(ÖZEL) - Bombardıman, İdlib köylerini viraneye çevirdi
SURİYE rejiminin ele geçirmek istediği İdlib’e yönelik Rus savaş uçaklarının desteğiyle başlattığı hava harekatları kentin kırsalındaki köy ve kasabaları viraneye çevirdi. Savaş uçaklarının bombaladığı köyler enkaza dönüşürken, hem hava saldırıları hem de kimyasal silah kullanılacağı iddiasının ardından İdlib kırsalındaki siviller çareyi göç etmekte buldu.
Tüm dünyanın yakından takip ettiği rejim karşıtlarının kalesi olarak bilinen İdlib’e yönelik Esad yönetiminin olası operasyonu öncesi başlatılan hava saldırıları kentin kırsalında yaşayanları hedef aldı. Son günlerde artan ve rejimin Rusya desteğiyle sürdürdüğü bombardımanda İdlib’in Cisr Eş Şuğur ilçesinin yanı sıra yüzlerce köy adeta yerle bir oldu. Savaş uçakları ve helikopterlerin kullanıldığı hava harekatlarında köy ve kasabalardaki yerleşim alanlarının yanı sıra buralarda bulunan bazıları yeraltına yapılmış olan sahra hastaneleri de hedef alındı. Onlarca kişinin öldüğü, yüzlerce kişinin yaralandığı İdlib’in güneyi ve Hama’nın kuzeyinin hedef alındığı bombardımanların ardından iki kentin kırsalında bulunan yüzlerce köy; yerleşim alanlarının yerle bir olmasıyla viraneye döndü.
SİVİLLER KÖYLERİ BOŞALTTI
Hava saldırıları ile İdlib’in Cisr Eş Şugur ilçesi ile köylerdeki siviller yerleşim alanlarının enkaza dönüşmesiyle zorunlu göçe mecbur kaldı. Geçmişte nüfusu 45 bin olan Cisr Eş Şugur ilçesinin nüfusu 15 bine kadar gerilerken, köylerde ise neredeyse kimse kalmadı. Hava saldırılarının olduğu köylerde yaşayanlar hem bombardımandan hem de son günlerde kimyasal silah kullanılacağı iddiasının ardından tedirgin olunca bulundukları yerleri terk etti. Köylerde yaşayanlar güvenli gördükleri iç kesimler ya da İdlib merkezi veya ilçelerine giderek saldırılardan korunmaya çalışıyor. Sivillerin terk etmesiyle köyler sessizliğe bürünürken, siviller saldırıların durması halinde yeniden evlerine dönmek istediklerini ifade ediyor. Öte yandan saldırıların ardından bazı siviller ise köylerine yakın noktada bulunan TSK’nın gözlem noktaları çevresine yerleşti. TSK’nın üslendiği bölgelere giden sivillerin burada çadırlarda kaldıkları ve saldırıların durmasını beklediği öğrenildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------------------
Yıkılmış binalardan genel detaylar
Sokaktan geçenlerden detaylar
Oyun oynayan çocuklardan genel detaylar
Haber-Kamera: Hasan KIRMIZITAŞ, Uğur CAN, Nuri PİR-SURİYE-DHA)
137 MB
============
(ÖZEL) - İdlib’de muhalifler, kara harekatına karşı eli tetikte bekliyor
SURİYE rejiminin hedefinde olan ve son günlerde Rus savaş uçaklarının desteği ile havadan çevresi vurulan İdlib kırsalında muhalifler, kara harekatına karşı eli tetikte bekliyor. Rejim birliklerinin bulunduğu bölgelerin yakınlarında oluşturulan siperlerde konuşlanan muhalifler, hava saldırılarından ise dağların altına çoğunluğu elle yapılmış; metrelerce uzunluğunda araç konulabilen birçok odası ve birkaç çıkış noktası bulunan sığınaklara girerek korunuyor.
