DHA YURT BÜLTENİ 2
Jandarmadan 200 milyon liralık \"sahte tarım ilacı\" operasyonu
BURSA İl Jandarma Komutanlığı Ekiplerinin Bursa merkezli 8 ilde, sahte tarım ilacı üreten ve satan suç örgütüne yönelik gerçekleştirdikleri operasyonda piyasa değeri 200 milyon liralık sahte tarım ilacı, gübre ve ham madde ele geçirilirken, 19 kişi gözaltına alındı.
Karacabey Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında harekete geçen Bursa İL Jandarma Komutanlığı ekipleri, \"Suç Örgütü Kurmak Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık\" suçunu işlediği tespit edilen 19 şüphelinin yakalanmasına yönelik Bursa, Balıkesir, İstanbul, Tekirdağ, Aydın, Muğla, İzmir ve Antalya\'da 35 ayrı adrese operasyon gerçekleştirdi. Yapılan eş zamanlı operasyon kapsamında, sahte tarım ilacı ve gübre üretim fabrikası, ilaçların saklandığı depo ve satıldığı bayi ile ev, araç ve müştemilatlarda yapılan aramalarda, piyasa değeri 200 milyon liralık sahte tarım ilacı, gübre ve ham madde ele geçirildi. Aramalarda fason olarak kurulan şirketlere ait fatura, sevk irsaliyesi, çek, senet ve çeşitli evrak da bulundu. Şebekenin sahte tarım ilaçlarının ambalaj, etiket, hologram aşamasından içeriğine kadar tamamını yüksek hacimli üretecek yapıda olduğu ve bir zincir kurdukları anlaşıldı.
Soruşturma kapsamında, suç örgütü üyelerinin çok geniş bir alanda uzun süredir faaliyet gösterdiği ve tamamının birbiriyle ilişkili, irtibatlı olduğu, halk sağlığına, vatandaşlara, tarım alanlarına ve devlete ciddi zarar verdikleri tespit edildi.
Görüntü Dökümü:
-Operasyondan görüntüler
Süre: 1.07 Boyut: 124 MB
Haber-Kamera: Muammer İRTEM/BURSA, (DHA)
==============
Akdeniz\'i işgal eden balık türü 63\'e çıktı
KÜRESEL ısınma ve Süveyş Kanalı\'nın derinleşmesi nedeniyle Kızıldeniz\'den Akdeniz\'e geçen 61 balık türüne 2 tür daha eklendi. Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Su Ürünleri Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, Akdeniz\'i işgal eden balık türü sayısının 63 olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, küresel ısınma ve Süveyş Kanalı\'ndaki genişletme ve daraltma çalışmaları nedeniyle Kızıldeniz\'deki balık popülasyonundan bazı türlerin Akdeniz\'e geçiş yaptığını söyledi. Akdeniz\'deki egzotik göçlerin hem Atlas Okyanusu\'ndan hem Kızıldeniz\'den geldiğini belirten Prof. Dr. Gökoğlu, türler arasında balon balığı gibi zehirli balıkların olduğunu da kaydetti. Balon balığının Türkiye kıyılarında önce İskenderun\'da ardından Antalya Körfezi\'nde ortaya çıktığını anlatan Prof. Dr. Gökoğlu, bu balıkların ekonomik değerinin olmadığını, diğer balıkların da besin kaynaklarına ortak olduğunu ifade etti.
AKDENİZ\'DE 63 OLDU, İSKENDERUN KÖRFEZİ\'NDE 100\'Ü GEÇTİ
Kıyılarda vatandaşların genelde balon balığıyla karşılaştığını ve zaman zaman zehirlenme vakaları yaşandığına değinen Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, \"Zehirli olanlar arasında balon balığı dışında aslan balıkları, denizkestanesi türü var. Antalya Körfezi\'nde benim tespit ettiğim göç ederek gelen balık türü 63 oldu. İskenderun Körfezi\'nde bu sayı 100\'e yaklaşırken İsrail kıyılarında ise 100\'ü geçti\" dedi.
