Demirtaş 2010'daki Nevruz davetiyesini hatırlattı
İstanbul ve Diyarbakır’da saldırılar karşısında geri adım atmayarak ulusal bayramına sahip çıkan, diriliş günü olan Nevruz’u, direniş gününe dönüştürerek büyük bir irade ortaya koyan halkımıza göstermiş olduğu bu kararlı duruştan dolayı teşekkür ediyor, mücadelelerini selamlıyor, onların önünde saygıyla eğiliyoruz.
İstanbul Nevruz’una yapılan müdahalelerde yaşamını yitiren Arnavutköy ilçe yöneticimiz Hacı Zengin’e Allah’tan rahmet ailesi ve halkımıza başsağlığı diliyoruz. Hacı Zengin Nevruz şehidimizdir ve şehitler kervanındaki yerini almıştır. Onun anısı her zaman mücadelemizde yaşayacaktır.
Her yıl barış havasında ve büyük bir coşkuyla, büyük bir katılımla kutlanan Nevruz’un bu yıl 21 Mart dışındaki diğer günlerde yasaklanması, engellenmesi bilinçli bir politika olarak devreye konulmuş ve Nevruz’un çatışmalı geçmesi için hükümet bütün kurumlarıyla azami gayret sarf etmiştir.
İstanbul ve Diyarbakır’da adı konulmamış bir sıkıyönetim ilan edilmiş, iki kent kuşatma altına alınmış, Nevruz’unu kutlamak isteyen halkımıza fütursuzca saldırılmıştır.
Saldırılar karşısında geri adım atmayan halkımız ise, gerek İstanbul’da gerekse de Diyarbakır’da topyekün bir direniş sergilemiştir.
Halkın demokratik direnişiyle yasakların kırıldığı, engellerin aşıldığı Diyarbakır tarihi günlerinden birini yaşamış, tarihsel bir Nevruz’a ev sahipliği yapmıştır.
Diyarbakır’da engellenemeyen Nevruz kutlaması İstanbul’da da büyük bir halk direnişine sahne olmuştur.
İstanbul’da bütün yollar, caddeler, sokaklar tutulmuş, güvenlik güçleri, fetihe çıkarcasına İstanbul’un dört bir yanını kuşatmış, insanların Nevruz kutlamasının yapılacağı alana ulaşmasını engellemek için seferber olmuştur.
Trenler, metrobüsler, metrolar, otobüsler ve bütün toplu taşıma araçları engellenmiş, yüzbinlerin bir araya gelmemesi için devlet olağanüstü bir çaba sarf etmiştir.
Tek amacı Nevruz’u kutlamak olan halkımıza dönük emniyet güçlerinin fütursuzca yaptığı saldırılar İstanbul’u savaş alanına çevirmiştir. Kadın, çocuk, yaşlı, genç demeden yediden yetmişe herkes Nevruz’u terörize etmeyi hedefleyen bu saldırıların hedefi olmuştur.
Polisin gaz bombaları, joplar ve tazyikli suyla yaptığı saldırılar neticesinde onlarca insan yaralanmış, 200’ü aşkın kişi de gözaltına alınmıştır. Gözaltına alınanlar çocuk, yaşlı denmeden işkenceden, meydan dayağından geçirilmiş, küçük çocuklar ağzı burnu kırılırcasına dövülmüştür. Bununla da yetinilmemiş, gözaltına alınanlar linç girişimlerine maruz bırakılmıştır.
Topkapı’dan Kazlıçeşme’ye doğru hareket eden kitleye yapılan müdahale esnasında yoğun gaz etkisine maruz kalan, saldırılar sırasında darp edilen ve durumu ağırlaşan partimizin Arnavutköy ilçe yöneticisi Hacı Zengin ne yazık ki hastaneye kaldırılırken hayatını kaybetmiştir. Hacı Zengin’in ölümüne neden olan hükümetin yasakçı zihniyetidir. Eğer Nevruz yasaklanmamış olsaydı, halkın özgürce kendi bayramını kutlamasına izin verilmiş olsaydı Zengin bugün aramızda olacaktı.
Halkın bayramını engellemek için fütursuzca saldırılardan, kitlesel gözaltılara varıncaya kadar her türlü baskı ve şiddet yöntemini devreye koyan AKP Hükümeti’nin bu yasakçı, baskıcı tutumunu kınıyoruz. Hükümete düşen görev Nevruz’u yasaklamak değil, Nevruz’un barış, hoşgörü ve güven ortamı içerisinde kutlanması için gerekli ortamın sağlanmasıdır.
Bundan sonraki kutlamaların barışçıl geçmesi için hükümeti sorumluğa çağırıyor ve uyarıyoruz: Bu yasakçı zihniyetinizden vazgeçin, saldırılarınızı durdurun, halkın önünde durmayın, halk iradesini yok saymayın.
Bakanlığı 21 Mart genelgesi