Gündem

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 4

1- ÜMRANİYE'DE GÖÇÜK ALANININ HAVADAN ÇEKİLEN YENİ GÖRÜNTÜLERİ Haber-Kamera: Ali AKSOYER - İSTANBUL DHA ÜMRANİYE'de metro yapımı çalışmasının sürdüğü yolda çökme meydana geldi

02 Kasım 2018 19:27

1- ÜMRANİYE\'DE GÖÇÜK ALANININ HAVADAN ÇEKİLEN YENİ GÖRÜNTÜLERİ

Haber-Kamera: Ali AKSOYER - İSTANBUL DHA
ÜMRANİYE\'de metro yapımı çalışmasının sürdüğü yolda çökme meydana geldi. Çökme nedeniyle yan taraftaki bir inşaatın güvenlik kulübesinde gece nöbetinde bulunan 2 güvenlik görevlisi toprak altında kaldı. Güvenlik görevlilerinden cansız bedenine ulaşıldı.
Çökme meydana gelen alanın çevresindeki 3 bina boşaltıldı. Çöken alanda ekiplerin incelemesi sürüyor. Son durum havadan görüntülendi

Görüntü Dökümü:
-------------
-Alanın havadan çekilen yenie görüntüsü

02.11.2018 - 16.17 Haber Kodu : 181102156
=========================

2- ÜMRANİYE\'DE 2 KİŞİNİN ÖLDÜĞÜ GÖÇÜK İLE İLGİLİ SORUŞTURMA BAŞLATILDI

Haber: Yüksel KOÇ / İstanbul  DHA
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, Ümraniye metro inşaat sahasının da bulunduğu caddede meydana gelen ve 2 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan olaya ilişkin soruşturma başlattı. 
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı\'ndan yapılan yazılı açıklama ile Ümraniye\'de meydana gelen ve 2 kişinin ölümüne neden olan göçükle ilişkin soruşturma başlatıldığı duyuruldu. Açıklamada göçüğün dün saat 23.30 civarında meydana geldiği belirtildi. Göçük altında kalan kişilerin Günay Halat ve Mehmet Altun isimli özel güvenlik görevlileri olduğu bilgisine yer verilen açıklamada, bölgede AFAD, AKUT ve itfaiye görevlilerince yapılan çalışmalar sonucu saat 08.30 civarında Mehmet Altun\'un cesedine ulaşıldığı, Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi\'nde yapılan adli muayene sonucu ölüm sebebi belirlenemediğinden cesedin İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı\'na gönderildiği belirtildi. 

SORUMLULARIN TESPİTİ İÇİN ÇALIŞMA BAŞLATILDI
Günay Halat\'ın cesedinin ise saat 14.30 sıralarında çıkarıldığı belirtilen açıklamada, \"Cumhuriyet Başsavcılığımızca ilgili kolluk birimlerine olay yerinde kapsamlı inceleme yapılması, inşaatın sahibi, teknik sorumlusu, personelden sorumlu görevliler ile ilgili diğer kişilerin kimliklerinin tespiti ve savunmalarının alınması, tanık beyanlarına başvurulması ve olay anına ait kamera görüntülerinin temin edilip incelenmesi yönünden talimat verildi\" denildi

===========================

3- PROF. DR. YILDIRIM: (ÜMRANİYE\'DEKİ ÇÖKME) DİNAMİT KULLANILACAK BİR ZEMİN DEĞİL

Haber-Kamera: Merve DÜNDAR - Özgür KUMANOVALI - İSTANBUL, (DHA)- Ümraniye\'de metro yapımı çalışmasının sürdüğü yolda meydana gelen ve 2 güvenlik görevlisinin hayatını kaybettiği göçükle ilgili değerlendirmede bulunan İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Geoteknik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Yıldırım, \"Önlemler alınmış ancak ani gelişen bir durum meydana gelmiş. Bu ihtimal düşünülmüş olsaydı zemin ıslah edilebilir, kazı daha sonra yapılabilirdi. O zaman böyle bir göçme meydana gelmezdi\" dedi. 

