Şehit Uzman Çavuş Aktaş\'ın cenazesi Tokat\'a getirildi
Kuzey Irak\'ta sürdürülen operasyonlar sırasında PKK\'lı teröristlerin saldırısında şehit olan 3 askerden Piyade Uzman Çavuş Seyfettin Turan Aktaş’ın (28) cenazesi memleketi Tokat’ta getirildi.
Hakkari’de düzenlenen askeri törenin ardından askeri uçakla Tokat’ta gönderilen Piyade Uzman Çavuş Seyfettin Turan Aktaş’ın cenazesini havaalanında Vali Ömer Toraman, il protokolü, şehidin anne ve babası Duran- Rabia Aktaş, yakınları ve vatandaşlar karşıladı. Aktaş’ın İzmir\'de astsubay okulunda okuyan kardeşi Samet Aktaş ağabeyini üniforması ile karşıladı. Şehidin eşi Ebru ve 1 yaşındaki oğlu Kerem Tuğra da aynı uçakla Tokat’a geldi. Şehidin Türk bayrağına sarılı tabutu silah arkadaşları tarafından askeri uçaktan alınarak, Tokat Belediyesine ait cenaze aracına taşındı. Bu sırada şehidin anne ve babası gözyaşlarına boğdu. Baba Duran Aktaş, \"İki oğlum var. İntikamını alacaklar\" diyerek gözyaşı döktü. Şehidin cenazesi daha sonra Tokat Devlet Hastanesi morguna konuldu. Şehit Aktaş\'ın, 1 yıl önce sosyal medya hesabından oğlu Kerem Tuğra’nın fotoğrafıyla \'Babam çalışsın, ben keyfime bakarım\' şeklindeki paylaşımı yürekleri burktu.Şehit Piyade Uzman Çavuş Seyfettin Turan Aktaş, ikindi namazı sonrası Tokat’ta düzenlenecek cenaze törenin ardından Güryıldız beldesinde toprağa verilecek.
Görüntü Dökümü:
-Havalanından görüntüler
-Şehidin cenazesinin getirilişi
-Oğlu ve eşinin görüntüleri
-Yakınlarının üzüntüsü
-Babasının gözyaşları
-Kardeşinin görüntüsü
-Detaylar
GÖRÜNTÜ GEÇİLDİ
Haber-Kamera: Fatih YILMAZ- İbrahim UĞUR/TOKAT, (DHA)
========================================
2 terörist fotokapana yakalanınca etkisiz hale getirildi
Giresun\'un Güce ilçesi kırsalında PKK\'lı 2 teröristin etkisiz hale getirildiği operasyonun ayrıntıları ortaya çıkmaya başladı. Geçen yıl Ağustos ayında Trabzon\'un Maçka ilçesinde 15 yaşındaki Eren Bülbül ile Astsubay Başçavuş Ferhat Gedik\'i şehit eden terörist grutan olduğu açıklanan teröristlerin fotokapana yakalanınca yerlerinin belirlendiği ortaya çıktı. PKK terör örgütünün sözde Karadeniz yapılanma sorumlusu gri listedeki \'Soreş\' kod adlı Barış Coşkun’un etkisiz hale getirildiği operasyon sonrası panikleyen bölgedeki 8 kişilik terörist grubun ise kaçmaya başladığı belirlendi.
Giresun\'da, PKK terör örgütünün sözde Karadeniz yapılanmasına yönelik arazi arama tarama faaliyetlerini aralıksız sürdüren güvenlik güçleri, 27 Nisan tarihinde fotokapana yakalanan 2 teröristin izini sürdü. PKK’lı teröristlerle Güce ilçesi kırsalında dün sıcak temas sağlandı, çatışma çıktı. Güvenlik güçlerinin ‘teslim olun’ çağrılarına ateşle karşılık veren teröristler etkisiz hale getirildi. Etkisiz hale getirilen teröristlerin, PKK\'nın sözde Karadeniz yapılanması sorumlusu \'Sorej\' kod adlı Barış Coşkun ile ve \'Berhudan’ kod adlı teröristler olduğu belirtildi.
