DHA YURT BÜLTENİ -3
SAMSUN\'DA DEAŞ OPERASYONU: 10 GÖZALTI
Samsun\'da, terör örgütü DEAŞ\'a yönelik gerçekleştirilen eş zamanlı baskında Irak uyruklu 10 şüpheli gözaltına alındı.
Samsun Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube ekipleri, terör örgütü DEAŞ\'a yönelik soruşturma kapsamında, İlkadım, Canik ve Atakum ilçelerinde belirlenen adreslere sabah saatlerinde baskın düzenledi. Eş zamanlı olarak yürütülen operasyonlarda, 2\'si baba oğul olmak üzere Irak uyruklu 10 şüpheli gözaltına alındı. Adreslerde bulunan dijital materyallere el konuldu.
Görüntü Dökümü:
------------------
- Şüphelilerin emniyete getirilişi
- Emniyetten detay
Haber-Kamera:Hüseyin KALAY-Tayfur KARA,/SAMSUN, (DHA)
====================
SURİYELİ ANNE DOĞUMA ALININCA 4 ÇOCUĞUNA HASTANE PERSONELİ BAKTI
Yozgat\'ta, doğum sancıları başlayıp hastaneye yatırılan Suriye uyruklu Helat Ebu Tıhne\'nin en büyüğü 4 yaşında olan 4 çocuğunun bakımını acil serviste sağlık personeli üstlendi. Aynı gün kazada yaralanan ve tedavileri ayakta yapılan 3 kardeş de gece acil serviste misafir edildi.
Yozgatlı olan eşi cezaevinde bulunan Suriyeli Helat Ebu Tıhne, dün doğum sancıları başlayınca, 1-2-3-4 yaşlarındaki 4 oğluyla Şehir Hastanesi\'ne gitti. Tıhne, doğum servisine yatırıldı. Kadının, yanlarında bırakacak bir yakını olmadığı için hastaneye getirdiği çocukları Muhammed Ali, Muhammed Selim, Muhammed Kasım ve Muhammed Sani ise bu sırada acil serviste kaldı. Hastane çalışanları, hemşire odasına yerleştirdikleri çocukların bakımını üstlendi. Sağlık çalışanları, çocukların altlarını değiştirip, karınlarını doyurup, bakımlarını yaptı. 4 çocuk, gece geç saatlerde Göç İdaresi Müdürlüğü\'nce geçici olarak hastaneden teslim alındı.
Helat Ebu Tıhne ise sabaha karşı 5\'inci erkek bebeğini dünyaya getirdi. Anne ve bebeğinin sağlık durumunun iyi olduğu, taburcu olduktan sonra diğer çocuklarıyla birlikte evine gönderileceği belirtildi.
KAZA YAPAN AİLENİN 3 ÇOCUĞU DA ACİL SERVİSTE MİSAFİR EDİLDİ
Dün Sivas\'tan Ankara\'ya giderken Yozgat\'ın Sorgun ilçesi yakınlarında geçirdikleri trafik kazasında anne ve babalarıyla birlikte hafif yaralanan 3 kardeş de Yozgat Şehir Hastanesi\'ne kaldırıldı. Anne ve babaları farklı bir hastanede tedaviye alınan 3 kardeş ayakta tedavi edilirken, yanlarında gelen dedeleri daha sonra hastaneden ayrıldı. 3 kardeş, yakınları olmadığı için acil serviste misafir edildi. Sağlık personelinin ihtiyaçlarını giderdiği 3 kardeş, daha sonra Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü görevlilerine geçici olarak teslim edildi. 3 kardeşin, anne ve babalarının tedavileri tamamlanıncaya kadar burada kalacağı belirtildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------
-Hastaneden görüntü
-Kaza sonrası anne ve babalarından ayrı düşen 3 çocuk
-Güvenlik personelinin çocuklarla ilgilenmesi
-Detay
-Güvenlik Müdürü Mahmut Yüceer\'in konuşması
-Suriye uyruklu annenin, 1,2,3 ve 4 yaşlarındaki çocuklarından görüntü
-Çocuklarla ilgilenen sağlık görevlileri
-Çocukların oyun oynayıp gülmeleri
Haber-Kamera: Harun GÖKÇEOĞLU/YOZGAT, (DHA)
=====================
\'BURADA MÜDÜR DE SAVCI DA KRAL DA BENİM\' SÖZÜNE SORUŞTURMA
İzmir\'de, ceza avukatı Abdi Yaşar\'ın tutuklu müvekkiliyle birlikte duruşma öncesi savunma hazırlamak için gittiği cezaevine yanında götürdüğü klasörün \'silah\' sayıldığı gerekçesiyle alınmamasının ardından İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı\'nca, cezaevi müdürü ve avukatı içeri almayan infaz koruma memurları hakkında soruşturma başlatıldı.