\"OLAYIN ANİ BİR ŞEKİLDE GERÇEKLEŞTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM\"
Yaşanan olayın çok talihsiz olduğunu belirten Prof. Dr. Yıldırım, \"Burası bir metro istasyonu ve zemin içerisinde çok derin bir kazı yapılıyor, 20-30 metre aşağı iniliyor. Açılan basamakların stabilitesini sağlamak için iksa (destekleme sistemi) ile önlem alınmış. Ancak tam çökmenin olduğu yerde kazıklar yapılmamış, iksa yok. Kazı yapılıp o derinliğe inildiğinde maalesef burulanma dediğimiz olay yaşanmış ve zemin oradan akarak gelmiş. Çünkü önde bir destek sistemi yok. Bu nedenle de üst kısımda çökme meydana gelmiş. Olayın ani bir şekilde gerçekleştiğini düşünüyorum\" dedi.

\"O ZAMAN BÖYLE BİR GÖÇME MEYDANA GELMEZDİ\" 
Olayın önceden öngörülebilme ihtimalinin çok fazla olmadığını söyleyen Prof. Dr. Yıldırım, \"Olayın kazı sırasında meydana geldiğini tahmin ediyorum. İksa elbette önemli ancak kazıyı da belli bir metoda göre yapmak gerek. Kazı yapılırken zeminin kayabileceği hissedilmiş olmalı. Bu çok hızlı olan bir durum.  Zaten önceden böyle bir ihtimal akla gelseydi o seviyede zemin ıslah edilebilirdi, iyileştirebilirdi. Ondan sonra bu kazı yapılabilirdi. O zaman böyle bir göçme meydana gelmezdi\" diye konuştu. 

\"DİNAMİT KULLANILACAK BİR ZEMİN DEĞİL\"
Çalışmada dinamit patlatılmasını gerektirecek bir durumun ise olmadığını dile getiren Prof. Dr. Hüseyin Yıldırım, böyle yumuşak bir zeminlerde dinamit kullanmaya gerek olmadığını ifade etti. 

\"ZEMİN KOŞULLARI DOĞRU BELİRLENMELİ, SÜREKLİ GÖZLEM YAPILMALI\"
Bu tür kazaların bir daha yaşanmaması için dikkat edilecek noktalar hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Yıldırım, \"Doğru proje yapmak, zemin koşullarını doğru belirlemek, iksa imalatını projeye uygun yapmak lazım. Bunun dışında sürekli gözlem yapmak gerek. Uygulama sırasında sahayı gözlemleyerek yapılarda, yollarda deplasman olup olmadığı kontrol edilmeli, çatlama olup olmadığına bakılmalı. Önlemler ise problem başlar başlamaz alınmalı\" diye konuştu. 

Görüntü Dökümü:
----------------
-Yıldırım\'ın açıklaması

02.11.2018 - 16.22 Haber Kodu : 181102159
=================================

4- SILA\'NIN AVUKATINDAN ADLİYE ÖNÜNDE AÇIKLAMA

\"(Ahmet Kural\'ın ifadesi) Kuvvet ve muhtemel pazartesi itibariyle şüphelinin ifadesine başvurulacaktır\" 


Haber-Kamera: Zeki GÜNAL / İstanbul DHA
Sanatçı Sıla\'nın avukatı Rezan Epözdemir, Ahmet Kural\'ın ifadesinin önümüzdeki hafta başvurulacağını söyledi.
Rezan Epözdemir, Çağlayan\'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde basın açıklaması yaptı.

