1- SUUDİ ARABİSTAN BAŞKONSOLOSLUĞU\'NDAN \'KAYIP GAZETECİ\' AÇIKLAMASI
Haber: Enver ALAS / İSTANBUL,DHA
Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu, önceki gün konsolosluğa girdikten sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Washington Post muhabiri Suudi Arabistan vatandaşı gazeteci Cemal Kaşıkçı\'nın kaybolmasına ilişkin medyada yer alan iddialar üzerine bir açıklama yaptı. Açıklamada, \"Gerçeklerin ortaya çıkarılması için Türk yetkili mercileri ile koordinasyon ve takip içindeyiz\" dendi.
Konuya ilişkin Suudi Arabistan\'ın İstanbul Başkonsolosluğu\'na ait twitter hesabından yapılan açıklamada, \"Suudi Arabistan Krallığı İstanbul Başkonsolosluğu, Suudi Arabistan Krallığı vatandaşı Cemal Kaşıkçı\'nın İstanbul Başkonsolosluk binasından çıktıktan sonra ortadan kaybolduğuna dair basın yayın organlarında yer alan haberleri takip ettiğini ve Kaşıkçı\'nın Başkonsolosluk binasından çıktıktan sonra kaybolma şartlarına ilişkin gerçeklerin ortaya çıkarılması için kardeş yerel Türk yetkili mercileri ile koordinasyon ve takip içerisinde olduğunu bildirdi.\" ifadelerine yer verildi.
===============
2- ÇAVUŞOĞLU: İDLİB OLMASAYDI BUNU YAPAMAZDIK
Gülseli KENARLI – Güven USTA-Can EROK/İSTANBUL, (DHA)
DIŞİŞLERİ Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Rusya ile İdlib konusunda imzaladığımız mutabakat yalnızca insani açıdan bir felaketi önlemedi aynı zamanda hem Türkiye\'ye hem de Avrupa\'ya yeni bir göç akınını önledi. Şimdi siyasi çözüm için yeni bir pencere açıldı. İdlib olmasaydı bunu yapamazdık\" dedi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve Hollanda Dışişleri Bakanı Stef Blok, TRT World Forum’na katıldı. İki bakan, forumun “Geleceği Bölgesel İş Birliği İle Dönüştürmek\" başlıklı özel oturumunda birer konuşma yaptı.
Bakan Çavuşoğlu, “Dünya çok parçalanmış durumda. Dünyadaki kurumların çoğu risk altında. Terörizm, düzensiz göç, insani krizler, yabancı düşmanlığı ve nefret artış gösteriyor, eşitsizlikler her yerde. Eşitsizlikleri ele almadan, sosyal adaletten zaten bahsedemeyiz. Uluslararası organizasyonlar gerçek tehditlerle baş edemiyor. Şu anki uluslararası sistemi kurmakta önderlik eden ülke, şimdi ona saldırıyor, hatta o ülke kendi müttefik ve dostlarına da saldırıyor. Hayal kırıklığı yaşıyorum. Ticaret savaşları artık bir gerçeğe dönüştü. Tek taraflı koruma tedbirleri, kurallara dayanan, adil ve özgür ticareti engelliyor. Bunlar bütün ülkeleri, özellikle gelişmekte olan ülkeleri etkiliyor. Tek taraflı tedbirler eşitsizlik uçurumunu genişletiyor. Başarısız devletler, istikrarsızlık, kaynak kıtlığı radikallere ve teröristlere yardımcı oluyor. Dünyanın gelişmiş bölgelerindeki barış ve refah, dünyanın geri kalanı açlıkla uğraşırken sürdürülemez. O yüzden herkes için barış ve refah… Kazan-kazan yaklaşımımızı devam ettirmeliyiz . Bizim toplumlarımızın bugünkü beklentisi budur.\" dedi.
