1- HASTANEDE DOKTORA SİLAHLI SALDIRI (2)
Haber-Kamera: Alper KORKMAZ - İSTANBUL DHA
Bahçelievler\'de bulunan özel bir hastanede silahlı saldırıya uğrayan doktor yaralandı.
Olay saat 12.30 sıralarında meydana geldi. Hastanede görevli psikiyatri uzmanı Dr. Fikret Hacıosman, eski hastası olduğu belirtilen bir kişinin silahlı saldırısına uğradı. Yaralı doktorun ameliyata alındığı öğrenildi. Polis kaçan saldırganı arıyor.
Görüntü Dökümü
--------
-Olay yerinden görüntü
-Polisin önlemi
02.10.2018 - 13.29 Haber Kodu : 181002093
02.10.2018 - 13.21 Haber Kodu : 181002090
===============
(ek görüntülerle geniş haber)
2- FUAT OKTAY: RUHLARINI VE BEDENLERİNİ PENSİLVANYA\'DAKİ HAİNE 1 DOLARA SATMIŞ İRADESİZLER
*Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay,
\"Darbe girişimine teşebbüs edenler kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri\'nin şerefli mensupları değil, ruhlarını ve bedenlerini Pensilvanya\'daki haine 1 dolara satmış iradesizler, acizler ve satılık zavallılardı\"
Haber-Kamera: Enver ALAS - CAN EROK / İSTANBUL,DHA
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, \"Türkiye 15 Temmuz darbe girişimini yaşadığında birileri sandılar ki \'bu millet, bu ordu bir daha ayağa kalkamaz\'. Halbuki darbe girişimine teşebbüs edenler kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri\'nin şerefli mensupları değil, ruhlarını ve bedenlerini Pensilvanya\'daki haine 1 dolara satmış iradesizler, acizler ve satılık zavallılardı.\" dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Milli Savunma Üniversitesi 2018-2019 Eğitim-Öğretim Dönemi Açılışı ile Harp ve Araştırma Enstitüleri\'nin Öğretime Başlangıç Töreni\'ne katıldı. Milli Savunma Üniversitesi\'nin Levent\'teki yerleşkesinde düzenlenen törene, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay\'ın yanı sıra Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Adnan Özbal, Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu ile askeri personel katıldı.
\"FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜYLE İRTİBATI TESPİT EDİLENLER BU OKULLARDAN UZAKLAŞTIRILMIŞTIR\"
Törenin açılışında konuşan Fuat Oktay, Milli Savunma Üniversitesi 2018-2019 Eğitim-Öğretim Dönemi ile Harp ve Araştırma Enstitüleri\'nin öğretime başlangıcının hayırlı uğurlu olması temennisinde bulundu. 15 Temmuz 2016 FETÖ darbe girişiminin ardından pek çok alan ile birlikte askeri personel yetiştirme sisteminde baştan sona değişikliğe gidildiğini belirten Oktay, \"FETÖ\'cü, darbeci zihniyetin kaynağı haline dönüşmüş okulların tamamı kapatılmış, öğrencileri dağıtılmış ve yep yeni bir sistem kurulmuştur. Terör örgütüyle irtibatı tespit edilen öğretim elemanı ve öğrencilerin tamamı bu okullardan uzaklaştırılmıştır. Halen de terör örgütüyle iltisakı tespit edilenlerin okullarımız ve kuvvetle ilişiği kesilmeye devam edilmektedir\" diye konuştu.
Milli Savunma Üniversitesi\'nin kuruluş ve faaliyete geçmesinin şartlar gereği hızlı bir şekilde gerçekleştirildiğini kaydeden Oktay, \"Buna rağmen üniversitemiz kısa sürede eğitim ve öğretim faaliyetlerini icra edebilir hale gelmiştir. Bu süreçte en çok zarar gören, adeta terör örgütü tarafından tamamen işgal edilmiş olan kurmaylık eğitimi de Ekim 2017\'de karargah subaylığı ile yeniden hayata geçmiştir. Yeni sistemin 2 yıl gibi kısa bir süre içerisinde başarıyla uygulanıyor olduğunu görmekten memnuniyet duyuyoruz. Yapılan çalışmaların meyvelerini almaya başladık\" dedi.
\"FIRAT KALKANI, ZEYTİN DALI VE İDBİP- KUZEY IRAK HAREKATLARI...\"
Türklerin askerlikte köklü bir tarihe sahip olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Türk askerinin geçmişte olduğu gibi bugün de sınır boyunca ve ötesinde tarihe altın harflerle yazdıracak başarılara imza attığını vurguladı. Oktay, \"Son dönemde gerçekleştirilen Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve İdlip- Kuzey Irak operasyonlarının her birinin coğrafyamızda pek az ordunun başarabileceği cesaret ve kahramanlık hikayeleridir. Kahraman askerlerimizin sizlerin gösterdikleri cesaretin ve elde ettikleri başarıların kıymeti, tarih kitaplarına yazıldığında çok daha iyi anlaşılacaktır. Buradan bin yıldır bu toprakları bize vatan kılmak için gözlerini kırpmadan, kanlarını döken tüm kahraman şehitlerimizi, gazilerimizi, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmetle, minnetle yâd ediyorum\" dedi.