\"BİR ÇOK ÖNEMLİ İSMİN DESTEĞİ VAR\"
Sıla\'nın durumuyla ilgili bilgi veren Epözdemir, \"Vücudunun değişik yerlerinde ekimozlar var. Tamamı dosyada. Kamuoyunda şöyle bir algı var; iki tane morluk üzerinde süreç işliyor. Bu yanlış, başkaca fotoğraflar da var, sadece 2 fotoğraf değil. Sıla\'nın yüzünün de görüldüğü bir çok fotoğraf var. Hastaneden alının sağlık raporuna göre de, kafasından tutun da kulaklarına kadar, vücudunun değişik yerlerinde, bacaklarında, ayaklarında, çok ciddi travmatik lezyonlar ve ekimozlar var. Bunların tamamıyla ilgili tedavi süreci de devam ediyor. Bugün itibariyle göz kapaklarının sağı ve solu biraz sararmıştı. O yeşillikler sarartıya dönüyor. Morali iyi, sevenlerinin desteği, sivil toplum örgütlerinin, demokratik kitle örgütlerinin, kadın kuruluşlarının, Türkiye\'deki bütün kadınların, toplumun değişik kesimlerinin, siyaset kurumunun ve bir çok önemli ismin desteği var. Bu onu ayakta tutuyor. Sıla bir kadın ve bir sanatçı olarak, tek başına Sıla\'nın şikayeti çok müessir değil\" dedi.
 
\"SILA DA BURADA BİR ÖNCÜ OLSUN\"
Epözdemir, \" Bu ülkede fiziksel şiddete maruz kalan, ekonomik gücü olmadığı için, korkutulduğu için, sindirildiği için hak arama özgürlüğünü kullanamayan, hukuk devletinin gereği olarak hukuki yollara başvuramayan binlerce kadın var. Sıla gibi toplumda kanaat önderi olan, bir sanatçı olan kadının maruz kalmış olduğu ağır fiziksel saldırı sonrasında bununla ilgili hak arama özgürlüğünü kullanması, yargıya intikal ettirmesi süreci, hukuki yollara başvurması aslında şiddet gören bütün kadınların haykırışı. Bunu böyle okumak lazım. Onların bir irade beyanı. Kim olursa olsun bizim temel felsefemiz zaman, zemin, koşullar, konjonktür ne olursa olsun  şiddet gören herkes, her kadın hak arama özgürlüğünü kullansın. Kişisel olarak hukuki yollara başvursun. Sıla da burada bir öncü olsun, bir çığlık, bir haykırış olsun diye bugün bunu yaptık. Çünkü kamuoyunda \'keşke böyle bir adım atmasaydı\' sözlerini duyuyorum. Bir sanatçı her şeyden önce bir kadının böylesine ağır fiziksel saldırıyı kabul etmesi hukuken, fiilen mümkün değil.\" diye konuştu.

\"PAZARTESİ İTİBARİYLE ŞÜPHELİNİN İFADESİNE BAŞVURULACAKTIR\"
Epözdemir, Ahmet Kural\'ın \'Kolundan tutum, çektim\' şeklindeki açıklamasının sorulması üzerine, \"Bilimsel, istatistiksel verilere göre Avrupa\'da, dünyada  en fazla dinlenen sanatçı Tarkan ve Sıla. Sıla zaten bütün Türkiye\'de tanınan bilinen saygın, kıymetli bir sanatçı. Sıla hiç olmamış bir şiddet olayını varmış gibi gösterip, bunun merkezinde  mağdur olarak yer alacak ve buradan nemalanacak mı? Bu iddia hayatın olan akışını, mantık, fizik kurallarına aykırı. Sıla\'nın buna ihtiyacı yok. Zaten konserlerine binlerce insan geliyor, Türkiye\'de en fazla dinlenen sanatçı. Toplumun önemli ölçüde üzerinde uzlaşma kültürünü geliştirdiği kamuoyunun teveccühüne mashar olmuş birisi. Hiç böyle bir şey yokken Sıla gibi Türkiye\'nin en tanınmış sanatçılarından bir tanesinin hayal ürünü kurgusal bir şekilde, böyle bir şey varmış gibi kendini duvardan duvara, her tarafını morarttı ve bunun üzerinde bir pirim mi elde etmeye çalışıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bu iddia kerametin kendinden menkul, hayatın olağan akışına, mantık, fizik kurallarına aykırı bir iddia. Hukuken, fiilen kabul edilemez mahiyette bir iddia. Eylemin nasıl olduğu bellidir. Adli Tıp Şube Müdürlüğü\'nün raporu bellidir, sağlık raporu bellidir, müvekkilimizin ifadeleri bellidir. Olaya ilişkin basına yansıyanların dışında fotoğraflar var. Onlar bellidir. Hastane raporu da olayın hikayesi de çok net açık bir şekilde bellidir. Bugün de tanıklar dinlenecek. Kuvvet ve muhtemel pazartesi itibariyle şüphelinin ifadesine başvurulacaktır\" şeklinde konuştu.

