Gündem

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 2

1- CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN İSEDAK TOPLANTISINDA KONUŞTU  * Cumhurbaşkanı Erdoğan,  "Asırlar boyunca ilim, irfan ve hikmet yolcularının merkezleri olan şehirlerimiz maalesef bugün yıkımla, acıyla, gözyaşıyla kıvranıyor" "DEAŞ, El-Kaide, Boko Haram, YPG, FE

22 Kasım 2017 14:40

1- CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN İSEDAK TOPLANTISINDA KONUŞTU 

* Cumhurbaşkanı Erdoğan, 
\"Asırlar boyunca ilim, irfan ve hikmet yolcularının merkezleri olan şehirlerimiz maalesef bugün yıkımla, acıyla, gözyaşıyla kıvranıyor\"

\"DEAŞ, El-Kaide, Boko Haram, YPG, FETÖ gibi katil sürülerinin, Suriye\'den Irak\'a, Yemen\'den Libya\'ya kadar tüm bölgemizi büyük bir kan gölüne dönüştürdüğünü hepimiz görüyoruz. Ancak sahne önündeki figüranlar perde arkasındaki asıl aktörleri, asıl senaristleri görmemize engel olmamalıdır\"

\"Batı kendi tarihinde ne kadar hastalıklı unsur varsa hepsini de İslam dünyasına ihraç ederek geleceğini garanti altına almaya çalışıyor\" 

\"Suriye\'de, 7 yıldır yaşanan vahşete karşı sergilenen kayıtsızlık, sınır kapılarında mültecilere maruz görülen insanlık dışı muameleler, Arakan\'daki soykırıma tepkisizlik, Batı\'nın gerçek yüzünü gösterdi. Demokrasi, insan hakları ve özgürlükler gibi değerlerin yerini giderek daha fazla İslam karşıtlığı, Neo-Nazism ve ırkçılık almaya başladı\"

\"Kimler tarafından ortaya çıkartıldığı, beslendiği, büyütüldüğü artık tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmış bu katil sürülerinin İslam düşmanlığının aracı yapılmasına seyirci kalamayız. Terör örgütlerinin eylemleri üzerinden tüm Müslümanların töhmet altında bırakılması, bu bahaneyle en temel haklarının dahi gasp edilmesi gerçek niyeti ele veriyor\"

Haber: Gülseli KENARLI - Kamera: Güven USTA / İstanbul DHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi\'nde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği (İSEDAK) Daimi Komitesi\'nin 33. toplantısında konuştu. 
\"İslam dünyası olarak son yıllarda gerek ekonomik, gerekse siyasi ve sosyal açıdan oldukça sancılı bir süreçten, kelimenin tam anlamıyla fitne döneminden geçtiğimiz aşikardır\" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, \"Asırlar boyunca ilim, irfan ve hikmet yolcularının merkezleri olan şehirlerimiz maalesef bugün yıkımla, acıyla, gözyaşıyla kıvranıyor. Sadece sakinlerine değil dünyanın dört bir ucundan mazlumlara eman yurdu olmuş beldelerimizden; bugün çocuklarının cansız bedenlerine sarılan annelerin feryatları yükseliyor\" ifadesini kullandı. 

\"BÖLGEMİZİ KAN GÖLÜNE DÖNÜŞDÜRDÜĞÜNÜ HEPİMİZİ GÖRÜYORUZ\"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, \"DEAŞ, El-Kaide, Boko Haram, YPG, FETÖ gibi katil sürülerinin, Suriye\'den Irak\'a, Yemen\'den Libya\'ya kadar tüm bölgemizi büyük bir kan gölüne dönüştürdüğünü hepimiz görüyoruz. Ancak sahne önündeki figüranlar perde arkasındaki asıl aktörleri, asıl senaristleri görmemize engel olmamalıdır\" dedi. 

\"ÇATIŞMALI, KAVGALI BİR TOPLUMSAL YAPI HEDEFLENİYOR\"
Erdoğan, \"İslam dünyasının birliğini, beraberliğini, zenginliklerini, hepsinden önemlisi istikbalini yok etmeye yönelik kirli bir senaryo uygulanıyor. Kimi zaman etnik, kimi zaman dini, kimi zaman da mezhebi farklılıklar kaşınarak İslam toplumları içerden çökertilmeye çalışılıyor. Müslümanlar arasındaki fay hatları derinleştirilerek, enerjileri iç çatışmalarla tüketilmek isteniyor. Komşunun komşuyu, kardeşin kardeşi, Ali\'nin Ömer\'i hasım gördüğü; daha da kötüsü ötekileştirdiği, çatışmalı, kavgalı bir toplumsal yapı hedefleniyor. Açıkçası Batı kendi tarihinde ne kadar hastalıklı unsur varsa hepsini de İslam dünyasına ihraç ederek geleceğini garanti altına almaya çalışıyor\" diye konuştu. 

