Tekirdağ\'da ormanlık alan yok ediliyor iddiası
TEKİRDAĞ\'ın Malkara ilçesi Karacagür Mahallesi\'nde \'bozuk orman\' olduğu gerekçesiyle, iki kişiye 49 yıllığına kiraya verilen 900 dekar arazinin iş makinelerle çalılıklarla birlikte meşe ve gürgen ağaçları yerinden sökülmesini mahalle sakinleri tepki gösterdi. Muhtar Ethem Öner, alanın ormanlık vasfını yitirmediğini ve ağaçların yok edildiğini iddia ederek, \"Burada orman vasfını yitirmiş diye kiraya verildi. Ağaçlar yerinden sökülerek, çıplak bir arazi durumuna getiriliyor. Yetkililerden bu kıyımın durdurulmasını istiyoruz\" dedi.
Tarım ve Orman Bakanlığı Tekirdağ İl Müdürlüğü, Malkara ilçesinin kırsal Karacügür Mahallesi sınırları içinde kalan \'bozuk orman\' olarak belirlenen 900 dekar araziyi 2013 yılında proje üreterek ağaçlandırma çalışması başlatması için Karacagür\'de yaşayanlara tahsis etti. Ancak iddiaya göre, köylüler proje üretip ağaçlandırma çalışması başlatmadığı gerekçesiyle arazi, o dönemde ilk müracaat eden 2 kişiye 500 ve 400 dekar olmak üzere \'özel ağaçlandırma tahsisi\' ile 49 yıllığına kiraya verdi. Tarım ve Orman Bakanlığı Tekirdağ İl Müdürlüğü yetkilileri, yasanın 2017 yılında değiştirildiğini ve artık bu şekilde kiralama yapılmadığını belirterek, arazinin tahsis edildiği 2 kişinin iki ayrı alanda düzenleme yapırak, ceviz fidanı dikerek, alanı ceviz ormanına dönüştüreceğini söyledi.
Arazinin kiralandığı kişiler, ormanda temizlik çalışması başlatarak, iş makineleri ile \'bozuk orman\' olarak belirtilen alandaki ağaçları temizleyip, büyük ağaçları da kepçelerle yerinden söküyor. Köylüler ise bölgenin \'bozuk orman\' olmadığını, meşe ve gürgen ağaçlarının kesildiğini iddia etti. Alanın ormanlık vasfını yitirmediğini ve ağaçların yok edildiğini iddia eden Karacagür Mahalle Muhtarı Ethem Öner, \"Burada orman vasfını yitirmiş diye kiraya verildi. Burada ne olduğunu tam olarak bilmiyoruz. Burada ağaçlar yerinden sökülerek, çıplak bir arazi durumuna getiriliyor. Elimize ulaşan resmi bir yazı da yok. Ne olup gittiğini bilmiyoruz. Vatandaş tepkili, bu ormanın yok olmasını istemiyor. Vatandaş bu ormanı yıllarca korudu ve bir ağaç dahi kesmedi. Bu ormanı koruduk kolladık ama şu anda yok ediliyor. Ağaçlarımız sökülüyor. Burada meşe, gürgen ve ardıç ağacı var. Makilik bir alanda değil, biz öyle görüyoruz. Orman Müdürlüğü\'nden bize ulaşan yazıda yok. Ne olup bittiğini bilmiyoruz. Köy olsaydık yetkilerimiz fazlaydı fakat mahalle olduğumuzdan şu an yapacağımız fazla bir şey yok. Yetkililerden bu kıyımın durdurulmasını istiyoruz\" dedi.
