1)MİNİK MİRAÇ, DÖVÜLEREK ÖLDÜRÜLDÜ
MERSİN\'in Tarsus ilçesinde hastaneye merdivenden düştü denilerek baygın halde getirilen ve müdahaleye rağmen kurtarılamayan 2.5 yaşındaki Miraç K.\'nın dövülerek öldürüldüğü ortaya çıktı. Olay, Barbaros mahallesinde yaşandı. İddiaya göre anlaşmazlık yüzünden O.K. ve S.K. çifti ayrıldı. Eşinden ayrılan baba O.K., 5 ay önce İzmir\'e çalışmaya giderken oğlu Miraç K.\'yı tanıdığı F.S (36) isimli kadın ve beraber yaşadığı T.B.\'ye(41) bakmaları için teslim etti. Ancak Miraç bebek, 3 Aralık\'ta merdivenden düştüğü iddiasıyla yaralı olarak götürüldüğü Tarsus Devlet Hastanesi\'nde yapılan müdahaleye rağmen yaşamını yitirdi. Olayla ilgili soruşturma başlatan polis, bebeğe bakan F.S.\'yi gözaltına aldı. Sorguya alınan F.S., Miraç bebeği birlikte yaşadığı T.B.\'nin dövdüğünü öne sürdü. Bebeği neden dövdüğünü sorduğunda kendisinin de darp edildiğini öne süren F.S., bu olaydan 3 gün sonra çocuğu T.B.\'ye bırakarak Hatay\'a çalışmaya gittiğini belirtti. Burada çalışırken T.B.\'nin kendisini arayarak çocuğun öldüğünü söylediğini öne süren F.S., \"Bana bebeğin nefes almadığını, dilinin boğazına kaçtığını söyledi. Bende yan komşuyu arayarak bebeği alıp hastaneye götürmesini söyledim. Ancak kurtarılamamış\" dedi. Bunun üzerine polis, T.B.\'yi Tarsus\'ta yakaladı. Kendisini Suriyeli Muhammed Ahmet olarak tanıtan T.B.\'nin kimliği, parmak izi incelemesinde ortaya çıkarken, şüphelinin 4 ayrı suçtan arama kaydının da olduğu belirlendi. İfadelerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden T.B., tutuklanırken, F.S. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Görüntü Dökümü
--------------------------
-Tarsus İlçe Emniyet Müdürlüğü tabelası
-Zanlının emniyetten adliyeye polisler arasında götürülüşü
-Zanlının \'Ben kimseyi öldürmedim\' demesi
-Polis aracına bindirilmesi
SÜRE: 50\" BOYUT: 51.2 MB
Haber-Kamera: Tolunay DUMAN/TARSUS,(Mersin),(DHA)
=================================================
2)KÜFÜRLÜ PAYLAŞIMLARDA BULUNAN ÖĞRETMEN GÖZALTINA ALINDI
TEKİRDAĞ\'ın Muratlı ilçesinde sosyal medya hesabından küfürlü paylaşımlarda bulunan öğretmen C.D.K., gözaltına alındı. Muratlı ilçesindeki bir lisede beden eğitimi olarak görev yapan C.D.K. hakkında, sosyal medya hesabı üzerinden küfürlü paylaşımlar yapması üzerine inceleme başlatıldı. İncelemenin ardından C.D.K., Muratlı Kaymakamlığı tarafından açığa alındı. Hakkında ayrıca suç duyurusunda bulunulan öğretmen, polis tarafından gözaltına alındı. Muratlı Emniyet Müdürlüğü\'ne götürülen öğretmen, adliyeye sevk edilecek.
Ruhan YALÇIN/TEKİRDAĞ, (DHA)-
==================================================
3)KÖYÜN İÇME SUYUNA MAZOT VE MOTOR YAĞI KARIŞTIRDILAR
Tokat\'ın Erbaa ilçesine bağlı Koçak köyünde kimliği belirsiz kişi ya da kişiler yayladan gelen su boruları kırılıp içine mazot ve kullanılmış motor yağı olduğu değerlendirilen madde karıştırdı.