BALON BALIĞINA DİKKAT
Antalya\'nın Alanya ilçesinde kıyıda avladığı balon balığını yediği için zehirlenen ve hastanede tedavisi süren Ali Yüzen\'i hatırlatan Prof. Dr. Gökoğlu, balon balıklarının zehirli kısımlarıyla ilgili bilgiler vererek şöyle konuştu:
\"Sürekli uyarıyoruz balon balıklarının tehlikeli olduğu yönünde. Akdeniz kıyılarında 7 tür balon balığı var. Bunların tamamı yabancı türler. Alanya\'da bir vatandaş bu balon balığını yediği için zehirlendi. Özellikle balon balığının karaciğeri, derisi, göz sıvısı, yumurtalıkları son derece zehirli. Yenilmemesini sürekli söylüyoruz. Zehirlenme vakası olduğunda acilen hastaneye sevk edilmesi gerekiyor. İlk önce felç olabiliyor. Ölümcül vakalar olabiliyor.\"
AKDENİZ\'İ İSTİLA EDEN KIZILDENİZ KÖKENLİ 63 TÜRÜN İSİMLERİ
İklim değişikliği nedeniyle Kızıldeniz\'den Akdeniz\'e geçen 63 balık türü şöyle:
\"Etremeus golani (Japon hamsisi, Yuvarlak sardalya), Dussumieria elopsoides (Yağ sardalyası, Sivriburun sardalya), Herklotsichthys punctatus, Saurida undosquamis (Lokum balığı, Iskarmoz balığı), Hippocampus fuscus (Denizatı), Sargocentrum rubrum (Naylon balığı, asker balığı), Stephanolepis diaspros (Domuz balığı), Lagocephalus seceleratus (Balon balığı), Lagocephalus spadiceus (Balon balığı Atlantik- Pasifik), Lagocephalus lagocephalus (Balon balığı), Lagocephalus suezensis (Süveyş balon balığı), Lagocephalus guentheri (Balon balığı), Torquigener flavimaculosus (Balon balığı), Tylerius spinosissimus (Balon balığı), Ostracion cubicus (Kutu balığı), Apogon smithii (Kardinal balığı), Apogon queketti (Kardinal balığı), Apogon nigripinnus (Kardinal balığı), Apogon fasciatus (Kardinal balığı), Cheilodipterus novemstriatus (Kardinal balığı), Pteragogus pelycus (Lapin balığı), Callionymus filamentosus, Sphyraena chrysotaenia (Baracuda), Sphyraena flavicauda (Baracuda), Cynoglossus sinusarabici (Dil balığı), Heniochus intermedius (Kelebek balığı), Nemipterus randalli (Kılkuyruk mercan), Priacanthus sagittarius (Mandagöz balığı), Fistularia commersoni (Külah balığı), Hemiramphus far (Çomak balığı, didekli), Parexocoetus mento, Plates quadrilineatus, Alepes djedaba (Sarı tral), Leiognathus klunzingeri (Ekşi balığı), Sillago suezensis, Upeneus pori (Kum barbunu), Upeneus moluccensis (Nil barbunu, Paşa pantalonu), Parupeneus forsskali, Pempheris vanicolensis (Mağara balığı), Siganus rivulatus (Beyaz sokar), Siganus luridus (Esmer sokar), Scomberomorus commerson (Ceylan palamudu), Oxyurichthys petersi (Gobid), Vanderhorstia mertensi (Gobid), Scarus ghobban (Papağan balığı), Pamadasys stridens (Çizgili gırt gırt), Atherinomorus lacunosus (Gümüş balığı, aterina), Champsodon nudivittis (Timsah balığı), Champsodon vorax (Timsah balığı), Champsodon capensis (Timsah balığı), Petroscirtes ancylodon (Bilenid), Chanos chanos (Süt balığı) Monotaxis grandoculis, Epinephelus coioides (Portakla benekli lagos), Pterois miles (Aslan balığı), Pterois volitans (Aslan balığı), Decapterus russelli (İstavrit), Syllophopsis sechellensis (Şeysel balığı), Stolephorus insularis (Hamsi), Remora australis, Trachurus declivis (İstavrit), Stolephorus indicus (hamsi), Barbun upeneus tragula (barbun).
