1- BEŞİKTAŞ\'TAKİ LÜKS OTELE OPERASYONUN SIRRI ÇÖZÜLDÜ
* Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım\'ın sağ kolu olarak bilinen Bedirhan Esenlik gözaltına alındı
Haber: Çağatay KENARLI, İstanbul DHA
Beşiktaş\'ta dün akşam lüks otele düzenlenen operasyonda gözaltına alınan kişinin \"Yeşil\" kod adlı Mahmut Yıldırım\'ın sağ kolu olarak bilinen Bedirhan Esenlik olduğu öğrenildi.
İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, dün gece bir ihbar üzerine Beşiktaş\'ta bulunan lüks bir otele operasyon düzenlendi. FETÖ soruşturması kapsamında olduğu öne sürülen operasyonda \"Yeşil\" kod adlı Mahmut Yıldırım\'ın sağ kolu olarak bilinen Bedirhan Esenlik gözaltına alındı. Vatan Caddesi\'nde bulunan Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü\'nde sorgusu süren şüphelinin, geçmişte mahkeme kararıyla Zakir Selvi olan adını Bedirhan Esenlik olarak değiştirdiği öğrenildi.
Görüntü Dökümü:
---------
-Operasyonla ilgili görüntüler
22.06.2018 - 11.08 Haber Kodu : 180622053
==========================
2- OTOBÜSTE TACİZ İDDİASI SONRASI BIÇAKLI KAVGA: 1 YARALI
Haber-Kamera: Cengiz ÇOBAN -İSTANBUL -DHA
Ataşehir\'de özel halk otobüsünde bir kadını taciz ettiği öne sürülen 2 kişi ile diğer yolcular arasında kavga çıktı. Kavgada bir yolcu bıçakla yaralanırken 2 kişi ise olay yerinden kaçtı.
Olay saat 09.30 sıralarında Atatürk Mahallesi Dudullu Caddesi Uydu Kent otobüs durağı önünde meydana geldi. İddialara göre Erhan Özyuva\'nın kullandığı 14 R kodlu özel halk otobüsü içinde bir kadın yolcu tacize uğradığını söyleyerek bağırmaya başladı. Bu sırada taciz ettiği iddia edilen 2 kişi ile diğer yolcular arasında tartışma çıktı. Tartışma bir anda kavgaya dönüştü. Durağa gelen sürücü kapıları açınca kavga durakta da devam etti. Kavgada tacizcilere müdahale eden F.Y. karın bölgesinden bıçaklanırken 2 saldırgan olay yerinden kaçtı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda polis ekibi ve ambulans sevk edildi. Yaralı ambulansla hastaneye kaldırılırken hayati tehlikesinin olmadığı öğrenildi. Polis ekipleri kavgaya karışanları yakalamak için çalışma başlattı. Otobüs sürücüsü Erhan Özyuva \"İçeride herhalde bir kadını taciz etmişlerdi. Bununla ilgili bir olay yaşandı. Olayın büyük bölümü kapıları açtıktan sonra durakta meydana geldi. Bir kişi bıçaklandı\" diye konuştu.
Polisin olayla ilgili soruşturması devam ediyor.
Görüntü Dökümü:
-------------
-Otobüsten görüntü
-Polis ekiplerinden görüntü
-Sürücü ile röportaj
-Çevredeki vatandaşlarla röportaj
-Yerdeki bıçak ve tornavida
-Olay yeri inceleme ekiplerinin çalışması
-Genel ve detay görüntüler
22.06.2018 - 11.06 Haber Kodu : 180622052
================
(ek görüntüyle)
3- MASLAK\'TA YANGIN ÇIKAN 32 KATLI GÖKDELENİN HAVADAN GÖRÜNTÜLERİ
Ali AKSOYER - İstanbul DHA -
MASLAK\'ta bulunan 32 katlı gökdelende dış aydınlatma sisteminde yangın çıktı. Yangın 1 saat 20 dakikalık çalışma sonucu söndürüldü. Yanan gökdelende son durum havadan görütülendi.
Görüntü Dökümü:
-----------
Yanan bina
İtfaiyenin çalışması
22.06.2018 - 08,07 Haber Kodu : 180622028_
==============================
4- İTFAİYEDEN GÖKDELEN YANGINI AÇIKLAMASI
Ertan KILIÇ - İstanbul DHA - MASLAK\'ta 32 katlı Sun plazada çıkan yangınla ilgili İstanbul İtfaiyesi\'nden açıklama yapıldı.