\"BATI\'NIN GERÇEK YÜZÜNÜ GÖSTERDİ\"
\"Suriye\'de, 7 yıldır yaşanan vahşete karşı sergilenen kayıtsızlık, sınır kapılarında mültecilere maruz görülen insanlık dışı muameleler, Arakan\'daki soykırıma tepkisizlik, Batı\'nın gerçek yüzünü gösterdi\" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
\"Demokrasi, insan hakları ve özgürlükler gibi değerlerin yerini giderek daha fazla İslam karşıtlığı, Neo-Nazism ve ırkçılık almaya başladı. Bu listeyi olabildiğince uzatmak mümkündür. Kardeşlerim karşımızdaki bu tablo karşısında şu soruları samimiyetle kendimize sormamız gerektiğine inanıyorum; İslam ülkelerinin Batı\'ya verdikleri yüzlerce milyar dolarlık silah siparişlerinin gerçek kazananları kimlerdir? Buradan kim kazanıyor? Her gün beş kez aynı kıbleye yönelen kardeşlerin kimi zaman köken, kimi zaman mezhep, kimi zaman ideolojik farklılıklar üzerinden birbirlerine düşman edilmeleri kimlerin işine yarıyor? Ülkelerimizin yeniden yapay sınırlarla parçalanması aslında kimlerin işine geliyor? Bu sorulara verilecek hasbi cevapların bize yeni bir perspektif kazandıracağına, meselelere daha farklı yaklaşmamıza vesile olacağına inanıyorum. Bunu başardığımızda hem tuzakları bozacak hem de birilerinin bizim kaynaklarımız üzerinden palazlanmasının önüne geçeceğiz. Müslümanlar kendilerine biçilen rolü sorgusuz sualsiz kabul edemez. İstikballerinin iç çatışmalarla karartılmasına rıza gösteremez, göstermemelidir. Kimler tarafından ortaya çıkartıldığı, beslendiği, büyütüldüğü artık tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmış bu katil sürülerinin İslam düşmanlığının aracı yapılmasına seyirci kalamayız. Terör örgütlerinin eylemleri üzerinden tüm Müslümanların töhmet altında bırakılması, bu bahaneyle en temel haklarının dahi gasp edilmesi gerçek niyeti ele veriyor\"
Görüntü Dökümü:
------------------------
-Erdoğan\'ın konuşması
-Toplantıdan detaylar
 
================================

(ÖZEL) 
2- FATİH\'TE SERVİS MİNİBÜSÜ CADDEYİ SAVAŞ ALANINA ÇEVİRDİ

* Bir öğrenciye çarpan servis minibüsü, çok sayıda öğrencinin bulunduğu otobüs durağına ilerlerken sürücü son anda direksiyon kırdı. 
* Servis minibüsü, 4 araca çarparak durabildi.
* Caddenin savaş alanına  döndüğü kazada, durakta bekleyen öğrenciler büyük şok yaşadı.

Haber: Sinan BİLGİLİ - Kamera: Alper KORKMAZ - İSTANBUL DHA
Fatih\'te işçi servisi önce yolun karşısına geçmeye çalışan 14 yaşındaki öğrenciye ardından da  4 araca çarptı. 5 kişinin yaralandığı kazada yol kenarındaki otobüs durağında bekleyen öğrenciler büyük korku yaşadı.
Kaza 08.00 sıralarında Fatih Aksaray\'da meydana geldi. Atatürk Bulvarı\'ndan Aksaray istikametine seyir halinde olan Zafer Erdoğan yönetimindeki servis minibüsü, yolun karşısına geçmeye çalışan 14 yaşındaki bir çocuğa çarptı. Çocuğu altında bir süre sürükleyen minibüs, otobüs durağına girecekken sürücüsü son anda direksiyonu kırdı. İşçi servisi bu kez 4 araca çarptı. Araçlarda bulunan 4 kişi yaralandı. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda ambulans ve polis ekibi sevk edildi. Yaralılar ambulanslarla çevredeki hastaneler kaldırıldı. O sırada durakta bekleyen lise öğrencileri büyük panik yaşadı. Öğrenciler birbirlerine sarılarak yaşadıkları şoku üzerlerinden atmaya çalıştı. Servis minibüsü sürücüsü gözaltına alınarak polis merkezine götürüldü. Polis kazayla ilgili soruşturma başlattı. 