\"RUHLARINI VE BEDENLERİNİ 1 DOLARA SATMIŞ İRADESİZLER, ACİZLER VE SATILIK ZAVALLILAR\"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, 15 Temmuz hain darbe girişimine değinerek şunları söyledi:
\"Türkiye 15 Temmuz darbe girişimini yaşadığında birileri sandılar ki \'bu millet, bu ordu bir daha ayağa kalkamaz\'. Halbuki darbe girişimine teşebbüs edenler kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri\'nin şerefli mensupları değil, ruhlarını ve bedenlerini Pensilvanya\'daki haine 1 dolara satmış iradesizler, acizler ve satılık zavallılardı. Bu hainler ordumuzdan temizlendiğinde Türk Silahlı Kuvvetlerimizin operasyon gücünün nasıl arttığını, darbenin hemen arkasından başlayan harekatlar ile hep birlikte gördük. Kağıt üzerinde bizden katbekat güçlü gözüken orduların cesaret bile edemediği, teşebbüs etse de başarılı olamadığı operasyonları birkaç ay içerisinde nasıl zafere ulaştırdığımızı tüm dünya şahit oldu. Bu ordu şanlı bir ordu, bu millet kutlu bir millettir, bu asker şanlı bir askerdir, bu ülke büyük bir ülkedir, bu devlet ebed müddet devlettir. Her kim askerimize kem gözle bakarsa karşısında önce Cumhurbaşkanımızla birlikte bizleri bulur. Her kim bu ülkeye, bu halka kem gözle bakarsa da karşısında şanlı ordumuzu ve onunla birlikte topyekün milletimizi bulur.\"
\"GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK\'ÜN BİLE İSMİNİ BU ÜLKEDEN KAZIMAK İSTEYENLER OLDU\"
Fuat Oktay, Türkiye\'nin jeopolitik konumu ile daima güçlü olmasını, güçlü kalmasını ve sürekli kendisini geliştirmesinin gerektirdiğinin altını çizdi. \"Bırakın gerilemeyi durmak bile bizim için felakettir\" diyen Oktay, \"Milletimiz âlicenaplığıyla bazı şeyleri unutmuş gözükebilir, geri plana atmış olabilir. Ancak hiç şüpheniz olmasın, karşımızdakiler kendi davalarından bir milim geri adım atmış değillerdir. Fatih Sultan Mehmet Han\'ın İstanbul\'u fethi ile nasıl bir çığır açtığını bizim nesillerimiz yeterince kavramıyor olabilirler. Bundan birkaç yıl önce İstanbul sokaklarındaki duvarlara \'zulüm 1453\'te başladı\' yazısını yazdıranlar, Fatih\'in başarısının anlamını çok da iyi biliyorlar. Bize yıllarca Sultan Selim\'i, Sultan Mahmut\'u Sultan Abdülaziz\'i Sultan Abdülhamid\'i çok farklı kimliklerle tanıtanlar ne yaptıklarını çok iyi biliyorlardı. Ölümünün hemen ardından Gazi Mustafa Kemal Atatürk\'ün bile ismini bu ülkeden kazımak isteyenler oldu. Hamdolsun bugün ülkemiz mazisiyle âtisi arasında köprü kurmayı temel görevi kabul eden bir anlayışla yönetilmektedir. Tarihimizdeki tüm değerlere, bu ülkeye ve millete en küçük bir hizmeti dokunmuş herkese sahip çıkmayı, saygı duymayı boynumuzun borcu olarak görüyoruz\" ifadelerini kullandı.
REKTÖR AFYONCU ASKERİ OKULLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINI ANLATTI
Törende konuşan Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu ise, 15 Temmuz darbe teşebbüsünün ardından Türk Silahlı Kuvvetleri\'nin insan gücü yetiştiren askeri okullarının Milli Savunma Üniversitesi\'nin çatısının altında toplanarak yeniden yapılandırılmasının üzerinden 2 yıl geçtiğini hatırlattı. Bu 2 yıl içerisinde ilk aşamada Harp Enstitüleri, Harp Okulları, Astsubay Meslek Yüksekokullarında misafir asker öğrencilerin Kasım 2016\'da eğitim öğretime başlamasıyla üniversitenin ilk çalışmasının başladığını vurgulayan Afyoncu, \"Daha sonra Şubat ve Mart 2017 tarihinden Harp Okullarından ve Astsubay Okullarının ara sınıflarından öğrenci alınarak eğitime Harp Okullarımızda başladık. Kasım 2017 tarihinden itibaren ise Kurmay Subay eğitimlerinin ilk basamağı olan Karargah Subayı eğitimlerine ve araştırma enstitülerinde eğitim öğretime başlandı\" diye konuştu.
