Gündem

DHA YURT BÜLTENİ 4

Bakan Pakdemirli: Karkas et kesim fiyatlarını artırma kararı aldık (1) Taha AYHAN/MALATYA, (DHA)- TARIM ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Malatya'da yaptığı açıklamada, "İthalde ve yerlide karkas et kesim fiyatlarını artırma kararı aldık

13 Ekim 2018 14:03

Bakan Pakdemirli: Karkas et kesim fiyatlarını artırma kararı aldık (1)

Taha AYHAN/MALATYA, (DHA)- TARIM ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Malatya\'da yaptığı açıklamada, \"İthalde ve yerlide karkas et kesim fiyatlarını artırma kararı aldık. Besicilerimizi desteklemek için kilo başı 26 lira olan ithal menşeli büyükbaş kesim fiyatının kilosunu 28 liraya artırdık. Yerli büyükbaş kesim fiyatının kilosunu ise 28 liradan 29\'ya liraya artırdık. Besicilerimize hayırlı uğurlu olsun\" dedi.

Bakan Pakdemirli, Malatya\'nın Yazıhan ilçesinde bulunan Tarım ve Orman Bakanlığı\'nın desteklediği Düve Üretim Merkezi açılış ve buzağı küpe takma törenine katıldı. Törene; Bakan Pakdemirli\'nin yanı sıra; Vali Ali Kaban ve milletvekili Öznur Çalık da katıldı. Açılışın ardından gazetecilere açıklama yapan Bakan Pakdemirli, ana amaçlarının Türkiye\'nin kendi kendine yeterliliğini sağlamak olduğunu belirterek, \"Bu anlamda bizim mutlaka ve mutlaka yeterliliği sağlayıp teşviklerimizi devam ettirmemiz gerekiyor. bu konuda bakanlığımızın aşağı yukarı 2 buçuk milyona yakın tesisin katkısı var. Bu katkılarımızın sürdüreceğiz sürdürmeye de devam edeceğiz\" dedi.

Pakdemirli, besicileri desteklemek amacıyla Et ve Süt Kurumu\'nun besiciden aldığı et fiyatlarını arttırdıklarını ifade ederek, \"26 lira olan ithal menşeli karkas et fiyatlarını Et Süt Kurumu olarak 28 lira olarak uygulayağız bugünden itibaren. Yerlide her zaman kayırıyoruz biliyorsunuz. Yerlideki 28 lira olan fiyatımızı da bugünden itibaren 29 lira olarak uygulamaya alıyoruz. Hayırlı uğurlu olsun\" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------------------------    
- Bakan Pakdemirli\'nin gezmesi
- Katılanlar
- Açılış töreni
- Buzağına küpe takma
- Tesisi gezmeleri
- Bakan Pakdemirli\'nin açıklaması
- Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Taha AYHAN-MALATYA (DHA)
190 MB


======================================


Unesco Dünya Miras Listesi\'ndeki Cumalıkızık\'a ziyaretçi akını

UNESCO Dünya Mirası Listesi\'nde yer alan, Uludağ\'ın eteklerindeki 700 yıllık Cumalıkızık köyü, Osmanlı mimarisini bozulmadan günümüze taşıyan evleri ve tarihi dokusuyla, kente gelen yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı haline geldi. Ziyaretçiler, \'Cin Aralığı\' olarak bilinen ve 1 kişinin yürüyebileceği dar sokaktan geçip fotoğraf çektirmek için sıraya giriyor.
Uludağ\'ın kuzey eteklerinde kızık köyü olarak kurulan Cumalıkızık, 2014 yılında Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü\'nce, Unesco Dünya Mirası Listesi\'ne alındı. Cumalıkızık, tarihi evleri, arnavut kaldırımlı yürüyüş yolları, müze, 55 yeme-içme mekanı ve 130 hediyelik eşya butikleri ile ilgi görüyor. Kente gelen yerli ve yabancı turistler, özellikle Osmanlı dönemi sivil mimarisini günümüze taşıyan Cumalıkızık evlerini görmek için köyü ziyaret ediyor. Bölgede bulunan, bazılarında koruma ve restorasyon çalışmaları süren 270 tarihi evden 180\'i hala kullanılıyor. Tarihi yapısı bozulmadan restore edilen evlerden bazıları da butik otel, restoran ve hediyelik eşya dükkanı olarak işletiliyor.

