Gündem

DHA YURT BÜLTENİ 3

DHA YURT BÜLTENİ 3 Zonguldak'ın acı gerçeği kaçak ocaklar ZONGULDAK,(DHA)- ZONGULDAK'ta, maden ocaklarında son 5 yılda meydana göçük, patlama, zehirlenme gibi iş kazalarında ölen 83 maden işçisinden 29'u kaçak işletilen ocaklarda yaşamını yitirdi

23 Kasım 2018 13:08

DHA YURT BÜLTENİ 3

Zonguldak\'ın acı gerçeği kaçak ocaklar

ZONGULDAK,(DHA)- ZONGULDAK\'ta, maden ocaklarında son 5 yılda meydana göçük, patlama, zehirlenme gibi iş kazalarında ölen 83 maden işçisinden 29\'u kaçak işletilen ocaklarda yaşamını yitirdi. Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Ahmet Demirci, önceki gün kaçak ocakta meydana gelen göçükte ölen 3 madenciyle birlikte 2018 yılında iş kazalarında yaşamını yitiren madenci sayısının 8\'e yükseldiğini söyleyerek, \"Ölen 8 işçinin yüzde yüzü kaçak ocakta çalışıyor olması bölgedeki işsizlik nedeniyle insanların ölümü göze alarak kaçak ocaklardan ekmek parası kazanma derdine düştüğünü açıkça gösteriyor\" dedi.

Geçen çarşamba sabah saat 03.00 sıralarında ruhsatsız maden ocağında meydana gelen patlamada 3 maden işçisinin hayatını kaybetmesi, Türkiye\'nin en büyük taşkömürü havzası Zonguldak\'ta ki kaçak ocakları tekrar gündeme getirdi. Türkiye Taşkömürü Kurumu\'nun (TTK) yanı sıra özel kömür işletmelerinde de üretimin yapıldığı Zonguldak\'ta yasa dışı ve ruhsatsız olan kaçak ocaklarda da üretim yapılıyor. İş bulamayan madenciler, iş kazalarına ve ölüm tehlikesine rağmen iş güvenliği tedbirlerinden yoksun ocaklarda günlük ortalama 100 lira yevmiye karşılığında çalışıyor. Kentte birçok kişi, geçimini bu ocaklardan sağlıyor. TTK ile özel ocaklarda üretilen ve tonu 700- 800 liradan satılan kömür ise kaçak ocaklarda yarı fiyattan satılıyor. Son 5 yılda TTK\'da 14, özel kömür işletmelerinde 40, kaçak ocaklarda ise 29 maden işçisi yaşamını yitirdi. Kaçak ocaklarda 1992\'den bu yana ise göçük, patlama, gaz zehirlenmesi ve diğer iş kazaları sonucu toplam 142 kişi hayatını kaybetti.

TESPİT EDİLEN OCAKLAR İMHA EDİLİYOR
TTK, Orman Bölge Müdürlüğü, jandarma, Çalışma ve İş Kurumu Müdürlüğü yetkilileri tarafından yapılan denetimlerde tespit edilen kaçak ocaklar imha edilerek mühürleniyor. 3 maden işçisinin öldüğü kaçak ocağında girişi kapatılarak mühürlendi. Son 5 yılda tespit bin 461 kaçak ocakla ilgili işlem yapılırken, bunlardan 491\'i için TTK tarafından cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunuldu. Yapılan çalışmalara rağmen dinamitle patlatılarak, mühürlenen bu ocaklardan çoğu, daha sonra tekrar üretime açıldı. Jandarma yaklaşık 5 yılda kaçak ocaklardan tespit ettiği 614 bin 590 kilo kaçak kömürü İl Özel İdaresi yetkililerine teslim etti.

11 AYDA ÖLEN 8 İŞÇİDE KAÇAK OCAKTA ÇALIŞIYOR

GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci, hayatını kaybeden 3 madenciyle birlikte 2018 yılında ölen 8 maden işçisinin hepsinin kaçak ocakta hayatını kaybettiğini söyledi. Hayatını kaybeden tüm işçilerin kaçak ocaktan olmasının bölgedeki işsizliğin hangi boyutlara geldiğini gözler önüne serdiğini ifade eden Demirci, şöyle dedi:

\"Ölen 8 işçinin yüzde yüzü kaçak ocakta çalışıyor olması bölgedeki işsizlik nedeniyle insanların ölümü göze alarak kaçak ocaklardan ekmek parası kazanma derdine düştüğünü açıkça gösteriyor. Önceki gün, özel sektör olarak bildiğimiz ama sonradan ruhsatsız olduğunu öğrendiğimiz bir ocakta 3 kardeşimizi, canımızı toprağa verdik. Zonguldak\'ın maalesef kaderi diyoruz ama bu artık kader olmaktan çıktı. Biz bu tür iş cinayetlerine \'dur\' denilmezini istiyoruz. İnşallah gencecik çocuklarımızın bu tür maden kazalarında şehit vermekten kurtuluruz diye ümit ediyoruz. Maalesef istihdam yaratacak bir yer yok. TTK\'da istihdamın arttırılmaması Zonguldak\'ta işsizliğin artmasına neden oldu. Bunlar olmayınca gençler ya başka illere gidiyorlar ya da kaçak ocaklarda karın tokluğuna, çocuklarına bir yemek getirmek için maalesef mecburiyetten kaçak ocaklarda çalışıyorlar.\"