\'AĞAÇLARI KÖKÜNDEN SÖKÜP GÖMDÜLER\'
Mahalle sakinlerinden Ali Çayan, ormanlık alanın bozuk olmadığını ve alandaki ağaçların kepçeler ile yerinden sökülerek gömüldüğünü iddia ederek, \"Bu orman bize dedelerimizden kalma orman. Ormanı vasfını yitirmiş diyerek uydurma bir şeyler yapılarak 49 yıllığına kiraya verilmiş. Halbuki orman vasfını yitirdiği yok. Burada kepçe ve traktör gece-gündüz çalışarak ağaçları kökünden keserek gömdüler. Kepçe ağacı kökünden sökerek sonrada üzerine toprak örtüyor. Burada 10-15 metre uzunluğunda ağaçlar var. Nasıl olurda vasfını yitirmiş orman olur. Böyle bir şey olamaz. Burada gürgenler, meşeler ve 200 yıllık ardıç ağaçları var. Hepsi sökülüp toprağın altına gömülüyor. Hayvanlarımız burada otluyordu. Bu ormanlık yok edilerek hayvancılıkta bitmesi demektir\" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Ağaçların kesildiği alanın drone ile çekimi
Yukarıdan farklı açılardan
Dozerin tepeden çalışma anı
Sökülen ağaçlardan genel detay
Muhabir Ali Can Zeray\'ın anonsu
Detay görüntü
Ethem Öner ile röp
Alandan farklı açı
Dozerin çalışma anı
Ağaçlık alanda sökme yapması
Traktörden detay
Mahalle sakinleri ile röp
Farklı açılardan genel detay görüntüler
Haber-Kamera: Ali Can ZERAY-Murat YAYIN/MALKARA(Tekirdağ),(DHA)
======================================
\'Teknoloji bağımlısı olup olmadığımızı nasıl anlarız?\'
Akif ÖZDEMİR/ADANA, (DHA)- TÜRKİYE Yeşilay Cemiyeti Adana Şube Başkanı Mehmet Aslanbaba, teknolojinin aile içi iletişimi her geçen gün yok ettiğini söylerek, bağımlılığa dikkat çekti. Aslanbaba teknoloji bağımlısı olup olmamanın ölçüsünü de teknolojiye olan ihtiyacıyla anlaşılabileceğini belirterek, \"Burada şuna dikkat etmeniz lazım. Eğer kişi kullanmış olduğu teknolojik ürünü, işleri ve kendi ihtiyaçları ölçüsünde kullanıyorsa, buna teknoloji bağımlısı diyemeyiz. Ama aynı kişi teknolojiyle ihtiyacını giderdikten sonra bütün zamanını ona harcıyorsa o zaman bu kişinin teknoloji bağımlısı olma yolunda ilerlediğini söyleyebiliriz\" dedi.
Yaşilay Cemiyeti Adana Şube Başkanı Mehmet Aslanbaba, teknoloji bağımlılığının üzerinde durdukları çok önemli bir bağımlılık türü olduğunu anlattı. Aslanbaba, \"Maalesef aile içi iletişimimizi teknoloji her geçen gün yok etmekte. Bunun karşılığında ailelerimizin çok daha duyarlı olması gerekmektedir. Çünkü her geçen gün bu durum bizi etkilyen bir hale doğru dönüşmekte.
\'TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞI VE TEKNOLOJİ BİZİM DEĞERLERİMİZİ ALT ÜST EDİYOR\'
Teknoloji bağımlılığı ve teknoloji aslında bir yönüyle de bizim değerler yargımızı, değerlerimizi alt üst etmekte. Özellikle eskiden herhangi bir cenaze olduğunda yakınlarının yanına gider onlara dokunarak, yanlarında bulunarak taziyelerimizi iletirdik. Ama günümüzde bundan bahsedemiyoruz. Çünkü sosyal medya üzerinden taziyelerimizi aktarmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla teknolojinin ve sosyal medyanın aslında bir yönüyle bütün değerlerimizin sanal ortama taşındığını da söyleyebiliriz. Bu bir toplumun gelişimi açısından sağlıklı bir gelişim açısından doğru bir yöntem değildir. Bütün duygularımız, üzüntüleremez, sevinçlerimiz, mutluluklarımız sanal ortama taşındı\" dedi.
BAĞIMLI OLDUĞUMUZU NASIL ANLARIZ?