Suriye iç savaşının ardından Hatay ile sınır komşusu olan İdlib, 2015 yılı Mayıs ayında muhalif grupların bir araya gelmesiyle oluşturulan Fetih Ordusu kontrolüne girdi. Türkiye’den Suriye’ye açılan Cilvegözü Sınır Kapısı’nın karşısında bulunan Babel Hava Sınır Kapısı nedeniyle gözde olan İdlib, 2017 yılında uluslar arası arenada terör örgütü olarak ilan edildiği için El Nusra isim değiştirdi ve Fetih Şam cephesi ismiyle Ahraru Şam ve bazı gruplar ile girdiği çatışmaların ardından kentte denetimi sağladı. 2017 yılının sonlarında bu kez Fetih Şam cephesi bünyesine 4 grubu daha dahil ederek ismini değiştirdiği ve yapıya Heyeti Tahriri Şam (HTŞ) adı verildi.
Ancak bu yıl başında HTŞ bünyesinde yer alan gruplardan Nurettin Zengi ile Ahraru Şam yapıdan ayrılarak Suriye Kurtuluş Cephesi adıyla yeni bir oluşuma gitti. Kırsal bölgelerde girdiği çatışmaların ardından Suriye Kurtuluş Cephesi bazı noktalarda kontrolü HTŞ’den aldı. Bu yılın Mayıs ayında bu kez bölgedeki güçlü gruplardan Feylak’uş Şam önderliğinde Ulusal Kurtuluş Cephesi kuruldu. Kurulan bu yeni oluşuma Ağustos ayında Ahraru Şam ile Nurettin Zengi gruplarının oluşturduğu Suriye Kurtuluş Cephesi de dahil oldu.
REJİM KARŞITLARININ SON KALESİ; İDLİB
Tüm bu yaşananlar sırasında Suriye’nin değişik noktalarında rejiminin kontrolü sağlamasının ardından bu bölgelerde yaşayan muhalifler ile siviller de İdlib’e gelmeye başladı. Savaş öncesi nüfusu 1.5 milyon olan İdlib, muhaliflerin ve rejimden kaçanların da kente yerleşmesiyle 4 milyon nüfusa ulaştı. Böylece Türkiye sınırının yanı başındaki İdlib, Suriye rejimi karşıtlarının toplanmasıyla muhaliflerin kalesi olarak anılmaya başladı.
MUHALİFLERİN KONTROLÜNDEKİ SON KENT MERKEZİ
Suriye içerisinde düzenlediği operasyonlar ile çeşitli noktaları geri alan rejim güçleri, son olarak muhaliflerin denetimindeki Dera’da kontrolü sağladı. Dera’nın denetimini sağlayan rejim güçleri, yeni hedeflerinin muhaliflerin kontrolündeki son kent merkezi olan İdlib’in yeni hedefleri olduğunu ilan etti. Dera’nın düşmesinin ardından İdlib’de hareketlilik başlarken, Esad rejimi kentin kontrolünü sağlayan HTŞ’nin terörist olduğu mesajını vererek olası askeri harekatı meşrulaştırmaya çalıştı.
UÇAKLARLA İLÇELER VE KÖYLER VURULUYOR
Esad yönetiminin askeri operasyon mesajı vermesinin ardından hedefte olan İdlib’de tedirginlik başladı. Olası bir operasyonun sonuçlarının katliama dönüşmesinin kaçınılmaz olacağının dile getirilmesinin ardından harekatın engellenmesi için diplomatik çalışmalar başladı. Türkiye, Rusya ve İran’ın üçlü zirve ile Esad’ın sivillerin zarar göreceği bir operasyondan kaçınması için çaba gösterilirken, İdlib kırsalı ise Rus ve Suriye savaş uçakları tarafından birbiri ardına bombalanmaya başladı. Rus ve Suriye savaş uçakları İdlib kent merkezine 50 ile 100 kilometre mesafede olan ilçe, kasaba ve köylere yönelik saldırıda aralarında çocukların da olduğu onlarca kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı. Hava saldırılarının sürdüğü İdlib ile güneyindeki Hama kırsalındaki onlarca köy halen Esad rejimi birlikleri tarafından top, havan ve roketlerle ateş altına alınıyor.
