1)KARDAK\'TA 22. YILDÖNÜMÜ GERGİNLİĞİ
MUĞLA\'nın Bodrum ilçesine bağlı Gümüşlük Mahallesi\'ne 3.5 mil uzaklıktaki Kardak kayalıklarında 1996 yılında yaşanan gerginliğin 22\'nci yıldönümünde Yunanistan Savunma Bakanı Panos Kammenos, üst düzey askeri yetkililerle denizden gelerek Kardak yakınlarında düşen helikopterde ölen üç subayın anısına denize çelenk bıraktı. Bölgede bulunan 10 Türk sahil güvenliği ile bir helikopter, Yunan botlarının Kardak\'a gelmesini önledi. Yaşanan kısa süreli gerginlik, Savunma Bakanı\'nın ayrılması ile sona erdi.Bodrum\'un Gümüşlük Mahallesi açıklarında 1996 yılında bir kuru yük gemisinin çarpması ile çıkan Kardak krizinin 22\'nci yıldönümünde yine gerginlik yaşandı. Kilimli (Kalimnos) adasında bugün sabah saatlerinde düzenlenen ve üç Yunan subayının Kardak\'ta düşen helikopterde ölmelerinin yıldönümü anısına düzenlenen törenlere katılan Yunanistan Savunma Bakanı Panos Kammenos ve askeri üst düzey yetkililer, ardından saat 11.50\'de Kilimli limanından ayrıldıkları savaş gemisi ile Kardak bölgesine geldi. Sabah erken saatlerden itibaren bölgede tedbir alan 10 Türk sahil güvenlik botu ile 1 Türk sahil güvenlik helikopteri Kardak bölgesini ablukaya aldı. Türk botları, üç Yunan sahil güvenlik botu ve bir savaş gemisi ile Kardak\'a gelen Kammenos ve beraberindekileri,
Kardak\'a yaklaştırmadı, bura rağmen Kammenos, Kardak\'a yarım mil uzakta çelengi denize bıraktıktan sonra bölgeden ayrıldı.
GERGİNLİK SANİYE SANİYE DHA KAMERASINDA
Yaklaşık 15 dakika süren gerginlik, Kammenos\'un bölgeden ayrılmasının ardından sona ererken Yunan Savunma Bakanı denize attığı çelengin fotoğraflarını kendisine ait sosyal paylaşım sitesinden paylaşırken yaşananlar saniye saniye DHA kameraları tarafından görüntülendi. Bu arada Ege Deniz üzerinde 11.00-ile 13.00 arasında kimliği belirlenemeyen savaş uçaklarının sesleri duyuldu.
Görüntü Dökümü
----------------------
-Kammenos\'un Kardak\' a gelmesi, Trük botlarının önleme yapması,
- Kardak\'ın ablukaya alınması
-Genel detay görüntüler
( Haber-Kamera: Yaşar ANTER / BODRUM, DHA
====================================================
2)BAKAN FAKIBABA:BİZİM DEVLET OLARAK HİÇ KABAHATİMİZ OLMADI MI?
