Gündem

DHA YURT BÜLTENİ 4

(ÖZEL) 'BURDUR GÖLÜ KURUDUĞUNDA DA ETRAFINDAKİ BİRÇOK İNSAN KANSER OLACAK' BURDUR'daki Lisinia Doğa Proje Alanı sorumlusu veteriner hekim Öztürk Sarıca, Burdur Gölü'nün atık ve çöplerle dolu olduğunu belirterek, "Burdur Gölü kuruduğunda da etrafındaki bi

27 Eylül 2018 13:46

(ÖZEL) \'BURDUR GÖLÜ KURUDUĞUNDA DA ETRAFINDAKİ BİRÇOK İNSAN KANSER OLACAK\'

BURDUR\'daki Lisinia Doğa Proje Alanı sorumlusu veteriner hekim Öztürk Sarıca, Burdur Gölü\'nün atık ve çöplerle dolu olduğunu belirterek, \"Burdur Gölü kuruduğunda da etrafındaki birçok insan kanser olacak\" dedi.
Son 35 yılda su kapasitesinin 3\'te 1\'ini kaybeden ve kuruma tehlikesiyle karşı karşıya olan Burdur Gölü\'ndeki çekilmeyi önlemek ve ailesindeki pek çok kişinin yakalandığı kansere dikkati çekmek için Karakent köyü yakınlarında kurduğu Lisinia Doğa Proje Alanı\'nda çalışmalar yapan veteriner hekim Öztürk Sarıca, Lisinia\'da \'neler kanser yapıyor\', \'susuzluğa çareler nedir\', \'Burdur Gölü için çözümler 
nedir\' konularında bilgilendirme yaptıklarını söyledi. 

\'SUYUNU KAYBETTİĞİNİZDE GERİYE KİMYASALLARINIZ KALACAK\'
Özellikle kansere karşı hiçbir kimyasal kullanmadan üretimler yaptıklarını vurgulayan Öztürk Sarıca, \"Sularımız azaldıkça içindeki kanser yoğunlukları artıyor. Önümüzdeki yıllarda ciddi anlamda susuzluk ve kanser patlaması bekliyoruz. Burdur Gölü ve çevresinde kanserde artış olacak. Burdur Gölü kapalı havza. Bütün sanayi atıkları, tuvalet atıkları, doğanın bütün atıkları ve çöplerden gelen atıklar gölde. Bunca kimyasalın toplandığı bir havza sularla birlikte bunu tutuyor. Suyunu kaybettiğinizde geriye kimyasallarınız kalacak. Kanserlerin büyük kısmı kimyasallardan oluşuyor. Dünyada yasaklanan ne kadar kimyasal varsa Burdur Gölü\'nde olduğunu iddia ediyorum\" dedi.

\'BİRÇOK İNSAN KANSER OLACAK\'
Aral Gölü kuruduğunda etrafındaki 1 milyona yakın insanın kanser olduğunu kaydeden Öztürk Sarıca, \"Burdur Gölü kuruduğunda da etrafındaki birçok insan kanser olacak. Bizim projemiz özellikle kansere karşı olduğu için sularımızı ihtiyatlı kullanmamız ve Burdur Gölü\'nün ömrünü uzatma konusunda çalışmalar yapıyoruz. Burdur Gölü\'nün ömrünü uzatalım, yavaş yavaş çekilsin ki bu çekilme sırasında etrafını yeşillendirelim ve tozların oradan kalkmasını engelleyelim ve bu kimyasal tozlar insanların üzerine yağmasın. Derdimiz bu\" diye konuştu.

\'7 YILDIR SU TÜKETMEYEN AROMATİK BİTKİLERLE UĞRAŞIYORUZ\'
Burdur Gölü\'nün tektonik olduğunu ve büyük kısmının yeraltından beslendiğini anlatan Öztürk Sarıca, şöyle dedi:
\"Bir fay kırığından sürekli su alıyor. Ama dağlarda bile artık sondajlar olduğu için, dağlarda bile büyükbaş hayvancılık yapıldığı için su oradan derelere ulaşmıyor, yeraltı sularına karışmıyor, orada kalıyor ve göle ulaşmıyor maalesef. 7 yıldan bu yana su tüketmeyen aromatik bitkilerle uğraşıyoruz. 300 dekarla başlamıştık. Şu anda 2 bin 300 dekara çıktık. Görsünler taşların içinde yapıldığını, susuz yetiştiğini, bunun eko turizmini yaratalım. İnsanlar para kazandığı şeyleri yapar. Aromatik bitkiden para kazanıldığını görsünler diye uğraşıyorum.\"