Bakan Çavuşoğlu, “Cumhurbaşkanım ‘dünya 5’ten büyük’ diyor. Boş bir slogan değil bu. BM kendini reforme etmeli, bugünkü dünyanın beklentilerini karşılayamıyor. BM’yi bırakın, bölgesel organizasyonlarımız da bizim toplumlarımızın beklentilerini karşılayamıyor\" şeklinde konuştu.
“İDLİB OLMASAYDI BUNU YAPAMAZDIK\"
Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
“Rusya ile İdlib konusunda imzaladığımız mutabakat yalnızca insani açıdan bir felaketi önlemedi aynı zamanda hem Türkiye\'ye hem de Avrupa\'ya yeni bir göç akınını önledi. Şimdi siyasi çözüm için yeni bir pencere açıldı. İdlib olmasaydı bunu yapamazdık. Aksi halde muhalefet olmazdı, rejim ve muhalefet arasında anayasa ve Suriye için en iyi çözüm olan siyasi çözüm için bir müzakere olmazdı. Şimdi bütün ortaklarımızı siyasi sürece daha fazla odaklanmaya teşvik ediyoruz. Bu toplantıdan sonra anayasa komitesini oluşturmaya çalışan BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura ile görüşeceğim. Muhalefet, rejim ve sivil toplumun sunduğu üç liste var. Bu, dengeli olmalı. Bazı ülkelerin bu dengeyi rejim lehine çevirmeye çalıştığını biliyorum ama işler böyle yürümez. Bir ülkenin geleceğinden bahsediyoruz. Bu, Suriye\'de siyasi çözüm için son fırsat penceresidir ve bunu iyi değerlendirmeliyiz.\"
Bakan Çavuşoğlu, Irak yönetimine ve seçimlere dikkati çekerek, \"Hükümetin kurulmasından sonra bu ülkeyi PKK, DEAŞ ve diğerleri dahil, terörizmle mücadelesinde desteklemeliyiz. Bu ülkeyi yeniden yapılandırmalıyız\" diye konuştu.
“26 BİNDEN FAZLA KAÇAKÇIYI TÜRKİYE’DE YAKALAMIŞ BULUNMAKTAYIZ\"
Mevlüt Çavuşoğlu, “Göç bugün önümüzdeki problemlerden biri. 65 milyon insan evlerinden oldu şu veya bu sebeple, bazıları zorlanarak. Ama artık başka sorunlarla karşılaşıyorlar bazı yerlerde. Anti mülteci, anti göçmen sorunları baş göstermekte. Sadece transit ülkelerde değil, tüm Avrupa ve dünyada durumun böyle olduğunu söyleyebilirim. Bu bir güvenlik meselesi ama bu soruna sadece güvenlik değil insani açıdan bakmalıyız. Bu sorunu hiçbir ülke tek başına çözemez. İşbirliği yapılması lazım. Biz de şimdi Avrupa Birliği ile bunu yapıyoruz. Düzensiz göçü engellemeliyiz, bunun için önce kaçakçılarla baş etmeliyiz. Bu konuda çok başarı kaydettik. 26 binden fazla kaçakçıyı Türkiye’de yakalamış bulunmaktayız\" diye konuştu.
Çavuşoğlu, Avrupa ülkelerinin yakın zaman yaşlanma sorunu yüzünden daha fazla göçmene ihtiyacı olacağını belirtti.
DEAŞ TEHDİDİ
Hollanda Dışişleri Bakanı Stef Blok, Çavuşoğlu’nun ardında bir konuşma yaparak, “Gerçekçi biri adil bir barışın yalnızca konuşmadan ibaret olmadığına inanır. Hazır olmalıyız. Tüm diğer opsiyonlar tüketildiğinde, başka şekilde gerçek anlamda baskı uygulayarak, acının olduğu yerlere odaklanarak barışı tesis etmeliyiz. Sonuçta Kuzey Kore ile yaşanan gerilimler, müzakere masasına taşındı ve orada çözülüyor. Özellikle savunma için barışçıl adımların atılması önem taşıyor. Kimi zaman daha da ileri adımlar atılabilir. Bütün bu opsiyonlar kullanıldıktan sonra mevcudiyetimiz eğer tehdit altındaysa o zaman savaşmayı düşünebiliriz ve silaha sarılabiliriz istemesek dahi. DEAŞ tehdidi, buna bir örnek olarak verilebilir\" dedi.