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
---------
- Balık halinden detay
- Hamsilerden detay
- Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu röp
Haber-Kamera: Alparslan ÇINAR/ANTALYA, (DHA)
======================================
Türkiye\'nin güzellikleri bu müzede yaşatılıyor
BURSA Kültür Turizm Tanıtma Birliği eliyle Bursa Olgunlaşma Enstitüsü katkılarıyla hayata geçirilen Nakış El Sanatları Müzesi\'nde Bursa ve tüm Marmara Bölgesi’nde yaşayanların, geleneksel kültürünü yansıtan yüzlerce yıllık el nakışları, replikaları ile sanatseverlerin beğenisine sunuluyor.
Kültür Turizm Tanıtma Birliğince satın alınmak suretiyle Bursa’ya \'Nakış El Sanatları Müzesi\' olarak kazandırılan 4 katlı tarihi konak, Bursa ve Marmara Bölgesi\'nde yaşayan halkın, geleneksel kültürünü yansıtan yüzlerce yıllık el nakışları ile sanatseverleri ağırlıyor. Müze, bünyesinde barındırdığı atölye alanı sayesinde ziyarete gelen konuklarına, eserlerin işlenmesi sürecine tanıklık etme imkanı da sunuyor. Türkiye\'nin ilk ve tek nakış müzesi olma özelliğine sahip müze, hem yerli hem de yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
\"BURASI YAŞAYAN BİR MÜZE\"
Müzenin geçtiğimiz yıl haziran ayında hizmete açıldığını belirten, Bursa Olgunlaşma Ensitüsü El Sanatları Bölüm Şefi ve Bursa Nakış El Sanatları Müzesi Sorumlusu Güleser Sencar, \"Bursa ve Marmara Bölgesindeki eski eserlerimizin yeniden orijinaline uygun işlemelerini yapıyoruz ve burada halkımız için sergiye çıkartıyoruz. Burası tarih kokan, eski ve yeniyi buranın dışında başka bir yerde göremeycekleri bir yer. Hem yerli hem de yabancılar tarafından büyük ilgi görüyor. Hatta erkek misafirlerimiz bile oldukça fazla sayıda. Bu müze bir anlamda yaşayan bir müze. Müzemiz bünyesinde bulunan atölyemizde, 8 usta öğretici arkadaşımız ile üretim yapıyoruz. Arkadaşlarımız eski eseleri yeniden işliyor, müzemizde sergiye çıkıyor. Nakışçılık, tamamen dejenere olmuş bir durumdaydı. Son 7 yıldır derin bir çalışma yapıyoruz. Eski eserlerin üzerinde çalışmalar yaparak yeniye uyarlıyoruz. Nakışçılığı topluma kazandırmak için elimizden geleni yapıyoruz \" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
--------------------------
- Müzeden görüntüler
- Eski ve yeni nakışlardan görüntüler
- Sergi yapılan odalardan detaylar
- Nakış işlenen ürünlerden görüntüler
-Atölyeden görüntüler ve nakış işlenmesi
-Röportaj
HABER / KAMERA: BERKTUĞ ÖNCÜ/BURSA,(DHA)
584 MB
======================================
Tarihe yön veren kadınlar 25 Kasım için can buldu
İZMİR\'de Konak Belediyesi Kadın Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle kadın hakları konusunda mücadeleleri ile tanınan, tarihe yön veren kadınları yeniden canlandırdı. Dominik Cumhuriyeti\'nde Rafel Trujillo\'ya karşı mücadele veren ve Mirabal Kardeşler olarak bilinen 3 kadının hayat hikayelerinden esinlenerek yazılan \'Kelebeklerin Peşinde\' adlı oyunda, Zübeyde Hanım\'ın yanı sıra, Halide Edip Adıvar, Türkan Saylan ve Clara Zetkin gibi farklı karakterler, kadınlar tarafından canlandırıldı.
