1)DOĞU KARADENİZ\'DE SAYILARI ARTAN AYILAR KÖYLERE İNİYOR
Doğu Karadeniz Bölgesi\'nde, 4 ilde yapılan yaban hayatı envanter çalışması sırasında sayılarında önceki yıllara oranla artış olduğu belirlenen ayılar indikleri yerleşim yerlerinde vatandaşlar için tehlike oluşturmayı sürdürüyor. Yerleşim yerlerinde önlerine çıkan insanlara saldıran, arı kovanları ve tarım ürünlerine zarar veren ayılar, bölge halkını tedirgin ediyor. Gümüşhane\'de bir çobana saldıran, Trabzon\'da büyükbaş hayvanları telef eden Rize\'de ise kovanlara zarar veren ayılardan şikâyetçi olan bölge halkı önlem alınmasını istiyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Şağdan Başkaya, popülasyonu gittikçe artan ayıların avlatılması gerektiğini belirterek, \"\'İnsan yiyen ayılar\' diye de bir nesil geliyor\" dedi. Doğa Koruma ve Milli Parklar Bölge Müdürlüğü ekipleri, Rize, Trabzon, Artvin ve Giresun illerinde yaban hayatı envanter belirleme çalışması yaptı. Teknik ekiplerin sahada yaptığı çalışmada yaban hayatının yaşadığı sulak alanlar, sarp kayalıklar ile ormanlık alanlar gözlemlendi. Çalışmada yüzde ayı, çengel boynuzlu dağ keçisi, tilki, çakal, domuz türlerinde yüzde 10 dolayında artış gözlendi. Doğu Karadeniz illerinde ayı popülasyonunda artış olduğu saptandı. Yapılan araştırmalar ve Doğu Karadeniz\'de son zamanlardan artan ayı saldırıları vatandaşları da tedirgin ediyor. Yapılan envanter çalışmalarında önceki yıllara göre arttığı belirlenen ayılar, yerleşim yerlerine inerek büyükbaş-küçükbaş hayvanlara ve tarım ürünlerine zarar verirken, vatandaşların yaşam alanları için de tehlike oluşturuyor.
YAYLACILARDAN ÖNLEM
Havaların soğumasıyla birlikte yaylalardan köylere göç eden yaylacılar, yayla evlerinin kapılarına tahta çakarak ayılara karşı önlem almaya çalışıyor. Gümüşhane\'de bir çobana saldıran, Trabzon\'da büyükbaş hayvanları telef eden Rize\'de ise kovanlara zarar veren ayılardan şikâyetçi olan bölge halkı önlem alınmasını istiyor.
AYILAR AVLATILMALI
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Şağdan Başkaya, popülasyonu gittikçe artan ayılara karşı önlem alınmaması halinde ciddi zararlarla karşı karşıya kalınabileceğini belirtti. Başkaya, \"İnsan yiyen ayılar diye de bir nesil geliyor. Ayı bütün bulunduğu ülkelerde avlanan bir hayvandır. Fakat ülkemizde insanları yese dahi kamuoyunda vurulsun ya da vurulmasın diye çok ciddi tartışmalar varö diyerek ayıların avlatılması gerektiğini söyledi.
\'AYILAR DOKUNULMAZLIK KAZANDI\'
Ayı saldırıları sonucu 21 kişinin yaşamını kaybettiğini belirten ve ayıların Türkiye\'de dokunulmazlık kazandığını kaydeden Başkaya, \"Ayıların devlet eli ile avlattırılması lazım. Ayılar Türkiye\'de dokunulmazlık kazandı. Artık ormanların yanı sıra köyleri de ele geçirdiler. Hatta ilçelere de inmeye başladılar. 2009 yılından bu yana yapılan tespitlerde doğrudan ayı saldırısı ile 21 tane vatandaşımız hayatını kaybetti, 100 vatandaşımız ise ağır yaralanarak sakat kaldı. Dünyaya bakıldığı zaman ayı ölümlerinde ilk sırayı alıyoruz. Devlet vatandaşını arazide dağda sahipsizlik hissiyatı ile baş başa bırakmaması gerekiyor. Vatandaş önlemini alsa da ciddi bir şekilde ayı saldırıları ile karşı karşıya\" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
-----------------------
Ayı görüntüleri
Orman görüntüleri
Röpler
Detaylar
(Haber-Kamera: Emre KOLTUK/TRABZON, (DHA)-
================================================
2)FELÇLİ BABANIN TEK İSTEĞİ OĞLUNUN SIRTINDAN İNMEK
ANTALYA\'nın Gazipaşa ilçesinde 15 yıldır belden aşağısı felçli yaşayan Rahmi Demiral (79), oğlu Hasan Demiral\'ın (39) tüm ihtiyaçlarını kendisini sırtında taşıyarak giderdiğini ve dışarı çıkarıp gezdirdiğini söyledi. Tekerlekli sandalyesi olmasına karşın yol olmadığı için kullanamadığını belirten Demiral, \"Tek isteğim yol\" dedi.