Stef Blok, AB’nin, bir barış projesi olarak başladığını belirterek, “Hala da bir barış projesi olarak devam ediyor. İkinci Dünya Savaşı sırasında çocuk yaşta olan ebeveynlerim var ve bana aktardıklarına göre, savaş döneminde yaşamak, Hollanda\'nın yeniden inşasına tanıklık etmek, bu şüphesiz savaş sonrası barışın tesis edilmesiyle mümkün oldu. Bir barış projesi olarak başlayan AB Projesi, Avrupa ülkelerini bir araya getirdi ve bir daha asla savaşmamaya karar verildi. Ticaret, ekonomik ilişkilerle ve seyahat özgürlüğüyle bu barışı günlük hayatlarının bir parçası haline getirdiler\" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
----------------------
- Çavuşoğlu’nun açıklamaları
- Blok’un açıkalamaları
- Detaylar
04.10.2018 - 15.01 Haber Kodu : 181004139
==========================
3- BM SURİYE ÖZEL TEMSİLCİSİNDEN \"İDLİB\" AÇIKLAMASI
* Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura,
\"Zamanlama çok önemli. İdlib, hiçbir zaman nihai savaş olmamalı, onun yerine siyasi bir süreç için bir fırsat penceresi olmalı\"
Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: Güven USTA / İSTANBUL DHA
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, TRT World Forum\'un ikinci günündeki \"Bölgesel Aktörler ve Orta Doğu\'da Değişen Güvenlik Denklemi\" panelinde konuştu. Mistura, \"Artık vekalet savaşları bitti. Kaç ülke, kaç ordu doğrudan Suriye\'nin içinde bugün, hepsi oradalar. İdlib\'de olan çok tehlikeli bir andı. Bir tarafta 3 milyon insan bir tarafta 10 bin terörist...Türkiye ile Rusya arasındaki diplomatik ve politik müzakerelerin kombinasyonunu desteklemek şart\" dedi.
\"ŞİMDİ TEK BİR ALANA ODAKLANIYORUZ; ANAYASAL KOMİTE\"
Mistura, \"Kadınlar, çocuklar, siviller İdlib\'de mobilize oldu. \'Biz çocuğuz, terörist değiliz\' diyorlar. Zamanlama çok önemli. İdlib, hiçbir zaman nihai savaş olmamalı, onun yerine siyasi bir süreç için bir fırsat penceresi olmalı. Peki siyasi süreçte neredeyiz? BM Güvenlik Konseyi\'nin daha önce Suriye ile ilgili aldığı 2254 sayılı karar var. Ama dikkatli olalım, reelpolitik de işin içine giriyor. Reelpolitik her zaman zaten bana göre çatışmanın sonundaki tek gerçekliktir. Şimdi tek bir alana odaklanıyoruz, anayasal komite. O şekilde değişiklik yapmak mümkün. Her şeyi tartıştığınızda cumhurbaşkanı, seçimlerin organizasyonu, güçlerin ayrılığı... Bunlar çok esasi şeyler ve son önemli faktör bu. Bu, bizim siyasi çözüm dediğimiz şeyle bağdaştırılabilir, zamanlama da yine Ekim, Kasım\" diye konuştu.
Görüntü Dökümü:
------------------
- Mistura\'nın açıklamaları
- Detaylar
04.10.2018 - 16.10 Haber Kodu : 181004160
04.10.2018 - 15.59 Haber Kodu : 181004156
==============
4- ÜSKÜDAR\'DA \"CAMİ YIKIM\" TARTIŞMASI (2)
- Kirazlıtepe\'de kentsel dönüşüm alanındaki caminin yıkımda olaylar çıktı.
