Gündem

DHA İSTANBUL BÜLTENİ - 1

  1- BAŞBAKAN YILDIRIM "BEYOĞLU SOHBETLERİ" PROGRAMINDA KONUŞTU  Başbakan Yıldırım; "Taciz var

27 Ocak 2018 11:23

 

1- BAŞBAKAN YILDIRIM \"BEYOĞLU SOHBETLERİ\" PROGRAMINDA KONUŞTU 

Başbakan Yıldırım;
\"Taciz var. Roketler düşüyor, bombalar atılıyor, can kayıpları oluyor, maddi zararlar oluyor, sürekli taciz. İnsanlar tedirgin, can güvenliği yok, mal güvenliği yok. Biz şimdi buna göz mü yumacağız. Tabi ki yapamayız. İkazlarımızı yaptık, yapıyoruz. Baştan tutumumuz çok açık ve net, biz Suriye\'nin toprak bütünlüğünün bozulmasına karşıyız, bunu en baştan ilan ettik.\" 
\"Yapılan bu çalışmaların akamete uğramasını istemiyoruz, geriye dönüş istemiyoruz ama bir yandan da dost ve müttefik bildiğimiz bir ülke ha babam orada PKK\'lıları silahlandırıyor.\"
\"Amerika gibi büyük bir ülke, dünyanın süper gücü, bu kadar ordusu var bu kadar imkanı var 3-5 tane caniye, alçak terör örgütüne muhtaç bir ülke mi?\"

Mehmet İlkay ÖZER / İSTANBUL DHA
Başbakan Binali Yıldırım, İstanbul\'da düzenlenen \'Beyoğlu Sohbetleri\' programına katıldı. Beyoğlu\'nda bulunan bir otelde düzenlenen toplantıya Başbakan Yıldırım\'ın yanı sıra İstanbul Valisi Vasip Şahin, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ile iş, sanat ve siyaset dünyasından davetliler katıldı.
Başbakan Yıldırım programın başında bir konuşma yaptı. Yıldırım sözlerine çocukluğunu ve İstanbul\'a geldikten sonra yaşadıklarını anlatarak başladı. Yıldırım\'ın, programın moderatörlüğünü yapan Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan\'a \'bir daha ki yerel seçimlerde aday olursam şaşırma\' şeklindeki sözleri salondakileri güldürdü.

\"3 BUÇUK MİLYON GÖÇMEN VAR\" 
Yıldırım, Türkiye\'nin bulunduğu coğrafyanın zorlu olduğunu belirterek, \"İç savaşlar, idare zafiyetleri, otorite boşlukları bizim bölgemizde. Bütün bu şartlara rağmen hayatta kalmak ve bölgedeki istikrarsızlıkları gidermeye yönelik önemli görevler üstlenmek, çözüm arayışlarına öncülük etmek, başka bir ülkenin yapabildiği bir şey değil. 3 buçuk milyon göçmen var. Bazı ülkelerin nüfuslarından fazla. Üç beş tane göçmen Avrupa\'ya gittiğinde kıyamet kopuyor. Duvar örmeye başlayıp, elektronik önlem alalım diye günlerce kafa yoruyorlar. Bugün dünyada göçmen nüfusu 60 milyonu aşmış durumda. Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerinin 21\'inden nüfusundan fazla. 22\'inci ülke göçmenler ülkesi. Tüm dünyada liderlik problemi olduğuna vurgu yapan Yıldırım, \"Örneğin, Suriye\'ye, Irak\'a, Afganistan\'a bakalım. Maalesef çözüm üretilemiyor. Kendi aralarındaki rekabetten dolayı oradaki mazlum, masum insanlar acı çekmeye devam ediyor. Ama gelecek konusunda ümitsiz olmamızı gerektirecek bir şey yok. Geleceğe sadece ümitle bakmayacağız, gayret edeceğiz. Elimizdeki imkanları en önce ülkemiz için, komşularımız için, her türlü imkanları seferber edeceğiz. Biz hiçbir zaman \'3 buçuk milyon insan buraya geldi\' diye şikayet etmedik. İnsanlara darda, zorda yardım etmek, ekmeğimizi paylaşma bizim geçmişimizde var. Şimdi daha büyük sorunlarla karşılaşmamak için o bölgelerde terörle mücadelede DEAŞ, PKK uzantıları ve FETÖ gibi terör örgütleriyle amansız bir mücadele veriyoruz. Fırat Kalkanı hadisesinde 2 bin kilometre karelik bir alanda DEAŞ\'la en çetin mücadeleyi Türkiye verdi. Şimdi o bölgede 100 binden fazla insan döndü, yerleşti. Sadece 160 öğrenci orada okullarda okuyor. Kendilerine göre idari yapılaşmayı yaptılar. Türkiye bunlara destek veriyor, bunlara kaynak ayırıyor. Biz diyoruz ki; Suriye\'nin tamamında bu mümkün. 3 bin 600 DEAŞ militanını biz orada etkisiz hale getirdik. Amerika dünyayı ayağa kaldırıyor, ortada bir şey yok. Irak\'ta Suriye\'de laf çok icraat yok. Ama biz yapıyoruz, örnek ortada.\" diye konuştu. 

