1)ANNESİ FURKAN İÇİN DESTEK İSTEDİ
İZMİR\'de kalbinde doğuştan mitral kapak darlığı ile dünyaya gelen 2.5 yaşındaki Ertuğrul Furkan Alatürk, kısacık hayatında geçirdiği 6 ameliyatın ardından yaşam mücadelesi veriyor. Oğlunun yaşıtları gibi koşup oynayabilmek için uzun süre fizik tedavi görmesi gerektiğini söyleyen anne Semra Alatürk, Furkan\'a sıcak bir ortamda bakabilmek için hayırseverlerden yardım istedi.
İzmir\'in Çiğli ilçesinde yaşayan Gökhan Alatürk (32) ile ev kadını Semra Alatürk\'ün (27) tek oğlu Ertuğrul Furkan Alatürk, kalbinde mitral kapak darlığı ile doğdu. Hamileliğinin 13\'üncü haftasında ikiz bebeklerden birini karnındayken kaybettiğini anlatan anne Semra Alatürk, dünyaya gelen Ertuğrul Furkan\'ın henüz 7 günlükken ilk kalp ameliyatını olduğunu söyledi. Doğduğundan beri hastanelerden çıkamadıklarını dile getiren Alatürk, ikinci kalp ameliyatında oksijensiz kaldığı için oğlunun beyninde hasar oluştuğunu belirtti. Furkan\'a şant takıldığını ve beyin kanaması geçirdiğini söyleyen Alatürk, \"Furkan doğar doğmaz kuvöze aldılar. 7 günlükken aort damarına stent takıldı. 5 aylıkken zatürre oldu. Böbrek yetmezliği nedeniyle sürekli taş ve kum döküyor. 4 ilaç, 3 vitamin kullanıyor. 6 ameliyat geçirdi. Vücudu çok hassas. Oturamıyor, konuşamıyor, yürüyemiyor, el becerileri yok. Fizik tedavi görmesi ve özel şartlarda bakılması lazım. Biz bunu karşılayamıyoruz. Durumum yetersiz\" dedi.
EŞİ İŞSİZ KALDI
Bir süre Petkim\'de taşeron firmaya bağlı geçici işçi olarak çalışan eşinin işten çıkarıldığını söyleyen Semra Alatürk, \"Sürekli hastanelerde kaldığımız için işe gidemiyordu. Sonunda işinden oldu. İnşaatlarda çalışmaya başladı. Ancak belinden rahatsızlandığı için devam edemedi. Şimdi amelelik yapıyor, hurda topluyor. Tartıştık ve 1 ay önce çıktı gitti. Arada telefon edip iş aradığını söylüyor. Üzülüyor ama elinden birşey gelmiyor\" diye konuştu. Furkan\'a en iyi şartlarda bakmak istediğini belirten Semra Alatürk, ev kiralarının 700 lira olduğunu anlattı. Alatürk çok zor durumda olduğunu söyleyerek şunları ifade etti:
\"Ayda en az 500 lira ilaç masrafımız var. Bez masrafını dahi karşılayamıyorum. Sigortamız yok. Devlet giderlerin yarısını karşılıyor ama yarısını biz ödüyoruz. Çocuğun hiç gücü yok. Vitaminlerini, gıdasını ve meyvesini iyi almalı. Çöplerden topladığım atıklarla sobayı tutuşturuyorum. Evim rutubetli. Çocuğumun daha iyi şartlarda yaşamasını istiyorum. İyi bir fizik tedavi alırsa yürüyüp koşabilir. Lütfen yardım edin, zor durumdayım.\"
Görüntü Dökümü
----------------------
-Furkan\'ın kaldığı odadan detay görüntü,
-Semra Alatürk\'ün sobanın önünde oğlunu giydirmesinden görüntü,
-Yerde yatan Furkan\'a ilaç vermesinden görüntü,
-Kaldıkları evin dışından detay görüntü,
-Semra Alatürk ile röp.
Haber: Nevra UÇKAÇ - Kamera: Melis KARAKUZULU / İZMİR, (DHA)
===================================================
2)ÇİLEK İŞÇİLERİ YEVMİYEDEN DERTLİ
TÜRKİYE\'nin önemli çilek üretim merkezlerinden Manisa\'nın Köprübaşı ilçesinde, 3 bin 500 dekar alanda örtü altında kış çileği hasadı sürüyor. Tüccarın tarladan kilosunu 10 liradan aldığı ürün, pazar tezgahlarında 17- 20 lira etiketle satılıyor. İşçiler, saat 08.00\'den 17.00\'ye kadar çalışıp aldıkları 65 TL\'lik yevmiyenin yetersizliğinden yakınıyor.