Konak Belediyesi Kadın Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle farklı bir etkinlik ile İzmirlilerin karşısına çıkmayı planlıyor. Konak Belediyesi\'ne bağlı Kadın Müzesi bünyesinde, kadın hakları için yaptıkları mücadeleler ile tarihe yön veren kadın karakterler, yeniden canlandırıldırıldı. İlk önce yalnızca müzede bir etkinlik yapmak için çalışmalar hazırladıklarını söyleyen Murat Barış Kavrukkoca, daha sonra Dominik Cumhuriyeti\'nde Rafel Trujillo\'ya karşı mücadele veren ve bu mücadelenin sonunda Trujillo yanlılarınca sopalarla dövülerek öldürülen, cesetleri de araca konularak uçurumdan atılan Mirabal Kardeşler\'in hayat hikayelerinden esinlenerek, bir oyun yazdığını belirtti. Minerva, Maria ve Patria Mirabal adlı 3 kız kardeşin hayat hikayelerinden yola çıkılarak yazılan ve Zübeyde Hanım, Halide Edip Adıvar, Clara Zetkin gibi önemli karakterleri de içinde barındıran \'Kelebeklerin Peşinde\' adlı oyun, 26 Kasım\'da İsmet İnönü Sanat Merkezi\'nde, 3 Aralık\'ta da Selahattin Akçiçek Kültür Merkezi\'nde sahnelenecek.
\'TÜM KADINLAR KELEBEKLERİN PEŞİNDEN GİTSİN\'
\'Kelebeklerin Peşinde\' adlı oyunu yazan ve yöneten Murat Barış Kavrukkoca, \"Kadın Müzesi\'nde canlı bir müze etkinliği yapmak istedik. Tarihe mal olmuş kişileri kitaplardan, resimlerden görmek yerine, profesyonel oyuncu arkadaşların o kadınların yaşadıklarını, gelen diğer kadınlar ile paylaşması ve o sinerjiyi yaratma ile ilgili bir çalışmamız vardı. Bunu hem İzmir Kadın Müzesi\'nde bir müze etkinliği olarak hem de tiyatro oyunu olarak yapmak istedik. O nedenle \'Kelebeklerin Peşinde\' diye bir oyun yazdık. Bu oyunda bütün kadınlarımız, kadın mücadelesinin kronolojik tarihsel gelişimini bize sahneleyecekler. Biz bununla İzmirli tüm kadınlara, kadın mücadelesini anlatmak istedik. Ve istedik ki, tüm kadınlar kelebeklerin peşinden gitsin\" dedi.
ANNE VE KIZI AYNI SAHNEDE
Oyunda Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk\'ün annesi Zübeyde Hanım\'ı canlandıran Yasemin Konuray (55), yine aynı oyunda rol alan ve kadın hakları aktivisti Malala Yusufzay\'ı canlandıran kızı Dicle Konuray (27) ile aynı sahneyi paylaştı. Yasemin Konuray, \"Ben çok büyük bir onurla Zübeyde Hanım\'ı canlandıracağım. Bu rölü üstlendim ve bunun mutluluğunu tarif etmek, kelimelere dökmek çok zor. Hem çok onur duyuyorum ve açıkçası biraz da korkuyorum. Çünkü benim bu işte hiç tecrübem yok. Bu rol bana teklif edildiğinde şeref duydum. Aynı sahneyi kızım ile paylaşmak ve onunla aynı sahnede yer almak, özellikle de sosyal içerikli mesajlar veren bir projede kadınlar adına yer almak çok büyük onur\" diye konuştu.
Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Oyunculuk Bölümü öğrencisi Dicle Konuray da, \"Özellikle annemle birlikte bu projede yer almak çok güzel. Oyunculuk yapmaya başladığımda da hep böyle bir projenin içinde yer almayı düşündüm. Güzel olacak umarım\" dedi.
AFRO TÜRK DE ROL ALDI
Oyunda, kadın hakları savunucusu Sojourner Truth\'u canlandıran bilişim öğretmeni Afro Türk (Afrika kökenli Türk) Özge Aşık (29) da çok heyecanlı olduğunu belirterek, şunları söyledi:
\"Köle olarak doğan Sojourner Truth oynayacağım. Sojourner Truth, 13 çocuk doğurduktan sonra kaçarak köleliğin kaldırılması için savaşan bir kadın. Ben de bu oyunda o ruhu hissettim, onun hayatını okuduktan sonra içime işledi. Kadınlar için yaptığı bir çok şey onur verici.\"
1919 yılında ülkenin işgaline karşı İstanbul\'da yaşayanları harekete geçirmek için yaptığı konuşmalar ile hafızalara kazınan yazar Halide Edip Adıvar\'ı canlandıran Şelda Işık Tumkuer (46), \"Halide Edip Adıvar gibi tarihe yön veren çok iyi bir insanı canlandırmak beni onurlandırdı\" dedi.