Bir kişinin teknolojiye bağımlı olup olmadığının teknolojiye olan ihtiyacıyla anlaşılabileceğini söyleyen Aslanbaba, sözlerini şöyle sürdürdü: \"Burada şuna dikkat etmeniz lazım. Eğer kişi kullanmış olduğu teknolojik ürünü, işleri ve kendi ihtiyaçları ölçüsünde kullanıyorsa, buna teknoloji bağımlısı diyemeyiz. Ama aynı kişi teknolojiyle ihtiyacını giderdikten sonra bütün zamanını ona harcıyorsa o zaman bu kişinin teknoloji bağımlısı olma yolunda ilerlediğini söyleyebiliriz. Mesela iş yapmak istemeyen, sıkıldığını söyleyen insanlar vakitlerini geçirmek için maaalesef teknolojik ürüne takılıp orada kalıyorlar ve bütün zamanlarını orada geçiriyorlar. \'İŞ YAPMAK İSTEMEYEN SIKILAN İNSANLARDA BAĞIMLILIK RİSKİ DAHA YÜKSEK\'
Dolayısıyla bu tür insanların bağımlılık riskine kapılma oranı daha yüksek olabiliyor. Bugün ilkokul seviyesinden, ortaokul, lise seviyesine kadar teknolojinin kullanımıyla alakalı,örneğin bir oyun oynayacak, arkadaşıyla bilgi paylaşımı yapacaksa kişi, bunun belli bir kotasyon ile yürütmesi lazım. Makul süreleri iyi gözlemlemek lazım. Bugün ilkokul seviyesinde ki bir çocuğun saatlerce teknolojik ürünün başında durması, başlı başına bir sıkıntıdır. Anne ve babalar buna çok dikkat etmeliler. Çocuğumuz okuldan eve geldikte sonra ya da aylak bir zamanı varsa bu noktada teknolojik ürün kullanmak istiyorsa bunun bir sınırı olmalı. Bu sınırın ne kadar olması gerektiği konusunu uzmanlarla görüşerek öğrenebilirler. Aksi halde çocukları bir teknoloji bağımlısı olabilirler. Bu da orta ve uzun vadede ciddi bir sıkıntıyla aileyi kaşı karşıya bırakır.\"
Görüntü Dökümü
------------------------
- Yeşilay Cemiyeti Adana Şube Başkanı Mehmet Aslanbaba ile röp.
- Telefonla konuşanlar
- Telefonda oyun oynayan gençler
- Bilgisayar oyunundan detay
- Yolda telefonla konuşarak yürüyen vatandaşlar
Haber:Akif ÖZDEMİR-Kamera: Eser PAZARBAŞI/ADANA,(DHA)
SÜRE: 04\'21\" BOYUT:482 MB
======================================
Pazarda sıkma-börek satarak çok istediği otomobili aldı
MERSİN\'de yaşayan Hacer Urgan (42), sıkma- börek satarak kazandığı para ile hem aile bütçesine katkı sağladı hem de kendisine otomobil satın aldı. Kadınların çalışması gerektiğini belirten Urgan, \"Hayalerimiz parmaklarımızın ucunda. Kadın çalıştığı zaman ekonomi kazanır\" dedi.
Mezitli ilçesinde belediye tarafından farklı bölgelerde açılan Kadın Üretici Pazarları, ekonomik özgürlüğe kavuşmak isteyen ev kadınları için cazibe merkezi haline geldi. Ev yemeğinden örgüye, ahşap boyamadan organik meyve-sebzeye ve çeşitli sanatsal çalışmalara kadar birçok alandaki üretimlerini bu pazarlarda tüketici ile buluşturan kadınlar, aile ekonomisine katkı sağlamanın mutluluğunu yaşıyor.
3 çocuk annesi Hacer Urgan ise 4 yıldır tezgah açtığı pazarda sıkma ve börek satışından elde ettiği para ile eve katkı sağlamakla kalmadı, çok istediği gri renkli ve cam tavanlı spor arabanın da sahibi oldu. Akşamdan hazırladığı hamuru, sabahın erken saatlerinde arabasının bagajında getirdiği pazarda titizlikle açan ve isteğe göre hazırladığı peynirli, ıspanaklı ve patatesli sıkma-börekleri müşterilerin beğenisine sunan Urgan, yaşantısından oldukça memnun.
