Kanalizasyon kazısında göçük altında kalan Afgan işçi kurtarıldı
Isparta\'nın Gelendost ilçesinde kanalizasyon kazısı sırasında meydana gelen göçükte boynuna kadar toprağa gömülen Afgan uyruklu işçi, iş makinesiyle kurtarıldıktan sonra hastanede tedaviye alındı.
Gelendost\'a bağlı yeni yapılan TOKİ evlerinin kanalizasyon bağlantısı yapılırken, saat 10.00 sıralarında boru yerleştirilmesi için kazılan yaklaşık 3 metrelik çukurda göçük oldu. Yüklenici firmaya bağlı çalışan işçilerden Afgan uyruklu Eghbal Akbari toprak altında kaldı. Boynuna kadar toprağa gömülen Akbari\'yi kurtarmak için çalışma başlatıldı. İş makinesi ve diğer işçilerin de yardımıyla toprak kaldırıldıktan sonra yaklaşık 15 dakika süren çalışmanın ardından Eghbal Akbari kurtarıldı. Gelen 112 ekiplerinin müdahale ettiği Akbari, ambulansla Gelendost Devlet Hastanesi\'ne götürüldü. Sağlık durumunun iyi olduğu belirtilen Eghbal Akbari\'nin tedavisi sürüyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-----------------------------
- İşçinin kurtarılma çalışmaları
- İşçinin hastaneye getirilmesi
- Hastane dış plan
- Olay yeri genel
HABER- KAMERA: Taner ERDEM/GELENDOST (Isparta), (DHA)
=============================================
Hasadı başlayacak fındıkta ‘Küllenme’ tehdidi
Doğu Karadeniz\'de hasadına başlanacak fındıkta \'Küllenme’ hastalığı üreticiyi tedirgin ediyor. \'Küllenme\' hastalığına ilişkin konuşan Giresun Ziraat Odası Başkanı Nurittin Karan, “Fındık üreticilerimiz hastalıklarla mücadele ederken ürün az alınca da morali bozuluyor. Yılmadan ve dereyi kurutmadan bu mücadeleye devam etmeliyiz\" dedi.
Dünya fındık üretiminin yüzde 78\'ini, ihracatının ise yüzde 76\'sını elinde bulunduran Türkiye\'de, son yıllarda fındıkta görülen \'külleme\' hastalığı üreticiyi tedirgin etmeye devam ediyor. Giresun Ziraat Odası Başkanı Nurittin Karan, fındıkta ‘küllenme’ ve çeşitli hastalıklara ilişkin değerlendirme ve uyarılarda bulundu. Karan, külleme, fındık kurdu ve bakteriyel yanıklarla üreticilerin mücadele ettiğini kaydederek “Üreticilerimiz son yıllarda küllenme hastalığıyla mücadele ediyor. Bunu genç sürgün hastalığı olarak da nitelendirebiliriz. Bu hastalık sürgünleri kurutarak gelecek yılın rekoltesine etkili oluyor. Bu nedenle küllenme hastalığıyla mutlaka mücadele etmemiz gerekir. Mücadeleye nisan ayında önce sıvı kükürtle başladık. Bu uygulama sonunda mayıs ayı içinde eğer küllenme var ise kimyasal ilaçlamaya başlamalı. Ayrıca mayıs ayı içinde fındık kurdu ile de mücadele yapılmalı. Hem küllenme hem fındık kurdu için hazırlanan karışım bahçelere uygulanmalı\" dedi.
‘CİDDİ KURUMALAR YAŞANDI’
Karan, fındıktaki hastalıklarla yılmadan mücadele edeceklerini de ifade ederek, “ ‘Bizler hem külleme ile mücadele edeceğiz, hem de iyi verim alacağız’ diye çabalıyoruz. Ancak yine bu sene de bir bakteriyel yanıklık oluşmaya başladı. Havaların birden ısınıp birden soğumasıyla bu hastalık ortaya çıktı. Ciddi kurumalar yaşandı. Üreticilerimiz bunları bahçelerden kesip çıkarmalı. Hastalıkla mücadele ederken üretici az ürün alınca da morali bozuluyor. Yılmadan ve dereyi kurutmadan bu mücadeleye devam etmeliyiz\" diye konuştu.