Zonguldak\'ta devlet ciddiyetiyle çalışılacak iş yerlerine ihtiyaç olduğunu ifade eden Demirci, \"Biz özel sektöre karşı da değiliz. Sadece diyoruz ki Zonguldak\'ta özel sektörümüz dört dörtlük iş güvenliklerine uymuyor ve işçilerin ücretlerini ödemiyor. Maalesef çalışan arkadaşlarımızın çoğu 2-3 ay geriden maaşlarını alıyorlar. Biz bu şekilde çalışan yerlere karşıyız. Yoksa bunlara uyan firmalara karşı değiliz. Biz devlet yetkililerine çağrıda bulunuyoruz. Bu sorunlara bir çözüm bulalım ve gençlerimize istihdam yaratalım.\" dedi.

\'YA ÖLECEK O MADENDE YA AİLESİNE BAKACAK\'
Daha önce kaçak ocakta çalışan şimdi ise özel bir maden şirketinde vinç operatörü olarak görev yapan maden işçisi Cemil Genç(36) insanların işsizlik nedeniyle kaçak ocaklara girdiğini söyledi. Özel sektörde çalışan işçilerin en büyük sorunun da sağlık sorunu olduğunda işten atıldıklarını belirten Cemil Genç, şöyle konuştu:

\"3 arkadaşımız maden şehidi oldu. Kaçak ocaklarda çalışmanın sebepleri var. Şimdi arkadaşlarımız 5-6 yıl özel ocaklarda çalışıyor. Ciğerlerinde toz oluyor. Meslek hastalığından işçiler işten çıkartılıyor. Bu adam ekmeğini nerede kazanacak. Başka bir iş bilmiyor? Ne yapacak? Bu insanlar kaçak ocağa giriyor. TTK\'ya bin 500 işçi alınacak. 30 yaş sınırı getirdiler işçi alımında. 30 yaşın üstü yaşamayacak mı? Özel şirketler 30 yaşındaki üstünü niye işe alsın o zaman. Bu sistem çok yanlış bir sistem. Bu 30 yaş üstünün çocuğu ailesi yok mu? Bizim emekli olabilmemiz için bir fiil 12-13 yıl çalışmamız lazım. Ama çoğu arkadaşımız işten çıkartılıyor. Ciğerinde hasta olan bir insan özel şirkette çalışamıyorsa ne yapacak? Devlet ne yapmasını söylesin o madenciye. Madenci ya ölecek o madende yada çocuklarına, ailesine bakacak. Ya öleceğiz, ya emekli olacağız? Devlet buna çare bulsun.\"

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------
-3 kişinin öldüğü Mühürlenen ocaktan detaylar
-Cemil Genç ile röp.
-GMİS Genel Başkanı Ahmet Demirci ile röp.
-Kaçak ocaklardan detaylar
-Mühürlenen ocak önünde röp.

Süre: (8.19) Boyut: (931 MB)
Haber-Kamera: Gürkay GÜNDOĞAN-Cüneyt ÖZFİDAN/ZONGULDAK,(DHA)

================

Kuşadası\'nda 62 kaçak göçmen yakalandı

AYDIN\'ın Kuşadası ilçesinden yasa dışı yollarla yurt dışına çıkmaya çalışan 62 kaçak göçmen, Sahil Güvenlik ekiplerince yakalandı.

Sahil Güvenlik helikopteri, geçen çarşamba günü saat 21.20 sıralarında, Kuşadası ilçesine bağlı Davutlar açıklarında lastik botta bir grup kaçak göçmenin bulunduğunu tespit etti. Görevlendirilen Sahil Güvenlik botu tarafından durdurulan lastik bottaki Afganistan uyruklu 62 kaçak göçmen yakalandı. 22\'si erkek, 15\'i kadın ve 25\'i çocuk olan kaçak göçmen grubu, kıyıya getirildi. Kaçaklar, kimlik tespit işlemlerinin ardından İl Göç İdaresi Müdürlüğü\'ne teslim edildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:

- Sahil Güvenlik helikopteri kamerası

- Sahil Güvenlik botunun kaçakları lastik bottan alması

Haber: Kadir ÖZEN- Kamera: İZMİR, (DHA)

=============================

Bodrum\'da 20 kaçak göçmen yakalandı

MUĞLA\'nın Bodrum ilçesinde, tekneyle yasa dışı yollardan Yunan adalarına geçmeye çalışan 20 kaçak göçmen, Sahil Güvenlik ekiplerince yakalandı.

