Gündem

Deniz Feneri davasında son durum

İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya 9 tutuksuz sanık ve 14 tanık katıldı

12 Kasım 2013 22:02

 

Almanya'daki Deniz Feneri E.V. bağlantılı soruşturma sonucunda 20 sanık hakkında açılan davada, aralarında Sunucu Uğur Arslan'ın da bulunduğu 14 kişi tanık sıfatıyla dinlendi.
Doğan Haber Ajansı'ndan Serpil Kırkeser'in izlediği İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, aralarında Zekeriya Karaman ve Mustafa Çelik'in de bulunduğu 9 tutuksuz sanık hazır bulundu. RTÜK eski Başkanı Zahid Akman'ın da aralarında bulunduğu 11 tutuksuz sanık duruşmaya katılmadı. CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın da izleyici olarak duruşmada hazır bulundu. 
 

Sanık Bilgin, suçlamaları kabul etmedi

 
'Özel belgede sahtecilik' ve 'Görevi kötüye kullanmak' suçlamalarını reddeden tutuksuz sanık Bedrettin Bülent Bilgin, Deniz Feneri'nde 2002-2007 yılları arasında büro elemanı olarak görev yaptığını anlattı. Mehmet Gürhan'ın talimatıyla 2004 yılında Almanya'da 50 bin Euro parayı bankadan çektiğini ve Gürhan'a teslim ettiğin söyleyen Bilgin, "Gürhan'ın talimatını yerine getirdim ve bir daha da para yatırma ve çekme işlemi gerçekleştirmedim. Ne Almanya'dan Türkiye'ye, Ne Türkiye'den Almanya'ya 'para', 'alındı belgesi' ya da 'makbuz' getirmedim. Yurtdışına giriş ve çıkış kayıtlarım da incelendiğinde söylediklerimin doğru olduğu görülecektir. Sahte alındı belgesi de düzenlemedim. Beraatime karar verilmesini talep ederim" diye konuştu. Sorular üzerine sanık Bilgin imza yetkisinin olmadığını söyledi. 
 

Tanıklar ifadelerini tekrarladı

 
Tanık olarak dinlenen Sunucu Uğur Arslan, Ankara'da verdiği ifadesini tekrar ettiğini belirtti. Uğur Arslan kamera ve sahne önünde sürekli olduğunu söyleyerek, "Dava konusu Kanal 7'de naklen yayın aracıyla belge gönderilmesiyle ilgili bilgim yoktur" dedi. Tanık olarak dinlenen Ünal Kaymakçı da, Mehmet Gürhan'ın Almanya'da avukatlığını yaptığını, "Mehmet Bey'i cezaevinde ziyaret ettim. Talebi üzerine genel bir vekâletname hazırladım. Mehmet Bey'in yetkilendirdiği kişi Zekeriya Karaman'dı. Vekaletnameyi Mehmet Bey'e götürdüm, imzaladı. Bu vekâletnameyle ne tür bir işlem yapıldığına dair bir bilgim yoktur" dedi. Diğer 12 tanık da eski ifadelerini tekrar ettiklerini söyledi. 
 

25 Nisan'a ertelendi

 
Müşteki Tülay Doğan'ın davaya katılma talebini içerir dilekçe gönderdiğini ifade eden mahkeme heyeti, ancak şikayetçinin daha önce konsolosluk aracılığıyla şikayetten vazgeçme dilekçesini gönderdiğini belirterek, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre şikayetten vazgeçmenin mümkün olmadığından Doğan'ın mağdur sıfatıyla beyanlarının alınması için Almanya adli makamlarına yazı yazılmasına karar verdi. Duruşma 2a5 Nisan 2014 tarihine ertelendi. 
 

Deniz Feneri davası

 
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Zahid Akman ve Zekeriya Karaman'ın da aralarında bulunduğu 20 şüpheli hakkında hazırladığı iddianame, Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmiş, mahkeme heyeti iddianamenin kabulünün ardından dosyayı esastan değerlendirmeye almıştı. Suçlama konusu eylemlere ilişkin yargılama yerinin İstanbul olduğuna kanaat getiren mahkeme, "yetkisizlik" kararı ile dava dosyasının görevli ve yetkili İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine hükmetmişti. Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin "yetkisizlik" kararını yerinde gören İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi davanın kendi mahkemelerinde görülmesini karara bağlamıştı. 20 sanığın, "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, özel belgede sahtecilik ve kamu görevlisinin sahtecilik suçuna iştirak etmek" suçlarından cezalandırılması isteniyor.
 

Tanal: Tanıklara yönlendirme yapıldı

 
Adliye önünde açıklama yapan CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal duruşmada mahkeme heyeti ve tanıkların düşük ses tonuyla konuştuklarını belirterek, "Gerek mahkeme başkanının gerekse dinlenen tanıkların seslerinin çok kısık olması ve arka sırada oturan hiçbir dinleyiciye ses gelmemesi nedeniyle ben bir dinleyici olarak 'sayın başkan mümkünse biraz yüksek sesle konuşur musunuz?. Biz ifadeleri duymak istiyoruz' deyince. 'Efendim akşama kadar duruşma yapacağım, sesim de kısılıyor. O anlamda ancak bu şekilde konuşabiliyorum' şeklinde konuştu. Yani gür bir sesle konuşulmaması adeta dinleyicilerin duymaması için ellerinden gelen gayreti sarf ediyorlar" diye konuştu. Dinlenen tanıklarla dinlenmeyen tanıkların yüzleştirilemeyeceğini belirten Tanal, "Dinlenen tanıklar salondan çıkarılarak dışarda dinlenmeyen tanıklarla yüzleştirilerek bu şekilde dinlenecek olan tanığın ifadesinin ne yönde kullanılabileceği hususunda yönlendirilme yapıldı ki bunlar hukuka aykırıdır" dedi.