MUHALİFLER SAVUNMA HATLARI OLUŞTURDU
Diplomatik hareketlilik uluslar arası alanda devam ederken İdlib özelinde ise muhalifler her türlü harekata karşı hazırlıklarını sürdürüyor. Son süreçte yaşananların ardından sahada da dikkat çeken hareketlilik yaşanıyor. Muhalifler, İdlib ile Hama kırsalında rejim ve destekçilerinin olası kara harekatına karşı savunma hatları oluşturmaya başladı. Belirlenen 5 ayrı noktada kurulan savunma hatlarına hendekler kazıldı, ağır silahların yerleştirildiği siperler oluşturularak önlemler alındı. Oluşturulan savunma hatlarında İdlib’e doğru ilerlendikçe muhaliflerin önlemlerini artırdığı ve buradaki hem ağır silah hem de silahlı asker sayısını artırdığı öğrenildi. Muhaliflerin son savunma hattına ise seri hareket etmek ve ihtiyaç duyulan bölgelere takviye sevk etmek için tüneller kazdığı bildirildi. Sahada sadece muhalifler değiş rejim güçlerinin de hareketliliği göze çarpıyor. Rejim güçlerinin de kontrolündeki bölgelerde üslendiği ve burada konuşlu birlikleri ile muhaliflerin bulunduğu alanları sık sık ateş altına aldığı görüldü. Rejim güçleri ayrıca İdlib kırsalındaki yüksek kesimlerde de askerlerini çadırlarda konuşlandırarak buradan muhalifleri sık sık havan ve roketlerle hedef alıyor.
MUHALİFLERİN ELİ TETİKTE, GÖZÜ REJİM ASKERLERİNDE
Tansiyonun düşmediği İdlib kırsalında konuşlu Ulusal Kurtuluş Cephesi’ne bağlı muhalif gruplar, oluşturulan savunma hattında teyakkuz durumunda. İdlib kırsalında oluşturulan savunma hattında eli tetikte nöbet tutan askerler, dürbünlerle de sık sık kimi noktalarda birkaç yüz metre mesafedeki rejim birliklerini gözetliyor. Siperlerde nöbet tutan muhalifler, olası kara harekatına izin vermeyeceklerini ve saldırıları engellemek için her türlü çatışmaya hazır olduklarını ifade etti.
MUHALİFLER HAVA SALDIRISINA KARŞI MAĞARAYI SIĞINAK YAPTI
Rus ve Suriye savaş uçaklarının hedefinde olan muhalifler, bombardımandan korunmak için İdlib kırsalındaki birçok noktadaki dağların altını oyarak sığınaklar oluşturdu. Kimileri yüzlerce metreye uzayan ve içerisine odalar yapılan sığınaklarda muhalifler hem hava saldırılarından korunuyor hem de barınıyor. Hava saldırılarından korunmak için oluşturulan sığınaklarda planlamalar yapan muhalifler, karadan yapılacak saldırılara karşı da birkaç çıkış noktası yapıldığı görüldü. Muhaliflerin mağara sığınağına sadece kendileri değil araçlarıyla da girerek kamufle olabilmeleri dikkat çekti.
MUHALİFLERDEN REJİM BİRLİKLERİNE MİSİLLEME SALDIRISI
Öte yandan rejim güçlerinin hedefinde olan muhalifler, saldırılara zaman zaman ağır silahlarla karşılık veriyor. Muhalifler son olarak hava ve karadan saldıran rejimin Hama kırsalındaki Micenzerat, Şeyh Hadid ve Hammamiyed ve Sikelbiye bölgesinde konuşlu birliklerine füzeler ile karşılık verdiği öğrenildi.