\'ALTERNATİF ÜRÜNLER GELİŞTİRMEMİZ LAZIM\'
Gölü kurtarma projelerinde ürün deseninin değiştirilmesinin en başta olması gerekirken en aşağıda, kıyıda, köşede kaldığını vurgulayan Öztürk Sarıca, şöyle devam etti:
\"Su konusunda tasarruf etmek istiyorsak ilk önce suyun en fazla nerede kullanıldığına bakacağız. Göller yöresindeki su büyükbaş hayvancılıkta kullanılıyor. Mısır ve yonca üretiminde kullanıyoruz. O zaman ne yapacağız? Mısır ve yoncaya alternatif ürünler geliştirmemiz lazım. Nedir bunlar? Lavanta, kekik, ada çayı. Şu anda 34 bitkiyle çalışıyoruz. Gül dışında hiç birisi su tüketmiyor. Gülde damlama sulama kullanıyoruz. Projenin başından bu yana damlama sulamayla ilgili olarak insanları bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Damlama sulama da önümüzdeki 5-6 yıl içinde yerini tamamen susuz tarıma bırakmak zorunda, temiz içme suyu istiyorsak. Çünkü göletlerin suyunu kullanmaya başlayacağız içme suyu olarak. Çevresel anlamda bunun mutlaka değerlendirilmesi gerekiyor. Ne kadar sağlıklı olacak\" dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------
- Burdur Gölü
- Gölün çekilen alanları
- Öztürk Sarıca\'nın anlatımı
- Gölden detay
Haber- Kamera: Mesut MADAN/BURDUR, (DHA) 

==================================

KENDİSİNE SALDIRAN AYIYA YUMRUK ATTI, KURTULDU

GÜMÜŞHANE\'nin Karamustafa Yaylası\'nda hayvan otlatan çoban Vehbi Boz (43) ayı saldırısına uğradı. Boğuştuğu ayıya yumruk atan Boz, çoban köpeklerinin de yardımıyla yaralı olarak kurtuldu.
Karamustafa Yaylası\'nda önceki gün küçükbaş hayvanlarını otlatan çoban Vehbi Boz, ormana giren sürüyü çıkarmak isterken arkasından yaklaşan ayının saldırısına uğradı. Yere düşen Boz, ayağa kalkıp kendisine saldıran ayıya yumruk attı. Ayı ile boğuşan Boz, ıslık çalarak çoban köpeklerini çağırdı. Köpeklerin saldırdığı ayı, ormana kaçtı.
Karın bölgesi ve kollarından yaralanan Vehbi Boz, telefonla aradığı orman bekçisinden yardım istedi. Bekçinin yönlendirmesi ile bölgeye sevk edilen ambulansla Vehbi Boz, hastaneye kaldırıldı. Tedavisinin ardından taburcu edilen Boz, Trabzon’un Tonya ilçesi Karaağaçlı Mahallesi\'ndeki evine döndü.
Olayı anlatan Vehbi Boz, \"Bana vurdu ve yere düşürdü. O anda bir şok geçirdim, ayağa kalktığım ben de ayıya yumruk attım. Boğuşurken ıslık çaldım, köpeklerim geldi. Onlar ayıya saldırınca hayatım kurtuldu. Sonra telefonla yardım çağrısında bulundum. Gelip beni ambulansla aldılar. Şu anda sağlığım yerinde\" dedi.

AĞACA ÇIKAN AYI VE YAVRUSU GÖRÜNTÜLENDİ

Rize\'de, Kaçkar Dağları Milli Parkı\'nda ağaca çıkan ayı ve yavrusu, vatandaşlar tarafından cep telefonuyla görüntülendi. Kaçkar Dağları Milli Parkı\'nda vatandaşlar ağaca çıkan ayı ve yavrusunu görünce cep telefonlarına sarıldı. Ağaçta daldan dala gezinen ayı, vatandaşları fark edince ağaçtan inip, yavrusuyla birlikte ormanlık alana girerek gözden kayboldu.

