Gündem

DHA YURT BÜLTENİ 3

Alnında unutulan dikiş iğnesi sevk edildiği hastanede fark edildi Cüneyt ÖZFİDAN/ZONGULDAK,(DHA)- ZONGULDAK’ta trafik kazasında yaralanan Damla Toprak (22) dikiş sırasında başında unutulan iğne ve iplik, sevk edildiği hastanede fark edildi

13 Ekim 2018 13:29

Alnında unutulan dikiş iğnesi sevk edildiği hastanede fark edildi

Cüneyt ÖZFİDAN/ZONGULDAK,(DHA)- ZONGULDAK’ta trafik kazasında yaralanan Damla Toprak (22) dikiş sırasında başında unutulan iğne ve iplik, sevk edildiği hastanede fark edildi. Toprak, Cumhuriyet Başsavcılığı\'na şikayette bulunurken hastane yönetimi ise dikiş iğnesi ve ipliğinin tedavi devam edeceği için bilerek bırakıldığını iddia etti.
Geçen Cuma günü eşinin kullandığı otomobilin kent merkezinde kaza yapması sonucu Damla Toprak, başını aracın ön camına çarparak yaralandı. Başka bir araçla Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi\'ne giden Toprak\'ın yaralanan başının alın kısmına dikiş atıldı. Doktorlar, daha sonra hastanede plastik cerrahi olmadığı için Toprak\'ı Bülent Ecevit Üniversitesi(BEÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi\'ne sevk edilmesine karar verdi.

İddiaya göre ambulans tahsis edilmeyen Toprak, yakınlarıyla birlikte taksiyle sevk edildiği hastaneye gitti. Toprak’ın sargılı olan kafasındaki yarayı açan doktorlar, içinde dikiş iğnesi ve ipliğini fark etti. İğne alınarak yarası temizlenen Toprak, tedavisinin ardından taburcu edildi. Kazanın ardından gittiği Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi yetkilileri arayan Toprak, iğne ve ipliğin unutulmadığını dikiş devam edeceği için bilerek bırakıldığını ileri sürdüklerini söyledi. İğne ile birlikte Zonguldak Adliyesi\'ne giden Toprak, hastane hakkında Cumhuriyet Savcısı\'na şikayette bulundu.

AMBULANS VERİLMEDİ
Toprak, hastanenin tedavisini önemsemediğini ve kendisiyle ilgilenilmediğini söyledi. Gittiği hastanede yaşadıklarını anlatan Toprak:
\"Kazanın etkisiyle kafamı cama çarptım. Kafamda cam kırıkları vardı. Biz hastaneye çıktığımız sırada ilk müdahale yapıldı. Kanamadan dolayı bayağı bir kan kaybettim. İlk müdahale yapıldı ve kanımı durdurdular. Cam parçaları varmış gözümde. Dikişe başlandı ama cam parçaları olduğu için tekrar durdurdular. Kanamanın durmadığını söylediler. Bizi tekrar müşahede odasına aldılar. Bu sırada hastanede plastik cerrahi olmadığı için bize BEÜ\'ye gitmemiz gerektiği söylendi. Hastaneden sevk aldık. Bu seferde dediler ki \'hastane sevki kabul etmedi biz size ambulans veremiyoruz.\' Ondan sonra tekrar yaram kapatıldı benim. Zaten kapalı şekilde bekliyorduk biz. Hastaneden çıkarken hastane personeli ve doktorlar dahil hiçbir şekilde kimse görmedi. Kendi imkânlarımız ile taksi tutarak hastaneye gittik.\"