\'O GRUPTAN 2 TERÖRİST ÖLDÜRÜLDÜ\'
Trabzon\'da dün konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Giresun\'un Güce ilçesindeki çatışmada öldürülen 2 PKK\'lı teröristin geçen yıl Ağustos ayında Trabzon\'un Maçka ilçesinde 15 yaşındaki Eren Bülbül ile Astsubay Başçavuş Ferhat Gedik\'i şehit eden terörist grubundan olduklarını açıkladı. Geçen yıl 11 Ağustos\'ta Maçka İlçesi Vazelon Manastırı Mevkii\'ndeki bir evden erzak çalan PKK\'lı teröristlerin açtığı ateş sonucu Astsubay Ferhat Gedik ile 15 yaşındaki Eren Bülbül’ün şehit olmuştu. Yaşanan olaydan 2 ay önce Eren Bülbül\'ün sosyal medya hesabında paylaştığı ‘Biride çıkıp demiyor ki Eren iyi ki varsın:(‘ paylaşımı yürekleri burkmuştu. Sosyal medyada en çok konuşulan ve paylaşılanlar arasına giren Eren Bülbül’ün mesajı da herkesi duygulandırdı. Bülbül\'ün Facebook hesabına yorum yapanlar da taziye dileklerini iletmişti.
BÖLGEYE TAKVİYE EKİPLER KAYDIRILDI
PKK terör örgütünün sözde Karadeniz yapılanma sorumlusu gri listedeki Soreş kod adlı Barış Coşkun’un etkisiz hale getirildiği operasyon sonrası panikleyen bölgedeki 8 kişilik terörist grubun kaçmaya başladığı belirlendi. Bölgede 3’erli gruplar halinde varlıkları bilinen teröristlerin kaçış güzergahlarını takibe alan güvenlik güçleri operasyonları yoğunlaştırdı. Jandarma Özel Harekat (JÖH) ve Polis Özel Harekat (PÖH) timlerinin de katıldığı operasyonlarda zırhlı askeri araçlar ile insansız hava araçları (İHA) da kullanılarak, kırsal alanlarda bulunan yayla evleri, ormanlıklar ve dere yatakları didik didik aranıyor. Jandarmanın en seçkin birliği Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı (JÖAK) ekipleri de bölgeye kaydırıldı.
PANİK TELSİZE YANSIDI
Operasyonlar sonucu bölgede sıkışan teröristlerin yaşadığı panik telsiz konuşmalarına yansıdı. Telsiz konuşmalarından yardım talebinde bulundukları tespit edilen ve zor duruma düştüğü anlaşılan terörist grubun bölgede hareket kabiliyetinin azaldığı, bölgeden çıkmak için alan aradıkları belirtildi.
ÇOŞKUYLA KARŞILANDILAR
Bu arada PKK’lı 2 teröristin etkisiz hale getirildiği operasyonu gerçekleştiren özel harekat birlikleri dün gece Giresun’un Güce ilçesine döndü. Vatandaşlar, Türk bayrakları eşliğinde alkış ve sloganlarla karşıladığı askerlere destek verdi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
-Çatışma anları uzaktan ses kayıtları (ARŞİV)
-Askeri birlikler detayı
-Askerlerin karşılanması
Haber-Kamera: GİRESUN,(DHA)
=========================================
Ak Partili Nabi Avcı: Cumhurbaşkanına köstek değil destek olacak bir meclise ihtiyacımız var
Milli Eğitim ile Kültür ve Turizm eski bakanı, Ak Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı, 24 Haziran seçimlerinde güçlü bir cumhurbaşkanı ve onunla uyumlu çalışabilecek güçlü bir meclisin çıkması halinde Türkiye\'nin önümüzdeki dönemde devlet yönetimine ilişkin pek çok süreci çok daha hızlı neticelendireceğini söyledi. Avcı, \"cumhurbaşkanı ve onu destekleyecek, onunla uyumlu çalışacak, ona köstek değil destek olacak bir meclise ihtiyacımız var\" dedi.