DAR SOKAKTA FOTOĞRAF ÇEKTİRME SIRASI
Bir çok dizi, reklam ve belgesel filmi çekimlerinin yapıldığı Cumalıkızık\'ta, \'Cin Aralığı\' olarak bilinen dar sokak da büyük ilgi görüyor. Ziyaretçiler, girişten bakıldığında çıkmaz sokak olarak görünen, sadece 1 kişinin yürüyebileceği bu sokaktan geçmek için sıraya giriyor. Ziyaretçiler, dar sokakta yürüyerek fotoğraf çektirmek için yarışıyor.
Giresun\'dan Bursa\'ya gelerek tarihi köyü gezen Naci Karadeniz, \"Cumalıkızık Köyü\'nü, \'Kınalı Kar\' dizisinden biliyoruz. Çok hoşumuza gitti ve oldukça beğendik. Burayı herkesin gelip görmesi gerek. Az önce Japon turistlere rastladık. Burayı hem yerli hem de yabancı tüm turistlerin ziyaret etmesi gerek.\" dedi. Zonguldak\'tan gelen Esra Alta ise \"Arkadaşlarımız ile beraber buraya gezmeye geldik. Kınalı Kar dizinisinden sonra bu köyün çok meşhur olduğunu biliyorduk, biz de merak ederek buraye geldik.\" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
-Cumalıkızın\'tan genel görünüler (DRONE)
-Pazardan görüntüler
-Osmanlı evlerinden ve ziyaretçilerden görüntüler
-Kınalı Kar konağından görüntüler
-Yöresel ürünlerden görüntüler
-Cin Aralığı sokaktan görüntüler
-Röportajlar

Haber-Kamera: Berktuğ ÖNCÜ-Mehmet İNAN/ BURSA, (DHA)
SÜRE: 4.20 BOYUT: 486 MB

======================================

15 yıl sonra kana kana su içti

ÇANAKKALE Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesi Organ Nakil Merkezi’nde böbrek nakli olan Erdoğan Harput\'un (65), 15 yıllık diyaliz çilesi son buldu. İstanbul’da nakil için uzun yıllar bekleyen Harput, daha sonra Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi\'nde şansını denedi. Böbreklerindeki sorun nedeniyle sınırlı miktarda su içebilen Harput, yıllar sonra istediği kadar su içebilmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi. 

İstanbul\'da yaşayan Erdoğan Harput, 15 yıl önce böbrek taşına bağlı olarak iki böbreği de hasar görünce diyalize girmeye başladı. Yıllarca İstanbul\'da böbrek nakli için sıra bekleyen Harput\'a, bir türlü nakil için beklediği sıra gelmedi. Harput, 3 ay önce ise ÇOMÜ Organ Nakil Merkezi\'ne başvurdu. 3 çocuk babası Harput, böbrek nakli için sıra beklerken 31 Eylül günü beklediği haber Bursa\'daki Yüksek İhtisas Hastanesi\'nden geldi. Beyin ölümü gerçekleşen bir hastanın ailesi tarafından bağışlanan organ Bursa\'dan ÇOMÜ Organ Nakil Merkezi\'ne getirildi. Sol böbrek, Harput\'a yapılan testler sonucunda doku uyumu olumlu çıkınca başarılı bir operasyonla nakledildi. İlk nakille yüzü gülen Erdoğan Harput, 15 yıl kana kana su içerken, yıllarca bağlı yaşadığı diyaliz makinesinden de kurtulmanın sevincini yaşadı.

ÇOMÜ Organ Nakil Merkezi Müdürü Doç. Dr. Cabir Alan, 3 saat süren operasyonun ardından Erdoğan Harput\'a sol böbreği başarılı bir şekilde nakil ettiklerini söyledi. Alan, hastanın sağlık durumunun iyi olduğunu belirtti.

15 yıl boyunca diyalize girdiği için istediği şeyleri yiyip içemediğini ve gezemediğini belirten Erdoğan Harput ise, \"Böbrek nakli sonrası yiyebileceğim, içebileceğim ve gezebileceğim. Doktorumun sayesinde bunları gerçekleştireceğiz. Oğlum Çanakkale\'de yaşıyor. \'Gel Çanakkale\'ye başvuralım\' dedi. Ben 15 yıl boyunca İstanbul\'da sıra bekledim, ama burada çıktı. Bu da demek ki şans\" dedi. Emekli olan Harput böbrek nakli sonrası kana kana su içmenin mutluluğunu yaşadı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-ÇOMÜ Sağlık, Uygulama ve Araştırma Hastanesinden görüntü.
-ÇOMÜ Organ Nakil Merkezinden böbrek nakli ameliyatı görüntüsü.
-ÇOMÜ Organ Nakil Merkezi Müdürü Doç. Dr. Cabir Alan ile röp.
-Böbrek Nakli olan Erdoğan Harput ile röp.

Haber-Kamera: Mustafa SUİÇMEZ / ÇANAKKALE,(DHA)
3 dakika 31 saniye. 390 MB.