Avukat Abdi Yaşar, iddiaya göre, İzmir 2 No\'lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu\'nda tutuklu bulunan müvekkili K.A. ile duruşma öncesi savunma hazırlamak için görüşmek istedi. Cezaevi girişinde Yaşar\'a elindeki klasörün \'delici\', \'kesici alet\' ve \'silah\' sayıldığı gerekçesiyle içeri alınamayacağı söylendi. Avukat Yaşar, duruma, daha önce defalarca aynı tipte klasörle cezaevine girdiğini söyleyerek, karşı çıktı ardından da cezaevi müdürüyle görüştü. Cezaevi müdürü, Yaşar\'a, talimatı kendisinin verdiğini ve klasörle cezaevine giremeyeceğini söyledi. Böyle yasal düzenleme olmadığını, bunun keyfi uygulama olduğunu belirten avukat Yaşar\'a, cezaevi müdürü, iddiaya göre, \"Burada müdür de savcı da kral da benim\" yanıtını verdi. Müvekkiliyle görüşmesinin keyfi uygulamalarla engellediğini ve yaklaşık 3 saat boyunca cezaevinde bekletildiğini öne süren Yaşar, olayı tutanak altına aldırmak istediği için çağırdığı avukatıyla da içeri alınmadı ve görevliler kendisine \"Müdür beyin kesin talimatı var, bu cezaevine avukat Abdi Yaşar giremez\" dedi.
Avukat Yaşar\'ın savcılığa suç duyurusunda bulunmasının ardından İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı\'nca, İzmir 2 No\'lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu müdürü ve avukatı içeri almayan infaz koruma memurları hakkında soruşturma başlatıldı.
\'SONUNA KADAR TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ\'
İzmir Cumhuriyet Başsavcısı\'nın konuyla ivedilikle ilgilendiğini belirten ceza avukatı Abdi Yaşar, \"Geçtiğimiz günlerde istemediğimiz üzücü bir olay yaşadık. Müvekkilimizle görüşmek için gittiğimiz cezaevinde elimdeki klasör silah sayılarak, içeri alınmadım. Bu konuda böyle bir yasal düzenleme olmadığını söylememe rağmen cezaevi müdürü \'Burada müdür de savcı da kral da benim\' dedi. Biz kanun adamıyız. Kanunlar çerçevesinde kendimize herhangi bir ayrıcalık talep etmedik. Ama bize uygulanan bu tavır sonrasında Cumhuriyet Başsavcımı\'za suç duyurusunda bulunduk. Kendisi de söz konusu cezaevi hakkında soruşturma başlattı. Biz kendini kanundan üstün gören, keyfi uygulamalarla hukukun önüne geçen kişilerin devletimize ve vatandaşlarımıza zarar vereceğini düşünüyoruz. O yüzden konunun sonuna kadar takipçisi olacağız\" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------
- Avukat Abdi Yaşar ile röportaj
- Genel ve detay görüntü
Haber-Kamera: Mehmet CANDAN / İZMİR, (DHA)
==========================
MARDİN\'İN \'MEZARLIK MANZARALI\' OKULU
Mardin\'de merkez Artuklu İlçesi\'nde bulunan Saraçoğlu Mahallesi\'ndeki Anafartalar İlkokulu ile ortaokulun iki tarafında mezarlık bulunuyor. Öğrenciler, mezarların yanından yürüyerek okula giderken, buraya ilk atanan öğretmenlerin bitişikte mezarlığı görünce şaşırdığı ifade edildi.