Doğu Karadeniz Bölgesi’nde, 4 ilde yapılan yaban hayatı envanter çalışması sırasında ayı popülasyonunda önceki yıllara göre artış olduğu belirlenmişti.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Ayı saldıran adamın görüntüsü
Vehbi Boz\'un ayı saldırısını anlatması
Görüntülenen ayılar

Haber-Kamrera: İnan KALYONCU-Aytekin KALENDER TRABZON-DHA


=====================

PATATESTE ÜRETİMİ AZ OLMASINA RAĞMEN FİYAT ARTIŞI BEKLENMİYOR 

KONYA Ziraat Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Soylu, patates üretiminin geçen yıla oranla az olmasına rağmen haziran ayında görülen artışın tekrar yaşanmayacağını, buna göre kilo fiyatının 2 lira ve altında seyredeceğini söyledi.
Patates fiyatları geçen haziran ayında kilosu 6 liraya kadar yükselmesi üzerine düşmesi için patates ithal edildi. Konya Ziraat Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Soylu, ülkemizde bu yıl gerçekleşen patates üretimi değerlendirdi. Ülkemizde 1 ila 1.2 milyon hektar alana patates ekimi gerçekleştiğini belirten Soylu, yılda 4 ila 5 milyon ton arasında da üretim yapıldığını belirtti. Sadece 2016 yılında 6 milyon ton patates üretiminin gerçekleştiğini ifade eden Soylu, geçen yıla oranla 500 ila 600 bin ton arasında üretimde azalma olduğunu vurguladı.Üretimde azalmaya rağmen fiyatta artış beklenilmediğini ifade eden Soylu, şunları söyledi:
\"Bu yıl ülkemizde patates üretiminin 4 milyon ile 4.2 milyon civarında olacağını tahmin ediyoruz. Geçen yıla göre 500 ila 600 bin ton azalma söz konusu; ancak son zamanlarda piyasaya baktığınız zaman patates fiyatının 2 lira civarında olduğunu görüyoruz. Önümüzdeki yıl da bu yıl olduğu gibi 1,5 milyon hektar civarında bir ekim alanı olduğu takdirde, patates bu yılki fiyatlar civarında seyreder hatta bir miktar aşağıda bile seyredebilir.\" 
Arz- talebe göre fiyatların değişiklik gösterdiğini belirten Soylu, \"Yıllar itibariyle 300-400 bin dekarlık bir ekim alanındaki bir oynama ister istemez üretimin arz -talep ilişkisine göre de fiyatların artmasına, eksilmesine neden oluyor. Bu yıl tufanda,  üretim ve sahil bölgelerinde özellikle İzmir Ödemiş yörelerindeki sıkıntılardan dolayı ilk sezon üretim biraz düşük kaldı. Daha sonra devreye İç Anadolu Bölgesi,  Konya Bölgesi girince piyasadaki ürün bolluğu artmaya başladı.\" dedi.

ÜRETİM PLANLAMASININ YAPILMASI GEREKİYOR
Ülkede her ürün için ayrı bir üretim planlamasının yapılmasının gerektiğini de belirten Soylu, \"Her sezon üretim planlamasının farklı olması, ülkemiz geleceği açısından patates üretimi ve tüketimi açısından en büyük tehdit. Örneğin bu yıl fiyatlar makul seviyede seyrederken seneye ekim alanında ciddi bir artış oluyor. Bu sefer arz fazlalığından eğer tüketimde yeterince gerçekleşmemişse fiyatlar düşüyor. Buda ister istemez fiyat dengesizliğinden dolayı bir sonraki yıl tekrar ekim alanlarının azalmasına neden oluyor. O yüzden ülkemiz için sağlıklı anlamda 1.5 ila  1.6 milyon hektar civarında bir patates ekim alanı ve 5 milyon ton civarında bir patates üretimi ülkemizde fiyatların makul  seviyede değer bulmasının karşılığı olacaktır.\" diye konuştu.

