Gündem

Der Tagesspiegel: Korku gerçek

Almanya'da gündeme gelen yeni sivil savunma konsepti, AB liderlerinin İtalya buluşması ve Rio Olimpiyatları Alman basınında öne çıkan yorum konuları arasında.

23 Ağustos 2016 01:04

Geçtiğimiz haftalarda art arda terör saldırılarının meydana geldiği Almanya'da
hazırlanan yeni sivil savunma konsepti medyaya sızdı. Bu hafta içinde kabinenin
görüşmesi beklenen yeni sivil savunma konseptinde geniş çaplı bir terör saldırısı
veya savaş durumu ihtimaline karşı halk evlerinde en az 10 gün yetecek miktarda
yiyecek ve 5 gün yetecek kadar içme suyu depolamaya çağrılıyor. Konu,
Berlin'de çıkan "Der Tagesspiegel"in yorum sütununa özetle şu ifadelerle
yansıyor:  

"Korkunun bir ülkeyi ne hale getirdiği en iyi İsrail'de gözlemlenebiliyor. Her
süpermarketin önünde güvenlik görevlileri dikiliyor. Metal dedektörlerle
aranmadan otogarlara girilemiyor. Makineli tüfekli askerler parklardaki piknik
alanlarında devriye geziyor. Olağanüstü hal bu ülkede günlük hayatın bir parçası
olmuş. Ama burada dikkat edilmesi gereken önemli bir fark var. İsrail, düşman
ülkelerle çevrili durumda. Kurulduğundan beri 8 kere savaşmış. Radikal
İslamcılar tarafından düzenli olarak roket atışına tutuluyor. Filistinlilerin
saldırılarından ötürü bir tür Üçüncü İntifada döneminden geçiyor. Buna rağmen
İsrailliler hâlâ sakin sayılır. Almanya'da ise yalnızca korku gerçek. Tehdit için
aynı şeyi söylemek mümkün değil."

"Mannheimer Morgen" gazetesi, sivil savunma konsepti tartışmasına şu sözlerle
katılıyor:
 
"İçişleri Bakanı Thomas de Maizière tarafından hazırlanan yeni sivil savunma
konsepti, hiçbir şeyin kendiliğinden olmadığını, nahoş sürprizlere karşı en iyi
korumanın önceden yapılacak hazırlık olduğunu olduğunu ortaya koyuyor. Terör
saldırısı şart değil, elektrik şebekesine düzenlenecek bir hacker saldırısı da
kamu düzenini felç edebilir. Muhalefet parti temsilcilerinin eleştirdiği gibi bunun
korku ve panik yapmakla bir ilgisi yok. Tam tersine, güvenlik yasalarını sürekli
sertleştirerek vatandaşlarının özgürlük haklarını kısıtlayan bir devlet, aynı
zamanda her türlü kaza, facia ve saldırı senaryosuna hazırlık yaparak onları
korumalıdır."

İtalya Başbakanı Matteo Renzi, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande ve
Almanya Başbakanı Angela Merkel'i ülkesinde ağırladı. Birliğin genel durumunu
görüşen üç lider, Birleşik Avrupa idealinin öncülerinden Altiero Spinelli'nin
Ventotene adasındaki mezarını ziyaret etti. Liderler daha sonra AB'nin
Akdeniz'de insan kaçakçılığını önlemek için oluşturduğu "Sophia" misyonunun
amiral gemisi Guiseppe Garibaldi'de bir basın toplantısı düzenledi. "Stuttgarter
Zeitung", İtalya zirvesi ışığında birliğin durumunu şu sözlerle yorumluyor:

"Birçok kişi AB'yi bürokratik ucube olarak görüyor. Brüksel'den uzanan yabancı
ellerin kendilerini yönettiğine inanıyor. AB politikalarının tepeden inme
belirlendiği görüşü, Britanya Adalarının da ötesinde yaygın bir taraftara sahip.
Merkel, Renzi ve Hollande üçlüsünün Garibaldi uçak gemisinde buluşmaları da
bu olguyu değiştiremeyecek. Temel konularda uzlaşma sağlasalar bile Avrupa'nın
krizi kulağa hoş gelen beyanatlarla atlatması mümkün değil. Ancak AB'ye
liderlik etmesi gereken Ventotene üçlüsü, tüm ortak açıklamalarının ötesinde,
birbirinden çok farklı hedeflere sahip."       

"Fränkischer Tag", Rio Olimpiyatları'nı değerlendiriyor:

"Bazılarının tahmin ettiği kadar kötü olmadı. Rio'nun Pekin 2008 gibi el işi göz
nuru mükemmellikte ya da uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yapma
tecrübesine sahip Londra 2012 gibi olmayacağı zaten bekleniyordu. Ancak
Copacabana ile Corcovado arasında geçen 17 günün ardından Rio'nun birçok
artısı ağır basıyor. Ve en önemlisi, bir terör saldırısı meydana gelmedi. Münih
1972'de yaşanana benzer bir kâbus tekrarlanmadı."