Güney Ege\'de, bugün saat 04.30 sıralarında devriye görevinde bulunan Sahil Güvenlik ekipleri, Bodrum\'un Bitez Mahallesi açıklarında, \'Kerim Tekin 1\' isimli tekneyle Yunan adalarına geçmeye çalışan bir grup kaçak göçmen olduğunu farketti. Tekneye operasyon düzenleyen ekipler, Cezayir, Filistin ve Somali uyruklu toplam 20 kişiyi yakaladı. Aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu kaçak göçmenler, getirildikleri Bodrum Sahil Güvenlik Bot Komutanlığı\'ndaki yasal işlemlerinin ardından Muğla İl Göç İdaresi Müdürlüğü\'ne gönderildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-Teknedeki yakalanan kaçak göçmenlerin görüntüsü


Haber-Kamera: Cavit AKGÜN / MUĞLA, (DHA)

================

Öğretmen üç kardeşin yolu aynı okulda kesişti

AFYONKARAHİSAR\'da üçü de öğretmen olan İhsan Akar (45), Ersen Akar (40) ve Ekrem Akar (38) kardeşlerin yolu aynı okulda kesişti. En büyüklerinin öğretmen olması, diğerlerinin de onu örnek almasıyla öğretmenlik yolculuğuna başlayan kardeşler şimdi aynı okul binasında görev yapmanın ve öğrenci yetiştirmenin mutluluğunu yaşıyor.
Afyonkarahisarlı 4 çocuklu bir ailenin en büyüğü olan İhsan Akar öğretmenlik mesleğini seçince kardeşleri Ersen ve Ekrem de onun yolundan gitmeye karar verdi. İhsan Akar, 1994 yılında sınıf öğretmeni olarak göreve başlarken, Ersen Akar 2001 yılında sınıf öğretmeni, Ekrem Akar da 2005 yılında sosyal bilgiler öğretmeni olarak mesleğe adım attı. Türkiye\'nin çeşitli illerinde görev yapan kardeşlerden İhsan Akar 1998 yılında Muş\'tan, Ersen Akar 2011 yılında Kahramanmaraş\'tan, Ekrem Akar da 2013 yılında Batman\'dan Afyonkarahisar\'a atandı. Öğretmen 3 kardeş burada çeşitli köy okullarında görev yaptı. 
AYNI OKULDA BULUŞTULAR
İhsan, Ersen ve Ekrem Akar kardeşlerin yolu bu yıl aynı okul binasında kesişti. İhsan ve Ersen Akar\'ın 3 yıldır görev yaptığı Atatürk İlkokulu binası bu yıl yıkıldığı için okul Şemsettin Karahisari Ortaokulu\'nun ek binasına taşındı. Ekrem Akar da bu yıl Şemsettin Karahisari Ortaokulu\'na atanınca 3 kardeş aynı okul yerleşkesinde görev yapmaya başladı. Evli ve 2 çocuk babası İhsan Akar, evli ve 1 çocuk babası Ersen Akar ile bekar olan Ekrem Akar bu yıl aynı binada eğitimci olarak görev yapmanın mutluluğunu yaşıyor. Kardeşlerin en küçük kız kardeşleri Edebiyat Fakültesi\'nde, İhsan Akar\'ın oğlu Mustafa Çağrı Akar da Akdeniz Üniversitesi Hastanesi\'nde İngilizce Öğretmenliği eğitimi görüyor. 3 kardeşin durumu meslektaşları, veliler ve öğrencilerin hem ilgisini çekiyor hem de takdirini topluyor. Teneffüslerde öğrencilerle birlikte oyun oynayan kardeşlere öğrencileri de yoğun ilgi gösteriyor.
\'İLK BAŞLARDA FARKLI GELDİ\'
İhsan Akar, kardeşleriyle aynı çatıda büyüdükten sonra yine aynı çatı altında eğitim vermenin mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. İhsan Akar, \"Bu çok güzel bir duygu. İlk başlarda farklı geldi. Ama zamanla alıştık. Hatta öğrenciler ve veliler de alıştı. Ortak öğrencilerimiz de var bizim ilkokulda mezun ettiğimiz. Diğer kardeşimiz 5, 6, 7 ve 8\'inci sınıflarda sosyal bilimler dersine giriyor. Birbirimizden dolayı velilerle tanışıklıklarımız var. Veliler geliyor. \'Siz İhsan hocanın ağabeyimizsiniz\' ya da Ersen ve Ekrem\'e \'Siz İhsan hocanın kardeşiymişsiniz\' gibi güzel dönüşler alıyoruz. Bizim için de değişik bir duygu bu. Sanırım Türkiye\'de ender okullarda böyle bir durum vardır\" dedi.
\'AİLEMİZDE ÖĞRETMEN ADAYLARI DA VAR\'
Kız kardeşi ve oğlunun da öğretmen adayı olduğunu aktaran İhsan Akar, \"Ailemizde bizden başka öğretmen yok. Ama öğretmen adayları var. Benim oğlum Akdeniz Üniversitesi\'nde 1. sınıf İngilizce öğretmenliği okuyor. Belki de 3 veya 4 yıl sonra benim oğlum da buraya gelecek ve o da İngilizce öğretmeni olacak. Kız kardeşimiz de Edebiyat Bölümü\'nü açık öğretimden okuyor. Ayrıca beni ilkokulda mezun eden öğretmenim, Ersen kardeşimi 5 yıl, Ekrem kardeşimi de 1 yıl okuttu. Böylelikle bir öğretmenin öğrencilere eli değdiğinde nasıl farlılıklar oluşturabileceği ortaya çıktı. Bir çocuğun başına gelebilecek en güzel şey ise iyi bir ilkokul öğretmenidir tezi bu üç kardeşte otaya çıkmış oldu\" diye konuştu.
\'AĞABEYİM İHSAN\'I ÖRNEK ALDIK\'
Ersen Akar, ağabeyini rol model olarak gördüklerini anlattı. Ersen Akar, şöyle dedi:
\"Çok keyifli, aile ortamı gibi sıcak. Ağabeyim İhsan\'ı örnek aldık ve rol modelimiz oldu. İlkokulda da aynı öğretmende eğitim gördük. Belki de onun verdiği durumdur bu. Çok mutluyum. Ayrıca anne ve babamız da mutlu ve bizimle gurur duyuyor. Biz onlar için bir gurur kaynağıyız. Öğrencilerimi çok seviyorum. İşimi çok seviyorum. İnşallah birileri öğretmen olur da bizim gibi bu meşaleyi yakmaya devam eder.\" 
\'EN ÇOK ANNEM VE BABAM MUTLU OLDU\'
Ekrem Akar da kardeşleriyle aynı okulda görev yapmanın ilk başlarda zor gibi göründüğünü ancak daha sonra keyifli bir hal aldığını kaydetti. Ekrem Akar, şunları söyledi:
\"3 kardeş aynı okulda çalışmamız diğer insanların da ilgisini çekti, dikkatini çekti. Veliler de üçümüzden memnun. Ben de memnunum, arkam sağlam diye. Önce en büyük ağabeyimi örnek aldım. Sonra diğer ağabeyimi örnek aldım ve zamanla onların arkasından gittim. En çok buna annem ve babam mutlu oldu ve gurur duydu. Güzel bir duygu. Öğrenciler bizleri çok seviyor. Öğrenciler çok gezmesin, çok çalışsınlar ve işini severek yapsınlar.\" 