Görüntü Dökümü:
-----------------------
- Epözdemir\'in açıklamaları

02.11.2018 - 15.18 Haber Kodu : 181102137
=========================

5- AHMET KURAL:  BAŞTA SILA OLMAK ÜZERE TÜM KADINLARDAN ÖZÜR DİLİYORUM

Haber: Şengüler YEŞİL - İSTANBUL DHA
Sıla\'nın suç duyurusunda bulunduğu Ahmet Kural, sosyal medya hesabından açıklamada bulundu.
Kural\'ın açıklaması şu şekilde:
\" Dün konuyla ilgili kısa bir açıklama yapmış, tüm yaşananları yargıya vereceğim ifadede anlatacağımı söylemiştim. Öyle de yapacağım. Çok sevmiş, sevdiğini gördüğünde gözleri parlamış bir insan olarak, kalbim çok acımış olsa da bu yaşananlarla ilgili benden olumsuz bir şey duyamayacaksınız. Benimle ilgili amacım aşan ifadeler, gerçek olmayan şeyler söylenmiş olsa da benden kötü sözler işitmeyeceksiniz. Ben çok üzgünüm. Bunu yaşadığım için, kadına şiddetle anıldığım için, böyle bir konunun parçası olmaya imkan verdiğim için...Dün akşamki açıklamamda da belirttiğim gibi, tartışmanın sebebi olan ve ağır tahrik içeren konu üzerinden başlayan yüksek sesli karşılıklı bu kinci tartışma esnasında yaşanan itişme sırasında bugüne konu olan olumsuz gelişmeler yaşandı\"

 İTİŞME VE SONUÇLARI DA ELBETTE BANA YAKIŞMADI\"
\"Bunun dışında 45 dakika diye belirtilen süre, yerde sürükleme, küfür ve hakaret, kül tablası fırlatma, tehdit, şantaj, alıkoyma gibi benim hakkımda iddia edilenler doğru değil. Ancak, ne olursa olsun, bu tip bir tartışmanın içinde bile olmamalıydım. Konu canımı ne kadar acıtsa da, soğukkanlılıkla evim dahi olsa o ortamı terk etmeliydim. İddia edilen olay sırasında sevdiğim kadınla yaşadığım itişme ve sonuçları da elbette bana yakışmadı\"

\"TÜM KADINLARDAN ÖZÜR DİLİYORUM\"
\"Ne olursa olsun, böyle bir olayın bir tarafı olduğum için, başta Sıla olmak üzere tüm kadınlardan özür diliyorum. O gece, benimle paylaştığı şeyleri itidalli bir şekilde karşılayabilmeliydim. Herkesin ayıbı kendine diye düşünmeliydim. Kadına şiddet konusundaki toplumda oluşan hassasiyeti, saygı ile karşılıyorum. Bu olaydan ben de birçok ders çıkardım. Hayatımın bundan sonrasında da çıkardığım bu derslerin gereğini yerine getirmek için çalışacağım. Bu yüzden ilk etapta bu gereklere odaklanacağım. Türkiye\'ye örnek gösterilen bir aşkın parçası iken, bu aşkın aktörleri, bu şekilde gündeme geldik. Bu ilişkiye ve Sıla\'ya karşı saygımdan, bizi sevenlerin bu ilişkiye verdiği değere hürmetimden, olayın detayların resmi makamlar dışında paylaşmayacağım. Sevgiye, doğruluğa ve insanların vicdanında iyi şeyler birikeceğine inancımı hiç bir zaman kaybetmeyeceğim\"

Görüntü Dökümü:
---------
-Kural\'ın paylaşımı 

02.11.2018 - 15.54 Haber Kodu : 181102149
02.11.2018 - 15.37 Haber Kodu : 181102142
02.11.2018 - 15.30 Haber Kodu : 181102140
==========================