Dağın yamacında bulunan Artuklu İlçesi\'ndeki Yeni Yol Caddesi\'nin hemen altındaki Saraçoğlu Mahallesi\'ndeki Anafartalar İlkokulu uygun arazi bulunamadığı için 1992 yılında bazı eski mezarlar kaldırılarak açılan alanın üzerinde yapıldı. İki tarafı mezarla çevrili okulda bir süre 8 yıllık ilköğretim verildi. 1998 yılında aynı alanda ortaokul yapıldı ve ardından ilkokul ve ortaokul öğrencileri bitişik binalarda 4\'er yıllık eğitimlerini sürdürmeye devam ediyor. Dışarıdan bakıldığında bakıma ihtiyaç duyulduğu görülen iki okul yöneticileri konuşmaktan kaçınırken Anafartalar İlkokulu\'nun web sayfasında 14 öğretmenin 11 derslikte 287, Anafartalar Ortakolu\'nda ise, 14 öğretmenin 8 derslikte 228 öğrenciye eğitim verildiğine dair bilgiler yer aldı.
\"MEZARLARDAN ZARAR GELMEZ\"
Aynı Mahallede oturan aynı zamanda okul-aile birliği ve Mardin Umut Derneği Başkanı olan Salih Omay, arazi koşullarının uygun olmaması ve uygun arsa bulunmaması nedeniyle binaların mezarlık ve mezarlarla iç içe olduğunu söyledi. Omay, öğrencilerin evlerine giderken veya dönerken mezarların arasında oynadığını ifade ederken, \"Buraya ilk atanan öğretmenler okul ile iç içe mezar ve mezarlıkları görünce yadırgıyor, kısa süre sonra zorunlu olarak alışıyorlar. Zemin katta bazı pencereler açılınca sınıftan mezarlar görünüyor. Biz alışkınız. Mezarlardan zarar gelmez. Asıl bazı insanlardan korkmak gerekö dedi.
Görüntü Dökümü:
-----------
Okul ve iki yanındaki mezarlardan görüntüler
Öğrenciler mezarlığın yanından yürürken
Mezarlıktan okulun görünüşü
Salih Omay, okul ve mezarlık ile ilgili bilgi verirken
Mahalle ve okulun genel görünümü
Haber-kamera:İhsan DÖRTKARDEŞ/MARDİN-DHA)
============
TARİHİ NİKSAR KALESİ\'NİN SURLARINDAKİ YAZILAR TEPKİ ÇEKTİ
Türkiye\'nin 2\'inci büyük kalesi olan Tokat\'ın Niksar ilçesindeki kalenin surlarına kimliği belirsiz kişiler tarafından sprey boya ile yazılar yazıldı. Kaleyi gezmeye gelenler duruma tepki gösterdi.
Geçmişi Milattan önce 3 binli yıllara dayanan Niksar, Roma ve Bizans dönemlerinin ardından 11\'inci yüzyılda Anadolu\'ya yapılan akınlarda Türklerin eline geçti. Malazgirt Zaferi ile Anadolu\'nun Türklerin kontrolüne girmesiyle Selçuklu, Danişmendli ve Osmanlı toprağı oldu. Danişmendli Beyliği\'nin kurucusu Melik Danişmend Gümüştekin Ahmet Gazi tarafından fethedilen ve başkent seçilen Niksar, bu dönemde ilim ve kültür merkezine dönüştü. İlçede Pers kökenli Pontus Krallığı zamanında yapıldığı ve adının da Kaberia olduğu bilinen Niksar Kalesi, Roma Dönemi\'nde eklenen yeni yapılarla bugüne kadar geldi. 6,2 kilometre uzunluğundaki surlarıyla Diyarbakır\'dan sonra Türkiye\'nin ikinci büyük kalesi olan Niksar Kalesi, zaman içerisinde geçirdiği restorasyonlarla ayakta kalma özelliğini sürdürdü.