Rejime ait savaş uçakları sabah saatlerinde İdlib güneyindeki Cercenaz ve Hayi kasabalarındaki hedefleri savaş uçakları ile bombaladı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-----------------------------
- Sığınaktan çıkan askerler
- Doçka yüklü pikap
- Hasan Kırmızıtaş anons
- Askerlerin mağarasından detay
- Mağaradaki askerler
- Bir askerin RPG’ye mermi sürmesi
- Bir askerin yiyecek yemesi
- Askerlerin sohbeti
- Hasan Kırmızıtaş anons2
- Mağaradan detaylar
- Askerlerin mağarada yürümesi
- Mermiler
- Askerlerin derme çatma yaptıkları şarj cihazı
- Askerlerin mevzide yürümesi, inceleme yapması
- Siperdeki askerlerden genel ve detaylar
- Esad rejiminin vurduğu bir yerden yükselen dumanlar
- Siperdeki askerlerden genel
Haber-Kamera: Hasan KIRMIZITAŞ, Uğur CAN, Nuri PİR-SURİYE-DHA)
474 MB
===============
Tabladaki \'ütü tostu\' restoran zinciri oldu
ADANA\'da 47 yıl önce tablada ütü tostu yaparak geçimini sağlayan Nedim Şimşekyılmaz\'dan (70) bayrağı devralan oğulları ve torunu, \'Ütü Tost\' markası ile tarifinin patentini alarak kentte 4 şube açtı.
Sucuk, yumurta, domates, kaşar ve özel sosun bulunduğu ütü tostuna vatandaşların yoğun ilgi gösterdiğini söyleyen torun Serhan Şimşekyılmaz, aldıkları patente rağmen kendilerini taklit eden işletmelere dava açtıklarını kaydetti. Ütü tostunun üçüncü kuşak temsilcisi Serhan Şimşekyılmaz (25), dedesi Nedim Şimşekyılmaz\'ın 1971 yılında tabladaki tost makinesinin bozulması üzerine kömürlü ütü ile tost yapmaya başladığınI belirterek, daha sonra bayrağı devralan babası Cüneyt Şimşekyılmaz\'ın (48) \"Ütü Tost\" markası ile tarifinin patentini aldığını söyledi. Seyhan ilçesindeki Akkapı Mahallesi\'ndeki dükkanlarını ailecek işletirken, ilginin büyük olması nedeniyle Karasoku, Baraj ve Şakirpaşa Mahallelerinde şube açtıklarını anlatan Şimşekyılmaz, şu an amcası Aytunç (40), babası Cüneyt ve kendisinin farklı şubelerde işlerinin başında olduklarını ifade etti.
Serhan Şimşekyılmaz, Gökhan Büfe isimli tost zincirlerinde 10 çeşit tost yaptıklarını belirterek, \"Vejetaryan olana, çok et sevene ve diyette olana bile tost çeşidimiz var. Sucuk, yumurta, domates, kaşar ve sostan oluşan ütü tostumuz herkes tarafından beğeniliyor. Günde 450-500 tane satıyoruz fiyatlarımız ise 7-8 TL bandında. Yurt dışından ve diğer illerden de gelenler memnuniyetlerini dile getiriyorlar. Aldığımız patent sayesinde diğer işletmeler bu markayı ve tostun içindeki malzemeleri, sosu aynı şekilde kullanamazlar. Bizi taklit edenler oluyor bunların hepsiyle avukatlarımız ilgileniyor. Davalar açtık\" dedi.
Kente turistik amaçlı İstanbul\'dan gelen Nihal Aksoy, sosyal medyada gördüğü ütü tostu videolarından etkilenerek bu lezzeti tatmak için büfeye geldiğini kaydederek, \"İnsanlar Adana\'ya gelip de ütü tostun tadına bakmadan gitmesinler, mutlaka yesinler. Yapılışını izledim ve inanılmaz bir emek var, tadı da çok güzel\" diye konuştu. Şeyda Beyle de Adana kebabı gibi ütü tostunun da kentle bağdaştığını aktararak, \"Ütü tostu gerçekten muhteşem bir tat. Kesinlikle gelinip tadına bakılmalı, Adana\'ya gelmişken buraya uğranmalı\" şeklinde konuştu.
Görüntü Dökümü
-------------------------
- Serhan Şimşekyılmaz ile röp
- Serhan Şimşekyılmaz\'ın ütü tost yapması
- Tost yapımından görüntüler
- Tost yiyenler
- Tost yiyen kadınlar ile röp.