Seçim çalışmalarını Eskişehir\'de yürüten Nabi Avcı, 24 Haziran\'da yapılacak olan seçimlerin geçmiş seçimlere pek benzemeyen bir atmosferde seçim cereyan ettiğini söyledi. Bunun önümüzdeki dönemin niteliğinden de kaynaklanan bir farklılık olduğunu vurgulayan Avcı, \"çünkü ilk defa cumhurbaşkanı ile milletvekilleri aynı gün farklı sandıklarda ama aynı gün seçilecekler. Dolayısıyla millet bu seçimlerde bir yandan cumhurbaşkanını seçerken onun kuracağı hükümeti de seçmiş olacak\" diye konuştu.
\'MECLİSİN DENGELEYİCİ ROLÜ VAR\'
Yeni bir sisteme girildiğinin altını çizen Nabi Avcı,\"cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiyoruz. Onun getirdiği, onun seçimlere yansımaları var. Seçimlerde o çerçevede farklı cereyan ediyor. Eskiden milletvekilliği seçimlerinde partiler birbirleriyle kıyasıya yarışırlardı çünkü o milletvekilliği seçimlerinin soncu aynı zamanda iktidarı, ayni aynı zamanda başbakanı başbakanları belirliyordu halbuki şimdi iktidarı belirleyecek olan birinci dereceden cumhurbaşkanı seçimi. Cumhurbaşkanı kim olursa iktidar ona göre şekillenecek. Tabi ki meclisin de burada dengeleyici bir rolü var. Meclis de yasa yapma yetkisine sahip tek organ olarak artık. Yasa teklifleri milletvekillerinden gelecek, cumhurbaşkanı veya hükümetin yasa teklifi , yasa tasarısı söz konusu değil dolayısıyla yasama tamamen Türkiye Büyük Millet Meclisi\'nin uhdesinde olacak\" ifadelerini kullandı.
CUMHURBAŞKANIYLA UYUMLU BİR MECLİS
Muhalefetin seçimlerde cumhurbaşkanı ile milletvekilliği için farklı tercihler bulunulması yönünde söylemlerde bulunduğunu ifade eden Nabi Avcı şunları kaydetti: \"Eğer bu seçimlerden güçlü bir cumhurbaşkanı ve onu destekleyen, onunla uyum içinde çalışabilecek, onunla uyumlu çalışabilecek güçlü bir meclis çıkarsa Türkiye önümüzdeki dönemde pek çok kararı, devlet yönetimine ilişkin pek çok süreci çok daha hızlı neticelendirebilecek demektir. Ama bunun için ne gerekiyor. Bunun için cumhurbaşkanın yanısıra onunla uyumlu çalışabilecek bir meclisin de oluşması gerekiyor. Bunu özellikle vurguluyorum ki son zamanlarda özellikle muhalefetten kaynaklanan bir söylem var. \'Efendim cumhurbaşkanlığı seçiminde tamam Tayyip beye verebilirsiniz, Recep Tayip Erdoğan\'ı seçebilirsiniz ama meclis seçimlerinde, milletvekilliği seçimlerinde farklı tercih kullanın ki onu dengeleyen bir güç merkezi oluşsun.\' Biz bu dengeleme güç merkezi laflarını eskiden beri biliriz. Ve bunu Türkiye\'ye nelere mal olduğunu da biliriz. İşte o bütün o koalisyon pazarlıkları, kilitlemeler, yürütmenin yasamayı, yasamanın yürütmeyi kilitlemeleri bunların hepsini Türkiye yaşaya yaşaya buraya geldiği için şimdi böyle bir sistemi deneme ihtiyacını duydu. Dolayısıyla bu söylem, böyle ayartıcı bir söyleme vatandaşın çok fazla pabuç bırakacağını ben zannetmiyorum ama yine de özellikle gençleri bu konuda uyarmakta yarar var çünkü onlar geçmişte yaşananları ve Türkiye\'ye bu tür denge hesaplarının, bu tür engelleme mekanizmalarının Türkiye\'ye geçmişte nelere mal olduğunu gençler bilmiyor olabilirler. Ama biz biliyoruz ve o yüzden mutlaka cumhurbaşkanı ve onu destekleyecek, onunla uyumlu çalışacak, ona köstek değil destek olacak bir meclise ihtiyacımız var. Şimdi bu gerekçelerle, seçim biraz böyle bu atmosferde ikili anlatımlarla cereyan ediyor. İnşallah 24 Haziran\'dan sonra Türkiye hem yürütmede hem yasamada önü açık bir düzene geçmiş olacak.\"