PATATES İTHALATI SEMBOLİKTİ
Prof. Dr. Soylu, haziran ayında fiyatların artmasıyla gerçekleşen patates ithalatının sembolik, olduğunu ve hiçbir ihtiyacı karşılamadığını belirtti.  Soylu, \"Bu yılın başında depolardaki patateslerin tüketilmesi için tüketim çağrısı yapılıyordu. Ama iki ay sonra depolardaki ürün bitince bir anda fiyatlar fırladı. O yüzden bunlara sebebiyet vermemek açısından sağlıklı bir üretim planlamasıyla, ülkemizin ihtiyacı olan üretim miktarını gerçekleştirip fiyat istikrarı sağlamak hem çiftçimiz açısından hem halkımız açısından son derece önemli. Geçen sezon yapılan patates ithalatı o sembolik bir şeydi. Çok bir patates ithal edilmedi. Sadece o bir hafta, 15 günlük dönemde piyasada öyle bir dalga oluştu. Aslında oradan gelen patates hiçbir açığı kapatacak derecede bir patates değildi. Burada esas olan bir ürünün, makul değerinin çok üzerinde değerlendiği zaman bu çiftçimizin de, halkımızın da aleyhine oluyor. Bir ürünün hakkı neyse fiyatların da o civarda seyretmesi gerekiyor.\" dedi.

Görüntü Dökümü 
---------------------
- Patates tarlasından detay
- İşçilerin patates toplaması 
- Çuvallara doldurması 
- Süleyman Soylu röp.

Haber- Kamera: Tolga YANIK KONYA (DHA)


=========================================

KALE KAZISI İNCELEMESİNDE VALİNİN ÖDENEK İSTEĞİNE OLUMLU CEVAP

ERZURUM Valisi Seyfettin Azizoğlu, Urartular\'dan kalma tarihi kalenin restorasyonu ve kazılar için yaklaşık 3 milyon lira destek veren Doğu Anadolu Projesi (DAP) Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı Adnan Demir\'den 700 bin lira daha istedi. Azizoğlu\'nun bu talebine DAP Başkanı Demir olumlu cevap verdi. Vali Seyfettin Azizoğlu, DAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı Adnan Demir, Vakıflar Bölge Müdürü İsmet Çalık, Kültür ve Turizm Müdürü Cemal Almaz, Rölöve ve Anıtlar Müdürü Suat Bakır, Müze Müdürü Mustafa Erkmen ile beraber, restorasyon ve kazı çalışmaları devam eden Erzurum Kalesi\'ni gezdi. Kale duvarlarında yapılan yenileme işlemini izleyen, kaledeki kazı çalışmaları hakkında bilgi alan Vali Azizoğlu, Erzurum\'un önemli bir tarihi mekanının gün yüzüne çıkarıldığını söyledi. Milattan önce 5\'inci yüzyıldan kalma Urartular dönemine ait kalenin onarımının devam ettiğini belirten Vali Azizoğlu, DAP Bölge Kalkınma İdaresi\'nin 3 milyon liralık kaynakla çalışmaya destek sağladığını bildirdi. Tarihi yapının ortaya çıkarılmasında DAP Bölge Kalkınma İdaresi\'nin önemli katkısı olduğunu belirten Vali Azizoğlu, \"Hem kalenin onarımını yapıyoruz, hem de iç kalede kazı çalışmaları ilerliyor. Urartular\'dan beri kimler gelmiş geçmişse, hangi medeniyetler yaşamışsa bunlar ortaya çıkarılacak. Harap haldeki kalenin bu hale gelmesi büyük bir başarıdır. Şu anda yaptığımız kazıda kale kurulduğu tarihten bu yana içindeki tüm katmanlar ortaya çıkarılıyor. 4- 5 dönemlik şehir kalıntıları, binalar var. Bunları ortaya çıkarıyoruz, ama ödeneğimiz bitti. DAP İdaresi Başkanımız burada. Buraları gördü, yeni kaynak aktarılmasıyla kazıları da tamamlayıp kale içindeki şehri de ortaya çıkaracağız\" diye konuştu. 