KİMYASAL MÜCADELE ŞART
Kimyasal mücadelenin şart olduğuna işaret eden Karan, “Bahçelerimizde geçmişten gelen mücadele yöntemleri vardı. Ancak onların zamanında fındıklar yeni dikim ve gençti. Ama şimdi ocaklarımız çok yaşlandı. Buna bağlı olarak da verim çok düştü. Artık bahçelerin sökülüp yeniden dikilmesi gerektiğini düşünüyoruz. İlaçlı ve kimyasal mücadele yapmadan ciddi manada ürün alacağımızı düşünmüyoruz. Bunun için kimyasal mücadelenin şart olduğunu düşünüyoruz\" ifadelerinde bulundu.
‘CİDDİ KARANFİL KAYBI VAR’
2018 fındık rekoltesi hakkında da değerlendirmelerde bulunan Karan, ürünün geçen yıla oranla daha az olacağını tahmin ettiklerini de belirterek şöyle dedi:“Son yıllarda küresel ısınmadan dolayı hava şartlarında sık sık değişiklikler yaşandı. Fındığın soğukluk ihtiyacını karşılaması için kar yağması gerekiyordu. Ancak bu sene sadece yüksek kesimlere kar yağdı. Bu durumda karanfillerin açmasını engelledi ve sahil kesimde ciddi karanfil kaybı var. Sahil kesiminde geçen senenin üçte bir gibi ürün olduğunu tahmin ediyoruz. Giresun kalite fındığın geçen senenin çok altında olacağını düşünüyoruz. Aynı zamanda diğer bölgelerde de bu durum mevcut. Ancak haziran ayında bu netleşecek ama inşallah üreticilerimizin mahcup olacağı ürünle karşı karşıya kalmayız.\"
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
-Karan açıklama
-Detaylar
HABER KAMERA: Hakan KABAHASANOĞLU/GİRESUN,(DHA)
=============================================
Ameliyathaneden çıkmadan duymaya başladı
Antalya\'da 15 yıldır işitme kaybı yaşayan Aysun Elikara Yalçın (48), daha ameliyathaneden çıkmadan duymaya başladı.
Antalya\'da televizyon haber programcısı Aysun Elikara Yalçın\'ın işitme oranı, otoskleroz (iç kulak kireçlenmesi) hastalığı nedeniyle 15 yılda yüzde 20\'ye kadar düştü. Konuşulanları sadece uğultu şeklinde duyan, kelimeleri anlayamayan Yalçın, Atatürk Devlet Hastanesi\'nde Doç.Dr. Erdem Atalay Çetinkaya\'ya başvurdu. Önce sol kulağından ameliyat olan Yalçın, bir hafta önce de sağ kulağından operasyon geçirdi. Kulağında kireçlenen üzengi kemiğinin tabanı çıkarılarak yerine tefal protez takılan Yalçın, lokal anestezi ile gerçekleştirilen ameliyat sırasında doktorunun sözlerini doğru olarak duyup tekrarladı. Ameliyat sonuna doğru duymaya başladığı sesler karşısında şaşkınlık yaşayan ve doktorunun kendisiyle mikrofonla konuştuğunu sanan Yalçın, daha ameliyathaneden çıkmadan duyabilmenin mutluluğunu yaşadı.
DOKTOR MİKROFONLA KONUŞUYOR SANDIM
İşitmenin son derece önemli olduğunu belirten Aysun Elikara Yalçın, \"İşitme azalınca insan hayattan kopuyor çünkü konuşulanları anlayamıyor. Moral son derece bozuluyor. Ben hastalığımın kireçlenme olduğunu öğrendiğim zaman ilaçla açılır diye düşünmüştüm ama ameliyat olmam gerekti\" diye konuştu. Çok hassas bir ameliyat olduğunu söyleyen Yalçın, \"Bu ameliyatların ehil ellerde yapılması gerekiyormuş. Doktoruma çok teşekkür ediyorum\" dedi. Yalçın, ameliyatın lokal anestezi ile yapılmasının nedenini \"Çünkü ameliyat sırasında doktorun hasta ile konuşması gerekiyormuş işitme düzeyini ölçmek için. Benim ameliyatımın sonlarına doğru sesler yüksek gelmeye başlayınca doktorumun mikrofonla konuştuğunu sandım. Kulağım sanki bir anda açıldı. Yeniden rahatlıkla duyabildiğim için çok mutluyum\" diye konuştu.
KADINLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜYOR
Doç.Dr. Erdem Atalay Çetinkaya, otoskleroz hastalığının kulaktaki üzengi kemiğinin kireçlenmesi olduğunu belirterek, \"Orta kulakta örs, üzengi, çekiç kemikleri, sesi ileten yapıdır. Üzengi kemiği iç kulak salyangozuna sesin mekanik iletimini sağlayan önemli bir kemikçiktir. Bu kemik kireçlendiği takdirde hastalarda işitme kaybı, baş dönmesi, çınlama şikayetleri olur ve hastanın yaşam konforu azalır\" dedi. Normalde vücuttaki iskelet kemiğinin 10 yılda bir tıpkı cilt gibi kendini yenilediğini kaydeden Doç.Dr. Çetinkaya, sözlerini şöyle sürdürdü: \"Fakat üzengi kemiğinin çevresi salyangoza oturan bölgenin, doğumdan itibaren kendini yenilememesi gerekiyor. Otoskleroz hastalığında bu bölgede bir yıkım oluyor ve vücut bunu tamir etmek için tekrar onarım yapmaya çalışıyor. Bu sırada da çok hassas olan ve titreşimleri algılaması gereken üzengi kemiğinin tabanı da iç kulak salyangozuna yapışıyor. Dolayısıyla ses dalgaları geliyor ve o titreşimi iç kulak salyangozundaki sıvılara dalgalanma hareketini yaptıramıyor. Bu da işitme kaybı olarak karşımıza çıkıyor.\" Beyaz ırk hastalığı olan otosklerozun mikroskobik düzeyde kadınlarda yaklaşık yüzde 8, erkeklerde ise yüzde 3 oranında görüldüğünü, bu kişilerin onda birinin tedaviyi gerektirecek düzeyde olduğunu vurgulayan Doç.Dr. Çetinkaya, tedavi yöntemlerini ise \"Otoskleroz hastasını rahatsız olacak düzeye gelene kadar takip edebiliriz. Erken yaşlarda ilaç tedavisi seçeneği ile süreci geciktirebiliriz veya cerrahi seçenekle birlikte işitme cihazı kullanabiliriz\" diye konuştu.
\'BU AMELİYATLAR EHİL ELLERDE YAPILIRSA YÜZ GÜLDÜRÜCÜDÜR\'
Aysun Elikara Yalçın\'da kireçlenen bölgenin üzengi kemiğinin tabanı olduğu ve iç kulağa çok fazla yayılmadığı için kireçli bölgeyi çıkarıp yerine teflon protez taktığını anlatan Doç.Dr. Çetinkaya, şunları ifade etti:
\"Bu ameliyatlar çok yüz güldürücüdür ama hassas ameliyatlardır. Ehil ellerde yapılması gerekir. Doğru teşhis konulup doğru şekilde yapılırsa başarı oranı yüksektir. Aysun hanım gibi işitme kaybı artmış hastalar, bu ameliyat sayesinde duyması artarak belki de hayatı boyunca işitme cihazı kullanmayacak şekilde yaşamını sürdürebilir. Bu ameliyatlar yaklaşık 45 dakikalık lokal anesteziyle yapılan ameliyatlardır. Genel anestezi ile de yapılabilir. Ameliyat sonrası bazı kısıtlamalar var. Örneğin ıkınma olmayacak, basınçlı hareketler yapılmayacak. Uçak yolculuğu, dalma, uzun süreli ağır kaldırma yasak.\" Otoskleroz ameliyatında takılan tefal protezin hastalığı önleme özelliği olmadığını da sözlerine ekleyen Doç.Dr. Çetinkaya, \"Tıpkı miyop olan birinin gözlük takması gibi. Gözlük takılınca miyop düzelmiyor ama mercek sayesinde doğru görme oluyor. Protez de böyle. Otoskleroz vücudun bir hastalığı. Bizim yaptığımız işitme hasarını düzeltip günlük konforunu sağlamak\" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
- Doç.Dr.Erdem Atalay Çetinkaya hasta Aysun Elikara Yalçın\'ı muayene ederken
- Doç.Dr.Erdem Atalay Çetinkaya hasta Aysun Elikara ile sohbet etmesi
- Doç.Dr. Erdem Atalay Çetinkaya ile röportaj
- Hasta Aysun Elikara Yalçın ile röportaj
- Doç.Dr.Erdem Atalay Çetinkaya ve hasta Aysun Elikara Yalçın\'ın ameliyhanede görüntüleri