Afyoncu, Komuta Kurmay eğitimi ve Müşterek Harp Enstitüsünün de eğitime başlamasıyla birlikte üniversitenin bünyesi altında bulunan bütün askeri sistem içerisinde eğitim-öğretimin başladığını anlatarak şöyle konuştu:
\"ÇAĞIN GEREKLERİNİ KARŞILAYACAK ŞEKİLDE DAHA İLERİYE GÖTÜRMESİ EN ÖNEMLİ HEDEFİMİZDİR\"
\"Milli Savunma Üniversitesi olarak ülkelerin kalkınmalarında ve gelişmişlik düzeylerinin artmasında eğitimli, nitelikli insan gücünün ne kadar önemli olduğunun bilincindeyiz. Biz ne kadar teknoloji gelişirse gelişsin her şeyin odağında insan olduğunu ve insan eğitiminin en önemli hadise olarak ele alınması gerektiğinin bilincinde olarak üniversitemizde faaliyetlerimize devam ediyoruz. Türk Silahlı Kuvvetleri eğitim öğretim sisteminin çağın gereklerini karşılayacak şekilde daha ileriye götürmesi en önemli hedefimizdir. Bu kapsamda Harp Okulları, Astsubay Meslek Yüksekokulları, Harp ve Araştırma Enstitüleri eğitim faaliyetleri sistematik periyot çerçevesinde akademik nitelik ve değerlere uygun olarak katkı sağlayacak şekilde ve geleceğimize, tarihimize uygun şekilde ele alınıp yeniden düzenlenmiştir. Harp Okulları ve Astsubay Meslek Yüksekokulları müfredatında yer alan birçok dersin muhteviyatında ve saatinde düzenlemeler yapılmıştır.\" Rektör Afyoncu konuşmasının ardından 2018-19 eğitim ve öğretim yılının ilk dersini verdi. Afyoncu, \'Osmanlı Askeri Gücü\' konulu bir sunum yaptı.
Görüntü Dökümü
-------------------
-Açılış programı
-Törene katılanlar
-Fuat Oktay\'ın salona girişi
-Protokol üyeleri
-Saygı duruşu ve İstiklal Marşı\'nın okunması
-Fuat Oktay\'ın konuşması
-Erhan Afyoncu\'nun konuşması
-İlk ders
-Genel ve detaylar
===============================
(geniş haber)
3- TAKSİM\'DE TECAVÜZ DEHŞETİ DAVASINDA KARAR
Haber: Özden ATİK / İstanbul DHA
Taksim\'de 21 Ocak 2017\'de iki kadından birini bıçaklanıp diğerinin ise omuza alınıp kaçırıldıktan sonra götürüldüğü evde tecavüze uğramasına ilişkin 2 sanığın yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme, \"Nitelikli cinsel saldırı\" ve \"Hürriyet yoksun kılma\" suçlarından ayrı ayrı sanık Engin K.\'ya toplam 24 yıl hapis, sanık Dursun A.\'ya ise 20 yıl hapis cezası verildi.
İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi\'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Engin K. ve Dursun A. getirildi. Şikayetçi F.H.E ise duruşmaya katılmadı.
RAPORDA SANIK ENGİN K\'NIN DNA\'SI ÇIKTI
Mahkeme Başkanı Ali Can Apaydın, İstanbul Kriminal Polis Laboratuarı\'ndan rapor gönderildiğini, raporda sanık Engin K\'nin DNA\'sı ile olay yerinden elde edilen örneğin birbiriyle uyumlu olduğunun belirtildiğini açıkladı. Söz alan sanık Engin K. \"Kriminal raporu kabul etmem\" diyerek önceki savunmalarını tekrar ettiğini söyledi. Daha sonra duruşma savcısı, esas hakkındaki mütalaasını açıklayarak ayrı ayrı cezalandırılmalarını talep etti.
\"CEZALANDIRILMASINI TALEP EDİYORUZ\"
Şikayetçi F.H.E\'nin avukatı Binnur Acış, \"Müvekkili ilk omuzuna alıp götüren şahıs, hakkında henüz dava açılmayan Rıdvan isimli şahıstır. Sanık Engin değildir. Sanıkların cezalandırılmasını talep ediyoruz\" dedi.
TAKDİRİ MAHKEMEYE BIRAKTILAR
Sanık Dursun A. savunmasında, \"Mütalaanın aleyhe kısımlarını kabul etmiyorum. Benim tarafımdan mağdureye karşı herhangi bir eylemde bulunulmamıştır\" dedi. Sanık Engin K. ise mütalaaya bir diyeceği olmadığını belirtti. Sanıklar son sözlerinde, takdiri mahkemeye bıraktıklarını söylediler.
