Dünya

Deniz Yücel’in özgürlüğünü kaybedişinin 100. günü

Gazeteci Deniz Yücel’in özgürlüğünü kaybetmesinin üzerinden tam 100 gün geçti. Deniz Yücel, cezaevinde hala tecrit koşullarında tutuluyor. Berlin’den Ankara’ya giden çağrılar ise sonuçsuz.

24 Mayıs 2017 11:58

Die Welt gazetesinin Türkiye muhabiri Deniz Yücel, 14 Şubat’ta kendi isteği ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne ifade vermek için gitmiş ve emniyet müdürlüğünden tekrar çıkamamıştı. Deniz Yücel, 14 Şubat’tan bu yana özgürlüğüne bir daha kavuşamadı ve 87 gündür de cezaevinde.

Deniz Yücel’in Almanya’nın Flörsheim kentinde yaşayan kız kardeşi İlkay Yücel, “Gözaltına alındığı gün ifadesini verecek ve serbest bırakılacak diye tahmin ediyordum” diyor. DW Türkçe’ye konuşan İlkay Yücel, “Serbest bırakılmasından başka bir ihtimal bulunduğunu düşünmemiştim” diye o günü anlatmaya devam ediyor.

Ancak Deniz Yücel'in 27 Şubat’ta çıkarıldığı mahkemede tutuklanmasına karar verildi. Halen İstanbul yakınlarındaki Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan gazeteci Yücel “terör propagandası yapmak” ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmekle” suçlanıyor. Ve Deniz Yücel, cezaevine gittiği günden bu yana tecrit koşullarında, yani bir hücrede tek başına tutuluyor.

En büyük zorluk “yalnızlık”

İlkay Yücel, Deniz Yücel'in durumunun cezaevi şartlarına göre “iyi” olduğunu, “genel olarak güçlü durmaya çalıştığını” söylüyor. Deniz Yücel’in nisan ayının başından beri her Pazartesi günü ailesiyle bir saat görüşmesine izin verildiğini belirten İlkay Yücel, ağabeyinin cezaevinde kitap ve günlük gazete okuyabildiğini ve radyo dinleyebildiğini anlatıyor. Televizyon izlemesine izin verilmeyen Yücel, hücresinin önündeki avluya hava almak için çıkabiliyor.

İlkay Yücel, ancak Deniz Yücel’in için cezaevinde karşılaştığı en büyük zorluğun “yalnızlık” olduğunu söylüyor. Kardeşinin hala tecritten çıkarılmadığını belirten İlkay Yücel’in aktardıklarına göre, Deniz Yücel'in diğer mahkum ve tutuklularla görüşmesine izin verilmiyor.

Tecrit Türk ceza kanunlarına aykırı

Ankara Barosu avukatlarından Oya Aydın, Deniz Yücel’in tecritte tutulmasının normal koşullarda yasalara aykırı olduğunu belirtti. DW Türkçe’nin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan Aydın, ancak Türkiye’de devam eden Olağanüstü Hal sırasında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle cezaevi koşullarının da ağırlaştırıldığını vurguladı.

“İşlerin hukuki olmaktan çıktığını” dile getiren Aydın, Cumhuriyet gazetesi çalışanlarının da tutuklandıktan sonra tecritte tutulduğuna dikkat çekti.

İnsan hakları konusunda çalışan Avukat Oya Aydın, Deniz Yücel’in tutuklanmasının da hukuka aykırı olduğunu vurguladı.

Yaklaşık üç aydır tutuklu bulunmasına rağmen Deniz Yücel hakkındaki iddianame henüz hazırlanmadı. Avukat Oya Aydın, “iddianamelerin geç yazılmasının amacının tutukluluğu uzatmak” olduğunu belirterek tutukluluk halinin uzatılmasının “ileride davaya bakacak yargıcın önyargılı olmasına, bağımsız ve tarafsız olmamasına” yol açabileceğine işaret ediyor.

"Deniz Yücel serbest bırakılsın”

Deniz Yücel’in Almanya’daki arkadaşları da protesto eylemleriyle Deniz Yücel’in durumunu gündemde tutmaya çalışıyor. Dayanışma eylemlerini düzenleyen gazeteci Doris Akrap, böylelikle Deniz Yücel’e “unutulmadığı” göstermek istediklerini söylüyor. DW Türkçe’ye konuşan Akrap, bunun yanı sıra Türkiye’de yakınları hapishanede olanlara sembolik olarak “sizin arkanızdayız” mesajı vermek istediklerini sözlerine ekliyor.

Deniz Yücel’in durumu Ankara ve Berlin arasında da gerginliğe neden oluyor. Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Deniz Yücel’in tutuklanması üzerine “Türk-Alman ilişkileri yakın zamanın en büyük dayanıklılık sınavıyla karşı karşıya” açıklamasını yapmıştı.

Fakat Türk hükümeti, Deniz Yücel ile ilgili çağrıları dikkate almıyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu da Deniz Yücel’in tutuklanmasının siyasi nedenleri olduğuna işaret ediyor. Önderoğlu, Almanya’da “casus imamlar dosyasının gündemde olduğu günlerde” Deniz Yücel’in tutuklandığına dikkat çekiyor.

“Türkiye’nin Almanya’ya bir karşılık verme hissiyle” Deniz Yücel’i tutukladığını savunan Önderoğlu, “Öyle görünüyor ki Türkiye, Almanya'daki başka dosyalarda sağlanacak iyileşme karşılığında Deniz Yücel’i koz olarak kullanıyor” diyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Jülide Danışman