DAP BAŞKANINDAN 700 BİN LİRA İSTEDİ
Kaledeki incelemesinden sonra yetkililerden kalan işlerle ilgili bilgi de alan Vali Azizoğlu, kazıların tamamlanması için 900 bin liraya ihtiyaçları olduğunu söyledi. 200 bin lira paraları bulunduğunu aktaran Vali Azizoğlu, DAP İdaresi Başkanı Adnan Demir\'den kalan 700 bin liralık destekte bulunmasını istedi. Azizoğlu, \"Kaledeki işlerin bitirilmesi için ödenek talebinde bulunacağız. Ama işe DAP İdaresi başladığı için kalan kaynağı da onlardan isteyeceğiz. Kazı işini de DAP İdaresi\'ne yıkacağız. Kazıyı yarım bırakmayacağız\" dedi. 
Vali Azizoğlu\'nun bu sözleri üzerine DAP Başkanı Adnan Demir, kalan paranın temini için destek olacaklarını söyledi. Demir, bölgede 20 ayrı tarihi eser restorasyonuna destek verdiklerini ifade etti. 
Kalede bulunan saat kulesiyle ilgili incelemelerin de tamamlandığı bilgisini veren Vali Seyfettin Azizoğlu, kulenin sağlam olduğunu ve saatin de çalıştığını ifade etti. Azizoğlu, saat kulesinin Erzurum için bir simge olduğunu söyledi.

Görüntü Dökümü
-------------------------
-Vali ve beraberindekilerin kaleyi gezmesi
-Vali Seyfettin Azizoğlu\'nun bilgi vermesi
-Restore çalışması
-Valinin açıklaması
-Adnan Demir ile konuşması
-Genel, detay

( Haber-Kamera: Hümeyra PARDELİ/ ERZURUM, (DHA)
(463 mb- 4.13 dk)

======================

GÖLETTE BOĞULAN 2 ÇOCUK TOPRAĞA VERİLDİ

Behçet DALMAZ/VAN,(DHA)-VAN’ın Gürpınar ilçesinde dün okul çıkışı gölete girdikten sonra kaybolan ve Jandarma Su Altı Tim Komutanlığı ile  AFAD ekiplerinin çalışması sonucu cansız bedenlerine ulaşılan 7\'nci sınıf öğrencileri Mehmet Selim Dural (12) ile Diyar Erdem\'in (12), cenazeleri, Van Bölge Eğitim Araştırma Hastanesi\'nde yapılan otopsinin ardından bugün sabah saatlerinde gözyaşları arasında toprağa verildi. 

Olay, dün öğle saatlerinde Gürpınar ilçesine bağlı Öveçli Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, okuldan çıktıktan sonra mahallede sulama amaçlı yapılan gölete yüzmek için giren Mehmet Selim Dural ile Diyar Erdem, bir süre sonra gözden kayboldu. Öğrenciler eve gelmeyince aileleri merak edip, köyün yakınındaki gölette arama çalışması başlattı. Göletin yanında çocuklarının ayakkabılarını görünce aileler, jandarmaya haber verdi. Olay yerine gelen Van İl Jandarma Komutanlığı\'na bağlı Su Altı Tim Komutanlığı ekipleri, 2 öğrencinin sulama için yapılan gölette kaybolduğunu tespit etti. Bunun üzerine AFAD ve sağlık ekiplerine de haber verildi. Ekiplerin arama çalışması sonuç vermeyince, devreye Jandarma Su Altı Timi girdi. Gölete dalan ekipler, 2 öğrencinin cansız bedenine ulaştı. Çocukların cenazeleri olay yerinde yapılan incelemenin ardından otopsi yapılmak üzere Gürpınar Devlet Hastanesi\'ne, oradan da Van Bölge Eğitim Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı.

Dün gece otopsileri yapılan 2 öğrencisi\'nin cenazeleri, bugün saat 03.00 sıralarında ailelerine teslim edildi. Cenazeler, Gürpınar ilçesine bağlı Öveçli Mahallesi\'nde gözyaşları arasında toprağa verildi. Cenaze törenine katılan 2 öğrencinin arkadaşları ve yakınları gözyaşlarına boğuldu.

======================================


ELAZIĞ\'DA CEVİZLİ SUCUK YAPIMINA BAŞLANDI

ELAZIĞ\'da, üzüm bağlarında başlanan hasat ile birlikte köylerde yapılan ve kış aylarında çerez olarak tüketilen orcik (cevizli sucuk) yapımı da başladı.