TEPKİ ÇEKEN YAZILAR
Ancak tarihi kalenin iç ve dış surlarına son dönemde sprey boyalar ile zarar verildi. Kimliği belirsiz kişi veya kişilerce kale duvarlarına bir çoğu aşk mesajı içeren sprey boya ile yazılar yazıldığı görüldü. Ziyarete gelenler tarihi yapılara bu şekilde zarar verenleri kınadıklarını belirtti. Yazıların silinmesi için çalışma yapılacağı öğrenildi.
Görüntü Dökümü:
-------------
-Kalenin drone görüntüsü
-Kale surlarından görüntüler
-Surlarda sprey boya ile yazılan yazılar
-Vatandaşların tepkisi
Haber-Kamera: Fatih YILMAZ/TOKAT,(DHA)
========================================
NERGİS KOKLAMAK 1 TL
Adana\'da kaldırımda sattığı nergisleri yoldan geçenlerin dokunması ve koklamasından bunalan 25 yıllık çiçekçi Fatih Tüfek (43), caydırıcı olsun diye tezgahına, \'Nergis koklamak 1 TL\' diye yazı astı. İlgi çekici yazı, nergis satışlarını ikiye katladı.
Vatandaşlar, Atatürk Caddesi\'ndeki kaldırımda bulunan Fatih Tüfekçi\'nin tezgahında tanesini 3 TL\'ye sattığı nergisleri koklamak için 1 TL ödemeye başladı. Vatandaşların bu girişme yoğun ilgi gösterdiğini ve tezgahın fotoğrafını çekip sosyal medyada paylaştığını dile getiren Tüfek, satışlarının da ikiye katlandığını söyledi.
ARILAR BİLE BU KADAR SOKMUYOR
Nergislerin bilinçsizce dokunulduğu ve koklandığı zaman öldüğünü dile getiren Tüfek, \"Aslında nergisi kokladıkları için değil, elleriyle dokundukları için yazdım. Elleriyle dokununca ve burnunu çiçeklerin içine sokunca nergisin kokusu gidiyor. Arılar bile polen alırken bu kadar sokmuyor ama insanoğlu burunlarını içine sokuyorlar. Koklayan kişi gripli olabilir, hastalıklı olabilir. Başka insanlar bunu evlerine götürüyorlar, sonra hastalık kapabilirler\" dedi.
Görüntü Dökümü
-----------
- Nergis çiçeğinden görüntüler
- \'Nergizi koklamak 1 TL\' yazısı
- Satıcı ile röp.
- Nergis koklayan kadından detaylar
Haber-Kamera: Nuri PİR/ADANA,(DHA)
=================
MÜLTECİLER SİVAS\'TA TÜRKÇE ÖĞRENİYOR
Sivas Halk Eğitim Merkezi tarafından mülteci ve göçmenlere yönelik Türkçe kursu açıldı. Çoğu ülkesindeki iç savaştan kaçarak Sivas\'a gelen aralarında Afganistan, Suriye Irak, İran, Ukrayna ve ABD\'linin de bulunduğu 12 ülkeden 18 kursiyer, günlük hayatlarını kolaylaştıracak şekilde Türkçe öğreniyor.
Sivas\'ta mültecilere yönelik açılan Türkçe kursu yoğun ilgi görüyor. Ülkelerindeki savaştan ve iç karışıklıklardan kaçarak Sivas\'a yerleşen ve Türkçe bilmedikleri için zorluk çeken göçmenler Halk Eğitim Merkezi tarafından açılan A1 ve A2 Türkçe kurslarında okuma yazma öğreniyor. 12 farklı ülkeden gelen kişiler hafta içi her gün kursta Türkçe okuma ve yazmayı öğreniyor. Aralarında avukat, iktisatçı ve ev hanımının olduğu 17 ile 70 yaş arasında değişen kursiyerler, eğitimlerini tamamladıktan sonra açıköğretim hizmeti veren ortaokul ve liseye de gidebilecek.
