ABD Başkanı Donald Trump, görevinin 11'inci gününde Cumhuriyetçi seçmenlerine kampanyası sırasında verdiği önemli bir sözü daha tutarak, muhafazakar Neil Gorsuch'ı Antonin Scalia'nın ölümüyle boşalan Yüksek Mahkeme yargıçlığına aday gösterdi. Bu durum, Demokratlarla yeni bir çatışma alanı daha yarattı.
49 yaşındaki Gorsuch'ı, ilk kez Beyaz Saray'ın ihtişamlı Doğu Odası'nda düzenlediği ve televizyonlardan canlı olarak yayınlanan bir törenle ülkeye tanıtan Trump, "ben sözünün eri bir insanım, ne söylediysem onu yaparım" ifadesini kullandı ve başkan olmadan önce TV'de çıktığı realite show'larını aratmayan bir performans sergiledi.
Yüksek Mahkeme koltuğuna Colorado Temyiz Mahkemesi yargıcı olan Gorsuch'la birlikte Pennsylvanialı yargıç Thomas Hardiman'ı da aday olarak düşünen ve iki yargıcı gizlice Washington'a getirten Trump, bu göreve hangi ismi atayacağını son ana kadar saklı tuttu ve Gorsuch'ı seçtiğini canlı yayın sırasında açıkladı.
Harvard, Columbia ve Oxford üniversitelerinden mezun olan Gorsuch'ın olağanüstü bir özgeçmişi olduğuna dikkat çeken Trump, "Yargıç Gorsuch üstün hukuk becerilerine ve çok parlak bir akla sahip; muazzam bir disiplini var ve her iki partinin de desteğini kazanmış bir kişi" dedi.
Gorsuch da yaptığı konuşmada, Senato'dan da onay alması halinde Amerikan Anayasası ve ülkenin kanunlarına sadık biçimde hizmet etmek için tüm yetkilerini kullanma sözü verdi.
Bu görevi yaparken tarafsız ve bağımsız olacağını ve hükümetteki yerine saygı duyacağını kaydeden Gorsuch, "yargıçların rolü, halkın temsilcilerinin yaptıkları çalışmaları uygulamaktır, onları değiştirmek değil. Her vardığı sonucu beğenen bir yargıç, muhtemelen kötü bir yargıçtır" ifadesini kullandı.
Gorsuch'ın adaylığının Senato'da uzun sürmesi beklenen süreç sonunda onaylanması halinde, Yüksek Mahkeme'de muhafazakarlarla liberal yargıçlar arasındaki 5-4'lük bölünme düzelecek, ancak mahkemenin her iki partinin görüşüne göre de oy kullanan 80 yaşındaki yargıcı Anthony M. Kennedy'nin kilit önemdeki pozisyonunu muhtemelen değiştirmeyecek.
Son 25 yıldır Yüksek Mahkeme'ye atanan en genç yargıç olan, bu nedenle de görevinde uzun yıllar kalması beklenen Gorsuch, Trump'un muhafazakar gündemini, geride bırakacağı mirası ve eşcinsel haklarından kürtaja kadar ülkenin bundan sonra izleyeceği çizgiyi etkileyebilecek önemli bir güce sahip olacak.
Ancak Yüksek Mahkeme adayını Senato'da zorlu bir onaylanma süreci bekliyor. Trump, "umarım Demokratlar ve Cumhuriyetçiler bir kereliğine olsun ülkenin iyiliği için biraraya gelirler" derken, Demokratlar Beyaz Saray'daki törene katılmayı reddettiler ve Trump'la çatışmalarını Gorsuch'ın adaylığı konusunda da devam ettireceklerinin işaretini verdiler.
New York senatörü ve Demokrat lider Chuck Schumer, "ana akımın dışında kalan herhangi bir adayı bloke etmeye hazır olduğunu" açıklarken, Temsilciler Meclisi azınlık lideri olan Demokrat milletvekili Nancy Pelosi, Gorsuch'ın atanmasını "hasmane bir tayin ve kötü bir karar" olarak nitelendirdi.
Gorsuch, Demokratların Senato'daki onay sürecini "filibuster" yöntemiyle yavaşlatmalarını önlemeleri için 52 Cumhuriyetçi senatöre ek olarak 8 Demokrat senatörün desteğine ihtiyaç duyacak.
Ancak Demokratlar bu yöntemi bu kez kullanırlarsa, Trump'ın bundan sonra Yüksek Mahkeme'ye aday göstereceği başka bir yargıcın onaylanması sırasında aynı yönteme başvurmaktan feragat etmiş olacaklar.
Ayrıca Beyaz Saray ve Temsilciler Meclisi'ne ek olarak Senato'nun da çoğunluğunu ellerinde bulunduran Cumhuriyetçiler, isterlerse filibuster yöntemini ortadan kaldırabilecek durumda.
Nitekim Trump, Senato liderlerinden bunun kaldırılmasını ve onun yerine basit oy çoğunluğuyla karar alınmasını istiyor.
Demokratlar, Cumhuriyetçilerin, Scalia'nın geçen yıl ölümünün ardından Barack Obama'nın belirlediği Yüksek Mahkeme adayını, başkanlığının son yılında olduğu için Senato'da görüşmeyi reddetmesinden dolayı büyük kızgınlık duyuyor.
Liberal eğilimli medeni hak savunucuları da, Gorsuch'ın atanmasını sert biçimde eleştirdiler ve yargıcı, kadın ve eşcinsel hakları, çevre, gıda güvenliği ve işçi haklarının korunmasını engelleyen muhafazakar aktivistlerin aracı olmakla suçladılar.