ARABA HAYALİ
Her zaman çalışmak istediğini, bunun da üretici pazarı ile mümkün olduğunu belirten Urgan, duygularını şöyle anlattı:
\"Kadın Üretici Pazarı\'nda 4 yıldır çalışıyorum. Araba hayalim vardı onu aldım, ehliyetimi aldım. Eve katkıda bulunuyorum. Ben sıkma-börek yapıyorum. Arkadaşlarımın bazıları sebze satıyor. Burada herkes bir şeyler yapıyor. Mantı, içli köfte ve erişte de yapıp satıyorum. Eşim beni her zaman destekledi. Bu benim ilk aracım.\"
HAYALLERİMİZ PARMAKLARIMIZIN UCUNDA
Kadınlara bir mesaj da veren Urgan, \"Kadın eli maharetlidir. Hayalerimiz parmaklarımızın ucunda. Kadın her zaman çalışmalı. Kadın çalıştığı zaman ekonomi kazanır\" dedi
Hacer Urgan\'ın eşi Erdal Urgan ise eşinin başarısından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, \"Evin işleri, çocukların işlerini, elektrik ve su faturalarını eşim ödüyor. Her zaman için eşime desteğimi sonuna kadar verdim. Bir hayali vardı, araba almak istiyordu. Ehliyetini aldıktan sonra bu hayalini gerçekleştirdi, arabasını aldı\"diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------------------
-Hacer Urgan\'ın arabası ile Kadın Üretici Pazarı\'na gelmesi
-Araçtan inmesi ve kilitlemesi
-Urgan\'ın tezgahı ve pazardan genel görüntü
-Tezgahın genel görüntüsü
-İç harcını ilaeve ettiği böreği kapatmasından detay görüntü
-Hamur açmasından genel görüntü
-Börekleri pişirmesinden genel ve detay görüntüler
-Bir müşterinin börek alması
-Urgan ve diğer kadınların sohbet etmesinden görüntüler
-Pazarın genel görüntüsü
-Urgan\'ın aracına binmesi ve pazardan ayrılması
-Araç kullanan Hacer Urgan\'nın arka koltuktan çekilmiş genel görüntüsü
-Araç kullanırken ön koltuktan detay görüntüler
-Direksiyonu tutmasından detay görüntü
-Urgan\'ın dikiz aynasına yansımasından detay görüntü
-Hacer Urgan ile röportajı
-Eşi Erdal Urgan\'ın ile röportaj
-Urgan\'ın tezgahta kullandığı malzemeleri araca yüklemesinden görüntüler
Haber-Kamera: Adnan AÇIKGÖZ/MERSİN, (DHA)
(BOYUT: 368 MB) (SÜRE: 03.24 DK)
======================================
20 yıllık işini bırakıp tatil köyü kurdu
BURSA’da bir otomotiv firmasında 20 yıl çalıştıktan sonra işinden ayrılan Arif Doğru(48), doğduğu yere ‘tatil köyü’ kurdu. Başta Arap turistler olmak üzere tatil köyüne ilginin yoğun olduğunu belirten Doğru, Uludağ eteklerindeki tesisi kış sezonuna hazırlıyor.
Bursa\'da yaklaşık 20 yıl boyunca bir otomotiv firmasında bilgisayar mühendisi olarak çalışan Arif Doğru, çocukluk hayali olan ‘tatil köyü’ projesini hayata geçirmek için işinden ayrıldı. Doğup büyüdüğü yer olan Keles ilçesine bağlı kırsal Gököz Mahallesi\'nde doğal yaşam ile tatil anlayışının birleşeceği bir tesis kurmayı hedefleyen Doğru, burada gölün kıyısında bulunan arazisi üzerinde tatil köyünün projesini hazırladı. Projeyi, Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumuna sunan Doğru, buradan hibe alarak tatil köyünün yapımına başladı. ‘Gököz Natural Park’ ismini verdiği tatil köyünü 2015 yılında hizmete açan Doğru; gelen müşteriler için bungalov tipi evlerde konaklama, balık tutup at binme, ATV ile safari yapıp hobi bahçelerinde vakit geçirebilme gibi aktivitelerin bulunduğu bir yaşam alanı oluşturdu. Tesis, Uludağ’ın eteklerinde bulunmasından kaynaklı kış sezonu turizmi için önemli hale geldi. Yerli ve yabancı turistlerin yoğun ilgi gösterdiği tatil köyü, kış sezonuna hazırlanıyor.
Bu projenin aslında bir çocukluk hayaliyle başladığını belirten Arif Doğru, “Projeyi üniversite yıllarımda ise olgunlaştı ve projeye dönüştü. Bu projenin çıkış kaynağı, çocukluğumda burada geçirdiğim dönemde, insanlar sadece tarım ve hayvancılıkla uğraştığı için ne uzayıp, ne de kısaldığını görmüştüm. Bunun bir çözümü olmalı diye düşünürken üniversite yıllarımda bu çözümün ne olduğunu buldum. Bu bölge Allah vergisi bir doğal güzelliğe sahipö dedi.
