1)HÜSEYİN AVNİ PAŞA\'NIN MİRASÇILARI, KÖPRÜ AYAĞINDAKİ 113 DÖNÜMÜ İSTİYOR(EK)
Arazide evleri bulunan Berrin Yedican, iddialar hakkında şunları söyledi. “Valla böyle bir iddia varsa bende burada 1955\'ten beri satın alma tapulu evimiz oturuyorum. Mahkemede belli olur. Bu kadar söyleyecek bir şey yok. Mahkeme açılmış durumda buyururlar iddia edenler mahkemede eğer mal mülk sahibiyse. Bizim tapulu yerimiz. 55 seneden fazla 1955 yılında satın aldık. Buradaki köşkün sahibi, Mevhibe Paşa Yiğit\'ten satın aldık. Ana hissedardı. Ben 9 yaşındaydım. Kendim takip ediyorum davayı. Ablamla ikimiz. Babam satın aldı tapu annemin üzerineydi. Annem rahmetli olduktan sonra annemin avukatı vardı. Avukatlara güvenmediğim için davayı kendim takip ediyorum. Benimle beraber başka hissedarlar da takip ediyor. 113 dönüm yer zaten 1 parsel. Köprü de içinde. Hisse tapu bizimki 3 dönümlük\".dedi.
Görüntü Dökümü
---------------
-Araziden görüntü
-Arazide evi bulunan Berrin Yedican ile röp
-FSM köprüsünden görüntü
-Muhabir anonsu
-Genel ve detay görüntüler
Haber: Gamze ŞİMŞEK-Ramazan EĞRİ- İSTANBUL/DHA
=====================================================
2)RAHMİNDE SARGI BEZİ UNUTULAN KADININ ÖLÜMÜNE NEDEN OLAN DOKTOR VE HEMŞİREYE CEZA
İZMİR\'de, 2 yıl önce sezaryenle doğum yapan Harika Kanık (22), rahminde unutulan sargı bezi yüzünden vücudu iltihaplanınca yaşamını yitirdi. Kusurlu bulunan doktor Ü.Ç. ile ameliyathane hemşiresi H.C., \'taksirle ölüme neden olmak\' suçundan 2 yıl 6\'şar ay hapis cezasına çarptırıldı. Üç ay süreyle mesleklerinden de ihraç edilen iki sanıkla ilgili hapis cezasında indirim de uygulanmadı. Karar duruşmasında ifade veren hemşire H.C., \"Ben ameliyata girmedim. Çalıştığımız dönemde doktorlarla birlikte ameliyata giren personelin yerine, ameliyata girmiş gibi yasal olmayan bir şekilde bizim ismimiz yazılıyordu. Ameliyata giren personel ehliyetsizdi ve ameliyata girmesi yasal olmadığı için böyle bir yola başvuruyorlardı\" dedi.
Buca\'da oturan Harika Kanık, çocukluk aşkı, özel güvenlik görevlisi Figani Kanık (26) ile evlendikten sonra hamile kaldı, 13 Nisan 2016 tarihinde özel hastanede doğum yaptı. Sezaryenle yapılan doğumun ardından kızını kucağına alan genç kadının karnındaki ağrı ve halsizliği bir türlü geçmedi. Birkaç kez gittiği doğumu yaptıran kadın doğum uzmanı Dr. Ü.Ç., iddiaya göre ağrıların sezaryenden kaynaklandığını belirterek, ağrı kesici almasını söyleyip kadını evine gönderdi. Bu sorundan kurtulmak için çare arayan Harika Kanık\'ın rahatsızlığına teşhis konulamadı. Doğumu yaptıran Dr. Ü.Ç., son olarak Kanık\'ı, Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi\'ne gönderdi. Burada tedaviye alınan Harika Kanık\'ın kanında yüksek miktarda iltihap bulundu. İltihabın tedavi uygulanmasına rağmen düşmemesi üzerine Harika Kanık ameliyata alındı.