AYRI AYRI CEZALANDIRILDILAR
Mahkeme heyeti, \"Nitelikli cinsel saldırı\" suçunun sabit olduğunu belirterek sanıklardan Engin K\'yı 18 yıl hapis cezasına çarptırdı. Sanık Engin K\'nın geçmişte çok sayıda sabıkasının bulunması ve suç işlemeye yatkın kişiliği nedeniyle hakkında takdiri indirim uygulanmadı. \"Hürriyetten yoksun kılma\" suçundan da sanık Engin K\'ya 6 yıl hapis cezası verildi. Heyet kararında, sanıklardan Engin K\'nin hakkında 6 ayrı mahkemede hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları verildiğini, bu kararın ihbar niteliğinde ilgili mahkemelere gönderilmesine de hükmetti. Engin K\'ya, mağdur E.Y\'ye karşı yaralama suçunu işlemediği anlaşıldığı belirtilerek beraat kararı verildi.
BİRİNE İNDİRİMLİ CEZA VERİLDİ
Sanık Dursun A. ise \"Nitelikli cinsel saldırı\" suçundan 15 yıl hapis, \"Hürriyetten yoksun kılma\" suçundan da 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Sanık Dursun A\'nın sabıkasız olması, cezanın geleceği üzerindeki etkileri dikkate alınarak lehine indirim yapıldığı kararda yer aldı.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Taksim\'de güvenlik kamerasına yansıyan olay, 21 Ocak 2017\'de meydana gelmişti. İddianamede ise sanık Engin K.\'nın eğlence dönüşü kendinden geçerek yere düşen 21 yaşındaki F.H.E\'yi omzuna alıp arkadaşı E.Y\'yi kalçasından bıçakladığı belirtiliyordu. Engin K. omzunda taşıyarak mağdur F.H.E\'yi götürdüğü bir inşaatta tecavüz ettiği, genç kadına Engin K\'nın arkadaşı Dursun A.\'nın da tecavüz ettiği ifade ediliyordu. Sanık Engin K. olay sonrasında kaçarak ortadan kaybolduğu; sanık Dursun A\'nın ise yakalanarak tutuklandığı belirtiliyordu. İddianamede her iki şüpheli hakkında \"Nitelikli cinsel saldırı\", \"Kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak\" suçlarından 19 yıl 6 aydan 25 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep ediliyordu. Sanık Engin K. için ayrıca diğer kadını kalçasından yaraladığı gerekçesiyle \"Basit yaralama\" suçundan 6 aydan 1 yıl 6 aya kadar hapis isteniyordu. Olayla ilgili bir erkek şahsın, mağdur F.H.E\'yi omzuna alarak götürmesine ilişkin görüntüler dava dosyasına delil olarak girmişti. Sanıklardan Engin K. 15 ay arandıktan sonra 29 Mart 2018\'de Beyoğlu\'nda saklandığı evde yakalanmıştı. Mağdur F.H.E\'nin mahkemede kendisini omzuna alarak taşıyan Rıdvan isimli şahıs olduğunu belirtmesi üzerine savcılıkça ayrı bir soruşturma yürütülüyor.
Görüntü (ARŞİV)
------------------------
Olayla ilgili arşiv görüntüler
02.10.2018 - 13.12 Haber Kodu : 181002089
=======================
(geniş haber)
4- CAN DÜNDAR\'A ADLİYE ÖNÜNDE SALDIRI DAVASINDA KARAR...
Haber: Özden ATİK / İstanbul, DHA
Eski Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar\'a, 6 Mayıs 2016\'da İstanbul Adalet Sarayı önünde ateş açan ve NTV muhabiri Yağız Şenkal\'ın yaralanmasına neden olan Murat Şahin\'in aralarında bulunduğu 3 sanık hakkında karar çıktı. Mahkeme, silahla yaralama suçundan Murat Şahin\'i 4 bin 500 lira para cezasına çarptırdı. Sanık Şahin, \"Ruhsatsız silah taşıma\" suçundan da 10 ay hapis ve 500 lira adli para cezası ile cezalandırıldı. Diğer sanıklar Habip Ergün Celep ve Sabri Boyacı ise beraat etti.
İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi\'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanık Murat Şahin ve şikayetçi Yağız Şenkal katıldı. Şikayetçi Can Dündar\'ı ise avukatları temsil etti.
\"ŞİKAYETÇİYİM\"
Şikayetçi Yağız Şenkal, sanıklardan şikayetçi olduğunu belirterek cezalandırılmasını talep etti. Dündar\'ın avukatları da sanıkların cezalandırılmalarını talep etti.
