BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş partisinin grup toplantısında konuştu. Başbakan Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan'a ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarına ilişkin Demirtaş, "Kendini kurtaramayabilirsin. Ama ülkeyi kurtarabilirsin. Komplo montaj deme, insanlara hesap verebilirsin" dedi. "Panikledin, korktun, hata yaptın" diyen Demirtaş, "Bir başbakan olarak 12 yıldır sana oy verenlere bir minnet borcun vardır. Giderken ülkeyi kaosa sürükleme. İnsanları sokaklara dökecek tarzla yaklaşma" ifadesini kullandı.
Demirtaş ses kaydına ilişkin, "Montaj deyip kurtulmak kolay ise, niye bu kadar insan kurtulamıyor. Bunların hepsi iktidarın içine düştüğü gafletin sonucudur. Ses kaydı montaj ise teknik olarak bunu anlamak çok kolay bir iş değil. Ama sesin Başbakan'a ve oğluna ait olduğunu öğrenmek 20 dakikalık bir iş." diye konuştu.
Demirtaş'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
"Meclisin karşısında TÜBİTAK var. Yöneticilerini kendileri tayin etmişler. Başbakan ve oğlu TÜBİTAK'a gider, ses laboratuvarında ses örneklerini verir. 20 dakika sonra bu seslerin ikisine ait olup olmadığı anlaşılır"
Demirtaş, ses kayıtlarının kime ait olduğunu 20 dakika içinde öğrenilebileceğini açıklayarak, "17 Aralık sabahı fark ettiler ki bu paralel yapı onları da dinlemiş. Başbakan diyor ya ne kadar safmışız. Kusura bakmayın ama saf ötesiymişsiniz. Bu saflık ötesi bir şey. Bugün senin montaj dediğin ses kayıtları ile binlerce insan ceza aldı. Ses kayıtlarına dayanarak insanlar 15,20 yıl ceza aldılar. Montaj deyip kurtulmak kolay ise, niye bu kadar insan kurtulamıyor. Bunların hepsi iktidarın içine düştüğü gafletin sonucudur. Kayıtları dinleyenler herhalde montaj ile ilgili iddiaları çok da ciddiye almayacaklardır. Bilal Erdoğan, resmi olarak soruşturmaya dahil olmuş bir şüphelidir. Savcı Muammer Akkaş tarafından ilgili dosyada ifadeye çağrılmış bir şüphelidir. Ses kaydı montaj ise teknik olarak bunu anlamak çok kolay bir iş değil. Ama sesin Başbakana ve oğluna ait olduğunu öğrenmek 20 dakikalık bir iş. Meclisin karşısında TÜBİTAK var. Yöneticilerini kendileri tayin etmişler. Başbakan ve oğlu TÜBİTAK'a gider, ses laboratuvarında ses örneklerini verir. 20 dakika sonra bu seslerin ikisine ait olup olmadığı anlaşılır. Çok güveniyorsanız kendinize TÜBİTAK var TÜBİTAK'a güvenmiyorsanız , dünyanın bir çok yerinde bağımsız adli laboratuvarlar var. Ses kayıt örneklerini oraya verirsiniz, oradan gelecek sonuçlara göre hepimiz bir takdirde bulunuruz. Komplo montaj diyerek bu meseleyi örtmezsiniz. Başbakana olarak buna var mısınız? Montaj olduğu konusunda kendinize bu kadar güveniyorsanız, buyurun soruşturma açılmasını bizzat kendiniz isteyip ses kayıtlarını verin" diye konuştu.
"Aranızdan birini temiz ilan etmeyiz. Cemaat adı altında, iktidarı kullanıp rüşvet yolsuzluk işine bulaşanlar hesap vermeli. Kendinize güveniyorsanız, ses örneklerini verin. Ukrayna'da giden devlet başkanı 600 milyon dolarlık serveti varmış. Esad'ın 50 milyar dolar servetinden söz ediliyor. Başbakan bu isimlerden sağlıklı sonuç çıkarıyorsa, elindeki bırakıp teslim olmalıdır. Bütün bu iddialardan kaçmak yok. Darbe tehdidi ortadan kalkmıştır demişti Erdoğan. Madem darbe tehdidi ortadan kalktı. Gelelim hırsızlık ve yolsuzluğa. Her kuruşun hesabını, her ses kaydının hesabını vermen lazım. Taşeron işçisinin ses kaldı çıksa, 5 bin lira rüşvet aldığı iddiası olsa, adam komplo dese, duymasınız hapse atarsınız. 17 Aralık sabahı böyle düşündüğün için hata yaptım. Panikledin, korktun, hata yaptın. Bir başbakan olarak 12 yıldır sana oy verenlere bir minnet borcun vardır. Giderken ülkeyi kaosa sürükleme. İnsanları sokaklara dökecek tarzla yaklaşma. Kendini kurtaramayabilirsin. Ama ülkeyi kurtarabilirsin. Komplo montaj deme, insanlara hesap verebilirsin. "
'BDP siyasi tarihinin en büyük siyasi başarısını elde etmek üzere'
HDP ve BDP'nin seçim çalışmalarına yönelik saldırılar olduğunu söyleyen Demirtaş şöyle konuştu: "HDP ve BDP'nin seçim çalışmalarına yönelik ırkçı, faşizan saldırılar var. Edirne Keşan'da HDP Eş başkanı sayın Sebahat Tuncel'in de aralarında bulunduğu seçim otobüsüne yönelik saldırı arkasından Urla ve Kadıköy'deki saldırı tesadüf değil bir merkezden yönetildiğinin açıkça ortaya koydu. Seçim çalışmaları başladığından beri birileri BDP'nin seçim çalışmalarını nasıl engelleyebilirim hesabı içerisine girmiş durumda. Doğu'da başka Batı'da başka aktörler devreye konuluyor. Ama hepsinin amacı aynı. Talimat aldıkları yer aynı. Kadıköy'de de Tekirdağ'da da Edirne'de de saldırtılan çetelerin tamamı, aynı siyasi merkezin partinin odağın üyeleri olarak ortaya çıkıyorlar. Bunların hiç biri tesadüf olamaz. HDP'nin önü kesilmeye çalışılıyor. İktidarın sallantıda olduğu bu günlerde, yeni bir alternatif doğmasını hiç kimse istemiyor. Bütün bu faşizan çeteler, gladyo çeteleri hazırlığını yaptıkları güçlerin bugüne kadar destekledikleri pof pofladıkları kapalı kapılar ardında iktidar pazarlığı yaptıkları güçleri Türkiye'yi yönetmek üzere göreve davet edip hazırlıyorlar. Ama Halkların Demokratik Partisi, bugün Karadeniz'den Trakya'ya, Akdeniz'den Ege'ye kadar görülmemiş bir ilgi odağı haline geliyor. BDP siyasi tarihinin en büyük siyasi başarısını elde etmek üzere."