- İşyerinin genel görüntüsü
- Tost yiyen keçi
SÜRE:05\'26\" BOYUT:602 MB
Haber-Kamera: Sude UÇAROĞLU-Nuri PİR/ADANA,(DHA)
========
Türbe, kadınların gözyaşları ile taşındı
BATMAN\'ın tarihi Hasankeyf ilçesindeki Zeynel Bey Kümbeti ve Artuklu hamamının ardından İmam Abdullah Türbesi de Ilısu Baraj suları altında kalmaması için yeni yerleşim birimine taşındı. Yeni yerleşim birimine 1 saat 40 dakikada taşınan türbenin özel araçla geçişi sırasında bazı kadınlar gözyaşı döktüğü gözlendi.
Ilısu baraj gölü altında kalacak antik kent Hasankeyf\'te tarihi eserlerden İmam Abdullah Zaviyesi türbesi de yeni yerleşim birimi yakınındaki arkeopark\'a taşındı. Zeynel Bey türbe kümbeti ve Artuklu hamamının ardından 12\'inci yüzyılda Artuklular tarafından inşa edilen, yıkılmasının ardından Eyyubiler döneminde onarılan İmam Abdullah türbesi de yeni kültür adasına taşındı. Sabah erken saatlerde özel bir araçla yaklaşık 2.5 kilometre uzaklıktaki arkeopark\'a taşınan türbeyi taşınma işlemlerini izleyen Kesmeköprü-3 köylüleri duygulu anlar yaşadı. 9 çocuk annesi 65 yaşındaki Selime Tapkan, yıllarca komşu oldukları türbenin köylerinden uzaklaşmanın hüznünü yaşadıklarını ifade etti. Gözyaşlarını tutamayan Tapkan, \"İmam Abdullah zaviyesi türbesiyle yıllarca komşuyduk. Çocukluğumuzdan beri hep ziyaretine giderdik. Şimdi de bizden uzaklaştı. Buradan ayrıldı diye üzülüyoruz\"dedi. Sabah erken saatlerde türbenin taşınma işlemlerini izleyen Kesmeköprü-3 köyünden 73 yaşındaki İbrahim Tapkan da, türbenin geçici sırasında el sallayarak “Nereye gidersen ziyaretine geleceğiz\"demesi dikkat çekti. ö demesi dikkat çekti.
Bugün sabah erken saatlerde taşınmaya başlanan ve 800 ton ağırlığında olan İmam Abdullah Zaviyesinin üç ana kütle halinde taşınacağını belirten DSİ Genel Müdür Yardımcısı Murat Dağdeviren, tarihi bir gün yaşadıklarını belirterek şöyle konuştu:
“Hasankeyf\'te üçüncü eserimizi taşıyoruz. İlk Zeynel bey, ardından Artuklu hamamı taşıdık, şimdi ise İmam Abdullah zaviyesini taşıyoruz. İmam Abdullah zaviyesi Artuklular döneminde 12\'inci yüzyılda inşa edilmiş bir zaviye. Daha sonra İmam Abdullah\'ın kabri esas alınarak, etrafına zaviye tekrar şekillendirilmiş. Ardında da 1478 yılında Akkoyunlar döneminde de bir restorasyon görmüş. Osmanlı döneminde de çeşitli restorasyonlar yapılmış, Kültür Bakanlığınca da güçlendirme yapıldı. Türbenin ağırlığı 800 ton, 256 tekerlekten oluşan modüler taşıyıcı sistemle 2400 metre uzaklıktaki yere yerleşecek. Taşıma işi, gerek koruma kurulu gerek, Kültür ve Turuzm Bakanlığı ve gerekse Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerince büyük hassasiyet gösterilerek gerçekleştirildi. Taşınan eserin fiziksel durumu, bugüne kadar taşıdığımız eserler arasında en kötü durumda olandı. Eseri 1 saat 40 dakika da yeni yerine taşıdık. Yeni yerinde bundan sonra yerleştirme yapılacaktır. Çarşamba günü de 13 metre yüksekliğindeki minaresi taşınacak.\"
Görüntü Dökümü:
-İmam Abdullah türbesi yerinden taşınırken
-Taşınmadan görüntü
-DSİ Genel Müdür Yardımcısı Dağdeviren ile röportaj
-İmam Abdullah türbesi taşınırken kadının ağlaması
-Hasankeyf\'ten görüntüler
-Genel ve detay görünütüler
Haber-Kamera: Arif ARSLAN-Reşat YİĞİZ/BATMAN,(DHA)
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
======================================
Askerler tahliye edildi, Yunan turist tekrar Edirne\'ye aktı
EDİRNE\'de 2 Yunan askerinin sınırı yasa dışı geçtikleri için tutuklanmalarına tepki olarak Türkiye\'den alışveriş yapmayı bırakan Yunanistanlı turistler, tahliye kararının ardından yeniden Edirne\'ye gelmeye başladı. Kur farklı nedeniyle Yunanistanlıların yanı sıra Bulgaristanlıların yoğun olarak Edirne\'den alışveriş yapması esnafın yüzünü güldürüyor.
