(ek görüntüyle)
1- SULTANGAZİ\'DE HUZUREVİNDE YANGIN (3)
- Dış cephe ve çatı alev alev yandı
- Büyük korku yaşayan huzurevi sakinleri tahliye edildi
Haber-Kamera :Alper KORKMAZ - Emin YEŞİL/ İSTANBUL, (DHA)
SULTANGAZİ\'de 75. Yıl Mahallesi, Gaze Caddesi\'ndeki Sultangazi Huzurevi\'nde yangın çıktı. Binanın çatısında henüz belirlenemeyen bir nedenle çıkan yangında çatı ve binanın dış cephesi alev alev yandı. Huzurevinde kalan yaşlılar tahliye edidi, dumandan etkilenenler ambulanslara alınarak ilk müdahale yapıldı. Olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi sevkedildi. Yangın kontrol altına alındı.
Görüntü Dökümü:
---------
-Alev alev yanan bina
-İtfaiyenin müdahalesi
-Tahliye edilenler
==============================
(ÖZEL)
2- İTFAİYEYE SEMT PAZARI ENGELİ
Haber-Kamera: Cengiz ÇOBAN - İsa ALMAÇAYIR /İSTANBUL, (DHA)
Kadıköy\'de semt pazarının kurulduğu bir sokaktaki apartmanda çıkan yangın paniğe neden oldu. Bazı pazarcılar itfaiye ekiplerine yardım ederken, bazıları da ürünlerini satmaya devam etmesi dikkat çekti.
Olay, saat 15.00 sıralarında Erenköy Mahallesi Kamiller Sokak üzerinde bulunan bir binada meydana geldi.. Semt pazarının kurulduğu sokaktaki bir apartmanın 5. katından dumanlar yükselmeye başladı. Dumanları gören vatandaşlar durumu itfaiye ekiplerine haber verdi. İhbar üzerine olay yerine Erenköy itfaiye ekibi sevkedildi. Dairede bulunan yaşlı bir kadın bina sakinleri tarafından dışarı çıkarıldı. İtfiaye ekipleri kurulan pazar nedeniyle adrese ulaşmakta zor anlar yaşadı. Bina önüne kadar gelen itfaiye ekipleri hortum uzatarak yangına müdahale etmeye başladı.Esnaf ve zabıta ekipleri de itifaye ekiplerine de yardım etti. Pazarcılar merdiven aracının açılabilmesi, açtıkları çadırları toplamaya başladı. Ekiplerin müdahalesiyle yangın söndürülerek soğutma çalışması yapıldı. Kısa süreleri paniğe neden olan yangında ölen yada yaralanan olmadı. Öte yandan, bazı pazarcılar yangına müdahale ederken bazılarının da yangına aldırmadan ürünlerini satmaya devam etmesi dikkat çekti.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
----------
-Pazardan görüntü
-İtfiaye araçlarının Pazar içindeki görüntüsü
-Binadan yükselen duman
-İtfiayenin hortum ile müdahalesi
-Esnaf ve zabıtanın itfaiye yardım etmesi
-Pazarcıların çadırları açması
-Binadan çıkan yaşlı bir kadının görüntüsü
-Pazarcıların ürünlerini toplamaya çalışması
-Bazı esnafın ürünülerini satmaya devam etmesi
-Genel ve detay görüntüler
==================================
3- \"İSTANBUL İÇİN BÜYÜK BİR RİSK GÖZÜKMÜYOR\"
Haber: Cansel KİRAZ, İSTANBUL (DHA)
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Meteoroloji Laboratuvarı Başkanı Adil Tek beklenen tropik fırtına için, \"İstanbul için büyük bir risk gözükmüyor. Daha çok Güney Ege ve Antalya\'nın batısında görülecek\" dedi.
\"YUNANİSTAN\'DA YIKIM YAPACAK GİBİ GÖRÜNÜYOR\"
Meteoroloji Genel Müdürlüğü\'nün \"Tropik Fırtına\" uyarısının ardından son veriler üzerinden değerlendirme yapan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Meteoroloji Laboratuvarı Başkanı Adil Tek, \"Akdeniz üzerinde, Yunanistan\'da yıkım yapacak gibi görünüyor\" dedi.