“TÜRKİYE’NİN EN ROMANTİK 10 BÖLGESİNDEN BİRİö
Lüks otel konforunda bungalov evlerde konaklama hizmeti verdiklerini belirten Doğru, “Bunun yanında yöresel tatların da olduğu alekart restorant ve kafeteryamız var. Gölde balık tutma, ATV safari, at binme, okçuluk gibi aktiviteleri yapılabilen bir tesis burası. Bu özellikleriyle bildiğim kadarıyla Türkiye’deki tek tesis. Bu aktivitelerin tamamını birlikte yapabileceğiniz tesis olması bakımından çok fazla ilgi çekiyor. National Geographic dergisinin Ocak 2012 sayısında, Türkiye’nin en romantik 10 bölgesinden biri seçildi burası. Birçok fotoğrafçılık kulübü buraya çekim için geliyor. Ayrıca bu bölge son zamanlarda film sahnelerine de ev sahipliği yapmaya başladıö dedi.
“TESİSE EN YOĞUN İLGİYİ ARAPLAR GÖSTERİYORö
Tesiste hem yerli hem yabancı misafirleri ağırlayan Doğru, “Yerli misafirlerimiz genellikle İstanbul ve çevresinden geliyor. Günübirlik gelen müşterilerimiz ağırlıklı olarak Bursa merkezden geliyorlar. Özellikle kış ve yaz aylarında yabancı misafirlerimiz çoğunlukta oluyor. Gelen yabancı misafirlerimizin yüzde 90’ı Kuveytli. Kuveyt’i Dubai, Katar, Suudi Arabistan’dan gelenler takip ediyor. Son zamanlardan Avrupa ve Uzakdoğu\'dan da misafirlerimiz gelmeye başladıö dedi.
Görüntü Dökümü:
--------------------
-Tesisten görüntü
-Safariden görüntü
-Tesisin yanındaki göl ve Uludağ\'dan görüntü
-Tesisteki hayvanlardan görüntü
-Bungalov evlerden görüntü
-Detaylar
Süre: 5.38 Boyut: 631 MB
Haber: Muammer İRTEM/ Kamera: Berktuğ ÖNCÜ/BURSA, (DHA)
======================================
Tahtalı Dağı\'ndan atlayış yapıp düşen Fransız paraşütçü kurtarıldı
ANTALYA\'nın Kemer ilçesinde, 2365 metre yüksekliğindeki Tahtalı Dağı\'nın zirvesinden yamaç paraşütüyle single (tekli) atlayış yapan Fransız Fabian Pewuiot (42) kısa süre sonra düştü. Sarp kayalık alana düşüp ağır yaralanan Fransız paraşütçü, jandarma, AFAD ve UMKE ekiplerinin çalışması sonucu Skorsky helikopterle kurtarıldı.
Kemer\'e gelen Fransız 3 arkadaş, dün saat 13.30 sıralarında yamaç paraşütüyle atlayış yapmak için Tekirova Mahallesi\'nde bulunan 2365 metre yüksekliğindeki Tahtalı Dağı\'nın zirvesine çıktı. Tekli (single) atlayış yapan 2 arkadaşının ardından kendisi de atlayan Fabian Pewuiot yaklaşık 1 kilometre ilerledikten sonra rüzgarın etkisiyle paraşütün kontrolünü kaybederek, kayalık alana düştü.
2 SAAT SONRA ULAŞILDI
Tekirova sahiline iniş yapan 2 arkadaşı, Fabian Pewuiot\'un düştüğünü bölgedekilere haber verdi. Bunun üzerine jandarma olay yerine yönlendirildi. İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Ramazan Ergel, beraberindeki ekiple bölgeye hareket etti. Daha sonra UMKE ve AFAD ekipleri de kurtarma çalışması için bölgeye yönlendirildi. Ekipler, Tahtalı Teleferik\'in güneyine düşen Fabian Pewuiot\'a yaklaşık 2 saat sonra ulaşabildi. Fabian Pewuiot\'ın kaburgası, kalçası ve bir elinde kırık olduğu belirlendi.