BERAATİNİ İSTEDİ
Sanık Murat Şahin, önceki savunmalarını tekrar ettiğini belirterek \"Can Dündar\'ın avukatlarının duruşmaya katılmaları şüphe uyandırmaktadır. Beraatimi isterim\" dedi. Sanık Şahin son sözünde ise \"Sanık olarak duruşmaya katılıp burada bulunuyorsam katılanın da (Can Dündar) Türkiye Cumhuriyetine karşı eyleminden dolayı cezalandırılmasını ve beraatimi istiyorum\" dedi.
SİLAHLA YARALAMA SUÇUNDAN 4 BİN 500 TL ADLİ PARA CEZASI
Mahkeme, sanık Murat Şahin\'in, Can Dündar\'a karşı hakaret suçundan davasının ayrılmasına hükmetti. Sanık Murat Şahin\'in, Yağız Şenkal\'ı kasten yaralama, Can Dündar\'a kasten yaralamaya teşebbüs suçlarından ayrı ayrı cezalandırılması için dava açıldığı belirtilen kararda, sanığın eyleminin bir bütün halinde silahla yaralama suçunu oluşturduğu, sanığın tamamlanan yaralama eyleminin yanı sıra teşebbüs aşamasında kalan eylemi nedeniyle ayrıca cezalandırılamayacağı anlatıldı. Mahkeme bu nedenle sanık Şahin\'e, sanığın kişiliği, suçun işleniş şekli, meydana gelen zarar, kastın ağırlığını dikkate alarak ve iyi hal indirimi uygulayarak 4 bin 500 TL adli para cezası verdi. Sanığın daha önce hakkında başka suçtan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiğinden, hükmün açıklanması geri bırakılmadı.
\"Silahla tehdit\" suçundan beraatine karar verilen sanık Şahin\'e \"Ruhsatsız silah taşıma\" suçundan da 10 ay hapis ve 500 lira adli para cezası verildi.
İKİ SANIĞA BERAAT
Sanıklar Sabri Boyacı ve Habip Ergün Celep, \"Tehdit\", \"Silahla yaralamaya teşebbüs\", \"6136 sayılı yasaya muhalefet\" suçlarından yeterli, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatlerine karar verildi.
KARARA TEPKİ GÖSTERDİ
Duruşmadan sonra şikayetçi Yağız Şenkal, olayda bacağından yaralandığını ve defalarca hastaneye gidip gelmek zorunda kaldığını belirterek, \"Adliye önünde birinin vurulmasını bedeli 4 bin 500 TL. Hastane masrafı bile daha çok tuttu\" diyerek karara tepki gösterdi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Çağlayan\'daki İstanbul Adalet Sarayı\'nda 6 Mayıs 2016\'da görülen karar duruşması arasında, dışarı çıkan Can Dündar\'a, adliye önündeki meydanda sanık Murat Şahin silahıyla ateş etmişti. Olayda muhabir Yağız Şenkal yerden seken mermiyle bacağından yaralanmıştı. Gözaltına alınan sanık Murat Şahin, 5,5 ay hapis yattıktan sonra tahliye edilmişti. Murat Şahin ile birlikte iki sanık hakkında hazırlanan iddianamede, Murat Şahin\'in \"Kasten yaralama, silahlı tehdit, ruhsatsız silah bulundurma ve hakaret\" suçlarından 4 yıldan 12 yıl 10 aya kadar hapsi talep edilirken; bu sanığı azmettirdikleri ileri sürülen Sabri Boyacı ve Habip Ergün Celep\'in ise \"Kasten yaralamaya teşebbüs ve silahlı tehdit\" suçlarından 2 yıl 6 aydan 6 yıl 6\'şar aya kadar hapisle cezalandırılmaları istenmişti.
Görüntü Dökümü:
-----------
-Olayla ilgili arşiv görüntü
02.10.2018 - 11.42 Haber Kodu : 181002063_
=====================
5- ADNAN OKTAR\'IN KANDİLLİ\'DEKİ VİLLASINI BOŞALTMA İŞLEMİ SÜRÜYOR
Haber-Kamera: Cengiz ÇOBAN-İsa ALMAÇAYIR/İSTANBUL DHA
Adnan Oktar\'ın Kandilli\'deki villasında boşaltma işlemi devam ediyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Adnan Oktar grubuna ait Kandilli\'de bulunan villa çevresinde irili ufaklı 23 kaçak yapı tespiti yapmış, bu kaçak yapıların yıkımı için karar almıştı. Oktar\'ın mal varlığına el konulmasından sonra TMSF\'ye devredilen Kandilli\'deki villa ve eklentilerindeki eşyaların bir kısmı dün kamyonlara yüklenerek götürülmüştü. Boşaltma işlemi bugün de devam etti. Adnan Oktar ve diğer şüphelilere ait eşya ve mobilyalar not alındıktan sonra kamyonlara yüklenerek yediemine bırakılmak üzere yola çıktı.