\"Mora Yarım Adası\'nda, güneyine doğru kuvvetli rüzgarla birlikte kuvvetli yağışlar da var\" diyen Tek, \"Akdeniz\'de meydana gelmesinin sebebi yüksek deniz suyu sıcaklığı. Deniz suyu sıcaklığının 26 derecenin üzerine çıktığı, yazdan kışa geçildiği dönemlerde görülüyor. Yarın yine Yunanistan\'da devam edecek\" diye konuştu.
\"FETHİYE, MARMARİS VE ANTALYA\'NIN BATISI...\"
Türkiye içinde değerlendirmede bulunan Adil Tek, \"Bizde de pazar günü akşam saatlerinde güney kesimleri etkileme ihtimali var. Daha çok Fethiye, Marmaris ve Antalya\'nın batısında gerçekleşmesi bekleniyor. Rüzgarın şiddeti biraz daha azalmış olacak. Kuvvetli yağış olasılığı ise daha yüksek. İstanbul için büyük bir risk gözükmüyor. Daha çok Güney Ege ve Antalya\'nın batısında görülecek. Pazartesi günü de etkisi azalacak\" diye konuştu.
===============================
(geniş haber)
4- BEYOĞLU\'NDA BREZİLYALI TURİSTLERE HIRSIZ ŞOKU
Haber-Kamera: Hasan YILDIRIM- Taner YENER İSTANBUL DHA
Beyoğlu\'nda apart daireye giren hırsız, uyuyan iki turistin cep telefonu alarak kaçmak istedi. Bu sırada uyanan turist, hırsızla göz göze geldi. Turisti darp eden hırsız, çaldığı iki telefon ile olay yerinden kaçtı.
Olay, Beyoğlu Çatma Mescit Mahallesi Elektrik sokak üzerinde saat 05.00 sıralarında meydana geldi. Brezilya\'dan Türkiye\'ye tatile gelen Andre Giles ile kız arkadaşı Livis Fernandes, Beyoğlu\'ndaki apart daire yerleşti. Sokakta dolaşan 4 hırsızdan 3\'ü gözcülük yaparken biri pencerenin demir parmaklıkları kırarak içeri girdi. Evdeki gürültüyle uyanan Andre Giles birden hırsızla göz göze geldi. Hırsızı engellemek isteyince aralarında itişme yaşandı. Andre, gözüne aldığı darbe ile yere düşünce hırsız iki cep telefonunu alarak kaçtı. Dışarı çıkan Brezilyalı turistler çevredekilerden yardım istedi. Çevredekilerin ihbarıyla olay yerine polis ekibi sevk edildi. Polis, turistlerden aldığı bilgiler ile hırsızları yakalamak için çalışma başlattı.
Görüntü Dökümü:
----------
Turistlerin polise bilgi vermesi
Kırılan demir parmaklıklar
Apart daire
Turistlerin olayı anlatması
Daire sahibinin turistlerle konuşması
Genel ve detaylar
=========================
5- İSTANBUL\'DA TERÖR OPERASYONU: 10 GÖZALTI
Çağatay KENARLI/İSTANBUL, (DHA) İSTANBUL Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri terör örgütü PKK’ya yönelik yaptığı operasyonda 10 kişiyi gözaltına aldı.
İstanbul Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğü ekipleri terör örgütü PKK’ya yönelik yaptığı çalışmalarda, örgütün kırsal kadrosunda bulunan bazı kişilerin yasadışı yollardan giriş yaptığını belirledi. Gece saatlerinde il genelinde bulunan çeşitli adreslere yapılan baskınlarda 10 kişi yakalanarak gözaltına alındı. Gözaltına alınan şüpheliler, Vatan Caddesi’nde bulunan Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne getirildi.
Öte yandan şüphelilerin, örgüt adına gençlerİ sokak eylemleri yapmaya zorlayan, araç yakma ve molotof atma gibi eylemleri yaptıran kişiler olduğu ileri sürüldü.