Bulgaristan para birimi Leva ile Euro\'nun Türk parasına göre değer kazanması Edirne\'de ekonomiyi bir süre hareketlendirmişti. Bir Bulgar Leva\'sının 4 liranın üzerinde olması, 1 Euro\'nun ise 7 liranın üzerine çıkması nedeniyle sınır komşuları tüm alışverişlerini Edirne\'den yapmaya başladı. Ancak geçen Mart ayında teğmen Angelos Mitretodis (25) ile astsubay çavuş Dimitris Kouklazis\'in (29) devriye attıkları sırada Pazarkule Sınır Kapısı mevkiinden 253 metre Türkiye\'ye sınırına geçerek tutuklanması Yunanlı turistlerin tepkisine neden oldu. Yaklaşık 5.5 ay tutuklu kalanlar askerler nedeniyle Yunanistanlı alışverişin yanı sıra Türkiye\'ye gelmeyi bıraktı.
Askerlerin incelenen cep telefonlarında \'casusluk iddiasına\' yönelik herhangi bir delil bulunamayınca geçe 15 Ağustos günü çıkarıldıkları \'tutukluluk değerlendirme\' duruşmasında tahliye edildi. Gece yarısı Çorlu\'ya gelen Yunanistan Başbakanlık özel uçağı ile askerler ülkelerine döndü. Tahliye kararı Yunanistan\'da sevinçle karşılanırken, Yunanistanlı turistler de yeniden Edirne\'ye gelmeye başladı. Özellikle Cuma günleri kurulan ve \'sosyete pazarı\' olarak bilinen Ulus Pazarı, alışveriş merkezleri ile kentin çarşısı Yunanlı turistlerin alışveriş yapmaya başlaması nedeniyle hareketlendi.
Sabah erken saatlerde Edirne\'ye otobüslerle gelen Bulgar ve Yunan turistler, gün boyu kenti gezip, alışveriş yaptıktan sonra akşam saatlerinde yeniden ülkelerine dönüyor. Özel araçlarıyla gelenler ise özellikle Bostanpazarı Mahallesi\'nde kurulu olan ve temizlik ürünleri satan dükkanlardan ve halk pazarlarında alışveriş yapıyor. Turistler, kentte tekstil ürünlerinden, mobilyaya kadar çok çeşitli alışveriş yapıyor. Edirne\'de cuma günleri kurulan ve \'Sosyete Pazarı\' olarak bilinen halk pazarı, yurt dışından gelenlerin en gözde alışveriş noktası. Pazardan toptan alışveriş yapan turistler ülkelerinde 3 katı fiyatına satıyor.
Halk pazarı esnaflarından Metin Reze, askerlerin tahliye olmasının ardından Yunanistan\'dan yeniden turistlerin gelmeye başladığını ifade ederek, \"Bu pazarın en büyük özelliği Yunanistan ve Bulgaristan\'dan gelenlerin olması. Gelen yabancı turistlerin paraları bizden değerli durumda. Bu pazar onlara çok avantajlı geliyor. Yunanistan\'dan gelenler askerlerin tutuklanmasının ardından kesildi. Askerlerin tahliyesinin ardından düzelmeye yeniden gelmeye başladı\" dedi.