6- SILA\'NIN TANIKLARI ADLİYEDEN AYRILDI

Ahmet Kural\'dan şikayetçi olan Sıla\'nın tanıkları adliyeden ayrıldı

Görüntü Dökümü:
-------------
-Tanıkların adliyeden ayrılması

02.11.2018 - 16.20 Haber Kodu : 181102157
=============================

7- İSTANBUL\'DA \"KURT KAPANI-27\" DENETİMİ

Murat SOLAK- Melih OKUMUŞ / İSTANBUL, (DHA) İSTANBUL İstanbul Emniyet Müdürlüğüne bağlı yaklaşık 5 bin polis, kentin belirli yerlerinde \"Kurt Kapanı-27\" denetimi yaptı.  Eminönü iskelesi önünde yapılan denetimlerde şüpheli kişilere yönelik Genel Bilgi Tarama (GBT) kontrolleri yapıldı.Aranan kişiler, silah, bıçak, uyuşturucu madde taşıyan şüpheliler üzerinde çalışmalarda bulunuldu.  Ekipler el çantası, valiz ve araçlar üzerinde inceleme yaptı. Aramalarda polis köpeği yer alırken, polis helikopteri de havadan destek verdi.

Görüntü Dökümü:
---------------
-  Polis helikopterinden görüntü
-Polis köpeğinden görüntü
- Aramalardan görüntü
- Genel ve detaylar

02.11.2018 - 15.56 Haber Kodu : 181102150
====================

8- THY TEKNİK A.Ş İLE ÖZÇELİK-İŞ SENDİKASI ARASINDA TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ İMZALANDI

Enver ALAS/ İSTANBUL, ( DHA)  TÜRK Hava Yolları (THY) Teknik A.Ş ile Hak-İş Konfederasyonu\'na bağlı Özçelik-İş Sendikası arasında 6. Dönem Toplu İş Sözleşmesi imzalandı. Yaklaşık 8 bin çalışanı yakından ilgilendiren toplu iş sözleşmesi, 3 yıllık dönemi kapsayacak ve çalışanların ücretlerine enflasyon oranında artış gerçekleştirilecek.
Sözleşmenin imza töreni Yeşilköy\'deki THY Genel Müdürlük binasında gerçekleştirildi. Törene THY  Teknik A.Ş. adına Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı ve Genel Müdür Ahmet Karaman ile  Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan ve Özçelik-İş Sendikası Genel Başkanı Yunus Değirmenci\'nin yanı sıra THY Teknik personeli katıldı. 
İmzalanan Toplu İş Sözleşmesi, 1 Temmuz 2018 ile 30 Haziran 2021 tarihleri arasındaki üç yıllık dönemi kapsayacak ve yaklaşık 8 bin çalışanın ücretlerinde enflasyon oranında artış gerçekleştirecek. Buna göre bahse konu artışa ilaveten düşük ücretli iş gruplarına 100 ila 150 TL\'lik seyyanen artış sağlanırken, diğer taraftan, sendika üyesi tüm çalışanlara bir defaya mahsus olmak üzere 5 bin TL net ek ödeme yapılacak. 

İLKER AYCI: ÇALIŞANA HAKKINI TERİ KURUMADAN TESLİM EDİYORUZ\"
İmza töreninde konuşan THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı, ana prensiplerinin \'çalışana hakkını teri kurumadan teslim etmek\' olduğunu belirterek, toplu iş sözleşmelerinde bu anlayışta olduklarını söyledi. Aycı, \"Çalışan ve işveren arasındaki çalışma barışının, kaynakları yönetirken ve paylaşırken birbirini ezmeme, unutmama ve tahkir etmeme, yeni talepleri  de en iyi şekilde değerlendirip çalışana hakkını teslim etmektir. Değerli teknisyenlerimizin öneminin farkındayız. Bu uçakların, dev filonun havada kalmasında ortaya koyduğunuz gayretin, samimiyetin, alın terinin farkındayız. İstanbul Havalimanı\'nın açılışının sonrasında bu toplu iş sözleşmesinin imzalanmasında emeği geçen konfederasyonumuza, sendikamıza ve THY Teknik yöneticilerimize teşekkür ediyorum.\"dedi.