=======================
6- KONUTDER BAŞKANI ELMAS: 6 AY SONRA EV FİYATLARI YÜKSELECEK
Haber-Kamera: Gül KABA- Ömer HASAR/İSTANBUL, (DHA) - ÇEVRE ve Şehircilik Bakanlığı öncülüğünde 1 ay önce başlatılan konutta indirim kampanyası alıcıya ciddi avantajlar sağladı. Ekonomideki dalgalanmaya rağmen, kampanya ile konut piyasasında canlılık yaşandı ve 1 ayın sonunda satılan ev sayısı 5 bine yaklaştı. Kampanyaya 16 projesiyle katılan KONUT Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) ve Sur Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Z. Altan Elmas, Stokların erimesiyle 6 ay sonra ev fiyatlarının yükseleceğine dikkat çekerek, \"Konut almak ve yatırım yapmak için bu dönem büyük bir avantaj\" dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı öncülüğünde başlatılan konutta indirim kampanyası, konut piyasasına ciddi bir ivme kazandırdı. Doların değer kazanmasıyla ekonomide yaşanan durgunluktan etkilenen konut piyasası, ciddi avantajlar sağlayan kampanyayı fırsat bilen alıcıların ilgi göstermesiyle canlandı. 1 ayın sonunda satılan ev sayısı 5 bine yaklaştı. Kampanyaya 16 projesiyle katılan KONUTDER ve Sur Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Z. Altan Elmas, \"Kampanya iyi başladı, biz de dernekler ve sektörün önde gelen firmaları olarak destek verdik. Büyük bir fırsat, 2 aylık kampanya sürecinin sonunda ben 10 milyar lira ciro elde edileceğini ve 10-12 bin konutun satılacağını düşünüyorum\" dedi.
\'300 İLE 700 BİN ARASINDAKİ KONUTLARA TALEP FAZLA\'
Kampanya kapsamında 260 konutun satıldığını ve 140 milyon liralık ciro elde ettiklerini aktaran Elmas, \"Biz Ağustos ortasında \'5\'i Bir Yerde\' kampanyasıyla başlamıştık. Bakanlığın kampanyasıyla birleştirdik. 16 projede, Ağustos ortasından Eylül sonuna kadar 260 tane konut satıldı, 140 milyon liralık ciro elde ettik. 300 bin ile 700 bin lira arasındaki konutlara ciddi talep var. Daha önce gelip konut alamayan vatandaşlar,kampanyayla tekrar gelip konutları aldı. Bitmiş konut,dükkan, ofisler de kampanyaya dahil ettik, onların satışları da hızlandı\" ifadelerini kullandı.
\'EKİM AYINDA SATIŞLAR ARTACAKTIR\'
Ekim ayında satışların daha da artacağını söyleyen Elmas, \"31 Ekim\'e kadar sürecek kampanyada peşinat yüzde 10\'a çekildi, peşin alımlarda yüzde 10 indirim yapıldı. Konut kredi faizleri yüzde 2\'yi aşmışken, firmalar kendi bünyesinde 120 ay vadede 0.98 faiz imkânı sundu. Kampanyada 1 ay geride kalırken, 5 bine yakın ev sahibini buldu. Dövizin yükselme beklentisi insanları durduruyor ama bu beklenti de yavaş yavaş kırılıyor. Ekim ayında satışların hızlanacağını düşünüyorum. Zaten bizim sektörde konutlar en çok ekim, Kasım ve Aralık aylarında satılır. Kampanyanın etkisiyle de bu hızlanarak artacaktır\" diye konuştu.