Olay, Pazartesi günü ilçe merkezine 8 kilometre uzaklıktaki 850 nüfuslu Koçak köyünde yaşandı. Yaz aylarında içme suyunun yetersiz kalması nedeni ile Ağustos açı içinde 21 kilometre uzaklıktaki Boğalı Yaylasından borularla takviye su getirildi. Yayladan depoya gelen suyun taşındığı borular bilinmeyen bir sebeple, kimliği belirsiz kişi ya da kişiler tarafından kırıldı. Ardından suya mazot ve kullanılmış motor yağı olduğu değerlendirilen madde karıştırıldı. Su 300 tonluk depodan evlere ulaşınca, köylüler durumu fark edip muhtara bildirdi. Muhtar ve vatandaşlar su deposunda yoğun bir mazot kokusuyla karşılaşınca vanaları kapatarak durumu Jandarmaya bildirildi. Olay yerine gelen Jandarma ekipleri depoda ve yayladaki kaynaktan gelen su borularında inceleme yaptı. Yapılan incelemelerde Boğalı Yaylasına yakın bir noktada kırılmış boru ve tenekeler bulundu. İlçe Sağlık Müdürlüğü ekipleri ise laboratuvarda incelenmek üzere su numuneleri aldı. Jandarma ve Sağlık Müdürlüğü ekiplerinin çalışmalarının ardından köylüler, evlere yeniden su verilebilmesi için depo içerisinde temizlik çalışması başlattı. Temizlik çalışmalarının ardından köye yeniden su verilmeye başlanacağı belirtildi.
\'DELİLLERLE SONUCA ULAŞILMAYA ÇALIŞILIYOR\'
Köy Muhtarı Nedim Hıdıroğlu \"2 gün önce özellikle Yukarı Mahalleden gelen şikâyetler üzerine su deposuna geldik. Baktık ki depodaki suyun üzerinde mazot ve yakıt yağı birikmiş. Su numunelerini aldık. İl Sağlık Müdürlüğüne, İlçe Sağlık Müdürlüğüne haber verdik. Numuneleri götürdük. Sonra Kaymakam beye haber verdik. Karakol komutanımıza ulaştık. Şu anda çevre köylerde araştırma yapılıyor. Biz şu veya bu köy diye bir suç isnat edemeyiz. Deliller toplandı. Delillerle sonuca ulaşılmaya çalışılıyor. Ancak ulaşıldıktan sonra kesin bir neticeye varmış olacağız\" dedi.
Herhangi bir köyle su konusunda itilafları olmadığını ifade eden Hıdıroğlu \"Önceden yayla itilafı olan köylerimiz vardı ama şimdi isim vererek onları zan altında bırakmak istemiyorum. Çünkü hiçbir şey kanıtlanmadığı sürece herkes suçsuzdur. Delillere ulaşmadan suç isnat etmek hakkaniyete uygun değildir. Bu araştırmalarımız devam ediyor. Yapanlar öyle bir şey yapmışlar ki bir kişi iki kişi değil adeta toplu katliam gibi. Köyümüzde şu anda bin, bin 200 kişi yaşamakta. Ayrıca dört köyden de taşımalı eğitimle gelen öğrencilerimiz var. Pansiyonumuz var. Burada kalan öğrenciler var\" diye konuştu.
Jandarmanın olayla ilgili soruşturması devam ediyor.
Görüntü Dökümü:
--------------------
-Köyden görüntüler
-Su deposunun görüntüsü
-Köylülerin depodaki temizlik çalışmaları
-Numune alınan pet şişeler
-Muhtarın konuşması
-Köylünün konuşması
Haber-Kamera:İbrahim UĞUR/ERBAA (Tokat), (DHA)
=====================================================
4)HAKİM İLE SERVİS ŞOFÖRÜNÜN \'YER\' TARTIŞMASINA TAKİPSİZLİK
ERZURUM Bölge Adliye Mahkemesi hâkimi K.D. ile havalimanından yolcu taşıyan servis şoförü Ümit Ay (38) arasında yaşanan yer tartışmasında gözaltına alınan sürücü hakkında takipsizlik kararı verildi. Savcılık, göğsüne vurulduğunu öne süren hakim K.D.\'ye, tanık ifadeleri ve güvenlik kamerası görüntülerinden fiziksel temas olmadığının belirlediğini açıkladı. Olayın ardından işsiz kaldığını söyleyen Ümit Ay ise karardan mutlu olduğunu söyledi.