\"SURİYE\'NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜN BOZULMASINA KARŞIYIZ\"
Başbakan Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü: Şimdi bazıları diyor ki; Türkiye Afrin\'e niye müdahale ediyor? Gerçekleri bilmek lazım. 2012 yılında Afrin\'e doğru Fırat\'ın doğusundan PKK terör örgütünün tıpatıp aynısı olan PYD/YPG unsurları geldi yerleşti. Afrin\'in demografik yapısına bakın, Araplar ağırlıklı yüzde 60, yüzde 35 Kürtler var, Türkmenler var ve diğer küçük küçük etnik gruplar var. Geldiler, burada silahlı militanları marifetiyle baskı kurdular, önce insanların mallarına, mülklerine el koydular. Haraç toplamaya başladılar. Çocuklarını zorla askere aldılar. 2014\'te biz burayı kanton ilan ettik dediler. Kanton ilan ettikten sonra 130 kilometre Türkiye\'ye olan hudutlarını boydan boya 90 cm kalınlığında tüneller ve siperler kazdılar. Silahlı adamlarını oraya yerleştirdiler. Peki ne için yapıyorsunuz bunu? Böyle bir ihtiyaç nereden doğuyor? Siz kimsiniz? Siz Suriye devleti misiniz? Siz Suriye\'nin silahlı gücü müsünüz? Size karşı düşmanlık mı var? Niçin yapılıyor bu? Ve ondan sonra bakın rakamlar ortada. 95 roket atılmış Türkiye\'ye. 12 bizim vatandaşımız 13 Suriyeli olmak üzere 25 kişi hayatını kaybetmiş. Geçmiş yıllara ait olanları söylüyorum. Ve 29\'u Suriyeli 77 Türk vatandaşı olmak üzere 106 kişi yaralanmış. Bundan neyi anlatmaya çalışıyorum: Taciz var. Roketler düşüyor, bombalar atılıyor, can kayıpları oluyor, maddi zararlar oluyor, sürekli taciz. İnsanlar tedirgin, can güvenliği yok, mal güvenliği yok. Biz şimdi buna göz mü yumacağız. Tabi ki yapamayız. İkazlarımızı yaptık, yapıyoruz. Baştan tutumumuz çok açık ve net, biz Suriye\'nin toprak bütünlüğünün bozulmasına karşıyız, bunu en baştan ilan ettik. Türkiye Suriye\'de bu iç savaş yaklaşık 800 bin insanın ölümüne neden olan, 10 milyondan fazla insanı yerinden yurdundan terk etmesine vesile olan bu savaşın bitmesini istiyoruz. Bunun için İran, Rusya ile bir inisiyatif aldık, çok da mesafe kat ettik. 