\'2 AYDA MALİYET ARTIŞI YÜZDE 20\'Yİ GEÇTİ\'
Bu dönemde ev almanın çok avantajlı olduğunu belirten Elmas, \"TÜİK rakamlarına göre son 1 yılda Türkiye genelinde ev fiyatları yüzde 10,5 arttı. İstanbul\'da ise yüzde 4 artış oldu. Maliyetler korkunç derecede yükseldi. Türkiye İstatistik Kurumu\'nun (TÜİK) rakamlarına göre son 1 yılda maliyetler yüzde 27 arttı. Kendi araştırmalarımıza göre ise, kurun hareketlenmesiyle beraber son 2 aydaki maliyet artışı yüzde 20\'yi geçti. Yani maliyetlerin yanında konut fiyatlarında yükseliş olmadı. Önümüzdeki dönemde maliyetlerdeki bu artış konut fiyatlarına yansıyacaktır. Yansımadan önce ev almanın en avantajlı dönemini yaşıyoruz\" dedi.
\'6 AY SONRA KONUT FİYATLARI ARTACAK\'
Maliyet artışlarının konut stoğu fazlalığında fiyatlara yansımadığını dile getiren Elmas, şöyle devam etti:
\"Bu artış konut fiyatlarına yansımadı çünkü stok var. Hazır konutlar ve üretilmekte olan konutlar mevcut. Bu da fiyat üzerinde baskı oluşturuyor, konut alacak vatandaş içinde avantaj oluyor. Birinci el konutta, 14-15 aylık stok vardı. Haziran sonunda Türkiye genelinde konut stoğu 800 bin, İstanbul\'da ise 180 bindi. Son 6 ayda Türkiye genelinde 200 bin konut satıldı. Kalan 600 bin konut, 3 ay sonra 250 bin daha düşecek. Bu stok 400 binlere kadar inecek zaten sıfıra düşmesi mümkün değil. 6 ay sonra konut fiyatlarına maliyetler yansıyacaktır. Bazı illerde yansımaya başladı mesela İzmir\'de ev fiyatları çok yükseldi. İstanbul, Ankara,Antalya ve diğer büyükşehirlerde de bunu hissedeceğiz.\"
Görüntü Dökümü:
----------
-Elmas\'ın açıklamaları
-Detaylar
==============================
7 - SOSYAL MEDYA AKIMLARI \'GÖNÜLLÜ DELİLİK\'
Buse ÖZEL/İSTANBUL, (DHA) - HAYATLARINDA heyecan arayan adrenalin tutkunu insanların, sergiledikleri tehlikeli davranışları sosyal medyada paylaşmaları \'Gönüllü delilik\' olarak da ifade ediliyor. Hareket halindeki arabadan inerek dans etme akımı olan \'Kiki\', yere düşmüş ünlü bir yıldızı anlatan \'Falling Stars\' (Kayan Yıldızlar) veya yüksek gökdelenlerin tepesinde çektikleri fotoğraf ve görüntüler, sosyal medyada büyük bir hızla yayılıyor. Bazen insan hayatını tehlikeye sokan, çoğu zaman hiçbir amacı olmayan bu akımlar, sosyal medyada yayımlandıktan kısa bir süre sonra sessizce unutuluyor. Psikiyatrist Yrd. Doç. Dr. Kenan Eren, günlük hayatında gerçekten üreten insanların sosyal medyaya girmediğini belirterek, \"İnsanlar sosyal medyada aldığı hazzı, mutluluk zannediyor ancak haz mutluluk değildir\" dedi.
\'SOSYAL MEDYADA DUYULAN HAZ İLE MADDE BAĞIMLILIĞINDAKİ HAZ BENZİYOR\'
Yrd. Doç. Dr. Kenan Eren, İnsanların sosyal medyaya çok fazla girmelerinin nedenini, sosyal medyada \'geri\' bildirim olarak ifade edilen \'beğenilerin\' kişinin beyninde ödül mekanızmasını çalıştırdığını ve bunun da bağımlılığa neden olduğunu kaydetti. ABD\'li rap şarkıcısı Drake\'in, In My Feelings isimli şarkısı eşliğinde dans etme akımı olan \'Kiki\' hakkında yorum yapan Yrd. Doç. Dr. Eren, \"Hareket halinde bir insanı araçtan atlatan şey nedir? \'Ben çok güçlüyüm, korkusuzum\' imajı yaratarak hayata meydan okumadır. Ancak meydan okumayı öyle bir yapıyor ki, insanı insan yapan şeylerin gerekliliğini tam olarak yapamamış oluyor. Çünkü orada kendisini dünyaya çok güçlü, korkusuz göstermeye ihtiyacı var. Bu ihtiyacını gidermenin bedelini belki hayatı ile ödeyecek ancak kişi o eylemi gerçekleştirdiği sırada bir haz alıyor. Bu bazı maddeleri alan insanların yaşadığı geçici hazza çok benziyor\" diye konuştu.
