1)HAMSİ SÜRÜLERİ KUZEYE YÖNELDİ, İSTAVRİTE TALEP ARTTI
KARADENİZ\'de hamsi sürülerinin deniz suyunun daha soğuk olduğu Gürcistan ve Rusya kıyılarına yönelmesi ile tezgahlarda azalan hamsinin yerini istavrit almaya başladı. Karadeniz\'de, 1 Eylül\'de av yasağının sona ermesiyle balıkçılar ağlarını denizlere bırakmayı sürdürüyor. Son 10 yılın en bereketli palamut sezonunu geride bırakan balıkçılar, hamsiye yöneldi. Ancak, Karadeniz\'de deniz suyu sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi nedeniyle hamsi sürüleri Gürcistan ve Rusya kıyılarına yöneldi. Tezgahlarda azalan hamsinin yerini ise istavrit aldı. Samsun\'da balık tezgahlarında az miktarda bulunan ve fiyatı yüksek olan hamsi yerine istavrit tercih ediliyor. Karadeniz\'de tezgahlarda hamsinin kilosu 20 lira kadar yükseldi. Tezgahlarda, istavrit 12 lira, çinokop 25 lira, barbun ve mezgit ise 30 liradan alıcı buluyor.
Hamsi sürülerinin kuzeye yöneldiğini anlatan balıkçı Doğukan Yılmaz, \"Bu yıl istavrit oldukça bol. İstavrit, hamsiye göre daha hesaplı ve ekonomik. Ayrıca lezzetli bir balık olduğu için vatandaş şuan da istavrite yöneliyor. Karadeniz\'de hamsi az çıkıyor. Bu da doğal olarak fiyatını yükseltiyor. Hamsinin kilo fiyatı şuan da 20 ile 25 lira arasında değişiyor. Vatandaş da hamsinin yerine daha ucuz olan istavriti tüketiyor. Bu yıl sofralarda istavrit hamsinin yerini alacak\" dedi.
Görüntü Dökümü
----------------
Balık tezgahlarından detay
Röportaj
Genel detaylar
Haber-Kamera: Hüseyin KALAY- SAMSUN(DHA) (SÜRE:3.8)(BOYUT:351MB)
========================================================
2)PAZARDA 10 KURUŞA POŞET SATTI
DÜZCE\'de büyük marketlerde poşetlerin 25 kuruştan satılmasına tepki gösteren Murat Öztürk, pazarda 10 kuruşa poşet sattı. Marketlerde poşetin 25 kuruştan satılmasına tepki gösteren Murat Öztürk, Fevzi Çakmak Mahallesi\'nde kurulan pazarda tanesi 10 kuruştan poşet sattı. Özel güvenlik görevlisi olan Murat Öztürk, \"Gel vatandaş, renkli, cıvıl cıvıl poşetler bizde 10 kuruş\" ve \"Pazarda bedava markette 25 kuruş . Yırtılmaz, yıpranmaz. Markete gideceksen poşeti benden al\" diye bağırarak poşetleri satmaya çalıştı.
tepki amacıyla poşet sattığını belirten Murat Öztürk, \"Tepki olsun diye yapıyorum. Bedavadan reklam yaptırıyorlar. Bir markete gittiğimizde en az 5-6 poşetle çıkıyoruz. Neden reklamlarını yapalım? 6 poşet 1 ekmek yapıyor. Bu zamanda insanlar ekmeği zor bulurken, poşete böyle saçma bir uygulama yaptılar. Eğer çevreyi korumaksa amaç, o zaman vatandaşın elindeki poşetleri 10 kuruşa geri alsınlar. Marketten 25 kuruş karşılığı aldığınız poşetler doğayı kirletmeyecek mi? Eğer doğayı koruyacaksan, geleceği koruyacaksan vatandaştan 10 kuruşa geri al. İnsanlar 10 kuruşun hesabını yaparken bunu yapmaları çok yanlış. Bizde bunu tepki olsun diye yaptık.\" dedi.