Kurs öğretmeni Bayram Zafer (60), yabancılara okuma yazma öğrettiklerini, 12 ülkeden gelen göçmenlerin kursa yoğun ilgi gösterdiğini söyledi. Zafer \"Öğrencilerimiz genelde bizim Göç İdaremize gelen ve Göç İdaresinden yönlendirilen İranlı, Afganlı, Iraklı, Suriyeli, son zamanlarda gelen öğrencilerle birlikte yaklaşık 12 ülkeden öğrencilere ders verdim. Yabancılar için A1 ve A2 Türkçe kurslar var. Burada okuma yazmayı öğrettikten sonra ikinci kademe kursuna alıyoruz. İkinci kademede Türkçe, matematik, fen, sosyal kurslarını verdikten sonra açık ortaokula yönlendiriyoruz. Eğer okuma çağında iseler normal ortaokul veya liseye yönlendiriyoruz. O şekilde 1 yıl boyunca yaz ve kış bu kurslarımız eksiksiz olarak devam ediyor. Öğrenme durumları iyi. Genelde kendi ülkelerinde liselerden, üniversitelerin bazı bölümlerinden geldikleri için sıkıntı yaşanmıyor ama anlamakta biraz zorlukları var. Onu da biz Farsça, Arapça çevirerek okuma eksikliklerini genelde tamamlamaya çalışıyoruz. Yaş grupları genelde 17 yaş ve üzeri oluyor. Aralarında ev hanımları, avukatlar, iktisatçılar tahsilli insanlar da var\" dedi.
\'KURSU ÇOK ÖNEMSİYORUZ\'
Sivas Halk Eğitim Merkezi Müdürü Rukiye Toy, merkezlerinde açılan bu kursu çok önemsediklerini, göçmenlere okuma yazmanın dışında da Türk kültürünü öğrettiklerini söyledi. Toy, \"Yabancı öğrencilere Türkçe öğretiyoruz, okuma yazmayı öğretiyoruz. Öğleden önce yine Türklerin kendi vatandaşlarımızın geldiği okuma yazma kurslarımız var. Öğleden sonra da yine yabancılara okuma yazma Türkçe kurslarını veriyoruz öğretiyoruz. Bir dili öğrenmek, bir kültürü öğrenmektir. Bizim amacımız savaştan kaçmış ya da çeşitli nedenlerden dolayı ülkemize sığınmış bu arkadaşlarımıza, mülteci kardeşlerimize kendi dilimizi öğreterek, kendi kültürümüzü, aile yapımızı, ahlaki durumumuzu, vatanımızı milletimizi sevdirmek. Çünkü dili bilmeyen bir yabancı ülkemizde hiçbir şeye sahip olamayacak, kültürümüzü öğrenemeyecek, aile yapımızın ne olduğunu bilemeyecek. Belki ilerde Allah korusun çeşitli sıkıntılara da sebep olabilecek. Dolayısıyla bu arkadaşları, kardeşlerimizi hem bağrımıza basıyoruz, ensar, muhacir görevini görmeye çalışıyoruz, hem de onlara dilimizi öğretmeye çalışıyoruz. Bu anlamda çok da başarılılar. Onlardan biz de zaman zaman bir şeyler öğreniyoruz. Mesela yıl sonu etkinlikler düzenliyorlar, yemeklerinden getiriyorlar. Biz onların yemeklerinden tadıyoruz, onların kültürlerini tanıyoruz, onlar da bizim kültürümüzü tanıyorlar\" diye konuştu.
\'ÜNİVERSİTEYE GİTMEK İSTİYORUM\'
İran\'daki mezhep sıkıntılarından dolayı Türkiye\'ye gelen ve ülkesinde kimya öğretmenliği yapan Khoshghadam Moradi Rastegar (43) amacının üniversiteye gitmek olduğunu söyledi. Rastegar, \"Türkçe\'yi severek öğrenmek istedim. Çok da seviyorum, öğrenmek istiyorum. Başladım şimdiye kadar da iyi gitti, bir sıkıntım olmadı. Burada kurslar var onlara katılıyorum. Üniversiteye gitmeyi düşünüyorum. İran\'da kimya okudum ama burada da okumaya devam etmek istiyorum. İran\'da öğretmenlik yaptım. İran\'da yaşanan mezhep sıkıntılarından dolayı mecburiyetten buraya geldim\" dedi.