DOKTORLAR ŞOK OLDU
Sevk edildikleri hastaneye ulaştıklarında acil müşahedesine alındıklarını ifade eden Toprak, \"Yaramı açtılar. Dediler ki \'yaranda dikiş iğnesi unutulmuş.\' Bizde, \'nasıl dikiş iğnesi unutulmuş?\' Tekrar biz hastane ile görüştüğümüz zaman bize \'iğne unutulmadı\' dediler. Madem plastik cerrahi dikecek benim yüzümü neden o zaman dikişe başladılar. Dikişe başladınız niye iğneyi yaranın içinde unuttunuz. Bize \'siz karşı hastanenin dolduruşuna gelmişsiniz. Biz hasta gönderiyoruz kabul etmiyorlar. Biz bu çatışmayı sürekli yaşıyoruz.\' denildi. Hastanede hiçbir şekilde ilgilenmediler. İnsan sağlığı bu kadar mı önemsiz? İğne parçasını kafamda bırakmışlar. Unutmadıklarını söylüyorlar, unutulmadıysa neden bu alınmadı benden. Karşı hastaneye gittiğimde bunu görünce doktorlarda şok oldular. Hastaneden şikayetçiyim. İğnemde zaten elimde, benden bir parça olmuş durumda.\" dedi.

BAKANLIK DEVREYE GİRDİ
Hastane yönetimi ise olayın meydana geldiği saat içerisinde plastik cerrahi uzmanı olmadığı için hastanın sevk edildiği belirtildi. İğnenin ise hastanın kafasında unutulmadığı, ilk müdahaleyi yapan doktor tarafından yaranın bir kısmına dikiş atıldığı, kanamanın durdurulduğu ve iğnenin alınmayarak gazlı beze sarıldığı ve sevk edilen hastanede müdahale esnasında dikişin devam edilebileceğinin düşünüldüğü ifade edildi. Öte yandan Sağlık Bakanlığı’nın konuyla ilgili inceleme başlattığı ve hastane yönetiminin konuyla ilgili savunmasını bakanlığa sunduğu öğrenildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------
-Damla Toprak\'ın dikiş iğne ve ipliğini göstermesi
-Damla Toprak ile röp.
-Adliyeden detay
-Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi detay
-BEÜ hastanesi detay

Haber-Kamera: Cüneyt ÖZFİDAN/ZONGULDAK,(DHA)
Süre: (5.31) Boyut: (617 MB)

=========================

Telefonla dolandırıcılık şüphelisi kadın, kuzenini işlerine ortak etmiş

KONYA\'da telefonda kendilerini polis ve savcı diye tanıtıp, kimlik bilgilerinin terör örgütlerinin eline geçtiğini söyledikleri 3 kişinin yaklaşık 300 bin lirasını alan 3 şüpheli tutuklandı. Şüphelilerden Tülay Dağdeviren\'in dolandıracağı kişileri bulduğu, parayı alıp kendi hesabına yatırdığı ve kuzeniyle onun arkadaşını da işe ortak ettiği ileri sürüldü.
Konya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi\'ne bağlı Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, son 3 ay içerisinde kendilerini polis ve savcı diye tanıtıp, kimlik bilgilerinin terör örgütlerinin eline geçtiğini söyledikleri 3 kişinin yaklaşık 300 bin lirasını alan dolandırıcıları yakalamak için çalışma başlattı. Polis, yaptığı çalışmada parayı almaya gelen kişinin Tülay Dağdeviren olduğunu tespit etti. Polis, Dağdeviren ile birlikte olayı planlayan kişilerin de teyzesinin oğlu Emrah Şal (30) ve onun arkadaşı Gökhan Orman (25) olduğunu ve İstanbul\'da yaşadıklarını belirledi. Bunun üzerine harekete geçen polis, İstanbul\'daki adreslere yaptığı operasyonlarla 3 şüpheliyi yakalayıp, Konya\'ya getirdi.
Şüpheli Emrah Şal, polisteki ifadesinde, kendisini bu işe kuzeni Tülay Dağdeviren\'in soktuğunu, dolandırılacak kişileri onun bulduğunu ve parayı onun aldığını ileri sürdü. İfadelerinde suçu birbirlerinin üzerine atan ve artık bu işleri bıraktıklarını söyleyen şüpheliler, polisteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. 3 şüpheli de mahkemece tutuklandı.