Yangının dış cephe aydınlatma sisteminde çıktığı belirtilen açıklama ihbarın saat 05.49\'da alındığı kaydedildi.
İhbar üzerine olay yerine İstinye, Hacıosman, Seyrantepe, Şişli, Beyoğlu, Beşiktaş, Kağıthane, Gaziosmanpaşa, Bakırköy, Turgutreis ve İkitelli itfaiye ekiplerinin sevk edildiği belirtildi. 69 personel ve 24 araç ile müdahale edilen yangının kısa sürede söndürülürken maddi hasar meydana geldiği ifade edildi.
=====================
5- ŞİDDET MAĞDURU 12 BİN KADIN OY KULLANAMAYACAK
Haber: İSTANBUL,ANKARA DHA
Türkiye\'deki 137 kadın sığınma evinde kalan ve şiddetten kaçan yaklaşık 12 bin kadın 24 Haziran seçimlerinde güvenlikleri sağlanamadığı gerekçesi ile oy kullanamayacak. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, Yüksek Seçim Kurulu\'nun ekleyeceği bir madde ile kadın sığınma evinde kalanların güvenli bir şekilde oy kullanmasını sağlayabileceklerini belirtti. Kadın Hakları Uzmanı Avukat Aylin Moralıoğlu ise şiddet mağduru kadınların kimlik bilgilerinin gizlendiği için oy kullanamadıklarını ancak adreslerinin ŞÖNİM (Ailenin Koruması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri) olarak gösterildiği takdirde oy kullanabileceklerini söyledi. Avrupa\'da ise sığınma evlerinde kalanların anonim isimlerle oy kullandırılması ya da sığınma evlerine sandık yerleştirilmesi gibi uygulamalar mevcut.
\"GEÇİCİ KİMLİK KARTI ÇIKARILABİLİR YA DA SIĞINMA EVLERİNE SANDIK AÇILABİLİR\"
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, oy kullanmanın bir vatandaşlık görevi olduğunu ve bu ülkede yaşayan ve şiddet mağduru olan kadınlar için bu görevin önemli olduğunu söyledi. Güllü, bu mağduriyete çözüm getirecek kişiyi seçmen olarak tercih edebilmenin kadınlar için önemli olduğunu belirtti ve şunları söyledi: \"Burada YSK\'nın karar verici konumda olması gerekiyor. Yüksek Seçim Kurulu\'nun bir madde ile kadın sığınma evindeki kadınlar için geçici bir kimlik kartıyla ya da sığınma evlerine yeni bir sandık açabilmesi gerekiyor. Geçtiğimiz günlerde engelli vatandaşlar için gezici sandık sistemi ortaya çıkmıştı. O tür bir değişim ve dönüşüm ile sığınma evlerinde, erkek şiddetinden kaçan, devletin toplumsal cinsiyet eşitliği kavramından bihaber erkeklerin şiddete uğrattığı kadınlara devlet elini uzatarak bir önlem yaratabilir aslında. Bugünden Pazar gününe kadar bile yapılabilir ya da kalırsa ikinci tura da yetişebilir.\"
\"BAKANLIĞIN DÜZENLEYECEĞİ BİR YÖNTEM İLE OY KULLANMA SAĞLANILABİLİR\"
Oy kullanamayan kadınların, sığınma evinde konaklamalarındaki ana nedenin şiddete uğradıkları adreslerini kaybetmek olduğunu söyleyen Güllü, sözlerine şöyle devam etti: \"Ailelerinde, onlara şiddet uygulayan erkeklerin onlara ulaşamamasını sağlamaksa onların güvenliği için yeni bir kimlik belgesi uygulamasının dışında, sandığın getirilmesi ya da ŞÖNİM\'lerde oy kullanılmasını sağlamak gerekiyor. ŞÖNİM 25 ilde var o nedenle 81 ilin tamamını sağlamak mümkün değilse Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı\'nın düzenleyebileceği bir yöntem ile kadınların toplu olarak değil ama fert olarak alınıp götürülebileceği ya da sığınma evinin genel merkezi içine ya da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı\'nın merkezinin bulunduğu illere, bilinmeden götürülmeleri gerekiyor. Ancak en önemlisi, en kolayı, en basiti yeniden düzenlenecek kimlik belgeleri ile o kadınların oldukları yerlerde oy kullanabilmelerini sağlamalıyız. Çok önemli bir konu bu çünkü bir vatandaşlık görevinden bahsediyoruz. Bu vatandaşlık görevi ülkenizde yaşadığınız sorunların mağduru olan kadınlar için de önemli. Bu mağduriyete en iyi şekilde çözüm getirecek kişiyi tercih edebilme yetisini ortaya koyabilmeleri gerekiyor. Bütün partilere seslenmek isterim: İktidar ya da muhalefet şu anda seçimde yarış halinde bulunan siyasi partilerin yetkililerinin bu konuyu gündeme taşıması çok önemli.\"