Görüntü Dökümü:
-------------
-Olay yeri
-Yerdeki yaralılar
-Sağlık ekiplerinin müdahalesi
-Toplanan vatandaşlar
-Polis ekipleri
-Kaza yapan araçlar
-Görgü tanıkları ile röportajlar
-Birbirlerine sarılıp ağlayan öğrenciler
-Detaylar

22.11.2017 - 10.56 - Haber Kodu : 171122033

=====================================

3- \"BÜYÜKADA DAVASI\" ÖNCESİ ADLİYE ÖNÜNDE BASIN AÇIKLAMASI
 
Haber-Kamera: Ümit TÜRK - Özden ATİK / İSTANBUL, (DHA)
Büyükada\'da 5 Temmuz 2017\'de yapılan toplantıya ilişkin aralarında Alman vatandaşı Peter Frank Steudtner ile İsveç vatandaşı Ali Ghravi\'nin de bulunduğu 11 sanığın yargılandığı davanın bugün görülecek ikinci duruşması öncesi adliye önünde basın açıklaması yapıldı. 

\"İnsan Hakları Ortak Platformu\", Çağlayan\'daki İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi\'nde görülecek dava öncesi adliye önünde toplanarak, \"Hak savunucuları için adalet\" yazılı pankart açtı. Platformun genel koordinatörü Feray Salman, konuya ilişkin basın açıklaması yaptı. Açıklamada, bugünkü duruşmada dinlenmeyen iki hak savunucusu ile İzmir Şakran Cezaevi\'nde tutuklu bulunan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Başkanı Taner Kılıç\'ın mahkeme tarafından dinleneceğini belirten Salman, \"Yargılanan diğer arkadaşlarımız gibi Taner\'in de 20 yılı aşkın sürdürdüğü insan hakları savunuculuğu çalışmalarının tanığıyız. Somut delil olmaksızın terör örgütü üyeliği ile suçlanması ve 5 ayı aşkındır tutuklu bulunması adaletsizdir ve hukuk dışıdır\" ifadesinde bulundu. 
 
Önceki celsede mahkeme 8 sanığın da tahliyesine karar vermiş, davada tutuklu sanık kalmamıştı. 
 
İDDİANAME
 
İddianamede, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Temsilcisi Taner Kılıç hakkında \"Silahlı terör örgütü üyeliği\" suçlamasıyla, diğer şüpheliler hakkında ise, \"Silahlı terör örgütüne yardım etme\" suçlamasıyla 7,5 yıldan 15\'er yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Sanıkların Adalet Yürüyüşü\'nü kaosa çevirmeye çalışmak istedikleri, PKK, DHKP-C ve FETÖ terör örgütleriyle irtibatlarının bulunduğu ve bu örgütlere yardım kastıyla hareket ettikleri ileri sürülüyor.
 
Görüntü Dökümü:
-----------------------
- Grubun adliye önünde toplanması
- Meral Salman\'ın açıklaması
- Genel ve detay görüntüler

============================================

4- SAVCI MÜTALAASINI AÇIKLADI: POLİS KURŞUNUYLA ÖLÜME MÜEBBET HAPİS İSTEDİ

Haber: Serpil KIRKESER / Kamera: İstanbul DHA
Esenyurt\'ta 10 ay önce silahından çıkan kurşunla 16 yaşındaki lise öğrencisi  Ömer Barış Topkara\'nın  ölümüne neden olduğu iddia edilen polis memuru H.D.S.\'nin (20) yargılandığı davada, Cumhuriyet Savcısı esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Mütalaada, sanık polis memuru H.D.S.\'nin  \"Çocuğu veya beden veya ruh bakımından kendini  savunamayacak kişiyi olası kast ile  öldürme\" suçundan  müebbet hapis cezasına çarptırılması istendi. Olay tarihinde sanık H.D.S.\'nin sağ işaret parmağının silahın tetik bölümünde bulunduğu belirtilen mütalaada,  sanık polis memuru H.D.S.\'nin muhtemelen kaçmasına sinirlendiği Ömer Barış Topkara\'nın  omzuna vurduğu, vurmanın etkisiyle sanığın tetiğe bastığı, tabancanın ateş aldığı ve Topkara\'nın hayatını kaybettiği ifade edildi. 
 