Olay, 2 Mayıs günü Erzurum Havalimanı\'nda meydana geldi. O dönem Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi\'nde görev yapan, ardından Kocaeli\'ye atanan hâkim K.D., İzmir uçağından indikten sonra şehir merkezine gitmek için Ümit Ay\'ın kullandığı servise binmek istedi. Havalimanı ile şehir merkezi arasında Erzurum Büyükşehir Belediyesi\'ne kiralık olarak çalışan otobüste şoförlük yapan Ümit Ay, yer kalmadığı için hâkimi arkadaki servise yönlendirdi. Ümit Ay\'ın kullandığı araca binmek isteyen hâkim ile şoför arasında tartışma çıktı. Hakim K.D., şoför Ümit Ay\'ın kendisini darbettiği iddiasıyla polisi arayarak şikâyetçi oldu. Hâkim, arkadaki diğer servis aracına binerken, Ümit Ay yolcuları ile kent merkezine hareket etti. Yolda aracı durdurulan Ay, gözaltına alınarak Gürcükapı Polis Merkezi Amirliği\'ne götürüldü. Bir gün burada gözaltında kalan Ümit Ay, ertesi gün adliyeye sevk edildi. 2\'nci Sulh Ceza Hâkimliği\'ne çıkarılan Ümit Ay, yurt dışına çıkış yasağı ve pazartesi günleri en yakın karakola imza vermek koşuluyla serbest bırakıldı. Yaşanan olay sonrası Ümit Ay\'ın Büyükşehir Belediyesi tarafından anlaşması sona erdirildi.
HAKİM ‘GÖĞSÜME VURDU’ DEDİ, TANIKLAR AKSİNİ SÖYLEDİ
Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında ifadesine başvurulan Ümit Ay suçlamaları kabul etmedi. Şikâyetçi olarak ifadesine başvurulan hâkim K.D. ise olay günü yaşananları şöyle anlattı: \"Servise binmek üzere otobüsün kapısına gittiğimde muavin \'Servisimiz doldu, ayakta yolcu alamıyoruz. Arkadaki servise geçer misiniz\' dedi. Bunun üzerine ben arkadaki servise bindim, ancak daha sonra öndeki servise muavinin arkasından 15- 20 kişi daha bindi. Ben bu durumu görünce sinirlendim. Aşağı inip öndeki servise binmek istedim. Zira evime gitmek için 20- 25 dakika daha beklemek istemedim. Servise bineceğim sırada şoför olduğunu öğrendiğim şahıs \'hop kardeşim servis doldu alamayız\' dedi. Ben de kendisine \'5 dakika önce muavin de aynı şeyi söyledi, ancak ondan sonra araca 15-20 kişi daha bindi. Benimle dalga mı geçiyorsun\' dedim. O da bana \'kardeşim dolu dedim\' dedi. Bu sırada sesini yükselterek üzerime doğru gelmişti. Ben de sırf fiziksel temasta bulunmamak için kendisine hâkim olduğumu söyledim. Sesimi yükselterek \'terbiyesizlik yapma\' dedim. O da bana \'Sen hâkimsen ben de bu devletin vatandaşıyım\' diyerek yumruğunun içiyle göğsümün sağ üst tarafına üç defa vurdu. Bunun üzerine ben aracın önüne giderek plakayı aradım, şikâyetçi oldum. Hatta ben belediye hizmetlerinde toplu taşımada ayakta yolcu almanın yasak olup olmadığını bizzat belediye başkanına sordum. Ulaşımdan sorumlu müdür, kısa mesafede olduğu için ayakta yolcu almanın mevzuat hükümlerine aykırı olmadığını söyledi. Beni kasten yaralayan şahıstan şikâyetçiyim. Olayın üzerinden zaman geçtiği için ayrıca ifademde belirttiğim üzere şahıs yumruğunun içiyle göğsüme vurduğu için vücudumda yara bere, ekimoz (morluk) meydana gelmemiştir.\"
SAVCILIK: FİZİKİ MÜDAHALE OLMAMIŞTIR
Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı otobüsteki yolcu ve muavinin de ifadesine başvurdu. Tanıklar ifadelerinde, hâkim K.D. ile Ümit Ay arasında herhangi bir hakaret, tehdit veya yaralama olayı yaşanmadığını söyledi. Havalimanındaki güvenlik kameralarını da inceleyen savcılık, soruşturmayla ilgili takipsizlik kararı verdi. Verilen takipsizlik kararında şöyle denildi:
\"Erzurum İl Emniyet Müdürlüğü\'nce olay mahallinde yapılan araştırma neticesinde elde edilen güvenlik kamera görüntüleri incelendiğinde havalimanından olay yerini gösterir kamera görüntüleri talep edilerek incelenmiş, 101 nolu kameranın olay yerine, yani yolcu otobüslerinin olduğu alana hem uzak, hem görüntünün flu olarak kaydedilmesinden uzak çekimden bir olay fark edilememektedir. Olay yerini görür amaçlı 106 nolu döner kamera incelendiğinde kameranın sabit olmadığı sürekli hareket halinde olduğu görüntülerin akışının ve kalitesinin düşük olduğu tespitle, bahsedilen fiziki müdahale olayına döner kameranın olayın yaşandığı alanı gösterdiği anlarda rastlanılmamıştır. Ayrıca görüntü akışının net olmamasından dolayı taraflar açık olarak tespit edilmese de kamera açısında yer alan tüm şahıslar arasında fiziki müdahale olmamaktadır. Tüm dosya kapsamı incelendiğinde müşteki ile şüpheli arasında yaşanan olaya ilişkin yapılan tahkikat neticesinde şüphelinin atılı suçu işlediğine dair müştekinin soyut iddiasından başkaca dava açmaya yeter şüphe oluşturacak delil elde edilemediği anlaşılmakta kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.\"
OLAYDAN SONRA İŞİNE SON VERİLDİ
Adaletin yerini bulduğunu söyleyen Ümit Ay, yaşanan olayla mağdur olduğunu ve işsiz kaldığını bildirdi. Ayakta yolcu taşınmasının yasak olması nedeniyle hâkimin servise alınmadığını aktaran Ümit Ay, \"Olay günü aracın dolu olduğunu belirterek arkadaki araca yönlendirdim. Bu beyefendi sinirli bir tavırla \'Ben bu araca bineceğim, benden önce 50 kişi bindi\' dedi. Ben de ayakta yolcu taşımamızın trafik kurallarında yasak olduğunu söyledim. Beyefendi \'Sen benim kim olduğumu biliyor musun? Ben hâkimim\' deyince ben de \'Siz hakimseniz ben de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım\' dedim. Kanunda demiyor, hâkim olunca otobüste yer olmazsa da binebilir. Velev ki ben fazla bir yolcu almış, bu şekilde bir kazaya karışmış olsam, belki de aynı hâkim benim dosyama bakacak, bu sefer diyecek ki \'Fazla yolcu aldığın için hatalısın, sen suç işlemişsin, sana ceza vereceğim.\' Olay sonrası bir gün gözaltına kaldım. Yaptıklarının bir hata olduğunu herhangi bir kanıtlarının olmadığını bildiklerinden, şahit ve kamera kaydı da benim lehime olduğu için takipsizlik kararı verildi. Adalet yerini buldu çok şükür. Ancak ben hiç hayatımda hapishane, nezaret, karakol görmedim, zor bir şey. İlk defa hayatımda nezarette o gece kaldım. Verilen karardan mutluyum, ama önceden yaşadığım olaylardan dolayı sıkıntı çektim. Bu olaylardan dolayı belediye ile 6\'ncı ayın 15\'ine kadar sözleşmemiz vardı. Hâkim beyin olayından sonra aracımızın işine de son verildi\" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
-------------------------ÖZEL
-Erzurum adliyesi
-Ümit Ay\'ın adliyeden çıkışı
-Ümit Ay\'ın yürümesi
-Ümit Ay ile röp.
-Erzurum havalimanı (arşiv)
-Uçaktan inen yolcular (arşiv)
-Ümit Ay (arşiv)
-Şoförün aracı kullanması (arşiv)
-Detay, genel (arşiv)
Haber: Hümeyra PARDELİ-Kamera: Zafer KUMRU/ ERZURUM, (DHA)
(510 mb)
Arşiv görüntüler 14 mayıs 2018\'de geçilmişti
==========================================================
(ÖZEL HABER)
5)KAYAKÇILARIN GÖZDESİ ILGAZ DAĞI
TÜRKİYE’nin en önemli kayak merkezleri arasında yer alan ve kayak yapmaya çok uygun ‘kristal’ kar yağışının gerçekleştiği Kastamonu Ilgaz Kış Turizmi Merkezi, 2018–2019 sezonu için hazırlıklarını tamamladı. Kastamonu Valisi Yaşar Karadeniz, Ilgaz Kış Turizmi Merkezi’nin, ulaşım kolaylığı ve imkânlarıyla diğer kayak merkezleri arasında ön plana çıktığını söyledi.