Gazipaşa\'ya yaklaşık 25 kilometre uzaklıktaki Çile Mahallesi\'nde oturan Rahmi Demiral, yaklaşık 15 yıl önce geçirdiği rahatsızlık nedeniyle felç oldu. 7\'si kız, 8 çocuk sahibi Demiral, oğlu Hasan Demiral ve geliniyle birlikte yaşamını sürdürüyor. Yatağa bağımlı olan Rahmi Demiral\'a engelli maaşı, kendisine bakan oğlu ve gelinine de bakım maaşı veriliyor.
Belden aşağısı felç olan Rahmi Demiral\'ın tüm ihtiyaçlarını oğlu karşılıyor. Babasının evin içindeki ihtiyaçlarını sırtında taşıyarak gideren Hasan Demiral, yatalak olması nedeniyle sırtında ağrı ve yaralar oluşmaması için de her gün sırtına alarak evin önünde dolaştırıyor. Tekerlekli sandalye olmasına rağmen evin önündeki taşlı topraklı yol nedeniyle kullanamadıklarını söyleyen Rahmi Demiral, yetkililerden yolun düzeltilmesini istedi.
\'TEK İSTEĞİM YOL\'
Tek isteğinin oğlunun sırtından inip, tekerlekli sandalyesiyle evinin önündeki yolda dolaşabilmek olduğunu belirten Rahmi Demiral, \"Tek isteğim yol. Yol yok, olsa kendim tekerlekli sandalyemle gezerim. Her yere, bütün ihtiyaçlarıma oğlum sırtında götürüyor\" dedi
\'TEKERLEKLİ SANDALYE ÇAKILDA GİTMİYOR\'
Yıllardır babasına vefa örneği gösteren Hasan Demiral da \"15 yıldır yatalak. Hep sırtımda gezdiriyorum. Sürekli yattığı için vücudunda yaralar oluşuyor. Yara oluşmaması için sırtımda günde 500 metre gezdiriyorum. Yolumuz da beton olsa tekerlekli sandalyeye bindirip gezdireceğim. Tekerlekli sandalye çakılda gitmiyor. Babama bakmaktan memnunun, ömür boyu da bakarım, ama yolumuzun beton olmasını istiyorum. Yetkililerden yardım etmelerini istiyorum\" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
--------------
- Hasan Demiral\'ın babası Rahmi Demiral\'ı sırtında taşıması
- Hasan Demiral\'ın babasını otomobile bindirmesi
- Otomobilin gidişi
- Hasan Demiral\'ın babasını sırtında taşıyıp eve getirmesi
- Hasan Demiral\'ın babasını yatağa yatırması
- RÖP 1: Rahmi Demiral
- Hasan Demiral\'ın babasını sırtında taşıması
- RÖP 2: Hasan Demiral
- Hasan Demiral\'ın babasını sırtında taşıması detay
Haber- Kamera: Yücel BULUT/GAZİPAŞA (Antalya), (DHA)
=================================================
3)AKSARAY’DA OTOMOBİL EVİN BALKONUNA ÇARPTI
AKSARAY’da sürücüsünün kontrolünden çıkan otomobil, yol kenarındaki bir evin balkonuna çarptı. Otomobil sürücüsü Mehmet Dinç(56), kazadan yara almadan kurtuldu. Kaza, saat 00.30 sıralarında Hashas Mahallesi Nevşehir Yolu Ihlara Bulvarı üzerinde meydana geldi. Mehmet Dinç, yönetimindeki 68 BF 610 plakalı otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıkıp yolun kenarındaki müstakil bir evin balkonuna çarptı. Sürücü Dinç, aracın hava yastıklarının da açılmasıyla kazadan yara almadan kurtuldu. Kaza ile ilgili soruşturma sürüyor.
Görüntü Dökümü
-------------------
- Araçtan detay
- Sürücüden detay
- Polisin inceleme yapması
(Haber- Kamera: Erkan ALTUNTAŞ AKSARAY DHA)
==================================================
4)PIRLANTA TESPİH, 300 BİN LİRAYA SATIŞTA
ADANA\'da 1,8 karat siyah pırlantayla üretilen, göz kamaştıran 33\'lük tespih, 300 bin TL fiyatla satışa sunuldu.
Adana\'da tespih işçiliğini üç kuşaktır sürdüren Emre Bozkurt, 1,8 karat siyah pırlantayla 33\'lük tespih yaptı. Bozkurt, pırlanta tespihe 250 bin TL’nin üzerinde çok sayıda teklif aldıklarını, ancak kabul etmediklerini söyledi. Kentteki kuyumcuların siyah pırlanta taşlı tespihi satın almak için yoğun ilgi gösterdiğini aktaran Bozkurt, \"Bu tespih 33 tane pırlanta taştan oluşuyor ve hepsinin aynı boyda olması nadir bir şeydir. Bu şekilde dizayn ettik. Kuyumcular yoğun ilgi gösteriyor ama 300 bin TL’den aşağı bir fiyata satmıyoruz\" dedi.