Görüntü Dökümü
----------------------
Pazarda poşet satan vatandaşın görüntüsü
Bağırmasının görüntüsü
Murat Öztürk ile röp ve detaylar
(HABER-KAMERA: Tezcan SOLMAZ/DÜZCE, (DHA)
========================================================
3)EVİNİ SATARAK BAŞLADIĞI İŞTE İHRACATÇI OLDU
MANİSA\'nın Turgutlu ilçesindeki atölyesinde buzdolabı ve çerez ısıtıcıları üretirken, evini sermaye yaparak işini büyütüp, döner ocağı ve döner kesme bıçağı üretimine yönelen 54 yaşındaki Mustafa Tundibek, yılda 1 milyon 200 bin Euro\'luk ihracat yapar hale geldi.
Turgutlu\'da yaşayan evli ve 4 çocuk babası Mustafa Tundibek, 1985 yılında 70 metrekarelik atölyesinde buzdolabı ve çerez ısıtıcıları üretimi yaparken, evini satıp parasını sermaye yaparak, döner ocağı ve döner kesme bıçağı üretimine yöneldi.
Arkadaşının tavsiyesiyle 1995 yılında başladığı bu işi büyüten, bugün 3 bin metrekarelik fabrikasında üretim yapan Tundibek, 32 kişiye istihdam sağlamasının yanı sıra yılda 1 milyon 200 bin Euro\'luk ihracat yapar duruma geldi. Tundibek, yurt içine ise üretimin yüzde 5\'lik kısmını sattıklarını söyledi.
ELEŞTİRİLERE KULAK TIKADI
Başarı hikayesiyle dikkat çeken Mustafa Tundibek, \"Bu işin çok büyük olduğunu o zaman bilmiyorduk. Araştırınca önemli bir iş olduğunu gördük. Şu anda 29 ülkeye ihracat yapıyoruz. İmalatçılık yapmanın keyfini yaşıyoruz. Kendi markamız olan, Türk patentli ürünleri yurt dışına gönderiyoruz. 1995 senesinde kendi oturduğum evi, 500 liraya sattım. 1 milyon 662 liraya bu işin saç makinelerini aldık. Bununla birlikte seri imalata başladık. Tabii ev satılıp da makine alınır mı diye bizi ayıpladılar. Önce ev alınır dediler. Biz evi satıp, imalata inandık. İnanınca demek ki başarı oluyor. Yılda ortalama 5 bin, çeşitli döner ocağı yapıyoruz. 2 bin 500 tane döner kesme bıçağı üretiyoruz. Seri bir şekilde yapmaya karar verdiğimizde, birçok kişi tarafından \'bu işi yapma, kendi işini kaybedeceksin\' dendi. Ama inatla yapacağız, en iyisini yapacağız dedik. Mesleğimizi seviyoruz\" dedi.
Görüntü Dökümü
----------------
- Fabrikanın üretim alanından görüntü
- Paketleme ve depo alanından görüntü
- Çalışma ofisinden genel görüntü
- Mustafa Tundibek röp.
- Genel ve Detay görüntüler
Haber- Kamera: Cemil SEVAL / MANİSA, (DHA)
===================================================
4)SON 10 AYDA 8 BİNİN ÜZERİNDE İRANLI İZMİR\'DEN EV SATIN ALDI
YABANCILARIN Türkiye\'de konut edinmelerinin kolaylaştırılması ile birlikte, emlak sektörü hareketlendi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, komşu ülkelerden Türkiye\'ye gelenlerin sayısında artış yaşandı. TÜİK\'in açıkladığı rakamlara göre, son 10 ayda 8 binin üzerinde İranlı, İzmir\'den gayrimenkul satın aldı. İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu, alınan konutların durgun olan emlak piyasasını hareketlendirdiğini söyledi.