Türkiye’de, ‘kristal’ kar yağışının gerçekleştiği ve kayak yapmaya en uygun kayak merkezlerinden biri olan Kastamonu Ilgaz Kış Turizmi Merkezi, 2018-2019 sezonu için hazırlıklarını tamamladı. “Ilgaz Anadolu’nun Sen Yüce Bir Dağısınö şarkısıyla herkesin çocukluğunda iz bırakan Ilgaz Dağı, Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden biri olarak misafirlerini bekliyor. Kar kalitesi, pist ve konaklama imkânları ve telesiyej hizmetleriyle Türkiye’nin öne çıkan kayak merkezlerinden biri olan Kastamonu Ilgaz Kış Turizmi Merkezi’nde, telesiyej ve teleski hatlarının bakımı yapıldı, otellerin sezon hazırlıkları tamamlandı. Ilgaz Dağı’nda sezonun tamamen açılması için kar kalınlığının kayak yapılabilir seviyeye gelmesi bekleniyor.
‘TÜRKİYE’NİN ÖNEMLİ KIŞ TURİZMİ MERKEZLERİNDEN BİRİSİ’
Kastamonu Valisi Yaşar Karadeniz, kentin geniş turizm potansiyelinin etkin biçimde kullanılmaya başlandığını belirtti. Vali Karadeniz, “Ilgaz Dağı, Kastamonu’nun en önemli turizm olanaklarından biri durumunda. Özellikle kış mevsiminde yüzde 100’e yaklaşan doluluk oranıyla Türkiye’nin de önemli kış turizmi merkezlerinden biri haline geldi. Ilgaz Dağı’nda bu sezon önceki yıllardan farklı olarak yaz sezonu da çok güzel geçti. Doluluk oranları yazın da yüzde 80’lere ulaştı. Bu rakam aslında şimdiden kış mevsiminin nasıl geçeceğinin habercisi. Bu kışın da gayet güzel bir ortamın oluşacağını tahmin ediyoruzö dedi.
‘ILGAZ’A ULAŞIM ARTIK ÇOK KOLAY’
Vali Karadeniz, Kastamonu Ilgaz Kış Turizmi Merkezi’nin ulaşım yönünden de Türkiye’nin önde gelen kayak merkezlerinden biri olduğunu vurgulayarak, “Ankara’ya karayoluyla 2 saat, Esenboğa Havalimanına 1,5 saat mesafede. Özellikle 5.5 kilometre uzunluğundaki Ilgaz 15 Temmuz İstiklal Tüneli, kente ve Ilgaz Dağı’na karayolu ulaşımını çok kolaylaştırdı. Bunun yanında İstanbul’dan her gün Kastamonu’ya yapılan düzenli uçak seferleri var. Havalimanından da yarım saatte kayak merkezine ulaşılabiliyorö şeklinde konuştu.
Kastamonu Valisi Yaşar Karadeniz ayrıca, yerli ve yabancı kayakçıları ve turistleri Ilgaz Dağı’na davet ederek, “Anadolu’nun yüce dağı ve kayak merkezlerinin yıldızı Ilgaz sizleri bekliyorö ifadesini kullandı.
‘ÇEŞİTLİ UZUNLUKLARDA 3 PİST BULUNUYOR’
Türkiye Kayak Federasyonu Ilgaz Tesisleri Müdürü Can Erdem de, 2018–2019 kış sezonunun doluluk oranının yüzde 100’lere ulaşacağını tahmin ettiklerini söyleyerek, “Kayak merkezimizde 6 otel bulunuyor. Yılbaşı için büyük talep var. Kar yağışıyla birlikte tüm hazırlıklarımızı bitirmiş şekilde sezona başlayacağız. Yerli ve yabancı tüm kayak severleri Ilgaz’a bekliyoruz. 1 telesiyej ve iki teleski hattımız bulunuyor. Bin metre, bin 250 metre ve 960 metre uzunluğunda üç pistimiz bulunmaktaö ifadelerini kullandı.