\'AFGANİSTAN\'DA KIZLARIN OKULA GİTMESİ YASAK\'
Afganistan\'da kızların okula gitmesinin yasak olduğunu ve bu yüzden okuma yazmayı Sivas\'ta öğrendiğini belirten Elahe Mohemmedi (17) \"Türkiye\'yi seviyorum. Okuma yazmayı da sevdiğim için kursa geldim. Okuma yazmayı öğrendim. Afganistan\'dan geldiğimde hiçbir şey bilmiyordum, şimdi öğrendim. Savaştan dolayı buraya geldik. Afganistan\'da kızların okula gitmesi yasaktı. Orası çok zor, burası iyi. Okuma yazmayı öğrendim, buradan memnunum. 7 kardeşiz, diğerleri okula gidiyor sadece ben kursa geliyorum. Türkçe okuma ve yazma rüyam vardı\" ifadelerini kullandı.
Irak\'ın Musul kentinden gelen İsmael Muhammed İsmale (50) ise \"Türkçe öğreniyorum. Daha önce bilmiyordum, elhamdülillah bir hafta da çok iyi öğrendim. Irak\'ta hırdavat satıyordum. 2 sene önce geldim buraya, doğalgaz işinde çalışıyorum\" ifadelerini kullandı.
Görüntü Dökümü:
------------
-Kurstan görüntüler
-Kursiyerlerin görüntüsü
-okuma ve yazma çalışmaları
-Kurs öğretmenin konuşması
-Halk Eğitim Müdürünün konuşması
-Kursiyerlerin konuşmaları
Haber-Kamera: İrfan ÖZŞEKER/SİVAS, (DHA)
========================================
AVUSTURYA\'DA, GURBETÇİ TÜRK\'ÜN \'PLAKA\' ZAFERİ
AVUSTURYA\'da yaşayan Trabzonlu Mustafa Kantarcı (66), satın aldığı cipine AK Parti\'yi simgeleyen harfler ile memleketinin plaka kodunun yazılı olduğu \'KI AKP 61\'yazılı özel plaka aldı. Avusturya makamları, 6 ay sonra siyasi olduğu gerekçesiyle plakayı iptal etti. Aracına başka bir plaka verilen Kantarcı, olayı yargıya taşıdı. Avusturya yargısı, Mustafa Kantarcı\'yı haklı buldu ve sökülen özel plakasının iade edilmesine karar verdi. Kantarcı, geri aldığı plakasını yeniden otomobiline taktı.
Trabzon\'un Akçaabat ilçesinde Mustafa Kantarcı,1973 yılında çalışmak için gittiği Avusturya\'ya yerleşti. Özel sektörde çalışan ve bir süre önce emekli olan Kantarcı, 2016 yılında satın aldığı cipine, AK Parti\'yi simgeleyen harfler ile memleketinin plaka kodunun yazılı olduğu \'KI AKP 61\'yazılı özel plaka aldı. Avusturya makamları, 6 ay sonra Kantarcı\'ya gönderdiği yazıda siyasi olduğu gerekçesiyle plakanın iptal edildiğini bildirdi. İtirazlarından sonuç alamayan Kantarcı, plakayı sökmek zorunda kaldı. Aracına başka bir plaka verilen Kantarcı, olayı yargıya taşıdı. Avusturya yargısı, Mustafa Kantarcı\'yı haklı buldu ve sökülen özel plakasının iade edilmesine karar verdi. Kantarcı, geri aldığı plakasını yeniden otomobiline taktı. Memleketi Trabzon\'a gelen Kantarcı, bir süre sonra yeniden Avusturya\'ya dönecek.
\'PLAKAMI GERİ ALDIM\'
Avusturya\'da satın aldığı cipine özel plaka taktırdığını ancak plakasının siyasi olduğu gerekçesiyle söktürüldüğünü anlatan Mustafa Kantarcı, \"AK Parti sempatizanı olduğumdan dolayı parti ve memleketimi simgeleyen özel plaka aldım. Plaka siyasi olduğu gerekçesiyle geri alındı. Dava açtım, sonunda plakamı geri aldım. Bazı baskılar görüyorum. Akrabalarım bana \'plakayı geri ver, başını bir şey gelir\' dediler. Ama ben kararlıyım, vermeyeceğim\" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------
Araç ve plaka detayları
Mustafa Kantarcı\'nın olayı anlatması
Detaylar
Haber: Selçuk BAŞAR - Kamera: Uğur AYDIN - TRABZON-DHA
====================
KÜÇÜK UMUT, HAVA DURUMUNU BU KEZ GERÇEK MİKROFONLARA ANLATTI
Denizli\'de kar yağarken babasının çektiği videoda, eline aldığı selfie çubuğunu mikrofon olarak kullanan ve bir muhabir gibi kar yağışını anlatan 7 yaşındaki Umut Tintin, bu kez eline gerçek mikrofon almanın mutluluğunu yaşadı.