- Ameliyat sırasında Doç.Dr. Çetinkaya\'nın Aysun Elikara Yalçın\'a sorular sorması, söylediklerini tekrar ettirmesi
- Ameliyatın sonunda Aysun Elikara Yalçın\'ın duymaya başlaması
Haber: Selma KUNAR- Kamera: Alparslan ÇINAR/ANTALYA,(DHA)
============================================
Bu tiyatroyu bilet alarak değil, kitap vererek izlediler
Ağrı\'nın Doğubayazıt ilçesinde şehit savcı Hakan Kılıç İlköğretim Okulu\'nda eğitim ve öğrenim gören öğrenciler, şehit öğretmen Necmettin Yılmaz (23) anısına tiyatro gösterisi sahneledi. İzleyiciler tiyatroyu bilet alarak değil, iki kitap getirerek izleyebildi.
İlçe milli eğitim müdürlüğüne ait kongre salonunda oynan tiyatroya ilgi beklenin üzerinde oldu. Evinden veya satın aldığı iki kitapla salona gelenler öğrencilerin hazırladığı komedi gösterisini izleyerek hem stres attı hem de anlamlı bir kampanyaya destek verdi. Usta bir tiyatro sanatçısı gibi sahnede yeteneklerini sergileyen öğrenciler, oyunu izlemeye gelen davetliler tarafından sık sık alkışlandılar. Oyunun yönetmenliğini üstlenen öğretmen Büşra Başaran yaklaşık 3 yıldır Doğubayazıt\'ta görev yapmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi. Yaklaşık beş aylık yorucu ve emek gerektiren bir prova süreci yaşadıklarını ifade eden Başaran şunları söyledi: \"Bu süreçte öğretmen arkadaşlarımız Merve Metin ve Fatma Nur Kocabaş\'ın yanı sıra Milli Eğitim Müdürlüğünün katkıları, öğrencilerimiz ve velilerinin gayretleriyle bu yorucu çabalarımız mutlulukla sonuçlanan bir seyir zevkine dönüştü. Oyun sonrası aldığımız olumlu tepkiler güzel bir iş çıkardığımızı göstermiş oldu. Bir bilet iki kitap sloganıyla oyunumuza seyircimizi davet ettik. Bunun tek amacı, görev yaptığı Şanlıurfa\'dan memleketi Gümüşhane\'ye dönerken Tunceli-Pülümür karayolunda 16 Haziran 2017\'de PKK\'lı teröristler tarafından yolu kesilip aracı yakıldıktan sonra şehit edilen meslektaşımız Necmettin Yılmaz anısına Doğubayazıt\'ın bir köy okuluna kütüphane açmak. Amacımıza kısmen ulaştık. Kitaplarımız gelmeye devam ediyor. Tek gayemiz geleceğimiz olan bu çocukların en güzel şekilde eğitim almalarını sağlamak. Bunun tek yolunun da okumak olduğunu biliyoruz ve onlara bu prensipte eğitim vermeye çalışıyoruz. Tiyatro sanatını kitapla özdeşleştirerek hem bir meslektaşımızın adını yaşatmak hem de pırıl pırıl bir nesil yetiştirmek adına düzenlediğimiz bu gösterimize katılarak bizleri onurlandıran davetlilerimize ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.\" Oyunda rol alan öğrencilerden Zeynep Rabia Kocaman ise bir tiyatro müsameresinde görev almanın kendisini oldukça mutlu ettiğini ifade ederek, \"Necmettin öğretmen\'in anısına bir kütüphane kuracağız. Biz oyunumuzda bilet satmadık sadece kitap getirilmesini istiyoruz. O kitapları da kuracağımız kütüphaneye bağışlayacağız\" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
-Öğrenciler toplu halde
-Öğrenciler sınıflarında
-Tiyatro oyunandan bir sahne
-Sınıfta prova yapmaları ve röportajlar
-Tiyatro gösterisi ve halkı selamlamaları
(Süre: 3.39 Dk / 405 MB)
Haber-Kamera: DOĞUBAYAZIT (AĞRI), (DHA)
============================================
Kanadından yaralanan kulaklı orman baykuşu tedavi ediliyor
Isparta\'nın Atabey ilçesinde kanadından yaralı halde bulunan kulaklı orman baykuşu, Burdur\'daki Lisinia Yaban Hayatı Rehabilitasyon Merkezi\'nde tedaviye alındı.