HAK-İŞ BAŞKANI: MUTLU SONA ULAŞMANIN GURURUNU YAŞIYORUZ
Mahmut Arslan ise toplu iş sözleşmesi görüşmeleri sırasında işçi-işveren arasında diyalog yoluyla samimi ve iyi niyetle çalışma yürüttüklerini belirterek, \"Bunun sonucunda mutlu sona ulaşmanın gururunu yaşıyoruz. Taleplerimizin hemen hemen tamamına yakınında gerçekten adımlar atıldı. Bence bu toplu iş sözleşmesinin en büyük başarısı, herhangi bir gerginliğe, kamuoyunda tartışmalara neden olacak en kötü olumsuzluğu yaşamamamızdır. Gururla, samimiyetle söyleyebilirim ki bu toplu iş sözleşmesi, iyi bir toplu iş sözleşmesidir.\" diye konuştu.
Konuşmaların ardından 6. Dönem Toplu İş Sözleşmesi imzalanırken, günün anısına aile fotoğrafı çekildi. 

Görüntü Dökümü
----------------------
-Toplu iş sözleşmesi törenine katılanlar
-İlker Aycı\'nın konuşması
-Mahmut Arslan\'ın konuşması
-İmzaların atılması
-Toplu foto
-Genel ve detaylar

02.11.2018 - 16.22 Haber Kodu : 181102160
==============================

9- TÜRKİYE PSİKOAKTİF MADDE KULLANIMINDAN ÖLÜMLERDE AVRUPA\'DA BİRİNCİ SIRADA

Buse ÖZEL - Harun UYANIK, İSTANBUL, (DHA) 
Madde kullanımı son yıllarda ilkokul çağına kadar düşerken uzmanlar da gençleri özendirmek için birçok yöntemin kullanıldığını belirtti.  Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi\'nde \"Yeni Sentetik Maddeler, Yeni Sorunlar ve Güncelleme\" başlıklı sempozyumda konuşan Kamu Hastaneleri Hizmetleri-3 Başkanı ve Psikiyatri Uzmanı Dr. Mustafa N. Namlı Türkiye\'nin psikoaktif madde olarak adlandırılan uyuşturucu kullanımı nedeniyle ölümlerde Avrupa\'da birinci sırada yer aldığını söyledi.

DR. NAMLI: \"TÜRKİYE PSİKOAKTİF MADDEDEN ÖLÜMLERDE AVRUPA\'DA BİRİNCİ\"
Dr. Namlı, Türkiye\'nin genç nüfusunun çok yüksek olması ve coğrafi olarak geçiş noktasında olması nedeniyle beynin sinir sistemini etkileyen ve algı, ruh hali ile bilinç değişikliğine yol açan psikoaktif madde kullanımı açısından risk altında olduğunu söyledi. Dr. Namlı, \"Türkiye\'nin en büyük sağlık, adli sorunlarından bir tanesi yeni sentetik maddelerin kullanımı. Türkiye psikoaktif madde kullanımı nedeniyle ölümlerde birinci sırada. Her geçen gün psikoaktif madde kullanımı artmakta ve buna bağlı olarak da acil servise başvuru artmaktadır. Yeni psikoaktif maddeler her gün formüllerini değiştiriyor ve bunların takibi zorlaşıyor\" dedi.