- Üsküdar Belediyesi Başkanı, \"yeniden yapılmak üzere yıkılmıştır\" açıklamasında bulundu
Haber-Kamera: Yılmaz BEZGİN- Melih OKUMUS/ İSTANBUL, (DHA
ÜSKÜDAR Kirazlıtepe\'de kentsel dönüşüm alanında bulunan Esentepe Camii sabaha karşı belediye ekipleri tarafından yıkıldı. Yıkıma tepki gösterenlere çevik kuvvet ekipleri müdahale etti. ÜSKÜDAR Belediye Başkan Hilmi Türkmen, \"Biz bu camiyi kentsel dönüşüm kapsamında, yeniden yapmak üzere yıktık. Bir binayı yıkmadan yenisini yapmak mümkün değil. Böyle düşünmek lazım\" dedi.
YIKIMDA OLAYLAR ÇIKTI
Üsküdar Kirazlıtepe\'de kentsel dönüşüm kapsamında birçok yapı için yıkım kararı alındı. Evlerin bir bölümü daha önce yıkıldı. Esentepe Camii\'nin yıkımı içinde de ekipler dün sabah saatlerinde mahalleye geldi. Ancak mahalle sakinleri yakıma tepki gösterdi. Yaşanan gerginlik üzerine yıkım ekipleri ve polis mahalleden ayrıldı. Gece saatlerinde tekrar gelen ekipler caminin yıkımını gerçekleştirdi. Bu sırada yıkıma tepki gösterenler ile polis arasında olaylar çıktı. Polis eylemcileri biber gazı atarak ve TOMA\'dan su sıkarak uzaklaştırdı.
\"YENİDEN YAPILMAK ÜZERE YIKILDI\"
Üsküdar Belediye Başkan Hilmi Türkmen, \"Üsküdar Kirazlıtepe mahallemizde, toplamda 180 bin metrekare bir alan, riskli alan gerekçesiyle Ocak 2018\'de kentsel dönüşüm alanı ilan edildi. Bu arazi içerisindeki gerek vatandaşımıza ait özel konutlar, gerek kamuya ait binaların riskli alandan sonraki süreci, işlemleri başladı. Hak sahipleriyle anlaşarak konutların tahliyesi ve yıkım süreci devam ederken, bu camiyle ilgili Ağustos ayının 2\'sinde Üsküdar Müftülüğü ve Kaymakamlığın oluruyla, cami ibadete kapatıldı. Çünkü cami de dönüşüm alanında. Caminin altındaki Kur\'an kursu eğitimine ara verildi. Lojman, imam tahliye edildi\" dedi.
Caminin yeniden yapılacağını ifade eden Türkmen, \"Biz cami yıkan değil cami yapan bir belediyeyiz\" dedi. Caminin depreme dayanıklı olmadığını kaydeden Türkmen, \"Depremsellik açısından camimiz 30 yılın üzerinde, eski bir cami\" diye konuştu.
Görüntü Dökümü;
---------
-Dün toplanan kalabalık
-Camiden görüntüler
-Gece yapılan yıkım
-Çıkan olaylar
-Türkmen ile röp.
===================
5- (ÖZEL) - BİTLİS\'TE DEHŞET 6 YIL SONRA ÇÖZÜLDÜ
- Şantiyede kepçeyle kazı yapılarak cesede ulaşıldı.
Haber-Kamera: Gamze ŞİMŞEK / İSTANBUL, (DHA)
BİTLİS\'te 6 yıl önce ortadan kaybolan Halim A\'nın cinayete kurban gittiği ortaya çıktı. Halim A.\'nın eşi, amcasının oğlu ile amcasının oğlunun eski eşi olmak üzere 3 kişi gözaltına alındı. Şüphelilerin Bitlis\'te gösterdiği bir şantiye alanında iş makineleriyle yapılan kazıda Halim A.\'nın cesedine ulaşıldı.