Görüntü Dökümü:
-Eşyaların görüntüsü
-Eşyaların not edilip kamyonlara taşınması
-Kamyonların gidişi
-Genel ve detay görüntüler
02.10.2018 - 13.06 Haber Kodu : 181002087
===========
6- ALTAN KARDEŞLER VE ILICAK HAKİM KARŞISINDA (1)
* Gazeteci Nazlı Ilıcak,
\"Darbeyle de bu yapıyla da ilişkim yok. Ben neden cezaevindeyim. Ben bir kadınım. Şeriata dayalı bir devlet kurmak isteyen bir cemaate neden yardım edeyim\"
Haber: Serpil KIRKESER - Kamera: Yılmaz BEZGİN / İSTANBUL DHA
Fetullahçı Terör Örgütü\'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimini önceden bildikleri gerekçesi ile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Nazlı Ilıcak, Ahmet Altan ve Mehmet Altan\'ın da aralarında bulunduğu 6 sanığın İstinaf Mahkemesi\'ndeki ikinci duruşması başladı. Mütalaaya karşı beyanda bulunan Nazlı Ilıcak, darbeci olmadığını belirterek tahliyesini ve beraatini istedi.
ILICAK: DARBECİ DEĞİLİM
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi\'nde görülen duruşmada tutuklu sanıklar Nazlı Ilıcak, Fevzi Yazıcı, Şükrü Turgut Özşengül, Yakup Şimşek ile tutuksuz sanık Mehmet Altan hazır bulundu. Sanık Ahmet Altan ise tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS sistemiyle duruşmaya bağladı. Öte yandan CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile çok sayıda izleyici de salonda hazır buludu. Saat 11.00\'da başlayan duruşmada mütalaaya karşı ilk savunmasını yapan Nazlı Ilıcak oldu. Darbeci olmadığını, suç işlemediğini 2 yıldır duruşmalarda söylediğini ve bunu delilleriyle ortaya koyduğunu belirten Ilıcak, hakkındaki iddiaların ise boş olduğunu savundu.
\"FETÖ\'NİN AMACINA HİZMET ETSEYDİM BALYOZ TUTUKLULARINI SAVUNUR MUYDUM?\"
Ilıcak, \"2011 yılında kitap yazdım. O dönemde paralel yapı yok. Ancak benim dezenformasyon yaptığım iddia ediliyor. Paralel yapı
olmadığı bir dönemde ben neyin dezenformasyonunu yapacağım. HTS kayıtlarında 5 kişiyle görüştüğüm iddia ediliyor. 3-5 telefon görüşmesi.. O dönemde görüştüğüm isimlerin örgüt üyesi olduğu bilinmiyor. 2016 yılında bu kişilerle hiç görüşmemişim. Örgüt bağı olması için yoğun telefon görüşmesinin olması gerekmektedir\" dedi. Bugün gazetesinde maaşlı çalıştığını kaydeden Ilıcak, \"Eğer maaş almasaydım benden şüphelenmeniz gerekirdi. Telif ile çalışıyorum. Yazılarımı evden yazdım. Kayyum atanınca da işime son verildi. 42 yıllık meslek hayatım boyunca cemaate ait olan Zaman ya da STV ile çalışmadım. 2013 yılında işime son verilince Zaman ve Bugün gazetesinden teklif geldi. Şahsa ait olduğu için Bugün gazetesini seçtim. Ardından Özgür Düşünce ve Can Erzincan\'da çalıştım. Bildiğim kadarıyla bu medya kuruluşlarının cemaatle bir ilgisi yoktu. Bağlantısı varsa da ben bilmiyorum. Attığım twettlerle FETÖ\'yü akladığım iddia ediliyor. Ben FETÖ\'nin amacına hizmet etseydim Balyoz tutuklularını savunur muydum?\" diye konuştu.
\"DARBEYLE DE BU YAPIYLA DA İLİŞKİM YOK\"
15 Temmuz darbe girişimi gecesi attığı darbe karşıtı twetlerini okuyan Ilıcak, \"Darbeyle de bu yapıyla da ilişkim yok. Ben neden cezaevindeyim. Ben bir kadınım. Şeriata dayalı bir devlet kurmak isteyen bir cemaate neden yardım edeyim. 28 Şubat Davası\'nda müebbet alan komutanlar tutuklanmadı ileri yaşları dikkate alınarak. Ben Yargıtay\'ın koyduğu FETÖ kıstaslarına uymuyorum. Hiçbir eylemim suç teşkil etmiyor. Kitaplar, fotoğraflar, gazetede yer alan röportajlar suç değil. Örgütün hiyerarşik yapısı içinde yer almamak suretiyle bilerek ve isteyerek örgütün amacına hizmet etmiş olabilir miyim? Bir kere ben bu cemaatin suç işemek üzere kurulmuş, devleti ele geçirmeye kilitlenmiş, TSK içinde örgütlenerek darbe yapacak potansiyele ulaşmış bir yapı olduğunu 15 Temmuz öncesi idrak edemedim. Ben dindar insanlar diye saygı gösterirken onlar dini istismar ediyormuş. 15 Temmuz öncesi cemaati hayırsever dindar insanlardan oluşan bir sivil toplum örgütü gibi görmem, hiç bir suretle suç işlediklerini bilip göz yumduğum şeklinde değerlendirilemez. Benim yanılgıya düşmem onların suç işlemesini kolaylaştırmamıştır.42 yıl boyunca hak, hukuk, adaleti savundum. Çok bedel ödedim\" şeklinde konuştu.