Atabey\'de bir vatandaşın yaralı halde bularak Doğa Koruma ve Milli Parklar 6\'ncı Bölge Müdürlüğü Isparta Şube Müdürlüğü\'ne teslim ettiği kulaklı orman baykuşu, daha sonra Burdur\'daki Lisinia Yaban Hayatı Rehabilitasyon Merkezi\'ne teslim edildi. Merkezin sorumlusu veteriner hekim Öztürk Sarıca, baykuşun sağ kanadında yara olduğunu belirledi. Kulaklı orman baykuşu merkezde tedaviye alındı.
\'KANAT PROBLEMİ TAMAMEN GEÇMEDİ\'
Öztürk Sarıca, \"Kulaklı orman baykuşunun sağ kanadında problem var, büyük olasılıkla başka bir yaban hayvanının saldırısına uğramış. Bunun yanında çok ciddi bir halsizliği var. Zaman zaman uçuş antrenmanları yaptırıyoruz, kanat problemi tamamen geçmedi. Önümüzdeki günlerde rehabilitasyonunu tamamlayıp tekrar doğaya kazandıracağız\" dedi.
\'SAYILARI OLDUKÇA AZALDI\'
Kulaklı orman baykuşunun sayısının son yıllarda azaldığını aktaran Sarıca, \"Avcılığın çok fazla olduğu yerlerde ve fare ilaçlarının kullanıldığı alanlarda kulaklı orman baykuşunun sayısı oldukça azalmış durumda\" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
- Öztürk Sarıca\'nın baykuşun kafesine girmesi,
- Baykuşu çıkarması
- Merkezi gezenlere anlatımı
- Öztürk Sarıca ile röp.
- Baykuştan detay
178 MB /// 02.55\"
HABER- KAMERA: Mesut MADAN/BURDUR, (DHA)
============================================
Gözüne kavuşup, ailesine bakmak istiyor
Sivas\'ın Gemerek ilçesinde yaşayan Nurettin Öztürk (35), yakalandığı behçet hastalığı sonucu sağ gözü tamamen kaybederken, sol gözü ise yüzde 84 görme kaybına uğradı. 3 ayda bir aldığı engelli maaşı ile geçinmeye çalışan Öztürk, eski sağlığına kavuşup yeniden çalışmak ve ailesine bakmak istiyor.
İlçe merkezinde yaşayan evli ve 1 çocuk sahibi Nurettin Öztürk, 2008 yılında askerden geldikten sonra behçet hastalığına yakalandı. Sağ gözü görme yetisini tamamen kaybetti. Sol gözü ise yüzde 84 görme kaybına uğradı. 2015 yılında hayatını Fatma Öztürk (21) ile birleştiren Öztürk\'ün 1,5 yaşında Mehmet Ali isminde bir erkek çocuğu oldu. Gözleri görmediği için çalışamayan ve üç ayda aldığı bin 860 lira engelli maaşı dışında geliri olmayan Öztürk, ev kirasını ödeme ve ihtiyaçlarını karşılamada zorluk çektiğini ifade etti.