HELİKOPTERLE ALINDI
Bölgenin sarp ve kayalık olması nedeniyle Fabian Pewuiot\'un çıkarılması mümkün olmayınca Antalya Valiliğinin talebiyle Dalaman Deniz Hava Üs Komutanlığı\'ndan görevlendirilen Skorsky helikopterle Fransız paraşütçü, saat 22.50\'de olay yerinden alındı. Akdeniz Üniversitesi Hastanesi\'ne götürülen Fabian Pewuiot tedaviye alındı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
- Tahtalı Dağı\'nın zirvesinden detay
- Zirvedeki insanlardan detay
- Jandarma ve insanlar detay
- Fabian Pewuiot\'un 2 arkadaşından detay
- Jandarmanın gelişi detay
- Helikopterin sorti atması detay
- Fabian Pewuiot\'un bulunduğu yerde kurtarma çalışmaları detay
- Gece ateş yakılıp, helikopterin gelmesi detay
- Helikopterin yaralıyı alıp, gidişi
HABER- KAMERA: Levent YENİGÜN/KEMER(Antalya), (DHA)
======================================
Bu okulda nesli tükenmekte olan laleler yetiştiriliyor
AMASYA’da Fatih İlkokulu öğretmenleri ve 2’nci sınıf öğrencileri tarafından hazırlanan \'Gülümse Şirin\'im projesi ile nesli tükenme tehlikesi altında olan \'tars lale\'nin yaygınlaştırılması için 300 adet lale soğanı endemik bitkiler loleksiyon bahçesine dikildi.
Amasya kent merkezinde bulunan Fatih İlkokulu’nda hazırlanan \'Gülümse Şirin\'im Projesi kapsamında okul bahçesinde bulunan 100 metre karelik endemik bitkiler loleksiyon bahçesine 240 adet, Ferhat ile Şirin Müzesi bahçesinde belirlenen 10 metre karelik alana 60 adet olmak üzere toplamda 300 adet nesli tükenme tehlikesi altında olan \'ters lale\' soğanı dikildi. Projede Okul Müdürü Hasan Ilıcak, sınıf öğretmenleri Gülgün Sönmez, Mehtap Ürgüp ve müdür yardımcısı Seyit Ahmet Kanık görevadı.
Projedeki amacın, Türkiye’de sadece birkaç ilde doğal ortamında yetişen, nesli tükenme tehlikesinde olduğundan koruma altına alınan, yurtdışına çıkarılması, satılması çıkarılan yasalarla engellenmeye çalışılan Ters Lalelerden \'Fritillaria Persica ve Fritillaria İmperialis\' isimli iki türünün amasya\'Da yetiştirilip çoğaltılmasının sağlanması olduğu belirtildi. Bu çalışma ile öğrencilere çevre bilinci ve saygğısının kazandırılmak istendiği belirtildi.
Kendi elleriyle diktikleri lale soğanlarına can suyunu veren öğrenciler heyecan yaşadı. Proje Sorumlusu sınıf öğretmeni Gülgün Sönmez, lale soğanları Şanlıurfa\'dan ... getirdiklerini belirterek \"Amacımız nesli tükenmekte olan bitki türlerini yetiştirmekti, yaptığımız araştırmalar sonucunda \'ters lale\' diye bilinen ülkemizde sadece Hakkari ve Adıyaman yörelerinde yetişen \'ağlayan şirin\', \'ağlayan gelin\' adıyla da bilinen \'ters lale\'mizi yetiştirmek istiyoruz. Çocuklarımızda çevre bilinci ve çevre duyarlılığı oluşturmak, nesli tükenmekte olan bitkilere dikkat çekmek amacıyla onlarla birlikte güzel bir projeye adım atmak istedik. İnşallah projede güzel sonuçlar elde edeceğimize inanıyoruz. Mart-Nisan ayı gibi \'ters lale\'lerimiz çıkmaya başlayacaklar. Yine Türkiye’de Tunceli, Malatya ve Elazığ gibi yörelerimizde de yüksek yamaçlı dağ kesimlerinde yetişmekte olan bir bitki türü fakat oralarda da çok nadir görülüyor. Endemik bir bitki türü, endemik bitki türü belirli bir bölgede yetişen bir bitki türü anlamına gelmektedir. İnşallah \'ters lale\'lerimizi ektik. Mart-Nisan ayı gibi olumlu sonuçlarını alacağımızı umuyoruz\" dedi.