\'HAYAT HİYAKESİNİ OKUYUNCA ÇOK AĞLADIM\'
Alman politikacı ve kadın hakları savunucusu Clara Zetkin\'e de Serpil Açık (23) can verdi. Açık, toplumun gelişmesinde önemli bir rol sahibi olan Zetkin\'i canlandırdığı için mutlu olduğunu belirtti. Özellikle kız çocuklarının okuması için önemli çalışmalara imza atan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği eski Genel başkanı merhum Türkan Saylan\'ı da tiyatrocu ve dizi oyuncusu İpek Ötüç (63) canlandırdı. Ötünç, şunları söyledi:
\"Bana bu teklif geldiğinde çok heyecanlandım. Benim için çok büyük bir onur. Hayatını inceledim, çok okudum. Saylan\'ın yaptıkları ve yaşadıkları karşısında çok duygulandım, ağladım. Gerçekten tarihe geçmesi gereken bir kadın. Saylan\'ın \'Kadınların eşit şartlarda yaşamasını sağlamak, cüzzamla uğraşmaktan daha zor\' sözü beni çok etkiledi. Gerçekten çok fazla çaba göstermiş, yüce bir kadın.\"
\'DEVRİMCİ KADINLARI CANLANDIRIYORUZ\'
Filozof Rosa Luxemburg da hayat bulan karakterlerden oldu. Luxemburg\'u canlandıran Gizem Tataroğlu (29), \"Dünya tarihi açısından önemli olan devrimci kadınları canlandırıyoruz. Çok büyük bir onur. Yaşamış, güçlü kadınlara hayat vermek ve seyirci ile buluşturmak kesinlikle çok kıymetli\" dedi.
Yine gazeteci Nezihe Muhiddin\'i canlandıran Ayşe Handan Dağdeviren (40) de, şunları söyledi:
\"Bugün seçme ve seçilme hakkımızı kendisine borçluyuz. Proje bana önerildiğinde düşünmeden kabul ettim. Çok doğru bir karakter.\"
Oyunun ana karakterlerinden Patria\'yı Berna Özcan (25), Minerva\'yı Seda Andıç (25) ve Maria\'yı da İzel Susam (25) canlandırdı. Kadın hakları için mücadele veren 3 kız kardeş rolünü üstlenen oyuncular, hakları için mücadele veren kadınlara yeniden hayat vermenin kendilerini onurlandırdığını belirtti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Kelebeklerin Peşinde adlı oyunda rol alanlar ile röp.
-Oyundan kısa replikler
-Oyuncular çalışmaya hazırlanırken görüntü
-Genel ve detay görüntü
Haber-Kamera: Umut KARAKOYUN/ İZMİR, (DHA)
======================================
Çameli\'de domates üretimi arttı, göç önlendi
DENİZLİ\'nin Çameli ilçesinde yapılan çalışmalarla son iki yılda örtü altı serada yetiştirilen domates üretimi arttı. Daha önce her yıl göç veren ilçede Tarım Danışmanlık Ofisi\'nin kurulmasının ardından, serada domates üretimi yapan üretici sayısı 8\'den 140\'ın üzerine çıktı. Üretilen \'Çameli kınalısı\' cinsi domatesler Avrupa ve Arap ülkelerine ihraç edilip, iç pazarda satılırken, üreticinin cebi para gördü, istihdam sağlandı, göç tersine çevrildi.