GIDA, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Diyarbakır\'daki sivil toplum örgütü temsilcileriyle yaptığı toplantıda, geçmiş dönemlerde yapılan yanlış uygulamalara değinerek, \"Sadece ve sadece Şanlıurfalılar, Diyarbakırlılar ve Mardinliler mi kabahatli? Bizim devlet olarak hiç kabahatimiz olmadı mı? Bunu da gözden geçirmemiz lazım.\"dedi. Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Diyarbakır\'a gelen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Sur ilçesindeki tarihi İçkale\'de bulunan Valilik makamını ziyaret etti. Vali Hasan Basri Güzeloğlu tarafından karşılanan Fakıbaba, valilik şeref defterini imzalamasının ardından gazetecilere mera yasağının kalkmasına ilişkin açıklama yaptı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan\'ın Hakkari\'de yaptığı konuşmasında yayla yasağının bu bahar ayında kalkacağını söylediğini hatırlatan Bakan Fakıbaba, \"Hakkari, Ardahan,Iğdır, Kars illerini çok gezdim. İnşallah bu yıl meralar açılacak. Meraların açılması demek, hayvan sayımızın artması demektir. Özellikle besicilik yapanların daha güzel bir ortamda bu işi icra etmesi demektir. Hayvancılıkla ilgilenen kardeşlerimizin bu haberi beklediklerini biliyorum.\"
\"DÜNÜ BIRAKMAMIZ VE BUGÜNE BAKMAMIZ LAZIM\"
Valilik ziyaretinin ardından bir otelde sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle buluşan Bakan Fakıbaba, burada yaptığı konuşmada Güneydoğu Anadolu Bölgesi\'in, Türkiye\'nin en önemli yeri olduğunu söyledi. İnsanların geçmişte güzellikleri kötülüğe dönüştürmek için ellerinden geleni yapmış olduklarını belirten Fakıbaba,\"Zenginliğimiz olan, Kürdü, Türkü, Arabı, Lazı, Çerkezi, ne kadar güzel bir şey. İnsanlar buraya bakabilmek için, başka şehirlerde insanları topluyorlar, bu güzelliği yakalasınlar diye. Ama aynı insanlar bu güzelliği bozmak için bizi birbirimize düşürüyorlar. Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin çok önemlidir. Bizim birlik ve beraberliğimiz özellikle bugünlerde o kadar önemli ki, birlik beraberlik içerisinde samimi bir şekilde kucaklayacak olursak, geçmişe dönüp nerede hata yaptığımızı konuşmamız gerekiyor. Sadece ve sadece Şanlıurfalılar, Diyarbakırlılar ve Mardinliler mi kabahatli? Bizim devlet olarak hiç kabahatimiz olmadı mı? Bunu gözden geçirmemiz lazım. Samimi bir kardeşlik içerisinde şu zor dönemeçten geçerken hep birlikte olmamız lazım. Bu güzel vatan hepimizin, hepimize yetecek zenginliğe sahiptir. Dünü bırakmamız ve bugüne bakmamız lazım. Yarın biz daha nasıl mutlu olabileceğiz, daha mutlu bir Diyarbakır\'da nasıl yaşayabileceğiz, kardeşçe kültürümüzü nasıl yaşayabileceğiz? Bunların hesabını yapmamız lazım ve tartışmalıyız. Kavgayla insanların bir yere gidemeyeceğini ve Türkiye Cumhuriyeti devletiyle, Allah\'tan başka hiç kimsenin başa çıkamayacağını herkes bilmek zorundadır. Bizim kardeşliğimizi bozacak hedef nereden gelirse gelsin, vallahi bu hedefi başlarına yıkacağımızı bilmeleri gerekir.\"dedi.
\"KÜRTLER BENİM CANIM, KARDEŞİMDİR. BEN ONLAR İÇİN CANIMI VERMEZSEM NAMERDİM\"
Sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle yaptığı toplantıda birlik ve beraberlik mesajı veren Fakıbaba, \"Diyarbakırlılar mert ve dürüst insanlardır. Ama Diyarbakır öyle damgalandı ki, Türkiye\'nin damgası olmadı, sanki terörün damgası haline geldi. Diyarbakırlılar bunu hak etmiyor. Demokratik ölçülerde insanlar tabii ki konuşacaklar,problemlerini anlatacaklar. Bundan daha doğal bir şey olabilir mi? Ama kalkıp bunu bahane ederek ve şimdi zaten bahane oluduğu ortaya çıkıyor, kimse Kürdün hakkını korumuyor, yalan söylemesinler. Piyon oldukları şu an ortaya çıkmıştır. Kürtler benim canım, kardeşimdir. Ben onlar için canımı vermezsem namerdim. Ama Kürtleri kullanarak bir şeyler yapmaya çalışanlar varsa onların karşısında Türkiye Cumhuriyeti aslanlar gibi cevap verecektir. Özellikle el ele verecek ve bu bölgenin kalkınması için projelerimizi yapmışız. Konuşarak değil, iş yapmış bir kardeşiniz olarak yanınızda olacağım.\"
Görüntü Dökümü:
--------------------------
-Bakanın valiliğe gelişi
-Valilik şeref defterini imzalaması
-Valilik makamındaki açıklamaları
-STK temsilcileriyle yaptığı toplantıdan görüntü
-Toplantıda yaptığı konuşma
-Genel ve detay görüntü
Haber-Kamera: Ahmet ÜN/DİYARBAKIR, (DHA)
===========================================================
3)BURHANİYE’DE GÜBRE ÇUKURUNA DÜŞEN KOYUNU İTFAİYECİLER KURTARDI
BALIKESİR’in Burhaniye ilçesinde, Çoruk Mahallesi’nde mera dönüşünde gübre çukuruna düşen koyunu itfaiye ekibi kurtardı. Kasık çizmesi giyerek gübre yığının içine giren bir itfaiyecinin, yarım saatlik bir uğraş sunucu kurtardığı koyun yakında bulunan sürüye koştu.