SARGI BEZİ UNUTULMUŞ
Özel hastanede doğumu gerçekleştiren Ü.Ç.\'nin, Harika Kanık\'ın rahminde sargı bezini unuttuğu, bunun zaman içerisinde rahim duvarına yapışmasıyla oranın parçası gibi algılandığı, zehirlenme ve ardından vücutta iltihaplanmaya neden olduğu saptandı. Farklı bölümlerde uzmanlaşmış cerrahların çağırıldığı 6 saat süren ameliyatta, Harika Kanık\'ın rahminin tamamı ile idrar kesesinin bir bölümü alındı. Operasyondan sonra yoğun bakım ünitesine alınıp uyutulan Kanık, vücuduna yayılan iltihabın organlarında yarattığı tahribatın tedavi edilememesi üzerine, ameliyattan 8 gün sonra 23 Ekim 2016 tarihinde hayatını kaybetti.
MESLEKTAŞLARI DA KUSURLU BULDU
Bu arada aile adına avukatları Nilüfer Atılgan Balcı, İzmir Tabib Odası\'na da şikayette bulundu. Bunun üzerine oluşturulan kurul, yapılan araştırma ve incelemelerin ardından Dr. Ü.Ç.\'yi, 3 ay meslekten men etti. Kararlarının gerekçe bölümünde de \"Ameliyat bölgesinde yabancı cisim unutulması ciddi bir özensizlik olarak değerlendirilmiş, hastanın vefatı ile sonuçlanmış süreçte Ü.Ç.\'nin hata ve ihmali olduğu kanaatine varılmıştır\" denildi.
İNDİRİMSİZ CEZA ALDILAR
Sürdürülen soruşturma kapsamında İstanbul Adli Tıp Kurumu Birinci İhtisas Kurulu, doğumu yaptıran doktor Ü.Ç. ile malzeme sayımından sorumlu olan ameliyathane hemşiresi H.C.\'yi kusurlu buldu. Bunun ardından Dr. Ü.Ç. ile hemşire H.C. hakkında taksirle ölüme neden olmaktan 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle İzmir 29\'uncu Asliye Ceza Mahkemesi\'nde dava açıldı. Doktor Ü.Ç. ile hemşiresi H.C., yargılama sonunda 2 yıl 6\'ar ay hapis cezasına çarptırıldı, 3 ay süreyle mesleklerinden de ihraç edildi. İki sanıkla ilgili hapis cezası kararında indirim de uygulanmadı.
DURUŞMADA SKANDALI ANLATTI
Karar duruşmasında olaya dair çarpıcı açıklamalarda bulunan hemşire H.C., skandalın nasıl yaşandığını da gözler önüne serip, \"Ben ameliyata girmedim. Defterdeki yazılar bana ait değil. Çalıştığımız dönemde doktorlarla birlikte ameliyata giren personelin yerine, ameliyata girmiş gibi yasal olmayan bir şekilde bizim ismimiz yazılıyordu. Ameliyata giren personel ehliyetsizdi ve ameliyata girmesi yasal olmadığı için böyle bir yola başvuruyorlardı\" dedi.
Görüntü Dökümü
-----------------------
- Avukat Nilüfer Atılgan ile röp.
- Genel ve detay görüntüler
Melis KARAKUZULU- Taylan YILDIRIM/İZMİR, (DHA)
======================================================
3)TARTIŞTIĞI YEĞENİNİ TABANCAYLA VURDU
KAHRAMANARAŞ\'ta Aydın Biçke (31), tartıştığı yeğeni Mehmet Biçke\'yi (20) tabanca ile ayaklarından ve kolundan vurarak yaraladı.
Olay, dün akşam Ballıca Mahallesi\'nde meydana geldi. Mehmet Biçke ile amcası Aydın Biçke arasında ailevi meseleler nedeniyle tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine Mehmet Biçke, yanındaki tabancayı çekip yeğenine ateş etti. Mehmet Biçke, ayaklarına ve koluna isabet eden mermilerle yaralandı. Mehmet Biçke, çağırılan ambulansla hastaneye kaldırılarak tedaviye alındı.
Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, olayın ardından kaçan Aydın Biçke\'yi yakalayarak gözaltına aldı. Aydın Biçke, ilk ifadesinde, \"Yeğenim bana saldırdı. Ben de rastgele yere doğru tabanca ile ateş ettim\" dedi.