Anadolu\'da yetişen en özel çiçeklerden biri olan Ters Lale, \'Kerbela çiçeği\' ya da \'Ağlayan gelin\' olarak da adlandırılıp hüznün sembolü olarak da kabul ediliyor. Ters Laleler Türkiye\'de Hakkari, Van, Bitlis, Adıyaman, Malatya, Tunceli, Elazığ’ın yüksek rakımlı yerlerinde doğal ortamında yetişiyor. Endemik bitki olma özelliği taşıyor. Nesli tükenme tehlikesi altında olan ters laleler Anadolu dışında Pakistan, İran, Afganistan ve Rusya\'da da bulunuyor. Ters lale, bin ile 3 bin metre yükseklikteki bölgelerde yetiştirilebiliyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-----------------------
- Okulun dışından detay
- Öğrencilerden detay
-Ters lale bahçesinden detay
-Öğrencilerin laleleri dikmesinden detay
-Röportaj
- Diğer detaylar
(SÜRE:3.59 Dk) (BOYUT: 446 MB)
Haber-Kamera: Sinan HARMANCI/AMASYA, (DHA)
===================
Genelevden kovulmasına neden olan kediler için ev kiraladı
Ali Can ZERAY/EDİRNE, (DHA)- EDİRNE genelevinde sokak kedilerine baktığı için ruhsatıyla birlikte kiraladığı evden kovulduğunu iddia eden Mürvet Taşvur, yanına aldığı 20 kedi için ev kiralayıp, bakıcı tuttu. Taşvur, \"10 kedi orada kaldı, alamıyorum. Beni oraya sokmuyorlar. Onlara 400 liraya müstakil ev kiraladım ve askeri ücretle bakıcı da tuttum\" dedi.
Edirne genelevinde ruhsatıyla birlikte kiraladıkları evde sokak kedilerini besleyen Mürvet Taşvur ile 2 arkadaşı, hayvanları istemeyen diğer genelev patronları ile geçen ay tartışma yaşadı. Tartışmanın ardından sokak hayvanlarını istemeyen diğer genelev patronları, Mürvet Taşvur\'un kiraladığı evin ruhsat sahibine ulaşarak, ruhsatını geri almasını istedi. Evin sahibi de ruhsatı alıp, kadınlarla olan kira sözleşmesini iptal etti. Denetim yapan polis ekipleri de ruhsatları bulunmayan kadınların evde çalışamayacağını belirterek, genelevi boşaltmalarını istedi. Kadınlar evden ayrılmak zorunda kaldı.
Genelevde yaşanan tartışmalar sırasında bir kedisinin pompalı tüfekle vurularak yaralandığını söyleyen Mürvet Taşvur, \"Ben bunun için gerekli yerlere başvurdum. O insanlar ceza aldı. Daha sonra o insanlar, \'Bu sokağı terk edeceksiniz\' diye bizi tehdit etti\" diye konuştu.
Sokak hayvanlarını çok sevdiklerini kaydeden Mürvet Taşvur, \"Biz bir karar verdik, sokak hayvanlarını çok seviyoruz. \'Bir yer tutalım kendimiz\' dedik. Bir gün haberimiz yokken ruhsat sahibini çağırıyorlar ve nasıl yaparız diye düşünüp, \'Bu ruhsatı indirirsek bunları buradan atmış oluruz.\' Nitekim bunu başardılar. Bizi genelevinden attılar\" diye konuştu.
Genelevde baktığı 30 sokak kedisinden 20\'sini de yanına alan Taşvur, bu hayvanlar için bir ev kiralayıp, onlara bir de bakıcı tuttu. Taşvur, \"10 tane anne kedi daha orada kaldı, alamıyorum. Beni oraya sokmuyorlar. Onlara 400 liraya müstakil ev kiraladım ve askeri ücretle bakıcı da tuttum. Biraz biriktirdiğim para vardı, o da bitti. Bütün kazancımı sokak hayvanlarına harcadım. Diğer 3 arkadaşım da maddi manevi yardım ediyor, ama onlar da çalışmadığı için yetmiyor\" dedi.
Uğradıkları haksızlıklarla ilgili savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu söyleyen Taşvur, soruşturmanın sürdüğünü belirterek, baktıkları hayvanlara hayvanseverlerin destekte bulunmasını istedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Kediler için kiralanan evden detaylar
Kedilerden detay
Kedilerin beslenmesi
Mürvet Taşvur ile röp.