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
--------------
- Okul tabelası ve binasından detay
- Okul bahçesindeki öğrencilerden detay
- İhsan Akar sınıfta ders anlatırken detay
- Esen Akar sınıfta ders anlatırken detay
- 3 kardeş öğrencilerle basketbol oynarken, sohbet ederken detay
- 3 kardeş birlikte sohbet ederken detay
- İhsan akar röp
- Ersen Akar röp
- Ekrem Akar röp

HABER- KAMERA: Satılmış AKKAŞ/AFYONKARAHİSAR, (DHA)


==============================

Ailesiyle birlikte uyuşturucu sevkiyatı yaparken yakalandı

AKSARAY\'da polis tarafından uyuşturucu sevkiyatı yapan  otomobili yapılan operasyonda konsol kısmına gizlenilmiş 16 kilo eroin ele geçirildi.  Araçta iki çocuğunun da bulunduğu sürücü B.A. (37), tutuklandı, eşi M.A. (28) ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. 
Aksaray Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, Doğu Anadolu bölgesinden uyuşturucu sevkiyatı yapılacağı bilgisine uluştu. Bunun üzerine araştırmasını derinleştiren polis, sevkiyatın yapılacağı otomobilin plakasını belirleyip takibe aldı. B.A.\'nın kullandığı otomobil, kent merkezi girişinde düzenlenen operasyon durduruldu. Eğitimli köpekle yapılan aramada konsol kısmına gizlenilmiş paketler hallinde 16 kilo eroin ele geçirildi. 
Aile görünümü vermek için araçta 10 ila 12 yaşındaki çocukları da bulunan sürücü B.A. ve eşi M.A., gözaltına alındı. Yapılan sorgulamanın ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden B.A., çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Eşi M.A. da ifadesinin ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. 
(Görüntü Dökümü 
------------------
- Ele geçirilen eroinden detay
- Şüphelinin adliyeden çıkartılması 
(KJ:Haber- kamera: Erkan ALTUNTAŞ AKSARAY DHA))

