüm sorunların görüldüğünü belirten Dr. Canbolat, kumsalın yaklaşık 15-16 kilometresinde turizm tesisleri olduğunu kaydetti. Dr. Canbolat, “Orada en temel sorunumuz ışık kaynakları. Işık kaynaklarının olduğu yerlerde ergin bireyler yuva yapmayı pek tercih etmiyor. O nedenle turizm tesislerinin olduğu yerlerde kesinlikle ışık kaynaklarını azaltmamız lazım. Yavrular için de tersi bir durum. Otel ya da tesis bölgesindeki yuvalardan çıkan yavrular denize gitmek yerine tersine gidiyor ve onların da çoğunluğu ölümle sonuçlanıyor\" dedi.
ŞEZLONG VE ŞEMSİYELER
Tesislerin önündeki diğer bir problemin kumsalın kullanımı olduğunu ifade eden Dr. Canbolat, “Şemsiye, şezlongların kumsal üzerindeki yerlerinin belirlenmesi önemli. Bunun da nedeni, deniz kaplumbağaları ilk 35 metrelik alanda yuva yapıyor. O alanı mümkün olduğu kadar boş bırakmamız gerekiyor. Bırakılan yumurtalar kuluçka sürecinde sıcaklıkla ilgili sıkıntılar yaşamasın, yavru başarısında düşüş olmasın diye. Tabi ki insanlar kumsalları kullansın, ama kumsalın ilk 35 metrelik alanını da kumsalın gerçek ev sahibi olan kaplumbağalara bıraksınlar\" şeklinde konuştu.
SAHİLDEN KUM ALINIYOR, İŞ MAKİNELERİ VE TRAKTÖRLER GİRİYOR
Turizm tesislerinin olmadığı, köy halkının kullandığı Boğazkent, Denizkent kumsalında ise ciddi ölçüde kum alımı sorunu yaşandığını aktaran Dr. Canbolat, ayrıca kumsala ağır taşıtlarla, traktörlerle giriş yapıldığından şikayet etti. İş makineleri ve traktörlerin yuva üzerinden geçtiğinde kum sıkışmasına neden olduğunu belirten Dr. Canbolat, “Yavruların yüzeye çıkışını engelliyor. Günübirlik kullanım alanları ve belediyenin kullandığı alanlarda kum alımı yapılıyor. Kumsalı düzleme, temizleme ağır taşıtlarla yapılıyor. Kumsal temizlenmesin demiyoruz, ama düzgün bir temizleme yöntemi bulunması lazım. Kumsalın tahrip edilerek futbol sahası yapıldığını görüyoruz. Sonuçta belediyeye ait, kamusal alanlarda daha çok özen göstermemiz lazım\" diye konuştu.
BİN YUMURTADAN 2-3\'Ü ERGİNLİĞE ULAŞABİLİYOR
Bu yıl oluşan 2 bin 100 yuva sayısının fena olmadığını, genel ortalamaya bakıldığında 65 bin civarında yavrunun denize ulaşmasını beklediklerini kaydeden Dr. Canbolat, 65 bin yavrunun büyük bölümünün denizde öleceğini ve erişkinliğe ulaşamayacağını açıkladı. Yapılan çalışmalara göre bin yumurtadan 2 veya 3\'ünün ergin bireye ulaşabildiğini dile getiren Dr. Canbolat, “65 bin dediğimiz zaman, \'inanılmaz bir rakam\' gibi geliyor insanlara, ama bunların 50-100\'ü hayatta kalabilecek, erginliğe ulaşabilecek. Çünkü denizlerde yavrular için ölüm oranları çok daha yüksek\" diye konuştu.