Aydın Biçke, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.
Görüntü Dökümü
---------------------
- Polis araçları
- Olay yeri
- Hastane önü
- Ambulans
- Şüpheli polisler arasında
- Hastaneye alınması
- Hastaneden çıkarılması
- Polis otosuna bindirilmesi
- Polis otosunun gidişi
Haber-Kamera: Ömer KOÇ-KAHRAMANMARAŞ-DHA)
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 282 MB
==================================================
4))\'TECAVÜZ MARŞI\' DAVASINA DEVAM EDİLDİ
ANTALYASPOR\'un 2 yıl önce Fenerbahçe\'yi sahasında 4- 2 yendiği maçın ardından, internette \'tecavüz marşı\' olarak da adlandırılan John Carpenter\'a ait \'The End\' şarkısının çalınmasıyla ilgili açılan davada, 2 kulüp görevlisinin yargılanmasına devam edildi. Sanıkların avukatı müziğin incelenmesi için dosyanın bilirkişiye gönderilmesini talep etti.
Antalya 14. Asliye Ceza Mahkemesi\'ndeki duruşmaya tutuksuz yargılanan sanıklar A.K. ve E.S. ile Antalya Kadın Dayanışma Merkezi ve Dayanışma Derneği ile Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği avukatları katıldı.
Sanık A.K., stat hoparlöründen çaldıkları şarkının aşağılayıcı ibareler içerdiğini ve akıllara tecavüzü getirdiğini bilmediklerini söyledi. Çıkan haberlerden sonra olayı öğrendiklerini iddia eden A.K., \"Antalyaspor-Fenerbahçe maçında ortaya çıkan skor nedeniyle ritmi hoş geldiği için taraftar ve takımı motive etmek amacıyla böyle bir müzik tercihinde bulundum. Televizyon reklamlarında ve filmlerinde bu müzik kullanılıyor. Bu müziğin cinsiyet farklılığına alenen aşağılama suçu sayılabileceğini bilmiyordum, böyle bir amacım yoktu\" dedi.
Sanık E.S ise taraftar gruplarından gelen talep üzerine şarkıyı çaldıklarını söyledi. Şarkının içerdiği anlamı bilmediğini öne süren E.S., “Müziğin kulağa hoş geldiği için çalınmasını istedim. Nahoş sahnelere ait olduğunu ve \'tecavüz marşı\' olarak anıldığını bilmiyordum. Müziğin Nuri Alço\'nun bir şarkısı olduğunu düşündüm. Olaydan sonra çıkan haberlerden sonra durumu anladım\" diye konuştu.
Sanık avukatı Cenk Soyer de olayda suç unsurunun bulunmadığını savundu. Söz konusu şarkının 1980\'li yıllardan beri çalındığına işaret eden Soyer, \"Her yerde çalınmaktadır, Nahoş sahnelerle ilişkilendirmek mümkün değil. Müvekkillerimin de böyle bir niyeti yoktu. Müziğin incelenmesi için dosyanın bilirkişiye gönderilmesini talep ediyoruz\" dedi.
Mahkeme, heyet değişikliği nedeniyle talebin değerlendirilmesini bir sonraki celseye bırakılmasına karar vererek duruşmayı erteledi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Antalya Stadı\'nda 5 Şubat 2016 tarihinde Antalyaspor ile Fenerbahçe arasında oynanan karşılaşma, ev sahibi ekibin 4- 2 üstünlüğüyle sonuçlandı. Maç sonunda, stat hoparlöründen, Yeşilçam filmlerinde genelde tecavüz sahnelerinde kullanılan John Carpenter\'ın \'The End\' şarkısı çalındı.