\'HAZ MUTLULUK DEĞİRMENİNE SU TAŞIYAMAZ\'
Haz ile mutluluğun birbirinden çok farklı iki kavram olduğuna dikkati çeken Yrd. Doç Dr. Kenan Eren, \"Haz eşittir mutluluk diye düşünmek çok büyük bir tuzaktır. Haz hiçbir zaman mutluluk değirmenine su taşıyamaz. O alan sahte mutluluktur ya da geçici hazlar çöplüğüne dönüşüyor\" dedi.
\'SOSYAL MEDYA AKIMLARI GÖNÜLLÜ DELİLİK\'
Sosyal medyada dikkat çekmek için hayatı tehlikeye atan insanların çabalarını \'Gönüllü delilik\' olarak nitelendiren Yrd. Doç. Dr. Eren, yapılan eylemler arasında anlam karmaşası yaşandığını belirterek şöyle konuştu: \"Ortada aslında gönüllü bir delilik var. \'Dikkat çekeyim, izleneyim, seyirci kitlem olsun, biri beni alkışlasın da saçma sapan, absürd ya da riskli bir hareket yapayım\' diye düşünülüyor. İnsanın en çok ihtiyaç duyduğu şey değerli olduğunu hissetmek, önemli olduğunu hissetmektir. İyi hissetmeyi de mutlulukla eşleştiriyoruz. İyi olmak iyi hissetmek demek değildir. Çok geçici, bize hiçbir faydası olmayacak şeylerle biz o anda iyi hissedebiliriz. Aklıma pek çok şey geliyor şu anda ve hepsi belki de zararlı. O yüzden biz yaşam tarzına dönüşmesinde gerçekleştirdiğimiz eylemin bize sunduğu tatmin duygusu ya da iyi hissetmeyi yarattığı için bunu yapıyoruz. Sabah kalktığımızda ilk işimiz Instagram hesabımıza ya da sosyal medyadaki hesabımıza girip bir şey paylaşma ihtiyacı duyuyoruz.\"
\'GERÇEKTEN ÜRETEN İNSANLAR SOSYAL MEDYAYA GİRMİYOR\'
Günlük hayatında üreten, çalışan insanların sosyal medyaya çok fazla vakit ayıramadığını belirten Yrd. Doç. Dr. Eren, \"Ben gerçekten üretiyorsam sosyal medyaya girmeye fırsat bulamıyorum zaten. Kendimizi arayışa sevk etmemiz ve kendimizi aramamız lazım. \'Ben gerçekten ne istiyorum?\', \'Beni ne mutlu eder?\', \'Bu hamleler ile haz mı yaşıyorum yoksa mutlu muyum?\' sorularını sorarak ayırt etmek çok önemli\" ifadelerini kullandı.
Görüntü dökümü:
-----------------
- Psikiyatri Uzmanı Dr. Kenan Eren ile röp.
- Sosyal medyadaki Kiki ve Falling Stars akımlarından parçalar
===========================
8- AKDENİZ\'DE İNSAN SAĞLIĞI İÇİN 10 TEHLİKELİ YABANCI TÜRE DİKKAT
İhsan DÖRTKARDEŞ/İSTANBUL, (DHA)- AKDENİZ’de toksin içeren 7’si balık, diğerleri denizkestanesi, denizanası ve benzeri organizma olan 10 yabancı türe dikkat edilmesi istendi.
Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TUDAV), ‘Zehirli Yabancı Türler’ hakkında uluslararası ortak basın bildirisini yayımladı. Açıklamada, Akdeniz\'de yaklaşan yaklaşık bin yabancı türün, diğer Avrupa denizleri toplamından çok daha fazla olduğu vurgulandı. Yabancı istilacı türlerin küçük bölümünün zehirli olmaları nedeniyle insan sağlığı üzerinde tehlikeli etkileri bulunduğu, son günlerde, balon balığı tüketen 3 Libyalı balıkçının öldüğüne dikkat çekilen açıklamada, “Akdeniz\'de kaydedilen yabancı türler arasında, insan sağlığını tehlikeye atabilen 10 tür belirlenmiştir. Bunların 7’si balık, diğerleri denizkestanesi, denizanası ve benzeri organizmalardır. Bunların çoğuna ya bin yıl öncesine ait kayıtlarda rastlanmış ya da son 10 yılda bu türlerin yayılımları büyük ölçüde artmıştır. Hepsi Hint Okyanusu veya Hint-Batı Pasifik Okyanusu kökenlidir ve Süveyş Kanalı aracılığıyla Akdeniz\'e giriş yaptıkları bilinmektedirö denildi.
YAYILIM ALANLARI GENİŞLEYEBİLİR
Dikkat çekilen 4 türün Doğu Akdeniz (Levant) ve Tunus\'ta dağılım gösterirken, diğerleri (örn. Balon balığı Lagocephalus sceleratus, beyaz sokar balığı Siganus luridus, esmer sokar balığı Siganus rivulatus, göçmen denizanası Rhopilema nomadica ve aslanbalığı Pterois miles), Akdeniz’in batı ve kuzeyinde de görülebildiği ifade edildi. Bu türlerin en büyük popülasyonlarının Doğu Akdeniz’de olduğu, yükselen sıcaklıklar ile bu termofilik (sıcak seven) türlerin yayılım alanlarını daha çok genişletebileceği bildirildi. Şu ana kadar Tetraodontidae ailesinin 8 türü ve Diodontidae ailesinin 3 türünün Akdeniz\'de görüldüğü kaydedildi.
ÖLÜMLER OLDU
Akdeniz’de en fazla yaygın olan tehlikeli balık veya deniz canlılarının Latince isimlerine de yer verilen açıklamada, Akdeniz\'in en istilacı yabancı tür balıklarından Lagocephalus sceleratus türü balon balıklarının insanlar tarafından tüketilmesi nedeniyle birçok zehirlenme ve hatta ölüm vakaları meydana geldiği hatırlatıldı.
Açıklamada, “Tetrodotoksin (TTX), bu balıkların yumurtalıkları, karaciğerleri, kas ve derilerinde bulunmaktadır ve bilinen en güçlü zehirlerden biridir. Belirtileri ise, bulantı ve kusma, baş dönmesi, baş ağrısı, karın ağrısı ve ilerleyici kas felcidir; son aşamada solunum felcine bağlı ölümlere neden olabilir. Akdeniz\'de görülen balon balıkları, özellikle Lagocephalus sceleratus, hatalı bir şekilde geleneksel Japon yemeği ‘Fugu’ için kullanılan türler ile bir tutulmaktadır. Ağırlıklı olarak Asya ülkelerinde tüketilen ‘Fugu’nun lezzeti balığın etinde, yani kas dokusunda bulunduğu ve balığın eti yüksek toksin içerdiği için, Japon Sağlık, Çalışma ve Sosyal Yardım Bakanlığı türlerin seçimi ve işlenmesiyle ilgili bir katalog hazırlamıştır. Bu katalogda, müsaade edilen balon balığı türlerinin yenilebilir kısımları listelenmiştir. Sphoeroides pachygaster türü hariç, Akdeniz\'de bulunan balon balığı türlerinin hiçbiri, kas dokusu ve derisindeki yüksek TTX nedeniyle, Japon Bakanlığı\'nca izin verilen ‘Fugu’ balıkları listesine dâhil edilmemiştir.ö denildi.
Açıklamada, özetle şu uyarılar yapıldı;
* Aslan Balığı (Pterois miles); Dikkat edilerek yenilebilir. Dikkatli tutulduğunda eti yenilebilir ve oldukça lezzetlidir. Yine de balıkçılar ve turistler tarafından popüler olan sahil şeridindeki mevcudiyetleri, insan sağlığı için tehdit oluşturmaktadır.