35 gönüllünün görev aldığı EKAD ekibi, 15 Mayıs- 25 Eylül arasında Belek\'te kurulan çadır kampta konaklıyor. Ekip her sabah saat 04.00\'te uyanıp, 30 kilometrelik sahili tarıyor ve yuva tespiti yapıyor. Bugünlerde de tespit edilen yuvalarda yumurtalarından çıkan yavruların denize ulaşmasına aracılık ediyor. Yavru carettaların her sabah gün doğarken başlayan yeni hayat yolculuğu, renkli anlar oluşturuyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
- Gün doğumundan görüntü
- Kamptan detay görüntü
- Yuvalardan ve yuvaları koruyan öğrencilerden detay görüntü
- Carettaların yuvalardan çıkışı
- Hocayla röportaj
- Sahilin drone görüntüsü
- Detaylar
598 MB /// 04.58ö
HABER: Mehmet ÇINAR- KAMERA: Emrah GÜL/ANTALYA, (DHA)
======================================
Ünlü oyuncu ile eşi ve kızı kazada yaralandı
İZMİR\'de, ünlü oyuncu Sefa Zengin ile eşi Figen Zengin (47) ve kızı 8 yaşındaki İlayda Zengin, içinde bulundukları taksinin bir otomobil ile çarpışıp takla attığı kazada yaralandı. Zengin ile eşi ve kızı hastanede tedaviye alındı.
Kaza, bugün saat 01.00 sıralarında, Ankara-İzmir karayolu Cengizhan Kavşağı yakınlarında meydana geldi. Ünlü oyuncu Sefa Zengin, eşi ve kızıyla birlikte tatil yaptığı Muğla\'nın Datça ilçesinden, İstanbul\'a dönmek için bir taksi kiralayıp ailesiyle birlikte yola çıktı. Namık Mersin yönetimindeki 48 T 5046 plakalı taksi, yol güzergahı üzerinde bulunan İzmir\'den geçtiği sırada, Cengizhan Kavşağı\'na geldiklerinde, E.A. yönetimindeki 64 AY 360 plakalı otomobil ile çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle, Zengin ailesinin içinde bulunduğu taksi takla attı. Kazayı görenler sağlık ekiplerine haber verdi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, yaralanan Sefa Zengin, Figen Zengin (47) ve kızları 8 yaşındaki İlayda Zengin\'i ambulanslarla Ege Üniversitesi Hastanesi\'ne kaldırdı. Tedaviye alınan Zengin ailesi üyelerinin sağlık durumlarının iyi olduğu belirtildi. Zengin\'in kızı İlayda\'nın başında bir kanama olduğu için gözlem altında tutulduğu öğrenildi.
\"BANA SALDIRDI\"
Kazanın ardından, kendisi ile taksi şoförü Namık Mersin\'in emniyet kemerini çözen ve vatandaşların yardımıyla araçtan çıkan Sefa Zengin, \"Hemen eşime ve kızıma baktım ve onları dışarı çıkardık. Çok şükür ki sağlık durumumuz iyi. Ne kadar çok sevenimin olduğunun farkına vardım. Olayın ardından ben, \'Kim bu arabayı bu kadar hızlı kullanan\' dedim ve şahıs bir anda bana saldırmaya başladı\" dedi.
Zengin, kızının kafatasında ufak bir kanama olduğu için bir süre daha hastanede kalacaklarını belirtti.
Öte yandan, kazanın ardından sürücüler Namık Mersin ve E.A. birbirinden şikayetçi oldu. İfadeleri alınan sürücüler serbest bırakıldı. Kazayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
- Sefa Zengin ile röp.
- Ailesinden görüntü
(Kj, Haber-Kamera: Davut CAN / İZMİR, (DHA)
======================================
Valiz içinde Türkiye\'ye girerken yakalandı
ARTVİN\'in Kemalpaşa ilçesinde, Sarp Sınır Kapısı\'ndan yaya olarak Türkiye\'ye geçmek isteyen Gürcistan uyruklu bir kişinin valizinde, bir kadın yakalandı. Yurda giriş yasağı bulunan Özbek F.T. (27) ve valiz sahibi gözaltına alındı.
Sarp Sınır Kapısı\'nda görevli polisler, Türkiye\'ye yaya giriş yapmak isteyen Gürcistan uyruklu G.P.\'nin (24) davranışlarından ve yanındaki büyük valizden şüphelendi. Şüpheliyi yolcu salonuna alan polis, valizi açınca kadınla karşılaştı. Polis, kısa süren şaşkınlığın ardından valiz sahibi ile kadını gözaltına aldı. Emniyetteki sorgusunda Özbek F.T.\'nin 5 yıl süreyle Türkiye\'ye giriş yasağı olduğu tespit edildi. F.T ile G.P. gözaltına alınırken olayla ilgili olarak soruşturma başlatıldı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Valizin açılması
İçinden kadının çıkarılması
KJ: Haber: Muhammet KAÇAR ARTVİN-DHA
======================================