KRİSTAL KARDA KAYAK KEYFİ
Nem oranının çok düşük olması sebebiyle tanecikleri birbirine yapışmayan ve kayak yapmaya en müsait kar türü olan Kristal Kar, Kastamonu Ilgaz Kış Turizmi Merkezi’ni öne çıkaran özelliklerin başında geliyor. Kristal Kar nedeniyle birçok kayak tutkununun bölgeyi tercih etmesi, kayak öğrenmeye başlayanlar için uygun pistlerin ve kayak kıyafeti ile malzemesi kiralama imkânlarının bulunması Kastamonu Ilgaz Kış Turizmi Merkezi’nin dikkat çeken unsurları olarak göze çarpıyor.
Görüntü Dökümü
---------------------
-Kastamonu Ilgaz Kış Turizmi Merkezi, kayak pistleri ve tesislerin drone ile hava görüntüsü ve detaylar
-Tesislerin bakım çalışmalarından görüntüler
-Kastamonu Valisi Yaşar Karadeniz’in açıklamaları
-Kastamonu Havalimanı’na inen uçak ve yolcuların görüntüsü
-Ilgaz 15 Temmuz İstiklal Tüneli’nden görüntüler
-Kayak Federasyonu Tesis Sorumlusu Can Erdem’in açıklamaları
Gürkan YILMAZ/ILGAZ, (KASTAMONU) (DHA) –
============================================================
6)ETLİ EKMEK, 800 YILDIR KONYA\'DA ÜRETİLİYOR
KONYA\'nın yöresel meşhur tatları arasında yer alan ve \'coğrafi işaret tescili\' alan etli ekmek, son günlerde \'Sivas\'a mı, yoksa Konya\'ya mı\', ait olduğu yönünde tartışma konusu oldu. Necmettin Erbakan Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğretim üyesi Dr. Yılmaz Seçim, etli ekmeğin bin 200\'lü yıllardan itibaren Konya\'da üretildiğini belirtti. Seçim, 1923 yılında ilk defa Konya\'daki kebapçılar çarşısında kayıt altına alınıp, tanınmaya başladığını, 1939 yılından itibaren de sadece elti ekmek üreten işletmelerin açıldığnı ve 2 yıl önce \'coğrafi işaret tescili\' alındığını kaydetti.
Konya\'nın en çok bilinen yemeklerinden biri olan etli ekmek, son günlerde tartışma konusu oldu. Sivaslıların etki ekmeğin kendilerine ait olduğunu söylemesi üzerine karşılıklı polemikler oluştu.
Necmettin Erbakan Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğretim üyesi Dr. Yılmaz Seçim, etli ekmeğin tarihinin bin 200\'lü yıllara dayandığını ve ilk kez Konya\'da yapıldığını belirtti. O nedenle etli ekmeğin Konya\'ya ait olduğunu vurgulayan Seçim, şunları söyledi:
\"Etlik ekmek tamamen Konya\'nın. Bunu birçok yönden açıklayabiliriz. Bin 200\'lü yıllarda ilk defa Konya\'nın Kadınhanı ilçesinde Raziye Hatun Hanı\'nda yapılmıştır: Bunlar kayıt altında bilgilerdir. Bunun dışında kendi eserlerinde etten ve ekmekten bir bütün halinde bahsetmiş. Ayrıca Mevlevilikte de mutfak çok önemli bir noktada. Dolasıyla etli ekmeğin yavaş yavaş yapıldığı söyleniyor. Günümüze baktığımız zaman 1923 yılında kayıt altına alındığı biliniyor. 1923 yılında ilk defa Konya\'daki kebapçılar çarşısında kayıt altına alınıyor ve yavaş yavaş iyice tanınmaya başlanıyor. Bazıları oradaki kebaplardan kalan parçalarla yapıldığını, bazılarıda kasaptan alınan etten yapıldığı söylüyor.\"
1939 YILINDA ETLİ EKMEK SOLANLARI AÇILIYOR
1939 yılında sadece etli ekmek yapıp, satan bir işletmenin açıldığının belinten Seçim, \"1939 yılına geldiğimiz zamanda ilk defa etli ekmek üstüne bir işletme açılıyor. Halen daha etlik ekmek alanında hizmet veriyor. Bizim etli ekmeğimiz çok kalın ya da ince değil. Bunun bir standartı vardır. Klasik Konya etli ekmeği; 70-80 santim boyunda, 20-25 santim eninde koyun etinden yapılan bir etlik ekmek sunulmalıdır bizlere. Bu sunulmuyorsa Konya etli ekmeğin dışına çıkılmış demektir. Günümüzde farklı versiyonları yapılıyor. Birçok yerli ve yabancı turist geliyor. Ona hitap etmesi açısından da uzun etli ekmekte görsellik katmak açısından konulabiliyor.\" dedi.