\"PAZARLAMA STRATEJİSİ İZLENİYOR\"
Yeni sentetik maddelerin çok daha kolay bağımlılık yarattığını söyleyen Dr. Namlı bu maddeleri tanımak ve anlamak amacıyla Bakırköy Mazhar Osman Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi\'nde Yeni Sentetik Maddeler, Yeni Sorunlar ve Güncelleme başlıklı sempozyumun düzenlendiğini belirtti ve şunları söyledi:
\"Gençlerin madde kullanımına başlamasının en önemli nedenlerinden bir tanesi merak. Gençlerimiz bunu merak ediyor ama ayrıca yeni sentetik maddeler daha ucuz, ulaşımı kolay ve cazip hale getiriliyor. Bu maddelerin isimlerinden tutun da ambalajına kadar büyük bir pazarlama stratejisi izleniyor. Bu maddeler bir gencin harçlığıyla alabileceği kadar ucuz. Burada da ailelere çok büyük görevler düşüyor. Mutlaka gençlerin kimlerle arkadaşlık ilişkisi içerisinde olduğuna dikkat etmeleri ve gençlerin ruhsal ve fiziksel durumunda, davranışlarındaki değişikliği yakın takip etmekte Madde kullanımından şüphelenildiği zaman hemen bir psikiyatri kullanımına başvurulmalı.\"

\"SUÇ İLE KEYİF VERİCİ MADDE ARASINDA İLİŞKİ VAR\"
Sempozyum kapsamında konuşan Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Evren ise suç ile madde kullanımı arasında da yakın ilişki bulunduğunu, ayrıca maddelerin keyif verici etkisinin arttıkça yan etkilerinin de arttığını ifade etti ve şunları söyledi: \"Madde kullanımı sonrası kişi kalp krizi geçirebiliyor, böbrek yetmezliği ortaya çıkabiliyor, epileptik nöbetler geçirilebiliyor, delirium gibi bilinç dalgalanması yaşayabiliyor. Bunun dışında ruhsal belirtiler de ortaya çıkıyor. Kişinin kendisine ve etrafına zarar verme ihtimali artıyor.\"

\"2017 YILINDA, 2016 YILINA GÖRE YÜZDE 53.1 DAHA FAZLA SENTETİK KANNABİNOİD ELE GEÇİRİLDİ\"
Sempozyumda konuşan Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Zehra Arıkan da \"Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı Merkezi (TUBİM) Bakışıyla Yeni Sentetik Maddeler\" başlıklı bir konuşma yaptı, verilere değindi. Prof. Dr. Arıkan Türkiye\'de 2017 yılında 24 bin 371 sentetik kannabinoid olarak adlandırılan madde kullanımının gerçekleştiğini, bu olaylarda 34 bin 107 şüphelinin yakalandığını ve 958 kilogram sentetik kannabinoid ele geçirildiğini söyledi. 2017\'de bir önceki yıla göre yüzde 53.1 oranında daha fazla sentetik kannabinoid ele geçirildiğini de ifade eden Prof. Dr. Arıkan 2017 yılında  doğrudan madde kullanımı nedeniyle hayatını kaybedenlerin 941 kişi olduğunu ve bunların 564\'ünün ise doğrudan sentetik kannabinoid kullanımından dolayı olduğunu ifade etti.

\"MEDYADA SAĞLIK SONUÇLARI İLE İLGİLİ DAHA FAZLA HABER YAPILMALI\"
Sempozyum kapsamında konuşan,  Hürriyet Gazetesi Haber Araştırma Müdürü Mesude Erşan ise Medyada Yeni Sentetik Maddeleri anlattı ve medyaya yansıyan haberlerin çoğunlukla adli vakalar olduğunu ifade etti.  Erşan, sözlerine şöyle devam etti:
\"Basın yayın organlarındaki haberlere baktığımızda ağırlıklı olarak kriminal haberler görüyoruz. Özellikle polisin yaptığı, çökertilen çeteler, uyuşturucular, ilgili mafya üyeleri gibi haberler var. Ancak sorunu ortaya koyan sağlık haberlerinin daha az olduğunu görüyorum. Uyuşturucu kullanımının sağlıkla ilgili sonuçları biraz daha fazla radarımıza girmeli ve haber yapmalıyız. Haberler hazırlanırken kullanılan dilde ise yol gösterici olmamak çok önemli. Bunu merak eden insanlara yol göstermemek, kullanılan fotoğraflarda yol gösteren fotoğraflar olmamalı.\"

Gorüntü dökümü:
-------------
- Sempozyumdan detaylar
- Dr. Mustafa N. Namli ie rop.
- Doç. Dr. Cüneyt Evren ile rop.