Manisa\'da 10- 15 yıl öncesine kadar en çok göç veren ilçeler arasında yer alan Köprübaşı\'nın kaderi, çilekle tanıştıktan sonra değişti. Devlet desteği ile 3 çiftçi 500 metrekarelik alanda deneme amaçlı çilek üretmeye başladı. Verim almaya başlayan çiftçileri görenler de çilek üretimine yöneldi. Bir anda ilçede uçsuz bucaksız çilek tarlaları oluştu. 3 bin 500 dekar alanda örtü altında çilek üretimi yapılmaya başlandı. Tüccarın tarladan kilosunu 10 liradan aldığı ürün, pazar tezgahlarında 17- 20 lira etiketle satılıyor.
Yaklaşık 15 yıldır çilek tarlalarında çalışan 70 yaşındaki İlyas Özcan, çilek toplamanın zorluğuna dikkat çekerek, \"Yazın sıcak, kışın soğuk. Çileli bir meslek bu. Burası küçük bir ilçe. Çilek tarlalarında çalışmaktan başka yapacak bir işimiz yok. Ancak 65 TL yevmiye çok az ve bize yetmiyor, emeğimizi karşılamıyor\" dedi. Bir diğer işçi Meryem Ünzen (45) ise \"Bu işin kış aylarında ayrı bir zorluğu var. Ailemizin geçimine katkı sağlamak için çocuklarımıza birer ekmek götürmek için çalışıyoruz. Yağmur çamur demeden bu işi yapıyoruz. Bazen 40 derece sıcak havada bazen de eksi 5 derece soğukta çalışıyoruz\" dedi.
Köprübaşı İlçe Tarım ve Orman Müdürü, Ziraat Mühendisi Alptekin Sağıroğlu, ilçenin en önemli ekonomik değeri olan çilek üretiminde işçilerin emeğinin büyük olduğunu belirterek, \"Yaz aylarında sıcakta, kış aylarında soğuk hava şartlarında çilek işçilerimiz çalışarak aile ekonomilerine katkı sağlıyorlar. Köprübaşı ilçemiz sanayi kenti olmadığı için tek geçim kaynağı tarım\" dedi.
Görüntü Dökümü
----------------------
- Çilek serasından görüntü
- Çilek serasında çalışan işçilerden görüntü
- Ziraat Mühendisi Alptekin Sağıroğlu röp.
- Çilek işçileri İlyas Özcan ve Meryem Ünzen röp.
- Genel ve Detay görüntü
(Haber- Kamera: Cemil SEVAL / MANİSA, (DHA)
=======================================================
3)İKİNCİ EL ARAÇ ALIMINDA EKSPERTİZ RAPORU ZORUNLU OLUYOR
NİSAN 2019\'da yürürlüğe girecek yönetmelikle ikinci el araçlarının alım satımı sırasında gerekli evraklara ekspertiz raporu da eklendi. Ekspertiz standartlarına yönelik de değişiklikler içeren yürütmelikten vatandaşların beklentisi ise ekspertiz güvenirliğinin arttırılması oldu.İkinci el otomobil satışlarında kilometre düşürme, aracın hasarını gizleyerek satma gibi nedenlerle tüketicilerin yaşadığı sorunlara karşı bir takım yenilikler getiriliyor. Bu sıkıntıları gidermek amacıyla Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan tasarıyla 1 Nisan 2019\'dan itibaren ikinci el araç alış satış işlemlerinde gerekli belgelere yetkili ekspertiz merkezi raporunun da eklenmesi zorunlu hale gelecek. Yeni tasarı hakkında bilgiler veren Bursa Oto Galericiler Odası Başkanı Hakan Yanık, getirilecek zorunluluğun alıcı ve satıcılar için faydalı olabileceğini belirtti. Yanık yaptığı açıklamada, \"Şubat 2018\'de bir yönetmelik çıktı. Bu yönetmelikte hem galericiler için düzenlemeler yer alırken, ekspertiz yapan firmalara da düzen ve standartlar getirildi. Yönetmelikle ikinci el araç alırken TSE standartlarına sahip işletmelerden ekspertiz raporu almak zorunlu hale getirildi. 1 Nisan 2019 tarihinden itibaren bu yönetmelik yürürlüğe girecek\" dedi.