MÜTALAADA OLAY GÜNÜ ANLATILDI
Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi\'nde görülen davada duruşma Savcısı İsmail Çelik hazırladığı 3 sayfalık mütalaasında 16 Şubat 2017\'de meydana gelen olayı şöyle anlattı:  Olay tarihinde Ömer Barış Topkara ve arkadaşı hırsızlık eylemi gerçekleştirdi. Polis memuru H.D.S., Topkara ve arkadaşını olay yerinden alarak, darp/adli raporu almak üzere Esenyurt Devlet Hastanesi\'ne götürdü. Elleri birbirine kelepçeli olan Topkara ve arkadaşı kaçmaya başladı. Çocukları takip eden polis memuru H.D.S., hastane kapısında havaya doğru bir el ateş etti, kovalamaca yaklaşık 150 metre sürdü. Eylemin gerçekleşmiş olduğu yere vardıklarında Topkara ve arkadaşı teslim olmak üzere durdu. Buna rağmen polis  H.D.S. kendisine karşı teslim olma iradesi sunan Topkara\'nın omuz hizasına doğru silah elinde olacak vaziyette vurdu. Vurduğu esnada silah ateş aldı ve Topkara hayatını kaybetti.
 
\"ELİM TETİKTE OLMAMASINA RAĞMEN…\"
Sanık H.D.S\'nin savunmasında, \"…Ben de şahıslar yere yatmadıkları ve benim de tek kişi olmam sebebiyle bana karşı mukavemet edip tekrar kaçacaklarını düşündüğümden şahısları yere yatırıp muhafaza altına almak için müdahale ettim. Bu esnada elim tetikte olmamasına rağmen silahım ateş aldı. Şahsın yere düştüğünü ve başından kan geldiğini gördüm\" şeklinde ifade verdiği hatırlatılan mütalaada dosyaya giren bilirkişi raporuna da değinildi. Raporda  sanığın sağ işaret parmağının silahın tetik bölümünde bulunduğu, elinde silahla sanığın omzuna vurduğu esnada vurmanın etkisi ile sanığın tetiğe basması ile tabancanın ateş aldığı, merminin Topkara\'nın sağ kulak kepçesi birleşim yeri alt uçtan girdiği ve sol kulak kepçesi birleşim yerinden çıktığı anımsatıldı.
 
\"EYLEMDE TAKSİRDEN SÖZ EDİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR\"
Polis Vazide ve Selahiyet Kanunu\'na göre polis memurunun silah kullanma yetkisine ilişkin ayrıntılı olarak değinilen mütalaada, \"Sanığın mevcut olayda zor kullanma yetkisi mevcuttur. Ancak zor kullanma ancak bedeni kuvvet veya kelepçe, cop, basınçlı veya boyalı su, göz yaşartıcı gazlar veya tozlar, fiziki engeller, polis köpekleri ve atları ile sair hizmet araçları ile yerine getirilebilir. Yine bu maddeye göre polis olan sanığın mevcut olayın başında silah kullanma yetkisi mevcut ise de bu yetki ancak maktul ve tanığın yakalanmasını sağlamak amacıyla ve sağlayacak ölçüde kullanılabileceği, dosyada mevcut tanık beyanı ve kamera görüntülerine göre sanığın kovalama sonucunda tanık ve maktulü yakaladığı, tanık ve maktulün herhangi bir direnişte bulunmadığı gibi maktulün sanığa sırtı dönük bir vaziyette olduğu sabittir. Olayın ulaştığı bu halde sanığın silah kullanma yetkisi artık bulunmamaktadır. Sanığın maktulü yakaladığı anda silah kullanma yetkisi bulunmamaktadır. Sanığın bu esnada zor kullanma yetkisi mevcut ise de bu yetkinin ancak bedeni kuvvet veya kelepçe cop, basınç ve veya boyalı su, göz yaşartırcı gazlar veya tozlar, fiziki engeller, polis köpekleri ve atları ile sair hizmet araçları ile yerine getirilebileceği sabittir. Bu şartlar içinde \'Sanığın sağ işaret parmağı elindeki silahın tetik bölümünde bulunduğu halde elinde silahla sanığın omzuna vurması\' şeklinde eyleminde taksirden, yani dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılıktan söz edilmesi mümkün değildir. Çünkü polis olan sanığın kasıtlı olarak maktulü öldürmek veya yaralamak gibi bir görev ve yetkisi bulunmamaktadır. Sanığın bu eylemi bir zor kullanma veya silah kullanma yetkisinin aşılması değil 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu(TCK) hayat veya vücut dokunulmazlığına yönelik bir etkili eylemidir. Sanığın yaralama veya öldürme kastıyla başlayan eylemini taksir veya bilinçli taksirle sonlandırması mümkün değildir. Mevcut olayda sanığın taksir veya bilinçli taksirle hareket ettiğinin kabulü mümkün değildir\" ifadelerine yer verildi.   
 