KURDAKİ DALGALANMALAR
Döviz kurundaki yükselişle ilgili görüşlerini de açıklayan Nabi Avcı, bunu bir ekonomik saldırı olarak nitelendirdi. Avcı konuşmasını şöyle sürdürdü: \"Bunun muhtemel sonuçlarının bir kısmını geçtiğimiz haftalarda yaşadık. Bu konuda farklı değerlendirmeler yapanlar da var. Yani \'bunun öyle çok fazla paranoya yapmaya gerek yok, ekonominin kendi kuralları vardır. O kurallar böyle bir neticeye yol açıyor. Kurdaki dalgalanmalar, kurdaki çıkışlar ekonominin kendi kuralları içerisinde olup bitiyor. Dışarıdan herhangi bir manipülasyon veya özel bir gayret söz konusu değil\', diyenler için söylüyorum. Şimdi kur artışına neden olabilecek faktörlere baktığınız zaman ekonomide hangi değişkenler nasıl değişirse o ülke ekonomik olarak diyelim döviz darboğazına girer. Veya dövizde bir takım sıkıntılar yaşanabilir. Kur sıkıntıları yaşanabilir. Bunun parametreleri belli. Türkiye\'nin bütün diğer parametrelerine baktığınız zaman; yani ihracatına, ithalatına, yatırımına, bütçeden gelirine, cari açığına, kalkınma hızına, enflasyona vesaire. Kur üzerinde etkili olabilecek değişkenlere baktığınız zaman böyle bir artışı makul gösterecek bir bileşim ortaya çıkmıyor. Tamam Merkez Bankası\'nın şu kararı alması veya almaması, faiz oranlarında şu değişikliği yapmayı veya yapmaması buraya yansır ama tek belirleyici de değildir. Diğer faktörlerin de etkilerini hesaba katmak gerekir. Tablonun tamamına baktığınız zaman, değişkenlerin bütününü değerlendirdiğiniz zaman, böyle bir, özellikle zamanlama bakımından bu zamanda böyle bir artışın olması çok açıklanabilir bir şey değil. Böyle durumlarda söylenen Yaygın bir söz vardır, \'paranoyak olmanız takip edilmediğiniz manasına gelmez.\' Bu sözün anlamı, her şey bizim kendi kuruntumuz olarak görmememiz gerektiğini, ola ki ben ona da ciddi bir ihtimal payı ayırmak gerektiğini düşünüyorum. İktisattan az buçuk haberdar olan, dünya iktisadının nasıl döndüğünü, zaman zaman siyaseten onaylamadıkları bazı ülkelere ne tür ekonomik manipülasyonlar yaptıklarını daha önce geçmişte Rusya\'da da bunun benzeri yaşandı biliyorsunuz. Dolayısıyla bunu bilirsek ekonomi kuralları kadar ekonomi dışı bir takım müdahalelerin de bu artışlarda ve sonra bunun dengelenmesinde rolü olduğunu düşünebiliriz. Nitekim mesele ekonomik kurallarla halledilebilecekse hükümet zaten o rasyonelin içerisinde. İşte Başbakan Yardımcımız Mehmet Şimşek , Merkez Bankası Başkanı ile birlikte Londra\'da muhataplarıyla gereken görüşmeleri yaparken verdikleri mesaj ekonominin kuraları içerisinde herhangi kasıtlı bir manipülasyon olmadığı takdirde bu işler nasıl yürümesi gerekiyorsa Türkiye\'nin onu o çerçevede yürütmek için, nasıl bir gayret içerisinde olduğu mesajını şuanda Londra\'da da, Merkez Bankası uygulamalarında da dünyaya veriyor. Buna rağmen bir takım şeyler devam ediyorsa artık orada kasıt aramakta biz de mazur oluruz. Ben, 24 Haziran seçimleriyle birlikte bunun, özellikle 24 haziranda ortaya çıkacak sonuç bütün bu manipülatif girişimlerin halk üzerinde etkili olmadığını, halkın bundan onların beklediği şekilde etkilenmediğini, halkın bunlarla AK parti iktidarına bu tür manipülasyonlar nedeniyle AK Parti iktidarına sırtını dönmediğini, dönmeyeceğini seçim sonuçları gösterirse, ki inşallah gösterecek. O zaman bu tür girişimlerden sonuç alamayacaklarını anlamış olarak göz hizasında konuşacak şekilde karşı karşıya otururuz diye bekliyorum.\"