Alabalık üretimi ve hayvancılıkla öne çıkan Çameli ilçesinde iki yıl öncesine kadar 8 çiftçi, toplam 10 dönüm serada domates yetiştirip, pazarlarda satıyordu. Tarım dışında çalışma alanı sayılı olan ve bu nedenle sürekli göç veren ilçede, Çameli Belediyesi\'nin öncülüğünde Tarım Danışmanlık Ofisi kuruldu. Ziraat mühendislerinin danışman olarak görev aldığı Ofisin ilçede yaptığı araştırmada, iklimin, özellikle yerli ırk olan \'Çameli kınalısı\' domates üretimine uygun olduğu belirlendi. Bunun üzerine domates üretiminin artırılmasına yönelik adımlar atılmaya başlandı. Ofis, ilçede ve kırsal mahallelerde yaşayan vatandaşları serada domates yetiştirmeye özendirdi. Yapılan çalışmalar sonucunda 2 yıl öncesine kadar 8 olan üretici sayısı kısa sürede 140\'ın üzerine çıktı. Üreticilerin sayısının artmasıyla birlikte daha önce 8 üreticinin 10 dönüm serada ürettiği domates, şimdi 140\'ın üzerinde çiftçinin kurduğu toplam 500 dönümlük serada yetiştirilmeye başlandı. Üretilen domatesin yerli cins olması, etli yapısı ve köy domatesine benzemesi nedeniyle iç ve dış pazarda yer buldu. Tarım Danışmanlık Ofisi\'nin yaptığı çalışmalarla, ilçede domates üretimi 20 bin tonu buldu. Bu nedenle seralarda istihdamda arttı. Domates üretiminin artmasıyla sürekli göç veren ilçe, kaderini tersine çevirip göçü önledi. Domatesler, Avrupa ülkeleri başta olmak üzere Arap ülkelerine ihraç edilirken, iç pazarda marketlerde satılıyor.
HEDEF 40 BİN TON DOMATES ÜRETİMİ
Tarım Danışmanlık Ofisi\'nde görevli Ziraat Mühendisi Gökhan Hakkı Gököz, domates üretiminde çiftçinin para kazandığı, tüketicinin de sağlığının düşünüldüğü bir üretim programı yaptıklarını belirtip, \"Seralarda üretimi en başından sonuna kadar yani tohumun ekilmesinden yetiştirilip, satılmasına kadar bir üretim bandı programladık. Yerli cins olması nedeniyle Çameli kınalısını tercih ettik. 20 bin ton domates hedefledik ve bunu da başardık. Şimdi ihracat yapar hale geldik. Temel amaç, üretimi programlı şekilde artırmak, üretici ve dönüm sayısını da daha fazla artırmak. Hedefimiz 40 bin ton üretim yapmak\" dedi.
EV KADINIYDI DOMATİS ÜRECİSİ OLDU
Tarım Danışmanlık Ofisi\'nin girişimiyle serada domates üretimi yapmaya başlayan Selma Tutkun, \"Daha önce ev kadınıydım. Ev işleriyle ilgilenip, çocuklarıma bakıyordum. Ne yapabileceğimi düşünürken, ben de serada domates üretimine başladım. İyi ki girmişim, çok iyi gelir kaynağı oldu. Ben de ilçedeki kadınlara seramda istihdam sağlamaya başladım\" dedi.
AK Partili Çameli Belediye Başkanı Cengiz Arslan, ilçedeki domates üretiminin artmasıyla göçü tersine çevirdiklerini ifade ederek, \"Bu ürünün yetiştirildiği sera sayısının artmasıyla istihdam da arttı. Daha önce Antalya\'daki seralara çalışmak için giden vatandaşlarımız da artık gitmiyor. Ürettiğimiz domatesleri Hollanda\'ya bile gönderiyoruz\" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Seraların dışarıdan görüntüsü
-Seralarda üretilen domateslerden görüntü
-Serada domates toplayan kadınlardan görüntü
-Ziraat Mühendisi Gökhan Hakkı Gököz ile röp.
-Üretici Selma Tutkun ile röp.
-Çameli Belediye Başkanı Cengiz Arslan ile röp.
Haber-Kamera: Ramazan ÇETİN / DENİZLİ, (DHA)
======================================
Muğla\'nın yöresel tohumları bu merkezde
MUĞLA\'da iki yıl önce kurulan Tıbbi Aromatik Bitkiler ve Yerel Tohum Merkezi\'nde, yöreye özgü 665 tohum toplandı. Bölgeye özgü tohumların gelecek kuşaklara aktarılması, korunması ve envanterinin çıkarılması için faaliyet gösteren merkez, tohumların kontrollü koşullarda üretimini de yaparak vatandaşlara dağıtıyor.
Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından iki yıl önce, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı\'nda, \'Ulusal Güç\' sloganıyla, Tıbbi Aromatik Bitkiler ve Yerel Tohum Merkezi kuruldu. Yöreye özgü 665 tohumun bulunduğu merkezin bünyesinde barındırdığı test, tıbbi-aromatik bitkiler, kriyoprezervasyon (dondurarak saklama) ve doku kültürü laboratuvarının, Türkiye\'de bir ilk olduğu vurgulandı. Genetik mirasın garanti altına alınmasının amaçlandığı laboratuvarda yapılan çalışmalarla sadece yerel tohumlar değil; narenciye, armut, incir gibi yerel meyve grupları ve bölgede endemik olarak yetişen doğal bitkilerin de koruma altına alındığı belirtildi. Bu işlemlerin yanında laboratuvarlarda nadir ve değerli türlerden çok sayıda fide, temiz fide-tohum elde etmek amacıyla doku kültürü çalışmalarının yürütüldüğü belirtildi. İlköğretimden üniversite öğrencilerine kadar her yaş grubundaki ilgili vatandaşlara yerel tohum ve tıbbi-aromatik bitkiler alanlarında eğitimler verildiği belirtildi.
Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı CHP\'li Osman Gürün, Muğla\'nın tarımda söz sahibi illerden biri olduğunu söyledi. Başkan Gürün, \"Eskiden saklanan tohumların yok olmaya başladığını görüyoruz. Bu konuda önemli bir adım attık. Kendi tohumumuza sahip çıkıyor, yaygın hale getirerek üretmeye çalışıyoruz\" dedi. Muğla\'nın, \"Adam diksen adam çıkar bu topraklarda\" sözüyle özdeşleşen bir kent olduğunu ifade eden Gürün, \"Farklı üretimler yaparak, katma değeri yüksek ürünler yetiştirmemiz gerekiyor. İlk günden beri tarıma, üreten köylümüze destek veriyoruz\" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
- Yerel tohum merkezinden görüntü
- Başkan Osman Gürün\'ün yerel tohum merkezinde inceleme yapması
- Genel ve Detay görüntü
Haber- Kamera: Cavit AKGÜN / MUĞLA, (DHA)
======================================
Sobadan zehirlenen yaşlı çifti ölüm ayırdı
MANİSA\'nın Salihli ilçesinde, kömür sobasından sızan karbonmonoksit gazından zehirlenen Fevzi Akyol (69) öldü, eşi Zehra Akyol (65) ise tedaviye alındı.
Seyrantepe Mahallesi Şehit Polis Yüksel Özdemir Caddesi 26 numaradaki aparmanın 4. katındaki evde yaşayan 1 çocuklu Zehra Akyol ve Fevzi Akyol çiftinden haber alamayan yakınları, endişelenip durumu polise bildirdi. İhbar üzerine polis ekipleri, çifti kontrol için dün (cuma) akşam saatlerinde eve gitti. Kapıyı açan olmayınca itfaiye ekiplerinden yardım istendi. Ayrıca olay yerine, sağlık ekipleri de çağrıldı. Mahalleye gelen merdivenli itfaiye aracının desteğiyle balkondan eve giren ekipler, çifti hareketsiz halde yatarken buldu. Evdeki kömür sobasından sızan karbonmonoksit gazından zehirlendiği anlaşılan çiften Fevzi Akyol\'un öldüğü belirlendi. Sağlık ekipleri, Zehra Akyol\'u ise ambulansla Salihli Devlet Hastanesi\'ne kaldırdı. Hayati tehlikesi bulunan Zehra Akyol, yapılan ilk müdahale sonrası Manisa Özel Spiloks Hiperbarik Oksijen Tedavi Merkezi\'ne sevk edildi.
Polis, olayla ilgili soruşturma başlattı.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
- Zehirlenme olayının yaşandığı evin dışından görüntü
- Ambulans ve itfaiye araçları görüntü
- Fevzi Akyol\'un cesedi evden çıkarılırken görüntü
Haber- Kamera: Emre SAÇLI / SALİHLİ (Manisa), (DHA)