Yabancıların Türkiye\'de mülk edinmesinin kolaylaştırılmasının ardından, emlak piyasası canlandı. TÜİK verilerine göre, farklı ülkelerden Türkiye\'ye gelen yabancı uyruklu vatandaşların sayısında ciddi artış yaşandı. 2018 yılında özellikle İran\'dan Türkiye\'ye gelen birçok kişinin tercih ettiği öncelikli kentlerin başında İstanbul, Ankara ve İzmir geliyor. İzmir Emlak Komisyoncuları Odası (İZEKO) Başkanı Mesut Güleroğlu, İranlıların sadece İzmir\'de değil tüm Türkiye\'de gayrimenkul satın aldıklarını açıkladı. İstanbul\'da en çok Irak ve İran\'dan gelenlerin ev aldığını söyleyen Mesut Güleroğlu, İzmir\'de ise son bir yıl içerisinde İranlıların ciddi anlamda yatırım yaptıklarına tanık olduklarını belirtti. İranlıların son 10 ayda İzmir\'de 8 binin üzerinde gayrimenkul satın aldıklarını kaydeden Güleroğlu, burada gayrimenkul sahibi olanların şimdi yavaş yavaş çalışma hayatına girdiğini aktardı.
\'EMLAK PİYASASI CANLANDI\'
İran\'dan gelerek burada ev satın alanların, emlak piyasasını canlandırdığını söyleyen Mesut Güleroğlu, \"Bu da gayrimenkul fiyatlarında en azından durağan piyasada bir çıkış yılı oldu. Şu anda gayrimenkul fiyatları uygun. İzmir\'i tercih etmelerinin nedeni yüksek ihtimal, Ankara ve İstanbul\'dan ziyade burada konut fiyatlarının uygun olması. Ve yaşam kalitesinin biraz daha yüksek olması\" dedi. Güleroğlu, İzmir\'de gayrimenkul sahibi olan yabancıların, Buca, Bornova ve Karşıyaka bölgelerinden 400 bin lira ile 500 bin lira arasında değişen fiyatlara ev satın aldıklarını belirtti. Güleroğlu, Çeşme ve Urla\'da da yabancıların 800 bin lira ile 1 milyon lira arasında değişen rakamlar ödeyerek ev sahibi olduğunu aktardı.
IRAK\'TAN GELENLERİN TERCİHİ KARADENİZ
Öte yandan TÜİK verilerine göre İran\'dan gelenlerin yaşamak için tercih ettiği kentlerin başında İstanbul, Ankara ve İzmir gelirken, Irak\'tan gelenler ise Karadeniz bölgesindeki şehirlere yerleşti. Verilere göre, Samsun ve Trabzon\'da gayrimenkul satın alan Iraklılar, yine Trabzon\'un Of ilçesinde de ev satın alarak, bölgeye yerleşti.
\'FIRSATI İYİ DEĞERLENDİRMEK GEREKİYOR\'
İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu, emlak piyasasına dair de değerlendirmelerde bulunarak, ev sahibi olmak isteyenlerin, bu süreçte harekete geçmesi gerektiğini çünkü konut fiyatlarının artacağını söyleyerek, \"Piyasalarda ciddi bir daralma var. Özellikle birinci el satışlarda (müteahhitin yapıp sattığı) ciddi sıkıntılar var. Konut kredi faiz oranları 1,98\'in altına düşmedi. O nedenle birinci el konut piyasasında sıkıntı var. Gayrimenkul fiyatları artacak. Bunu 1994, 2001 ve 2004 ekonomik krizinde net bir şekilde gördük. Şu anda fırsat yılı ve bu fırsatı iyi değerlendirmek gerekiyor\" dedi.
Görüntü Dökümü
----------------
-İZEKO Başkanı Mesut Güleroğlu ile röp.
-İzmir\'den, evlerden ve sokaklardan genel görüntü
-Anons
Haber: Umut KARAKOYUN- Kamera: Tekin GÜRBULAK, Umut KARAKOYUN / İZMİR, (DHA)
========================================================
5)ZİGANA TÜNELİ’NDE İKİ İL KENDİ TARAFINI AYDINLATIYOR
TRABZON ve Gümüşhane illeri arasında yer alan ve Karadeniz\'i Doğu Anadolu\'ya bağlayan bin 702 metre uzunluğundaki Zigana Tüneli\'nin aydınlatması iki il tarafından sağlanıyor. Tünelin yarısı Gümüşhane diğer yarısı ise Trabzon elektrik dağıtım şirketlerine ait trafolardan sağlanan enerji ile aydınlanıyor. Gümüşhane\'de ya da Trabzon\'da elektrik kesintisi olduğu anlarda tünelin bir yarısı karanlıkta kalıyor.