Bağ bozumuyla birlikte yapımına başlanan orcik, köyde yaşayan vatandaşların tatlı bir telaşıyla başladı. Barındırdığı üzüm şırası ve pekmez karışımlarıyla besin değeri yüksek olan Orcik, Elazığ\'ın merkeze bağlı Oymaağaç köyünde yorucu bir yapım aşamasının ardından sofralara geliyor. Öncelikle bağlardan toplanan üzümler, makinelerde sıkılarak suyu çıkarılıyor.  Elde edilen üzüm suyu, belirli bir süre kaynatıldıktan sonra yöreye has özel beyaz toprakla mayalandırılarak süzülüyor ve dinlendirme işlemine yapılıyor. Bir gün sonra yeniden kaynatılan şıra, un eklenerek bulamaç haline gelene kadar ısıtılıyor. Elde edilen bulamaca önceden ipe dizilen cevizler batırılıp güneşte kurutuluyor. Bu işlem en az 3 defa tekrarlanıyor. Daha sonra Orcik hazır hale geliyor.

Oymaağaç köyünde yaşayan Ahmet Ertürk, orciğin kendine has bir lezzeti olduğunu belirterek, \"Orciğin hazırlığı bahardan başlar. Bağlarda köylü üzümlerini hazırlar. Üzümler toplandıktan sonra sıkma makinesine getirilir. Üzümler sıkılır ve suyu durultulur. Maya olarak da 200 litreye miktarına göre toprak atılır. Mayası da topraktır. Bu toprak beyazdır, yani özeldir. Her toprak olmaz. Toprak katıldıktan sonra kaynatılır. Daha sonra bulamac safhasına geçilir. 200 litreye 25 kilo un katılır. Unu kattıktan sonra tekrar kaynayan şıranın içine dökülür. Daha sonra 2 saate yakın bir süre  karıştırılır. Bulamaç haline geldikten sonra büyük kaplara dökülür. Elde edilen bulamaca önceden ipe dizilen cevizler batırılıp güneşte kurutulur. Bu şekilde orcik hazır hale gelir\" dedi.

Görüntü Dökümü:
-Orciğin hazırlanışı 
-Üzümlerin makine bırakılması
-Üzüm suyunun karıştırılması
-Orciklerden görüntü 
-Ahmet Ertürk\'ün konuşması
-Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Erkan BAY/ELAZIĞ, (DHA)-
Görüntüler, Elazığ dosyasında

======================================


AKRABA HIRSIZLARDAN 500 BİN LİRALIK KABLO VURGUNU

KONYA\'da 500 bin lira değerinde kablo çaldığı ileri sürülen akraba 3\'ü kadın 8 kişiden, 3\'ü tutuklandı. Diğer şüpheliler ise serbest bırakıldı.  
Konya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesine bağlı Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri kent merkezindeki farklı tarihlerde bir üniversite inşaatı ile çeşitli iş yerlerinden kullanılmayan kabloların çalınması üzerine çalışma başlattı. Polis, trafik ve mobese kameralarını incelerken, olaylara karışan minibüsünün sahte plaka kullandığını belirledi. Daha sonra minibüsün gerçek plakasına ulaşan polis, aracın Kıymet Ö.\'nün (32) üzerine kayıtlı olduğunu tespit etti.

AKRABA 8 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI 
Operasyon için harekete geçen polis, geçen salı günü merkez Karatay ilçesi Başak Mahallesi\'ndeki bir adrese baskın yaptı. Baskında  500 bin lira değerinde kablo çalan akraba olan Aydın Ö. (53), Turgay Ö. (24), Güllüşah Ö. (45), Ekrem Ö. (24), Kıymet Ö. (32), Tuğrul Ö. (31), Yakup Ö. (25) ve Seyhan Ö. (31) gözaltına alındı. Operasyonda, 2\'si kurusıkı olmak üzere 5 tabanca, 5 tüfek, bu silahlara ait çok sayıda mermi ve fişek, çelik yelek, 250 gram esrar, 2 adet demir kesme makası, bıçak ve sahte plaka ele geçirildi. Şüphelilerin çaldıkları kabloların büyük bir bölümü sattığı ortaya çıktı. 