======================================

Tarihi Ulu Cami\'nin minaresi yapılışından eğri

SİVAS\'ta Selçuklular döneminde yaptırılan Tarihi Ulu Cami\'nin eğriliği ile dikkat çeken minaresi sonradan değil yapılışından bu şekilde olduğu ileri sürüldü. Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof.Dr. Erdal Eser, \"Sanki rüzgara karşı bir direnç sağlanması için ustaları tarafından bilerek eğri yapılmış gibi geliyor\" dedi.
Sivas\'ta Uluanak Mahallesi Fevzi Çakmak Caddesi üzerinde bulunan ve Selçuklu Devleti döneminde 2\'inci Kılıçarslan\'ın oğlu Kudbeddin Melih Şah tarafından 1196 ile 1197 yılları arasında yaptırılan Vakıflar Genel Müdürlüğü bünyesindeki tarihi Ulu Cami\'nin minaresi eğriliği ile biliniyor. Zaman içerisinde eğiminde değişiklikler görülen, yerden 35 metre yüksekliğindeki minarenin hareketleri sismik cihazlar ile takip ediliyor. Yıl içerisinde zaman zaman çok küçük oranlarda esnemeler tespit edilen minare, yıllar önce yaşanan yıldırım düşmesi sonucu oluşan hasara rağmen ayakta durmayı başarıyor. 10 metrekarelik bir alan üzerine oturtulan minare, sepet örgüsü motifleri, tuğlalar arasındaki çinileri ile dikkat çekiyor. Zamanla yıkılabileceği öne sürülen minarede sanılanın aksine fazla bir eğim yaşanmaması da dikkat çekiyor. 

\'USTALAR BİLEREK EĞİMLİ YAPMIŞ\'
Selçuklu ve Orta Çağ\' dönemi mimarisinde minarelerin çoğunun tuğla ile yapıldığını söyleyen Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölüm Başkanı Prof.Dr. Erdal Eser, \"Tuğla malzeme taş malzemeye oranla ölçü açısından daha küçük olduğu için zaman içerisinde bu malzemede esneme gerçekleşebiliyor. Anadolu\'da birden fazla tuğla minarenin eğik gövde ile günümüze gelmiş olduğunu görüyoruz. Bunlar hep söylenir. Aksaray Eğri Minare, adı da Eğri Minare\'dir. Harput Ulu Cami\'deki minare de eğridir. Harput Ulu Cami\'deki minare Pisa Kulesi\'nden de daha çok eğime sahipliği ile meşhur olmuştur. Buna ek olarak bir de Sivas Ulu Cami\'nin minaresi söz konusudur. Bu yapıların malzeme karakteri ve özellikleri nedeniyle zaman içerisinde oturmaları söz konusudur. Bütün yapılar oturmaktadır ve bu oturmalar devam etmektedir. Eğer Sivas Ulu Cami minaresi yapıldıktan sonra eğilmiş olsaydı, biz bu mimarinin gövdesinde çok daha ciddi bazı sorunlarla karşılaşacaktık. Bir yıldırım nedeniyle gövdede oluşmuş çok ciddi bi problem var. O yıldırım oraya isabet edene kadar bu tür bir sorun görünmüyor. Bu konudaki düşüncem bunların bilerek ustaları tarafından belli eğimlerde yapılmış olmalarıdır. Çünkü normalde biz 10\'uncu yüzyıldan itibaren kulevari oluşumları biliyoruz. Bunların formlarına baktığımız zaman aşağıdan yukarıya doğru daralan statik açıdan çok sağlıklı bir durum var. Bu yapılar uzun yüzyıllar boyunca varlıklarını koruyarak sürdürüyorlar. Vakıfların ölçümleri sonucu Sivas Ulu Cami\'nin minaresi 2 milimlik bir salınıma sahip\" dedi. 

\'PİSA KULESİ SONRADAN, BİZİMKİLER YAPILIŞTAN\'
Prof.Dr. Eser, Sivas Ulu Cami minaresinin kendisine özgü bir salınımının söz konusu olduğunu belirterek, \"Malzeme ve iklim özellikleri nedeniyle belki gerilme ve esneme özellikleri söz konusudur. Minare bu sayede ayakta durmaktadır. Sivas Ulu Cami\'nin minaresine bilerek bir eğim verildiğini, bu mimari öğelerle söylemem mümkündür. İtalya\'daki Pisa Kulesinin içi boştur. Bir kabuk içerisine yerleştirilmiş merdiven ile çıkıyorsunuz. Minarelerde de merdiven kovanı dediğimiz minare içerisinde spiral olarak yükselen bir merdiven sistemi var. Dönerek çıkılan bir kurgu olmaları nedeniyle birbirlerine benzer olduklarını söylemek mümkündür. Ama Pisa Kulesinin kayma nedeni eğilme nedeni bilerek yapılan bir durum değildir. İnşasından sonra oluşan zeminden kaynaklanan bir durum olduğunu biliyorum. Ama bizdekiler bilerek eğimli yapılmış gibidir\" diye konuştu. 
Ortaçağ mimarlarının minareleri yaparken iklim koşullarını da hesap ettiklerini söyleyen Prof.Dr. Eser, \"Eğimin kuzeye doğru olmasını da rüzgara bağlıyorum. Kuzeyden gelen rüzgar Anadolu\'da çok bilinir ve güçlüdür. Bana sanki rüzgara karşı bir direnç sağlanması için bilerek eğri yapılmış gibi geliyor\" ifadelerini kullandı. 
Prof.Dr. Eser, bugün Ulu Cami minaresini tehdit eden en önemli unsurun hemen yanı başından geçen yol ve buradaki trafik yoğunluğu olduğunu belirterek, \"Minareyi muhafaza etmek için bölgedeki ulaşım azaltılmalı veya tamamen yayalaştırılmalıdır\" dedi.