Yunanistan\'dan her hafta alışveriş için geldiğini söyleyen turistlerden Maria, \"Her hafta alışveriş için geliyoruz, fiyatlar burada çok güzel. Bugün çarşaf aldım, şimdi gezip bakacağım. Sonra da alışveriş yapacağım. Pazardan çok memnunuz\" şeklinde konuştu.
KİŞİBAŞI 100 EURO HARCIYORLAR
Edirne Ticaret ve Sanayi Odası verilerine göre Yunan ve Bulgar turistler kişi başı 50 ile 100 Euro arasında alışveriş yaparken, kur farkının artmasından dolayı aldıkları ürünlerde gelişti. Daha önce sadece pazardan alışveriş yapan turistler, tekstilden inşaat malzemelerine çok çeşitli ürünler alıyor.
Görüntü Dökümü:
-Cuma halk pazarı girişi
-Pazara gelenler
-Otobüsle pazara gelenler
-Yunan ve Bulgar turistler
-Alışverişlerinden görüntüler
-Pazarcı esnafı ile röp.
-Yunanistan\'dan gelen Maria ile röp.
-Pazardaki yoğunluk
-Genel görüntüler
Haber-Kamera:Engin ÖZMEN-Ali Can ZERAY/EDİRNE,(DHA)-
===============================
Serdar Ortaç ve Doğukan Manço Sarıgöl\'de sahne aldı
MANİSA\'nın Sarıgöl ilçesinde düzenlenen festivalde ünlü şarkıcı Serdar Ortaç ile DJ Doğukan Manço sahne aldı. Ortaç ve Manço, festivalin gündüz programında ise ayaklarına çizme giyip üzüm ezerek, suyunu çıkardı.
Sarıgöl Belediyesi tarafından bu yıl 12\'ncisi düzenlenen Sarıgöl Geleneksel Sultani Üzüm Festivali sona erdi. Festivalin dünkü (pazar) son bölümünde geleneksel yollardan üzüm suyu çıkarıldı. Sarıgöl Kaymakamı Çetin Kılınç, Sarıgöl Belediye Başkanı MHP\'li Necati Selçuk, Manisa Büyükşehir Belediyesi daire amirleri, şarkıcı Serdar Ortaç ve DJ Doğukan Manço da üzüm suyu çıkarma etkinliğine katıldı. Belediye önündeki havuza doldurulan tonlarca sultaniye üzümün suyunun çıkarmak için ayaklarına sarı çizme giyip, ezdiler.
Renkli geçen festivalle ilgili konuşan Başkan Selçuk, \"Biz istedik ki festivalimiz üzüm tadında olsun. Gerçekten tatlı bir festival yaşadık. Katılımlarınızdan dolayı teşekkür ederim\" dedi.
Serdar Ortaç ise \"Güçlü olmak için sağlıklı olmak için pekmez isterim. Sarıgöl\'ü çok sevdim\" dedi.
Doğukan Manço, \"Babam 25 yıl önce Sarıgöl\'de ağırlanmıştı. Ben de Sarıgöl\'e geldim. Ayağıma sarı çizme giydim. Sarı Çizmeli Mehmet Ağa olarak ben de pekmez isterim\" deyince çevredekilerce alkışlandı.
Festivalin son gecesinde ise ünlü şarkıcı Serdar Ortaç ile DJ Doğukan Manço sahne aldı. Doğukan Manço DJ kabinindeki performansıyla beğenildi. Serdar Ortaç ise sevilen şarkılarıyla coşturdu, eğlendirdi. Festival konserin ardından, havai fişek gösterileriyle son buldu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
- Sarıgöl Belediye Başkanı Necati Selçuk röp.