* Sokar Balıkları (Siganus rivulatus, Siganus luridus) – Yenilebilir bu türler Güneydoğu Akdeniz\'de büyük sürüler halinde bulunur ve günümüzde yayılım alanı hem kuzey hem de batı yönünde genişlemektedir. Sokar balıklarının zehirli bölümleri 13 sırt, 7 anal, 4 göğüs yüzgeçlerindeki diken ışın ve batırdığı dikenlerin deri altında yayılmasını sağlayan zehir bezlerinden oluşur. Balıkçılar, bu balıkları avlarken ve temizlerken dikkatli olmalıdır. Dikkatli bir şekilde tutulduğunda ve temizlendiğinde, her iki türün eti de yenilebilir.
* Çizgili yılan-kedi balığı (Plotosus lineatus); Dikkat edilerek yenilebilir
* Göçmen Denizanası (Rhopilema nomadica) – Tehlikelidir.İ Akdeniz’deki Yabancı Türler Çizgili yılan kedi balığı Plotosus lineatus, Süveyş Kanalı yoluyla gelen, Doğu Akdeniz kıyıları ve Türkiye\'den de bildirilen Hint Pasifik kökenli yabancı bir türdür. Dünyadaki en zehirli türlerden biridir. Sırt ve göğüs yüzgeçlerinde dikenler ve bunlara bağlı zehir bezleri vardır. Deri salgıları toksin içerir. En yaygın yaralanma sebebi, yakalandıktan sonra balıkların elle tutulmasından kaynaklanır. Dikkatli olmak şartıyla bu türler yenilebilir.
*Göçmen Denizanası (Rhopilema nomadica) – Tehlikelidir. Süveyş Kanalı aracılığıyla The species can Akdeniz\'e gelen tropikal bir türdür. Sokması çok acı vericidir. Nefes darlığı, ciltte veya vücutta şişlik, papüloveziküler döküntü şeklinde kızarıklıklar ve anafilaksi dahil olmak üzere şiddetli sistemik belirtiler görülebilir. Yüzerken yüze temas etmemesine özen göstermeli ve çok dikkatli olunmalıdır, çünkü göz ve dudaklarda ciddi etkiler bildirilmiştir.
NEDEN; İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE SÜVEYŞ KANALI’NIN GENİŞLEMESİ
Uluslararası açıklamada istilacı yabancı türlerin insan sağlığı açısından gitgide tehlike içermesinin, iklim değişikliği ve Süveyş Kanalı\'nın genişletilmesinden kaynaklandığı, Akdeniz ülkelerinin bu yeni sağlık tehdidine karşı halkı bilgilendirmeye hem de sağlık, turizm ve deniz eğlence endüstrisi alanında çalışan personele gerekli eğitimleri vermeye başlaması gerektiği vurgulandı.
Bütün Avrupa Birliği ülkelerinin, yabancı türlerin izlenmesiyle ilgili olarak Avrupa’da ve küresel çerçevede belirlenen yükümlülükleri yerine getirmek zorunda olduğu, erken uyarı ve hızlı müdahale mekanizmalarının etkili olarak geliştirilmesi, yabancı türlerin geçiş yollarının tanımlanması için ufuk taraması yapılması ve en zararlı türlerin tanımlanması gerektiği bildirildi.
Görüntü Dökümü;
-------------
Akdeniz\'de görülen tehlikeli türler ile ilgili görüntüler
=========================
9- FRANCK VOGEL\'İN \"SINIR AŞAN NEHİRLER\" SERGİSİ İSTANBUL\'DA
Haber-Kamera: Mehmet İlkay ÖZER-İbrahim MAŞE-İlkay DİKİCİ/İSTANBUL, (DHA) TOPLUMSAL ve çevresel konularda uluslararası basın için foto muhabirliği yapan Fransız gazeteci Franck Vogel\'in 2012\'den beri sınır aşan nehirlerde su ile ilgili gerginlikleri fotoğrafladığı \"Fleuves Frontieres-Sınır Aşan Nehirler\" sergisi Notre-Dame de Sion Fransız Lisesi\'nde açıldı.
