Deutsche Bank medyada çıkan, kliring müşterilerini kaybettiğine dair haberler üzerine mali durumunun sağlam olduğunu duyurdu. Bir Deutsche Bank sözcüsü, ‘dünyanın en titiz ve müşkülpesent yatırımcılarıyla iş yapan Deutsche Bank'ın müşterilerinin mevcut makro ekonomik şartlara, ABD'deki ceza davasına ve stratejik yapılanma çalışmalarına rağmen yere son derece sağlam bastıklarının bilinmesini' istedi.
Bankanın servet yönetimi sorumlusu Fabrizio Campelli müşterilerinin paralarını çekmediklerini belirtti ve ‘bankanın durumuyla ilgilenenlere, algılandığının aksine çok iyi durumda olduklarını anlattıklarını' söyledi.
Bloomberg haber ajansı Deutsche Bank üzerinden borsada alınıp satılabilen türev işlemi yapan yatırım fonlarının paralarını çekerek başka bankalara yatırdığını bildirmişti. 10 yatırım fonunun Deutsche Bank ile ilişkisini azalttığı, buna karşılık 200 dolayındaki fonun ortaklığı sürdürdüğü öğrenildi.
Deutsche Bank'ın ABD'de pazarladığı senetlerde yüzde 7'lik kayıp olduğu ve 41 milyon hisse senedinin el değiştirdiği açıklandı. Medyada, karşılıksız ipotek senetleri yüzünden Amerikan makamlarıyla başı belaya giren Deutsche Bank'ın 14 milyar dolarlık para cezasına çarptırılabileceği ve bankanın ihtiyat akçesinin bu ve diğer davaların masrafını karşılamaya yetmeyeceğine dair haberler çıkmaktaydı.
AMB para politikasını değiştirmeyecek
Avrupa bankalarının düşük faiz politikası ve karşılıksız krediler yüzünden sıkıntıya girmesi Avrupa Merkez Bankası'nı (AMB) harekete geçirdi. Merkez bankası yönetim kurulu üyesi Sabine Lautenschläger bankaların krize sürüklenebileceği şeklindeki iddiaları yalanlayarak Avrupa bankalarının sermaye stokunun kriz öncesini aştığını ve bankaların denetlenmesinde de önemli mesafe kat edildiğini söyledi. Lautensschläger piyasa aktörlerinin kritik dönemlerde ‘büyük resimdeki' düzelmeleri dikkate almadıklarını ve bütün bankaları aynı kefeye koyduklarını sözlerine ekledi.
Amerikan resmi makamlarının ipotek kredileriyle ilgili soruşturması Deutsche Bank hakkında bazı iddiaların ortaya atılmasına yol açmış, bankanın yeterli öz sermayesinin olmadığı ve devlet yardımına ihtiyaç duyabileceği öne sürülmüştü. Bazı uzmanlar Almanya ve Avrupa'da yeni bir bankalar krizinin patlak verebileceği uyarısında bulunmuşlardı.
AMB yönetim kurulu üyesi Sabine Lautenschläger Alman ‘Borsa Gazetesi'ne yaptığı açıklamada para politikasıyla ilgili olarak ek gevşetici adımlara ihtiyaç olmadığını ve büyüme ve enflasyon için belirledikleri hedeflerden uzaklaşılmadığını, söyledi. Latenschläger AMB'nin varlık alım programının değiştirilmesi için herhangi bir neden görmediklerini, ancak AMB'nin ilerde hisse senedi ve banka tahvili alımlarına da başlayabileceği şeklindeki iddiaların asılsız olduğunu, belirtti. AMB yönetim kurulu üyesi ‘tahvil alım programını sonlandırırken dikkatli davranmak zorunda olduklarını' belirterek, ayda 80 milyar euroyu bulan tahvil alımlarının 2017 yılının mart ayında aniden son vermeyeceklerini ima etmiş oldu.
© Deutsche Welle Türkçe
DW, Reuters/AG, BÖ