CİNAYETİ İTİRAF ETTİLER
Bitlis Asayiş Şube Cinayet Büro Amirliği ekipleri, 6 yıl önce ortadan kaybolan Halim A.\'nın eşi Özlem A.(33)\'nın İzmir\'e taşındığını belirledi. İzmir\'de adresi tespit edilen Özlem A\'nın kaybolan eşi Halim A.\'nın amcasının oğlu Burhan A. ile yaşamaya başladığını ve çiftin 3 çocukları olduğunu tespit etti. Polis, Burhan A., Özlem A. ile Burhan A.\'nın eski eşi Akkadın K\'yi gözaltına alarak Bitlis Emniyet Müdürlüğü\'ne getirdi. Özlem A\'nın üzerinde sahte kimlik bulundu. Yapılan çapraz sorgulamalarında şüphelilerden Burhan A. cinayeti itiraf etti.
BOĞARAK ÖLDÜRMÜŞ
Burhan A. polise verdiği ifadede; amcasının oğlu olan Halim A.\'nın, çocukluk aşkı olan Özlem A. ile evlendiğini, kendisinin de İzmir\'de Akkadın K. adlı 2 çocuk annesi kadın ile evlendiğini anlattı. Burhan A., daha sonra İzmir\'den Bitlis\'e taşındıklarını ve bir inşaat şantiyesinde çalışmaya başladığını söyledi. Burhan A., o sırada amcasının oğlu Halim A.\'nın yurt dışında çalıştığını, bu süre içerisinde çocukluk aşkı olan Özlem A. ile yasak ilişki yaşamaya başladıklarını ve bir süre sonra Halim A.\'nın yurt dışından döndüğünü belirtti. Halim A.\'nın eşi Özlem A.\'nın telefonunu karıştırdığında aralarındaki mesajlaşmaları görerek aralarındaki ilişkiyi öğrendiğini anlatan Burhan A., bunun üzerine amcasının oğlu Halim A.\'yı boğarak öldürdüğünü itiraf etti.
3 KİŞİ TUTUKLANDI
Bir süre evde sakladıktan sonra cesedi çalıştığı şantiyeye götürerek gömdüğünü de itiraf eden Burhan A., ardından tekrar İzmir\'e dönerek yerleştiğini bildirdi. Bir süre sonra da Özlem A.\'yı yanına aldığını ve ondan 3 çocuk sahibi olduğunu anlattı.
Burhan A\'nın gösterdiği şantiye alanında iş makineleriyle yapılan kazıda Halim A.\'nın cesedine ulaşıldı. Yapılan olay yeri incelemesinin ardından Halim A.\'nın cenazesi Van Adli Tıp Kurumu\'na gönderildi. Polisteki işlemleri tamamlanan Burhan A., Özlem A. ve Akkadın K. mahkemeye sevk edildi. 3 şüpheli tutuklanarak Bitlis Cezaevine gönderildi.
6 ÇOCUK SOSYAL HİZMETLER KURUMUNA TESLİM EDİLDİ
Özlem A.\'nın Halim A.\'dan olan 1 kızı, Burhan A.\'dan olan 3 çocuğu ve Akkadın K.\'nin eski eşinden olan 2 çocuğu Sosyal Hizmetler Kurumu\'na teslim edildi.
Görüntü Dökümü
---------------
-İş makinasının kazı yapması
-Şüphelilerin zırhlı araçlarla emniyete gelmesi
-Şüphelilerin zırhlı araçtan indirilmeleri
-Öldürülen kişinin fotoğrafı
-Genel ve detay
04.10.2018 - 15.34 Haber Kodu : 181004140
==================
6 - EŞİNE SİLAH DOĞRULTUP TUZ RUHU DÖKEREK YARALAYAN SANIĞA 1 YIL 6 AY HAPİS CEZASI...