Fransız gazeteci Franck Vogel, yer aldığı bir proje kapsamında 2012 yılından bu yana dünyanın farklı coğrafyalarında bulunan ve birden fazla ülkenin sınırlarını aşan nehirleri ve bu bölgelerde yaşayan halkı fotoğrafladı. Nil, Brahmaputra, Kolorado, Şeria, Mekong ve Ganj nehirleri ile bu nehirlerin geçtiği ülkelerde yaşayan insanları kaydeden Vogel, çektiği fotoğraflardan \"Fleuves Frontieres-Sınır Aşan Nehirler\" adı altında bir sergi açtı. Şişli\'de bulunan Notre-Dame de Sion Fransız Lisesi\'nde açılan sergi 24 Ekim\'e kadar görülebilecek.
\"BU PROJEDE DÜNYA İÇİN ÖNÜMÜZDE BÜYÜK BİR TEHLİKENİN OLDUĞUNU FARK ETTİM\"
Franck Vogel sergi açılışında DHA\'ya açıklamalarda bulundu. Vogel, \"2012\'de başladığım bu projede dünya için önümüzde büyük bir tehlikenin olduğunu fark ettim\" dedi. Vogel, \"Mekong Nehri üzerine kurulan barajların bölgede yaşayan halkların yaşamına nasıl etkisi oluyor?\" sorusunu ise şöyle cevapladı:
\"İnsanların üzerinde vahim etkisi oldu. Kamboçya ve Laos sınırında yapılmış olan barajın balık neslinin üremesini durdurması açısından çok önemli. Balıklar barajı aşıp, üreyemiyorlar. Baraj yapıldıktan sonra balıkların üremesi durdu. İnsanlar balıkçılıkla geçiniyor. Nehirde çok az balık kalıyor. İnsanlar balıkçılıkla geçindiği için barajın insanlar üzerinde çok büyük etkisi var. İnsanların protein aldıkları tek önemli kaynak balık.\"
\"FOTOĞRAFINI ÇEKTİĞİM MAKİNE NİL ÜZERİNDE SAVAŞA YOL AÇMASIYLA BENİM İÇİN BİR SEMBOL TEŞKİL EDİYOR\"
Proje kapsamında ilk olarak Nil Nehrinde çalışan Vogel kendisini en çok etkileyen görüntülerin burada yaşandığına değinerek, şöyle konuştu:
\"Nil nehri üzerinde Mısır ve Sudan\'ın bir bataklık bölgesinde yapmak istedikleri bir kanal vardı. Kanalın üçte ikisi tamamlanmıştı. Bu bataklık bölgesinde on binlerce insan kabileler halinde yaşıyordu. Kanal tamamlansaydı kabilelere hiç su kalmayacaktı. Bu yüzden kanalı açmakta kullanılan makineye saldırdılar. Bu olay 20 senelik bir savaşa neden oldu. Bu savaş 2011 yılında Güney Sudan\'ın doğumuna yol açtı. Bu makinenin fotoğrafını çekebilmek çok zordu. Bu fotoğrafı çekmeden önce iki kabile arasında çatışma çıktı. Eskiden oklarla savaşırlarken, ölü sayısı az oluyordu. 20 yıllık savaştan sonra hepsinin elinde Kalaşnikof\'ları olduğu için bu çatışmada 140 kişi öldü. Fotoğrafını çektiğim bu makine Nil üzerinde savaşa yol açmasıyla benim için bir sembol teşkil ediyor\" ifadelerini kullandı.
Görüntü Dökümü:
-------------------
-Sergide yer alan fotoğraflardan detaylar
-Vogel ile röportaj
-Vogel\'i en çok etkileyen fotoğraftan detay
-Vogel\'in bu fotoğrafın önünde açıklamaları
-Sergiyi gezenler
-Genel ve detaylar
==============================