Görüntü dökümü:
-----------------------------
- Şüphelilerin adliyeye sevk edilmesi

(KJ:Haber-Kamera: Tolga YANIK KONYA DHA))

================================================

Cep telefonu kapkaççıları tutuklandı

ADANA\'da bir vatandaşın gömlek cebindeki cep telefonunun kapkaç yöntemiyle çalıp motosikletle kaçan 2 kişi tutuklandı

Olay, Yüreğir İlçesi Cumhuriyet Mahallesi\'nde meydana geldi. İddiaya göre, Şahin A. (25) ve Yusuf A. (20), bankta oturan Ramazan Başkan\'ın yanına geldi. Daha sonra zanlılar Başkan\'ın gömlek cebinde bulunan cep telefonunu kapkaç yöntemiyle alıp motosikletle kaçtı. İhbar üzerine olay yerine gelen Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, çevredeki güvenlik kamerala görüntülerini inceledi. Polis, kapkaççı Şahin A. ve Yusuf A.\'nın cep telefonunu satabileceği yerleri kontrol etti. Araştırma yapan ekipler, telefonun 500 liraya satıldığı işyerini buldu. Şahin A. ve Yusuf A. daha adreslerinde yakalandı. 

Emniyete götürülen şüpheliler çıkarıldıkları nöbetçi mahkemece tutuklandı.

Görüntü Dökümü
-----------------------------
- Motorsikletle seyir halindeki şahıslar
- Cep telefonu bayisinden görüntü
- İş yeri sahibi ile konuşup telefonu satmaya çalışmaları
- İş yeri sahibinin telefonu incelemesi
- Satın alıp parayı şahıslara vermesi
- Şahısların gidişi
- Zanlıların emniyetten çıkarılması
- Polis aracına bindirilmesi

Haber:Çağlar ÖZTÜRK-Kamera:ADANA,(DHA)
SÜRE: 03\'06\" BOYUT:344 MB

======================================

ADANA\'da, cami önlerinde dilencilik yapan 7 kadın yakalandı.

Adana Emniyet Müdürlüğü\'ne bağlı ekipler, zabıtalar ile birlikte cami önündeki dilencilere yönelik operasyon yaptı.  Namaz çıkışı vatandaşlardan para isteyen 7 kadın ise yakalandı. Ekipler, çocuklarıyla birlikte dilencilik yapan şüphelilere, \'Kabahatler Kanununa\' göre 124\'er lira para cezası kesti. 

Anneleriyle birlikte bulunan çoçukların bir kısmının elinde biberon olması ise dikkat çekti.

Görüntü Dökümü
-----------------------------
- Cami kapısının girişinde çocuklarıyla dilencilik yapan kadın
- Polisin kadını gözaltına alması
- Cami bahçesinde bebek arabasındaki çocukları ile dilenen başka bir kadın
- Polisin kadını yakalamsı

Haber:Çağlar ÖZTÜRK-Kamera: ADANA,(DHA)
SÜRE:01\'38\" BOYUT: 181 mb


======================================

Elma satın alan vatandaşın bisikletini çaldı

ADANA\'da Okan E. (28) marketten elma alan Mehmet Ali G.,\'nin bisikletini çaldı. 
Olay, Seyhan İlçesi Kıbrıs Caddesi üzerinde meydana geldi. İddiaya göre, alışveriş yapmak için markete gelen Mehmet Ali G. bisikletini dışarı bıraktı. Elma satın alarak dışarı çıkan, Mehmet Ali G. bisikletinin çalındığını fark edip polisi aradı. Olay yerine gelen Hırsızlık Büro Amirliği ekipleri, marketin güvenlik kameralarını inceledi. Ekipler, bisikleti çalan kişinin hırsızlık suçundan sabıkası bulunan Okan E.\'nin olduğunu tespit etti. Şüpheli kısa sürede yakalanarak emniyete getirildi. 
Sorgusunda çaldığı bisikleti 70 liraya sattığını söyleyen Okan E. işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.