Ürettikleri tespihleri dünyanın dört bir yanına gönderdiklerini kaydeden Bozkurt, özellikle Birleşik Arap Emirlikleri’nin, Türk tespihlerine yoğun ilgi gösterdiğini anlattı. Tespihin en çok İstanbul ve Ankara’da satıldığını söyleyen Bozkurt, çok sayıda atölye ve zanaatkar nedeniyle tespih üretim sektörünün merkezinin ise Adana olduğunu vurguladı.
YURT İÇİNE GÜNDE 400, YURT DIŞINA 40 SİPARİŞ
Bozkurt, pek çok değerli taştan tespih ürettiklerine dikkat çekerek şunları söyledi:
\"İnternette mezat sayfalarımızda günde 350-400 tespih satıyoruz. Yurt dışına da günde 35-40 kargomuz var. Türk ustaları çok iyi olduğu için yabancı ülkeler Türkiye’yi tercih ediyor. Ekonomik olanların yanı sıra çok değerli taşlardan ürettiğimiz tespihlerin fiyatları da yüksek oluyor. Mesela Osmanlı kehribarı bir tespih modelimizdeki püsküllerin değeri sadece 250- 300 dolar. Firuze, yakut ile süslenmesi eşsiz bir işçilik. Sıkma Osmanlı kehribar tespihler 35 bin TL’ye satılıyor. Damla kehribar mügellef tespihler 25 bin TL. Milyonlarca yılda oluşan kehribar taşların değerine paha biçilemiyor.\"
Görüntü Dökümü
----------------------
- İş yeri sahibi Emre Bozkurt ile röp
- Tesbihlerden genel ve detay görüntüler
SÜRE:04\'14\" BOYUT:469 MB
Haber:-Kamera: Nuri PİR-Eser PAZARBAŞI/ADANA,(DHA)
======================================================
5)TARİHİ YAPILARI YÜZÜKLERE SIĞDIRIYOR
KONYA\'da takı tasarımcısı Servet Küçükdemirel, Bursa Ulu Cami, Ayasofya ve Taç Mahal gibi tarihte önemli yer tutan eserleri yüzüklere sığdırıyor. Hiçbir makine kullanmadan tamamen el emeğiyle yüzüklere yaptığını belirten Küçükdemirel, \'Tasarımından yapımına kadar tamamen kendi eserim bu yüzükler. Görenler bunları yüzüğün içine nasıl sığdırdın diyerek hayrete düşüyor. Bursa Ulu Cami, Ayasofya ve Taç Mahal gibi eserleri daha öncede Mevlana Türbesi\'ni yüzüklerin içine işledim.\" dedi. 1980 yılında mesleğe çırak olarak başlayan Servet Küçükdemirel, daha sonra Konya ve İç Anadolu bölgesinde birçok kuyumcuya özel tasarımlı yüzükler yaptı. Şimdi müşteri ve kendisinin özel tasarımlı yüzükleri üreten Küçükdemirel, şunları söyledi:
\" Bu işe çıraklıktan girdim ve 38 yıldır bu işi yapıyorum. Konya\'nın ve İç Anadolu\'daki birçok kuyumcunun özel işlerini yapıyordum. Baktım ikisi birlikte yürümüyor. 21 yıldır kişiye özel tasarımlar yapmaya başladım. Birçok ünlünün, sanatçının, siyasetçinin işini yapıyorum. Aklınıza gelebilen tüm eserleri yapabiliyorum. Müşteri Ayasofya\'yı istiyor ya da Sultan Ahmet Camisini istiyor, bizde onları yapıyoruz. Kişi ne isterse onu yapıyoruz. Bunun bir maddesi yok. Tamamen elde yapılan bir şey. Çok ayrıntılı yada detaylı yapılamıyor bunlar. Taktir edersiniz ki tüm detayını işleyemeyiz. Ama istediğimiz yeri rahatlıkla işleyebiliriz.\"
İLK BAŞTA MAKET SANIYORLAR
Yüzükleri görenlerin ilk başta maket sandıklarını belirten Küçükdemirel, \"Bugüne kadar Mevlana Türbesi, Bursa Ulu Camii, Bursa Yeşil Türbe, Ayasofya, Sultan Ahmet Camii, Taç Mahal gibi ürünleri işledik. Yüzükleri görenler önce maket olduğunu sanıyorlar. Onlara sistemi anlatınca inanılmaz derecede hayrete düşüyorlar. Gerçekten zor bir iş ve makine değmeden yapılıyor. Çok sert bir taşı, oyarak işliyoruz.\" diye konuştu.
Küçükdemirel, tasarımı çizdikten sonra 1 hafta içinde bitirebildiğini de sözlerine ekledi.
Servet Küçükdemirel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye üzerinde MHP liderinin kullandığı 1982 model otomobilin figürüyle, ülkücülüğün ilkesi 9 ışığı sembolize eden yıldızların bulunduğu yüzük yapıp hediye etmişti.
Görüntü Dökümü
-----------------------
- Yüzüklerden detay
- Küçükdemirel\'in yüzük yapması
- Küçükdemirel röp.
(Haber- Kamera: Tolga YANIK KONYA DHA)
========================================