3 KİŞİ TUTUKLANDI 
Gözaltına alınan şüphelilerden Güllüşah Ö., Seyhan Ö. ve Tuğrul Ö. polisteki ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Diğer 5 şüpheli de yapılan sorgusunun ardından adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden Ekrem Özgün, kendisini görüntüleyen basın mensuplarına \"Çek çek iyi çek. 25 yıl cezam var. Konya\'yı soymuşuz\" demesi dikkat çekti.
Bir diğer şüpheli ise, \"Ben suçsuz günahsızım. Beni ifadeye götürdüler. Suçu bana attılar\" dedi. 
Şüphelilerden poliste 23 suç kaydı bulunan ve 3 farklı suçtan hakkında yakalama kararı olan  Ekrem Özgün, 4 suç kaydı bulunan Yakup Özgün ve Aydın Özgün, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Diğer şüpheliler Turgay Ö. ve Kıymet Ö. de  adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı. Şüpheliler hakkında ayrıca ruhsatsız silah ve  uyuşturucu bulundurmak suçlarından da işlem yapılacağını belirtildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ 
--------------------
- Şüphelilerin adliyeye sevk edilmesi 
-Genel ve detay

Haber-Kamera: Tolga YANIK KONYA (DHA)

====================================


İŞİTME ENGELLİNİN 48 YILLIK DAMA TUTKUSU

ŞIRNAK’ın Silopi ilçesinde 60 yaşındaki işitme engelli Vedat İdin, 12 yaşında başladığı dama tutkusunu 48 yıldır aralıksız sürdürüyor. Çeşitli turnuvalara katılan İdin, amacının bölgenin terörle anılan imajını silmek olduğunu söyledi. 

BAŞINA GELMEYEN KALMADI, FİDYE İÇİN KAÇARILDI
Silopi Cumhuriyet mahallesinde ikamet eden 7 çocuk babası Vedat İdin, 12 yaşındayken babası başka bir evlikten dolayı annesi ve kardeşini terk etmesinin ardından küçük yaşında çalışmaya başladı. Evin geçimini sağlamak için çeşitli işlerde çalışan İdin, 16 yaşındayken menenjit hastalığına yakalandıktan sonra hastalığı nedeniyle duyma yetisini kaybetti. Duyma yetisi olmadan ailesine sahip çıkmak mücadele eden İdin, hamallık ile başladığı işe sınır ticaretiyle devam eetti. Hayatı zorlukla geçen ve bir dönem döviz alış veriş işine giren Vedat İdin\'i, Iraklı bir grup kaçırarak rehin aldı. Bir süre rehin kaldıktan sonra çok büyük bir miktar para karşılığında serbest bırakılan İdin, bu kez ortağı tarafından dolandırıldı. 

TİCARETİ BIRAKTI, DAMA TURNUVALARINA KATILIYOR
Yaşadığı olayların ardından ticareti bırakarak zamanını çocuk yaşında oynamaya başladığı damaya ayırmaya başlayan İdin, kendisi gibi dama tutkusu olan komşusu Nimetullah Aygaz ile her fırsatta evin bahçesinde dama oynayarak zaman geçiriyor.10 yıldır Bursa, Gaziantep, Aydın ve İzmir gibi illerde düzenlenen turnuvalara katılıyor. Gittiği turnuvalarda ilk başlarda \"Şırnak\'lıyım\" demeye çekinen Vedat İdin, artık arkadaşları arasında büyük sevgi bağı kurduğunu söyledi. Turnuvalara katılma sebebinin Şırnak’ın, Silopi’nin ve bölgenin terörle anılmasını önlemek olduğunu söyleyen Vedat İdin, \"Bursa’da düzenlenen Uluslararası dama turnuvalarına katıldım. Gerek yurt içinde gerek yurt dışında çok sayıda arkadaş edindim. Elimden geldikçe de bölgemizin bir terör merkezi olmadığını normal bir bölge olduğunu İstanbul’un bir ilçesinden farkımız olmadığını bütün damacı arkadaş ve dostlara anlatmaktayım. Bursa’daki turnuvaya 14 ülkeden damacılar katıldı. İran, Irak, Suudi Arabistan, Lübnan, Bosna, Azerbeycan, Türkmenistan, Almanya, Japonya ve Filistin olmak üzere başka ülkelerden oyuncular katıldı. Silopi ve Şırnak’ın adını bu saydığım ülkelere de tanıttım\" diye konuştu.

Görüntü Dökümü
-Vedat İdin ve arkadaşının dama oynaması
-Dama oyunundan detaylar
-Vedat İdin ile röportaj
-Nimetullah Aygaz ile röportaj
-Çay içmeleri
-Evden detay
-Genel ve detaylar 

Haber-Kamera: Mehmet Selim YALÇIN / SİLOPİ,(Şırnak),(DHA)