Görüntü Dökümü
-------------------------
- Zanlının emniyetten çıkarılması
- Polis aracına bindirilmesi
- Bir gencin bisikletini market önüne park etmesi
- Markete girmesi
- Hırsızın gelmesi
- Bisikletleri çalması
- Gencin dışarı çıkıp bisikletini araması
- Hırsızın gelip diğer bisikleti çalması

Haber:Çağlar ÖZTÜRK-Kamera: ADANA,(DHA)
SÜRE: 01\'25\" BOYUT:157 mb

===========================

Önce lastikleri kontrol etti, sonra bisikleti çaldı

KONYA\'da bir apartmanın bahçesinde bulunan bisikleti, kilidini kesip çalan şüpheli, güvenlik kameralarına yansıdı. Şüphelinin çalmadan önce bisikletin lastiklerini kontrol etmesi ise dikkat çekti.
Olay, 8 Ekim Pazartesi günü saat 10.30 sıralarında merkez Karatay ilçesi İstiklal Mahallesi\'nde meydana geldi. İddiaya göre, apartmanın bahçesine gelen kapüşonlu bir kişi, etrafı gözetledikten sonra bisiklet parkının olduğu yere yöneldi. Hırsız, parkta bulunan bisikletlerin lastiklerini kontrol etti, ardından yanında getirdiği kesici aletle bir çocuk bisikletinin kilidini kesti. Bisiklete binen hırsız, hızla olay yerinden kaçtı. Olay anı apartmanın güvenlik kameralarına yansıdı. Polis, şüpheliyi yakalamak için çalışma başlattı.

Görüntü dökümü:
-------------------------------
- Hırsızlık anlarını gösteren güvenlik kamera görüntüleri

Haber-Kamera: Tolga YANIK KONYA DHA))

======================================

Uyuşturucu nedeniyle yarım bıraktıkları hayatlarına yeniden başladılar

ANTALYA\'da bulunan Ayık Yaşamda Buluşalım Derneği (AYBUDER) üyelerinin uyuşturucu madde kullanımını, doğanın ortasındaki yerleşkede ilaçsız bırakması, bağımlılara örnek oluyor. Yönetim kurulu dahil herkesin eski madde bağımlısı olduğu AYBUDER\'de gençler, yarıda bıraktıkları hayatlarına yeniden başlıyor.

Aldığı uyuşturucu madde nedeniyle kendinden geçen, trafik kazalarına karışan ya da çeşitli suçlarla anılan madde bağımlıları, Antalya\'da AYBUDER\'de sorunlarını aşmak için büyük gayret gösteriyor. 35 yıl her türlü uyuşturucu maddeyi kullanan Yavuz Tufan Koçak (59), ilaçsız da iyileşmenin mümkün olduğunu, 5 dönümlük alanda kurduğu \'Yavuz Baba\'nın Çiftliği\'nde gösterdi. Dernek yerleşkesindeki gençler, hikayeleriyle yüzlerce bağımlıya da örnek oluyor. Kapıları sürekli açık olan dernekte rehabilite olan gençler, istedikleri zaman dışarı çıkabiliyor.

HAYATA DAHA SIKI TUTUNDULAR
Madde kullanımını bırakmayı başaran gençler, hayata yeniden başlıyor. Yarıda kalan eğitimlerine tekrar başlayan gençlerden bazıları yaşadıklarını kitaba dökerken, bazıları çalmayı öğrendikleri müzik aletleriyle hayata sıkı sıkı tutunuyor. Sabah birlikte kahvaltı hazırlayan gençler, gün içerisinde yapacaklarını toplantıyla tartışıyor. Temizlik görevlisinin bulunmadığı dernekte yaşadıkları yeri temizleyen gençler, yerleşkedeki bahçede meyve ve sebze yetiştiriyor, evcil hayvan besliyor.