\"12 BİNİN ÜZERİNDE KADIN OY KULLANAMIYOR\"
2016 verilerine göre Türkiye 137 kadın sığınma evi olduğunu söyleyen Güllü, \"Bu evlerde kalan yaklaşık 12 binin üzerinde kadın var. 2016 verilerine göre yaklaşık 8 bin kadın vardı. 2018\'e geldiğimizde şiddet oranlarının artması ve acil yardım hattımıza gelen \'Sığınma evine gitmek istiyorum\' taleplerinin de artması nedeniyle sığınma evlerinde yuvarlak bir rakam olarak 15 bin kadın Türkiye\'nin genelinde değişime neden olabilecek bir oy potansiyeline sahip\" dedi.
\"6284 SAYILI KANUNA GÖRE KİMLİK BİLGİLERİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ TALEP EDİLEBİLİR\"
Kadın Hakları Uzmanı Avukat Aylin Moralıoğlu ise şiddet mağduru kadınların kimlik bilgilerinin gizlenmesi ya da değiştirilmesini talep etme hakkına sahip olduğunu söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: \"6284 sayılı kanuna göre şiddet mağduru kadın kimlik bilgilerinin değiştirilmesi ya da gizlenmesini talep edebilir. Bu bilgiler gizlendiği için nüfus kayıt sisteminde görünmüyorlar. İkâmet adresleri de görünmüyor. Bu sebeple oy listelerine de dahil edilemiyorlar. Aslında bunun çok basit bir çözümü daha var. Kadın Sığınma Evleri, Ailenin Koruması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri\'ne (ŞÖNİM) bağlıdır. Bu merkezler de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı\'na bağlıdır. Burada kalan kadınların adresleri ŞÖNİM olarak gösterilebilir ve oy kullanabilirler.\"
\"KADINLAR POLİTİKADA YER ALSIN İSTİYORUZ AMA ŞİDDET MAĞDURU KADINLARI DAHİL ETMİYORUZ\"
Bu sorunun kolayca çözülebileceğini ancak koordinasyon eksikliği nedeniyle çözülemediğini düşündüğünü söyleyen Moralıoğlu, \"Yüksek Seçim Kurulu, yerel yönetimler, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, sığınma evleri ortaklaşa bu işi çok rahatlıkla çözebilir. Örneğin sığınma evlerine sandıklar konulabilirdi ya da kadınlar için geçici bir kimlik belgesi verilebilirdi. Oy kullanabilecekleri yönünde koruma kararları aldırılabilirdi. Ayrıca politikalar konusunda kadınların belirleyici olmasını istiyoruz, siyaset kapıları kadınlara açılsın istiyoruz, karar alma mekanizmalarında yer alsın istiyoruz ama şiddet mağduru kadını ne yazık ki bu sürece dahil etmiyoruz\" dedi.
AVRUPA\'DA KADIN SIĞINMA EVİNDE KALANLAR NASIL OY KULLANIYOR?
Avrupa\'daki kadın sığınma evlerindeki uygulamalar hakkında da bilgi veren Avukat Moraloğlu, bazı ülkelerde kadın sığınma evinde kalanların posta yoluyla oy kullanabildiğini, Norveç\'te can güvenliği olmayan kadınların belediyelerde, can güvenliği olan kadınların ise bulundukları kadın sığınma evlerinde oy kullandığını söyledi. Bazı ülkelerde ise sığınma evlerinin adres olarak gösterildiğini söyleyen Moralıoğlu, İngiltere\'de ise anonim olarak yani kimlik bilgileri verilmeden, topluca oy kullanma merkezlerine götürülerek oy kullanabildiklerini söyledi.
Görüntü Dökümü:
- Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü ile röp.