\"EKSPERTİZ GÜVENİLİR DEĞİL\"
Ekspertiz firmalarının belirli bir standartta çalışmadığını belirten Yanık, \"Devlet, bu sebeplerle, ekspertizcilere de bir standart uygulamak için adımlar attı. Bu yönetmelik yürürlüğe girdikten sonra noterlerde ekspertiz raporu olmadan satış gerçekleştirilmeyecek. Bu teoride çok güzel bir uygulama ancak bugünkü sektörel duruma bakıldığında bu ne kadar sağlıklı uygulanabilir onu bilemiyoruz. Halen Türk Standartları Enstitüsü ekspertizciler için tam anlamıyla bir standart belirleyemedi. Genel olarak bakacak olursa şu an hizmet veren ekspertiz firmalarının yüzde 90\'ı güvenilir değil. Bu kuruluşlar arasında işini düzgün yapanların sayısı ancak bir elin parmakları kadardır. Odamıza ekspertizlerle ilgili yüzlerce şikayet geliyor\" şeklinde konuştu.
Öte yandan ikinci el araç alım satımıyla ilgilenen vatandaş ve galericiler ekspertiz işletmeleri güvenilir olmadığı için zorunluluğun olumlu bir gelişme olmadığını, önce güvenilirlik sorununun çözülmesi gerektiğini söyledi.
\"YENİ YASAYLA SORUNLAR ÇÖZÜLECEK\"
7 yıldır ekspertiz işi yapan Hasan Niğdelioğlu ise yaptığı açıklamada, \"Bize gelen araçların önce motoru kontrol edilir. Motor performansı alınır. Daha sonra fren, amortisör testi, araç alt kontrolü, kaporta, boya, değişen kontrolü yapılarak müşteriye bilgi verilir\" dedi.
Niğdelioğlu yeni yürütmelikle sektörde yaşanan pek çok sorunun aşılacağını belirterek, \"Çalışanlar, makineler ve yapılan işler denetlendikten sonra bu sürecin bize de faydası olur. Bu sayede herkes güvenilir bir ekspertiz raporu alarak çıkar. Bizim kontrol edip bir araçta 8 değişen yazdığımız evraklara bazı ekspertizciler 2 değişen yazarak kayıtlara geçiyor. Gündemde yanlış verilen ekspertiz raporları, değiştirilen ekspertiz raporları var. Bizler bu konulardan zaten muzdaripiz. İnşallah gelen yasayla birlikte bu sorunlar da ortadan kalkacak. Vatandaşlar da hiç akıllarında şüphe olmadan güvenilir bir şekilde ekspertiz yaptıracaklar\" dedi.
Ekspertiz fiyatları hakkında da bilgiler veren Niğdelioğlu, \"Sadece motor ve kaporta olarak 80 lira ücret alıyoruz. Normal paketimiz 150 lira. Ekstra elektrik aksam isterlerse 50 lira ek bir ücretimiz var. Detaylı olarak komple bir aracın bakımı 200 lirayı buluyor\" şeklinde konuştu.
Görüntü Dökümü:
-------------------------
-Ekspertiz işleminden detaylar
-Oto pazarından DRONE ile detaylar
-Oto pazarından, satılık araçlardan aktüel görüntüler
-Pazarlık görüntüleri
-Vatandaş röportajları
-Galericiler Odası Başkanı Hakan Yanık ile röportaj
-Ekspertiz işletmecisi Hasan Niğdelioğlu ile röportaj
Süre:5.07 Boyut:573 MB
Haber: Enver Fatih TIKIR Kamera:Mehmet İNAN/BURSA, (DHA)
===========================================================
4)KEDİ GÖZLÜ ÇOCUK: GECE KARANLIĞINDA DA GÖRÜYORUM
BURSA’nın İnegöl ilçesinde milyonda bir kişide görülen rahatsızlığa sahip 6 yaşındaki Emir Kayra Polat’ın gözlerinin adeta Kedi gözlerine benzemesi herkesin dikkatini çekiyor. İki gözde ikişer iris bulunması olarak tanımlanan İris Kolobomu rahatsızlığı bulunan çocuğun gözlerini görenler şaşırıyor. Dikkat çeken göz rengi ve gözlerinde 4 ayrı iris bulunan Kayra, geceleri zifiri karanlıkta bile varlıkları görebiliyor. Herkesin dikkatini çeken Kayra’yı görenler gözlerini kedi gözüne benzetiyorlar.