\"BİZ PARAMIZLA SİLAH, MÜHİMMAT İSTİYORUZ, ALAMIYORUZ\"
Başbakan Yıldırım, \"Yapılan bu çalışmaların akamete uğramasını istemiyoruz, geriye dönüş istemiyoruz ama bir yandan da dost ve müttefik bildiğimiz bir ülke ha babam orada PKK\'lıları silahlandırıyor. Nedir bu yaptığınız? Dediğimizde bize söyledikleri; \'DEAŞ mücadelesi yapıyoruz, bu mücadeleyi kendi Askerlerimizle yapmak istemiyoruz.\' peki nasıl yapacaksınız? İşte bu PKK yani YPG/PYD PKK\'nın kuzenleridir. Yani dayıları amcaları Irak\'ta, kendileri de Suriye\'de kılık değiştirerek faaliyet gösteriyorlar. Biz bunları çok iyi biliyoruz. Bunlarla tuttular beraber iş yapmaya başladılar. \'Siz NATO\'nun en büyük üyesizsiniz. Bizimle müttefiksiniz, niye böyle yapıyorsunuz?\' Verdikleri cevap şu: Bu bir tercih değil bir mecburiyet. Amerika gibi büyük bir ülke, dünyanın süper gücü, bu kadar ordusu var bu kadar imkanı var 3-5 tane caniye, alçak terör örgütüne muhtaç bir ülke mi? Efendim, \'bizim bunlarla işimiz bitecek sonra onlarla yolumuzu ayıracağız.\' Bu çok inandırıcı geliyor mu size? Sonra bakıyoruz binlerce TIR\'la her türlü silah geliyor. Büyük kargo uçaklarıyla mühimmatlar, zırhlı araçlar tanklar, tanksavarlar aklınıza ne gelirse, bütün silahlar geliyor. Nasıl geliyor, parasız. Bedava geliyor ve dağıtılıyor. Şemdinli\'de baskın olmuş kullanılan silah onların silahı. Biz paramızla silah, mühimmat istiyoruz, alamıyoruz. Şimdi Türkiye ne yapsın? Canınız sağ olsun mu diyeceğiz? Bakıyoruz DEAŞ meselesi de yok. Mücadele ediyoruz diyorlar ama. Rakka\'yı aldık diyorlar ondan sonra DEAŞ\'lıların hepsini arabalara yüklüyorlar, silahları ve çoluğu çocuğuyla PKK\'lıları, PYD\'lieri eskort olarak onlara takıyorlar ve oradan çıkmalarını sağlıyorlar. Bu nasıl izah edilecek. DEAŞ\'la mücadele onlara eskortluk yaparak, onlara zarar gelmeden orayı terk etmeleri mi? Nereye gidiyor, Afrin\'e gidiyor. Sina\'ya gidiyor, Mısır\'a gidiyor, Akdeniz\'den Avrupa\'ya geçiyor. Ondan sonra canlı bomba olarak karşımıza çıkıyor. Bizim isyanımız bunadır. Şimdi biz Afrin\'de sadece PKK ile mücadele etmiyoruz. Aynı zamanda DEAŞ\'la mücadele ediyoruz çünkü bunların hedefleri hep aynı, amaçları aynı. Bunlar öldürmek için kodlanmış alçaklar. Hiç bir şekilde bunların kutsalı yok. Hiçbir değeri yok. Bunlar ağababaları ne diyorsa, kim kiralamışsa onun için çalışıyorlar. Afrin\'e gidişimizin sebebi orada bulunan masum, mazlum, zulüm altındaki insanları bu zulümden kurtarmak. Bu bir. İkinci madde de; oradan ülkemize var olan taciz, tehdit, saldırıları durdurmak vatandaşımızın can ve mal güvenliğini temin etmek. Üçüncüsü de sınırlarımızın güvenliğini sağlamak. bunlar sağlandıktan sonra sen sağ ben selamet.  Fırat Kalkanı Azez, Cerablus hattındaki normal hayata geçiş sağlayacak.\" şeklinde konuştu. 