- Avukat Aylin Moralıoğlu ile röp.
- Sandıkta oy kullanan seçmen detayları
- Yolda yürüyen kadın detayları
22.06.2018 - 10.37 Haber Kodu : 180622040
==============
6-TBMM\'DEN \"MİMAR SİNAN\" AÇIKLAMASI
* TBMM,
\"Mimar Sinan Üniversitesi Rektörlüğü\'nün 2886 Sayılı Kanun uyarınca gerçekleştirilen tahliye işlemi hakkında gerçek dışı beyanlarla kamuoyunu yanlış yönlendirme çabası ayrıyeten manidardır. Netice olarak mezkur üniversite rektörlüğünün beyanların hakikatle hiçbir ilişkisi yoktur\"
Haber: İstanbul DHA
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Dolmabahçe Sarayı Baltacılar Dairesinin tahliyesi hakkında Mimar Sinan Üniversitesi\'nin yaptığı açıklamaya yanıt verdi. Açıklamada, \"Mimar Sinan Üniversitesi tarafından gerçeğe tamamen aykırı ifadelerle kamuoyunun yanlış yönlendirilme gayreti üzerine açıklama yapılması gereği duyulmuştur\" denildi.
\"GEÇİCİ OLARAK TAHSİS EDİLMİŞTİR\"
Açıklama şöyle devam etti:
\"Türkiye Büyük Millet Meclisi envanterinde yer alan tarihi ve kültürel mirasa dair binaların kamu kurumlarının geçici kullanımlarına tahsis edilme ve tahsisin iptal edilme yetkisi hukuken Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanına aittir. Dolmabahçe Sarayı yapılarından olan Baltacılar Dairesi de Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanının 19 Şubat 1985 tarih ve 45 sayılı kararıyla Mimar Sinan Üniversitesi\'nin kullanımına geçici olarak tahsis edilmiştir. Dolmabahçe Sarayı\'nın daha önce farklı kurumlara tahsis edilip amacı dışında kullanılan ve orijinal yapısı kullanımdan dolayı zarar gören diğer tarihi binaları gibi Mimar Sinan Üniversitesi Konservatuarı tarafından kullanılan Baltacılar Dairesi\'nin tahsisi de, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı\'nın 9 Mart 2017 tarih ve 33 sayılı kararıyla iptal edilmiştir. TBMM Başkanlık Divanının bu kararı 20.04.2017 tarihinde bahse konu üniversiteye tebliğ edilmiş ve binanın 15 Temmuz 2017 tarihine kadar tahliye edilmesi istenmiştir.
\"YÜRÜTMEYİ DURDURMA TALEPLERİ BU MAHKEMELER TARAFINDAN OY BİRLİĞİ İLE REDDEDİLMİŞTİR\"
\"19.07.2017 tarihinde Baltacılar Dairesinin tahliye edilmemesi üzerine TBMM Başkanlığı tarafından tahliye için gerekli hukuki girişimlere başlanmıştır. Mimar Sinan Üniversitesi Rektörlüğü\'nün konuya ilişkin İstanbul 7. İdare Mahkemesine ve bilahare İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 9. Dairesine yapmış olduğu yürütmeyi durdurma talepleri bu mahkemeler tarafından oy birliği ile reddedilmiştir. Bu nedenle tahliye sürecinin hukuksuz olduğuna yönelik açıklamalar tamamiyle gerçek dışıdır\"
\"EN DOĞRU ŞEKİLDE KORUMAK TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ\'NİN GÖREVİDİR\"
\"Dolmabahçe Sarayı Baltacılar Dairesi de dahil olmak üzere diğer kurumlara geçici olarak tahsis edilmiş tarihi miras ve eserleri en doğru şekilde korumak Türkiye Büyük Millet Meclisi\'nin görevidir. Bu meyanda daha önce tahliye edilmiş bulunan Dolmabahçe Sarayı Veliaht Dairesi, Kemalettin Efendi Köşkü, Reşad Efendi Köşkü ve Maslak Kasrı Mabeyn Köşkü gibi Baltacılar Dairesi de tahliye işleminin ardından, restore edilerek tarihi mirasa yakışır hale getirilecek ve Dolmabahçe Sarayı Müzesi İhtisas