T24- BDP Grup Başkanı Selahattin Demirtaş, Türkiye'nin şu anda Suriye ile adım adım savaşa sürüklendiğini iddia etti.
Demirtaş, partisince Kayapınar Belediyesi Kültür Merkezi'nde düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Kürt sorunun çözümü önündeki tıkanmanın aşılması gerektiğini ifade ederek, şöyle dedi:
''Eğer İmralı'da görüşmeler tıkandıysa o halde İmralı'nın önü açılmalı, Sayın Öcalan'ın müzakere ve diyalog yürütebilmesi, barışa katkı sunabilmesi için önünün açılması lazım. Açık açık her şeyi konuşmamız lazım. Biz her şeyi açık tartışmadıkça gençler ölmeye devam ediyor. Kimsenin kimseden hiç bir şeyi saklamaması lazım. Müzakere olacaksa açık müzakereler olmalıdır. Hükümet açık siyasi bir heyetini İmralı'ya göndermelidir. Bunu Türkiye kamuoyuna ilan etmelidir. 'Ben savaş seçeneğini bertaraf ediyorum, diyloğun önünü açıyorum, gençler ölmeyecek, analardan, Türkiye toplumundan destek istiyorum' demelidir. Bunu yapsın ilk desteği biz vereceğiz. Bunun sözünü veriyorum. Hükümet artık bu konularda açık hamleler yapmalıdır.''
Demirtaş, Suriye'deki gelişmelerin hükümetin içerideki politikalarını belirleyen temel gelişmeler olduğunu savunarak, hükümetin bununla ilgili politikasının yanlış olduğunu bildirdi.
Başbakan Erdoğan'ın Suriye'deki gelişmelerle ilgili ''Tahammülümüz kalmadı'' şeklinde açıklama yaptığını, bunun diplomaside çarenin tükendiği anlamına geldiğini öne süren Demirtaş, şöyle konuştu:
''Diplomaside çare tükenmişse bir ülkenin komşusuna tahammülü kalmamışsa bunun adı nedir; bir sonraki adım savaştır. Başbakan 'Suriye'ye karşı savaşabiliriz' diyor. Tek başına hem de ne Meclise, ne muhalefete, ne halkına soruyor, ne bilgi veriyor. Suriye'ye savaş açacak neredeyse. Tek adam, tek parti iktidarını bunun için yaratmaya çalışıyor. Türkiye şu anda adım adım Suriye ile savaşa sürükleniyor. Başbakan bunu Türkiye'nin gözünün içine baka baka yanıltarak yapıyor. Sayın Dişişleri Bakanı bugün Suriye'de, kendisi orada, ben açıkça sormak istiyorum. Sadece Türkiye'nin Dışışleri Bakanı sıfatıyla mı oradadır, hayır; yanında başka bir sıfatı da var, aynı zamanda ABD'nin elçisi sıfatıyla oradadır. Kimse kimseyi kandırmasın. Amerika'nın çıkarları var.''
Demirtaş, Başbakan Erdoğan'ın Ortadoğu'daki gelişmeleri görüp, sözde Irak'ta yaptığı hatayı Suriye'de yapmamak üzere kamuoyuna sormadan kamuoyunu hazırladığını söyledi.
Blok olarak Suriye'de, Tunus'ta, Mısır'da, İran'da, Irak'ta, Libya'da ve dünyanın neresinde olursa olsun diktatoryal rejimlere karşı mücadelenin halkın özgücüyle yürütmesi taraftarı olduklarını bildiren Demirtaş, bu konuda o ülkelerde mücadeleyi yürüten halklara destek verilmesi gerektiğini kaydetti.
Demirtaş, Esat ve İran rejimleri ile diğer baskıcı rejimlerin kendi halklarına demokrasi ve özgürlük tanımadığı sürece insanlık tarihinde ve vicdanında mahkum olmaya devam edeceklerini belirterek, ''Başbakan Mübarek'e de 'dostum' diyordu, Kaddafi kankasıydı. Uluslararası müdahale olana kadar bu diktatörlerin hiçbirine sesi çıkmıyordu. Halklara destek verilmelidir ama o ülkenin rejimi değişecekse o ülkenin demokrasi güçleri öncelikle bu mücadeleyi yürütmelidir. Özgürlükten ve demokrasiden yana olanlarda oradaki halkları desteklemelidir. Bunun dışında herhangi bir seçenek, askeri seçenek, savaş seçeneği işgal müdahale seçeneği Türkiye'nin desteklediği bir seçenek olmaz, olamaz'' diye konuştu.
Davutoğlu'nun Suriye'ye 37 kez gitmekle övündüğünü iddia eden Demirtaş, şöyle devam etti:
''İlla 38 defa mı gitmeniz lazımdı? Hani 37 defa Suriye'ye gidip ilişkileri iyi hale getirmiştiniz. Bununla övünen bir Dışişleri Bakanı, bugün ültimatomu kendisine verilen, talimatı tebliğ etmek üzere yine Şam'dadır. Demek ki AKP'nin komşularla sıfır sorun politikası çökmüştür. AKP olabilecekleri önceden görememiştir, dış politikasını buna göre oturtamamıştır. Gelinen noktada komşuların tamamıyla sorunlu bir politika, Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana sorunların hiç biri çözülmeden bütün dış politika çökmüştür.
Yarın öbür gün sıra İran'a gelecek, İran'a dönük baskıya sıra gelecek. Esat rejimi düştükten sonra sıra İran'a gelecek, molla rejimine karşı bu defa AKP saldırmaya başlayacak. Bugün İran'ın sivil köylere yönelik saldırılarına sesiz kalan AKP yakın zaman sonra İran'a sıra geldiğinde yine tavrını uluslararası güçlerden yana koyup, 'efendim İran derhal düzenlemeyi yapmalıdır, sivillere saldırı yapmamalıdır' diyecektir. Bu kadar omurgasız, ilkesiz dış siyaset, Türkiye'yi işte bu hale getirmiştir.''
Demirtaş, toplantının ardından bir gazetecinin parti isminin değiştirilmesiyle ilgili çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin sorusu üzerine böyle bir çalışmanın olmadığını, ancak parti ambleminde küçük bir değişiklik yapabileceklerini söyledi.