Görüntü Dökümü:
-Caminin drone görnütüleri
-Minarenin görnütüleri
-Detaylar
-Prof.Dr.Eser\'ien açıklamaları

Haber-Kamera: Eraydın AYTEKİN-Hüsnü Ümit AVCI/SİVAS, (DHA)

(572 mb)


======================================

Görme engelli öğretmenin yurt dışı hayali

ANTALYA\'da doğuştan görme engelli Türkçe öğretmeni Mehmet Kahramanoğulları (31), yurt dışında öğretmenlik yapabilmek için şart koşulan sınavda başarılı olmasına rağmen dil sınavında elendi. Kahramanoğulları, \"Dil kursuna gidip bunu da geçip hayalimi gerçekleştireceğim\" dedi.
Antalya\'da görme engelli Türkçe öğretmeni Mehmet Kahramanoğulları\'nın yaşam mücadelesi örnek olacak cinsten. Üniversite eğitimini tamamladıktan sonra öğretmen olarak atandığı okullarda görevini başarıyla yerine getiren Kahramanoğulları, mesleğinde 9\'uncu yılını tamamlıyor. Öğrencileriyle hiçbir iletişim güçlüğü çekmeyen Kahramanoğulları, Kepez ilçesindeki Şehit Ufuk Baysan Anadolu İmam Hatip Ortaokulu\'nda görev yapıyor.
KONULARI ÖZEL KİTAPTAN İŞLİYOR
Okul idaresi Kahramanoğulları\'na kolaylık olması için okulun ikinci katında kendisine bir sınıf tahsis etti. Türkçe dersi olan öğrenciler bu sınıfa gelerek ders işliyor. Sınıfta özel bir program yüklü olan dizüstü bilgisayar ise Kahramanoğulları\'nın en büyük yardımcısı. Sesli komutlarla bilgisayarda görme engeli olmayan herkesin yaptığı tüm işlemleri yapan Kahramanoğulları, öğrencileriyle ilgili yaptığı değerlendirmeleri ve notları da bu bilgisayara işliyor. Kahramanoğulları, ders konularını ise Braille Alfabesi ile basılan ve öğrencilerin kitabıyla içerik olarak birebir örtüşen kitaptan takip ediyor. 
DERS SONUNDA NEY ÇALINIYOR
Mehmet Kahramanoğulları, ders sonunda ise öğrencilerine ney çalarak müzik ziyafeti veriyor. Öğrencilerin derse katılımını artırmak adına farklı bir uygulama da yapan Kahramanoğulları,  en çok aktif olan ve derse katkı koyan öğrencisini öğretmen masasının yanına yerleştirdiği sıraya oturtarak asistanı yapıyor. Asistan olmak için birbiriyle yarışan öğrencilerden asistanlığı kazanan, zaman zaman öğrencilerle ilgili öğretmenine bilgiler verip, soru cevaplamak için kimin parmak kaldırdığını söylüyor. Teneffüslerde ise Kahramanoğulları, bastonunu alarak öğretmenler odasına gidiyor. Bastonu sayesinde koridorda rahat bir şekilde hareket eden Kahramanoğulları, zil sesiyle yeniden sınıfına gelerek öğrencilerini bekliyor.
ÖĞRENCİLERİ ÇOK MEMNUN 
Mehmet öğretmenle ders işlemenin çok keyifli olduğunu belirten 6\'ncı sınıf öğrencisi Çınar Atalay, “Görme engelli olmasına rağmen hiçbir zorluk yaşamadım. Görme engelli olduğunu duyunca çok şaşırmıştım\" dedi. 6\'ncı sınıf öğrencisi Sümeyra Merve Coşkun ise Türkçe öğretmeninin görme engelli olduğunu duyunca önce önyargılı yaklaştığını söyledi. Zamanla diğer öğretmenlerden daha iyi ders anlattığını fark ettiğini belirten Coşkun, “Aileme anlattığımda önyargılı olmamamı söylediler. Hiçbir zorluk yaşamıyoruz. Derslerde eğleniyoruz. Öğretmenimiz başarının canlı örneği. Zorlukları aşıp öğretmen olmuş\" dedi.
Aynı sınıftan bir diğer öğrenci Senanur Özkan ise derslerin eğlenceli geçmesiyle daha yüksek notlar aldığını ve öğretmeninin yaşam başarısından dolayı saygı duyduğunu söyledi. 6\'ncı sınıf öğrencisi Abdullah Azam Çam da Mehmet Kahramanoğulları\'ndan memnun olan bir başka öğrenci. Derslerin keyifli geçtiğini ve öğretmenini çok sevdiğini belirten Çam, “Öğretmenimin görme engelli olduğunu yakınlarıma anlatınca çok şaşırıp tebrik ettiler. Ben Türkçe dersini öğretmenim sayesinde sevdim\" dedi. 
ÖĞRENCİLERİ KOPYA ÇEKMİYOR
Uzun süre öğretmen olup olmamak konusunda düşündüğünü belirten Mehmet Kahramanoğulları, herkesin \'Nasıl öğretmenlik yapacaksın?\' diye sorduğunu söyledi. Önyargılara rağmen topluma bu durumu kabul ettirdiğini ve üniversiteye giden öğrencileri olduğunu da anlatan Kahramanoğulları, çocukların yaşamında iz bırakabildiğini söyledi. Görme engelinden dolayı öğrencilerin kopya çekip çekmediğinin toplum tarafından merak edildiğini de ifade eden Kahramanoğulları, “Ben hiçbir öğrencimi gözetlemekle uğraşmıyorum. Sadece oturdukları yerleri belirleyip sınav yapıyorum. Türkçe dersinde kopya çekmek mantıksız bir eylem. Bunu biliyorlar. Onları sevdiğimi biliyorlar\" dedi. Kahramanoğulları, sınav kağıtlarını da asistan öğrencileri yardımıyla okuyup değerlendirdiğini söyledi.
HAYALİNİN PEŞİNDEN KOŞUYOR
Mehmet Kahramanoğulları, en büyük hayalini de anlattı. Yurt dışında öğretmenlik yapmak istediğini kaydeden Kahramanoğulları, Avrupa\'da Türkçe öğretmenliği yapmak için 2016 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen \'Yurt dışında görevlendirilecek öğretmenlerin mesleki yeterlilik sınavı\'na girdi. Kahramanoğulları, yabancı dili yeterli olmadığı için elendi. Hayalinin peşinden koştuğunu ifade Kahramanoğulları, “Yurt dışına görevlendirilen öğretmenlerden biri olmak istiyorum. Dil kursuna gidip bunu da geçeceğim ve hayalimi gerçekleştireceğim\" dedi.


GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
----------------------
-    Türkçe sınıfının girişinden detay
-    Mehmet Kahramanoğulları\'nın sınıfa girişi
-    Sınıftaki öğrencilerin ayağa kalkması ve günaydın selamlaması
-    Öğrencilerden detaylar
-    Öğretmen Mehmet Kahramanoğulları\'nın Braille alfabeli kitabı
-    Öğrencilerden röp (4 öğrenci)
-    Mehmet Kahramanoğulları röp
-    Mehmet Kahramanoğulları\'nın koridorda bastonuyla dolaşması
-    Mehmet Kahramanoğulları\'nın ney çalması
-    Genel detaylar

Haber-Kamera: Alparslan ÇINAR/ANTALYA, (DHA)

======================================


======================================

Peruk takıp hırsızlık yapan 2 Gürcü yakalandı
*- ANTALYA\'da tanınmamak için peruk takarak lüks semtlerde hırsızlık yapan Gürcü I.M. ile I.K.\'nın kaldıkları ev bölgedeki kamera görüntülerinin 72 saat boyunca izlenmesiyle tespit edildi. I.M ve I.K.ülkelerine gitmeye hazırlanırken operasyonla gözaltına aldı. 
Hırsızlık olayı 15 Kasım günü Muratpaşa ilçesi Şirinyalı Mahallesi\'ndeki bir sitede meydana geldi. Sitedeki bir eve giren hırsızlar, yaklaşık 10 bin lira değerinde saat, zincir ve çeşitli takıları çalıp kaçtı. Olayla ilgili çalışma başlatan Muratpaşa ilçe Emniyet Müdürlüğü Suç Araştırma ve Soruşturma Büro Amirliği ekipleri, hırsızlık olayının yaşandığı Şirinyalı Mahallesi\'nden Liman Mahallesi\'ne kadar olan alandaki güvenlik kamerası görüntülerini tümünü 72 saat izleyip hırsızların kaldığı evi belirledi. Eve düzenlenen operasyonda, Gürcü I.M. ve I.K. gözaltına aldı.
ÜLKELERİNE DÖNMEYE HAZIRLANIYORLARDI
2 Gürcünün, ülkelerine dönmek için bavullarını toplayıp uçak saatini beklediği ortaya çıktı. Hırsızlık öncesi ve sonrasında eve girişleri güvenlik kameralarına yansıyan I.M. ve I.K\'nin, tanınmamak için peruk ve şapka takarak hırsızlık yaptıkları belirlendi. Şüphelilerin çaldıkları malzemelere ise el konuldu.
İfadesi alınan iki şüpheli \'evden hırsızlık\', \'konut dokunulmazlığını ihlal\' ve \'mala zarar verme\' suçlarından adliyeye sevk edildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------
-Hırsızların kullandığı peruk ve eşyalardan görüntü
-Hırsızların peruk ve şapka ile hırsızlık için eve girip çıkması güvenlik kamerası
-Hırsızların adliyeye sevk edilmesi
-Çaldıkları üründen fotoğraf 
-Detaylar
\'198 MB// 1 DK 50 SN\'
Görüntü durumu: link geçildi
Haber- Kamera Bülent TATOĞULLARI/ANTALYA,(DHA) 