İlçeye 2 kilometre uzaklıktaki kırsal Çoruk Mahallesi’nde Cavit Giray’a ait bir koyun mera dönüşü yol kenarındaki gübre çukuruna düşünce itfaiyeye haber verildi. Balıkesir Büyükşehir İtfaiyesi Dairesi Burhaniye Amirliğine ait ekipleri kısa sürede olay yerine geldi. Çoruk Çıkrıkçı yolu kenarındaki olay yerine gelen ekip hazırlıklarını yaptıktan sonra, beline ip bağlanan bir görevli gübre çukurunun içine girdi. İpe bağlanan koyun çekilerek battığı yerden kurtarıldı. Koyun sahibi Cavit Giray itfaiye görevlilerine teşekkür ederken, kurtulan koyunda yakında bulunan sürüye koştu.
Koyunun kurtarılmasına sevinen Cavit Giray, “Koyunlar meradan geliyordu. Biri bu gübre çukuruna düştü. Sağ olsun itfaiyeci ağabeyler kurtardılar. Allah razı olsun. Kurtardık hayvanımızı. İtfaiyeci ağabeyler olmasalardı çıkaramazdıkö dedi.
İtfaiyeci Harun Çetin’de, “Bizim için her canlı candır. Biz canlıları kurtarmak için varız. İtfaiye arandı geldik ve koyunu kurtardıkö dedi.
İtfaiyeci İsmail Avcu ise,öHayvan 3 metre uzaklıkta pisliğin içine batmıştı. Biz arkadaşa kasık çizmesi giydirerek beline ip bağlayıp çukura indirdik. İple çekerek koyunu kurtardık, mutluyuzö diye konuştu.
Görüntü Dökümü
---------------------
Çukura batmış koyundan görüntü.
İtfaiyenin hazırlığından görüntü.
Gübre çukuruna girilmesinden görüntü.
Koyunun kurtarılmasından görüntü.
Koyun sürüsünden görüntü.
Detay görüntüler.
Koyun sahibi Cavit Giray ile röp.
İtfaiyeci Harun Çetin ile röp.
İsmail Avcu ile röp.
Haber-Kamera: Sefer TALAY / BURHANİYE (Balıkesir), (DHA)
=======================================================
4)OTOMOBİL BARİYERLERE SAPLANDI: 7 YARALI
DÜZCE\'nin Kaynaşlı ilçesinde, otomobilin yol ayrımındaki bariyerlere girmesi sonucu 7 kişi yaralandı.Kaza saat 11.00 sıralarında, TEM Otoyolu Kaynaşlı mevkiinde meydana geldi. Ankara istikametine gitmekte olan Hakan Yüced idaresindeki 41 HV 446 plakalı otomobil, Kaynaşlı gişelerine yönelirken sürücüsünün bir anlık dikkatsizliği sonucu yol ayrımındaki bariyerlere girdi. Kazada sürücüsü Hakan Yüced, İbrahim, Mehmet, Miraç, Hangül ve Medine Yüced ile Nazife Şahin yaralandı. 112 Acil ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Atatürk Devlet Hastanesi ve Düzce Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi\'ne kaldırılan yaralılar tedavi altına alındı. Kazayla ilgili olarak inceleme başlatıldı.
