Dünya

Denizdeki ölüm oyunu

Avrupa’ya ulaşmaya çalışan sığınmacılar tekrar tekrar denedikleri riskli bir ölüm yolculuğuna çıkıyor. Şu anda Almanya’da yaşayan Suriyeli Ahmet de ölümü göze alanlardan.

18 Haziran 2015 00:01


Ahmet 2013'te Suriye'deki iç savaştan kaçmış. Almanya'ya ulaşmasıysa bir yıl sürmüş. Hedefi, Libya'nın batısındaki Zuvara'dan Avrupa kıyılarına ulaşmakmış. Planını uygulamayı iki kez denemesi gerekmiş. Genç adam, ilk girişiminde yaşadığı zorlukları şu sözlerle ifade ediyor: ‘'İlk seferinde yolculuk için 25 gün bekledik. Neden yola çıkmadığımızı sorduğumuzda her gün başka bir bahane buluyorlardı. Bize verdikleri yiyecek yalnızca hayatta kalmamıza yetecek kadardı. Suyumuz da oldukça azdı.’’

Gece yarısı yola koyulmuşlar. Ahmet 4 yaşında bir kızı sahil boyunca taşımış. Onları daha büyük tekneye götürecek olan bota binene kadar onunla birlikte suyun içinde dalgaları aşarak ilerlemiş. Ahmet, bu botun içinde yaklaşık 150 kişi olduğunu ve hepsinin Suriye'den geldiğini anımsıyor. Ahşap teknedeyse 450, belki de daha fazla insan olduğunu söylüyor. İnsan kaçakçıları ilk kez burada mülteci gruplarını bir araya getiriyor.

Dönüşü olmayan bir yol

Ahmet’e teknenin çok iyi durumda olduğu ve teknede az sayıda insan olacağı söylenmiş. Tekneye geldiklerinde ve kaçakçıların tüm sözlerinin yalan olduğunu anladıklarındaysa artık çok geçmiş. Korkup geri dönmeye çalışanları kaçakçılar engellemiş. Ahmet, yola çıktıktan sonra iki seçenek bulunduğunu söylüyor, ya hedef noktasına ulaşıyor ya da ölüyorsunuz.

Birleşmiş Milletler'in Mültecilere Yardım Kuruluşu‘ndan Sarah Khan Libya'da da durumun farklı olmadığına dikkat çekiyor. Khan, ''İnsanları, fikirlerini değiştirmiş olsalar dahi, bu teknelere binmeye zorlayan geniş ağlar mevcut. İnsanlar istemeseler de bir tekneye bindiriliyorlar. Onları yeniden eve getirecek bir mekanizma yok. Yolun sonu yalnızca kuzeye çıkıyor'' şeklinde konuşuyor.

Libya'da sığınmacıların kaçışını organize ederek oldukça fazla para kazananlar var. Kaçakçılar, Libya'dan İtalya'ya yolculuk için 600 ila 1000 dolar arasında bir meblağ talep ediyorlar. Başka yerlerdeyse sığınmacılar daha fazla para ödüyorlar. Fiyat, sığınmacıların geldikleri ülkelere göre değişiyor. Örneğin insan kaçakçıları onlardan daha fazla para kopartabileceklerini bildikleri için Suriyelilerden Afrikalılardan aldıklarından daha fazla para talep ediyorlar. Parayı yola çıkmadan önce peşin istiyorlar. Avrupa'ya varma konusunda ise verdikleri bir garanti yok. Ahmet de bunun bilincinde olarak yola çıkmış.

‘Ailemi asla bu yolla Avrupa’ya getirmem’

Genç adam, yolculuğun başarısının tamamen şansa bağlı olduğunu söylüyor. Kendisinin ilk girişimi başarısız olmuş. Bindiği tekne durdurulup Libya'ya geri gönderilmiş. Ahmet diğer sığınmacılarla birlikte 5 gün silahlı kişilerce alıkonmuş. Bu süre boyuncaysa şiddete maruz kalmamış. Öte yandan Libya'da diğer kamplarda tutulan sığınmacılarsa her zaman onun kadar şanslı değil.

Ahmet bir daha kaçışı denemeyeceğine söz verdikten sonra serbest bırakılmış. Ancak yine 1000 dolar ödemiş, yüzlerce insanla ufacık bir evde beklemiş ve sonra da tekrar Akdeniz'de hayatını kaybetme riskini göze almış.

Ancak bu kez İtalyan Sahil Güvenliği gelip onları karaya çıkartmış. Hala Suriye'de olan eşini aynı yol üzerinden Almanya'ya getirip getirmeyeceği sorulduğunda ‘asla' diye yanıtlıyor. Zira, genç adamın bu tehlikelerle dolu yolu göze alıp buralara gelmesinin tek sebebi ailesinin yasal yollardan güvenli bir biçimde Almanya'ya gelişini sağlamak.