Cerrah mahallesinde ikamet eden Yakup (29) ve Hilal Polat(25) çiftinin iki çocuğundan birincisi olan Emir Kayra, ilgi görüyor. Emir Kayra Polat, “Geceleri karanlıkta da babamı görebiliyorum. Daha güzel görebiliyorum. Işık varmış gibi görüyorumö dedi.
İNSANLARIN ÇOK DİKKATİNİ ÇEKMEYE BAŞLADI
Baba Yakup Polat ise, “Kayra doğduğunda bizde anlayamadık. İki ay geçtikten sonra gözlerindeki irisin ikişer tane olduğunu fark ettik. Doktora götürdük, diğer gözlere göre çok farklı dediler. İnsanların çok dikkatini çekmeye başladı. Kedi gözü gibi diyenler çok oldu. Doktorlar 6 ayda bir kontrole getirmemiz söylediler. Daha ileri de küçük bir ameliyat gerebilir diye söyledilerö dedi.
DİKKAT ÇEKİYOR
Çocuğunun fotolarını çekip sosyal medyada paylaşmakta olduğunu belirten Polat, “Görenler, yorum yapıyorlar. Ajanslar bana ulaşıp, bizi çağırıyorlar, davet ediyorlar. Kayra karanlıkta gördüğünü söylüyor, nasıl gördüğünü bilmiyorum.ö İfadelerini kullandı.
Görüntü dökümü:
---------------
-Genel görüntü
-Parkta oyun oynarken
-Doktor kontrolü
-Baba ve kayra açıklama
-Detaylar
Görüntü süresi:5 boyut 570 MB
HABER-KAMERA : Yavuz YILMAZ/İNEGÖL, (DHA)
===========================================================
5)KALAN SÜRYANİLER, GİDENLERİN DÖNÜŞÜ İÇİN UMUTLU
MARDİN\'de sayıları giderek azalan Süryaniler\'in son 15 yılda dönmeye başladığını belirten Kırklar Kilisesi Başpapazı Gabriel Akyüz, \"Güven devam ettikçe, dönüşler de devam edecektir. Bu konuda devletin de yardımcı olmasını istiyoruzö dedi.
\'Dillerin ve Dinlerin Kavşak Noktası\' olarak nitelendirilen Mardin\'de yüzyıllardan bu yana yaşamlarını Müslüman halk ile iç içe sürdüren Süryaniler\'in İstanbul ve Türkiye dışına büyük ölçüde göz etmesi ile sayıları oldukça azaldı. Her hafta değişik bir kilisede pazar ayinine katılan Mardin\'deki merkez Artuklu İlçesi\'ndeki Süryaniler, genellikle kuyumculuk ile yaşamlarını sürdürüyor. Mort (Azize) Şmuni Kilisesi\'ndeki yapılan ayini yöneten ve ardından İstanbul\'dan gelenlerin isteği üzerine onlarla aynı yerdeki mezarlığa giderek dua eden Süryanil Kırklar Kilisesi Başpapazı Gabriel Akyüz, DHA muhabirinin sorusu üzerine Mardin ve Güneydoğu’nun diğer yerleşim birimlerindeki Süryani sayısının giderek azaldığını anlattı. Başpapaz Gabriel Akyüz, “Şu an Mardin merkezde 90 ailemize mensup 400-500 kişi yaşıyor. Bölgede 5 bin Süryani daha bulunmaktadır. Bölgede kiminde 10, kiminde 20-50 ailenin yaşadığı 25’e yakın köyümüz var. Köylerde yaşayanlar çiftçilik, hayvancılıkla, şehirde yaşayanlar meslek, sanat ile geçimini sağlamaktadırö dedi.