SADECE BİZE VAKİ SALDIRILARI ORTADAN KALDIRMAYA ÇALIŞIYORUZ
Yıldırım sözlerini şöyle tamamladı: Türkiye\'nin güney hudutlarında 30 bin kişilik bir ordu oluşturuyoruz\' diye açıklama yaptılar. Türkiye\'nin Güney sınırları NATO sınırlarıdır. NATO sınırlarını tehdit olarak görüp, bir NATO ülkesinin ordu oluşturmasının izahını anlamıyorum. Bu açık bir düşmanlıktır. Güney sınırlarımızdan Akdeniz\'e kadar bir şer koridoru, sözde terör devleti oluşturma çabasından başka bir şey değildir. Türkiye bu kepazeliğe, bu aymazlığa müsaade etmez. Bunun arkasında kim olursa olsun. Gücü ne olursa olsun, ismi ne olursa olsun. Türkiye buna müsaade etmez. Bu topraklar bizim topraklarımız. Binlerce kilometre öteden gelip, dizayn yapmak, racon kesmek kimsenin haddine değil. Artık bu bölge yüz yıl önceki bölge değil. Her şey değişti. Onun için Cumhurbaşkanımızın riyasetinde ülkemizin, vatandaşlarımızın huzuru ve kardeşliği için, aynı zamanda komşularımızın da geleceği için üzerimize düşen her türlü görevi yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Kimseye düşmanlığımız yok. Dostlarımızı arttıracağız, düşmanlarımızı azaltacağız. Düşmanlık edenlere gereken cevabı veririz. Genel olarak dünyada herkes bunun bir meşru müdafaa olduğunda hemfikir. Gerek Birleşmiş Milletler sözleşmesinin 51\'inci maddesi, gerek 2005 tarihinde çıkan 1624 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararı. Orada diyor ki, \' herhangi bir ülke kendisine vaki her türlü tehdide karşı, terör tehdidine karşı gerekli önlemleri alma hakkı vardır\" Yine 51\'inci maddede Güvenlik Konseyi bir tedbir almadan önce ülke kendi kapasitesinde bu tedbirleri alabilir. Avrupa, NATO ve bütün dünyada olumlu yaklaşım var. Çünkü yaptığımız iş hem uluslararası hukuka uygun bir iş, hem kendi hukukumuza uygun bir iş, meşruiyeti var, kimseye saldırmıyoruz. Sadece bize vaki saldırıları ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Keşke olmasa da öyle bir işe kalkışmasak. Yani gitmek mecburiyetinde kalmasak.

Görüntü Dökümü:
-------------------
Başbakan Yıldırım\'ın açıklamaları

26.01.2018 - 21.08 Haber Kodu : 180126217
26.01.2018 - 21.12 Haber Kodu : 180126220
26.01.2018 - 21.28 Haber Kodu : 180126223

======================

2- İSTANBUL\'DA FİLM GİBİ BANKA SOYGUNU

Ali AKSOYER/İSTANBUL(DHA)
Bahçelievler\'de, 2 gün önce alarm sistemini devre dışı bıraktıkları bankanın çatısını delerek önce sistem odasına girip oradaki güvenlik kameralarının kablolarını kesen, daha sonra ATM odasının içinde bulunan 362 bin lira çalan 3 kişi yakalandı. Film senaryolarını aratmayan soyguncuların, bir gün önce bankaya yakın bir yere park ettikleri gri renkli minibüs sayesinde kimliklerinin tespit edilerek yakalandığı öğrenildi.

362 BİN LİRAYI ALARAK KAÇTILAR
Bahçelievler, Merkez Mahallesinde bulunan bir bankada yaşanan olay 6 Ocak 2018 günü gerçekleşti. Polis kayıtlarına göre alarm sistemi devre dışı bırakılan bankanın bulunduğu binaya çatıda açtıkları delikten giren şüpheliler, önce güvenlik kameralarının yönetildiği sistem odasına girdi. Kameraları etkisiz hale getiren şüpheliler, daha sonra içerideki bir duvarı delerek 2 ATM cihazının kasalarının bulunduğu odaya geçti. Burada kasaları açan şüpheliler, 362 bin lirayı alarak kayıplara karıştı.

BANKAMATİĞE PARA KOYMAYA GELENLER SOYGUNU FARK ETMEMİŞLER
Yapılan incelemede Bankada bulunan bankamatiklerin merkezlerine pazar günü içlerinde para kalmadığı mesajı gönderdiği ancak gelen personelin kapıyı açamayınca \"Kapı bozulmuş\" tutanağı hazırlayarak soygunu fark etmeden ayrıldıkları öğrenildi.