Görüntü dökümü:
------------------------
-Nabi Avcı\'nın konuşması
-Genel ve detay
Haber-Kamera: ESKİŞEHİR,(DHA)
=========================================
İYİ Partili Ataoğlu:Türkiye\'de OHAL\'i devam ettirmek yönetenlerin acziyetidir
İYİ Parti Parlamento ve Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Bingöl 1\'inci sıra Milletvekili adayı Kazım Ataoğlu, Türkiye\'de olağanüstü hali devam ettirmenin, hükümetlerin, yönetenlerin acziyeti olduğunu söyledi.
İYİ Parti Parlamento ve Siyasi İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Bingöl 1\'inci sıra Milletvekili adayı Kazım Ataoğlu, memleketi Bingöl\'de partilileriyle iftar yemeğinde bir araya geldi. Gazetecilere açıklamalarda bulunan Ataoğlu, İYİ Parti\'nin Sonbahar veya 2019\'da tek başına iktidar olma gücünü yakalayabilecek düzeye geleceğini ifade ederek, \"5 aylık kısa bir süre içerisinde iktidar olabilecek düzeyde bir konuma geldik. İnanıyorum ki, bu seçim eğer Sonbahar\'da veya 2019\'da yapılsaydı, İYİ Parti tek başına iktidarı yakalayabilecekti. Buna mani olmak için bu seçimi erkene aldılar.\"dedi.
\"OHAL\'İ DEVAM ETTİRMEK ACZİYETTİR\"
Türkiye\'de olağanüstü hali devam ettirmenin, hükümetlerin, yönetenlerin acziyeti olduğunu belirten Ataoğlu, \"Bir insan demokratik şartlar içerisinde bir ülkeyi yönetemiyorsa, kanunlardan, kuvvetten medet umuyorsa ne diyelim? Kanun hükmünde kararname, çok acil, savaş, deprem gibi felaketlerde hükümetin acilen müdahale ettiği zamanlarda ihtiyaç duyulan bir yoldur. Parlamentoya yazarsın, muhalif partiler görüşlerini belirtir, derken gecikirsin. O yüzden hükümetlerin olağanüstü hal ilan edip kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vardır. Deprem oldu mesela, müdahale etmen lazım ancak kanunda boşluk veya eksiklik var. Kanun hükmünde kararname çıkarma hakkın var. Kanun hükmünde kararnamelerin, normalde 1 ay içerisinde görüşülmesi lazım. Bu anayasal bir şeydir. Şimdi İsmail Karaman\'ın masasında kanun hükmünde kararname dosyaları birikmiş durumda. Kanun hükmünde kararname dosyaları meclise gönderilmiş, kendisi genel kurula taşımıyor. Bunların bir ay içerisinde görüşülmesi lazım. Yarın başka bir hükümet, başka bir meclis geldiği zaman İsmail Karaman Bey\'den bunu sorarlar. Türkiye\'de olağanüstü halin kaldırılması gerekiyor. Şu anda olağanüstü hale ihtiyaç yok. Neden yürüyor? Sırf parlamentoyu devre dışı bırakmak için. Bir ara söz konusu oldu, araçların camlarına lastiğine kadar kanun hükmünde kararname çıkarıldı. Doğrusu bu değil, doğrusu olağanüstü hali kaldıracaksın, kanun hükmünde kararnameleri bir tarafa bırakacaksın, milletin mebuslarıyla oluşan mecliste bunu tartışacaksın. Senin çoğunluğun da var. Benim aklıma şu geliyor; kendi çoğunluğuna güvenmiyor. Kendi çoğunluğuna dayanarak kanun çıkarma kabiliyetin var. Çoğunluğun olmasına rağmen meclisten kaçırırsan bir şeyleri, kendi mebuslarına güvenin yok demektir\"dedi. Ataoğlu, Meral Akşener\'in Cumhurbaşkanlığı seçiminde 2\'nci tura kalması durumunda, bölgedeki insanlardan ciddi manada oy alabileceğine inandığını da söyledi.