ILICAK GÖZYAŞLARINI TUTAMADI
FETÖ\'nün işlediği suçları destekleyen önünü açan tek bir cümlesi olmadığını, kendisinin FETÖ\'yle ideolojik bir bağlantısı ve menfaati olmadığını söyleyen Ilıcak, 2 yıldır terörist, darbeci, casus gibi haketmedim isnatlarla karşı karşıya kalmak, kelepçelenerek oradan oraya taşınan bir eşya muamelesi görmek. Türkiye\'nin daha özgür, daha demokrat bir ülke olması için gösterdiğim çabanın kenara atılması. İşte bütün bunların biriktirdiği bir acı benim gözlerimden akan. Hayatım kadar sevdiğim memleketimde uğradığım haksızlık çok canımı yaktı. Bu haksızlığa son verin. Benim gibi köşe yazarlarının hemen hepsi tahliye oldu. Zaman Gazetesinde yazanlar da dahil. Ben hiç bir suç işlemedim, beraatimi talep ediyorum\" ifadelerini kullandı.
Ilıcak savunmasını yaparken gözyaşlarını tutamadı.
Görüntü Dökümü:
--------------------------
Adliyeden görüntü
Arşiv görüntüler
============
7- SELDA ÖĞRETMENDEN SURİYELİ ÖĞRENCİLERİ ŞİDDETTEN UZAKLAŞTIRAN PROJE
Haber: İhsan DÖRTKARDEŞ/İSTANBUL DHA
Avcılar\'da iki yıldan bu yana uygulanan proje ile dil bilmeme başta olmak üzere çeşitli nedenlerle uyum sorunu yaşayan Suriyeli ilkokul öğrencileri Türk akranları ile kaynaştırıldı.
Sabancı Üniversitesi\'nin binlerce başvuru arasında uygulanabilir 68 projeden biri seçilen \'Elimi Veriyorum, Kapımı Açıyorum\'un uygulandığı Avcılar\'daki okullarda Suriyeli öğrencilerin uyum sorunu önemli ölçüde aşıldığı belirtildi. Halen Abdülkadir Uztürk İlkokulu\'nda müdür yardımclığı yapan Selda Kızılkaya, daha önce Alsancak İlkokulu\'nda sınıf öğretmenliği yaparken bu projeyi geliştirdi. Kızılkaya, Alsancak İlkokulu\'nda Suriyeli öğrenci sayısının geçen yıl yüzde 5\'ten 20\'ye yükseldiğini, Türkçe bilmeyen bu çocukların, farklı kültüre sahip olması, ülkelerinde yaşadıkları travma nedeniyle uyum sorunları yaşadığını görerek harekete geçti. Türk arkadaşları ile iletişim kuramayan, öğretmenin yönlendirmelerine yanıt vermeyen Suriyeli öğrenci velilerinin de önceleri çocukların Türkçe öğrenmesine sıcak bakmadıklarını anlatan Kızılkaya, halen Avcılar\'daki birçok okulda da uygulanmaya başlanan \"Elimi Veriyorum, Kapımı Açıyorum\'projesini şöyle anlattı:
BİRBİRLERİNE ŞİDDET UYGULAYAN ÇOCUKLAR DEĞİŞTİ
\"Suriyeli öğrencilerin bu durumu bizim için büyük bir sorundu. Kendilerini ifade edemeyen Suriyeli çocuklar, Türk akranlarına şiddet uygulamaya başlamışlardı. Bu çocuklara en kısa sürede Türkçeyi öğretmemiz gerekiyordu. Aynı sorunu yaşayan diğer öğretmen arkadaşlarımıza bir anket uyguladık. Anket sonucunda öğrencilerin ailelerine ihtiyacımızın olduğunu fark ettik. Sınıfımda \'Elini tutuyor, kapımı açıyorum\' projesinin hazırlığını yaptık. Gönüllü olarak Suriyeli aileleri kabul etmelerini düşündüğümüz Türk velilerimiz de önceleri önyargılıydı. Öyle istekli çıkan olmadı. Suriyeli velilerimizden 3\'ünü belirledik. Biri Suriye\'deki, diğeri şimdi Türkiye\'de yaşadıklarını, üçüncüsü ise gelecekten beklentilerini anlattı. Türk velilerden hangisi ile görüşmek istediklerini sorduk. Türkçe bilen çocukların yardımı ile ailelerin soru- cevaplarla bilgi edinmelerini sağladık. Suriyeli ziyaretçi aile almak isteyen Türk veli sayısı arttı. Proje ile çocukların Türkçeyi 1 yıl yerine 2-3 ay içerisinde öğrendiklerini, bırakın birbirlerine şiddet uygulamayı, artık koruyup- kollamaya başladıklarını fark ettik. Suriyeli öğrencilerin okula devamlarını sağladık, başarıları arttı. Diğer abla ve ağabeylerin de lise devamında aileleri ikna ettik. İki ablayı liseye başlattık. Bunlar bizim için çok güzel sonuçlardı\"
Selda Kızılkaya, projenin daha sonra bütün okulda uygulandığını, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü\'nün bunu Avcılar\'daki diğer okullara yaydığını ifade etti. Kızılkaya, \"Proje ile okulda gruplar halinde dolaşan Suriyeli öğrenciler yok oldu. Herkes sınıfındaki arkadaşları ile oynuyordu. İlk başta söylediklerimizi anlamadığı için can sıkıntısından sıra örtüsünü kesen öğrenciler bunları terk etti\" dedi.