\"KAÇMASINA SİNİRLENDİĞİ MAKTULÜN OMZUNA VURDU…\"
Mütalaada şu ifadelere yer verildi: \"Sanığın kastının belirlenebilmesi amacıyla yaralama ya da öldürme kastıyla hareket edip etmediği hususundaki tartışmaya gelince \'sanığın sağ işaret parmağı elindeki silahın tetik bölümünde bulunduğu halde, elinde silahla muhtemelen kaçmasına sinirlendiği maktulün omzuna vurduğu esnada vurmanın etkisi ile sanığın tetiğe basması ile tabancanın ateş alması ve maktulün ölmesi… \'şeklinde eylemde sanığın en azından yaralama kastıyla hareket ettiği sabit ise de sanığın kovalamaca esnasında havaya ateş ettiği yani emniyet mekanizması açık, dolu ve çalışan vaziyette tabancanın tetiğinde sağ işaret parmağı bulunduğu halde maktulün başını hedef alacak şekilde omzuna vurarak silahın ateş alacağını ve maktulün bu eylem sonucu ölebileceğini açıkça öngörebilmesine rağmen etkili eylemine devam ettiği yani sanığın TCK\'nın 21/2 maddesinde düzenlenmiş bulunan olası kast ile hareket ederek eylemini tamamladığı sabittir…\" Sanığın tutukluluk halinin devamına da karar verilmesi istenen mütalaada, sanığın \"Çocuğu veya beden veya ruh bakımından kendini  savunamayacak kişiyi olası kast ile  öldürme\" suçundan müebbet hapsi istendi.

İDDİANAME
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı\'nca hazırlanan iddianamede Polis memuru H.D.S.\'nin  \"Çocuğu veya beden veya ruh bakımından kendini  savunamayacak kişiyi olası kast ile  öldürme\" suçundan müebbet hapis cezası isteniyor. 
 
Görüntü Dökümü:
-------------------
-Olayla ilgili arşiv görüntüler

=======================================

5- GAZETECİ TARAKÇI\'YA SALDIRI; 3\'ÜNCÜ ŞÜPHELİ DE YAKALANDI. VURMADAN ÖNCE TAKİP ETMİŞLER

Haber-Kamera: Ali AKSOYER/İSTANBUL(DHA) GAZETECİ Ali Tarakçı\'nın silahla yaralanması olayına karıştıkları iddia edilen 2 kişi dün yakalanmıştı. Tarakçı\'ya ateş ettiği belirlenen 3\'üncü şüpheli de Avcılar\'da yapılan operasyonla gözaltına alındı. Cinayet Büro Amirliğinde sorgusu süren şüphelilerin Ali Tarakçı\'yı evinden çıkmasından itibaren araçlarıyla takip ettikleri de ortaya çıktı.

Esenyurt\'ta 2 gün önce meydana gelen olayda Ali Tarakçı\'nın otomobiline arkadan çarpan araçta bulunan 3 kişiden biri silahını çekerek ateş etmişti. Olay sırasında 3 yaşındaki çocuğu araçta bulunan Ali Tarakçı vurularak yaralanmıştı.

Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri tarafından olaydan sonra başlatılan çalışmada görgü tanıkları ve güvenlik kamera görüntülerinden aracın plakası tespit edildi. Soruşturmada olay sırasında otomobili T.E.\'nin kullandığı, V.K.\'nın ise Tarakçı\'ya ateş ettiği tespit edildi. Yapılan incelemede şüphelilerin Ali Tarakçı\'yı evinden çıkmasından itibaren otomobilleriyle takip ettikleri tespit edildi. 