======================================


GTÜ\'de patlayıcı sıvıları uzaktan tespit eden cihaz üretilecek

Dinçer AKBİR-Alişan KOYUNCU/GEBZE(Kocaeli),(DHA)- KOCAELİ\'nin Gebze ilçesinde bulunan Gebze Teknik Üniversitesi (GTÜ) Fizik Bölümü\'nde yürütülen proje kapsamında havalimanlarında kullanılmak üzere patlayıcı sıvıları uzaktan tespit edebilen cihaz üretilmesi konusunda çalışmalar yapılıyor.
GTÜ Fizik Bölümü Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Bulat Rami ve Doç. Dr. Georgy Mozzhukhin ile ekipleri tarafından yürütülen çalışmalarda NQR/NMR Manyetik Rezonans teknikleri ile mesafeli patlayıcı algılama teknikleri üzerine çalışmalar yürütülüyor. NATO Barış ve Güvenlik İçin Bilim Programı ile TÜBİTAK, MARKA ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı gibi kurumların da desteklediği projenin yaklaşık 1.5  yıl içerisinde tamamlanması planlanıyor. Prof. Dr. Rami ve ekibi tarafından geliştirilen NMR ve NQR sensörleri sayesinde, patlayıcı sıvı maddeler diğer maddelerden ayrıştırılarak tespit edilebiliyor.
\'TAŞINAN SIVILAR GÜVENLİ Mİ, YOKSA TEHLİKELİ Mİ?\'
Gerçekleştirdikleri çalışmanın başlangıç noktasını anlatan Prof. Dr. Bulat Rami, \"2006 yılından itibaren havalimanlarında çok sıkı güvenlik önlemleri söz konusu oldu. Biliyorsunuz, uçağa binilirken el çantasına en fazla 100 ml sıvı alınabiliyor. Bir de bu sıvıların miktarı kısıtlı. Bir litrelik saydam poşet içerisine ne kadar sıvı konteynır giriyorsa ancak o kadar taşınabiliyor. Dolayısıyla bu durum havayoluyla seyahat eden kişiler arasında büyük bir problem oluşturuyor. Seyahat eden bir kişinin yanında taşıdığı sıvılar güvenli mi yoksa tehlikeli mi? Biz de bu problemi çözmek istedik. Buradan yola çıkarak 2013 yılında NATO\'nun Barış ve Güvenlik için Bilim Programı\'na başvuru yazdık. Sunduğumuz proje desteklendi. Bu proje çerçevesinde Rusya ve Ukrayna gibi yurtdışı ortaklar ile birlikte bu tekniği geliştirmeye çalıştık\" dedi.
\'1.5 YIL İÇİNDE PROTOTİP CİHAZI ORTAYA ÇIKARTABİLİRİZ\'
Çalışmanın işleyiş sürecinden bahseden Prof. Dr. Rami, \"Bizler bu tekniği geliştirirken tabii ki ilk etapta NMR tekniği olsun, mikrodalga tekniği olsun, sıvıları önce ayrı bir kap içerisine koyarak bu tekniklerle birbirinden ayırt edip edemeyeceğimize baktık. Bu basit işlemin ardından sonuçlar çok iyi gelince sonraki aşamada bu ayırt edebilme özelliğinden istifade ederek nasıl bir cihaz yapabileceğimizi düşündük. Şu anda bu cihazı kurmaya çalışıyoruz. Onun için bir mıknatıs yapmamız gerekiyor. Mikrodalga ve NMR sensörleri geliştirmemiz gerekiyor. Tabii ki iş henüz bitmedi. Bunları geliştirmeye çalışacağız. Biz proje çıktısını yaklaşık 1 ile 1.5 yıl arasında alabileceğiz diye tahmin ediyorum. 1.5 yıl sonra bir prototip cihaz ortaya çıkarabiliriz. Dolayısıyla bu prototip kurulduktan sonra seri üretime geçebilmesi için bizi destekleyici bir kuruluş bulunması gerekecektir. Bu teknik kendisinin çalışabilirliğini gösterdi\" şeklinde konuştu.
\'CİHAZIN ÇALIŞMA PRENSİBİNDE 2 TEKNİK KULLANIYORUZ\'
Cihazın çalışma prensiplerinden de bahseden Prof. Dr. Rami, \"Bu teknik içerisinde aslında iki teknik kullanıyoruz. Biri mikrodalga, yani değişik sıvıları dielektrik sabite göre ayırt etmek. Diğeri ise, NMR dediğimiz tekniktir. NMR tekniğinde, çekirdek manyetik maddelerin dış manyetik alan ve dış radyo frekans alanına tepkisini ölçüyor. Farklı malzemelerin, farklı sıvıların farklı tepkilere sahip olduğunu biliyoruz. 2 tekniği aynı anda kullandığınızda, farklı sıvıları ayırt etme şansınız çok daha yükseliyor. Daha güvenilir sonuçlar alabiliyorsunuz. Burada en önemli problem ölçüm süresi. Bunu kısa tutmamız gerekiyor. Bizim hedeflediğimiz süre bir kaç saniye, yani en verimli şekilde aslında 3-4 saniyede bir sonucu verebildiğinde olacak\" ifadelerini kullandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
- laboratuvardaki çalışmalardan görüntüler
- laboratuvardan görüntü
- makinenin sıvıları tanıması
- Prof. Dr. Bulat Rami ile röp.
- detay

HABER: Dinçer AKBİR-KAMERA: Alişan KOYUNCU / GEBZE (Kocaeli), (DHA)

=========================