SÜREKLİ ARAYIŞ İÇİNDE
AYBUDER Başkan Yardımcısı ve eski madde bağımlısı Zeyid Üstün, 6 yıl önce kaldığı yurtta esrar kullanmaya başladığını söyledi. Askerden geldikten sonra eroin ile tanıştığını belirten Üstün, “Çok çabuk dibi boyladım. 1 yıl içinde insan içine çıkamayacak, sıfır noktasına geldim. Hep bir arayış içindeydim ama ne aradığımı ben de bilemiyordum. Kafamdaki sıkıntılardan kurtulmak için bir ortam arıyordum\" dedi.

YARIDA KALAN EĞİTİMİNE BAŞLADI
Derneğe geldikten sonra probleminin sadece madde kullanmakla alakalı olmadığını anladığını belirten Zeyid Üstün, kendisiyle barışık olmadığı kanısına vardığını söyledi. Üstün, “İyileşme sürecinde normal bir kişi gibi toplumda kendimi nasıl var edebilirim diye çalışmalara başladım. Yarım kalan eğitimime devam etmeye başladım. Bağımlılıkta mantık aranmaz, sadece arayış vardır. Kişi mevcut gerçekliği beğenmiyor, kendine bir gerçeklik arayışına giriyor. Aile içi iletişim sıkıntısı, kendimi değerli hissetmemem, kendimle barışık olmamam gibi birçok neden madde kullanımında etkili oluyor. Sürekli maddenin ilk verdiği hissi arıyorsun, o etkiyi bulmak için de farklı maddeleri artan dozda kullanmaya başlıyorsun. Gitgide sürecin nereye gittiğinin farkına varmadan sona yaklaşıyorsun. Bu bir aile hastalığı, aileyi iyileşme sürecinin içine dahil etmezsek bağımlı ile yürüttüğümüz çalışmalar başarıya ulaşmıyor. Ailelerin olabildiğince bilinçli olması gerekiyor. Birey aile içerisinde varlığını oluşturamazsa gidip kendini dışarıda bu şekilde ifade etmeye çalışıyor\" diye konuştu.

DERNEKTEKİ HERKES ESKİ BAĞIMLI
Derneğin yönetim kurulu dahil herkesin eski madde bağımlısı olduğunu dile getiren Üstün, “Burası klinik veya hastane değil, sıcak ve samimi bir ortam var. Biz burada ilaç kullanmıyoruz. Kilitli bir kapı ve güvenliğimiz yok. İstediğimiz zaman gelip istediğimiz zaman gidiyoruz. Bizimle burada kalan bağımlılar, göndermeye çalışsak da burada kalma ihtiyacı hissediyor. Yıllarca arayıp bulamadığı anlayışı burada bulabiliyor. Herkes kendisi gibi. Özgürce fikirlerini, sırlarını anlatabiliyor. En fazla karşılaştığı şey, \'Ben de bunu yaşadım\' oluyor. Burada bitkiler yetiştiriyorum, saz çalmaya ve resim yapmaya başladım\" dedi.

EROİN İÇİN YATTIĞI HASTANEDE KOKAİN KULLANDI
Muhammed Fatih Yüzügüler (27), dindar bir ailenin çocuğu olduğunu söyledi. Ailesinin kendisini eğitim için yarış atı gibi koşturduğunu dile getiren Yüzügüler, “Sürekli başarılı olmam bekleniyordu ve okul derslerim çok iyiydi. LGS\'de boşluğa düştüm, önce bali kullandım, sonra esrar. Kendimi kontrol edebileceğimi düşündüm. Lisede hayatıma bonzai girdi. Üniversite döneminde eroinle tanıştım. Yaklaşık 7 yıl kullandım. Evlenirsem, güzel bir iş hayatım olursa düzeleceğimi düşündüm. Ailemden maddi beklentim yoktu. Ailem, 8 sene sonra madde kullandığımı öğrendi. AMATEM\'de tedavi gördüm. Eroin için hastanede yattım ama hastane içinde kokain kullandığım için atıldım. Şehir değiştirdim tedavi için, yine olmadı\" diye konuştu.