\'AMELİYATLA AÇILMASI MÜMKÜN\'
Gözünün açılması için bir çok yere başvurduğunu belirten Öztürk, maliyetli bir ameliyat ile mümkün olabileceğini öğrendiğini, bunun da yaklaşık 180 bin lira maliyeti olduğunu ifade etti. Bunu karşılamasının mümkün olmadığını belirten Öztürk \"Doktorlar, gözlerimin tamamen görmesi için ameliyat gerekli olduğunu söyledi. Yaklaşık 180 bin liralık bir ameliyat masrafı tutuyor. Bu ameliyatların da sadece İstanbul Dünya Göz Hastanesinde, Büyük Genç Yapı Hastanesinde yapılabileceğini söylediler. Ben de gözlerimin eskisi gibi yeniden görmesini ve aileme bakmak istiyorum. Ama bunu karşılamam mümkün değil. Ben 3 ayda bir aldığım bin 860 lira ile ne yapabilirim. Odun mu alayım, kömür mü alayım, çocuğun bezini, mamasını mı alayım, evin ihtiyaçlarını mı karşılayayım, borçlarımı mı karşılayayım? Ben devlet büyüklerimden bize de ellerini uzatmalarını istiyorum\" dedi. Sivas Valiliği Sosyal Yardımlaşma Müdürlüğü ile görüştüğünü ve evinin tüm ihtiyaçlarının karşılanacağı sözünü aldığını anlatan Öztürk, ancak verilen desteğin yeterli olmadığını söyledi. Öztürk \"Belli bir müddet kiramızı karşıladılar, Allah razı olsun. Ama en son Kaymakamlığa 3 aylık kira yardımı için yazıldım. Şubat, mart, nisan, mayıs aylarının kirası. Bana çıkan kira 3 aylık 450 lira. Oysa evimin aylık kirası 250 lira. Devlet büyüklerime, Cumhurbaşkanıma kadar dilekçe gönderdik. Cumhurbaşkanlığı Sekreterliğinden yetkili kurumların ilgileneceklerini söylediler. Ama pek gelip ilgilenen olmadı\" dedi.
Görüntü Dökümü:
------------------------
-Ailenin yaşadığı evden görüntüler
-Eşi ve çocuğu ile görüntüleri
-Konuşmaları
-Detaylar
(438 mb-HD)
Haber-Kamera: İrfan ÖZŞEKER/SİVAS, (DHA)
============================================
Engellilerle empati zamanı
10-16 Mayıs Engelliler Haftası içinde bu yıl üçüncüsü yapılan 14 Mayıs Engellilerle Empati Günü etkinliklerinde üniversite öğrencileri engellilerle empati kurdular.
Kafkas Üniversitesi (KAÜ) Öğrenci Kulüpleri ile Dolunay Derneği’nin ortaklaşa düzenledikleri etkinliğe çok sayıda üniversite öğrencisi ve engelliler katıldı. Üniversitenin, Spor Kültür Daire Başkanlığı önünde başlayan etkinlikte bir çok dilde “Hayatı Paylaşmak İçin Engel Yokö pankartları açıldı. Ardından empati yürüyüşü yapıldı. Üniversite öğrencileri, tekerlekli sandalyelere oturup, koltuk değneklerine tutunup, gözlerini siyah bezle bağlayarak y+ür+ü+meye başladılar. Kimisi ama, kimi yürüme engelli kimi de bedensel engellilerin yerine geçti. Yaklaşık 15 dakika süren yürüyüşte üniversite öğrencileri oldukça zorlandılar. Engellileri şimdi daha iyi anladıklarını belirten öğrenciler, kısa süreliğine de olsa engelli olmanın zorluklarını bizzat yaşadıklarını belirten öğrenciler, engellilerin içinde bulundukları yaşamın çok olduğunu ve bu zorlukların önünün açılması gerektiğini kaydettiler.Dolunay Derneği Başkanı Dr. Bahattin Şeker, 14 Mayıs Engellilerle Empati Günü’nün 3 yıl önce Kars’tan başlatıldığını bu yıl da empati yürüyüşüyle bu güne dikkat çektiklerini söyledi. KAÜ Öğrenci Kulüpleri Koordinatörü Öğretim Görevlisi Harun Öztürk de kulüp olarak bugünü engellilerle birlikte geçirdiklerini bundan da büyük keyif saldıklarını belirtti. Dolunay Derneği Başkan yardımcısı Engelliler Birim Başkanı Faruk Ocak ise. “Bu vesileyle biz; gelecekte bizlere acımadan, bizleri yormadan, eşit ve adil bir yaşam için bir ışık yakmak istedik. Bizler gibi olan gelecek nesillere ulaşması ve gençlerimize emanet etmek için bu günü hep beraber kutlamak istedikö dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