SOYGUN BİR GÜN SONRA ORTAYA ÇIKTI
Banka çalışanları, 8 Ocak Pazartesi günü içeri girdiklerinde sistem odasına giremeyince çilingir çağırdı. Çilingir yardımıyla açılan kapıdan içeri giren çalışanlar gördükleri manzara karşısında şaşkına döndü. Sistem odasını tavanı delindiği ayrıca ATM\'lerin olduğu bölüme başka bir duvarda delik açılarak geçildiği görüldü. Soygunun duyulmasının ardından polis alarma geçti. Polis, yaptığı incelemede şüphelilerin, saat 20.00. sıralarında bankaya soygun için girdiğini saat 00.15 de ise dışarı çıktıkları belirlendi.  

800 KİŞİ TEK TEK KONTROL EDİLDİ
Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri kamera görüntülerinde bankanın olduğu sokağa iki gün öncesinden bırakılan gri bir minibüsü fark etti. Bunun üzerine Türkiye geneli banka soygunlarına karışan 800 şüphelinin bilgileri tarandı. Bunlardan 200\'ünün İstanbul\'da olduğu belirlendi. Son olarak polis çemberi daraltarak ailesinde gri renkli minibüs bulunan 3 şüphelinin ismine ulaştı. 

2 GÜN ÖNCE ALARM MERKEZİNİN KABLOLARINI KESMİŞLER
Alarm merkezinin kamera görüntüleri incelendiğinde; şüphelilerin, aynı aracı kullanarak 2 gün önce de banka güvenlik sistemini etkisiz hale getirdikleri ortaya çıktı. Şüphelilerin, teknik personel kıyafetleriyle kabloları kestikleri güvenlik kamera görüntüleri tarafından tespit edildi.

İKİSİ BURSA\'DA BİR İSTANBUL\'DA YAKALANDI
Kameralarla da kimlikleri tespit edilen 3 şüphelinin adresleri tespit edildi. 2 Şüpheli Mehmet O. (38) Muhammer A. (25) olaydan sonra kaçtıkları Bursa\'da yakalandı. Diğer şüpheli Mustafa O. (36) ise Şişli\'de yapılan operasyonla yakalandı.

DAHA ÖNCE DE SOYGUN YAPMAYA ÇALIŞMIŞLAR
Asayiş Şube Müdürlüğü ekiplerince işlemleri tamamlanan 3 şüpheli adliyeye sevk edildi. Şüphelilerin hırsızlık suçlarından çok sayıda kayıtlarının olduğu 2015 yılında da aynı yerde başka bir bankayı benzer yöntemlerle soymaya çalıştıkları ortaya çıktı. Şüpheliler polisteki işlemleri tamamlandıktan sonra adliyeye sevk edildiler.

Görüntü Dökümü:
---------------------
Güvenlik kamera görüntüleri
-Şüphelilerin sokağa bıraktıkları gri renkli minibüs
-Üç şüphelinin yolda iş elbisesiyle yürümesi
-Şüphelilerin emniyetten çıkışları

26.01.2018 - 19.14 Haber Kodu : 180126208

==========================

3- ATATÜRK HAVALİMANI\'NDA 20 DAKİKALIK HAYATTA KALMA MÜCADELESİ

Haber - Kamera: İbrahim YILDIZ - Hüseyin ASLIYÜCE / İSTANBUL DHA
Atatürk Havalimanı\'nda beklerken bir anda yere yığılan ve kalbi durduğu anlaşılan Hintli yolcuya, 20 dakika boyunca kalp masajı yapıldı. Hayata döndürülen yolcu, ambulansla hastaneye kaldırıldı.
Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Geliş Katı\'nda bekleyen 84 yaşindaki Hint uyruklu Patel Soma Bhızaverbhi adlı yolcu, dışarıda beklerken bir anda yere yığıldı. Hintli yolcuyu yerde baygın halde gören diğer yolcular ise, durumu hemen polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, kalbi duran Hintli yolcuya kalp masajı yapmaya başladı. Sağlık ekipleri, yaklaşık 20 dakika kalbi duran Hintli yolcuyu hayata döndürmek için büyük çaba harcadı. Kalbi yeniden atmaya başlayan Hintli yolcu, ambulansla yemen Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi yoğun bakım servisine kaldırıldı.