Haber: Özden ATİK / İSTANBUL DHA
Sarıyer\'de boşanma davası süren 8 yıllık eşi Çiler Üren\'e silah doğrultarak tuz ruhu döken kocaya 1 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
İstanbul 20. Ağır Ceza Mahkemesi\'nde görülen duruşmaya, tutuksuz sanık Memiş Üren katıldı. Duruşmada, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı ile şikayetçi Çiler Üren\'in avukatı da duruşmada hazır bulundu.
Duruşma savcısı Ali Serhat Şahin esas hakkındaki mütalaasında, olay tarihinde sanık Memiş Üren\'in, şikayetçi Çiler Üren\'in saçını çekerek konuşmakta ısrar ettiği, müştekinin sanığı itelediği, sanığın cebindeki silahı çıkararak müştekiye doğrulttuğu, müştekinin engellemeye çalıştığında silahın havaya doğru ateş aldığı, silahın mücadele sırasında yere düştüğü, sanığın müştekiyi yere yatırdığı anlatıldı. Sanığın elinde bulunan şişenin içindeki sıvıyı müştekinin kafasına ve sırtına döktüğü, daha sonra yere düşen silahı alarak kabzasıyla müştekinin birden fazla kafasına vurduğu, müştekinin bağırması üzerine kaçtığı belirtildi. Savcı, davanın kasten öldürmeye teşebbüs suçundan açılmışsa da sanık ve müşteki ifadeleri, yaralamanın niteliği ve olayın oluş şekli dikkate alındığında eylemin \"Kasten yaralama\" suçu oluşturduğu belirtilerek cezalandırılmasını istedi. Savcı, sanığın müştekiye hitaben \"Seni öldüreceğim sakat bırakacağım\" sözleriyle tehdit ettiği iddiasıyla dava açılmışsa da müştekinin soyut beyanları dışında bir delil olmadığı gerekçesiyle \"Tehdit\" suçundan ise beraatini istedi.
\"ÖLDÜRMEYE TEŞEBBÜSTEN CEZALANDIRILSIN\"
Şikayetçi Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı Hatice Boz ise mütalaaya katılmadığını belirterek \"Hukuki vasıflandırmada hataya düşülmüştür. Dosya kapsamına göre sanık olay tarihinde eşine asit dökmekle silah kabzasıyla kafasına vurmak suretiyle eylemi gerçekleştirmiştir. Bu eylemi adam öldürmeye teşebbüs suçu kapsamında değerlendirmelidir. Ayrıca sanık mağduru tehdit etmiştir. Yanlarında çocukları olmasına rağmen bu eylemi gerçekleştirmiştir. Tüm bu sebeplere sanığın, eşine yönelik kasten öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılmasını talep ederiz\" diye konuştu.
Şikayetçi Çiler Üren\'in avukatı Uğur Dursun ise \"Mütalaaya biz de katılmıyoruz. Mağdurun hayati bölgelerine yönelik eylem söz konusudur. Eşe kasten adam öldürmeye teşebbüs suçu işlenmiştir. Bu yönde cezalandırılmasını talep ederim\" dedi.
SANIK: \"ELİMDE ÇAMAŞIR SUYU DOLU OLAN ŞİŞEYİ ATTIM\"
Mütalaaya karşı savunması sorulan sanık Memiş Üren, \"Bir diyeceğim yok. Keşke böyle olmasaydı. İş bulamıyorum. Ben konuşmak için yanına gitmiştim. Öldürme kastım yoktur. Boşanma davası açan benim. Öfkeyle elimde çamaşır suyu dolu olan şişeyi attım. Silah kurusıkıdır. Bu silahı, kendimi korumak maksadıyla taşıyordum. Suçlamaları kabul etmiyorum. Suçlamaları kabul etmiyorum. Öldürmeye teşebbüs kastım yoktur. Amacım, iki medeni insan gibi yollarımızı ayırabilmek için konuşmaktı\" diye konuştu. Sanık Üren son sözünde ise \"Sadece yaralama suçunu kabul ediyorum. Pişmanım beraatimi talep ederim \"dedi.