Polis düzenlendiği operasyonda Esenyurt\'ta bir eve yaptığı baskında şüphelilerden T.E. ve R.Y.\'yi yakaladı. Firari şüpheli V.K., ise Avcılar\'da gözaltına alındı. Şüphelilerden T.E.\'nin evinde yapılan aramada 3 adet ruhsatsız tabanca ele geçirildi.

Şüpheliler Cinayet Büro Amirliğinde sorguya alındı. Şüphelilerin sorgularının tamamlanmasının ardından olayın nedeninin ortaya çıkacağı öğrenildi.

Görüntü Dökümü:
---------------
-Olay anının güvenlik kamerası görüntüsü

====================================

6- DONMAK ÜZEREYKEN KURTARILAN SOKAK KEDİSİ \'DUMAN\', KEDİ EVİ PROJESİNE İLHAM KAYNAĞI OLDU

Haber-Kamera: İhsan DÖRTKARDEŞ / İstanbul DHA
İstanbul\'da geçen kış mevsimi sırasında donmak üzereyken bir markete alınarak burada bakılmaya başlanan \'Duman\' adı verilen sokak kedisi, 38 kedi evine ilham kaynağı oldu. Mağaza müdürü Ahmet Alpdoğan, \"Mağazamızın olduğu bölgelerde evler yapıp dağıtmayı düşündük. Bunların profesyonel biçimde dağıtımını istedik. İlk etapta 18, daha sonra 20 kedi evi daha yapıp dağıtımını sağladık\" dedi.
Bir gıda marketi zincirinin Beylikdüzü\'ndeki şubesinin kapısı önünde geçtiğimiz kış donmak üzereyken bulunan sokak kedisi görevliler tarafından içeri alınmıştı. Oldukça zayıf ve ölmek üzere olduğu belirtilen kedi burada beslenmiş, veterinere götürülerek tedavi ettirilmişti. Mağaza müdürü Ahmet Alpdoğan, \'Duman\' adını verdikleri bu kediyi sokağa bırakma yerine beslemeye karar verdiklerini, Beylikdüzü Belediyesi Veteriner İşleri Müdürlüğü\'nden istedikleri kedi evinin gönderildiğini söyledi.
Alpdoğan, \"Duman, belki de uzun süre dışarıda kalmasının etkisiyle buna girmek istemedi. İşbirliği yaptığımız bir firma kartondan yapılan kedi evini verdi. Kasaya yakın yerde bıraktık. Mağazadaki bu evinde yaşıyor. Hijyen ortamı düşünülebilir. Kasa dışına çıkmaz. Tuvaleti olduğunda dışarı çıkar. Mama, suyunu belirli alanda alır. Şu anda 2-3 yaşında\" dedi. Ahmet Alpdoğan, Duman\'ın markette beslenmesine ilişkin hiçbir olumsuz tepki almadıklarını aksine, \"Bu kedilerden alabiliriz\" diyenler olduğunu belirtirken, bu sokak kedisinin kendileri için bir proje bakımından \'ilham kaynağı\' olduğunu söyledi.
Ahmet Alpdoğan, şöyle devam etti:
\"Bizim ilham kaynağımız Duman oldu. Artık onun farklı misyonu var. Yakınımızdaki 2 okuldan çocuklar geliyor, onu seviyor. İki müşterimiz, tablete bağımlı çocuklarını Duman\'ı sevme bahanesi ile buraya getiriyor. Duman\'ın dışındaki sokak hayvanları için ne yapabileceğimizi düşündük. Mağazamızın olduğu bölgelerde evler yapıp dağıtmayı düşündük. Maalesef dışarıda kediseverlerin yanı sıra onlara şiddet uygulayanlar da var. Veteriner İşleri Müdürü Ertuğrul Tunçel ile bağlantı kurduk. Bunların profesyonel biçimde dağıtımını istedik. İlk etapta 18, daha sonra 20 kedi evi daha yapıp dağıtımını sağladık. Yine durmayacağız.\"

Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Kedi \'Duman\'dan görüntüler 
-Marketteki çocuklar kediyi severken
-Magaza müdürü Ahmet Alpdoğan kediyi severken ve gelişmeleri anlatırken

22.11.2017 - 10.05 - Haber Kodu : 171122025
22.11.2017 - 10.08 - Haber Kodu : 171122026