Gündem

Demokrasi için Birlik: Herkesi bir araya getirerek mücadele etmemiz lazım!

Prof. Gürsoy: Enseyi karartmayalım, ümit bitmiş değil, mücadeleye devam

20 Kasım 2016 23:54

Demokrasi İçin Birlik (DİB) Hatay Girişimi, Hatay Kültür Merkezi’nde “Faşizme Karşı Demokrasi Cephesi” konulu panel düzenledi. Panele katılan  Prof. Dr. Gençay Gürsoy, “Bu iktidardan rahatsız olan herkesi bir araya getirmemiz lazım ve mücadele etmemiz lazım. CHP’lilerle birlikte bunu başarmamız lazım” dedi.

DİHABER’de yer alan habere göre,  yazar Kadir Akın’ın moderatörlüğünde düzenlenen panele konuşmacı olarak Prof Dr. Gençay Gürsoy ve CHP eski Milletvekili Prof. Dr. Binnaz Toprak katıldı. Aralarında Samandağ Belediye Başkanı Mithat Nehir ve bir başka program için Antakya’ya gelen Ovacık Belediye Başkanı Mehmet Fatih Maçoğlu’nun da bulunduğu çok sayıda kişi, panele dinleyici olarak katıldı. 

“Tamamen yalan söylem”

Panelde ilk olarak söz alan CHP eski Milletvekili Prof. Dr. Binnaz Toprak, Türkiye’de Meclis'in dünyadaki diğer ülkeler gibi sorunlara çözüm bulmak için kullanılmadığını belirtti. 

“İnsanların birbirine küfürler yağdırdıkları bir yerden ibaret" diyen Toprak, şunları aktardı: 

"15 Temmuz ile birlikte ülkede yaşananlara baktığımız zaman ise, ülke gerçekten faşist bir diktatörlüğe doğru yol alıyor. Hatta İslami bir diktatörlük yaratmak istiyorlar. Sayın Erdoğan, ileri demokrasi ile yönetilen birçok ülkenin Başkanlık sistemi ile yönetildiğini söylüyor. Bu tamamen yalan bir söylemdir. Buna dünyada verilebilecek tek bir örnek yoktur. En yakın örnek ABD olarak karşımızda duruyor. Başkanlık sistemi ile birlikte gerçek bir faşist diktatörlük devreye girecek. Bununla birlikte Türkiye’deki demokrasi mücadelesi tamamen yok edilecek. Böylece MHP ve HDP de sistem dışı bırakılarak tüm muhalefet susturulmuş olacak.”

“Ortak paydada buluşmalıyız”

Ne yapılması gerektiğini de soran Toprak, sosyal barışın tesis edildiği bir Türkiye için herkesin birlikte hareket edilmesi gerektiği ve mevcut iktidara alternatif oluşturabilen bir cephe oluşturulması gerektiğini söyledi. "Bunun için muhakkak birleşmek zorundayız" diyen Toprak, "Partilerin birleşme olmasa bir araya gelerek ortak paydada buluşabilmeleri lazım” şeklinde konuştu.

“Türkiye’nin ekseni kaymış görünüyor”

Gençay Gürsoy da, Türkiye’nin 1930’ların Almanya'sına doğru yol aldığını ifade ederek şunları aktardı: 

“Önce yalanlarla ardından da tehdit dozunu artırarak, bu yalanlarla tehdit dozunu bir araya getirdiğiniz zaman artık toplumda yavaş yavaş inandırıcı görülmeye başlanıyor ve alkışlanır hale geliyor. Güç bir dönem yaşıyoruz. Bu dönemin bu kadar zorlaşmasının nedenlerinden biri dünyanın birçok yerinde Türkiye’dekine benzer yapıların ortaya çıkmaya başlaması. Bunlardan biri baktığımız da ABD’nin başına Donald Trump gibi birinin gelmesi. Yine Macaristan, Fransa’da önümüzdeki dönemin en güçlü adayları gösterilebilir. Dünyanın eğilimi böyle rejimlerin yaşayabileceği ortamları karşımıza çıkarmaya doğru gidiyor." 

Ellerinde bir Avrupa Birliği (AB) hamlesi olduğunu söyleyen Gürsoy, ancak iktidarın bu konuda da kararını vermiş olduğunu kaydetti. Gürsoy, iktidarın MGK'de aldığı kararlar doğrultusunda Türkiye'nin ekseninin değiştirildiğini dile getirdi. Önümüzdeki süreçte şu anki Meclis’in bile arar duruma gelebileceğini ifade eden Gürsoy, "Yani tehlike büyük. Yapamazlar diye bir şey yok. Yapabilecek kadar şaşırmış durumdalar” dedi. 

“Ümit bitmiş değil"

Ne yapılması konusunda karar verilmesi ve harekete geçilmesi gerektiğinin altını çizen Gürsoy, şöyle devam etti: “Bu iktidardan rahatsız olan herkesi bir araya getirmemiz lazım ve mücadele etmemiz lazım. CHP’lilerle birlikte bunu başarmamız lazım. Onları ikna etmemiz lazım. Yoksa bakın 6 milyon oy almış bir siyasi parti lideri bugün Edirne’de cezaevindedir ve hayati tehlikesi söz konusudur. Bununla mücadele etmek için solun birliği, çerçevesi yetmez. Demokrasi çerçevesi ile bu alanı genişletmemiz lazım. Türkiye’nin şöyle bir şansı var. Faşist diktatörlük rejim inşası bitmek üzere. Ancak Türkiye’nin farklı dinamikleri var ve şöyle ya da böyle bir demokrasi mücadelesi geçmişi var. Enseyi karartmayalım. Ümit bitmiş değil. Mücadeleye devam etmeliyiz.”