Görüntü Dökümü:
----------------------
- İftar yemeğinden görüntüler
- Ataoğlu\'nun açıklaması
- Genel ve detay görüntüler
Haber - Kamera:Mesut BUDRAÇ/BİNGÖL,(DHA)
=========================================
Eren Bülbül\'ün annesi konuştu: Dünyalar benim oldu
Trabzon\'un Maçka İlçesi\'nde 15 yaşındaki Eren Bülbül ile Jandarma Astsubay Başçavuş Ferhat Gedik\'in şehit olduğu saldırıyı gerçekleştiren grup içerisinde yer aldığı belirlenen 2 teröristin etkisiz hale getirilmesi, Bülbül Ailesi\'ne buruk mutluluk yaşattı. Eren Bülbül\'ün annesi Ayşe Bülbül, \"Haberi alınca dünyalar benim olduö dedi.
Maçka İlçesi’nde oğlu Eren Bülbül\'ün şehit olduğu saldırıyı gerçekleştiren PKK\'lı terörist gruptan 2’sinin etkisiz hale getirildiğini olayın yaşandığı evde öğrenen Ayşe Bülbül, DHA\'ya konuştu. Teröristlerin öldürülmesiyle acısının bitmeyeceğini ifade eden acılı anne Ayşe Bülbül, “Bakanın konuşmasını dinledim. Dünyalar benim oldu. Allah razı olsun ondan. Oturdum defalarca dinledim onu. Allah devletimizden, milletimizden razı olsun. Çok faydaları oldu bize. Eren’in gerçek katili ‘onu vuran benim’ diyerek ölse bile benim acımı dindirmez. Onlar vurulduğu zaman biri beni onların yanına getirse, ellerimle yonayım onu. Benim acım bitmez. 10 ay oldu kapılarda bekliyorum. Ne isterdiler benim garip yavrumdan. Allah’ım kimseye evlat acısı vermesin. Acaba benim bu ağlamalarımı duyup ta ne yapıyorlar? Pişman olmuyorlar mı? 10 ay oldu gözümde yaş, başımda akıl kalmadı. Dayanamıyorum, bağırıp, ağlayıp stres atıyorum. Bu acı diner mi? Ben hala biri konuşurken ne oldu, Eren için ne diyecek diye ağzına bakıyorum. Soylu’nun konuşması yüreğime su sertiö dedi. Ayşe Bülbül, yaylaya göç edeceğini belirterek “Geçen sene Eren’le fotoğraf çeke çeke çıkmıştık yaylaya. Şimdi Eren’i bırakıp nasıl gideceğimö diyerek gözyaşlarını tutamadı.
Eren’in ağabeyi Arif Bülbül de acılarının hiçbir zaman dinmeyeceğini belirterek “Ancak bir nebze olsun yüreklerimize su serpildi. Öncelikle cumhurbaşkanımıza, bakanımıza bize en başından beri verdiği destek için tüm ailece teşekkür ediyoruz. Dün akşam da sayın bakanımızın dediği gibi bizde bu haberi aldık. Bizim acımız hiçbir zaman dinmez. Böyle haberler alınca bir nebze olsun yüreğimize su serpiliyor. Yüreğimiz biraz rahatladı, şişi indi. Biz bu olaydan beri ailece perişanız. Söyleyecek kelime bulamıyorum. Allah tüm emniyet güçlerimizden razı olsunö diyerek operasyonda görev alan güvenlik güçlerine teşekkür etti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
-Olayın yaşandığı ev
-Eren\'in mezarı
-Anne Ayşe Bülbül ile röp.