EŞİYLE KİTAP YAZIYOR
Evli olduğunu belirten Yüzügüler, eşiyle kaçarak evlendiklerini söyledi. Eşinin kendisiyle madde kullanmaya başladığını anlatan Yüzügüler, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Van\'daki evimizi sattık. Madde kullanmadan hayatta kalamayacağımı düşünüyordum. Bununla öleceğimi düşünüyordum. Derneğe başvurdum. Dernekte herkes benim gibiydi. Hiç kimse beni yargılamadı. Her biri bana umut ışığı oldu. Uyuşturucu kullanmadan bir hayat yaşayabileceğime inandım. İki senedir kullanmıyorum. Hayatımın dönüm noktası bu dernek oldu. Makine mühendisliği son sınıf öğrencisiyim. Kitap yazmaya başladım. Eşimle geçmişte yaşadıklarımızı yazıyoruz. Maddeden kurtulduktan sonra neler yaşadığımızı kaleme aldık. Madde bağımlılığından 3-5 gün hastanede yatarak kurtulmak mümkün değil.\"

EVLİLİK HAYATI YENİDEN BAŞLADI
Muhammed Fatih Yüzügüler\'in eşi hemşirelik öğrencisi Ayşenur Yüzügüler (24) de dernek çatısı altındaki eski bağımlılardan. Evlenmeden önce alkol bağımlısı olduğunu aktaran Ayşenur Yüzügüler, üniversiteye başladıktan sonra eroinle tanıştığını söyledi. Yüzügüler, “Başlamamın birçok nedeni var. Küçüklükten gelen travmalar vardı. Ailenin aşırı sevgi göstermesi, şımarık yetişmek gibi birçok neden var. 4 yıl kullandım, Fatih ile evlendim. Dernekle tanışıp maddeden uzaklaştıktan sonra evlilik hayatımız adeta yeni başladı\" dedi.

AİLEDE KENDİSİNİ \'VAR\' HİSSEDEMEYİNCE
İyileşmekte olan madde bağımlısı Bahadır Kıcalı (19) da anne ve babasının küçük yaşta ayrıldığını söyledi. Aile içinde düzgün bir iletişim olmadığını dile getiren Kıcalı, kendini ailesinde var hissetmediğini kaydetti. Kıcalı, “Dışarıda madde aldığımda başka insanların beni önemsemesi çok hoşuma gitti. \'Bir kereden bir şey olmaz\' dedim. Kendimi var hissetim. \'Bahadır şunu yaptı\' demeleri hoşuma gidiyordu. Bonzai ile başladım. Anneme babamda, babama annemde kalıyorum diyordum ama dışarıda yaşadım. Hırsızlık yapmaya başladım. Bağımlılığın grip gibi geçeceğini düşündüm. Birçok tedavi gördüm ama sonuç hiç değişmedi. Maddeyi kullandığımda anlık mutlu oluyordum. Parkta yatarken yağmur yağmaması için dua ettim, dilendim, hırsızlık yaptım. Çaresiz kaldığımda ailemin tavsiyesiyle buraya geldim. İçeri girdiğimde herkes bana sarıldı. İlk 3 gün hiç uyumadan başımda durdular. 2 senedir bu dernek sayesinde temiz kaldım. Hayvan sorumluluğum var, kanatlı hayvanlara bakıyorum. Köpeğe bakıyorum. Madde kullanırken kendimi zorla attırdığım okula yeniden başladım\" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------
- Merkezdan görüntü
- Merkezden kalan bağımlılardan detay
- Röp. Yavuz Tufan Koçak
- Röp: Zeyid Üstün,
- Röp. Ayşenur Yüzügüler 
- Röp: Bahadır Kıcalı

Haber: Hasan DEMİRBAŞ- Kamera: Emrah GÜL/ANTALYA-DHA)