- Dans gösterileri
- Plaket verilesi
- Serdar Ortaç konuşması
- Doğukan Manço konuşması
- Geleneksel üzüm suyu çıkarılması
- Konserden görüntü
Haber- Kamera: Vehbi SARIHAN / SARIGÖL (Manisa), (DHA)
======================================
Telefon dolandırıcılığından 2 milyon lira kazanmış
ADANA’da 3 ay önce 10 il ile eş zamanlı gerçekleştirilen ‘sahte polis’ operasyonu kapsamında tutuklanan çete lideri Ahmet Ergün’ün (42) dolandırıcılık suretiyle kazandığı iddia edilen 2 milyon TL değerindeki mal varlığına el konuldu. Ahmet Ergün’ün mal varılığını da annesi, eşi, yengesi ve sevgilisi olduğu iddia edilen şahısların üzerine yaptığı belirlenirken 2 TIR, 400 bin lira değerinde bir ev, 16 ve 48 dönüm olmak üzere 2 tarla ile 1 otomobile el konuldu.
Adana Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğünü bağlı Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri tarafından gerçekleştirilen ‘Son Alo’ adlı operasyonda, yapılan 3 aylık fiziki ve teknik takip sonucu insanları arayarak kendilerini polis ve savcı olarak tanıtan ardından PKK ve FETÖ üyesi olmakla suçlayan telefon dolandırıcılık çetesinin lideri Ahmet Ergun\'ün mal varlığına el konuldu. Operasyon sonunda 10 ilde toplamda 60 kişi gözaltına alındı. Emniyetteki sorgularından sonra şüphelilerden 50’si tutuklanırken 10’u adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Polis daha önce de birçok kez ‘nitelikli dolandırıcılık’ suçundan kaydı olan ve çetenin lideri olduğu iddia edilen firari Ahmet Ergün’ü ikamet ettiği evin yangın merdiveninde saklanmış halde yakaladı. Ergün çıkarıldığı mahkemece tutuklanıp cezaevine gönderildi.
MAL VARLIĞI KENDİ ÜSTÜNE DEĞİL
Polis ekipleri, 83 vatandaşı dolandırarak kazanç sağladığı iddia edilen Ahmet Ergün’ün mal varlığını incelemeye aldı. Ahmet Ergün’ün dolandırıcılıktan elde ettiği gelirleri başkasının üzerine yapabileceği ihtimalini uzerinde duran polis, şüpheliyle bağlantısı olan 209 kişiyi takibe aldı. Yaklaşık 8 ay boyunca incelemeye alınan Ergün\'ün yakınları arasında gelirinden fazla mal varlığı olan kişiler tespit edildi. Ahmet Ergün’ün annesi, eşi, yengesi ve sevgilisi olduğu iddia edilen şahısların üzerine olan 2 TIR, 400 bin lira değerinde bir ev, 16 ve 48 dönüm olmak üzere 2 tarla ile 1 otomobil el konuldu. El konulan malların piyasa değerinin 1 milyon 800 bin lira olduğu öğrenildi.
ÇİFTLİK ALMIŞ, KOYUN KEÇİ BESLEMİŞ
Ekipler daha sonra Ahmet Ergün’ün Hocalı Köyü’nde yaklaşık 10 dönüm üzerine kurulmuş bir çiftliği kiraladığını tespit etti. Çiftliğe yapılan baskında 69 koyun, 17 keçi, 80 güvercin ve tanesinin bin lira olduğu öğrenilen 11 tavuğa el konuldu. Dolandırdığı insanların parasıyla çiftlik kiralayarak hayvan besleyen Ergün’ün 2 TIR ve servis minibüsü alarak işlettiği öğrenildi. Ergün’ün el konulan malları Milli Emlak kararıyla satışa çıkarılarak 86 mağdura dağıtılacak.
Görüntü Dökümü
------------------------
- Zanlının çifliğindeki koyunlar
- Polisin inceleme yapması
*ARŞİV*
- Zanlının emniyet müdürlüğünden çıkarılması
- Polis aracına bindirilmesi
- Polis aracının gidişi
- Yangın merdiveninden görüntü
- Apartmandan görüntü
- \'Son Alo\' operasyonundan arşiv görüntüler
- Ele geçirilen malzemelerden arşiv görüntüler
SÜRE:02\'05\" BOYUT:232 MB
Haber:Can ÇELİK-Kamera:ADANA,(DHA)