Görüntü Dökümü
-----------------------
Bariyere saplanan araçtan görüntü
112 acil ekiplerinin yararlılara müdahalesi
Yaralıların ambulansa konulması
Dosya adı dzcbariyerkaza
Tezcan SOLMAZ/KAYNAŞLI(Düzce), (DHA)
===========================================================
5)\'TURİZMCİLER NÜKLEER SANTRALE DEĞİL, YERİNE KARŞI\'
MERSİN Üniversitesi Turizm Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Abdulcelil Çakıcı, Mersin\'in Gülnar ilçesi Akkuyu mevkiinde yapılacak olan nükleer santralle ilgili, \"Nükleer santralin dibinde tatil yapmak ister misiniz? İnsanların kafasındaki soru bu. Mersin\'deki turizmciler nükleer santrale karşı değil, yapılacak olan bu nükleer santralin yerine karşı\" dedi.
Antalya\'nın Manavgat ilçesindeki bir otelde Mersin Turizm Mezunları Derneği tarafından düzenlenen Araştırma Yöntemleri Semineri\'nin Koordinatörü Mersin Üniversitesi Turizm Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Abdulcelil Çakıcı, Mersin\'deki turizm faaliyetlerine ilişkin değerlendirmede bulundu. Mersin\'in turizm potansiyelinin çok yüksek olduğunu belirten Çakıcı, 324 kilometre uzunluğunda sahil şeridine sahip kentin doğa, tarih ve kültürel eserler konusunda ilk sıralarda yer aldığını söyledi.
\'HAVALİMANI SORUNU VAR\'
Mersin\'in sahil şeridinde kum, deniz ve güneş olarak turizm potansiyelinin yüksek olmasına rağmen bazı handikapları olduğunun altını çizen Çakıcı, \"Mersin\'in havalimanı sorunu var. Yıllardır yapılması planlanan Çukurova Havalimanı başlangıçtaki projeden biraz küçültülerek şimdi devlet tarafından yürütülüyor. Bu havalimanı şu anda yapım aşamasında, önümüzdeki birkaç yıl içerisinde açılması planlanıyor\" dedi.
YATIRIMCILAR HAVALİMANINI BEKLİYOR
Mersin\'de Tarsus Kazanlı Turizm Gelişim Bölgesi\'nin hayata geçirilmeye çalışıldığını aktaran Prof. Dr. Abdülcelil Çakıcı, \"Bu projede aynen Belek gibi bir planlama çalışması var. Arazinin tahsisi gerçekleştirildi. Büyük yatırımcı şirketler arazi aldı. Bu bölgede ilk planlanan 7 bin 500 yatak, akabinde bu sayının 15 bine çıkarılması ve golf tesisinin kurulması hedefleniyor. Yatırımcıların biraz yavaştan almalarının temel sebebi, ulaşım. Yatırımcıların bize söylediği \'Havalimanı bitsin biz bunun çaresine bakalım\' şeklinde\" diye konuştu.
BIÇAK GİBİ KESİLDİ
2004 yılında tur operatörü TUI tarafından hazırlanan raporda, Antalya\'nın doğusundaki Mersin sahillerinin gelecekte yatırım yapılacak bölgeler arasında gösterdiğini belirten Prof. Dr. Çakıcı, Mersin\'de ikincil konutların çok fazla olduğunu anlattı. Gelen turist profilinin ağırlıklı olarak yerliler olduğunu kaydeden Çakıcı, güneş, kum, denizin yanı sıra alışveriş amacıyla Ortadoğu pazarından özellikle Suriyelilerin kente büyük ilgi gösterdiğini, ancak Suriye savaşının başladığı 2011 yılıyla birlikte bunun bıçak gibi kesildiğini söyledi.
\'SAİNT PAUL\'U DEĞERLENDİREMİYORUZ\'
Mersin\'in güneş, kum, denizin haricinde kültürel olarak da oldukça zengin olduğunu belirten Prof. Dr. Çakıcı, Hıristiyanlığın dünyaya yayılmasını sağladığı kabul edilen Saint Paul\'un Tarsus\'ta doğduğunu hatırlattı. Bugün Tarsus\'ta bulunan doğduğu yerin \'Saint Paul Kuyusu\' adıyla müze olarak kullanıldığını ve ayrıca Saint Paul Kilisesi\'nin olduğunu söyleyen Çakıcı, \"Biz maalesef Saint Paul\'u değerlendiremiyoruz. Ne Mersin olarak, ne de ülke olarak. Yanlış anlaşılmak istemem ama ülkemizde dinle ilgili bazı çekinceler var. Saint Paul Kilisesi, müze olarak işletiliyor. Aslında olması gereken kilise gibi işletilmesi ve sürekli ibadete açık tutulması gerektiğidir\" dedi.