Antalya Kadın Dayanışma Merkezi ve Dayanışma Derneği ile Cinsel Suçla Şiddetle Mücadele Derneği olaya tepki göstererek, Antalyaspor Kulübü hakkında suç duyurusunda bulundu. Kulübün 2 görevlisi hakkında \'Halkın bir kesimini sosyal sınıf, din, mezhep, cinsiyet, bölge farklılığına dayanarak alenen aşağılama\', \'suç işlemeye tahrik\' ve \'suçu ve suçluyu övme\' suçlarından 1,5 yıldan 8 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
Süleyman EKİN/ANTALYA, (DHA) -
==================================================
5)MUHTARLARIN OY PUSULASININ DA FOTOĞRAFLI OLMASINI TALEP ETTİ
KOCAELİ\'nin Körfez ilçesi Mimar Sinan Mahallesi\'nde muhtar adayı olan Şengül Yurt, Yüksek Seçim Kurulu\'na (YSK) dilekçe yazarak muhtarlık seçimlerinde kullanılan oy pusulalarına muhtar adaylarının fotoğraflarının eklenmesini istedi. YSK yetkilileri, Şengül Yurt\'a bunun için kanun çıkması gerektiğini belirtirken, Yurt milletvekillerinden destek istedi.
Körfez Mimar Sinan Mahallesi\'nde yaşayan 42 yaşındaki 2 kız çocuğu annesi muhtar adayı Şengül Yurt, muhtarlık seçimlerinde kullanılan seçim pusulalarında karışıklık yaşanmaması ve okuma-yazma bilmeyen seçmenlerin kolaylıkla oy kullanabilmesi için YSK\'ya başvuru yaptı. Şengül Yurt, projesinin hayata geçirilebilmesi için yetkililerden destek istedi. Seçim kampanyasını yaptığı sırada mahallede bulunan seçmenlerden hem oy isteyip hem de fotoğraflı oy pusulası örneğini gösteren Şengül Yurt, mahalle halkından çok olumlu geri dönüşler aldığını belirtti.
Türkiye genelinde okuma-yazma bilmeyen yaklaşım 3 milyon seçmen olduğunu belirten Şengül Yurt, \"Okur-yazar olmayan vatandaşlarımıza kolaylık sağlamak için böyle bir işe kalkıştım. Adaletli bir seçim olması için, karışıklık yaşanmaması için, oy pusulalarının yerel ve genel seçimlerde olduğu gibi fotoğraflı olmasını talep ettim. Bunun üzerine Yüksek Seçim Kurulu\'na dilekçe yazdım. Yazdığımız dilekçeden bana olumlu yanıt geldi, bunun üzerine bana bu proje için kanun çıkması gerektiğini söylediler. Oy pusulasının örneğini de alarak milletvekillerimize konuyu aktardım.\" dedi.
İSİM BENZERLİĞİNDEN DOLAYI MAĞDUR OLUYOR
Projenin sosyal medyada yayılmasının ardından isim benzerliği nedeniyle mağdur olan bir muhtar adayının kendisine ulaştığını ifade eden Şengül Yurt, şöyle konuştu:
\"Bu fikri sosyal medya üzerinden paylaştıktan sonra Antalya\'da bir muhtar adayımız beni arayarak bu konu hakkında beni desteklediğini söyledi. İsim benzerliğinden dolayı kendisi sıkıntı yaşıyormuş. Aynı isim ve soy isimde muhtar adayı olan iki kişilermiş, şu an mağdur durumdalar. Bu ve buna benzer sorunlar için de projemiz kolaylık sağlayacaktır.\"
\'OKUMA-YAZMA BİLMEYEN İNSANLAR İÇİN GÖRSEL ÇOK ÖNEMLİ\'
Mahallede esnaflık yapan Hasret Karakaş, muhtar adayı Şengül Yurt\'un bu projesinin seçmenlerin işini kolaylaştıracağını belirterek, \"Çok olumlu bir proje, insanların bilgilenmesi acısından da çok iyi olacağına inanıyorum. En azından okuma-yazma bilmeyen insanlar için görsel çok önemli, çok mantıklı. Seçimlerde yanlışlıkların olmaması adına çok iyi olacağına inanıyorum, umarım hayata geçirilir.\" dedi.
Görüntü Dökümü
---------------------
-Şengül Yurt\'un mahallede esnaf ziyareti
-Şengül Yurt\'un YSK\'ya yazdığı dilekçe örneği
-Muhtar adayı ve esnafla röportaj (596 MB)
Haber: Alişan KOYUNCU-Nabi YAZICI-Kamera: Dinçer AKBİR/KÖRFEZ(Kocaeli),(DHA)
===================================================