Pamukkale ilçesi Cankurtaran Mahallesi\'nde, geçen 25 Aralık Salı günü babası Ali Tintin\'den sosyal medyada canlı yayın yapmasını isteyen ilkokul 2\'nci sınıf öğrencisi Umut Tintin, eline aldığı selfie çubuğuyla bir haber muhabiri gibi kar yağışını anlatmıştı. Babası tarafından çekilen ve sosyal medyaya yüklenen Umut\'un anlık hava durumunu anlatırkenki halleri, internet ortamında büyük beğeni topladı. Kar yağışını anlattığı videosu ilgi odağı olan ve 16 bin kişi tarafından izlenen Umut\'un muhabir olma isteğini gazeteciler yerine getirdi. Kamera karşına geçen Umut, bu sefer eline aldığı gerçek mikrofonlarla evinin önündeki bahçeden bulunduğu yerin anlık hava durumunu aktardı. Selfie çubuğu yerine eline gerçek mikrofonları almanın çok güzel bir duygu olduğunu söyleyen Umut Tintin, \"Televizyonlardaki büyük ağabeyler gibi ileride mikrofonu tutup hava durumunu anlatmak istiyorum. Kar yağdığı zaman babama, \'Sokağa çıkalım\' diyorum. Geçtiğimiz gün canlı yayın yaptık. Hava durumunu anlattım. Sosyal medyada herkes gördü. Videomuzu beğendiler, buna çok sevindim. Herkes beni izlemeye devam etsin, yoksa küserim.\" dedi.
\'ÜNLÜ BİR YOUTUBER OLURSA HİÇ ŞAŞIRMAYIZ\'
Fotoğrafçılık yapan baba Ali Tintin, hava durumunu anlatan videosunun sosyal medya kullanıcıları tarafından çok beğenildiğini söyledi. Mesleği dolayısıyla oğlunun kamera ve fotoğraf makineleriyle iç içe büyüdüğünü, kar yağdığında onunla birlikte dışarı çıkıp videolar çektiğini söyleyen baba Tintin, \"Kar yağdığı gün oğlumla dışarı çıktık. Videosunu çektim. Bir haber muhabiri gibi hava durumunu anlattı. Sosyal medyada paylaştım ve bu büyük ilgi gördü. O sayede bir anda popülaritesi arttı. Oğlum, kamera karşısına geçmeyi ve videolarda görüntüsünün çekilmesini çok seviyor. İlerde ünlü bir YouTuber olursa hiç şaşırmayız\" diye konuştu. Anne Dilek Tintin de oğlunun canlı yayınının büyük ilgi gördüğünü belirterek \"Oğlum internet ortamında paylaşmayı çok seviyor. Etrafımızdaki insanlar oğlumu haber kanallarında görünce bizi arayıp, tebrik etti. Oğlum sanki büyümüşte küçülmüş gibi konuşuyordu. Onu ilerde haberci gibi görmek isterim. Hepimizi mutlu etti\" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
--------------------
-Umut Tintin\'in babasının telefonuna hava durumu anlatması
-Umut Tintin\'in mikrofonlara hava durumunu anlatması
-Umut Tintin\'in ailesiyle kartopu oynaması ve dolaşması
-Umut Tintin ile röp.
-Baba Ali Tintin ve anne Dilek Tintin ile röp.