======================================

\'Cilvegözü ve Zeytin Dalı Gümrük Kapıları Türkiye\'nin göz bebeği\'

HATAY\'ın Reyhanlı İlçe Ticaret ve Sanayi Odası(TSO) Başkanı Necmettin Zaroğlu, Reyhanlı\'daki Cilvegözü ve Kumlu ilçesindeki Zeytin Dalı Gümrük Kapılarının Hatay\'ın ve Türkiye\'nin göz bebeği olduğunu belirterek, her iki kapının ülke ekonomisine önemli katkısı olacağını söyledi.

Cilvegözü Gümrük Kapısı\'nın büyük öneme sahip olduğunu, ancak Ortadoğu coğrafyasında yaşanan olumsuz gelişmeler ve güvensizlik nedeniyle ticarette zaman zaman aksaklıklar  meydana geldiğini söyleyen TSO Başkanı Zaroğlu, halen buradan Suriye\'nin İldib kentine insani yardım kapsamında ticaret ile ihracata karşılık ithalatın devam ettiğini belirtti.

KRİZ ÖNCESİ DAHA İYİYDİ

Cilvegözü\'nü sadece Suriye olarak değil tüm Arap yardım adasına açılan kapı  olarak düşünülmesi gerektiğini belirten Zaroğlu, \"Cilvegözü kriz öncesinde ülke ekonomisine çok ciddi katkılar sağlıyordu. 2018 yılında bu güne kadar Suriye\'nin İdlib bölgesine yapılan ticarette 188 bin 400 TIR giriş ve çıkış yaptı. İhraç edilen ürünlerin arasında akaryakıt, şeker, demir, çimento ve tarım ürünleri, ihracata karşılık, 3. ülkelere gerçekleşen ithalatta ise zeytinyağı, bina taşı, tarım ürünleri, pamuk ithalatı yer almaktadır. Kimyasal madde, patlayıcı yapımında kullanılan gübre, amonyum nitrat, saldırı amaçlı kullanılmak istenilen droneler, insani yardım amacı dışında kullanılmak istenilen şeker, sigara, çay gibi ürünlerin ihracatı yasak kapsamındadır\" dedi.  

2018\'DE 45 MİLYON DOLARLIK İHRACAT YAPILDI

Cilvegözü\'nden bu yıl içinde 45 milyon dolarlık ihracatın gerçekleştiğini belirten Zaroğlu şöyle konuştu:

\"2017 yılındaki 125 milyon dolarlık ihracat yapılmış. Bunun da nedeni o dönemde Esat rejiminin iç savaş nedeniyle ülkede yaşanılan olumsuz gelişmelerdi. Özellikle İdlib bölgesinin güvenli hale gelmesinden sonra bölgeye aşırı derecede insan akın ettiği için 2017 yılında insani yardımlar daha fazla oldu.

Hatay\'ın ve aynı zamanda Türkiye\'nin göz bebeği olan bu kapı ileriki günlerde Ortadoğu\'da oluşacak barış ortamından sonra ülke ekonomisine çok daha ciddi katkılar sağlayacaktır. Ayrıca Kumlu ilçesindeki Zeytin Dalı Gümrük kapısı açılmak üzeredir. Bu kapının açılması Cilvegözü\'nün yükünü hafifletecek ve tacirlerin önünü açacaktır. Cilvegözü ve Zeytin Dalı Gümrük kapıları Hatay ve Türkiye ekonomisine çok önemli katkı sağlayacak.\"


Görüntü Dökümü
---------------------------
-Cilvegözü gümrük kapısı
-Bekleyen TIR’lar
-Çıkış için gelen TIR’lar
-Geri dönen TIR’lar
-Reyhanlı TSO Başkanı Necmettin Zaroğlu\'nun konuşması

Haber-Kamera: Ferhat DERVİŞOĞLU/REYHANLI(Hatay),(DHA)
SÜRE: 6\'46\" BOYUT: 757 MB


======================================