Başpapaz Gabriel Akyüz, bölgedeki Süryani sayısının yaz aylarında ziyarete gelenlerle birlikte 10 bine kadar çıktığını anlatırken, “Mardin kent merkezinde bir bölümü 4-5’inci Yüzyıl’dan kalma 11 kilisemiz varö diye konuştu. Başpapaz Gabriel Akyüz, bölgedeki Süryani göçünün tek aşamadan oluşmadığını ifade ederken, şöyle devam etti;
GÜVEN ORTAMI VE DÖNÜŞLER
“Göç olayı yüzyıldan beri değişik merhalelerle 1895’lerden beri devam etmekte. 1920’de hızını almış, 1930’lara kadar devam etmiş. Sonra 1940’larda yine bir göç dalgası olmuş. 1960, 70’lerde ve 80’lerde de bir göç dalgası oldu. Son 15 yılda Süryaniler’in Güneydoğu’ya dönüşleri başladı. Şimdiye kadar 60-70 aile dönüş yaptı. Dönüş yapmayanların çoğu da evlerini tamir etmeye geliyor, köylerine sahip çıkıyorlar, yeni evler yapıyorlar. Öyle bir hareketlilik de var. Dönüşlerin artmasını tabii ki bekliyoruz. Bu, devletin durumuna bağlı. Geçmişte dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in ‘Dönenler güvencemiz altındadır’ sözüne güvenerek dönüş yapanlar oldu. Güven devam ettikçe, dönüşler de devam edecektir. Beklentimiz buradan göç eden cemaatimizin tekrar bu topraklara dönüş yapmasıdır. Bu topraklar atalarımızın. Bu topraklarda 6 bin yıllık geçmişimiz var. 100 yıldır göç etmiş buradan giden Süryaniler tekrar dönüş yapmalarını, geri gelmelerini bekliyoruz. Bu konuda devletin de yardımcı olmasını istiyoruz.ö
Kırklar Kilisesi Başpapazı Gabriel Akyüz, ‘Dil ve dinlerin kavşak noktası’ olarak nitelendirilen Mardin’de ve diğer kentlerde yüzyıllardan bu yana bölgedeki Müslümanlar’la iyi ilişkiler içerisinde olduklarını anlattı. Akyüz, sevgiye dayalı kültüre sahip olduklarını herkesi kucaklayıp sevdiklerini ifade ederken, “Bizde intikam, kin, nefret yoktur. İncil’in bize vermiş olduğu emir doğrultusunda insanları severiz. Bizde düşmanlık yoktur. Bizde sevgi esastır, herkesi seviyoruz.ö diye ekledi.
DÖNÜŞ OLUR MU?
İstanbul Yeşilköy’de oturduğunu anlatan Süryani bir kadın, “Mardin’de köyümüz var, her yıl 2 kez mısır ve buğday ekim ve hasadı için geliyoruz. Bölgedeki Süryaniler’in büyük bölümü bölgeyi terk etmiş durumda. Buradan giden Hıristiyanlar’ın hemen hepsi İstanbul’da. Çocuklarımızın geleceği için dönemeyiz. Köyümüzde ne okulumuz, ne kilisemiz var hiçbir şey yokö dedi.
\"KOŞULLAR, 1990\'LARA GÖRE ÇOK GÜZEL\"
Feride Akyüz, İsa peygamberin de kullandığı, ana dili Süryanice’yi evlendikten sonra öğrendiğini, okur-yazar hale geldiğini anlatırken, “Zor bir dil. Ama insan bir şeyi istediğinde başarır. Manastırda, medreselerde öğretiliyor. Ben Mardin’de yaşıyorum. Neden dönüş olmasın, burası hoşlarına giderse neden olmasın? Böyledeki koşullar 1990’lara göre şu an çok güzeldir. Bence dönülürö diye konuştu.
\"MARDİN HASRETİ İLE YAŞAYACAKLAR\"
Mardin’deki son Süryani telkari ustası Suphi Hindiyerli, kendisinin yıllar önce gittiği İstanbul’dan doğduğu kente sanatını geniş kesimlere yayma amacıyla dönüş yaptığını başarılı olamadığını anlatırken “Gidenlerin döneceğine inanmıyorum. Çoğu orada düzenlerini kurdu. Onlar bundan sonra hep Mardin hasreti ile yaşayacaklarö dedi.
Görüntü Dökümü:
----------------------
Mardin\'deki Mort (Azize) Şmuni Kilisesi\'nin dışından ve içindeki ayinden görüntüler
Kırklar Kilisesi Başpapazı Gabriel Akyüz\'ün yönettiği pazar ayininden görüntüler
Ayindeki ilahi grubundan görüntüler
Ayine katılan cemaatten görüntüler
Kırklar Kilisesi Başpapazı Gabriel Akyüz\'ün açıklamaları
Kırklar Kilisesi Başpapazı Gabriel Akyüz Süryani bir kadın ile konuşurken ve mezarlıkta
İstanbul Yeşilköy’de oturan Süryani kadının görüşleri
Feride Akyüz\'ün görüşleri
Mardin’deki son Süryani telkari ustası Suphi Hindiyerli\'nin Süryani göçü ile ilgili görüşü
(Haber-kamera:İhsan DÖRTKARDEŞ/MARDİN-DHA)
========================================================
6)TEKERLEKLİ SANDALYEDE DANSTA TÜRKİYE ŞAMPİYONU OLDU
İZMİR\'de yaşayan bedensel engelli Duygu Alkan, Samsun\'da yapılan Tekerlekli Sandalyede Dans Türkiye Şampiyonası\'nda tek kadınlar kategorisinde Türkiye Şampiyonu seçildi. Birincilik kupasını alarak İzmir\'e dönen Alkan, elde ettiği başarıyla herkesi gururlandırdı.