SİVAS\'IN YAPTIĞI PİDEYE BENZİYOR
Sivas\'ta yapılan pideye benzediğini ifade eden Seçim, \"Elbette onlarda kendi etli ekmeğini yapıyor. Halkıda bunu benimsemiş; ama Konya etli ekmeği başka bir noktada. Türkiye’de nereye giderseniz gidin, etli ekmek hangi memlekete ait deseniz mutlaka Konya diyeceklerdir. Konya\'nın dışına çıkamazsınız. Onların yaptığına pek etli ekmek diyemezsiniz, onlarınki biraz daha pideye benziyor.\" diye konuştu.
ETLİ EKMEĞİN COĞRAFİ İŞARETİ KONYA\'DIR
30 yıldır etli ekmek yaptığını belirten fırın sahibi İsmail Küçüker, \"Etli ekmek kesinlikle Konya\'nındır. Sivas\'ın etli ekmeği Konya ile boy ölçüşemez. Konya etli ekmekte \'coğrafi işaret tescili\' almıştır. Etli ekmek dendiği zaman akla gelen yer Konya\'dır.\" dedi.
Görüntü Dökümü
-------------------------
- Etli ekmeğin yapılması
- Fırına konulması
- Fırından çıkartılması
- Kesilip, servis edilmeşi
-Röportajlar
Haber- Kamera: Tolga YANIK KONYA DHA)
=======================================================
7)GÖRME ENGELLİ MİLLİ SPORCU GÜLTEN, AZMİYLE TAKDİR TOPLUYOR
SİVAS\'ta 10 yaşında yanlış tedavi sonucu görme yetisini kaybeden Gülten Kangal (30) zaman içinde hayata küsmek yerine kendini spora adadı. Judo ve halterle uğraşan Kangal, girdiği yarışmalarda bir çok derece aldı. Kendini sürekli geliştiren milli sporcu, üniversitede spor yöneticiliği bölümünü okuyor.
Sivas\'ta yaşayan Gülten Kangal, 1998 yılında gözlerinde bulunan katarak nedeniyle tedavi olmaya karar verdi. Kangal, yanlış tedavi sonrası ise görme yetisini kaybetti. 20 yıldır görme engelli olan Kangal hayata tutunmak için bir çok sivil toplum kuruluşu ve derneklerde başkan ve başkan yardımcılığı yaptı. Daha sonra kendini spora adayan Kangal, halter ve dövüş sporu judo ile ilgilenmeye başladı. Sivas Engelliler Spor Kulübüne üye olan Kangal, girdiği yarışmalardan madalyalarla döndü. Judo\'da Türkiye 2\'inciliği kazanan Kangal ayrıca, 5 Ekim\'de Gaziantep\'te düzenlenen Türkiye Görme Engelliler Halter Turnuvasında ise toplamda 100 kilogram kaldırarak kadınlar kategorisinde altın madalya kazanarak Türkiye şampiyonu oldu. Kendini geliştirmek için gayret gösteren Kangal, aynı zamanda Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Beden Eğitimi Fakültesi Spor Yöneticiliği bölümünde eğitim görüyor. Okulunu ihmal etmeyen Kangal, iyi bir spor yöneticisi olmayı hedefliyor.