Trabzon ve Gümüşhane illeri arasındaki Zigana Dağı\'nda 1977 yılında inşa edilen ve Karadeniz\'i Doğu Anadolu\'ya bağlayan bin 702 metre uzunluğundaki Zigana Tüneli\'nin aydınlatması iki il tarafından sağlanıyor. 11 metre genişliğe, 8.5 metre yüksekliğe sahip tünelin 851 metresi Gümüşhane diğer 851 metresi ise Trabzon elektrik dağıtım şirketlerine ait trafolardan sağlanan enerji ile aydınlanıyor. Gümüşhane\'de ya da Trabzon\'da elektrik kesintisi olduğu anlarda tünelin bir yarısı karanlıkta kalıyor. Kısmi elektrik kesintilerinde ise tünelin karanlıkta kalan yarısına geçici olarak diğer ilin elektrik dağıtım şirketi elektrik vererek aydınlatmayı sağlıyor. Müdahale süresince tünelin yarısı bir süre karanlıkta kalıyor. Tünel aydınlatmaları için Gümüşhane ve Trabzon karayolları ekiplerine ise 2 ayrı elektrik faturası düzenleniyor.
‘KESİNTİLERDE TÜNELİN YARISI KARANLIKTA KALIYOR\'
Çoruh Elektrik Dağıtım A.Ş. Gümüşhane İl Müdürü Muhammet Özkurt, Zigana Tüneli’nin bu yönüyle ilginç bir özelliğe sahip olduğunu belirterek tünelin yarısının Gümüşhane diğer yarısının ise Trabzon ili tarafından aydınlatıldığını söyledi. Özkurt, “Tüneli kullanan vatandaşlar bu duruma şahit olabiliyorlar. Bazen tünelin bir kısmında elektrik olmadığında, diğer yarısında olduğunu gözleyebiliyorlar. Bu olumsuz bir özellik değil ama ilginç bir özellik. Biz acil bir durumda veya Trabzon İl Müdürlüğü’nün sorumluluğunda olan hatta elektrik kesintisi olunca müdahale edip tüm tüneli besleyebiliyoruz. Benzer şekilde yaşanan bir olayda da Trabzon tarafı da besleyebiliyor. Tünelin bir tarafı Gümüşhane’den diğer tarafı da Trabzon tarafından enerji alıyor. Vatandaşlarca da bu olay ilginç olarak görülüyorö dedi.
Tünelin aydınlatmasının iki ayrı trafodan yapılması nedeniyle 2 ayrı fatura düzenlendiğini ifade eden Özkurt, \"Bizim tarafımızda olan faturayı ilimizdeki karayollarına, Trabzon tarafından yapılan aydınlatmanın faturası ise Trabzon karayollarına kesiliyor. Haliyle 2 ayrı ödeme yapılmaktadır\" diye konuştu.
‘KARADENİZ’DE HER ŞEY ENTERESAN’
Zigana Dağı’nda restoran işletmeciliği yapan Adnan Aydın, Karadeniz’de her şeyin enteresan olduğunu belirterek \"Bu olay tam Karadeniz işi. Elektrik kesildiğinde tünelin yarısında ışık olmuyor. Bu gibi durumlarda sürücüler zorluk çekebiliyor. Tünelin ışığının yarısını Gümüşhane, yarısını da Trabzon veriyorö ifadelerini kullandı.
Sürücü Nagihan Şahin ise, Zigana Tüneli’ni sık sık kullandığını belirterek, “Bazen ışıkların yarısının yanmadığına şahit oluyorum. Telaş yapıyoruz ama sıkıntı olmuyor. Genelde bu taraflarda böyle enteresan durumlar oluyor, Karadeniz’de böyle şeylere alışkınızö şeklinde konuştu.
Görüntü Dökümü
----------------
-Zigana Tüneli detayları
-Zigana Tüneli aydınlatma detayları
-İşletmeci ve sürücülerle röp.