Taşvur\'un kedilerle ilgilenmesi
Farklı açılardan detaylar
Haber-Kamera: Ali Can ZERAY/EDİRNE,(DHA)
==================
GÖRÜNTÜLÜ HABER
Datça\'da kızılçam ağaçlarında böcek tehdidi
MUĞLA\'nın Datça ilçesinde özellikle kızılçam ağaçlarını tehdit eden Akdeniz çam kabuk böceği, takibe alındı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü\'nün koordinasyonunda, Anadolu Doğa ve Kültür Koruma Kooperatifi (AnaDOKU) tarafından yürütülen \'Yeşil Bereliler Projesi\' kapsamında, Akdeniz çam kabuk böceğine karşı, Datça ve Bozburun özel çevre koruma alanlarında yapılan mücadele çalışmaları, izlenerek kayıt altına alınıyor. Ormancıların \'dumansız yangın\' olarak adlandırdığı, son yıllarda ormanlık alanlarda sıkça görülmeye başlanan Akdeniz çam kabuk böcekleri, Datça\'yı da tehdit eder hale geldi. Datça Yarımadası\'nın Akdeniz kıyısındaki ormanlarında yüzlerce kızılçam ağacının kuruması, yetkilileri harekete geçirdi. Zararlıya karşı, feromon tuzaklarıyla biyolojik mücadele yürütülürken; kurtarılamayan ağaçlar kesilip, kireçleniyor. Yapılan çalışmalar izlenerek, hazırlanan raporlar bakanlık yetkililerine ulaştırılıyor.
Bu kapsamda Marmaris Çevre Şube Müdürlüğü ile AnaDOKU\'dan bir ekip, muhtarların da katılımıyla ilçedeki ormanlarda inceleme yaptı. Datça\'da karayoluyla gidilemeyen İnceburun, Çetisuyu ve İncirli İn adlı koylara gezi teknesiyle giden ekip, Akdeniz çam kabuk böceklerinin bölgedeki ormanlara verdiği tahribatı yerinde tespit etti.
Marmaris Çevre Şube Müdürü Hasan Dereağzı, Türkiye çapında 4 il ve 6 özel çevre koruma bölgesinde uzman ekiplerce gözlemlerin yapıldığını belirterek, \"Ekipler, arazide bizim gözümüz, kulağımız oluyor. Akdeniz çam kabuk böceğinin ormanlarımıza verdiği tahribat yerinde tespit ediliyor. Bu böcekler, özellikle kızılçam ağaçlarını kurutarak, doğaya zarar veriyor. Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri, Akdeniz çam kabuk böceklerine karşı Feromon denilen, biyoteknik mücadele yürütüyor. Yapılan çalışmalar bakanlığımız tarafında değerlendirilerek, bu böceklere karşı mutlaka çözüm bulunacaktır\" dedi.
KURUYAN AĞAÇLAR KESİLİP KİREÇLENİYOR
AnaDOKU görevlisi ve Yeşil Bereliler Proje sorumlusu biyolog Melike Sezer Yorulmaz ise, Akdeniz çam kabuk böceği ile mücadele çalışmalarını anlattı. Feromon tuzakları hakkında bilgi veren Yorulmaz, \"Böceğin dişisinin kokusu, feromon tuzaklarının içine konuluyor. Tuzaklar daha sonra, kızılçam ağaçlarına asılıyor. Erkek böcek, dişisinin kokusunu zannederek içine girdiği tuzakta ölüyor. Böceklerin etkili olduğu ve kurtarılamayacak hale gelen ağaçlar kesilip, bulunduğu yerde kireçleniyor\" dedi.
İnceleme gezisine katılan İskele Mahallesi Muhtarı Metin Karadağlı ise Akdeniz çam kabuk böceği ile mücadelenin önemine dikkat çekti. Karadağlı, \"Çam ağaçlarının kuruması bizleri endişelendiriyordu. Nasıl mücadele edileceğini bilmiyorduk. Uzman ekiplerce mücadeleye başlanması bizi mutlu etti\" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
(Görüntü son dakikaya geçildi)
- Koylardaki ormanlık alanlardan görüntü
- Marmaris Çevre Şube Müdürlüğü ile AnaDOKU\'dan ekip, denizyoluyla gittikleri koylarda tespit çalışması yaparken
- Akdeniz çam kabuk böceklerinin kuruttuğu kızılçam ağaçlarının görüntüleri
- Marmaris Çevre Şube Müdürü Hasan Dereağzı ile röp.
- AnaDOKU görevlisi ve Yeşil Bereliler Proje sorumlusu Biyolog Melike Sezer Yorulmaz ile röp.
- İskele Mahallesi Muhtarı Metin Karadağlı ile röp.
(KJ haber- Kamera: Mehmet ÇİL / DATÇA (Muğla), (DHA)
====================