Haber-Kamera: Deniz TOKAT / DENİZLİ, (DHA)
==================
YALNIZ YAŞAYAN 15 YAŞLININ SOFRALARINI ELLERİYLE KURUYOR
Antalya\'da mahalle muhtarı Halil Ay (40), mahallesinde yalnız yaşayan, yaşları 80 ile 100 arasında değişen 15 yaşlının evine 2 yıldır her gün öğle saatlerinde yemek taşıyor. Mahallesinde anlaştığı 4 restorandan yemekleri götüren Ay, yaşlıların sofralarını elleriyle kuruyor.
Muratpaşa ilçesindeki Haşim İşcan Mahallesi\'nin muhtarı Halil Ay, örnek davranışıyla mahallelilerinin takdirini topluyor. Antalya\'nın ilk mahallelerinden biri olan Haşim İşcan\'da yalnız yaşayan ve desteğe ihtiyacı olan 15 yaşlıyı tespit eden muhtar Ay, tek tek ziyaret ettiği yaşlıların eksiklerini belirledi. Belediyelerin aşevlerinden çıkan yemeklerin bu yaşlılar için uygun olmadığının anlaşılması üzerine Ay, mahallesindeki 4 restoranla anlaştı. 2 yıldır her gün saat 12.00\'de muhtarlıktan çıkan Ay, yaşlılara ücretsiz yemek veren restoranların kapısını çalıyor.
\'BU RAHAT BEYDE YOK\'
Yemekleri dairelere çıkaran muhtar Ay, yerinden kalkmakta güçlük çeken ya da hasta olan yaşlıların sofralarını da kuruyor. Onlarla sohbet eden Ay, isteklerini sorduktan sonra evden ayrılıyor. Yaşlılar da Halil Ay\'ın geleceği saati dört gözle bekliyor. Yemeklerden daha çok kendilerine ilgi gösterdiği için Ay\'ın yolunu gözlediklerini dile getiren yaşlılardan Nigar Kiracıoğlu (97), muhtarı çocuklarından ayırmadığını söyledi. Ay gibi bir muhtarın mahallelerine gelmediğini belirten Kiracıoğlu, gözyaşları içinde duygularını anlattı. Kiracıoğlu, \"O bizim torunumuz, onun sayesinde beyde bu rahat yok. Böyle bir muhtar daha gelmedi\" dedi.
\'SADECE MÜHÜR VURARAK MUHTARLIK YAPMAK İSTEMEDİM\'
Muhtar Halil Ay, yazıhanede oturup mühür vurarak gün geçirmek istemediğini söyledi. Vatandaşın içinde olmak, derdiyle dertlenmeyi kendine amaç edindiğini dile getiren Ay, \"Mahallede azalarla çalışma yaparak desteğe ihtiyacı olan 15 yaşlıya ulaştık. Yaşları 80 ile 100 arasında değişiyor. Yemeklerini getireni götürenleri yok. Belediyeler yemek getiriyor ancak eve çıkarmıyor. Bir de belediyelerin yaptığı yemekler herkese hitap ediyor. Bu yaşlılarımızın bazısının şeker hastalığı, bazısının tansiyon hastalığı var. Yemeklerinin özel olması lazım. Onlar bizim anne babamız, onlara sahip çıkmamız lazım. Yaşlılarımızı kendi anne babam gibi görüyorum. Onları çok seviyorum. Beni evlatları gibi seviyorlar. Yarım saat geç kalsam beni arayıp merak ettiklerini söylüyorlar\" dedi.
Muhtar Halil Ay, 15 yaşlıyı birbiriyle de tanıştırdı. Yaşlılar telefonla birbirlerini arayıp destek oluyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
------------------
-Muhtarın yazıhanede çalışırken görüntüleri
-Mahalle arasında muhtar yürürken görüntü
-Muhtarın lokantalardan yemek alırken görüntüleri
-Yemeklerden detay görüntü
-Yemeği yaşlılara teslim ederken görüntüler
-Yaşlılarla sohbet
-Bir yaşlının sofrasını hazırlaması
-Aslı DURAN\' ın anonsu
-Muhtar Halil AY ile röp
-Yaşlı Nigar Kiracıoğlu ile röp
-Muhtarın ara sokaklardan Başka bir yaşlının evine gidişi
-Detaylar
Haber:Hasan DEMİRBAŞ Kamera:Emrah GÜL /ANTALYA (DHA)
====================