Görüntü dökümü:
----------------------
-Hintli yolcuya kalp masajı yapılma görüntüsü
-Doktorlardan görüntü
-Olay yeri polisinden görüntü
-Olay yerinden yolcuların seyretme görüntü
-Doktorların müdahale görüntüsü
-Ambulanstan görüntü
-Hintli yolcunun sedye alınarak ambulansa konulma görüntüsü
-Ambulansın gidiş görüntüsü
-genel ve detay görüntü

26.01.2018 - 19.22 Haber Kodu : 180126209
=======================

4- ŞİŞLİ\'DE BİR KADIN ERKEK ARKADAŞINI VURDUKTAN SONRA İNTİHAR ETTİ

Haber-Kamera: Özgür EREN-Murat DELİKLİTAŞ-Ali Kerem BENGİ/ İSTANBUL (DHA)
Şişli\'de, bir kadın, tartıştığı erkek arkadaşını tabancayla vurup öldürdükten sonra aynı tabancayla intihar etti. 
Olay, saat 17.00 sıralarında, İnönü Mahallesi Babil Sokak 78 numaralı binanın giriş katında meydana geldi. İddiaya göre, Gürcü asıllı olduğu öğrenilen Janet  Xonelidze adlı kadınla erkek arkadaşı Orhan Atıç arasında henüz belirlenemeyen bir nedenle tartışma yaşandı. Tartışma sırasında, Xonelidze, evde bulunan ruhsatsız tabancayı alarak Atıç\'a ateş etti. Atıç, olay yerinde hayatını kaybederken, Janet Xonelidze, aynı tabancayı bu kez kendi başına dayayarak ateşledi.  
Janet Xonelidze\'nin aynı binada yaşayan kızı tabanca sesini duyar duymaz annesinin yaşadığı daireye koştu. Annesi ve Orhan Atıç\'ın kanlar içinde yerde yattığını gören kadın, polise ve sağlık ekiplerine bildirdi. 
Olay yerine gelerek incelemede bulunan sağlık ekipleri Xonelidze ile Atıç\'ın ölmüş olduğunu tespit etti. Annesinin ölümü nedeniyle sinir krizleri geçiren kadını yakınları teselli etmeye çalıştı. 
Mahalle sakinin Ali Turan İldem, \"Son birkaç gündür morali bozuktu. Komşu olarak iyi bir insandı. Bugün kendisini 3 gibi gördüm. Köpeklerini içeriye almasını söyledim. İçeriye alacağını söyledi. Olay anlatılana göre kasap Orhan diye bir şahsı vuruyor. Ondan sonra kendisini vuruyor. Sebebini bilmiyoruz\' diye konuştu. 
Olay yeri inceleme ekiplerinin yaptığı çalışmanın ardından savcı olay yerine gelerek incelemelerde bulundu. 

Görüntü Dökümü
---------------------
-Sağlık ekiplerinden görüntü
-Polis ekiplerinden detay görüntü
-Kızının sinir krizleri geçirmesi
-Sokaktan detay görüntü
-Evden detay görüntü
-Olay yeri inceleme polislerinden detay görüntü
-Cesetleri evden çıkması ve gidişi
-Genel ve yakın detaylar

27.01.2018 - 00.22 Haber Kodu : 180127001
===========================

5- İSTANBUL\'DA YEDİTEPE HUZUR DENETİMİ

*İstanbul\'un bütün ilçelerinde, 1200 polisle asayiş denetimi yapıldı. Denetimlere, özel harekat polisleri de katıldı.

Haber: İbrahim AKTÜRK / Kamera: Murat SOLAK İstanbul, (DHA)
İstanbul\'un 39 ilçesinde 1200 polisin katılımıyla \'Yeditepe Huzur Denetimi\' yapıldı. Daha önce belirlenen 100 noktada gerçekleşen denetimde polis ekipleri şüpheli görülen araçları durdurup arama yaptı. Ekipler, GBT(Genel Bilgi Taraması) kontrolü de yaptı. Denetimlere özel harekat polisleri de destek verdi.

Görüntü dökümü:
----------------------
- Uygulamadan detay görüntü(Millet Caddesi)
-Özel harekat polislerinden görüntü
-Araçların durdurulmasından detaylar
-Araçların aranmasından görüntü
-Zırhlı araçtan görüntü
-Genel görüntüler

27.01.2018 - 00.47 Haber Kodu : 180127002
========================