-Gümüşhane İl Müdürü Muhammet Özkurt açıklaması
-Detaylar
Haber-Kamera: Sinan UÇAR-Uğur AYDIN GÜMÜŞHANE-DHA
=================================================
6)SEREBRAL PALSİ HASTASI OĞLU İÇİN YARDIM BEKLİYOR
Serebral palsili Eymen için Hindistan umudu
İZMİR\'de yaşayan Bahar Bulut, serebral palsi (SP) denilen beyin felci hastası oğlu 5 yaşındaki Eymen için hayırseverlere çağrıda bulundu. Hindistan\'da yapılacak kök hücre tedavisinin oğlu Eymen için umut olduğunu söyleyen anne, tedavi masrafları için yardım beklediklerini söyledi.
Bayraklı ilçesinde oturan ev kadını 27 yaşındaki Bahar Bulut ve demir ustası 38 yaşındaki Gökhan Bulut çiftinin oğulları Eymen Bulut, 8 ay 1 haftalıkken özel bir hastanede normal doğum ile dünyaya geldi. Anne Bahar Bulut, doğumdan sonra minik Eymen\'in kuvözde geriye doğru C harfi şeklinde yattığını gördü, ancak hemşireler, iddiaya göre bebeğin sağlıklı olduğunu söyledi. Yaklaşık 3 ay boyunca geriye doğru kasılan ve neredeyse hiç uyumayan Eymen\'deki farklılığı fark eden aile, birçok farklı hastaneye gitti ancak teşhis konulamadı. Daha sonra Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi\'nde doğum sırasında Eymen\'in oksijensiz kalarak beyin kanaması geçirdiği ortaya çıktı. Yapılan tahliller sonucunda serebral palsi (SP) teşhisi konulan minik Eymen, şimdi iyileşebilmek için kök hücre tedavisi olmayı bekliyor. Oğlu Eymen\'in tedavisi için Hindistan\'da bulunan Neurogen Hastanesi ile görüştüklerini ve hastaneye kabul edildiklerini dile getiren anne, yaklaşık 45-50 bin TL olan tedavi masraflarını karşılayabilmek için hayırseverlerden yardım beklediklerini söyledi. Anne Bahar Bulut, \"Eymen verdiğim tüm komutları algılayabiliyor. Bu süre içinde ben kendimi ona adadım ve çok ilerleme kaydettik. İyileşeceğinden hiçbir zaman şüphe duymadım, Eymen\'in iyileşeceğini biliyorum\" dedi.
\'DOĞUMU YAPTIRAN DOKTORA DAVA AÇTIM\'
Eymen\'in özel bir hastanede 8 ay 1 haftalık doğunu anlatan anne Bahar Bulut, \"Doktor normal doğuma zorladı ve o sırada oksijensiz kaldığı için beyin kanaması geçirmiş. Bize sağlıklı bebek dediler. Ben kuvözde geriye doğru C harfi şeklinde yattığını gördüm, hemşirelere sordum. \'Annesi, öyle rahat ediyor\' dediler. Eymen 3 ay boyunca hep ağlıyor ve geriye doğru kasılıyordu. Defalarca hastaneye gittik ve tespit edemediler. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi\'nde MR ve EEG tahlilleri yapıldı ve doğumda oksijensiz kalmaya bağlı olarak serebral palsi teşhisi konuldu. Ben doğumu yaptıran doktordan şikayetçi oldum. Ancak bilirkişi ve adli tıp uzmanları doktoru kusurlu bulmadığı için dava açılmadı. Doğumu yaptıran doktorla konuştum, tedavi için yardım edeceğini söyledi, ancak yardım da etmedi\" dedi.
KÖK HÜCRE TEDAVİSİ GEREKİYOR
Eymen\'in şu anda bir özel eğitim merkezinde (Bayraklı Tolga Özel Eğitim Merkezi) fizik tedavi gördüğünü belirten anne Bulut, \"Şu anda haftada 1 saat fizik tedavi görüyor. Orada fizik tedavi uzmanı Buket hanım Hindistan\'da Eymen\'in tedavi edilebileceği ile ilgili bizleri umutlandırdı. Daha önce Hindistan\'da tedavi olan çok kişi varmış. Orada kök hücre nakli olması gerekiyor. Döndüğünde de havuzda fizik tedavi görmesi lazım. Biz Hindistan\'da bulunan Neurogen Hastanesi\'ne başvurduk ve Eymen\'in orada tedavi edilebileceğini söyleyerek kabul ettiler. Şimdi tek derdimiz tedavi için gerekli olan yaklaşık 45-50 bin TL\'yi bulabilmek\" diye konuştu.