-Arif Bülbül ile röp.
Haber-Kamera: Selçuk BAŞAR TRABZON,(DHA)
=========================================
Kefen giyen işçilerden canlı gömülme talebi
İzmir’in Konak ilçesinde, güvenlik soruşturması nedeniyle kadro alamayan, işten çıkarılan, kendilerini ‘Yaşayan ölüler’ olarak niteleyen işçiler, Mezarlıklar Dairesi Başkanlığı önünde, kefen giyerek eylem yaptı. Eylemde, cübbe ve sarık kuşanıp imam kılığına giren bir kişi de bulundu. \"Bizleri öldürdünüz, gömmeyi unuttunuz\" diyen işçiler, Mezarlıklar Dairesi Başkanlığı’na yazdıkları dilekçelerle canlı gömülme talebinde bulundu.
Tepecik semtindeki, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Mezarlıklar Dairesi Başkanlığı önünde, bugün saat 12.30’da başlayan ve yaklaşık 50 işçinin katıldığı eylem, ilginç görüntülere sahne oldu. Taşeron işçilere kadro verilmesine yönelik çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) kapsamında, kadro alabilmek için güvenlik soruşturmasına girip geçemeyen ve işlerinden çıkmak zorunda kalan, bir kısmı DİSK’e bağlı Genel-İş 7 No’lu Şube’ye üye olan Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Ege Üniversitesi işçileri, kefen giyip Mezarlıklar Dairesi Başkanlığı önünde buluştu. Eylemde bir işçi de cübbe ve sarık giyerek imam kılığına girdi. Temsili imam, bir işçinin kendisine sorduğu \"İşçileri nasıl bilirdiniz?\" sorusuna, \"Valla biz iyi bilirdik, ama hükümet hep kötü biliyor\" diyerek cevap verdi. \"Kadro dediniz, işimizden ettiniz\", \"İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız\", \"İşimizi geri istiyoruz\" sloganı atan işçiler, Mezarlıklar Dairesi Başkanlığı’na yazdıkları dilekçelerle, canlı gömülme talebinde bulundu. Yetkililer, işçilerden dilekçeleri teslim aldı. Dilekçelerin verilmesinin ardından bazı işçiler, Mezarlıklar Dairesi Başkanlığı önündeki yolda oturma eylemi yaparak, yolu araç trafiğine kapatmak istedi. İşçiler ile onlara müdahale eden polis arasında kısa süreli arbede yaşandıktan sonra, yol trafiğe açıldı.
\'HİÇBİR HUKUK SİSTEMİNDE BÖYLE BİR ANLAYIŞ YOK\'
Genel-İş 7 No’lu Şube Başkanı Kemal Köroğlu, işçiler adına okuduğu basın açıklamasında, \"696 sayılı KHK’ya göre hazırlanmış olan tebliğde sadece ‘arşiv araştırması’ yapılması düzenlenmişken, neredeyse tüm kamu kurumlarında güvenlik soruşturması yapılmış, işçilerin kendilerinin dışında tüm yakınları için de tahkikat yapılmıştır. Binlerce işçi, ikinci derece, hatta üçüncü derece yakınları ile ilişkilendirilerek güvenlik soruşturması gerekçe gösterilip işsiz bırakılmıştır. Geçiş sürecinde sabıka kaydında veya arşiv araştırmasında sorun yaşamadığı halde ve bugüne kadar herhangi suçu bulunmamasına rağmen aile bireyleri veya akrabalarından, hatta uzak akrabalarından herhangi bir kişi gerekçe gösterilerek işsiz bırakılmaktadır. Bu yaşananları hangi evrensel hukuka göre ya da anayasanın hangi maddesine göre açıklayacaksınız? Açıklayamazsınız çünkü hiçbir hukuk sisteminde böyle bir anlayış yoktur\" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-------------------------------
- İşçilerin slogan atmasından görüntü
- Kefen giyen işçilerden ve imam kılığına giren kişiden görüntü
- Basın açıklamasından görüntü
- İşçilerin dilekçe vermesinden görüntü
- Yaşanan kısa süreli arbededen görüntü
- Genel ve detay görüntü
Haber: Davut CAN – Kamera: Mücahit BEKTAŞ / İZMİR, (DHA)
==========================================
Adana merkezli FETÖ operasyonunda yakalanan 30 asker adliyede
Adana\'da merkezli 13 ilde düzenlenen FETÖ/PDY operasyonunda gözaltına alınan, aralarında üst düzey subayların da olduğu 30 asker, adliyeye sevk edildi.
Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürlüğü ekiplerince 24 Mayıs Perşembe günü Adana merkezli 13 ilde FETÖ/PDY operasyonu düzenlendi. Adana, İstanbul, Ankara, Mersin, Aydın, Diyarbakır, Siirt, Balıkesir, Karaman, Isparta, Muş, Erzurum ve Kırklareli\'de gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonlarda; 3 yarbay, 3 binbaşı, 1 yüzbaşı, 4 teğmen ve 19 astsubay gözaltına alındı. Adana\'ya getirilen ve halen görevde olan 30 asker, sorgularının ardından bugün Adana Adli Tıp Birimi\'nde sağlık kontrolünden geçirildi. FETÖ şüphelisi askerler, güvenlik önlemleri alınarak, adliyeye sevk edildi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
- Adli Tıp Birimi tabelası
- Zanlıların otobüsten indirilmesi
- Adli Tıp Birimi\'ne getirilmesi
- Detay görüntüler
SÜRE:01\'50\" BOYUT: 112 MB
Haber-Kamera: Akif ÖZDEMİR/ADANA, (DHA)
========================================
Gaziantep\'te sigarayı bırakma standı
Gaziantep\'te \'Dünya Tütünsüz Günü\' etkinlikleri kapsamında vatandaşların sigarayı bırakmasına destek sağlamak için stant kuruldu.
İl Sağlık Müdürlüğü tarafından Balıklı Park\'ında \'Dünya Tütünsüz Günü\' kapsamında, gerçekleşen etkinlikte bilgilendirme stantı kurulurken vatandaşlara afiş ve broşürler dağıtıldı. Alana kurulan stantta uzmanlar vatandaşlara sigarayı bırakmaları için neler yapabilecekleri hakkında bilgilendirme yaparak, sigara bırakma polikliniklerine yönlendirdi. Sigara kullanan vatandaşlara anket yaparak gerekli yönlendirmeleri yaptıklarını ifade eden İl Sağlık Müdürlüğü Sağlık Memuru Mehmet Kılıç, \"Sigara içen vatandaşlara anket yaparak, ne kadar bağımlı olduklarını ölçüyoruz. Ölçümün ardından vatandaşlarımızı çeşitli bölgelerde bulunan Sigara Bıraktırma Polikliniklerine yönlendiriyoruz. Şu anda yoğun bir ilgi var. Ramazanında vesilesiyle oruç tutan vatandaşlar saatlerce sigara içmiyorlar, bunu bir fırsat olarak değerlendirip sigarayı bırakmalarını tavsiye ediyoruz\" dedi. Sigara bırakmak için uzmanlardan bilgi alan Mehmet Yılmaz ise, \"Sigaranın hem sağlığımıza, hem bütçemize her türlü zararı var. Ben 50 yıldır sigara kullanıyorum. Bırakmak için mücadele ediyorum. İnsanlara da içmemelerini tavsiye ederim\" diye konuştu. \'Dünya Tütünsüz Günü\' etkinlikleri kapsamında kurulan stant 31 Mayıs- 5 Haziran tarihleri arasında hizmet verecek.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------------------------------
- Sigara bırakma standı
- Standa gelen vatandaşlar
- Mehmet Kılıç Röp.
- Mehmet Yılmaz Röp.
- Genel ve detay görüntüler
GÖRÜNTÜ BOYUTU: 160 MB
Haber-Kamera: Mustafa KANLI/GAZİANTEP,(DHA)