ÇOCUKLARI BAŞKA OKULA GİTTİ, GÖRÜŞMEYE DEVAM EDİYORLAR
Gümüşpala Mahallesi\'nde 2 çocuklu Suriyeli Rana Deniz\'in evine eşi Şentürk ile konuk olan Canan Karakuş, proje sayesinde 11 yaşındaki oğlu Berke\'nin sınıf arkadaşı Fuat\'ı ve kardeşi Can\'ı tanımak istediğini, karşılıklı ziyaretlerle iki aile ve çocukların yakın arkadaş olduklarını anlattı. Canan Karakuş, \"Rana da benim gibi önceleri çekimserdi. Birbirimizi tanıyınca çok sevdik. Türkçesi çok iyi değil ama oğlu Fuat sayesinde anlaşabiliyorduk. Şimdi Türkçe konuşmaya başladı. Sık sık görüşüyoruz. Komşuluk diyalogumuz oluştuö diye konuştu. Suriyeli Rana Deniz de, \"Türkiye\'deki eğitim sistemi Suriye\'den çok daha iyi. Oğlum Fuat\'ın Türkçe\'yi öğrenmesi için çok yardım ediyorlar\" dedi.
Bir turistik tesiste yöneticilik yapan Şentürk Karakuş da, akrabalarının soğuk yaklaşmasına rağmen projeye katıldıklarını ifade ederken, tüm insanların dil, din, mezhep ayrımı olmadan eşit olduğunu, oğulları için bu projeyi çok önemsediklerini anlattı
\"YANLIŞLARI ÖNLEME ÇABASINDAYIZ\"
Avcılar Milli Eğitim Müdürü Emin Engin, ilçede halen 1820\'si ilkokulda olmak üzere 3 bin 240 Suriyeli öğrenci bulunduğunu belirterek, şöyle dedi: Biz bunları okullaştıramadığımız, Türkçeyi öğretemediğimiz zaman sokaklarda yanlışlara kapılıp yanlış işler yapabiliyor, suç işleyebiliyor, çevreye zarar verebiliyorlar. Bu proje ile bu yanlışları önleme çabasındayız. Amacımız; Suriyeli ve Türk aileleri kaynaştırarak birbirine entegre edebilmek. 20 öğrenci ile başladık bu projeye. Şu anda 60 öğrencimiz projeye dahil oldu. Bu proje ile Suriyeli aileler Türkçeyi daha çabuk öğrendi. Çocukların okula devam ettiği, uyum sorunu problemi olmadığı, dostluk ortamının oluştuğuna şahit olduk. Sokaktaki insanları okula çektik. Suriyeli çocukların uyum sağlayabilmesi için çeşitli etkinlikler düzenliyoruz. Son olarak dışarıda yemek yedirdik, Türk-Bosna yapımı \'Beni bırakma\' filmine götürdük. Bu tür projelerle ülkedeki bu sıkıntılı dönemde bir parça da iç dinamizmi harekete geçirerek iç barışı sağlamada katkıda bulunmaya çalışıyoruz\"
Görüntü Dökümü:
Okul tabelası ve okul bahçesindeki öğrencilerden görüntüler
Suriyeli aile ve Türk aile aynı evde
Suriyeli ve Türk anne ile baba projeyi anlatırken
Kaynaştırılan 2 Suriyeli ve 1 Türk öğrenci oynarken
Selda öğretmen projeyi anlatırken
İlçe Milli Eğitim müdürü projeyi anlatırken
Çocuklar sinemada (Fotoğraf)
02.10.2018 - 11.30 Haber Kodu : 181002062
02.10.2018 - 11.27 Haber Kodu : 181002060