Kütüphanesi ve Kültür Merkezi olarak yerli ve yabancı ziyaretçilerin hizmetine açılacaktır. Bir yıldan fazla süredir devam eden bir tahliye sürecinin hiçbir aşamasında diyalog çabalarına olumlu cevap vermemiş, ilgili devlet kurumlarının hiç biri ile işbirliği geliştirmemiş Mimar Sinan Üniversitesi Rektörlüğü\'nün 2886 Sayılı Kanun uyarınca gerçekleştirilen tahliye işlemi hakkında gerçek dışı beyanlarla kamuoyunu yanlış yönlendirme çabası ayrıyeten manidardır. Netice olarak mezkur üniversite rektörlüğünün beyanların hakikatle hiçbir ilişkisi yoktur\"
MİMAR SİNAN ÜNİVERSİTESİ\'NİN AÇIKLAMASI
Mimar Sinan Üniversitesi rektörlüğünden yapılan açıklamada ise şöyle demişti :
\"Üniversitemize bağlı İstanbul Devlet Konservatuvarı\'nın, T.B.M.M. Başkanlık Divanı kararına binaen, Türkiye Büyük Millet Meclis Başkanlığı\'na bağlı Müzecilik ve Tanıtım Başkanlığı\'nın 05/07/2017 tarih, 61534870-756.01-107711 sayılı tahsis Protokolü\'nün (18/10/1984 tarih ve 33 sayılı Protokol), iptaline ilişkin yazı ile tahliye edilmesi kararı tebliğ edilmiştir.
Doğal olarak, hukuka aykırı bir şekilde alınan bu karar ile ve üstelik herhangi bir yer gösterilmeden, nereye ve nasıl olacağı meçhul bir şekilde, Meclis Genel Sekreteri başta olmak üzere, Müzecilik Tanıtım Daire Başkanlığı ve kimi diğer bürokratların keyfi projelerinin uygulanması adına, İstanbul Devlet Konservatuvarı\'nın tahliye edilmesi kabul edilebilecek bir şey değildir.
Bu süreç zarfında, hukuka aykırı alınan bu karara karşı, ivedilikle sorun devletin en üst kademeleri ile paylaşılmış ve idari süreç başlatılmıştır\"
\"İDARİ MAHKEMEDE YENİ BİR HUKUKİ SÜREÇ BAŞLATMIŞTIR\"
\"Ancak, yargı sürecinin devam etmesine ve hakkımızda açılmış herhangi bir tahliye davası kararı mevcut olmamasına rağmen, T.C. Beşiktaş Kaymakamlığı 12/06/2018 tarih ve 25266420-215.02-E.2711 sayılı yazı ile Konservatuvar\'ımızın 26/06/2018 Salı günü saat 13.30\'da tahliyesinin yapılacağını tebliğ etmiştir. Bu tebligat üzerine ivedilikle, Üniversitemiz tarafından idari mahkemede yeni bir hukuki süreç başlatmıştır. 6 yaşından 25 yaşına kadar, ilköğretimden yüksek öğretime dek, eğitim gören ve gerek ulusal gerekse uluslararası yarışmalarda sayısız başarılara sahip, Ülkemiz ve Üniversitemizin göz bebeği olan 1400 öğrencimizin, öğretim elemanlarının ve konservatuvar çalışanlarının, sokağa atılması ve söz konusu binanın boşaltması, eğitim ve öğretimin sağlıklı bir şekilde yürütülebileceği yeni bir yerleşke gösterilmeden asla kabul edilemez. Böylesi bir işleme tevessül edenler açıkça Anayasa\'nın 42\'nci Maddesi\'ni ihlal etmiş olurlar\"
\"BU HUSUSTA GERİ ADIM ATMANIN ASLA SÖZ KONUSU OLAMAYACAĞI AÇIK VE NETTİR\"
\"Üniversitemizin tüm kademelerinde görev yapan yöneticilerin ve öğretim üyelerimizin, öğrencilerimizden ve onların geleceklerinden sorumlu olduğu ve bu hususta geri adım atmanın asla söz konusu olamayacağı açık ve nettir.
Üniversitemiz Senatosu\'nun, İstanbul Devlet Konservatuvarı\'nda 26 Haziran 2018 Salı günü saat 12.00\'de yapacağı toplantının ardından, tüm öğrenci ve öğretim üyelerimize konu ve gelişmeler hakkında, Üniversitemiz İstanbul Devlet Konservatuvarı Yerleşkesi\'nde bilgi verilecektir\"
============