-Engellilerin öğrencilerle empati yürüyüşü
-Öğrencilerin duygularını paylaşması
-Dolunay Derneği Başkanı Dr. Bahattin Şeker’in konuşması
-KAÜ Öğrenci Kulüpleri Koordinatörü Öğretim Görevlisi Harun Öztürk’ün konuşması
-Engelliler Birim Başkanı Faruk Ocak’ın konuşması
546 MB - 5 DK 34 SN
Haber-Kamera: Bedir ALTUNOK / KARS, (DHA)
============================================
Kanser hastalarının şifa meleği
Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Kliniği ve Radyoterapi Ünitesi\'nde görev yapan hemşire Ayşe Büberci (39) 15 yıldır kemoterapi gören kanser hastaları için görev yapıyor. Büberci, sevecen ve sıcak tavrı güler yüzü ile hastalar tarafından \'Şifa meleği\' olarak adlandırılıyor.
Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Kliniği ve Radyoterapi Ünitesi\'nde görev yapan 21 yıllık hemşire Ayşe Büberci (39) güler yüzü ve hastalarına olan yaklaşımı ile takdir topluyor. 15 yıldır kemoterapi kliniğinde görev yapan Büberci\'yi tedavi gören kanser hastaları \'Şifa meleği\' olarak adlandırıyor. Kemoterapi tedavisi gören hastaları ile yakından ilgilenen Büberci, mesleğini severek yaptığı söyledi. Şefkatli ve sabırlı olmanın çok önemli olduğunu belirten Büberci, \"Bütün hastaları kendi yakınımız gibi görmeye çalışıyoruz. Elimizden gelen özeni göstermeye çalışıyoruz. Burada manevi doyum çok yüksek düzeyde. Kemoterapi gören hastalarımızla adeta bir aile bağı kuruyorsunuz. Onlar sizi arıyor siz onları merak ediyorsunuz. Tedavisi bitse bile bir çok hastamız buraya gelmeye devam ediyor. Tedavileri uzun bir zaman alıyor, bunun için de sabır ve emek gerekiyor. Bu çabanın karşılığını hastalarımızın bize karşı olan sevgisiyle görmek çok güzel bir duygu. Gösterdiğimiz güler yüz ve özenin karşılığını alarak manevi anlamda büyük bir doyum yaşamış olduk. Bütün hemşireler mutlaka birilerinin hayatına dokunuyor ya da bir çok hayat bizim hayatımıza dokunuyor. O anlamda sabrı ve özeni elden bırakmamak gerekiyor\" diye konuştu. 3 yıldır kanser tedavisi gören Nursel Şenol (60), \"Ayşe hemşire bize her zaman sıcak, sevecen davranıyor güler yüzlü. Her ihtiyacımızla ilgileniyor. Bizde çok mutlu oluyoruz. Bize de moral oluyor. Beyaz melek onlar\" diye konuştu. 4 yıldır kanser tedavisi gören Nazire Şen (67), \"Buradaki bütün görevliler mükemmel harika insanlar. Ayşe hemşirede çok güler yüzlü bir insan. Tüm hastalarla yakından ilgileniyor. Beni dışarıda da görse yanımda burada da yanımda\" şeklinde konuştu.
Görüntü Dökümü:
------------------------
-Ayşe Büberci\'den detaylar
-Hastalarıyla ilgilenmesi
-Röportajlar
-Detaylar
(SÜRE:4.09 Dk) (BOYUT:465.92 MB)
Haber-Kamera:Yaprak KOÇER/SAMSUN, (DHA)