\'HAYATTA HER ŞEY İNSANIN BAŞINA GELEBİLİYOR\'
Gözlerini yanlış bir tedavi sonucu kaybettiğini söyleyen Gülten Kangal, \"Bu bana çok büyük bir kayıplar getirdi. Çünkü hayatımın bir çok kesimini götürdü. Bu süre zarfında toplumdan uzaklaştım. Kendimi toplumdan çektim ve hiçbir şey yapmak istemedim. Daha sonra beni bir derneğe yönlendirdiler. Aslında ilk başta gitmeyi kabul etmedim. Koskoca Sivas\'ta sadece benmişim gibi hissetmeye başladım. Daha sonra karar verdim ve derneğe giderek üye oldum. Bu derneğin bana çok büyük katkıları oldu. Ben de ilk başlarda bir kabullenmeme hissi oldu. Daha sonra bir toplantıya katıldım. Baktığımda herkes engelli ama farklı farklı meslekler edinmişler. Bunların arasında avukatlar, öğretmenler vardı. Onlara baktım, kendime baktım ve dedim ki \'bende onlar gibi olabilirim\' dedim. Daha sonra adım atarak buralara kadar geldim\" dedi.
Azmin sonucunda başarı kapılarının da birer birer açıldığını söyleyen Kangal, \"Çeşitli sivil toplum kuruluşlarında başkan ve başkan yardımcılığı yaptım. Daha sonra da spora geçtim. Sporda madalyalar getirdim. Son olarak da okul başlangıcı oldu. Hayatta her şey insanın başına gelebiliyor. İnsanlar \'sağlıklıyım\' diye düşünmesinler. İnsanlar asla hayattan kopmamalıdır. Kendini eve kapatmamalıdır. Bu insana daha çok kayıplar verdiriyor. Ben gözümü kaybettim. Tamamıyla evde kalmış olsaydım, bu bana belki de tamamen hayatımı kaybettirecekti. Yani asla ve asla hayattan vazgeçmemeleri ve yapmak istediklerini başarmaları gerekiyor\" ifadelerini kullandı.
\'TOPLUMUN ARTIK BİLİNÇLENMESİ LAZIM\'
Engellilere karşı toplumun yeterince bilinçli olmadığını söyleyen Kangal, \"Çok büyük şeylerle karşılaştım. İnsanların bakış açıları çok farklı. En basiti gördüğünüz gibi bir sürü madalyalar getirdim ama toplumda her zaman \'engelli\' olgusu var. Bu beni rahatsız ediyor. Toplumun artık bilinçlenmesi lazım. Kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz. Hala toplumdaki bilgisizliği atamadık. Çok başarılı engellilerimiz var. Ama toplumda hala \'engelli ne yapabilir ki\', \'zavallı\' gibi bu bakış açısını artık değiştirmeleri gerekiyor. Engellilerin çok başarılı olduğu noktalar var. Artık insanlar bunları fark etsinler\" diye konuştu.
\'GÜLTEN\'İN AZMİ ÖRNEK OLSUN\'\"
14 yıldır görme engellilerle beraber çalıştığını söyleyen Sivas Engelliler Spor Kulübü Başkanı Nilüfer Avcı ise, \"Ben Gülten\'i uzun yıllardır tanıyorum. Gülten\'deki azim inşallah diğer engelli arkadaşlarımıza da ışık olur. Azmini çok seviyorum. Gülten\'le tanıştıktan sonra biz sporla devam etmesini istedik. İlk olarak judo ile başladık. Judoda dereceler alarak milli sporcu oldu. Daha sonra atletizm dalında yarışmalara gittik. Daha sonra ise branş olarak halteri seçtik. Halterde de altın madalya aldı. Gülten\'in ayrıca üniversite okumasından çok mutluyum. Bu başarısını devam ettirmesi ve benim sporcum olmasından dolayı çok mutluyum. İnşallah devamı gelecektir. Gülten\'in azmi engelli evlatlarını evlerine kapatan ailelere teşvik olur inşallah. O çocuklar da bu yollarda başarı getirerek eğitim hayatına başlarlar. Bizim temennimiz kendi ayakları üzerinde durabilen engellilerdir. Hep başarı getiren engelliler istiyoruz\" dedi.
Görüntü Dökümü:
--------------------------
-Gültenin görüntüleri
-Madalyalarının görüntüleri
-Konuşması
-Dernek Başkanının konuşmaları
-Detaylar
Haber-Kamera: Hüsnü Ümit AVCI/SİVAS, (DHA)
(459 mb)
=======================================================