\'TURİZMCİLER NÜKLEER SANTRALE KARŞI DEĞİL\'
Mersin\'in turizm olarak gelecekte gelişmesinin önündeki en büyük handikaplardan birinin de Gülnar ilçesi Akkuyu mevkiinde yapılacak olan nükleer santral olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Abdülcelil Çakıcı, \"Nükleer santralin dibinde tatil yapmak ister misiniz? İnsanların kafasındaki soru bu. Ayrıca nükleer santralin deniz suyunu ısıttığı ve canlı yaşamı yok ettiğine dair bilgiler mevcut. Bir başka açıdan da Türkiye\'nin enerjiye ihtiyacı olduğu da gerçek. Mersin\'deki turizmciler nükleer santrale karşı değil, yapılacak olan bu nükleer santralin yerine karşı\" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
--------------
- Prof. Dr. Abdülcelil Çakıcı\'nın açıklaması
200 MB /// 03.12\"
HABER- KAMERA: Mithat ABAKAN/MANAVGAT, (DHA)
=======================================================
6)\'DON PASQUALE\'YA AYAKTA ALKIŞ
ANTALYA Devlet Opera ve Balesi\'nin (Antalya DOB) heyecanla beklenen \'Don Pasquale\' adlı yeni opera eserinin prömiyeri yapıldı. İzleyiciler eseri ayakta alkışladı.
Haşim İşcan Kültür Merkezi\'nde sahnelenen, İtalyan besteci Gaetano Donizetti\'nin yazdığı, Recep Ayyılmaz\'ın yönettiği, Nil Berkan\'ın koreografisini hazırladığı \'Don Pasquale\' operasına Antalyalı opera severlerin ilgisi büyük olunca salonda oturacak koltuk kalmadı.
Türkçe üst yazı ile İtalyanca seslendirilen 3 perde, tek aralı eserde Şafak Güç (Don Pasquale), Umut T. Akça (Dr. Malatesta), Devrim Demirel (Ernesto), Aslı Ayan (Norina), S. Onur Alpaslan (Noter) rolleriyle izleyici karşısına çıktı.
Eserde, ilerlemiş yaşına rağmen çapkınlıktan vazgeçmeyip kendisine eş arayan Don Pasquale ile yeğeni Ernesto \'Norina\'yı paylaşamıyor. Don Pasquale, yeğeninin \'Norina\' ile evlenmek istemesine sinirleniyor, mirasından pay almasını engellemek istiyor. Akıl danıştığı Doktor Malatesta, Don Pasquale\'yi saf ve masum olarak anlattığı kız kardeşiyle evlenmeye ikna ediyor. Malatesta\'nın tanıştırdığı kadının ise Ernesto\'nun aşık olduğu \'Norina\' olduğu anlaşılıyor.
\'Don Pasquale\'yi yöneten Recep Ayılmaz, koreografisini hazırlayan F. Nil Berkan, eserde rol alan opera sanatçıları, Antalya DOB Orkestrası Şefi Ömer Yöndem, koro şefi Mahir Seyrek, dekoru hazırlayan Ferhat Karakaya, kostümleri hazırlayan G. Çimen Somuncuoğlu, ışık tasarımını hazırlayan Mustafa Eski, eser sonunda ayakta alkışlandı.
\'Don Pasquale\', 6 Şubat Salı saat 20.00\'de, 24 Şubat Cumartesi saat 15.00\'te yeniden sahnelenecek. Eserin 20 ve 30 TL olan biletleri Haşim İşcan Kültür Merkezi\'ndeki opera gişesinden ve www.biletiva.com internet adresinden temin edilecek.
Görüntü Dökümü
--------------
- Oyundan bölümler
179 MB /// 02.56\"
HABER- KAMERA: Yusuf DEMİR/ANTALYA, (DHA)