KENDİNİ OĞLUNA ADADI
Tek isteğinin oğlunun iyileşmesi olduğunu söyleyen anne Bahar Bulut, \"Eymen yaklaşık 2 yıl önce tamamen yatalaktı ama ben onunla sürekli olarak ilgileniyorum. Evde de bir takım hareketler uyguluyorum belli bir süre sonra destek ile oturur pozisyonda durabilir hale geldi. Ben çalışmıyorum ve Eymen\'i bırakıp hiçbir yere gidemiyorum. Kendimi Eymen\'e adadım. Eymen çok akıllı, neşeli ve azimli bir çocuk. Gelişiyor ve ilerlemesi var. Verdiğim tüm komutları algılıyor ve ben iyileşeceğinden eminim, bundan hiçbir zaman şüphe duymadım. Eymen de yürüyecek, oturacak, koşacak, okula gidecek\" dedi.
\'TEDAVİNİN SP\'Lİ ÇOCUKLARDA YÜZDE 97 BAŞARI ORANI VAR\'
Eymen\'in gördüğü fizik tedavi ile birlikte destekli bir şekilde emekleme yapabilen ve oturabilen bir çocuk haline geldiğini dile getiren uzman fizyoterapist Buket Uzun,\"Eymen tedaviye olumlu cevaplar veren bir çocuk. Fizik tedavinin devam etmesi halinde çok daha olumlu sonuçlar olacağını düşünüyorum. Hindistan\'da bireysel olarak çocuklara bakıldıktan sonra karar verilen bir tedavi yöntemi uygulanılıyor. Eymen için sorduğumuzda uygun bir çocuk olduğu yanıtını aldık. SP\'li çocuklarda yüzde 97 oranında başarı elde edilen bir tedavi uygulanılıyor. Kemik iliğinden alınan kök hücreler omurilik sıvısına enjekte ediliyor. Bir süre sonra fizik tedavi ile desteklendiğinde bu çocuklarda çok güzel gelişmeler oluyor. Keskinlikle olumlu döneceğini düşünüyorum. Yüzde 97 çok yüksek bir oran\" diye konuştu.
\'BİR ÇOCUĞUN HAYATA DÖNMESİ SÖZ KONUSUYSA YARDIM EDİLMELİ\'
Yaklaşık 45-50 bin TL\'yi bulan tedavi masrafları ile ilgili görüşlerini dile getiren Uzun, \"Tedavi masrafları aile için çok büyük, ancak bazı insanlar için çok önemli olmayan bir miktar. Bir çocuğun yürümesi, konuşması hayata dönmesi söz konusuysa yardım edilmeli. Kişiye özel kürler belirlendiği için o miktarlar da net değil. Çocuğa yardım edilmesi çok güzel bir sonuç verecektir. Buradan 2 hastamız daha önce Hindistan\'a gitti. Onlar kas hastasıydı ve Eymen\'e göre çok daha zor bir gruptu. Şu an tedavileri sürüyor ancak yapamadıkları şeyleri yapmaya başladılar. Kök hücre tedavisi, çocuğun kendi kök hücreleri alınarak yapılıyor. Bu da uyumsuzluk riskini ortadan kaldırıyor. 6 gün hastanede yatış süresi oluyor. Daha sonrasında yoğun fizik tedavi gerekiyor. Bir anda olan bir mucize değil ancak adım adım gelişimler sağlanıyor. Bu tedaviler bulunduysa, çocuklara yardım edilmeli. İnsanların destek olmasını bekliyorum\" dedi.
Görüntü Dökümü
----------------
-Bahar Bulut ile röp.
-Eymen\'in evinden annesi ile görüntüler
-Fizik tedaviden görüntüler
-Fizyoterapist Buket Uzun ile röp.
Haber: Hande NAYMAN Kamera: Mücahit BEKTAŞ, Tekin GÜRBULAK / İZMİR, (DHA)