1 YIL 6 AY HAPİS CEZASINA ÇARPTIRILDI
Mahkeme heyeti, sanık Memiş Üren\'in şikayetçi Çiler Üren\'i \"Kasten öldürmeye teşebbüs\" suçundan dava açılmışsa da eylemin \"Eşe karşı kasten basit yaralama\" suçunu oluşturduğunun anlaşıldığını belirtti. Sanığa bu nedenle suçun işleniş şekli, sanığın sosyal durumu, sanığın kastı dikkate alınarak önce 1 yıl hapis cezası verildi. Eylemin silahtan sayılan \"Hidroklorik asit\" ve silah kabzasıyla vurmak suretiyle işlendiği ifade edilerek sanığın cezası, 1 yıl 6 ay hapis cezasına çıkarıldı. Sanığın geçmiş yaşantısı ve fiilden sonraki davranışlar gözönüne alınarak hakkında herhangi bir indirim uygulanmamasına karar verildi.
ADLİ KONTROL KARARI KALDIRILDI
Sanık hakkındaki adli kontrol kararının kaldırılmasına da hükmeden heyet, sanığın \"Tehdit\" ve \"Silahla tehdit\" suçlarından yeterli delil elde edilemediğinden beraatine karar verdi.
İDDİANAME
İddianamede, 12 Mayıs 2017\'de meydana gelen olayda sanık Memiş Üren\'in müşteki üzerine döktüğü sıvının Kriminal Laboratuarı\'nın raporuna göre \"kuvvetli bir asit olan ve aşındırıcı özelliğe sahip hidroklorik asit (halk arasında tuz ruhu olarak biliniyor) olduğunun belirlendiği ifade edildi. sanık Üren\'in \"Kasten öldürmeye teşebbüs\", \"Silahla tehdit\" ve \"tehdit\" suçlarından 12 yıldan 23,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
==============
7- PKK\'YA FİNANSMAN SAĞLADIĞI İDDİA EDİLEN İŞADAMI GÖZALTINA ALINDI
Çağatay KENARLI, İstanbul DHA
Atatürk Havalimanı\'nda düzenlenen operasyonla, PKK\'ya Avusturya\'da finansman sağladığı ve örgüte maddi yardım yaptığı belirtilen H.T. adlı işadamı gözaltına alındı.
İstanbul Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğü ekipleri, Avusturya\'da terör örgütü PKK adına finansman sağladığı ve örgüte maddi yardım yaptığı iddia edilen bir iş adamının Avusturya\'nın başkenti Viyana\'ya gideceği bilgisi üzerine çalışma başlattı.
Polis ekipleri, 2 Ekim akşamı Atatürk Havalimanı\'nda operasyon düzenledi. Yapılan operasyonda H.T. yakalanarak gözaltına alındı. Şüphelinin yapılan üst aramasında 2 bin 666 Dolar, 19 bin 415 Euro, 240 Frank, 95 Pound, 10 bin 860 lira para ele geçirildi.
ÖRGÜT YÖNETİCİLERİYLE İRTİBATI ORTAYA ÇIKTI
Şüpheli H.T.\'nin PKK KONGRA-GEL eş başkanı R.K. ile iletişiminin bulunduğu ve MEDNUÇE TV kanalında yayınlara katıldığı ortaya çıktı.
YURTDIŞI ÇIKIŞ YASAĞI VE 100 BİN LURA KEFALET
Vatan Caddesi\'nde bulunan Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü\'ndeki işlemleri tamamlanan H.T. bugün adliyeye sevk edildi. Şüpheli H.T. sevk edildiği adliyede çıkartıldığı mahkeme tarafından yurtdışı yasağı konularak 100 bin lira kefaletle serbest bırakıldı.