Bornova ilçesinde, doğuştan omurilik açıklığı olarak bilinen spina bifida hastalığı nedeniyle tekerlekli sandalyede yaşamını sürdüren Duygu Alkan (22), 5 Ocak\'ta Samsun\'da yapılan Tekerlekli Sandalyede Dans Türkiye Şampiyonası\'nda tek kadınlar kategorisinde Türkiye Şampiyonluğu\'nu elde etti. Tekerlekli Sandalye Dans Türkiye Şampiyonası\'nda kadınlarda birinci olan Alkan, başarısını uluslararası platformlara taşımak için çalışmaya azimle devam ediyor. Aynı zamanda Karşıyaka Engelliler Derneği\'ne bağlı basketbol takımının lisanslı oyuncusu olan Alkan, \"Kısa bir süre içinde çok güzel bir başarı elde ettim. Hayallerimin neredeyse tamamını gerçekleştirdim. Bundan sonraki süreçte de güzel başarılara imza atmak için mücadele edeceğim\" dedi.
\'AĞLAMAYA BAŞLADIM\'
Tekerlekli Sandalyede Dans Türkiye Şampiyonası\'nda 3 farklı kategoride yarışan Alkan, Türkiye Şampiyonluğu\'nun yanı sıra Duo kategorisinde partneri Osman Ertöz ile ikincilik, Free Style kategorisinde ise partneri Onur Gür ile birlikte dördüncülük elde etti. Dans yarışmasına 1 ay gibi kısa bir süre içinde hazırlandığını belirten Alkan, \"Dans Yarışmasını Karşıyaka Engelliler Derneği Başkanı Osman Ertöz aracılığıyla öğrendim. Kareografimi ise Yeşim Eryiğit hazırladı, Madonna\'nın \'Like a prayer\' şarkısında dans ettim. Kısa bir sürede çalıştığım için böyle bir başarı beklemiyordum. Çok mutlu oldum ve öğrendiğim anda ağlamaya başladım. Orada bulunmak, yarışmak ve birincilik kupasını elde etmek çok güzeldi. Ailem de çok sevindi, herkes arayıp tebrik ediyor. Onlara bunu hissettirmek çok güzel bir şey. İlk defa böyle bir şeye katıldığım için böyle bir başarı beklemiyordum. Hepimize çok güzel bir moral oldu. Bundan sonraki süreçte elimden geleni yapacağım. Bu başarıyı aslında Karşıyaka Engelliler Derneği takımı olarak elde ettik. Yarışmaya katılmak aynı zamanda maliyetli bir süreç. Sponsorların bu konuda bizlere destek olmasını bekliyoruz\" dedi.
\'YAPMAK İSTEDİĞİM BİRÇOK ŞEYİ YAPTIM\'
Aynı zamanda Karşıyaka Engelliler Derneği\'ne bağlı basketbol takımının lisanslı oyuncusu olduğunu dile getiren Alkan, \"Geçmiş dönemde Milli Takım kampına da çağrıldım. 12 yaşından beri basketbol oynuyorum. Aynı zamanda Ege Üniversitesi İşletme Bölümü\'nü bitirdim. Ancak engel durumumdan dolayı iş bulmakta zorlanıyorum. Basketbolda da dansta da kendimi geliştirmek ve daha büyük başarılara imza atmak istiyorum. Yapmak istediğim birçok şeyi yaptım, hayallerimi gerçekleştirdim. Şimdi ise tek hayalim bir gün dünya turuna çıkabilmek\" diye konuştu.
Görüntü Dökümü
------------------------
-Yarışmadan görüntüler
-Duygu Alkan ile röp.
-Duygu Alkan genel ve detay görüntüler
Haber: Hande NAYMAN Kamera: Tekin GÜRBULAK / İZMİR,(DHA)